29 Ekim 1932 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 3

29 Ekim 1932 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ekonomi Afyon İranla böyle bir itilâf yapılacak İran hükümeti, afyon satışla” Türkiye ile bir itilâf yap- ipin lüzum görmektedir. İran ven ticareti bir kaç seneden müessese tarafından Mm- Sa altına alınmış gibidi ei ül tarafından idare edilişi, Bir itilâfın daha kolay bir tatbik edilmesini temin e- Türk - İran aryon İtilâf; hak: »henüz resmi mahafilde ma- yoktur. Bu haber daha zi- kl İran siyasi mahafilinde mev bahsolmaktadır. Adanada pamuk Adanada pamuk fiatları, di- senelere nazaran aşağıdır. A © © EEE. . Bu fark, pamuk fiatları. i düşkünlüğü bariz bir şekil- 'apılan hesaplara göre, 929 nazaran 932 senesinde, fiatları yüzde yirmi Halbuki pamuk fiatları Yüzde otur noksandır. Şu va- Le Adana zürrat, HİĞİ pamuğu ucuza sat- la karşılık ihtiyacı olan gi *yyası daha pahalı satın al Adana bu senenin sekiz ayın- e 885 bin vermi Adana gazeteleri bu vaziyet- olan bez ve iplik fabrika aramaktadır. ut konservesi Konserve fabrikalarından bir lâhesi, bu seenki palamut bell istifade ederek meb: İamut konservesi ei 28 — Akhisarda he- bütün piyasası açılmamıştır. az bul | Tütün piyasası | İ cabeyin kurşunlu köyü sahillerinde İ kolları İ tahinin edilmektedir. İ Memi fte Kayserideki Fabrika Şehirsen bir buçuk kilometre mesa- fede inşa edilecek KAYSERİ, 25, — Kayseride ya- pılması kararlaştırılan mensucat fab rikasmm, Kayseriye takriben bir bu uzunluğunda ve 150 metre genişliğinde olacak, makineleri, 1500-2000 beyğir kuv tinde bulunacaktır. Fabrikada dai suretle 1000 amele çal . Sanayi umumi müdürü Şerif be- yin riyasetinde Z rus ve bir türk mü tabastısından mürekkep heyet dün Belediyede Hayvanat Bahçesi Yaldız. vğayının bahçesi muvafık görüldü Yıldız sarayı için belediye ile defterdarlık arasında yeni bir mu kavele yapılacaktır. Belediye ye- ni mukaveleden sonra Yıldızın dış duvarlarını tamir ettirecek ve sarayın bahçesinde büyük bir hayvanat bahçesi yaptıracaktır. Burada memleketimizde ehli, vahşi, bütün ha; İsnacak ve bunlar teşhir edilecek tir. Ziraat vekâletinin bu içe yar- dım edeceği ümit olunuyor. hayvanat hahçesi Belediyenin teşebbüsil lan bu noksanı tamamlan akşam Kayseriye vasıl olmuş, kuv- muharrike meselesini halletmek üzere Kayseri elektrik şirketi meeli si ideresile temas etmiştir. Heyet Bünyandaki Saniralı Ziyaret edecek ve Ankaraya avdet edecektir. İÇeşmede kaçakçılık ÇEŞME, 28. — Dün gece Çetme Bin Ayasarandi mevkine yelkenli | muhafaza öyerek sandala girmek istemişlerdir. Fakat sandal yelken açarak uzaklaş- mağa başlamıştır. Bu sırada Çeşme gümrüğünün 20 numaralı motörü gelmiş ve yelkenli yi takip etmeğe başlamıştır. Fakat deniz sert ve karanlık o olduğundan yelkenli kaçmağa muvaffak Mei Bursa yolunda iü kazası BURSA, 28.— treni dün Tepe derbent yukuşunda kızalt yap- mış, müşkülâtla durdurulmuştur. birdenbire geriye doğru Ufak tefek yar: lar olmuş, Fa kat kaza müsssif bir şekil almadan geçiştirilmiştir. Kolları kesilmiş ceset İ M. Kemalpaşadan yazılıyor; Kara 7 kesik ve belin- de sekiz okka taş bağlı bir ceset bu- Tanmuştur. Cesedin hüviyeti o meç- buldür. Cesedin motör ve kayıkçılar tarafından getirilip denize atıldığı | Malkara şenleniyor Malkaradan yazılıyor: — Biribirini | takip eden harp felüketleri yüzün ULAN BUNUN at satmamıştır.. ork borsasında! giliz lirası ORK, 28 (A.A) — Nev- EYER. Dünkü kapanış nazaran 3/16 nisbetinde Yükseliş vardır. e 0 e Barkasmdan alman detveldir ) Teşrinievvel 1982 AREA ERER Ka GN e ARADAN 0 İ çılmakta ve meydana gayet büyük den harap olmuş olan Malkara şeh inin imarı için yeni Belediye Reisi İ Tevfik Bey geceli gündüzlü bir fan j liyet sarfetmektedir. Kasabada yeni tarzda birçok dükkânlar | yaptırılıp İ kiraya verilmekte, bozuk yollar ta- İ mir edilmekte, geniş, bir meydan a- bir havuz yaptırılmaktadir. Kasabanm mahrukatı Kurudağ or manından temin edilir. Bu ormanda buz gibi akar sular, billör gibi kay- naklar ve hadsiz hesapsız derecikler vardır. Kurudağın tepesinde çok eski 20 manlardan kalma bir kale de vardır. Bu kaleden bütün Eğe sahillerini görmek kabildir. Bir köyde cinayet Akdam köyünde oturan Süleyman oğlu İbrahim ayni köyde oturan Mustafa oğlu Murtazayı bir kavga neticesinde bıçakla yaralıyarak öl dürmüstür : Katil biçağiyle yakalanmıştır. Müddeiumumi munvini Halit ve hü- kümet tabibi Hamit Beyler m” ve muayenede bulunmak öüleden sonra mezkür köye Mi ir, Izmir civarındaki bataklıklar İzmirden yazılıyer: Vilâyet sıtma meclisi sıhhat müdürlüğü dairesinde pi Km ağanın ziyhsetinde top Medi belediye kürt icap «den ve messi plânı hazılanmış bu. caktır. Altı yaşındaki bir çocuğu boğup öldürmüş ZONGULDAK, 25 — Ereğli şirketi İskomotiflerinde çalışan makinist Hüseyin efendi cuma gü nü evine geldiği zaman, refikası maktadır. Denizden dolma yerler Denizden dolma sahiller hak- kanda evvelce belediye ile defter- darlık arasında uzun ilâflar gemi Her iki daire de deniz dolma kara parçalarının ken in ait olduğunu y ediyor du. Kanunu medeni ile belediye kanunu bu il prensip nok 5 enitşir, Kanu egea ei gön re kendi kendine denizden dolan kara parçaları hükümete aittir. Belediye kanununda belediyece mesaji sarfedilerek © doldurulan kara parçalarınm belediyeye ait olduğunu bu suretle bu pürüzlü işi halletmesi üzerine defterdar- lik ile belediye arasmdaki bütün ihtilâflı işler halledilmiş ve bu a- razi tapuya bağlanmıştır. Deniz itfaiyesi Belediyeni: bir motörden iba- dır. Denniz sahilinde veya liman da yangın çıktığı takdirde bu mo törden istifade ediliyor. Yeniden son sistem bir motör almacaktır. Eski motör Adalara nakledilecek tir, Fener meydanı Haliç Fener meydanının şehre ve binaenaleyh belediyeye ait ol- duğuna mahkemece karar veri- İmişti Karar mahkemei temyizce nak zedilmiştir. Temyiz mahkemesi dinlenen şahitlerin | şehadetlerin. de bazı noksanlar gördüğü icin kararın nakzma karar vermiştir. Bu noksanlar, asliye mahkeme- since ikmal edilmek üzere dava yeniden görülecektir. şlarında olan oğulları Nu- söylemiştir. Bunun üzerine Hüse yin efendi çocuğunu aramağa baş lamıştır. Fakat bütün bu araştır. malara çocuk meydana çıkmadığı ertesi gün ve ak- şam poli ile yapılan tal riyat ta bir netice vermemiş ve cumartesi günü de böyle geçmiş tir. Pazar günü öğle vakti keçileri- ni otlatmak üzere Caydamarı oc: ğı üzerlerindeki ormana cıkan bir kadın çalılar arasında bir cocuk ölüsü görerek derhal polise ha- ber vermiş ve ölünün yanma gi- dildiği zaman bunun iki günden beri kaybolan Nureddin olduğu anlaşı'nrak ailesine haber veril mekle beraber tahkikata başlan» maştır. Yapılan tahkikata nazaran al- tı yaşlarında olan Nureddinin bir tecavüze uğradıktan sonra öldü- rüldüğü anlaşılmıştır. Cani krra- vatmı çocuğün ağzını tıkayarak ellerile boğmak suretile öldürmüş tör. Cani aranmaktadır. Çeşmede Yunanlı ba lıkçılar ÇEŞME, 22 izde bir yananı ve bir arkadaşı, Sakız ilmanına mensup bir sandan bi nerek Çeşmenin Afacan burnu mev künde bomba ile balık avlarken Rah il EMLÂK SAHİPLERİNE | ve MİMARLARA Beyoğlu Havagazı Şirketi bütün | güz tesisatınızı pnes'uliyeti tahtında, | rekabet kabul etmiyecek © derecede | <hven fistle yapar. | Anası Allaha ema- net etmiş gitmiş Kalyoncuda Keklik sokağında boş bir arsada bir aylık bir çocuk burakılmıştır. Göğsünde çıkan kâ- ğıtta isminin Cavit olduğu yazılı olan çocuk Darülâcezeye gönde- rilmiştir. İnşaat yerlerinde hırsızlar Zabıta inşaat yerlerine dadanan bir harsez eye yakalamıştır. Vak sözle olemmşinr: Taksimde eski Talimhane meyda- nında inşaat yerlerinden son zaman larda bir çok eşya aşırılmıştır. Zabı ta bu hususta icabeden tahkikatı yapmış ve tertibat almıştır. Evvelki gece etrafı tarassut etmek te olan polisler gece yarısı bir ada- min etrafı gözetliyerek inşaat yerle rine ilerlemekte liğini sör ir. Memurlar bir tarafa sak- ops” nz takibe başlamışlardır. Bu adam Talimhane meydanında Niyazi bey isminde bir zata alt bina »n yanına yaklaşarak bir çok kalas, demir, ustalara ait (aletler ve saire akp kaçmaya başlamıştır. Bu #zrada goller yetişerk kendisini yakalamış zi Ali isminde birisi e anlaşılmıştır. Alinin bu şekilde daha bir çok yerlerden eşya çalıp başka dana *ur. Bunun daha başka erim ie olup olmadığı araştırılmakta dır. Zorlu esrarkeş Alemdarda Mahmut isminde biri- si evinde fazla mıktarda | esrar içe rek kendini kaybetmiş ve evdekilere taarruz etmeğe, önüne yeleni dövme ğe başlamıştır. Ey halkı bununla başa çıkamayın ca polise haber vermişlerdir. Polis- ler eve gidip İ.unmudu yakalamış” ar, fakat Mahmut memurlara da hü | cum ederek karakola gitmek isteme- miştir Polisler bu azılı esrarkeşi müşki- istia karakola götürmüşler, Mahmut | dırmaya başlamış ve bu sirada polis ırup yaralamışi karakolda da küfür ederek etrafa sal retle ortalığı birbirine katan Mah- mut zorlu zaptedilerek ayaş Kendisi adliyeye verilecektir. Kavga, iel Kasımpaşada yorgancı Bedri ile Mustafa kavga etmişler, Mustafa Bedriyi İki yerinden yaralamıştır. Dargınlık Galatada oturan Ethem Efendi ile pazarda oturan Mehmet es. ki bir dargınlık Oo yüzünden kavga etmişlerdir. Mehmet Ethem Elendi yi demirle başından Sarhoşluk * Evvelki gece Usküdarda İnşi- rah bahçesinde bir bödise olmuş tur: Sandalı Sabri, müyes.| zil Saim, İsmet, Demirci Eşref sa at ona doğru sarboş oldukları hal de İnşirah bahçesine gitmişler ve bahçede oynıyan tiyatroyu seyre başlamışlardır. Kantolar bitip te drama başlanınca der. hal avazları çıktığı kadarı — Kantoları kısa kesiyorsu- muz, fazla kız bulup oyun oyna. yapmağa, çalmağa teşebbüs Üdlnce büliçe saliibi Murat, Bak- çet, Baki Efendiler derhal sarhoş ların yanıma giderek sükünete da vet . Sarhoşlar bu ih- tardan fena halde kızmışlar, da: ha fazla gürültü yapınca Deliler tarafından yakalanmışlardır. Kumar minde üç kişi kumar oynarlarken yakalanmışlardır. yatmacağı bir tek lira ile bir senede toplanacak olan 14 mil. yon Bra memleketimizde her sene 'ösi' dört milyon lirahk ye- mi iş sahası açmak demktir. Şehirde bir hayvanât bahçesi açılacak Istanbul A asıl Eğleniyor? şeker fabrikasında tatlı bir gün geçirdik.. | Çekmece gölünde Boğaziçi sahilleri - Ruzgâr çoktan geri getirmişti . Molla suyu, imam suyu . Şeker gibi adam . Kuru bir Amerikan Sofrası . Fakat kadın göbeğine diyecek yok.. Alpullu Geçen Cuma için şeker fabrika smın Alpulluya tertip ettiği gezin tiye ben de davetli idim. Madem ki işin içinde şeker var her halde bu seyahat tatlı geçecekti. ez erkenden Sirkeci istas onunda buluştuk. Trenimiz, bizi bekliyordu. Dikkat o buyruluyor mu?. Trenimiz diyorum. Bu üç vagonlu katara tek ya- bancı yolcu bile girmiyeceğine gö re “trenimiz,, demekte haklıyım Seran, Dagli vermgik Herkez, kolayca, kafndengi ahba- bını buldu. Yenikapıyı, Samatya- yı, Yedikuleyi, Bakırköy ve Yeşil köyü geçip Çekmece hudutlarma sonra trende grup çinin küçük kıt'ada yapılmış bir modelini andırıyordu. Arkadaşlar gölünde Boğaz yerlerini bile gör “ meğe kalkıştı; — İşte Hisarlar... Görüyorsu Buz ya, nasıl burun burna gelmiş » Bak, şurası da, İstinye ko- yeli Allahaşkına söyleyin, şu kıv rıntı, Kanlıca körfezinin ta kendi- si değil mi?. Kendi boğazının derdine dü- gen bir Üzümkızı âşıkına soruyor lar: — Nasıl, hâlâ Kandilliyi göre- medin mi?. Gülüyor: - Ne gezer, daha Çengelköye bile demir atamadık. Poyraz- dan göz açamıyoruz ki. . Öteki vagona geçmek istiyen- ler birer birer dönüyorlar: — Demirlere yapışmazak gidi- yorduk.. Ne sert hava bu.. Bu arada şeker şirketi erkfinin an Haydar Beyin şapkasmı rü gür alıp götürdü.: — Geçmiş oleun Beyefendi!?. “Gülerek — Ne yapalım, diyor, arkasın dan koşacak değiliz ya. - “Akşam,, cı Hüseyin Avni içini. çekti; — Benimkini alsaydı, rüzgür, şimdiye kadar çoktan geri getir- işti, — Neden?. Havı dökülmüş şapkasını gös- terdi: — Kime satacaktı a birader?.. Artık muhabbeti tatlı tarafın- dan koyulaştırmağa | başlamıştık. İçi havyarlı sandviçlerle yaldezir sigaralar da gelince artık dokun- mayın keyfimize. . Etrafımdakilere | bakıyorum: Gelsin şişe şişe Kocataş suyu. 5 bah sabah, mutlaka kuzu dolması — Ocoh. eh vallahi ya- am çu “Mol Akşamcı bir erbaş sapır dattı: — Molla suyuna diyecek yok ama, akşama imam suyu vermez- lerse halimiz haraptır. Bir aralık Alpullu şeker şirke- murahhas azası Hayri Bey, ga- zetecilerin yanına geldi ker fabrikasının Trakya #ıl bir nimet olduğunu, ki ylünüm | pancar ziraati sayesinde nasıl u- mulmaz bir refaha kavuştuğunu anlatıyor. Hayri Bey, meselâ Trakya için diyer ki: — Yarım asırdan beri üzerin- de hicret selleri geçen bu. vatan De — Sözü ne uzatıyorsun azizim şeker gibi adam de, çık işin için. den. Karınlarımız zil çaldığı bir se rada, Alpulluya varan trenin dü- dük sesini duyduk. İstasyonda bi- Zi çok samimi ii SRMN Sila gal nasıl olur?,, gibilerden bazı frsl- tılar oldu ise de Hayri Bey, bu iş- te de büyük dirayetini gösterdi fasıltıları bir anda bastıran sesi — Evvelâ sofra 1 dedi. Bir arkadaş listeyi eline aldı, evirip çevirdikten sonra aradığını bulamamış gibi masanın kenarına bıraktı. Bir aralık listenin başın- daki küçük dünya © yuvarlağını parmağı ile işaret ederek: w gördünüz o ya, dedi, İöndü döndü de başıma yı- — Hayrola . Ne var?. — Daha ne olsun. . Kuru kup kuru bir sofra, . — Birazdan fabrikayı gezer. ken wwlanırsın. — Anlamadım. . — 32 hararet derecesinde na- ma, yemeklerine diyecek yok. Hele kadmgöbeğinin yeme de ya- pında yat Yemeği saat üçe doğru bitirdik Artık fabrikayı dolaşıyoruz. Pan- car köspeleri hakkında — fabrika müdürü izahat veriyor: — Bu küsmeler, hayvanlar içim en mükemme! bir gıda yerine ge- Birisi sordu” — Hayvanlar, yalnız küspe mi İ yiyorlar — Hayır.. dn ve Küspe, yem arasın makamında veriliyor. Lütfü Bey işi kısa kesti: — Süel hayvan o kompostosu “desenize. Su tazyıkile fabrikaya pancar sevkeden büyük Elfa makinesi, hayran hayran seyrederken yorlar ki: ir kurşunla vurulmuş gi- bi yere serebilir. Pancarların bu su elinden çek- tiklerini bir görseniz hallerine a- cırsmız. Nereye kacsalar süyu kar yılarında buluyorlar. Bu sırada bir arkadaş pancar. Ira baktı baktı da: — Olur şey değil, dedi, bun! nasl pancar kuzum?, — Basbayağı pancar,. « Ğ - pie dediğin pancardân urşu olur. Burası turşu fabrikası e arm Fabrikanm pancarları ayıklı. Gemiler tesçil Edilecek 150 büyük, 5000 küçük gemi: var Millet Türki. kadar dr n be » Kü. güzel san'atlar | diri Mete lancer kurması değil midir? | yan büyük çarkı önünden geder ken birisi bağırdı: İ — Dikkat! Canlı hir pancar'gi bi fabrikaya giriyoruz. . Bir başkası cevap verdi: — Evet ama, şeker olup insan kursağma girmeğe calışalım. Ma lâm ya, sonunda küspe olmak ia var. , En son kimya mazariyelerinin tatbik sahasına girdiği bu büyük fabrikada pancardan şekere ka- dar öyle ince nmeliyeler | var ki bunları size birer birer yazmağa k benim becerebileceğim değil. . Sadece şunu söy- Miyeyim ki, memleketimize en son ra giren şeker sanayiinde şimdi. den bir çok memleketleri geride bırakmış bulunuyoru” Bugün, dünyanın hiç bir ye İ rinde, bu kadar kesif bir pancar | ziraati yapılmıyor. Alpullu fabri- kası, istihsal kudreti ve — teknik mesai İtibarile ancak sayılı sana- yi merkezlerindeki fabrikalarla | ölçülebilecek bir dereceyi bulmuş tı Büyük bir gürültü ile işliyen kazanların başmda yarıçıplak ça aşan bir amele ile Konuştum: zanıyorsun 7. — —& buçuk lira. . Bunu söylerken göğsü sevincin den bir körük gibi acılıp kapandı: — Bu para sekiz sene evvel bi- zim aylık kazancımızdı. Allah be reket versin, çoluğumuz cocuğu. muzla senenin altı ayı çalısıyor, altı ayında da kazandığımızı ra hatça yiyoruz. Alpulluda abrika amele sinin bütün bir günlük masrefı ya rum Birayı geçmediği icin artırdığı para da ona altı ay yetiyor. Şerbet halinde şekeri, © surup kıvamında şekeri, bal gibi koyu” laşmaş şekeri gördükten sonra, ni bayet bir kazan başında, hakiki beyaz şekeri gözlerimi-le gördük. Arkadaşlar, teberrtiken ağızları. na birer parça şeker attılar. İçi- mizden derin bir oh çekerek: — Şükür yetiştirene! dedik. Faaliyet halindeki ispirte fab- rikasını da gezip dolaştıktan sop- ra da güzel, istifadeli eğlenceli bir çün geçirmiş olmanın verdiği hazla vazonlarımıza girdik Arkadaşlardan biri gülerek”? — Şekeri şimdiye kad nız yamesini biliyorduk. dedi, ar- tık nasıl yapıldığını da biliyoruz... Ben sözünü tamamladım: — Nasıl yapıldığını bilmek, ye mesi kadar tatlı oluyor... “Yollarda, tatlı tatlı şeker bah- sini ederek, arasıra hafifce şeker- ceyarısına doğ ru Sirkeciye döndük. M. SALÂHADDİN RADYO Bugünkü Proğram ISTANBUL — (1200 metre) 18 orkestra, 19.30 Tanburi Refik B. ile arkadaşları ve İnci Han tra lat konser, 21 orkestra. BÜKREŞ — (304 metre) 20,40 gramofon 21 radyo orkes Arası, 2 ,40 konferan, 22,15 dans — (441 metre) 21,45 Dul kadın ismindeki operet. PRAĞ — (488 metre) 20.05 konferans, 20.20 askeri bando. VİYANA — (517 metre) 21. 36 bar havaları 21.15 orkestra. PEŞTE — (550 metre) 20,45 konser, 23 haber, solo VARŞOVA — (1411 metre) 21 hafif eserler, 23,05 Şopen kon — (1635 metre) 20 21 Manihten naklen <ümhuriyet pe forkası- i altında Şişli genele” birliği isminde bir birlik teşkil e bü- dilmiştir. Birlikte o muhitin i bulunun Bürün. saat is da bir danılı

Bu sayıdan diğer sayfalar: