30 Nisan 1933 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

30 Nisan 1933 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

gililliyet 30 NİSAN 1933 Idarebane : Ankara caddesi, 100 No, ndrasi £ İst Milliyet Numaraları: BUGÜNKÜ HAVA Yeşilköy vasat merkesinden aldığımız. TE lr bugün hava w bulatla veee özgü sakin eodeeksie. taryiki 763 mi 29-4-533 terilimde hava an 14 en ez 6 san Münaksa ile memuriyet Gazetelerde görüyoruz. Şark şi- mendiferleri şirketi bir diş tabibi © “almak istiyor. Münakasa açmış. Hâşim Paşanın Maarif nezareti zamanında maarif müdürlüklerin. Sefalet — Arjantin hikâyesi — Tan aleyhisselâm, yanında aziz Pi- erre Hazretleri olduğu halde birer a- ta binmişler, gidiyorlardı. Yolda İsa Aleyhisselâmın atı nalından bir çivi- yi düşürdü. Bu eksiklik, hem yü sün ahengini bozdu, hem de ata izdı- rap vermeğe başladı. Çare, en yakın nalbanda uğramak ve atın malını mıhlatmaktı. en yakın köyün nalbandma uğ ra Bu adamcağız sefaletin yer yüzün de timsali idi. O kadar ki, nalbant ol- duğu halde dükkânmin içinde aran- di, arandı. bir rh bulamadı. En ni- yet bir demir parçasını buldu, eğe- lodi, “eğeledi, mha © benzetip hayva Va Aleyhisselâm parasını vermek gri Fakat sefalet çeken adam dedi — Siz derviş insanlara benziyorsu- muz. Paranız yoktur. Ben bu işi seva- bna fisebilillâh yaptım. Haydi güle güle gidin. Uğurlar olsun. İza Aleyhisselâm ve Aziz Pierre Hazretleri tekrar yola revan oldular. Epeyce yürümüşlerdi ki, Pierre Haz- retleri sakalını srwazladı ve dedi ki: — Ya Isa. Biz bu ez hiz- vermedik. Bari Isa Aleyhisselâm £ — Haklısın Pierre, dedi, ben de e am im — otayin etmiş. İlk vaadi alan zat ta- “ bii hemen nâzira çıkmış ve sor- nur. Li un: ki bütün #wünakasa işlerinde olduğu gibi o- nun da en iyisi seçilmiş olmaz. Benim garibime giden taraf şu- Etibba odası bu işe vaz'ıyet tetkikat yapıyormuş. Ne di- ye tetkikat yapıyor?. Eğer kendisi © Oazasına hâkim ise emreder: © — — Böyle haysiyet kıran müna- kasaya girmeyiniz! der. Onlar da . Ortada mesele kalmaz. © Ama eğer r bu işe böyle münaka- #a ile talip çıkar, içlerinden biri de © münakasayı kazanırsa bu diş tabi- 3 bini acaba nasıl ve hangi hak ve © nizama istinaden muahaze edebi- lir. Oda, acaba (ar yılı değil kâr yılı) meselini bilmiyor mu? Taksim meydanı hakkında < birmektup © Geçen gün, Taksim âbidesinin i etiafnidaki bahçenin içinde âle- “min gözüne ve zevk erbabının yü- | © reğine batan telgraf direği halkın da yazdığım yazı üzörine karileri- bir defa daha tatyip edelim. Beygirleri çevirdiler. Tekrar köye döndüler. Nalbant deminki umar men ayağı kalktı. o Yerden yari verdi. İsa Aleyhisselâm dedi ki: — Suna para vermedik. Bari dile- diğin bir şey varsa, dile bizden. Aziz Pierre Hazretleri nalbandn kulağıma eğildi: — Hazret ermiştir, dedi, dileyecekien Cennette çam 4 yer dile, Böyle fırsat bir daha ele geç mez. Nalbant Pierre Hazretlerini şöyle bir itti: — Sen ne bilirsin? benim işime! der gibi bir tavır aldı. İsa Aley — mizden ve âbide komisyonu aza- sından bir zat bana e yanma göndermiş. Şahsıma ait olan kısım larını çıkararak mektubun Taksim meydanma ait kısımlarını aşağıya yazıyorum: “Bugünkü (Milliyet) te Taksim âbidesinin yanıbaşındaki direkten bahsediyor ve buna dair yazmış ol. duğunuz fıkralara hiç ehemmiyet verilmediğini söylüyorsunuz. Tak- sim âbidesinin şeref ve kudsiyetile hiç te mütenasip olmıyan iki çirkin manzara daha vardır ki; her nasıl- sa nazarı dikkatinizi celbetmemiş: Biri, âbidenin yakınındaki umu- mi helâ, diğeri de onun yanıbaşın- da ilân yapıştıran eski dıvardır. Abdesthanenin oradan başka ye re nakli ve dıvara ilân falan yapış- tırılmıyarak beyaz bir badana vü- rulması için birkaç defa müracaat. ta bulundumsa da kulak asan ol - madı. Sivrisinek ve davul zurna mese- desi değil mi?.. Taksim âbidesi komisyonu azasından B.K. Kariimizin pek haklı olarak şi- kâyet ettiği çirkinlik hakikaten te- essüfe şayandır. Abidenin genişle- tilmesi mevzuu bahsolurken, bu çirkinliklerin de izale edileceğini haklı olarak ummaktayız. FELEK O MAKEDONYA : Aşk, sokağa fırladıkla için binbaşı “acaba bir ihtilâl mi 2, Gibilerden bir an ürküvermiş- 'Giyindi, tabancasmı eline aldı, So- çi kak kapısını ihtiyatla açarak haykır. dı: —Ne çal Ne gine Neye toplar yiyorsunuz Kaşlarını çi gi oyna» “tarak konuşuyordu: — Kim vurdu kapıyı? © — Kalabalık içinden e yaşlı bir a- dam ileriledi: -— Ben'vurdum binbaşım. — Neye? Bune Geli Sen “Benim kim olduğumu e gas Kiba? | — Binbaşım.. Bırak simdi ai ağız “İnr, . Büyük bir Bulgar çetesi İsmilo- Kin, Politika ve Kan. Müellifi : Nizamettin Nazif va tarafına ra Nerdeyse kasaba- Ağ sb böyle bir haberi hiç beklemiyen binbaşı birden bire heye- cana düşmüştü. Hemen atına atladı. Avci çadırlı ordugâhına doğru dörtnala sürdü. İlk nefeste bi- | rinci bölüğü tahrik etti, İli saat son- ya da avcı taburu bütün — zabitlerile İsmilova —— tutmüs bulunuyordu. bir başka muhbir, çete hak- kında tafsilât vermiş, Bulgarlar en az pi > kişi olduklarını Yayan yavaş Gene her güneyini eda re Gl Ee | dan kalkamasın. hisselâma dönüp: gi, T Pen bir değil üç şey isterim, de- i. İ — Peki, üç olsun. | — Birincisi, şu koltuğa oturan be- | nim izinim olmadıkça bir daha ora- — Pek âlâ, dediğin makbüldür. | kamasın. Aziz Pierre Hazretleri tekrar nal- bandın kulağma eğildi: etme, İki dileğin kal- — Enayili dı. Cennette — Peki, dilediğin makbuldür. Ine mesinler. Aziz Pierre Hazretleri kendini tu- tamıyordu. Sabırsızlıktan çatlıyacak- tı. Tekrar eğildi: — Yarın razu mahşerde pişman olursun. Aptallık etme. Böyle fırsat bir daha eline geçemez. Cennette kendine bir yer iste. Nalbant bu sefer Aziz Pierre Haz- velerini şöyle bir itti: Cebinden enfiye ku tusunu çıkardı: — Şu kutunun içine giren bir daha çıkamasın, dedi. — Peki, makbulümdür. Çılkmasın! Aziz Pierre Hazretleri bu kadar manasız dilekler karşısında hayretin- den ve hiddetinden ne yapacağını şa- şırmıştı. Sadece hayflı hayflr başını salladı. e e ve Nalbant yalnız kalınca; göhe ken di sefaletin daldı. Dervişlerden iste- diği şeyleri bile unuttu. Diğer taraftan Cehennemde tahtı- nı kurmuş olan İblis aleyhillâne şey. alıyordu. Sıra nalbanda gelmişti, İb- lis şeytanlarından birini ona da gön- derdi. Hani neredeyse kanıp cehenne min yolumu tutmak üzere idi ki, bir- den iki derviş aklıma geldi. Bu adam- lardan üç dileği olmuştu. Onlar da ka epi ek İL — Peki, seninle £ giderim ökk Li yakl San hücüda otur. Alıp geleyim. â Şeytan koltuğa oturunca "nalbant kahkahayı bastı. Zavallı şeytüti kalk- mi kalkamaz. Nelbâğt dedi — Seni ben oradan kalditıfini am- ma, bir şartla! Yirmi senelik Bir mu- kavele yapacağız. Bu müddet zarfın- da bana ilişmiyeceksiniz. . Üstelik te eğlenceme bakacakımız. Yirmi sene sonra gel, beni al, Ben de sefiletten bıktım, Biraz dünyanın tadım çıkar mış olayım. Şeytan çarnaçar razı oldu. Yirmi sene sonra gene kendi malr'üeğil miy di? Kalsın, yirmi sene daha günah iş- esin. Mukavele imzalandıktan sonra, seytan nalbandın izniyle kalkabildi. Bu yirmi sene içinde nalbant yedi, ti, gezdi, tozdu. Yirmi sene çabucal bitti. İblis aleyhillâne bu sefer başmun- vinini yanına bir manga şeytan daha vererek nalbanda gönderdi. Bu sey- tanlara katiyen menhus koltuğa otur- mamaları için sıkı sıkı tenbih veril. mişti.. Wi Başmuavin şeytan nalbanda dedi öz — Haydi bakalım, yirmi o sene bit- & ix almağa eld Şeytanlar razı oldular. Fakat şey- tanlar nal geçiktiğini görünce, pencereden içeriye bakmak için me- rakla ağaca tırmandılar. Nalbant şey tanların ağaca çıktığını görünce bir kahkaha kopardı. Şeytancıklar inmek isterler, ine- Onbaşı! — diye bağırdı — Nöbetçi onbaşısı put gibi karşısında dikilince; — Ne oluyor? — dedi — Koikoca arr kimse yok mu? Zabit efendiler n a Efendim hepsi oşkıya takibine gittiler. Avcı taburu, bütün zabitler. Kasabada bir siz kald bir de nö- betçi zabiti Ramazan — Yaa.. Gönder ai "Ramazan Ağayı. Bir dakika sonra Ramazan Ağa da Kolağası Beyi selâmliyordu. — Ale üm - Ağa. Meğer kasabada ikimizden başka kimse kal- mamış. . Ben burada bulunduğuma göre şimdilik size ihtiyaç olmıyacak. tr. Hemen kılıcınızı takıp hükümet karakoluna gidiniz ve ben - gelinciye Mülâzrm, taburu ayaklandıran hü- disenin heyecanı içindeydi. Kolağası Beyin kendisine pek mühim bir vazife tevdi ettiğini zannederek pürtelâş kış- ladan çıktı. v0 Fen Heyeti Müdürü Ha- İzmirden avdet etmiştir. * Emniyet Müdürlüğü şube müdür. lerinden mürekkep intihap heyeti dün muavin Hüsnü B. in riyasetinde töpla- parak polis namzetlerinin intihap ve im i #hanlerile meşgul olmuşlardır. Hilâliahmer umumi kongresine işti- vak eden İstanbul Hilâlishmer reisi Ali Pş. Ankaradan avdet etmişti * Hilâliahmer gençlik & nit nizamname ikmal edilmiştir; bugünler. de Ankaradan tebliğ edilecektir. * Alemdar mmtakası dahilinde mev- cut 17 mahalleden. 12 sinin kadastro tezçil munmelesi ikmal edilmiştir. * Haziranda tatbik edilecek tapo si- Gil muhafızlığı teşkilâten: yapmak üzere mayısın 20 sinde Tapa U. M. Cemal B. in sehrimize geleceği söylenmektedir. * Kadastro Mahkemesi Kadastro Meslek Mektebinin bulunduğu binanın üst katına taşımmıştır. Halkevi ve çocuklar Halkevinde beş kişilik bir heyet ü miyeti Milliye yatı mektebi âcezeyi ziyaret ederek çocuk ların birer birer bayramlarını tebrik, etmiş ve hatırlarını sorarak çikolata ve şeker dağıtılmıştır. Yatı mektebine gönderilen üç efendi ayrıca çocuklara oyunlar tertip ederek hoş bir vakit ge çirimişlerdir. mezler. Nalbant bağırdı — Yirmi sene daha beni rahat bıra- kır yedirip içirirseniz, sizi indiririm. Şeytanlar razı oldular. Bunu haber alan İblis aleyhillâine | hiddetinden o kadar kızmıştı ki, ferm gibi cehenne- min harateti bir kat daha arttr. Yirmi sene daha geçti. Artık İblis kimseye emniyet edemiyordu. Bu s€- fer kendisi bütün şeytanlarını topli- Yarak, yer yüzüme çıktı ve nalbandın dükkânma giti. Ne olursn olsun ya- kasından tutup sürükliyecekti. Nalbant İblisi karşısında görünce düşünceye vardı. Nihayet: — Haydi canım, sen başşeytan de- ğilsin, beni kandırma! Dedi. Başgey- tan olduğunu ispat et, gelirim. — Nasıl istersen öyle ispat ede- — Bütün şu yeştanları yat, karın. ca ol, o zaman inanırım. İblis aleyhillâne bütün öteki şey- tanları yuttu. o Kendisi de karınca ol- du. Nalbant o zaman karıncayı aldığı gibi enfiye kutusunun içine koydu. İblis silkinip © Çilmak © iştedi Ne mümkün!. Nalbant bu sefer de teklif eti — Sizi çıkarırım amma bir şartla! Yirmi sene daha bana yedirim içirin. Rahatımı bozmayın ondan sonra... İblisin yirmi sene yapacak çok iş- leri vardı. Hemen razı oldu. Gene mu- kaveleyi imzaladılar. Tam on beş sene keyfü safa için- deydi ki nalbandın o ömrü vefa etme di. Adamcağız öldü. Ahrete inince bir çok ölüler gibi o da evvelâ Arafat yerine gitmişti. Bu rası cennetle cehennemin yolu idi. Kimse orada kalamazdı. Nalbant ev- velâ cennetin kapısını çaldı. Aziz Pi- erre Hazretleri kapıyı açtı. Nalbandı — Bensana dünyada (söylememiş- im, cennette bir yer iste diye.. Se e) Ba york yıka Cokadnüy a Rİ Nalbant yersiz kalmamak için bu sefer cehennemin kapısı çaldı, İblis aleyhilline | kapıyı — açtı Karşısında Nalbandı görünce, küçük dilini yut” muş gibi korku içinde kapıyı hızla öy le bir kapadı ki. . “Zevalk w a bey- nelcennet velcehennem kal için dünyaya dönmekten kalmamıştı ve garip gerip dünyaya döndü Onun içindir ki dünya yüzünden sete b bir türlü kalkmıyor . Niyazi üç bep dakika daha odasın. da kaldı. Sonra her şeye karar vermiş adamlar gibi kaşları çatıldı. Taban kalabalık işkillendirmişti, derhal silâhma dav- ranacak oldu. Fakat o anda Kolağası Beyin tabancası neferin iman tahta. Hepiniz ADOLPHE MENJOU ve dilber jOAN MARCH , refakatinde GLORYA sinemasında BEKÂRLIK MACERALARI takip ederek 12670) Filmindeki profesör ALVAREZ'in kurslarını rumba'yı öğrenebilirsiniz. Bugünkü program 18 den 1845 kadar Süz (Nihal Tevfik hansim) | 1845 den 19,10 kadar Orkestrs. 19,10 den 19,30 kadar Muhlis Etem bey ta. rafından İstikrazı dahili halkında konfe- vans 19/10 den 20 kadar Orkestra, 2) den 21,30 kadar Bedayii Musikiye heyeti 2130 den 2230 kaddar Gramafen, Ajans, Mars | &a haberleri ve anat ayarı, ANKARA: 1230 - 1230 Ankarapslastan w - 1845 Altorka ser VARŞOVA 1 M. 1315: Senlenik konser. 14: Vilma' kademide verilerek mü ii. 215 Malytelif. 2105: Nowoviseky, smberg'ten: Neşeli neşriyat. 24: Caz. BUDAPEŞTE 550 M. 1080: Budapejle konser heyeti tarafın dan İtalyan ve Rus musikisi. 21.20; Stldyo- 'dan bir operet. 2420: Haberler. — Sigan musikisi, (Donapaluta otelinden). MÜNİH 532 M. 'BOCCACCİO,, isimli 3 laberler. 24: Musikili VİYANA $17 M. 2005: Çift piyano ile şarkılı konser. ve dans parçaları, 2108: "FAKİRLIK, isimli piyes, 2255; Haberler, 23110: Ludwig Wer- bu takırs Çoperet ve şarkı). MİLÂNO - TORINO - FLORANSA. 20: Haberler. - Plâk. 2105: Haberler.» Plâk. 2205, Bir opera temsili, PRAG 487 M. 20: Bando musika, 2108: Halk şarkıları. 21.35: “Asrin şarkalar,, ösimli 5 perdeli bir sapsodi, 23.25; Plök. LÂNGENBERG 472 M. 21.18: "“NACHTLAĞER VON GRANA- DA, isimli romantik opera, BİTKREŞ 394 M. 1215; Halk musikisi. 13: Plâk, 14I$; Plük. 18 Karışık musiki. İ815: Devamı, 2105: Stüdyodan: Opere temsili. İRTIHAL Şehrimizin“ maruf tüccarlarndan, Şehir Mezlisi ve Tiçaret Odası heyeti İdare azasından Hacı Reoep Beyin pe deri Hacı Selim Efendi vefat etmiştir. Cenasesi bugün saat — onbir buçukta Şehzadebuşmda Muhtarpaşa sokağında ki hanesinden kaldırılarak Fatih camiin de namazı badeleda Edirmekapu'deki sile kabrine defnedilecektir. Hacı Re- cep Beye ve o kederdide | cilesine taziyet beyan yeleriz. (2626) İrtihal Boyâbat mütehayyizanından Halil Sıt- B. hâremi ve İstanbul di pri ğü muhasebe memuru Esat Be- kı dürlüği Harik Hayat Sigortalarınızı Galetada Ünyon Hanında Kâin ÜNYON SİGORTASINA yaptırınız. Türkiyede bilüfasıla icrayı muamele etmekte olan ÜNYON Kumpauyasına bir kere uğramadan sigorta yaptırmayınız. Telefon: Beyoğlu 4886. eden bu hâdiseden a: başla nünde iki yüz kişilik 'müzellâk bir müf- reze boy sirasma dizilmiş bulunuyor- du. Ne olduğunu anlıyamıyan kışlada- ki sekiz on asker de gelenlere iltihak etmiş bulunuyordu. Bunun üzerine Niyazi nöbetçi on- başısmı yanma alarak tabur sandığı wn bulunduğu odaya koştu. Parçalan. mak sırası bu sefer de kasaya gelmiş- ti. İçinde beş yüz elli altın buldular. Kolağası acele aceli anlıyamıyan nöbetçi onbaşısı korkulu bir rüya gördüğünü zannediyor ve hay retinden ne yapacağını bilemiyordu. Tabur rin takibine çıkmıştı. Ka- saba camilerde cuma namazı ine meşguldü. Acaba mantar gibi biten bu adamlar cin mi yoksa şeytan mıydı? Bittabi Niyazinin ona deri anlata- cak vakti yoktu. başma Biret, Delibes va) | i , | GLORYA? « 3 Mayıs Çarşamba akşam: sinema ve MÜNİR NURETTİN | ! Verilecek olan mevsimin SON KONSERİ Fistlar: 75.100150 200 kuruş'u JOAN CRAWFORD CLARK GABLE > ile beraber SATILIK AŞK Fransızca sözlüfilminde (2674) Beyoğlu birinci sulh hukuk hakimli- dinden : Yuvanaki efendinin Beyoğlu Beste başı çuluur cuma hamamı ittisalinde 6 mi. sokağında 45 No. lu hanede sekin Ahmet Hamdi Yemak elendi aleyhine İ kame eylediği 281 lira alacak davasının cari mubakemesinde müddea aleyhin bir eene evvel Lehistana gidip ikâmet gâhr meçhul olduğu rmbaşici tarafın” dan verilen meşruhattan anlaşılmış vE bittalep ölânen tebliğet icrasma karar verilerek emri muhakeme 1-7-933 târi- hine müsaddif cumartesi günü saat 14 te talik kılınmış olduğundan yevm vE vakti mezkücde bizzat veye vekâleteri İspatı vücüd edilmediği takdirde giye” ben muhakeme icra kılmacağı | tebiiğ A şmeleamma kaim olmak üzere ilân olu” hür, (2631) sazla ip ll ğilmaniemmiiğiküyeniiile İstanbul ikinci icra © memarluğun dan: Bir borcun temini İstifası zamnda mahçuz olup setilmelarma karar veri len biri açık, diğezi kapalı iki büfe;ka- difeden marmıl iki kolik bir kanape | takımı, br adet etajer gramofon Çeahibi nin sesi) abajurlu elektrik lambası; al | tı adet Avhupa küri sandalya bir adet kebir çimi soba; cevizden mamul yatak odası takımı, Tebriz ve Japon halıları, bir adet altı ayaklı yermek masası, vE muşamba ve portmanto ve İkadife pen- cire perdeleri ve saine gibi hane eşya" sınm 3-5-933 tarihine müsadif çarşamba günü sabah saat sekiz ile dokuz arasını da Beyoğlunda Kalyoncu Narçll sokağında Z numaralı Ali va paşa apartımanının 3 mumaral: dairesin de açık arttırma ile paraya eçveilmele- ri mukarrer bulunduğundan talip alan farm yevm ve vakti mezkürda mahallin | de hazır bulunacak memuruna müraa- (| caatları Tüzumu ilân olunur. (2619). Kaza ve Otomobil 1489 hir gafil ve bihaberdi. bi da top top bulutlar vardı. kargalar ve gökte uçan bir çaylak var- dı. Niyazi mola veren müfrezelerin keçe külâhlı kahramanlarına gururla baktı. Sonra zaptedilemiyen bir heye canla bağırdı: 4 — mii Yaşadığınız. top- akları kurtarmak için verdiğiniz ye- ise begin Gülel gili yar da ty tacak mısınız? — Elbette! Hayhay! — Arkadaşlar! Bana coşkunlukla değil, düşünerek cevap veriniz. Giri- şeceğimiz kavga belki uzun sürebil Belki çok büyük tehlikeler doğura lit, Belki henüz değilse bile bir çok- larımız kanlı âkıbetlere uğrıyabilir. Girişeceğimiz kavga, kos koca bir (Devam vâr) PM ed RI ee a

Bu sayıdan diğer sayfalar: