29 Nisan 1933 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5

29 Nisan 1933 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Türk . Yunan dostluğu (Başı 1 ünci sahifede) kümeti tarafından memur edilen müm taz Türk ricalinin buraya gelmelerile bu işin ehemmiyetini Yunan hüküme- tinin fevkalâde takdir ettiğini izhar için çıkan çok mesut fırsatlan dolayı duyduğum memnuniyeti bildirmek is- terim, Şanlı bir mazinin mirasını taşıyan milletlerimizin biribirine yakın şarkta tam bir milliyetperverlik işareti altın- da kank olduğu kadar kahramanca mücadeleler içinde oynanan ve birkaç âsır süren faclanın başlıca mümessil- leri gözü ile baktıkları geçmiş zaman lar olmuştur. Fakat diğer bir vakın daha vardır. Tarihin bir cilvesi mil- letlerimize uzun asırlar yanyana ya- şamak, biribirini tanımak, sevmek ve anlamak fırsatını bahşeylemiştir. Hanımlar, efendiler, katiyetle iddia ediyorum ki, bu uzun milli mücadele- ler silsilesi esnasında milletlerimiz, bu. isme lâyik bütün milletlerin muhasım- larmda takdir ettikleri milli gururu, vatan hizmetinde feragati nefsi ve fe- dakârlık aşkımı biribirinde bulmaktan hiç bir zaman feriğ olmamışlardır. Bu hisler daima kalplerimizde mevcuttur Milletlerimiz biribirini tanıyor, yanya- na, uzun bir mesainin terini almla- rmdan silmişlerdir. Beraber feci sa- atler yaşamışlar ve fakat ayni zaman da sulhün sevincini de tatmışlardır. Milletlerimizin tahakkuk ettirmekle mükellef bulundukları yüksek mu- kadderat duyguları ile göğüslerinin kal kişafına katiyen mâni olmamıştır. Çünkü bu iki millet müşterek bir te- sir dalresi içinde yaşamışlardır ve ruhları müşterek bir sema altında ye- tişmiştir. Fakat dünya harbi iki mil letin milli ve iktisadi bünyelerinin da- yandığı temelleri bir sel gibi sarsınca Türkiye ve Yunan li matem ve sefalet içi iki memleket harbin kendilerine miras bıraktığı aşılması çok güç meselelere karşı koymak mecburiyetinde kaldı- lar, Mazinin feci tecrübesinden acı bir ders almış ve yeni zamanın haki- katlerini idrak etmiş bulunan iki mil- let eski ihtiraslarınn üstüne çıkması- nı bildiler ve yeni bir canlılık hamle- si içinde yeni bir devrenin gözerimine yöneldiler. Usun mücadelelerinden w- nutacak bir şeyleri olmadı, fakat çok seyler öğrendiler. Vatan uğurunda foragati nefe ve fedakârlığı asıl bâtı- raw ve kahramanlığa hürmet daima baki kalacaktır. Milletlerin tarihlerini unutmaları icap etmez. Ancak onlar kendilerine yeni bir tarih yapmalıdır. lar, Önümüzde milletlerimizin fırka ve kalplere itimat ederek, ehemmiye- ti büyük bir medeni vazife yapacak- ları ve yakın şarkta sülhün köklenme- si için gayretlerini birleştirecekleri mi lerle dolu olan mazinin taf- fiyesi eseri, Yunan milletinin şuurlu iradesini ve istikbalde Türkiye ile en samimi dostluk ve ameli faaliyet sa- hasında teşriki mesai münasebetleri içinde yaşamak hususundaki şiddetli arzusunu aksettirmektedir. Bunu söylerken bütün Yunan mille- tine tercüman olduğumu size temin ©- debilirim. Samimi arzumuzu parlak bir hakikat haline koymak çarelerini sizinle beraber araştırmakla, bizi işte bu duygularla mütehassis olarak âma de bulacakımız. Hepimizin başara- cağımız maddi güçlükleri temamiyle müdrik bulunuyoruz. Dünya buhranı mübadelelerde manialar kurarak mev cut güçlüklere yenilerini eklemiştir. İyi niyetler, her iki memleketin mem nun olacağı ameli neticeler vermek- ten hali verici birkaç seneden beri çok mesut bir tarz da mevcut olan siyasetin parlak bir tezahürü olacaktır. Tarihe karşı koyarak memleketleri ni yenileştiren, parlak yeni Tür binasmı kuran ve ayni zamanda Türk- Yunan dostluğunun şampiyonu olarak yükselen devlet adamların Ti işlerinin başında bulunması, ümitl sarsılmaz bir kanaat haline koymal tadır.. Bütün Türk milleti, şeflerile tihar edebilir. Size hoş geldiniz demek ve mesaiı zin muvaffakıyetini dilemek için bar. dağımı kaldırarak, yeni Türkiyenin kendi yüksek mukadderatının başın. da tuttağu bani ve büyük şefin sıhha. tine, asil Türk milletinin büyüklük ve refahma ve mümtaz şeflerinin şerefi ne içiyorum.” Mahmut Celâl Beyfendinin cevabı “ Başvekil Hazretleri, Hanımlar, E- fendiler, > Yunanistanın çok misafirperver top. raklarında bize hoş geldiniz demek için Yunan hükümetinin pek mümtaz Rej, sinin söylediği güzel ve asıl sözleri ha kiki bir heyecan ile dini Başvekil Hazretleri, Türkiye ile Yu- Banistan arasında mevcut olan dostlu- ğu öyle bir kuvvet, öyle bir yüksek dü şünce ve öyle bir duyğu esâleti ile tarif ettiniz ki, Ben sizden sonu ancak,mil- etlerimizi bugün hir araya | getiren şözülmez başları, bizim de böyle derin ve sir tarzda anladığımızı söy- liyebilirim. Bizim için çok bol olan tari- hin dersleri her balde dalma bayünkü gibi olmamışlardır. Sefalet ve iztirap, senelerinde siz de, biz de ruhlarımız kuvvetlenmiş ve bilhassa gözlerimiz a- Şılmış olarak çıktık. Bu güzel göklerin ları beraber yaşa” mış olan sizler ve bizler busün bize dü- şen mükâfatı her halde hak ettik. Bu mükâfat, cesur, ciyanmert © ve samimi dostlar gibi bir birimize ellerimizi uzat maklığımızdır. Başvekil, Hazretleri, dünyanın bu- gün maatteessüf gösterdiği kararsızlık manzarası önünde bizim bi izli mütekabil menfaatlerin karşılıklı anla. geniş bir istikbal açılmaktadır. Çetin | ücadelel; ve ayni zamanda | şılmasma ve halisane duygulara en iyi bir kaynak olmasını dilerim. Vaktiyle Avrupanın en karışık bu kısmında kar- deşçe kucaklaşmamızın yeni bir nizam kurmuş olması mücibi ibret ve bilhas- sa dersle dolu değil midir? Bir harpler- den pek çok iztirap iş ve harpler- de pek çok kaybetmiş olduğumuz için sulhu bu derece seviyor & ve dünyaya sulh manzarası gösteriyoruz. Dünyanın i i iş u beşe- riyetin hakiki menfaatlerini iyi alayan birer millet olarak, hiç te mecbur ol- maksızm münhasıran bir meflcâreci si- fetiyle sulhu yapıyoruz. “ Başvekil Hazretleri, İki memleket arasında ticaret müba- deleleri hususunda çıkan güçlülder hü- kümetimiz tarafından azami derecede dostça ve müsbet bir tarzda tetkik e- dildi. Ben şahsen yunan ticaretine, bü- yük dostluğumuza uygun bir şekilde ve müsbet esaslara ve hakiki (imkânlara müstenit inkişaf çareleri vermenin bi- zim için faydalı olacağı o mütaleasında bulundum. Bu bapta Yunan hükümet- ile görüşmek için Atinaya geldik, Bu- rada gördüğümüz kabul bizi hiç şüphe siz mütehayyir etmedi, Fakat her halde temennilerimizden üstün çıktı. Bu mu- habbet havası içinde varmak hususunda bu bir arzu ile, ticaret münasebetlerimize yaraşan ameli ve müsbet bir rejim bula- mamamız kabil midir? “ Başvekil Hazretleri, görin ve bizim yaptığımız milliyetperverlik bence s0- İâmet verici bir o milliyetperverliktir. Bu, kayitsiz olarak vatanın / hizmetine konulan şeref, gurur, vazifedir. bu milliyetperverlik bizi birleştirdi ve en samimi bir dostluk içinde sulhun fay- dalı devresine bu mi ikle ©- riştik. Binaenaleyh, Yunan (milletinin bütün ahvalde göstermesini bildiği yük sek meziyetlerin önünde eğilmek sureti- le sizden sonra ben de bu milliyetper verliğe lâyik olduğu hürmete bulunu- yorum. Yunan Reisicümhurunun sihhatine, dost milletin mukadderatmı büyük bir selâhiyet ve vukuf ile idare eden şefle ir yi sizin ve Madam Tsaldari. sihhatine hardağımı — kaldırıyor ve çözülmez Türk-Yunan dostluğu gere fine içiyorum. Yunan gazetecilerine Numan Rifat Beyin beyanatı ATINA,28. A. A: — Türkiye İktisat Vekili Mamhut Celâl Beyle (Hariciye müşteşarı Numan Rifat Bey, Türkiyenin Atina elçisi Enis Bey de hazır olduğu halde Türk sefarothanesinde gazetecile ri kabel etmişlerdir. Numan Rifat Boy, şu beyanatta bu Munmuştur; misafir — “ Büyük dost memleketin topraklarında bulunmakla bahti- yarız. Bu suretle vakit vakit yapılan te maslar, Yunanistan ile Türkiye arasm- da mevcut olan kardeşçesine münatebet leri daha ziyade kuvvetlendirecek mehi yettedir. Türk - Yunan dostluğu bizim Min tamiiiyle milli bir siyasettir. Zi. ra harici siyasetimizin esaslı unsurların dan çime Se dei öyle olacaktır. “ Atinaya Yunan hükümetiyle en sek bir hüsnüniyetle ve tamamen ii pet bir zihniyetle ticari mübadeleler me selesini tetkik etmeğe geldik Ben şah- sen bütün temaslarımıza hâlim olan sa mimi dostluk havası içinde ticari mü- nasebetler meselesini matlüp sükünet i çinde ve azami randımanı elde etmek su retiyle tetkik edeceğimize kaniim, “ Gazeteciler, Türkiyedeki Yunanlı san'at erbabı meselesinin Atina müzako Tatı esnasında görüşülüp görüşülmiyece ğini sormaları üzerine, Numan Rifat B, yapılacak müzakerelerin iki memleket & rasmdaki iktisadi ve ticari münasebetle rin hepsine şamil olacağı cevabını ver akşam Yunan hükümeti tara- fından Türk misafirler şerefine verilen ziyafetin sonunda kadehler kaldırıldığı sirada Yunan Başvekil M Çaldariş bil- hassa söyle demiştir: “ Çetin bir takım mücadelelerle do- lu olan mazinin tasfiyesi eserinin Yu. nan mill şuurlu iradesini ve istik balde Türkiye ile en samimi dostluk mü masebetleri idame ve ameli faaliyet saha smda teşriki mesai etmek suretiyle ya şamak hususunrlaki | şiddetli arzusunu aksettirmekte olduğunu söylediğim za- man, bütün Yunan milletine terceman olduğuma sizi temin edebilirim, .Türle Vekili cevap vererek şöyle de miştir; “ Yunanistanın çok mümtaz Başve- kili Türk « Yunan dostluğunu “© ka- dar kuvvetle, okadar düşünce yüksek- liği ve o derecede hissi asaletiyle ifa dö etti ki, ben ondan sonra ancak çu mu diyebilirim: İste biz iki milleti bu. gün birbirine bağlıyan ve çözülmesi kabil m bağları bu kadar derin ve hu kadar samimi bir surette anlayo- yuz, Tabliyetten Çıkarılanlar yu, Eral Madam Mazalte, İstanbul. lu Avram Hako, İsak Ava, Yaz 39 Lay, Çikan Porevoti “Pie a Mayer Gabay, karısı Sofi, İstanbullu Yako Gelbendeof, Hayım Salamon, İzmirli Nesim Mazol, İzak Mazol, Mel Guya Lerre, Muşlu İsak, İstanbullu Hayım Vitali, Avram, Mel. Katen, Ma dam Rohel, Mel. Neyamo, Mel. Line, Mişon Elmah, Mose Yabis, Edirneli İ- zak, kartsr Ester, İzmirli Simoel, İstan bullu Nesim Şili, Mm. Lona Dinde, Mişon Abot, Mordohay Levi, Avram Nahimyas, Leon Barki, Bursalı Mm, Hina, İzmirli Rebeka Mizrahi, İstan. bullu Nesim Aranojel, Miyon Voron, Madam Ester, Edirneli İzak, Çorlulu Davit, Edirneli Mose, İstanbullu Jak Yakar, Mn, Sinyor Pas, Mazalto Pas, Ester Pas, İzmirli Jak, Edirneli Kunal, İstanbullu Mişon Baroh, Selânikli Da vit, İstanbullu Mm. Eme Karlıp, Gere guar, Avram Kamayar, Edirneli Yu- ve bir neticeye | derece samimi MİLLİYET CUMARTESİ 29 NİSAN 1933 Japon sefirinin Cenazesi (Başı 1 inci sabitede) zere Haydarpaşa istasyonunda bekli- yorlardı. Trenden önce, başta Japon maslabatgüzarı M. Murakami bulundu- ğu halde Japon sefareti erkânı ve Ha- riciye Vekâleti namma osmazeyi teşvi- ye memur edilen Refik Amir, teşrifat- tan Fuat B. ler inmişlerdir. Burada İs- tikbele gelen zevat Mİ. Murakamiye be- yan taziyet etmişlerdir. Bundan sonra japon bayrağına sarılı olan cenaze furgondan indirilmiştir. Ce naze eller üzerinde olduğu halde, selâm vaziyetinde bulunan polis müfrezesi ö- nünden geçirilerek Haydarpaşa rıht mında beklemekte olan Seyrisefi daresinin Halep vapuruna bindirilmiş” tir Cenazede Reisicüimhur Hazretleri ile B. M. M. Küzm Paşa, Başvekil İş- met Pş. Hariciye Vekili Tevfik Rüştü, Hariciye Vekâlet Vekili Şükrü Kaya B. Türk ordusu, sefirler, ve Japon s0- fareti tarafından gönderilen çelenkler bulunuyordu, şehrimizden de şehir na- man İngiltere Sefiri Sir Georges Clark ile Konsoloslar heyeti namına bi- rer çelenk gönderilmiştir. Cenaze Haydarpaşa'dan hareketle saat 11,30 ta Sirkeci rıhtımına getiril. miştir. Sirkecide.. İstanbuldaki konsoloslar heyeti ve Japon sefareti erkânmın aileleri, Bele diye namını muavin Hamit, B. Sirkeci rıhtımında, İstanbuldaki sefirler ve se- faretler erkânı insyon bekleme, salonu önünde resmi kıyafet ve silindir deği Girmis oldukları halde, cenazeyi iyorlardı. Rıhtımdan Sirkeci istaş- yonuna kadar, tüfekler aşağıda olduğu halde , iki sera asker dizilmiş ve bötün çaddeyi iki taraftan kapamıştı. Asker. lerin önünde polis efradı bulunuyor. du. Cenaze vapurdan çıkararak bir top arabasına kondu. Arkasında Japon ata- şe milter Kolonel Kanda, elinde bulun durduğu siyah kadife bir yastık üzerin de müteveffanın — nişanı taşıyordu. Kolonel Kandanın yanında sefnret mas- lahatgüzarı M. Murakami, konsoloslar, Vali muavini Ali Riza, Belediye mun si Hâmit, Emniyet © müdürü Fehmi, Pertev Pş. yüksek rütbeli zabitler bu- lunuyordu. Bu surette tertip edilen ce- nâze alayi önde matem havası çalan as keri müzika ve çelenkler bulunduğu hal de istasyona getirilmiştir. Cenaze bura- dn olan furgona konul muştur. Bu sırada hazır bulunanlar Mü Murakamiye taziyetlerini beyan etmiş- lerdir. Cenmze furgona konunca Japon sefareti erkânı hürmetle eğilmek şureti- le cenazeyi son defa selâmlamışlardır. Bundan sonra furgonun kapağı kapana- vak merasim bitirilmiştir. Fargonun & nüne konulan iki &sker © müteveffaya, şehrimizden nakline kadar son hürmeti ifa edecektir, M. İzaburo Yoshidanm cesedi, ailesi nin arzusu üzerine yakılacaktır. Cese- din Viyanaya götürülerek orada yakl. ması düşünülmüş ise de, Avusturyaya götürülmesinde ki güçlükl vazgeçilmesi muhtemeldir. Bu takdirde ceset Marsil ya'da yakılacaktır. Cenaze bu hafta i- çinde karar verilecek bir yere gönderile cektir. Cenazeye sefaret kâtiplerinden biri refakat edecek Fuat (O Etem BR. de bududa kadar gidecektir. Ceset yakıl- dıktan sonra külleri Tokyo'ya gönderi lecek, orada yapılacak cenaze alayından sonra ailesine teslim edilecektir. Müteveffanın tercümei hali M. Yoshida, 1878 senesinde Japonya am Kiyoto şehrinde doğmuştur. 1903 te Tokyo Hukuk Fakültesinden mezun olmuş, 1914 te konsolosluk ve diplo- matlık imtihanını verdikten sonra Hong Kong konsolosanesi | ataşeliğine tayin edilmiştir. Sonra Vaşington | sefureti üncü kâtibi olmuş, 1920 senesi sonu- na kadar Japonyanın Londra sefareti i kinci ve birinci kâtipliklerinde bulun- muştur, Bundan sonra Japonyanın Çin, Ingiltere ve Amerika sefaretleri müşte şarlıklarma tayin edilmiş, 1926 ta İs- vişre orta elçisi olmuştur. M. Yoshi- da 1930 ta Japonyanın Ankara Büyük Elçiliğine tayin edilmişti Bugüne ka- dar vazifesini rakatla ifa © derek kendisiin herkese sevdirmişti. M. Yoahida geçen sene Mancuride Millet- ler Cemiyeti namına tahkikata memur edilen Laytton komisyonunun çalışma- larına da iştirak etmişti Müteveffa Japonya İmparatorluğu ni şanmın büyük kordonunu ve Çin, Ha- beşistan hükümetleri nişanının büyük kordonlarımı, İngilterenin Compagnon Bet Victoria nişanlarını taşımakta i- li. M. Yoshida bekârdı, Japonyada bir hemşiresi hir de manevi © oğlu vardır. Japon sefareti erkân: mütevaffaya kar. 4 hükümetimiz tarafından gösterilmiş olan misafirperverlikten ve tertip edilen ihtişamlı cenaze alayından dolayi çok mü tehassis olduklarını beyan etmektedir, da Dakalov, İstanbullu Akunber, Ro- bert Suvartu, Parisli Leon gelbendref, Selânikli Mm. Guya, İstanbullu Yako, Silon Ben basat, İzmirli Avram Ha- kim, Çayim Maye, İzak Bencuya, İs- tanbullu Men. Vida, Davit Ojelov, Mü i Sarina, Hayim Salamon, a, Kalo, Salamon Yantof, İzak Mişon Mim. Ester, Mazalto, İlya: zar Yeşoa, Yakop, Avram Kohen, kar deşi Yako, Bensiyan Öjelov, İzmirli İzak Arditi, Mm. Rebeka Artidi, İstan bullu Aron Valero, Salamon, İzrail Hako, Vitali Kohen, Yako, Mm. Vi- da, Mirkado, Davit Rosano, Mm. Ri. ko, Viktorya, Sultana, Arditi, Robert Arditi, Artor Avigdor, İzmirli Bohor Avram, Vida Nazliyan, Selânikli Mm. Rina, Manisalı Hayım, Yasef, Bensiyan Elgaranti, Edirneli Yasef Adot, karısı Rayna, kızı Rino, Manisalr Bünyamin, Rako Riditi, Bur salı Mm. Lüiza, Muşlu Sitrak Bedros- yan ismindeki şahıslar Türk vatandaş lığından çık: i Geçmiş medeni Varlıklar (Başı Vinci sahifede) beşeri medeniyetin en muhteşem fasılla rmdan birini temsil eden bu âbideleri korumak mili böyük vazifelerimizden &n mühirmini teşkil etmektedir. rı muhafaza ayni derecede bir selesi olmakla (beraber, i seyyahlar celbi imkânın: da temin ede- cek bir iktisat işidir. Tarihi &bidelerin çoğu şehirlerde ve kasabalarda toplandığı kımına ve korunmasına tiraki tabii ve lüzumludur. Tarihi âbidelerin bakımı ve korunma &ı hakkında âtideki kanun lâyihası tek- Nif olunmuştur: Birinci madde. — Tarihi kıymeti ba iz olan âbidelerin bakım, korunması ve tamiri için her yıl Belediyeler varidat- larından yüzde birini ayırarak Maarif Vekâleti namma Ziraat Bankasma yatı rırlar.. Bu suretle toplanacak para tari- hi kıymeti haiz milli âbidelerin bakımı na, korunmasına ve ürine sarfedilir. İkinci madde, — Bir yılda toplanan paradan yılı içinde sarfolunamıyan kıs- mı ertesi yıla devrolunur. Üçüncü madde, — İçinde ibadet © dilmekte olup doğrudan doğruya Evkaf Umum müdürküğü idaresinde bulunan camilerin muhafazası ve daimi tamirleri nin yapılması Evkaf Umum müdürlüğü ne gittir. Dördüncü madde. — Tarihi âbidele- rin tanzimi ve tamiratı fenni bir tarz- da yapılması ve hertürlü teftişler için ücretleri bu tahsisattan verilmek üzere Maarif Vekâletince müzeler idaresine bağlı bir arkecoloğ, iki mimar ile bir res- sam ve bir mütehassts fotoğrafçı kulla- nılır. Bunlardan başka mütehassıs ve memur kullanmak lirumu halinde İcra Vekilleri heyeti kararı alınır. Bu lâyihanın kabulü ile şu faydalar temin olunacaktır. 1 — Türkiye Oümhuriyetinin bugün kü nesli ecdadmın yaptığı şaheserleri korumakla — geçmişe ait büyük medeni varlığınm vesikalar ve hatıralarını ko- rumuş olacaktı 2 — Bütün dünyaca kültür ve ikte. sat amlllerinden Ür olarak tanılar Turizm, memleketimizde de inkişaf ede cek ve bundan birinci derecede şehirler kazanacaktır. 3 — Kurtarılacak öbideler bir daha yapılanıyacak kıymette eserlerdir. Bun İarın kıymet derecelerinin yüksekliğin de cihan ilminin hiç bir ihtilâfı yoktur. 4 — Belediyelerin ve dolayısile bü- tün milletin bu mesaiye iştiraki âbidele rin tahripten korunması için ikaz yollu idari ve terbiyevi bir olduğu gil tarih vesikalarının korunması iş geniş manada milli vazifeler arasma geç miş olduğunu da gösterecektir. 5 — Eski eserlerin aslındaki şekille» rine göre tamirleri ayrı ihtisas işidir. Teklif olunan kanun sayesinde bir çok memleketlerde ve husussile İtalyada ol- duğu gibi eşki eserleri tamir ve hakki- le nezaret edebilecek mütehassıs bir he- yet yetiştirmek imlcinr hâsıl olacaktır. 6 — Belediyelerin ayıracağı para ile Abidelerin tescili, tasnifi, plân ve rölö- yelerinin alınması, âbidelerin müstacel tamiri, mühim olanların heyeti asliyele. ri üzerine tamirleri ve restore edilmele- ri tarihi âbideler etrafınm temizlenerek Byaret edilebilecek bir hale getirilmesi hususları temin olunacaktır. Bergamada yeni bir eser daha bulundu Bergamadan bildiriliyor: Asarı ati- kasile meşhur olan kasabamızın bu şöhreti son günlerde meydana çıkarı- lan yeni bir eserle bir kat daha art- mıştır, Bu eser Esi ıp denilen sıhhat ve şifa yurdudur. Eserin harabelerini görmek için etraftan birçok siyaretçi ler gelmiye başlamıştır. Bergamada bu eserlerin bir arada toplanmı in bir müze açılması ve bu müze ir bina yapılması takarrür et ir. Müzeyi Almanya asarı atika ümeni ve Bergama hafriyatı heye ti ilmiyesi reisi M, Vigant tertip ve tanzim edecektir. Müzenin temel at. ma merasimi Dahiliye vekili Şükrü Küya Beyin huzürile yapılmıştır. İki gün kaldı (Başı 1 inci sahifede) İlk tecrübe, bu tahminin ne kadar yerinde olduğunu göstermiş tir, 933 dahili istikrazının A serisi iki gün daha satıştadır Yarın akşamdan i- tibaren şimdi 19 liraya satılan tahville- ri ancak hakili kıymeti olan 20 liraya bulmak kabil olabilecektir Halkm bu iki gün zarfında satılma mış tahvil. bırakmıyacakları muhak- kek görülmektedir Ankarada bir konferans A.A, — Ankara Hu: ANKARA, kuk fakülteşi a Düvel Profesörü Cemil Bey Ankara Halkevinde bir kon- ferans vererek 1918 istikraz acı mana sını ve ha istikrazda düyünü umumiye idaresinin rolünü . gösterdikten sonra Cümhuriyet idaresinde — mil i 2200 kilometre demiryolu yapılmasında ki ehemmiyeti göstermiş ve istikraza ya zılmayi ne hamiyet, ne sef kâr işide ğil, vatandaşın kendi evi ve memleket işi tanıması lazm © geleceğinde karar kalmıştar, g — Büyük milletlerin büyük iddiale- rı vardır, ” Büyük milletler büyük iddiaları olan ve iddinları başaran milletlerdir Türk milleti tarihte büyük iddialar yürütmüş ve bunları başarmış olmanın azım ve kuvveti ile ve manile yirminci asır or tasında büyük başın başlığında efsane sayılacak büyük işler gördü ve görmek tedir, Bugün maddeten de manen de o islerden ir Muğlada MUĞLA, 28 (A.A.) — Ergani de. “ — 10 ma ğe kl Sİ iL kl Bal iğ Milli takim Galip geldi (Başı 1 inci sahifede) avin hattı, en başta Feyzi olmak üze- re bu hat tadün beklenilen oyunu gösterememiş, bunda Nihadm yoklu- ğu bilhassa âmil olmuştur. Rasim ilk defa böyle bir oyunda bulunmasından dolayı esasen kendisinden daha fazla birşey beklemek doğru değildi. Bü- tün müdafaanm yeâ oyuncusü Cevattı. Bilhassa ikinci devrede orta muavin mevkiinde yerden verdiği pas lar çok güzeldi. Muhacimler, birinci devrede Fikrete kasdi denilecek ka- dar bariz bir surette paz vermemiştir. İkinci devrede birkaç topu Fikret or- taya verdiği paslarla belki de Milli takımın dünkü galibiyetinde bir â- mil olmuştur. Sol içte kendisinden çok şeyler beklediğimiz. Şeref için yaza- cak kelime bulamıyoruz. Esasen bu- nu gören ve anlayan takım kaptanı ikinci devrede kendisini sağ açığa ver mekle anlatmış oldu. Şeref bu halile Milli takımda mevki alamaz. Zeki dün birinci golü atmasına rağmen pek güzel oynayamamıştı. Buna sebep mukabil beklerin iyi yer tutmalarıdır. Hakkı Zeki ile Niyazinin arasında sanki yalnız kalmış bir hasım oyuncu su gibiydi. Ne top veriyor, ne de veri- len topu alabiliyordu. İkinci devrede Zekinin yerden verdiği iki güzel pa- sı hüsnü istimal ederek gole tahvil ©- debilmiştir. Eğer Hakkı ikinci devre- nin yarısından sonraki oyunu tuttura- bilirse belki takıma müfit olabilir. Niyaziye gelince, bu son günlerin- de formundan epeyce kaybetmiş ol- masına rağmen gene ötekilerine naza ran aşağı yukarı yerini doldurabile- cek bir vaziyettedir. Ancak dün oynanan bu Vefa - Mil- Ni takım oyununda nazarı dikkatimi- zi celbeden bazı noktalar var. Mese- Dünkü Vefa bek hattı pek güzel Milli takımın bek hattını teşkil edebi. lir. Saim esasen Rusyada oynadığı o- yunlarda da gösterdiği gibi o yerin eh İidir.. Yanmdaki dün oyununu seyret- iğimiz Halil iyi bir vaziyettedir. Ba ili oyuncu bugünkü mevcudun içinde en iyi anlaşabilenlerdir. Şimdiye ka- dar Yaşarı, Hüsnüyü , Füruzanı tecrü- be ettik. Bu isimlerini saydığımız ©- yuncuların hiç birisi biribirlerile oy- nayamıyorlar. Halbuki Saim - Halil müdafaası bir İki oyün sonra pek gü- zel kendilerine emniyet edilebilecek bir müdafaa hattı olabilirler. Takımım en çürük tarafıda hiç şüp he yok ki muavin hattıdır. Cevat, Ni hat ve Nazmiden terekküp etmesi lâ- zım gelen bu milli muavin hattı, Ce- vadın gidememesi ve Nazminin gel- memesi yüzünden hemen hemen bo- şalmış gibidir. Bundan başka Nihat ta iyi bir formda değildir. En müşkül iş bu noktayı halletmektir. Federas- yon bilhassa bu nokta etrafımda dür- bin olmalıdır. Muhakkaktır ki, Fikretin yannda sol çin oynayacak Muzafferden, bat tâ Fikretten takım çok şeyler ümit e- der. Sol haf mevkii takımın en boş bir tarafıdır. Gönül çok arzu eder ki, İzmirden Lâtfi ile beraber Nazmi de gelsin, Çevadım seyahate iştiraki de çok şüphelidir, bu vaziyet karşısn- da takımın muavin hattı çok İruvvet- iz bir hale gelir ki, Bulgarlara karşı iyi bir netice almamızın bir hülyadan başka bir şey olmadığını anlamak güç değildir. Futbol federasyonu bilhassa bu maç için çok titiz davranmalıdır. Dün Muzafferin oynatılmamasına son derece hayret ettik.. Bu genç ve çok cevherli çocuk nasil oluyor da kadronun haricinde kalabiliyor? herkes gibi biz de akıl erdire- medik. Acaba dün forvet hattmda rol al- mış olan oyuncular Muzafferden da- ha mı iyi oynadılar, daha mı fazla mu vaffak oldular? Pazar günü artık Milli takımım son çalışmalarından biri yapılacaktır. Ta- kuma etmek ve mutlaka en kuv- vetli bir şekilde tesbit etmek zamanı çoktan gelmiş geçmiştir. Dün oyna- yan kadro bu oyunu ile Bulgaristana giderse kuvvetle tahmin ediyoruz ki ili takımının ayağından alamaz ve gene kahkari bir mağlübiyete uğrar. Ok yaydan çık madan müteyakkız olalalım. İş işten geçtikten, takım mağlüp olduktan son ra efkârı umumiye artık esbabı muci- be dinlemez Mevzuu bahsolan filân veya falan kulüp değil, Türk forması, Milli var- lıktır. Bununla da kimse hiç bir şekil ve suretle oynayamaz. Muhteşem Özdemir İspanya futbol takımı Belgartta BELGRAT, 28 (A.A.) — Belgra- da gelen İspanyol futbol takımı, istas yonda kalabalık bir halk kütlesi tara fından karşılanmıştır. İspanyol takımı nın kaptanı Zamora, takdirkârları ta- rafından omuzlar üzerinde taşınmış- tır. Gazeteler, bu münasebetle birçok makaleler yazmışlardır. Bilhassa Vre- laya getirilen üçüncü parti tamamile satılmış, getirilecek dördüncü partiye mahsuben de satış yapılmıştır. Hisse senetlerine gösterilen bu rağbet hararetini muhafaza ediyor. Zonguldakta ZONGULDAK, 28 (A.A.) — Zon guldakta dahili istikraza iştirak ye- künu 218 bin lirayı bulmuştur. Nazillide NAZILLI, 28, (Milliyet) — Dahili istilrazdan beş hin liralık tahvil alındı, İştek devam ediyor. Doktorlar Toplandı Muhtelif mesleki işler etrafında görüşüldü Etıhbba mühadenet ve teavün cemiye 8 dün senelik içtimamı yapmıştır. Kong re riyasetine İstanbul o mebusu Hakkı Şinasi Paşa, kâtipliklere de Dr. Sami ve Ziya Beyler seçildikten sonra sabık idare heyeti namma Dr. Fethi Bey he- yeti idarenin bir senelik çalışma Tapo- runu okumuştur. Etibba odası reisi Tev fik Salim Paşa bir senelik çalışmayi ga- yet mül bularak heyeti idareye teşekkür etmiş ve raporun aynen kabul edilmesini istemiştir. Rapor aynen ka» bul olunmuştur. Bundan sonra altında bir çok imza- lar bulunan bir takrir okunmuş. Bu tak rirde iş arayan (doktorlara hususü müsaseselerde iş bulmak için bir iş bul ma bürosu tesisi, her sene kongrede İs- tanbuldaki doktorların vaziyeti hakkın- da bir istatistik verilmesi, cemiyet a- zasnm ilmen yükselmesi tisas kurslari açılması, senelik sidetm dört liradan 2 liraya indirilmesi, cemiyetin menefli ammeye hadim müesseseler meyanma ithal edilmesi için teşebbüs yapılması gibi bazı temenniler ve tek- lifler serdediliyordu. Bunlar görüşül- müş ve danışılmış, kısmı reddedilmiş, Hazretleriyle Meclis Reisi ve Başvekil Paşalara, Sihhat Vekiline tazimat telg- rafları çekilmesine karar verilerek ida- re heyeti ve müşkülleri hal heyeti in- i İsmet, Fahrettin Kerim, İhsan Sa- Ali Eşref, Mustafa Talat Beyler, müşkülleri hal heyetine de Ziya Nuri Paşa, Akil Muhtar, Cerrah Paşa bağ doktoru Ahmet Rüştü, — Behçet Sabit Rifat Hamdi Beyler seçilmişlerdir. Dış vatanda Türk âleminin 50 sene Hk neşriyatı Dün öğleden sonra saat dörtte Hal- kevinde Turan Cemiyeti reisi Muhar- rem Feyzi Bey tarafından bariçteki otuz milyonluk Türk âleminin yarım asırlık neşriyat ve matbuat hayatına dair uzun bir konferanı verilmiştir. Hatip bariçteki Türklerin milli ben- lik şuuru uyanmcaya kadar geçen za- manların tarihçesini yaptıktan sonra, ilk devamlı Türk gazetesinin maruf Türk mütefekkirlerinden (Gampra) lı İsmail Bey tarafımdan Tercüman is- mile Bahçosarayda nasıl tesis edildiği ni anlatmıştır. Konferansta verilen i- zahata nazaran, bu gezete lam mâna sile siyaset ile uğraşmaktan ziyade bir taraftan irtica ile ve diğer taraftan ec nebi harslerinin tesiri altında da- nanlara karşı Türkün milli harsini mü. dafan eylemiştir. Hariçteki Türklerin en büyük ihti- yacı başta ilk mektepler olmak üzere umum halk mekteplerinin ıslahı idi, İsmail Bey (usulü cedide) namı altın da icat eylediği gayet kolay bir usul ile Türk çocuklarına kırk günde olu- yup yazmağı öğretmeğe muvaffak ol- duğundan bu usulü gazetesi ile birkaç sene zarfında bütün Türk âlemine öğ- retmiştir. Birkaç sene zarfında yalnız. İril » Özal havalisinde bazı şimal Türk. lerinin yurdunda beş binden fazla ye ni usulde mektep tesis edilmiştir. Tercüman gazetesi milli işl, liğer mühim ga- yeleri müdafaa etmiş ve bunlarda da- hi muvaffak olmuştur. Tercüman gar zetesi elli sene evvel tesis edilmiş ve tam otuz beş sene , yani bolşevik inki- lâbına kadar yaşamıştır. 1905 inlul kadar hariçteki Türk âleminin yegâne gazetesi Tercü- idi. Fakat mezkür inkılâptan san- ra İril - Oral, Türkistan, Azerbaycan ve birçok siyasi gazeteler ve mecmua: lar ilmiştir, meşredikmi Muharrem Feyzi Bey bu gazetele. rin meslekleri ve Türk âlemine gös terdikleri hizmet ve menfaatleri uzun uzadıya izah ettikten sonra hariçteki Türklerin garbin bütün feyizlerinden istifade ettiklerini ve asri bir unsur ol- mağa bihakkin liyakat kesbettiklerini söylemiştir. Mumaileyhten sonra Tu- * Tan cemiyeti azâasından bazı zevat muh” telif Türk ülkelerinde milli matbum- tn husule getirdiği büyük tesir ve menfaatleri izah etmişlerdir. Konfe- rans, Turan cemiyetinin amatör san- atkârları tarafından teyanni ve teren nüm edilen milli şarkılarla nihayet bulmuştur. Türk-İran cemiyeti 'hrimizde bulunan bazı İranlılar. In İranlı Türkler tarafından bir Türk- İran kardeşlik cemiyeti kurmıyu kk rar verilmişti, Cemiyeti (o tesik etmek istiyenler cuma günü halkevinde top- lanarak ilk içtimalarını yapacaklardır Cemiyetin bir şubesi de Tahranda ola- caktır. Cemiyetin maksadı iki millet arasındaki tarihi, irki ve iktisadi ra- hataları taknim ve azirlara varan EŞİ deşlik ve dostluk münasebetlerini te- melüğiirmlei GİNEAkE: Kaçak ipekliler Marsilyadan limanımıza gelen bir Fransız vapurundan çıkan inadam No vrostini isminde bir kadın eşyası şüphe üzerine aranmış ve kaçak ipek- li kumaşlar bulunmuştur. Madam No- restini ihtisas mahkemesine teslim edilmiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: