12 Kasım 1932 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5

12 Kasım 1932 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— —— i TABİAT | Keşfedilmemiş! Adalar var Yiminci asırda hâlâ keşfe- İ| fedilmemiş adalar var mr dersi iz?. Belki Kutuplarda ebedi larin altında henüz keşfedil Memiş adalar vardır, fakat şu | ik dünyanın başka taraf. atar İ m | Fakat coğrafya © noktai İSsarnden oldukça büyük bir İN sahasını I ağir rasgeliyorlar ve bun Ote tabi yn diler, ii L İh | lerde derinlikler MN hi gok yeni adalar keşfet- larda böyle haritaya eri hul adalar bulunabilece e nn rlar bunun aksini iddia lar, Bu kadar vapur, se- süratlikruvazörler,tayya *ler denizlerin her tarafını mü İmadiyen dolaşıp dururlarken MİR insanlara gizli kalmış a- PA bulunsun, hayret! Bir kürrei müsattahada dün atkı 510 milyon kilomet murabbandan biraz fazlar dr, Şi Bunun 144 milyonunu ka” , 366 milyonunu sular teş- Mn Şe, Halk tek başına Yalnız. yük Okyanosun me- hai imi 167 milyon kilo Netre murabbardır. Demek ki, raların mesahai sathiyesin. fazla ve mevcut denizlerin | pe umumiyesinin yarısı ka ği şey.. Denizler haritala- haa bakarsanız, sondaji yapı- esk ie kicik din sahalar Sür BE, baraların sondaji yapıl. Yan henüz keşfe Miş değildirler, binaenaleyh ha | Mi üzerinde işaretler de | r, Halbuki buralarda ada- | İ Kilbasen volkanik adalar | İNE çoktur. Yani büyük Okya: | Bu kadar asri nakil vasıtaları Ürken, nasıl oluyor da. Okya- Ns en küçük köşelerine kadar İmamış?. Halbuki de. eldeki seyrüsefer vasıtala il elde edilen son terakkiler | başlıca sebebidir. ç Önsekizinci asrın güyeder kadar, denizlerde seyrüse- > hep yelkenlilerle temin edi Yelkenli gemiler her za- müsait hava için, bazen rüzgü kn da da hareket etmek mec- kalırlar ve denizin ime Şühiş sikzaklar yapar Bu münkesir hattı tal ik mecburiyetini Klee Ni uzatmak gibi bir mahzuru “taramak, gibi bir şe dasr da oluyordu. Yelkenli iler, böyle rüzgârı idare et. için sağa sola tebdili mev- hi, tikçe, daha geniş bir saha- dünya haritasma ilâve edi- “irdı, | yük kâşifler hep bu saye- | 3 ondokuzuncu asrın yarısında buharla işleyen iler peydah oldu. Vapurlar | iğ ondan sona, kuvvetli ma a ri sayesir'de rüzgrın key- Meselâ Sanfransiskoya için daima en kısa yo- iyar etmeğe başladılar, A- Okyansun beri trafında he “keşfedilmemiş su gölleri, Miş. Vapurun süvarisine ne? için asıl, az kömür yaka- Mi «n kısa yoldan O menzili a #uduna varmaktır. İşte bu wdir ki, büyük Okyanos Yapurların daima işledikle- r müstesna, daha ileri sa yapurların geçmediği i hep meçhulümüz kal- s dö Monako büyük Ok henüz keşfedilmemiş | yüz ada mevcut bulun irin ediyordu. A idografi ofisinin son | iği bir eser Monako pren | ikvermektedir. Bu eser- 0 adanın daha yerlerinin | "olmadığı, hele 80 adanın udiyetine bile (| katiyetle edilemediği. yazılmakta» NE Önek ki Okyanos küşifleri faha hayli yapılacak seyler | e | | RADYO | Kötür Kır ortasında fakirane bir ev- de çok ihtiyar bir kadınla, sekiz Winimini mektepliler hatıra olsun diye biri- birlerinin resimlerini alıyorlar yaşımda Tomris isminde bir kızı yaşıyorla, Daha kürikleğ ünden beri ayakla rı tutmuyordu. Sabahleyin anne- si, kızını temizler, üstünü başını giydirir, yazın kapnsın önüne, k- şın da pencerenin kenarına otur- Tomris zengin kızı olmadığı i- sin, pek o kadar nazlı büyüme- günlerde kel na arkadaşlık yapıyor, saçların üstüne konmaktan çekinmiyorlar- dı. Kuşlar sanki onun için ötüyor ardı. Kış mevsimi de Tomrisin çok hoşuna gidiyordu. Ortalık bembe yaz olduğu zaman, içi açılıyordu. mesi de çorabın şel | yırtık, delik ve sökük yer- ip yamalamakta. meha- izleri hep ça İşer ve Vel de kızının yata ği başımda oturarak, kızını yalnız bırakmazdı. Bi halde bir kadın fakir eve Kızın elbisesinin dikilecek iz pi yükü üçabuk diker mi- Kk gelirilen paketi şt, söküklerini mmuâyene eder. ken, gelen kızın görü £ kötürüm Tomrise ilişti, — Hanım, sizin kızımız mı??. diye sordu. in çeslğunlüğemsi ve has! dedi. Yürüyemer, onun için de biç m çıktığı yoktur. ik kız: — m dışarıya çıkamıyor, öy le mi?. dedi ve gözleri sulandı. halde bana izin verin, de di, kızmızı otomobilime alayım, Bugünkü proğram ISTANBUL 1200 m.— 18-185, Darüttalim heyeti, 18,45-19,20 Ala franga orkestra, 19,20 - 19,45 Müp- tedilere mahsus Fransızca ders. 19, 45 - 20, Alafranga orkestra, 20-21, 30 Durüttalim. 21,30.22,90 orkestra, VARŞOVA 1411 m-— 1706 Ço cuk programı 1730, gramafon, 18,05, gramafon, 19,05, Hafi siki, 21,05 Keza, 23,10 Chopin'in e- serlerinden konser, 24,05 caz. BUDAPEŞTE 550 m.— 18,05 si| gan musikisi, 19,35 opera orkestra- 8, 21,05 operet temsili, Müteakiben, | Siyam musikisi. VİYANA, 517 m— 17,50 operet | ve dans parçaları , 20,15 Tagannili | konser, 21,05 Der Liebe Aügustin i- simli operet, 23,35 Adolf Pauşer caz takımı. PRAG, 488 m.— 1855 gramofon 19,35 Almanca neşriyat, 20,25 karı-. şik iyı ye kiübünün küşet resmi, 2208 A- vusturya halk musikisi, 23,25 Ostro ti konseri, 21,20, 23,05 gramofon ile car BÜKREŞ 394 m— 18/05 karışık konser,19,15 konserin devamı, 20,45 gramofon, 21,05 | Monolok, 21,85 Heyet şarkıları , 23,20 cazband. BRESLAU man m.— 17,35 Hafif masiki, 20,20 on © konseri, 21,05 opera parçaları, ( (tagannili), Berlinden Dans rewsikisi, Çocuk kötürümdü. | 1,25 Kolonyadan, Rad | Salon mesikisi, | I l sm | MİLLİYET, GUMARTESİ, 12 TEŞ üm Tomris üireyim. ün) getirip size bırakayım. rişin annesi müsaade etti. | Zavallı Tomris teşekkür edemiye- | cek kadar heyecanlı Sndece gülümsüyordu. | Çağırdıkları şetör Tomrisi bir | battaniyeye sararak,otomobile gö türdü. Saatlerce bir gezinti yaptı lar. Kötürüm kız görmediği bu | manzaralar kavşısında edeta ken- di felâketini unutmuştu. Ondan sonra Tomrisi getirip evine bırak» | tılar, Zengin kız tekrar geleceğini | söyliyerek annesile beraber gi Bu küçük kızın ismi Suna i vâdini tuttu, Het geldi. Mühim bir ameliyattan son ya zavallı Tomriskötürümlükten — | | diyi bulmuşlar, | anlatmışlar, Minimininin gecelik hırkası ve hırkanın üstündeki süsler kurtuldu, Ve ömrünün sonuna ka | Zenginlik böyle olur. Tiyatro Piyesi Mektepte o gün bir temsil ve- receklerdi. Sınıfın hocası piyeste bir talebenin babası olinâ almış | İki kardeş meden bu kadar hübürleniyorlar. — Acaba kuyruğuna mı göz koy- | ürü İ etmiş. O vakit geriye beş kişi: | bir de kaz, etti üç baş.. İyi mi? İ alıyorum, birinci İ lerine dönmüşler amma, | Efendinin bu'ferasetine de bayıl- U 6 kişi.. Bir köylüye tanıdıklarından bi- ri beş besili kz gördermiş. Köylü | bu hediyelerden son derece mem- nun olmuş. Hemen birini karısına kestirip yemek istemiş. Fakat ace lesi yok. Kazlarla beraber bir de mektup var. Onuda okuyalım: Mektupta beş kazın köylüye, ka- rısma rt çocuğuna taksim e- dilmesi bildiriliyor. Ne yapsın? kaz beş tane, sim edilecek aile efradı altı kişi Uzun uzun düşünmüşler. Köylü- nün karısı demiş kiz Canm ne düşünüyorsun? kazları yolar, hepsini bir arada pişiririm. Sonra altıya taksim ede rim. Çocuklarım kardeşinin ö üğü en küçük İmesini teklif beş kaz kalacağını söylemiş. Fakat bir kere de hoca Mestan Efendiye danışılması münasip gö rülmüz. Mestan Efendi gök hesapçı, yaziyeden derin anlar bir adam- mış, Köylü ve ailesi Mestan Efen- hal ve macerayi Mestan Efendi bir müddet dü- sünmüş ve sonra şöyle bir taksim | yapmış: — Şu tepsideki kazları bana sl Buyurun şu birinci kazı! Ko-| ile karısma veriyorum. Kocanı | karısı iki, kaz etti üç baş-. iyi | gö imiş af ele içarder | lere veriyorum. Büyük erkek kar deş bir, küçük erkek kardeş iki, Je üçüncü kazı da İz kardeş bir, küçük kız kardeş ik iri i İyi kaz, iki, bir ben, et Haydi şimdi selâmetle evini- Mestan mışlar. Çünkü kazları almış, ada- tı. Piyes başlamadan hoca talebe- ye tenbihatta bulundu. Bu talebe “Beni taniyor musun?” diye sora cağım, sen de (KAŞİF) diyeceksin. -— Peki babaöığımı”"« gecesi mektepte hazır iyatroya başlandı. Tam i perdede “röl sırası geldiği zaman, babası oğluna sordi — Peki küçük, yor musun? Çocuk şu cevabı verdi: — Hayır babacığım. sen beni tanı. İstediğim yerde gezip dolaşa bi- | — Bam, bum, bam, bum... K İki daire ile bir kaç resim.. Bir büyük ve bir küçük perde halkası ile bir çok eğlenceli resim ler yapmak mümkündür. Bir kur şun kalem ve beyaz kâğrt alınız.. Bu perde halkalarile gönlünürün istediği şekilde bir çok resimler yapabilirsiniz. Büyük halka ile iğimiz re rak, bir tecrübesini yapımız. Karınca ile kelebek (Geçen hafta Pariste muharrir çocuklar arasında bir yazı müsa- bakası açılmış ve binlerce çocuk yazdıkları yazılarla ba müsabaka ya iştirak etmişlerdi. Ba müsaba. kada Madine Roubakine ismind. on iki yaşında bir kız birinciliği hazcnmıştır. Bu kızın yazdığı bir hikâyeyi tercüme ediyoruz: l bir gün, öğleye doğru,| bir karınca yiyecek aramağa Gık- mıştı. Derken yolunun üstünde kelebek çıktı. Kele- namak ister misin? Karınca şa sevabı verdi — Hayır yavrum, benim hiç vaktim yok Gidip yiyecek araya- cağım. — Ha, ha, ha!!! Karınca ha- nım yiyecek aramağa çıkmış. Ha nım oyun oynamak için beni ken- disine yakıştıramadı. Müstehzi kelebek - Öyir işe allaha ısmarladık hanunetendi, dedi ve altm kanat -ak kasabaye kadar ve etmek ZE pda Ye yüakği. diyor, dedi, ben kasabaya kadar gittim. Pastalar yedim, geldim. Halbuki siz daha beş yüz metre bile gitmemişsiniz. Benim iri ka- hatlarım var. Rüzgâr gibi gidiyo- rum, Sonra benim çalışmağa hiç ihtiyacım yok ki.. Ben nereye git sem, yiyeceğim orada hazırdır. Karınca cevap vermedi ve yolu na devam etti. Kasabadan döner- ken, kraliçesine ekmek, peynir, tohum gibi yiyecekler getirdi. Karmca hanım gene bir gün kasabaya inmişti. Tam yarı yole İ gelmişti ki, bir yağmurdur başla- Are b da ne Ti keleş ve den kovalayorlar' dı. İslanmamak hemen bir deliğe sığındı. Yağmur dindikten sonra yolu- na devam etmek istiyordu. Fakat müthiş bir manzara ile karşılaştı. Evvelce raatgeldiği küçük kele- bek, yağmur yağarken bir deliğe sığınamamıştı, çünkü iri kanatları İ bunasmâni olmuştu. Onun için yağmur altında sırarklam kesilmiş u. İyi kalpli karınca hanım, sepe- in küçi İ tinden bir bez çıkardı. Kelebeğin — Aman, anmeciğim, koş, yetiş. | senin huzuruna çıkardı. —- öyle görterişler * yapan, başımı belâya sokmayayım. MAL kanatlarını ve yağmurdan gi — Karınca hanım, beni affet, Artık bir daha seninle alay etmeyeceğim. — Artık iri kanatla. rımla gururlanmayacağım. Bir makas al, Şu kanatlarım kes! — Sen delisin yavrum, ben öyle yey yapar mıyım? Allah gös termesin, ben öyle şey pmam. Ve karınca har ilâve ettiz di benimle yel, seni kra- Tiprili » götüreyim. Kelebeği yanına aldı ve krali- Kralir& buraya gelen çalışır, sen de çalış. Fenalığa daima iyilikle muka- bele etmeli, || İKemju memleketlerde) i Suriye meclisi -İçok hafriyat yapılmıştır. o muştur. i Toplandı Vataniler kabineyi tutmak için içti- maa iştirak ettiler Şamdan 7 tarihile Adana ga: zetelerine | yazılıyor: Şamda dün toplanan meclis Vatanile- rin de iştirakile eski kabineye müttefikan itimat reyi verdi. 68 meb'ustan yalnız bir tek meb'us meclise iştirak etmemiş ti: Bu meb'us “Hür kanunu © sasi fırkası lideri Şakir Nimet eBydir, Vataniler meclise işti- raklerinin sebebi de kabinede bir değişiklik yapılmaması hak kında Fransızlardan söz alma- sıdır. Halihazırda kabine mev- cut üç nazırdan ikisi Vatanidir ki ekseriyet Vatanilerde demek tir, Vataniler bu şartla meclise iştirak ettiler. Bir sebep daha * var: Humus ve Hama müntehi bisanilerile Şam müntehibisani leri bir mazbata yaparak mille- tin haklarımı mecliste müdafaa için meb'usların meclise girme lerini talep etmeleridir. Umumi lider Haşimül'etasi B. meclise iştirak taraftarı görünüyordu. Diğer taraftan müfrit Vatani- lerle birlikte İbrahim Hanano Boy sureti kat'iyede meclise girmemek ve meclisi fethet mek için ısrar ediyordu. Müte- vali içtimalar ve müzakereler den sonra Haşimülatasi Beyin fikri galebe çalmış ve dün mec lise sirmişlerdir. Mecliste kabi neye itimat reyi verdikten son ra encümenlerin intihabına ge- çilmiş ve ilk iş olarak bütçe en- cümeni İk edilerek hazır- lanan bütçe lâyihası bu encüme ne havale edilmiştir. Encümen on beş güne kadar lâyihayı ha- zırlayarak heyeti umumiyeye sevkedecektir. Şimdi en mü- him mesele muahede meselesi- dir. Fransanın Suriye ile İrak- ta olduğu gibi bir ittifak mua- hedesi aktedeceği ve hattâ M. Heriyonun bu muahedenin sür atle aktedilmesi için M. Ponso ya kat'i talimat verdiği mevsuk membalardan teyit edilmekte. dir. Muashedenin müzakeresi esnasında Vatanilerin nasıl bir hattı hareket takip edecekleri henüz belli değildir. Fakat şu muhakkaktır ki, ağır bir mua- hedeyi imzadan istinkâf edecek lerdir. Vatanilerin meclise işti rak etmeleriyle oŞamda siyasi hava biraz sükünet bulmuş gi- bi olmuştur. Ruslar 100 şehir inşa edecekler İzvestia gazetesinde okundu ğuna göre, Ruslar 100 sehir ve amele köyü bina etmeğe karar vermişlerdir. Bu şehirlerin bir kısmı Çar devrinin vilâyet mer kezleri, mütebakisi de kaza merkezleri derece ve ayarında olacaktır, Mürk tarihi ile alâkadar eserler İzvestia gazetesinde okun- duğuna göre Leningrat (Mad- di medeniyet tarihi akademisi) içtimaları başlamıştır, Bu içti. malarda bu senr akademi tara” fından gönderilen heyet reisle- rinin rporları okunmuştur. Bu raporlar arasında en mühimle- ri Mesçoninof, Profesör Gorod nol. Yefimenko, Miller, Artçi- chtçki , Şmidt ve sairenin rapor larıdır, Gönderilen heyetler ta rafından Kareliye'de, Sibirya- da, Oral, Krm. Cenubi Oçeti- ye, Altayda ve Ukranyada bir Me zarlar, kodganlar ve eski mes kenlerde yapılan hafriyat esna” sında buz ve bakır devirlerine ait eserler, bu cümleden harfet, tezyinat, gömülmüş hayvanlar, kuşlar ve balıklar bulunmuştur. Sibiryada İskutsk yakininde a kademi heyeti tarafından pek şimal geyiği, mezare arslanı ve Kr benleri bulunmuştur. Akademi Vol; Moskova ka” nalı hafredilmek münasebetile sp da bir ilim heyeti gönder . Orada Dmitrf - Traççi kadi calibi dikkat eski eserler, korganlar, kabirler, es- | ki istihkâmlar, kaleler ve mes- İste senin i- | kenler ve bu ölkenin eski ahali sinin iktisadi o hayatını tayine yaayan bir çok mevat bulun- AP YY YY

Bu sayıdan diğer sayfalar: