2 Mayıs 1933 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5

2 Mayıs 1933 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Avrupayı Asyaya bağlayan entabii yollar Türk havalarından geçer 1929 senesindeyiz: Memleketin ei va nakliyatı, imtiyaziı iki talimatı, De sivil meleri temin edilmiş. Bu hatlarm bo- Yunca meydanlar, limanlar, iskeleler Yapılmış. - Şimdi: Memleket havalarından ge- çen hatlar, memleket kasasına senede 10 milyon bırakıyor. » Bu memleket Yunanistandır. Yunanistan, Avrupadan Afrikaya, Suriyeye, Filistine, Iraka, İrana, Çine, Hinde, Çin Hindine giden beynel- i « yolların müşterek geçidi olmuş. Bu yollarda çalışan şirketler den Yunan hazinesine gelen resimler, senede, 10 milyon drahmiyi geçiyor- muş. Düşünüyorum: Avrupayı o Asyaya yollarının Türkiyeden Tetkik ediyorum; Avrupayı Asya- ya bağlamak için yapılan seferleri tetkik ediyorum: Bunları, diyagram olarak, harita üzerine nakledince, ek- serisinin Türk havalarından geçmek- te olduğunu görüyorum. oGeçmiyen. lerine bakıyorum: Çoğu hedeflerine kadar uzanamamış hatlar, . Tabii şe. raitin uygunsuzluğu dolayısile akim kalmış teşebbüslerin hendese dilinde. ki ifadeleri, Anlıyorum ki: Avrupayı o Asyaya en tabii yollar Türk hava- larından geçer. bağlıyan Avrupa - Asya tabii hattının, Türk havalarında olduğu kabili inkâr de. dildir. Garbin beynelmilel teşekküllü hava Uzak Şarka bu tabii yol- tesis edebilmek için, şirketleri, dan seferler hatları İstanbula kadar uzatmışlar ve senelerce bu gayeye erişebilmek ümidile beklemişlerdir. İktısadi menfeatlerin fevkinde bir takım memleket mülâhazalarile ola- cak ki, şirketlerin bu uzun in! ları» na rağmen, kendilerine Türk toprak- ları üzerinden geçmek müsaadesi ve- rilmemiştir. Şirektler bu vaziyet üze- rine, yolu Balkanlarda dirsekliyerek Yunanistana © indirmişler & ve adalar üzerinden geçirterek şarka ulaştır mışlardır. Şimdi, Garbi Avrupayı Şarki Asya- ya bağlıyan hava yolu, bu zoraki hattı takip ediyor (Londra - Paris - Ceno- va - Roma - Atina - İskenderiye - Bağ- dut - Basra - v.s.). Halbuki tabii yol (Londra - Paris - Prag - Viyana - Bel- grat - Sofya - İstanbul v.8.) Şarki Ak- denizden değil, fakat © Türkelinden geçmektedi: | Tabii yolundan uzaklaştırılan Avru» | pa - Asya hattınm, her türlü tesisata ve tedbirlere rağmen,bugün için kül- fetten ve tehlikeden salim olamıyaca- ğı muhakkaktır. Yarına gelince: Bu hususta bir şey söylenemez. Tayyare sanayiinin kendine hazırlamakta oldu- ğu istikbali düşünmek, bugünün lü leketlerin bazı menfeatleri iktısa: caslin fevkinde olabilir. Böyle bir va- ziyet karşısında, ilk kaygıya (ikinci feda © zaruridir. Başka türlü düşünülemez. Meğer ki iki men- feati tevhit edebilecek bir © #uretihal bulunsun. Memleketimiz üzerinden geçen ta- bii yollar için, biz böyle bir kombine- zonu mümkün görüyoruz. Meselâ, memleketimizdeki | sivil hatlarımızı, İstanbulu Bağdada, Be- ruta, Tahrana ulaştıracak şekilde te- sis ve tanzim edersek, memleketimiz- den uzaklaşan şirke © İstan bul kapılarına bağlıyabiliriz. O zaman, Garpten gelen bir yolcu, Türkelinin garp hudutlarında o Türk hatlarma geçerek şark (o hudutlarına VECİ Hİ Sivil Tayyare mektebi Türk gençliiğni havacılığa alıştırm ak, tayyareci anasır yetiştirerek. Türk kenatlarını çoğaltmak maksadile, 27 E ylü! 932 tarihinde, teşekkül eden “Ve- cihi Sivil tayyare mektebi” nin fasliyet ine ait bazi intibalar: 1. ve 2. Vecihi Bey talebelerile bir arada 3, — Vecihi Bey mektebinin, Kızıltopraktaki hangarında inşa edilmekte olan yeni bir tayyare, 4. — Tay- yarenin kanatları çakılırken. Yeni sürat rekoru tesçil edildi François Angello'un, 10 Nisanda, te- sis ettiği yeni sürat rekoru, kat'i ola. rak tescil edilmiştir. Yeni rekor, Garde gölünde, Manerba ile San Sabine arasmdaki mesafe üzerin- de tesis edilmiştir. Angello'un bu iki nokta arasında te- m kadar gider ve orada gene cenebi şir- ketlere naklederek gideceği yere ul şabilir. Ancak bu suretledir ki, » Avrupa - Asya yolundaki hava hareketleri, tek- rar topraklarımız üzerine intikal isti- dadını gösterir, Necip DURRU min ettiği süratler, sıra ile, 678 kilometre ,682 kiolmetre, 692 kiolmetre, 678 kilo- metredir. Bu süratlerin resmi kilometre itibar edilmişti mmm — Bir tayyare kazası LYON,1.A. A.— İçindebir pilot ile İsviçre tebasından bir yol. cu bulunan bir turizm tayyaresi motorma arız olan sakatlıktan do layi Brom tayyare meydanı civa- rında yere düşmüştür. Pilot yara- lanmış, yolcu ölmüştür. tini, 682,402 Birinci Sahifeden Geçen Yazılar Kanını satan | Adam! (Başı 4 inci sahifode) kün adamım. — Yanan! — Evet, çörba... çorbadan sonra ct, etten sonra sebze., sebzeden sonra pi lâv, pilâvdan sonra tatk.. Hiçbir yemek| te hu tertibimi bozmam, Sonra bir şey daha var: Kan ne ile toplanır?. Insan sade “yemekle kan toplamaz. Ben, hep açık havalı yerlerde dolaşırım. Yaz kış, deniz üstünde vapurla gezinti yaparım. Büyükadaya, Boğaziçi köyle- rine gider, ciğerlerimi | temiz hava ile doldururum. Bir zamanlar beni Avrupaya da gön- dereceklerdi amara korktum, gitmedim, — Niçin korktun? —E.... orası yabancı memleket. He- kimler, kanını ala ala insanı posaya çe- virirlermiş. eği — Bir sün kansız kalmak seni hiç düşündürmüyor mu? — Aman beyim! Ben hiç kansız kalır Meyan? Vücudumdan boşalttığım kan, altı ay geçmeden yerine geliyor... Gülhane hastanesinin teşhisi marazi kısmında ölü yıkayıcılık ettiğini de söy” leyen Hafız İsmail Hakkı EÇ. demek olu Yor ki hem ölülere, hem dirilere hiz- Met ediyor. Eğreti çocuk emziren süt Olursunuz 3, siki üsomerti, ay ve vi 2553) | Türk.Yunan (Başı Linci sahifede) melleri atılmaktadır. Buna diğer Balkan devletleri de dahil olabileceklerdir. ... ATİNA, 30 — Yunan Başvekili M. Çaldaris, küçük sanatlar kanunu karşı- sında Türkiyede yaşıyan Yunan tebaa- sının vaziyeti meselesi ne safhada oldu- Zuna dair sorulan sunle cevaben demiş- tir ki; — Gerek hariciye müsteşari Numan | difat Beyin, bana tevdi ettiği İsmet Pa- #ânın cevabi mektubundan ve gerek bu- rada Türkiye vekillerile vuku bulan ko- muşmularımızdan anladım ki, bu mese leye şayanı memnuniyet bir tarzı tesviye vermek icin hüsnüniyet vardır. Yünan gazetelerinin muta- âaları Atina gazeteleri Atinadaki müza- kereler etrafında muhabbetli neşriya- - devam etmektedirler. Proia diyor “Türkiye İktisat veki müsteşarınm Atinaya gelişlerinin bi- zim için ne kadar sempatik olduğunu tekrar etmiye lüzum görmiyoruz. E- #iniz ki misafirlerimiz de memleketi- mizde bulundukları müddet zarfında her fırsatta görecekleri tezahürle şa- bit olacaklardır. Fakat asıl kaydı şa- yan olan cihet iki dost memleketin kendi aralarındaki işleri bizzat zi- marmdarların teması ile görüşmekte ol malarıdır. Mütekabil samimi bir iti. mada istinat eden bü usul von derece faydalı ve müsmir oluyor. Şi kül diş Jeli rm elde ii ra da görüşülen bütün meseleleri gavame- zına kadar genişletmeğe medar olu. or.” ”““Ethnos” gazetesi de diyor kiz “Dün akşam Başvekil ile Celâl Bey Türk misafirler şerefine hür kümet tarafından verilen ziyafette ka dehler kaldırılırken, alelâde ziyafet- lere benzemiyen havada daha başka bir samimiyet vardı. M. Çal- i memleketin asırlarca devam eden müşterek mevcudiyetlerinden bahsetmiş, Celâl Bey de iki milletin samimi hislerine tercüman olan bu sözlere tamamen iştirak etmiştir. Or- tada iki hükümet değil, anlaşmak ve bu anlaşmayı inkişaf ettirmeğe muvaf fak olan iki millet var. Şimdi Türki- ye İle Yunanistan arasmda ileride ih- #lâfı hiç bir mesele ber ve iki millet arasındaki mesai iştirakini tamamlamak üzere müzakerelere baş lanmış bulunuyor.” Yunanistan ve komşuları Atinada çıkan “Le Messager d'At- Anlaşması hönes” gazetesi bir başmakalesinde Yunanistanla komşularından bahsedi- yor . Diyor ki: “Başka yerlerde ufuklar bulanıp du rurken, burada başlıyan müzakereler le Ankara itilâfı yeni yeni temellerle kuvvetlendiriliyor. Bu müzakereler Türk - Yunan itilâflarının samimiye- | tini gün gibi aşikâr bir hale koymak» tadır. Bidayette betbinler bunu hükü- metler arasında akdedilmiş geçici iti- lâflar sanimışlardı. Fakat zaman geç- tikçe, endişelerin ne kadar yersiz ol- duğu daha iyi anlaşıldı. Biz hiz di galarına kapılmış değiliz. Şeeniyetler içinde yürüyoruz, Tevfik Rüştü Bey evvelki gün Ce- nevrede kendisi şen gazetecile- re şöyle diyebilirdi: “İki hükümet ken di mesai sahalarmda sulh idealine, milletler, bilhassa komşu millet ik trakine nasil hizmet ettiklerini göstermişlerdir. Türk murahhasları Atinaya geldik- leri zaman, karşılarında Ankara ve Atina itilâflarının imzalayan adamla» rı bulmadılar. Fakat mill ve beynel. milel bakımdan daha ehemmiyetli o larak, ayni politikayı buldular. Her halde bu politikaya devamın kıymeti- ni takdir ediyorlar. Yunanistan Tür. kiyeye karşı siyaseti bir anın veya bir fırkanın eseri değildir. Dün idare et- miş olan, bugün idara eden, yarın i- dare edecek bulunan bütün fırkaların düşünerek ve istiyerek vücude getir- dikleri bir eserdir.” Bulgar kilisesi Bulgar vahdeti için harbi takdis edermiş ATINA, 30 — Sofya metropolidi, Edirnenin vaktile Bulgarlar tarafından işgalinin yıldönümü münasebetile, Sof- ya kilisesinde yapılan bir âyinde irat ettiği nutuk, burada derin bir infial u- yandırmış ve Yunan sefirini Bulgar baş- vekili nezdinde protestoda bulunmağa s6bebiyet vermiştir. Sofya metropölidi nutkunda demiştir ki: “Kilise, vakın harp aleyhindedir. Fakat Bulgar milli vahdetini temin için yapılsenk bir harbi takdis eder.” Yunanistan bu suretle harp lehindeki tezahüratı ve nutuktaki imaları protesto etmektedir. fil | Kömünist Taslakları (Başı 1 inci sahifede) etmektedir. Ilki üç te kırmızı ve üzerinde orak çe- kiçli bayrak bulunmuştur. Bu bayrağın biri bir direğe tatturulmuştur. Bu bay- raklarm üstlerinde de “Bugün amele bayramıdır, toplanmız” gibi boya ile ya- almış manasız yazılar vardır. Tevkif edilenlerden ikisi altı ay evvel hariçten gelmiş hüviyeti polisçe malüm kimselerdir. Emniyet Müdürü Fehmi Bey, tahki- kat işleri ile çok esaslı surette meşgul olmuş ve alman tedbirlerin neticesi hak kında, dün Vali Muavini Ali Rıza Beyi ziyaretle izahat vermiştir. Yaptığımız tahkikata göre geçenlerde, son hafta icinde yakalananlar, hemen eskiden beri komünist taslağı geçinen kimselerdir. Eski komünistlerden Dr. Sefik Hüsnü, son zamanlarda Almanya'da bulunuyor- du. Kendisinin oradan da hudut harici- ne çıkarıldığı söylenmektedi: Yeni hal Yapılıyor (Başı 1 inci sahifede) rılan meyva miktarı şudur: 60 bin kü fe üzüm, 150 bin sepet çilek, 80 bin sandık portakal, 100 bin sandık li. mon, 80 bin sandık elma, 18 bin ton kavun karpuz. Yeni hal inşa edildikten sonra şeh- rimize gelecek yumurtalar da bura- dan geçecektir. İstanbulda bir sene- de 25 bin sandık yumurta. sarfolun- maktadır. Yumurtadan alınacak hal gilatr da mühim tahmin edilmekte- ir, —— —— —— Sofyada suikastlar SOFYA, LA.A, — Michniloff taraf- tarlarmdan mürekkep bir grup dün öğ- | leden sonra Pvotogusroff eee 'dan birkaç kişiye sokak orta: ateş primi bunlardan birçoğunu yaralar Mutaarrızların hepsi yakalanmıştır.16 revolver ve birçok bomba ele geçirilmiş- tir. p 9 hersiz 5 M'Mafese Tayyerenin kaybolduğu mıntaka Fransayı Hindi - Çini'ye bağlıyan hava yolunu işleten Air - Orient Şirke- tinin, Marsilya ile Berut arasında yol- cu nakleden deniz — tayyarelerinden biri, 23 nisan günü, Marsilyaya çelir- ken Korfo ile Napoli arasında kaybol- muştur. Tayyare, son defa, Tarant körfezin. den Policastro körfezine | giderken, Castovillari üzerinde görülmüş ve bir daha da haber alınamamıştır. Tayya- SİNEMA Pola Negri Fransada Nisan ayı artistlerin memleket mem- ; leket dolaştıkları ay mı nedir? İstanbua Güstaw Froehlieh ile Jose Mojica geldi. Parise'de Mourice o Chevalier, Georje Canpentier, daha sonra Ramon Novar- ro geldiler. Şimdi de Pola Negri.. am- mesi ile ili ay istirahat edecek. Fransız- lar memleketlerinin bir istirahat memle- vi olarak intihabından gurur duyuyor- Pola Hi senedenberi Parite gelmemiş- ti. Tirenden indiği zaman gazetecilere "Parisim, ah Parisim!” demiş, projeleri hakında şunları söyliyori — "Kadın emreder” ismindeki filmi bitirdim Ağustosta tekrar o çalışmağa ıyacağım, Hellivoudda işsiz bir gün y « Yeni filmin ne olduğunu soru- yorsunuz. Çok ince bir Viyana piyesi. . var. Bundan sonra artık sinemayı İste. miyorum. sahneye döneceğim. Temsille- rimi vermek için Nev-York'u tercih e- diyorum. Samuel Goldvin anlatıyor Amerika sinemacılığı müthiş bir buh- ran geçirmektedir. Yüz doları geçen haftalıklarda yüzde elli tenzilât ya- pılmıştır. Şimdi Pariste bulunan A- merikalı film müstahsillerinden — Sa muel Goldvin bu noktayı teyit etmiş- tir. Diyor kit — Çok film yapılıyor. Çünkü film yetiştirmek icap eden çok sinema var. Fakat müellif az ve iyi sahne vâzıları yok. Fikrimce sesli | sinemadan | beri artmıştır. müellifin ehemmiyeti çok iv çevirdiği film kerlik ederim. Ancak dime ve kendi fikirlerime itimadım rn Fena bir film seyertmek balk radyo Semer tercih ediyor. Çünkü daha ucuza geliyor. Sinemi geçtikçe musikiye doğ- çine Bİ sor. Ruslar Filmlerinde yon lc m hale gelecektir. Bizler dünya tarihi- nin bir dönüm yerindeyiz. G niz. ee im Norma Shearer Avrupada Norma Shearer ve (Okocası film müstahsili İrving Talberg Avrupada bir seyahate çıkmak için Amerikadan ayrılmışlardır. Bir müddet te Pariste kalacaklardır. İrving'in Metro Goldvin Mayer Şir- ketinden ayrılarak, başlı o başına bir şirket teşkil edeceği söyleniyor. Korfu ile Napoli arasında kaybolan tayyare yi haber luran is | | İtalya Hava Nazırı, hü alır almaz, Napolide demirli i e ve en yakın hava lis i deniz tayyarelerine, tas harriyat için emir vermişti. Nihayet köylüler tayyareyi bir da- ğın tepesinde bulmuşlardır. Yolcular. dan beşinin cesetleri bulunmuştur. Di ğer üçü yaralıdır. Birinin yara — İnerken mi kızdınız? — Hayır; havada bir martiyi sağın. — İnerken mi kırdınız? 1 Ramon Novaronun son resmi İı EEE e. * Üniversal Şirketi “Gülliver'in s8- yahatleri” ni filme almıya karar ver- miştir. Bittabi o bu filmdebir çok söylenmiyor. Film merakla la ini mek a bir kaç' ay Kutupta dolaşan sal Tüm Von Dyek Hollyvood'a dönmüş tür. Arkadaşlarından bazıları müte- i çevirmek üzere buz muş olan ve şimdi 1 kan bazı büyük bankalar, stüdyoları * Marie Bell yakında Karen Bram- son'un “Profesör Kleunow,, ismindeki ilme alacaktır. * “Rahip Constantin,, in filme alım masi mevzuubahistir. * Max Reinhardt Hitlercilerin emri üzerine artık sahne vâzılığı edemiye- cektir. Almanyada mer eki alıma ör haberini tekzip ediyorlar. ““ Dünya seyahatini bitiren Dita eteleri

Bu sayıdan diğer sayfalar: