28 Mart 1933 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

28 Mart 1933 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

E-- gililliyet 28 MART 1933 İdarahana : Ankara caddesi, 100 Ne, Telgraf adresi ; İst. Milliyet Telefon Numaraları! amm ee ardıl iKi | ABONE ÜCRETLERİ : Türkiye için Hariç içim eği > rm 4 in . ” — .— | m m m Galen evrak geri verilmez— Müddeti geçen alabalar 10 kurüştur.— Gazete ve matbaaya mit işler çin müdiriyete sü- İğ) facaat edilir. Gazetemiz ilimlarım mas'u- İiyetini kabul etmez, BUGÜNKÜ HAVA Yeşilköy askeri rasat merkezinden ve rilen habere göre bugün hava yağmurlu olacak ve rüngür mütekammil larak 773-953 tarihinde baya tanyiki TEA milimetre idi, en fezla scaklık 7, &m ex 4 santiğret kaydedilmiştir. Beşeri tababet © Hayvani tababet © — Şuna... insan hekimliği, hay- van hekimliği” deseler ya! Neyse maksat dil yanlışı düzeltmek de- “gil, bir garip hâdiseden bahset- | > meki > ir, Sıhhiye Vekâleti, İktısat Ve- kâleti Baytar umum müdürü olan © zat hakkında bir tebliğ meşrede- rek bu zatın iki sene müddetle - “beşeri tababet” yapamıyacağını ilân etmiş. © Bunun sebebi de kendisinin ik- tidarsızlığı değil, belki iki sene- Tik mecburi hizmeti ifa etmemiş İ “olmasıdır. Kanun:hükmünü tatbik | - edenlere sözümüz yok. Yalnız bu | hâdisede şunlar aklıma geldi 5 1 — Bu zat mecburi hizmeti i- fa etmediyse nasıl hükümet me muru oluyor? 2 —Devletin herhangi şubesi | © de hizmet etmek mecburi hizmeti | © temi etmez mi? 3 — Bu zat iki sene insan he- © Kimliği etmez ve iki sene sonra tekrar insan hekimliği etmesine müsaade edilirse onun imelekesi eksilmiş olmaz mı? ir köşe muharririnin | cevabı Selâmi İzzet Bey arkadaşımı- “zn iki gün evvelki “Vakit” gaze. o tesinde Belediye reisimiz Muhit- — tin Beyefendiyi metheden bir ya- © zısını gördüm. Ve derhal aklıma birkaç sene evvel bir ge- ce Reyoğlunda çıkan bir yangın. da ayni zat ile olan kavgası ve a- © tup tutması aklıma geldi. Selâmi- yi ne o zaman ns de şimdi haksız © bulmadığım için bunu onu hesa- © Bina bir tenakuz diye kaydetmiyo © rum. Yalnız münasebetsiz. buldu. o ğum şey, Belediye reisimizi met. | - bederken benimle Burhan Cahit | © Beye çatması ve bizi körükörüne tenkit eden adamlar olarak göster mesidir. Ben bu münasebetle tekrara © mezburum ki" Belediye işlerinin tenkidinde pek sevdiğim ve hür- met ettiğim Belediye reisimizin şahsıma ilişmek mevzuu bahs'de- ğildir. Ben Muhittin Beyi, Selâmi İz- zet Bey çibi Valilik devrinde ta- © Mımış değilim. Kendisile olan aşı- “nalığımız 14 - 15 seneliktir ve eğer bugün hor görmezlerse — Belediye reisimizin arkadaşıyım. Rl kızları tanımıyordu. * celbetmişlerdi. Örer ————— | tarafmdan doldurulur ve kızdırı- MİLLİYET SALI 28 MART 1933 Bu adam kim? ii | — Almancadan — Bir Eylül günü, akşama doğru, Rhin nehrinden kolları biribirlerinin vücutlarma kenetlenmiş iki kızm ce- sedini çıkardılar: | Lola ve Frida.. Çok acıklı manza- | ra ve kimse bu feci akıbeti hazırlıyan maceranm ne olduğunu bilmiyor. Kimse yanyana boğulmuş olan genç Her ikisi de nehir boyunca uzanan kasabada, verilen baloda bir gece be raber görülmüşlerdi. Birdenbire de güzellikleri, yüzlerinin-safiyetleri, şen ve şakrak oluşlarıyla umumi alâkayı Her ikisi daha kapi- dan girer girmez balonun kraliçele- ri olmuştular. Lola sarışm,, iri, durğun, hatta 40 guk cazibeli, fakat bir kerre danse- den adamda anlaşılmaz bir yanıklık hissini bırakıyordu. Hane kız karde- #i kadar güzel ve sarışın olan Ferida- yı çok beğenmişti. Fakat ikimiz de bu kız kardeşler hakkında bir şey bilmiyorduk. Ben de Volaya bayılıyordum. İki Cumartesi birbiri üzerine bizi atlattı- lar: Saat on bire geldi mi bir puntu- nu getirip kaçıyorlardı. Ertesi Cumartesi günü saat tam on buçukta durmuştu. Hans gülerek sa- atin çoktan durduğunu söylediği za- vakit geçe yarısını bulmuştu. O zaman genç kızlar tarif edilmez bir korku ve hayretle birbirlerine bak tılar . O saniye dışarıya fırlamışlardı ve çılğınca bir telâş içinde kaçıyor- Tardı. va derhal soğuk kanlılığını ta- Sen şu taraftan arkalarından git, ben de bu taraftan önlerini kes tireyim, Düşüşmmeğe lüzum bile görmeden arkalarından atıldım. Gece ılık ve aydınlıktı, Ay yol kenarındaki evle- rin divarlarına yeni bir badana vur- ki. Hans'ın yolun öbür ucun rım hep Belediye reisimizin bize karşı ve etrafındaki bazı gayret keş memurlarin teşviykile yaptığı açık kapalı tarizlere cevaptır. Bu yazılarımızla kimseden baştan yu- karı hizmet istemiş te değiliz. Selâmi İzzet Beyin bana Ml yeteriz bire daha makul ne yapsak, Belediyeye x biraz daha insaflı a ER na sihat vermesi de İüzumsuzdur. Çünkü ben iş yapmanın ne g iç şey olduğunu ondan iyi bildiğim | için hiç bir tenkidimi gözü kapalı ve insafsızca yapman. Eğer, böy le insafsızca yazılmış haksız bir yazımı bulur gösterirse onun elini öper, âlenen özür dilerim. Ben hususi ve umumi hayatta ne âlimlik, ve akıllılık, ne üstün- lük satmış bir adamım, Fakat iki şey var ki onları iddia ederim. Mert olmaya çalışırım ve samimi olmayı mürailiğe tercih ederim. Onun için Belediye reisi Muhittin Bey gibi makam sahibi olmuş ar- kadaşlarımız bize karsı başkaları lr. Bu netice benim için hoş bir şey olmadığı gibi 25 senedir has. bi hizmet ettiğim memleket sporu için de iyi değildir. Lâkin bütün bu meticelerd. im kabahatim açık ve düşündüğünü söyleyen bir adam olmaktan ibarettir. Zaten, aziz Selâmi! Sanıyormu sun ki yazdığımız satırları kariler, bizim neşriyat müdürlerinden da- ha iyi tetkik etmiyorlar, Her za- man kuvvetimizi kendisinden al- dığımızı ilân ettiğimiz halk, eğer gözü kapalı tenkit ve hücum yap- mış olsak yüzümüze Z ve biz düşeriz. Sen de teslim edersin ki bir kö. dan koşarken, aksi gelen ayak s0sle- rini duyuyordu İki yolun telâi — Kimse yok mu? ii — Yok. Ben kimseyi görmedim. Tam o sırada uzaktan çelen bir feryat bizi heykel gibi yerimize çak- te. Ses nehir tarafından geliyordu. O anda şaşkınlık ve £ durgunluğumuz geçti, bir hamlede nehrin bulunduğu yere doğru fırladık. > Yakma, uzağa baktık. Hiç bir şey ler yok. : Nehir, ayın ışığını züzen hafif bir | sisi tabakası - altnda uzuyor gibiydi. Tenbel ve ağır bir rüzgâr, su kenarm daki kamışları hafifçe okşayarak geç ti. Ondan sonra ortalıkta pe sükünet | vardı Yarabbi? Çıt yek.. Fakat... Fakat beş gün sonra Hans'ls ber tesadüfen balık avına gittiğimiz zaman, nehirden çıkarılan iki genç kızın cesedi ile karşılaşmıştık. sie Me Akşam üstü Rhin sahillerinde ay- hi sessizlik ve sükünet vardı. Hâns'ın eski arkad. Heckel ile bilinemez hangi bir hisse tabi olarak nehir ke- Darına gelmiştik. Orada, belli ki ayni müşterek hisle derin bir huzu ve.buşu içinde ağır ağır akan sulara baktık. Heckol dedi — Ben bu işi anlamıyorum. Bu kaçmcıdır böyle oluyor? Hangisi ne oluyor?, diye sor- duk. Heckel piposunu doldurdu: — Bu dördüncüsü. dedi. — Nasrl dördüncüsü? ki kız kardaş çalışıyordu. Bunlar öğ- leden sonra işe geliyorlar, gece saat salışıyorlardı. Kimse de İten sonra nereye git- ilmiyordu. Bir akşam bunlardan birini seven | tezgâh sahibinin oğlu, kızlar geç git | sin diye santi durdurmuş. . Budala ço0- cuk yaptığının farkında değil.. Er- tesi gün nehirde her iki kızın birden cesedini buldular. Hans'la ben vakalar arasmdaki va benzeyişe hayretler içinde kalmış- Lola ile Fridanın mehir kenarında sarmaş dolaş yatan cesetleri gözleri- min önüne geldi. Hanstan bir haber aldım. dem köprüden kendini nelira atmış ve bo- ğulmuş. Polise bıraktığı bir-mektup- ta bütün cinayetlerini itiraf 1 “ediyor. Sebebi intikam atnakmış. Lola ile Fridanın karşı sahile geş- mek için bindikleri kayığın ortasını delmiş, > kayık batmon kızlar boğul muşlar, kendisi de yüzerek karşı sahi- Io çime, orna beklişenimatimâbile, binerdii Kayıplara: karmşrmişi Hans mektubunun sonuzida diyor | ki: — Görüyorsun ya, şimdi İser şey an | İniyor Poliste Tehdit üçükpazar Maliye tahsil | şubesi memurlarından Ahmet Remzi Ef. za- bıtaya müracaatla bir ay evvel hac- zen 60 lira tabsil ettiği Zeyrek cad- 'desinde kahveci Hayri ve çırağı Şefik Ef. lerin Zeyrekte önüne çikarak (Sen bizim canımızı nasıl yaktmsa biz de senin canını yakacağız) diye tehdit ettiklerini iddia etmiş ve | tahkikata Bbaslanmıştır. Patlayan havagazı borusu Kumkapıda Tiyatro O caddesinde berber Artin Ef. nin © mutfağındaki havagazı borusu patlamışsa da etrafa sirayet etmeden söndürülmüştür. Eski dost Bayram Sokağı sakinlerinden Su- zan, eski dostu kahveci seyin tara- frodan sustalı çakı ile tehdit edildiği. ni ve Hüseyin de Suzan tarafından 35 lirasının çalındığını iddia etmişler» İ de yapılacak teşkilât, Gençlik Dernekleri Hilâliahmer yeni bir teşkilât yapıyor ANKARA, 27 (A. A. ) — Hilâliah- mer Umumi merkezi, Salibiahmerin | gençlik teşkilâtını tetkik etmiş ve bu | teşkilâtım nizamnamelerinden memle- ketimize uygun ve tatbiki kabil olan- larını esas tutarak bir Gençlik Derne- ği talimatnamesi yapmıştır. Talimat- name Sıhhat ve İçtimai Muavenet ve Maarif Vekâletlerince kabul ve tas- vip edilmiştir. Bu talimatname: A aşkları insaniyet, « gefket ve biribirlerine yardım hislerile yetiş tirmek ve bu maksadın yerine getiril- mesi için topluluk hayatına alıştırmak. B — Türk gençlerinde fazilet ve vatandaşlık hi .aşatmak. C — Hıfzıssıhha kaidelerini yaya- | rak, memleket dahilinde umumi sağ- lığın yükselmesine çalışmak. D — Mektep talebesini Hilâliah- mer işlerile yakından alâkadar etmek sai la âliahmerin maksat ğretmek ve bu suretle Cemiyetinin müstakbel azalarını hazırlamak. E — Ecnebi memleketlerdeki buna benzer gençlik derneklerile rabıtalar tesis etmek, mektepliler © arasmda mektup, hediye, albüm, koleksiyon, kitap ve malömat mübadelesi ve im- kân bulunduğu takdirde ziyaretler ya- pılması vasıtalarla bu rabıtaları kuvvetli kezi umumisinin vereceği talimat da- | bilinde felâketzedelere, © hastalara, malüllere ve muhtaçlara © yardımda htiva etmekte | Bu talimatnameye nazaran, bu der | neğin Ankarada Hilâliahmer Umumi merkezine bağlı olarak çalışması ve | bir merkez heyeti ve taşrada dernek şubeleri ve kolları bulunacaktır. | | üçten fazla mek- ve kasabal, | semt dernek şubeleri açıla İlk ve orta mekteplerde ve liselerde | tanallim mekieplerimizde, Ücaret ve sa- | nat mektebi gibi meslek mekteplerin- Hilâlahmer gençliği derneği kolu İsmini alacak ve her kol o mektebin ismini taşıyacak- tar, Her bir mektep yalnız bir Dernek yapacak, yalnız bir lise ile bir. likte bulunan ve mevcudu fazlr olan mekteplerde ve orta mektep (kısmı | için bir, lise kısmı için de ayrıca bir | kol yapılacaktır. o Bir mektepte bir kol yapabilmek için o mektepte der- Değe giren azanm yirmi olması şartlar. Yedi yaşından 18 yaşına kadar ber mektebin kız ve erkek talebesi bu der. neğe aza olur ve her aza senede alt mış kuruş verir. Mektep müdürleri ve mümessilleri derneğin tabii mümessil. İeridir, ANKARA, 27 (A. A. ) — Gençlik Derneği Merkez heyeti teşekkül et- | miş ve faaliyete geçmiştir. Bu hevet talimatname mucibince yedi azadan ibarettir. Merkez Heyetine seçilen- ler şunlardır: Hilâliahmer Merkez Heyeti azasın- dan Sivas meb'usu Rahmi, Jiah- mer rzsemyası müdürü Fazlı, Dr. Şu- ayp, Maarif Vekâleti Talim ve Terbi- ye heyeti azasından Ali Haydar, Mü- fettişi umumilerden Dr. Celâl, Dr Fa- ruk ve Dr. Zeki Nasir Beyler. Himayeietfal kaza kongreleri Himayei Etfal kaza kongrele- ri nihayet bulmaktadır. 17 nisan- da Vilâyet kongresi toplanacak- tır. Telâfisi güç bir zıya Büyükada Sanatoryumu müessisi ve sahibi maruf Doktorlarımızdan Musa Kizim Beyefendi dün gece ansızın irti- hali daribekn eylemiştir. Merhum nice | meziyetlerle mücehhez fukaraperver, balik bir zat idi, Cenazesi bugün saat (ikide) Büyükada daki ikametgâhından kaldırılarak Da- mazı kılındıktan sonra Büyükuda kab. | y “ OPERA SINEMASINDA Glorya Sinemasında 29 mart Çarşamba akşamı saat 21,30 da sinema ve Musiki San'atkârları Cemiyeti tarafından tertip ezilen ve Eftalya ve Safiyo hanımların iştirakile 35 kişilik ALATURKA KONSER Fiatlar; 75 - 100 - 150 - 20) > Biletler sinemanın gişesinde satılmaktadır 1317 Bu Perşembe akşamından itibaren gammaz GLORYA SİNEMASINDA ALKAPONE (YÜZÜ DAMGALI ADAM) Bugüne kadar yapılan filmlerin en heyecanlısı Dikkat! Bufilm 1932 beynelmilel film miizabaka- sında birinciliği kazanmıştır ! ALKAPONE filmi, bütün dünyayı velveleye ve- ren meşhur Amerikalı kaçakçılar kralı Alkapone'nin hayat, sergüzest, aşk ve ihtiraslarını emsalsiz bir san'at muvaffakiyetile tasvir (etmektedir. Talep ve arzuyu umumi üzerine “smmm unuz ELHAMRA SİNEMASI Haftanm en büyük muvaffakıyetini teşkil eden Düğün Gecesi Türkçe sözlü, şarkılı, orta oyunlu ve takditli balk komedisi Görülmemiş eğlenceli ve neşeli yeni tablolarm ilâvesile Yarın akşamdan itibaren iraesine devam edecektir. Oynıyanlar : NAŞİT — HAZIM -— HALİDE — ASIM — MUAZZEZ İlâveten: Amerikanın en fazla beğenilen artisti RUTH CHATTERTON tarafmdan mama MUKADDES YALAN Yarn akşamdan itibaren CHARLES FARRELL ve JOAN BENNETT tarafından temsil edilmiş MEÇHUL ADAM fptida! medeniyet çerçevesi içerisinde maceralarla dolu çüzel bir aşk manzumesi. # GLORY A'da mum Buçün hususi bir seans Meşhur çeteci ve haydut ALKAPONE nin hayatı, aşkları, ihtirasları ve maceralarını musavver ALKAPONE - (Yüzü damgalı adam) filmi bugün saat ilde Cenup Yıldızı Esrar, göneş ve korku filmi İSTANBUL BELEDİYESİ | Darülbedayi temsilleri İstanbul Şehir Tiyatrosu Bügün suvare saat 21,30 Seniha Bedri H. İ Facia 5 perde Muallim ve Talebe gecesi Güneş sie | GLORYA G. Hauptmann SİNEMASINDA hususi bir seans halinde gösterile- cektir, Bilümum matbuat müntesibini, sinema müdirleri ve serbest dühuliye 'cartı hamillerinin teşrifleri rica olunur. Tercüme eden: İttihadı Milli Türk Sigorta Şirketi Harik ve hayat üzerine sigorta muamelesi icra eyleriz | Sigortaları halk için müsait şeraiti havidir İf İa beni ona karşı hareke. | se muharriri olmak fikir ve . | dir. Tahkikata başlamıştır, ini defnolunacaktır. geçirecek hiç bir çabs hâdise | sip sahısbi olmaya, ve düşündükle kerem. “Güzide doltorumazun küdöcdide aile. | Merkezi idaresi: Gulatada Ünyon Hanında Gi Ben dururken | rini terbiye dairesinde yazma; Samatya: ipakçı sokağında o-| gi, taziyet eder ve cenabı hak. | A ceni b birlerde acenta aranmaktadır. — de kendisini alâkadar eden şeyle- | mani değildir. 7 ran elektrikçi Sebe min üç katlı |. e çazimme gazi geni ehmetlr Glee eee e-ağ pi Me amm — Te catmam. Son günlerdeki yazıla- FELEK © | söndürülmüştür. mede e : Ge —— — e - — y ——— i ” — —— © Müüyetin edeli xomanı: 61 Sı kadar gideli — Peki abla İsterlerse bütü; ik bastığı gün sokakları kar içinde bul | Vükluklarını dinlemeğe mecbur kalıyor” İş RAM el lr. e m a ağ | sü. İşte masasmın üstü bom boştu.Bir p — Ha ha.. Zati oradan öte çok bir | zim adamlar da iyi kurşan atmasmı bilir | yordu. Elini | nn vazifesi andan m ibaretti. kalmaz ki.. Kesriye olsun olsun de. | ler. Nasıl Ali, gidecek misin? Gitmiye- Dairelerdeki tezepsüp rağtbişti. Elini Vilâyetin her tarafında N — yelim ki üç saat beri tarafta, cek misin. Hani gitmezsen kendim git | nereye atsa iğrenerek geri çekiyordu. | asayişsizlik hüküm sürüyordu. Goldiği" Aşk, Kin, Politika ve Kan. Ali bir göz işaretile Kaleye danıştı: | meğe mecbur kalacağım da. Herkes 1 baris gerpeyoği #eöre | nin haltüsinda Geri bi; hareknte kal Müellifi: Nizamettin Nazif | © — Kaku” Fake heman A male Şevk e ey ii yn mala mmm gi iellifi: Nizamet a: — akcat simdi hare- — Gi Şevi veften dememişti.. Ortada müfettişlik lâfıde” ki, “Bu kadınım yanında söyliyebi- ? ear gibilerden Löbinska'ya bak &. Ali sinirlendi: — Söyle, söyle! Keşke bütün arka, © daşların onun gibi olsa. Kuşağı çok sığı bağlanmış olduğu i- © çin Kaleş korsa giymiş bir kokona gibi, © sedire ilişmişti. Bir iki yutkunduktan sonraz e — Aretlik... — dedi—Bu gece bizim iler yola çıkacaklar. — Müfrezedeki adamlar mı? — Yok canım. Kaçakçılar.. © — Sende mi bizim işe burnunu sok- tun? — Evet. Evvelce dir. Tütünler “Kesriye” ye gidecek. Yol edemiyorum. rma sen geldin. Eğer kafile ile beraber gitmeği kabul edersen elli altın var. Bak, düşün taşın amma cevabını çabuk ver, Çünkü iş kaymakamın kulağına gi- derse yaya kalırız. Tahsin Bey, bu işler den pek hazetmiyor — Para vız gelir bana,. Kirk yılın ba şında bir işin düştü. Yapmak isterim ve lâkin bir defa da bizim hatuna danışa- yım; bakalım, ne der? Ne dersin Lübins ka? ne jandarına, ne kolcu, nede Hiç bir şey yaktı. Rahat raha gilelsi siniz, ME işten anlıyan bir gülümse- — Bu ne kadar emniyet! - diye söy- lendi - Siz Türkler hep bu yüzden kay- bediyorsunuz. Kendine güvenmek iyi şeydir amma. İhtiyatlı hareket etseniz. ne ziyan edersiniz? Ali sevgilisine yaklaştı: — Neco? Bildiğin bir şey mi var? üz Çakal Popi hap e » , Popi er Bütün körlüler silâhlderı Hele Zaguriş, yişi Manmafih gene yan gözle Lübinska ya danışmıştı. Bulgar kızı sevgilisini kır — Evet simdi gidiyoruz. Kaleş acele acele gitti, Fakat bu A» Ki de amma kalıbıklaşmıştı hal. Manastırm toprağını görme- meden Manastırdan uzakla- san bir vali... Drahor boyundaki polis kulübesi kar dan gözükmiyordu. Üç beş adam cadde- den koşarak geçiyorlardı. Yan sokaklar da bir köpok sesi bile yoktu. Reşit Bey “Dırahor”un öbür — tarafındaki Müşür Paşanın evine gözlerini daldırmış, düşü- İM a a ağ onun görmediği bir şeydi. Doğrusu ya Manastırın yeni velisi, ünün son devrelerini yaşıyordu. Bir taraftan küçük çocuklarının sik- hatini düşünüyordu. Eğer hava böyle devam ederse, zavallı yavrular bu gün olmazsa yarın mutlaka hastalanıverecek- lerdi, Bu şehrin evleri de bir âlemdi. Geldiği günden beri belki ( bir orman gene oturduğu “bethane” yi istediği gibi ısıtamamıştı, Bir deliği b- kasa tıkanacak bin delik bulunuyordu. Elleri cebinde bir aşağı bir yukarı odada dolaşmağa başladı. Cammın sikm- tısından ne yapacağını bilemiyordu. Bu valilik te amma tenbel işiydi ha., Sabah- dönüyordu. * Kolunu önllamak — istes* mektupçu geliyor: “Efendim, bir ker€ de müfettişliğin fikrini alalım” diyor” du. Peki armna canım inadem ki her 49 yi müfettişliğin yapması lâzım geliyo"” du, o halde, bu Manastır şebrinde bi” adamı validir diye oturtnakta ne man* vardı? Nihayet dayanamamış, vilâyet ab” ki hakkında mufassal bir rapor yaz” Hüseyin Hilmi Paşaya göndermişti. vi çık konuşmuştu. Memlekette olanı teni, bilhassa asayişsizliği, ne yapı” istediğini bütün teferrüatiyle bildirmiğ. &. Fakat işin yoksa bekle de müfef” bir. cevap çi iie te arm : 2 İ'pağs bezellirinden leyin önüne inalanaak rma ağıt | Günleri heyhüde bir intizar işimde BOY e amd un İ yordu. Bit başka ööncerenin

Bu sayıdan diğer sayfalar: