24 Kasım 1932 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

24 Kasım 1932 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

milliyet Asr umdesi «MİLLİYET» tr 24 T.SANİ 1932 İdarehane: Ankara caddesi, 100 Ne. Telgraf adresi: İst, Milliyet Telefon Namaral Başmuharrir ve Müdür: 24318 Yazı işleri Müdürlüğü 24319 İdare ve Matban 24310 Ni salk ABONE ÜCRETLERİ: Türkiye için o Hariç için LK. LK 3 aylığı 4 — 4. 7 z , 4— RİNE e akla, Sai ALİŞLA Gelen evrak geri verilmez — Müddeti geçen nüshalar 10 ku- ruştur. Gazete ve matbaaya ait b işler için müdiriyete müracaat #emiz ilânların me bul etmez. 3UGUNKU HAVA Yeşilköy rasat merkezinden verilen malümata göre bugün hava ekseriyetle açık olacak, rüzgâr şarktan hafif kuvvette esecektir. 23-11-32 tarihinde hava tazyi- ki 786 milimetre en çok senk- İk 17 en az 5 santigrat kayde dilmiştir 3 Görmeden Tenkit D ç Münasebetile Peyami Safa B. « Haklısınız! Ben sizin yazıla- rınızın “3 Saat” piyesini tenkit i eden parçalarını da neşretme- © © liydim, Fakat bir kere olsun sö züme İnanınız: Ben de o kısım © © Jar aynen kopye etmiştim. Neş riyat müdürü bu kadar ağır sa- “© ma en büyük kuvveti veren bu ( Kısmaları çıkarmış, « Fakat siz İde benim yazımı dikkatli okur b? saydınız hüküm yerinde * © dünüz ya! Peyami Sa VU mediğini İtiraf ettiği bir piyos i hakkımda ne ağır tenkitler yapı yor” diye yazışımdan. anlardır Bız ki; müsveddemde bir takım ağır tenkitlerinizi almışım, am > ama Ben de bura | (Milliyet) in bu piyes halal Bahsettiğim prensil rim ki; Hâzım Bey sahneden il halka lâf attı diye bir piyesin ik © bilim etine, . şekli- | ne, Dari ülbedayiin ünvanına, bu piyesin halkın bahi hislerine hi tap ettiğine kadar ileri giden bir tenkit yapılmaz. Böyle pi- esler Gardenbara yakışır, bu- “Nu oynayımca Darülbedayiin is mini Kırmızı Papağan veya | Mavi Değirmen koymalı ve “0 > halka rakı vermeli diye yazdığı om da inkâr edemezsiniz ya! ' i | Şu bale iz b piyesi ve Darülbedayit çatı | tihaz ederek yorsunuz. Doğrusu bu değil mi? E bu samimi bir hareket mi dir? Gelelim bana karşı kullandı” ğınız şu cümleye: “Muhatabım olmakta devam etmek isterseniz yazımı aynen sütununuza almız ve ittihamını 71 tekrar ediniz. Yoksa kale- mimdeki kurşunun sizin için harcanmasına ve küçülmesine imkân kalmayacaktır” Eyvvelen ben yazımı size hi- taben yazmamıştım ki; cevabı mıza muhatap olmayı özlemiş veya gözlemiş olayım.. Ben si- kit ettiğinizi isbat ettim. Size muhatap olmak ve olmamak be nim için ne zevk ne şin teşkil eder. Sizin için de ne tenezzül ve ne şerel olduğu gibi... Siz de bilirsiniz, âlem debilir ki - en azı - ben de sizin / seviyenizde bir adamım. Ne diye size mu hatap olmayı cana minnet bile yim! Bu ne kadar Donkişotva- ri söz! Esasen ben sizden bahseder ken yukarıdan aşağıya seslenen tarzda oyazmadığım için sizin de benim hakkımda benim gibi hareket etmeniz en basit müna kaşa adabındandı. Bunu yap- mıyor ve benim için kırk para- Irk kalemin ucundaki kurşu- mun küçülmesine razı olmaya - cağınızı söylüyorsunuz. Kalem ler vardır ki; durup dururken küçülür. Sizin böyle bir kalem intihap etmemenizi temenni e - derim. Zaten bir muharrir için arzu rek şey kaleminin &pigue olan bu cevabınızı okur ken güldüm. Siz benim arkada şımsınız! Siz de yazımızı şöyle âsude bir zamanda bir fincan çaydan sonra okursanız siz de gülersiniz ve görür: Bunda da samimi değ Ben işte bizim muharrir ar- kadaşlardan -— çoğunun . bu hastalığına işaret ediyorum. Düşündülderi ve inandıkları gi İbi yazmıyorlar, Fikirlerinin ve kanaatlerinin değil âni hisleri- nin ve kelime fantezilerinin esiri oluyorlar... Allah kurtar- Yaş meselesinde kadınlar Kadm için yaşi saklar der ler, Ben zeki bir hanımla bu bahse görüştüm. Diyor — Bizim için yaş diye bir öl çü yoktur, Maahaza umumun doğru telâkki ettiği bü eskilik ölçüsünün ne olursa olsun zikri lâzım gelirse şöyle diye biliriz; ! Meselâ bana kaç yaşındasınız? diye sorsalar (hanım kırklık) ve ben şu cevabı versem: — Yirmi beşimi bitirdim! Yalan mı söylemiş olurum?. « Bu zeki hanımın bu sözün- den sonra artık ellilik bir hanr- min: Otuzumu bitirdim.. deme- sini haklı ve doğru buluyorum. Yalnız buna mukabil: — Kaç sene oldu bitireli?. Diye sormalı mı, sormamalı mı?, Orasını kestiremiyorum. FELEK “Milliyet, in roma Pollste Yangına karşı Tedbir! Polis, iki dolandırı- cıyı yakaladı Zabıta, dolandırıcılarla ebem- miyetli surette meşgul olmakta- Son günlerde “yangına karşı firmasını taşıyan mü- bürlü kâğıtlarla güya resmi bir vazife deruhte etmiş kimseler gi- bi şundan bundan makbuz muka- bili para toplayan Mehmet ve ar- kadaşı Ali Ef. ler zabıtaca yaka lanmışlardır. Kendilerinin bundan evvel de birçok kimseleri dolandır dıkları anlaşıldığından hakların da tahkikat yapılmaktadır. 165 dirhem esrar Bayazıtta Sahrınçlı handa otu- ran Fikri Ef. nin zabıtaya yaptığı ihbar üzerineGalatada Karaoğlan sokağında 28 No. dükkünda araş- amlar Ef. hakkında dar, Hem kel, hem fodul Bakarküyde, Kartal tepede . tahkikat Yere düşürünce.. Fındıklıda tel fabrikasında ça- Ian amele Osman arkadaşı Ab- dülkadiri iterek yere düşürmüş ve burnundan yaralamıştır. o Amele Osman yakalanmıştır. Kamyon - Tramvay müsademesi Evvelki akşam Bomonti civarın da Ahmet Ef. nin kamyonu 157 No. İu tramvay arabası ile çarpış mış ve çarpışma neticesinde tram vay arabasının camları kırılmış” tır. Kamyonda hasar yoktur. Papelci Şerifin marifeti Osman Ef. isminde biri Yüksek Kaldırımdan geçerken P. rif tarafından kandırılarak 64 İi- rası asırılmıştır. Papelci aranmak tadır. Tehdit Kasmpaşada, Büyük Peyalede musallat olduğu, gelip geçerken ettiği, zabıtaya ihbar €- ilmiştir. Mehmet, geçen gün Sü- leyman Ef, yi tehdit ettiği sırada polis met tarafından yaka- lanmıştır. Bir yankesici yakalandı Zabıtaca bir müddetten beri bıraktığı haber almarak dükkün- da araştırma yapılmıştır. Bu es! nada dükkânda bulunan Mehmet, memurları karşızmda görünce ta İ bana kuvvet kaçmışsn da bir az İ sonra yakalanmıştır... Mehmet, İ Adliyeye teslim edilmiştir. Kaçak ispirto bulundu Karadeniz Boğazının Anadolu sevahilinde Karaburun civarmda cağımı anlayorum. — Acaba yalnız alıştın?. "Bü baki 71,30 da MAJIK Mümessiliz RİCHARD Barthelmess MAŞA A filminde: Richard Bartbelmess (ŞAFAK KEŞİF KOLU Baştır. odan daha leri. Düyunu Umumiye te- diyatı nasıl yapılacak? Eldeki paralar itibaren hâmillere dağıtılıyor Eski Osmanlı - İşiparatorluğunan | inlisama uğramış Düyunu Umumi yesi Meclisleri, Düyunu Umumiye | tediyatı için nakledilip.hali hazırda nezdlerinde kabili istimal olarak mev | cut bulunan mebaliğin , kâffesini 1 Künunuevvel 1932 tarihin itiba- neti- | ren Dayinlere tevzi edileceğini yaz- mıştık.. Bu paralar şu şekilde tevzi edilecektir: 1— Devletleri hesabına, tak riben 10,500,000, Fransız Frank muhtelif nükut olarak muadili İşbu mebliğ ihtiyaten alıkonul-| muş olan 25 Mayıs 1932 taksiti ile 25.11.1932 taksiti üzerinden mez- kür Devletlere terettüp eden hisse | lerin tamamı teşkil etmektedir. 2— Türkiyeye terettüp eden his. se olarak 8.200.000 Pransız Franğı. İşbu meblâğ, 1934-32 senesi zar- fında Türk evrâkı Nakdiyesi olarak teslim edilen paraların ez | w 1 k. evvelden Diğer modyun Devletler hiç bir te * diyatta bulunmamışlardır. Türkiye hükümeti murahhas ile | müzakerata devam edilmekte — olup işbu müzakerat, müspet bir neticeye iktiran ettiği takdirde, keyfiyet Meclisin bir tebliği ile Hamillere bil dirilecek ve skdolunan itilifnamenin esasatı da mezkür tebliğde ilân olu-| macaktır. Bu esasat bilâhara Hami. lerin tasvibine arzeğilecektir. Ba beptaki müzakerst ile uetze| leri, Meclisin — neşri bu maksatla tehir edilmiş olan — 1931-32 senesi | raporunda münderiç bulunacaktır. 1 Kânunevvel tarihinde icra edile-! ceği, yukarda beyan oluman tevziat | hakkında muktazi bilcümle tafsilâtr havi bir tediye ilânı tediyata memur ç müesseseler gir 1 Kânunuev Memlekette Uzun Mehmedin Torunları Zonguldakta mera- | simle ikramiye verildi EREĞLİ, 22. — Bugün, kömürü bulan uzun Mehmedin torunlarına, hükümet konağı önünde merasimi mahsusa ile Zonguldak fırka reisi Mithat Akif Bey tarafından fırka na Bunlar iki dereceli olup birinci de | İ recede olanlara ellişer lira, ikincile- re otuz sekiz buçuk lira tevzi edil. ir. Mithat Akif Bey ikramiyele | lemişti Gazi Hazretlerine tazim telgraflar İ çekilmiştir. Üç el silâh ELÂZIZ; 23. — Vilâyetimiz Mer. kez Malmüdürü Ragıp Beyin evine İ gece saat dokuz sıralarında üç el si- İ vel tarihinden itibaren er emrine amade bulundurulacaktır. Alınacak mebaliğ her cins Tahvi- | Jüta hapse merbut cedvelde gösteril. , larak © Gayri safi sek İstikranlar (w Late. 00.9 00.7 «00.8 00,5 om.1 Harine bonoları konsolide Hahvilleri Mütedahil matlabet bonoları (A sörüüi) 4) Fransız Fenage edilecek latkrazlar 1 Teyrinierosl 1987 tarihinde iore olunan 1 Kümmnevvel 1827 1 Şubat 1026, 4 Nisan 1 Harivan 1 Ağasten (1) Bu rende gönteriler. aeballğka isezdili Hamillere trdipe maketlerinin er | | K'a mahalline yetişen Kuponlarım veya Tahvildtm ibrazmda, o günki avista Kambiyo fi-İ mazmunu hangi birinde, Şark Demiryolları YE 2m) 1003 senesi | 7ç4 Saydimahi Sama » Bandırma ya oyası ren tir, Silâhın İsmin tarafından atldaği malâr: değildir. Tahlökat yapılmak- tadır. Kütahya valiliği EMET, 198.— Bir müddettenberi ten bu vazifeye tayin edilmiştir. E- | metin Örencik nahiyesi müdürü Sa- di bey Simav kaymakamlığı vekâle tine tayin edilmiştir. >Mudanyada elektrik fabrikası MUDANYA, 18. — Elektrik fab- | cikasmın temel atma merasimi vali. © İmiz Fatin Beyin huzurunda halımı «) Helanda Florini olarak tediye edilecek İatik easlar, Gayri safi mebaliğ | 0“ HL FL 028 ” O2e .. 023 Bağdad 1 İnci seri Techisatı Askeriye Bagdad 2 inci seri 3 üne seri 1911 Gömerükler 248 vet köşlde'de ( mersi sebet eden m w OX Şark Dömüryellar “ ( tabvillerine — 955 ( Frank ve ikrsmiye (isabet edrnlere Cam, | Çamorü baba eden | (Şark Demiryolları tak ( villerine 48 Frank | (ve ikramiye isabet Çedenlere OT. yatı Bzeririden' mahal para ile ve Verğilerin tenzilinden sonra tediye edilecektir m———— e —” >——m—m—- Karakiraz ağzında sahilde kum- lar arasında saklı kaçak ispirto tunduğu İnhisarlar Takıbat Müdürlüğüne üne ihbar edilmesi üze- kıbat iği tarafından İstanbula mı | tediği parıltı vardı. Bir şey söylemek is hissediyordum. Adeta 8ö- 26 nasıl başlamak lâzm geldi- İealı l Karli Hlpedikily aklar dilŞA| ların tahriki delayniylş del idi döküldüğü görülerek cümlesi müsadere edilmiş ve İnhi- sarlar Kabataş kaçak eşya amba- edilmiştir. Kaçakçı rma Ku- tahkikata rum. Bir — Maalesef işitti — Yalandır, iftiradır. zm coşkun tezahüratile yapıldı. Cebeliberekette hayvan hırsızları Cebelibereketten © yazılıyor : Son günlerde bırsizılk cürmile | yakala , sanların adedi artmişter; bilhassa İ hayvan hırsızları faaliyetlerini art- tırmışlardır. Dün bir deve hirsızr ev velki gün de bir inek harsızı jandar malarımız tarafından yakalanmıştır. Hırsızlıkların failleri sür'atle yala landığından bu hâdiseler yakında a- zalacaletır Fahişeyi kıskanmış Amasyadan yazılıyor: Dün ak- umumhane sermayelerinden. ü: Ni Hayriye öldürüldü. Kahveci Ali Osman, bir kıskançlık mes'elesi yü- İ zünden Hayriyeye kızmış ve inti kam almak üzere kadını muhtelif Hemen va- zabıta, katil nu yakalamış ve ölmek ö- zere bulunan Hayriyeyi hastaneye kaldırmak üzere © arabaya koymuş” tur, Kadınesiğız yolda ölmüştür. Ali Osman Adliyeye teslim edilmiştir. Bir genç uykuda yandı Balıkesirden ağn bel Dal bir kadına ait bir evde kalkan | Şevket — yaşlarında bir "öce uy- İ mahakemesi yapılınış yüksek bir zafer kazan- İspanyol güzellerinin şuh, şet, ahenktar takısları görenlere emsalsiz zevk saatleri yaşa- tıyor. İlâveten: R.K.O. halihazır dünya havadis- Yarın saat 11 de tenzilâtlı fiatlarla matine BU AKŞAM GLORYA”'da filmi, büyük ve şen gala olarak gösteriliyor. Kahkahalarlı gülecek. büyük bir neşe içinde yaşayacaksınız. BUSTER KEATON (Malec) ile beraber ANDRE LUGUET- İMONA GOYAJEANNE HELB- LİNG-FRANÇOİSE ROSAY ANDRE BERLEY de oynıyorlar.İ SEVİMLİ YILDIZ KATE DE NAGY tarafından temsil edilmiş Ronny sevimli opereti rekorlar İkırıyor. ŞİK SİNEMADA ETUAL SİNEMASINDA Tamamen Fransızca sözlü BALO filmi, Baş rollerde : Germaine Dermoz ve Andre Le Faure! İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatrosu Darülbedayi in 21,30'da (ÜÇ SAAT OPERETİ) Yazan: Ekrem Reşit Bey. 3 perde 27 table m. RE A LAL e Teşekkür Annemin vefatı mönasibetile ge rek bilzzat cenazeye iştirak eden ge- rekse tabriren beyanı taziyet lütfur da bulunan bilcümle arkadaşları sa mimi teğekkürlerimi arz eylerim. Eczacı Ahmet Hamdi RR m yarumıyarak feci bir şekilde yam Yalancı doktor İzmirden yazılıyor: Yalancı dok torluk yapmakla o mazmun Mehme! namı diğeri Ahmet Rifattri ve altı sen? ku esnasında çıkan yangının farkına hapse mahküm edilmiştir. i söyleyo- dm, anlayorsunuz ya Bu açıktan açığa bir telmihti. imi çıkarmadım, anlamamış gi” ÂDEM ve HAVVA Yaşar Nabi biraz ferahlatıyordu. Ve o günün İ biran evvel gelmesini temenni edi- ye < Sarardı.. “Bir şey mi iz der gibi şüpheli bir bakışla. beni süzdü. Manalı bir tebessümle göz- lerimi kırptım: — Hele hele, benden saklama, yoksa birine mi âşık oldun? İs- tanbulun havasından mu. suyun- dan mı yoksa kadınlarından m ay e bir müddet için bura | yalnız hafızalarında Ta güzel e manzaraların- dan parçalarla değil - ayni zaman- da kalplerinde ufak bir âşk sızı sile dönerler. Sende mi öylesin yoksa? Şüphesinin yersiz olduğunu am lamış gibi geniş bi nefes aldı: — Yok ağabey, öyle değil. Fa- kat orada canım sıkılacak, geniş- Hiğe o kadar alıştım ki.. Oradaysa her şey dar, ufuklar bile.. — Kalmanı tavsiye etmem. de- dim, fakat yine sen bilirsin. İhtarımda kendi hesabıma bir hodbinlik olduğunu bu kelime ler ağzımdan çıktıktan sonra farkettim. Niçin kalmasını tav- siye etmeyordum? Denizi kıs- kandığım için değil mi? ğinde tereddüt eder gibi idi. müddet öteden beriden konuş” tuk, sonra asıl bahsetmek istediği meseleyi açtı: — Cahit Bey, dedi, son zaman- larda vukufu pek te arzu edilecek gibi olmayan bir sirra vâkıf ol- dum, Yüzümdeki saklayamadığım 15- | trap ifadesini adeta memnun bir Pazarla süzüyordu. — Emin olmasam, bunu | açar mıydım? — Fakat işittiğinizi söylemişti- n bi yüzüne baktım, fakat “anls- madım” demeye de cesaret ede" medim. — Şimdi sizinle sırdaş olabili- riz, diye devam etti. İhanetini hiç bir zaman Denizin yüzüne vur madım. Aramızdaki büyük yaş farkının bu hakkı benden aldığr na kaniim. Hem bunun ne faydası olurdu? Mademki onsuz yapa- mayacağım, her şeyine tahammül etmem lâzım. Lüzumsuz müna- kaşalar ve göz yaşlarile onu büs- bütün soğütmaktan çekindim. Fa- kat kimseye derdimi açamamak, kimseye bir şey söyleyememek, ir öyle büyük bir yüktü ki. son vak'a adeta beni sevin ii Artık sizinle derdimi payla- şabilirim. Öğrendiğim bu yeni hakikatin azabını neden yalnız başıma çekeyim. Mademki siz de onu seviyorsunuz. Sesi o kadar kat'i ve tavurları o kadar ciddidi ki nafile bir gay” retle kendimi müdafaa etmeyi lüzumsuz buldum. o Sükütuml İ cürmümü itiraf ettiğimi bildiğim halde sustum. Devam etti: | — Sizi mazur görüyorum.. Bu, size omi katiyyen affetmiyeceğini his- tıkları, ve bazan mecbur kala rak konuştukları zaman vaziyet- lerinin ne kadar gr ulduğunu ,. Biribirlerinden t D hissediyordum. > nefret rdı fakar bu his- n karşısında sakla. Evet amma, en fazla itimat ettiğim bir kimseden. Kızım gö- Bir defa: — Celâl, yolculuk ne zaman? dedim. mekteplerin açılmasma on beş gün kaldı. Canmı sikan bir şeyden bahset. mişim gibi yüzünü ekşiti, — Oyle.. Amma ben İstanbulda kalmak için çalışıyorum, ümit &diyorum ki mektepler açılma- dan evel muvafık bir cevap gele- cektir. Bu haber çok canımı sıktı. Celâl teşebbüsünü niçin daha evvel bana açmamıştı?.. Demek ki oda akıntıya kendini bırakmıştı... “De- nizden ayrılmamak için İstanbul da kalmaya uğraşiyordu. Acaba onun için de kurtulmak imkân: yek muydu? Çok mu geç kalmış- 4? — İstanbulda kalip ta ne yapa- caksın Celâl? Aldığın maaşla bu- rada şıkıntı çekeceksin. Paşanın esrarengiz tavrı, müs- tehzi edası beni O korkutmuştu. | zile görmüş. Acaba Denizle münasebetimizi mi — Bunu size Süheylâ mı kastetmek isteyordu. Tereddütle ledi? iü i çadir) in içinde: oğultular de ırdu.. Kendime bükim olmaya çalışıyordum. — Süheylânn bu hareketini hiç te doğru bulmadım. — Kardeşinizle karım arasında bir,. Nasıl diyeyim... Hiç Bir gay- ritabiilik farketmediniz Titredim.. Demek “ki, e ki hakikaten böyle bir şey mev cattu! — Mazur görünüz, haz- setleri, fakst ne demek tediği nizi anlayamadım, İ © — Açık söyleyeyim, kardeşiniz- le karım arasında gayrimeşru bir rabıtanm mevcut olduğunu zam sediyorum., Yerimden fırladım. Yüzüme bir tokat yemiş gibi bu darbenin ağırlığı çetele sarsılmıştım. Le vazifesini bulı zarinediyordu.. Zavallı kız, - yaptı- ğı fenalığın büyüklüğünü bilsey- di.. Bense bunu size açarken ayni safiyetle o hareket etmeyordum, size yaptığım fenalığı müdrikti ve esasen biraz da bu maksi söyleyordum. Bir kederimiz oldur ğu zaman onu paylaşmak için bir deri ortağı ararız. Bu vak'a. ii lan yaptığını, lar artık pek seyrekleşmiş- ara sıra, gayriibtiyari Denize ç n gözlerinde arzu dolu bir ırıltı yanıyordu. Bana karşı es- daha çekingen olmuş- Bilhassa Denizden hiç bah- eye gayret ediyordu. ini) n ii , a E)

Bu sayıdan diğer sayfalar: