6 Mayıs 1933 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

6 Mayıs 1933 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4 (Milliyet Yanana oyağayrin eek nie 6 MAYIS 1933 Hdarakame 1 Ankara gedek 100 Na, adresi : İst Milliyet Numaraları: 24318 > 24310 özi pa liyetini kabul mi BUGÜNKÜ HAVA Yeşilköy Askeri Rasat merkerinden aldığımız malümala nazaran bugün ha- va bulutlu devam «derek ve mütehavvil olarak Fözgürle seal < 953 tarihinde hava tazyiki 768 “— fazla sıcaklık 22, em an 14 Haftanın yazısı Yılan Hikâyesi 1945 senesinde bir gün Topka- pı haricindeki Rami yolundan ge- - çen bir yolcu bindiği arabanm a- rabacısına soruyor: — Büyük e biyaz* köşk kimin?.. Ne güzel $ey?. -- Efendim! Orası yılancı Hacı İsmail Beyin köşküdür. Tamam © yirmi odası vardır. Arkasında İ dört dönüm bağı var. Bütün etra- fımdaki tarlalar onundur. © — O tarlaların üstündeki teller nedir?. 3m Leylek inmesin diye germiş- eri. — Leylek inerse ne olur?. © o — Beyim, o tarlalardaki yılan- ları toplayıp satarlar, Leylek iner- se yılanları yer, — Demek yılan ticareti yapıyor. — Evet! Eskiden burada bir ku lübe varmış. Avrupadan yılan is- temişler. Bu adam toplamış sat- mış. Yılandan zengin olmuş. Şim- di hanı hamamı var.. Çakmakçılar daki yılanlı han onundur. al de O tarihte gazetelerde okunu- yor : “İstanbul Ticaret odası ikinci reisi muteber yılan tüccarlarından Hacı İsmail Beyefendinin reisiliği zltında bir heyet sümüklü ve örümcek ihracı için tetkikat yap- maktadır. Malüm olduğu üzere - Avrupada keşfedilen bir usule gö- re örümceklere kumaş dökutturul- , makta ve sümüklüböceklerin cer kuvvetinden istifade edilmekte. dir.” ... 1946 senesi 18 Mayıs tarihli ga- © zetelerde: i “Çırpıcıda yeniden inşa edilmiş olan yüksek (Yılancılık Mektebi) resmi küşadı dün parlak merasim- le icra edilmiştir. Bu münasebetle maruf yılancılarımızdan Ejder B. tarafından bir nutuk irat edilmiş - ve hüzzara şerbâtci Hacı Mes'ut Efendi tarafından yılan şerbetleri dağıtılmıştır. © Yeni mektebin tahsil müddeti i- © Ki sene olacak ve mezunları (Yı- lan mütehassısı) | ismini alacaktır. Mili Ekinli" asli tarafın- dan Avrupada gezdirilen seyyar yılan sergisi büyük bir rağbet gör- mektedir. Bu münasebetle yılan ih racatı artmaktadır. Geçen seneye — nazaran fiyatların düşük raya “ rağmen bu sene yüzde yirmi fazla hâsılat olmuştur. . » ri Hayvan borsasında yılan fiyat- Milliyetin edebi roma, 95 tünel kazmak, dinemit bulmak. Ben. lar çok uzun işler. . — Zannettiğin kadar değil... Bu © Osmanlı Bankası işini İstanbul polisi © iyi kavrıyamadı. Hattâ işin tuhafı, bir çok Bulgar komitecileri de işin içyü- İ zünü bilmezler. £ Bir kaç gün evvel Donçenin çetesile buluşmuştuk. (o Bil. mem biliyor musun? Donçe'yi bir i tün kaçakçısı fena halde stanesinde tam Nü starın- — mişler. Orada bir Metropolit Kerâsi- | mof vardı. Şimdi o Ustrumcadadır. © Bunlara bir takım palavralar atmış. . Demiş ki “Selânikteki bankaya bom- | Bayı bon koydum.,, Tabii bu baştan | başa yalan. Bak sana bu işin tarihini Demiryolu .kamyon rekabetinde Tİ askerlik düşüncesi Istanbuldan “Balıkesir”e (| gitmek i- çin iki yol var: birisi, trenle “Kütahya” üzerinden Balıkesir. Öteki de “Yalova” , otobüsle üç lira ile ferah fe- zerlerinden rah gidersiniz. Hem de güzel otobüsler. ediyor. Bizim kamyonlar pırtı (1) gösürmesi (2) işinde henüz çok ileri gi” dememişlerse de diğer ülkelerde bu işte Bizim gibi, bütün başka ülkeler dahi yn iyetçi. Onların - şikâyetleri, kamyonların demiryolları Almanlar, yolları © bozulmasın diye, beş tondan "daha ağır kar şoselerinden imei ve beş tonlukla. rm dahi O saatte 20 - 25 kilometreden dü hızlı i - için tedbir- — alıyorlar. Ancak bir buçuk tonluklara kilometre iznini veriyor- ie. —— bile kir şoselerini koru- Kırşoselerinin akn gri ağır kamyonların dayanamıyncak derecede za- yıf yapılması düşüncesi ileri sürülüyor. İşte, bu düşünceleri ortaya attıktan sonra bizdeki bu kamyon rekipçiliğinin doğuracağı askerlikçe mahzuru didikli- 1 — Kamyon yâd malıdır. Yaktığı ————— m —— e m ları: Metresi 120 Bir yaşında engerek 130 İlki yaşında engerek 170 Ok yılanı (9ç 40 zehirli) 185 Ok yılanı (95 50 zehirli) 205 Ok yılanı birinci mal 70 Yeşil yılan 65 Ala yılan 65 Evyılanı 50 Suyılanı Umumiyetle alış veriş hararetli dir. Yılan limited şirketinin mal- ları üzerine fazla talip vardır. La Garip bir vak'a: (gazetelerden) Dün saat iki buçuğa doğru Ba latta (Engerek) yılan şirketinin de posundan kapıcı Ahmedin dalgın- lığı yüzünden yüz kadar yılan kaç mıştır.. Bu nâzik hayvanlar evve- len toplu bir halde Balat caddesi- ne çıkmışlar fakat caddedeki hal- kım, otomobil ve kamyonların gü- rültüsünden ürkerek sokak içleri- ne dağılmışlardır. Balat halkı ta- mamen evleri tahliye ederek Edir- nekapı sırtlarma çekilmişlerdir.. Zabıta ve itfaiye kuvvetleri hay- vanları toplamak ve halkı muhafa za etmek için tedbirler almıştır. İstanbul vilâyeti yılanlar müte- hassısı M. Reptil Balata giderek yı lanların toplanmasına nezaret et- miştir. Şimdiye kadar 18 yılan tu- tulmuştur. Ertesi günü: Dün de Balat yılanlarının top- lanması ameliyesine devam olun- muştur. Kaçak yılanlar sigortalı ol O MAKEDONYA Aşk, Kin, Folilika ve Kan. Müellifi: Nizamettin Nazif essemenesissiiiiieeieemanen anlatayım. Sözümü bitirdiğim zaman göreceksin ki henüz İstanbulda bir iş yapmak Sigarasından Gec derin bir kaç nefes çekti; — Sen daha çocuktum. . Rus Nihi- Histleri o zamanlar “Yeraltı Rusya,, na- mile bir takım ihtilâl kitapları çıkarı- ler Rusyada yapılan suikastları Tür- Ve de tatbik etmeyi faydalı buldu- . Memleketteki ecnebi bankalarına blm atmak, Avrupalıların bu mem- leketteki sermayelerini tehlikeye sok- mak demek olacaktı. o Tabii büyük Avrupa e gaikastlarla orta- lik karışmca in muahedesinin yirmi üçüncü eşiğe istifade © derek Osmanlı Devletinin idari işleri- ne müdahale cdecekler, tabii © bi davamız da bu arada kabul edilivere- benzin, kullandığı yağ, çürüttüğü lâstik dişardan geliyor. Bunlar, paramızın bü- yük bir parçasmı her yıl sınır o dışarı sına attırıyor. Halbuki demiryolu kendi kömürümüzü yakıyor. Onun vagonu, te- kerleği, rayı kamyon gibi çabuk eskimi- yor, ve daha ucuza mal oluyor. ları kır şosaları bize vatan müdafaası İ- çin lâzımdır. 3 — Kamyonun artması, yurt müdee faası için büyük bir iylik getirmez. Pir göçürmesinde demiryolu ile kamyonun yale tamamile ayırmak mümkün olmazsa da, askerlik gidiş gelişinde bu yumuşlar için bir sınır koymak mümkün- dür. Büyük birliklerin - yığnak (3) çevre- sine (4) ulaştırılması, bunların, £* cephane, yiyecek v.s. eksiklerinin bütün- leştirilmesi hep unun “işi Ola” caktır. 4 — Top gibi, kollar ve ağırlıklar gi Wi ya bila kanların oki ve yağ elli © rabalar ve otomobiller gibi araclari bile iç ülkeden (5) deprenti çevresine ancak 'demiryollarile taşınacaktır. Öyle olmaz. - bunlar yağı karşısına gelmezden ev. vel yıpranırlar, kırılırlar. 5 — Biz, ülkemizin yer yüzünde kı. zişmeş bir savaşa tutuşmuş iken öteki yüzünden belirecek bir tehlikeye karşı savaşçı güçlerimizi çabucak o göçürmek için ancak ateş arabasına sarılacağız. 6 — On tondan daha ağır toplarımızı düşman karşısına taşımağa kamyon sır. tı dayanamaz. Sağlam demiryolu vago- nu gerektir. ik orduların gündelik besim maddelerini, su gibi akan ve eri- yen piyade ve topçu cephanelerini an- cak demiryolu katarları taşiyacaktır. Uzun sözün kısası: paramızı yurdumuzu © korumak © istiyorsak'o- tobüse değil, lokomotife sarılalım. CİNOĞLU (1) Purtı — Eşya. (2) ) Güçürmek — Nakletmek. 6 Yığnak — Tahaşşüt. (4) Çevre — Mıntaka. (5) Iç ülke — Dahil memleket, duğu için (Engerek) şirketi hay. vanları ari ise de asayişi ve halkın istirahatini muhafaza i- çin zabıta toplamağa mecbur ol. muştur. O civar halkma (Enge- rek) seromu yapılmaya bâşladiğın dan erkekler yavaş yavaş evlerine dönmekte iseler de kadmlar ve ço cuklar hâlâ Edirnekapı mezarlığın da çadırlarda oturmaktadırlar. Hü kümetçe yılan başına iki yüz ku- ruş prim verilmiştir. Ancak tutu- lan yılanın depo firarilerinden ol- duğu anlaşılmak için kuyrukların- daki şirket alâmeti farikasmın be raber olması şarttır, Mi Dört gün sonra bir tebliğ: Balat nahiye müdür! inden? Geçen perşembe günü Balatta (Engerek) şirketi deposundan dik katsizlik yüzünden kaçmış olan Yı“ lanların hepsi kâmilen tutulmuş ol- makla Balat halkının müsterih ol- maları tebliğ olunur. ».. 1985 senesinde gazetelerden: “Dün Büyükdere şosesinden £€- il çen şoför İsmail Beyin 185942 nu- | maralı otomobili ince uzun bir hay vanı çiğnemiştir. Şoför bu hayva İİİ nm ne olduğunu anlayamamış ve civardaki köylüler bunun elli sene evvel İstanbul civarmda yaşamış ve şimdi nesli münkariz olmuş bir yılan olduğunu söylemişlerdir. Hayvan tabiiyat enstitüsüne nak- ledilmiştir. FELEK 'ğ cekti. 1899 tarihinde Yordanef Şatef, Mançukof, Sokolof... Bu üç (genç, üçer dörder gün ara ile Sofyadan tre- ne bindiler, İstanbula geldiler. Sofya merkez komitesi Çarem! epey para vermişti. Sokolef Osmanlı Bankasma yakın üç katlı bir ev kiraladı. Soran- lara bir kâğıt ve kitap deposu kurmak istediğini söyliyordu. Bir kaç gün mütemadiyen binanın önünde araba- lar durdu. Hamallar odalara kâğit- bar kitaplar yığdılar. Tabii bu arada bir çok ta boş sandıklar ti. Vakit kaybetmeden lâğım açmıya baş ladılar. Lâğımda ancak bir kişi çalı- sabiliyordu. İkinci arkadaş ise bir kö- rüğün ucuna takılmış bir lâstik boru vasıtasile kanalda çalışana temiz ha- va temin ediyordu. Fakat toprak al- tında taşlık yerlere sik sık tesadüf e- didiği için iş güçlükle yürüyordu, Son- ra bankanım etrafında nöbetçiler var- dı. Bunları işkillendirmemek lâzım. dı. Kazma sesini duyarlarsa mesele yi çakacaklardı. Bunun üzerine yal. nız gündüzleri çalışmıya karar verdi- ler. Malüma.. Gündüzün gürültüsü bol olur... Lâbinska İncilden âyet dinliyen bir rahibe gibi nefesini kısmış, baştan ba- Macera yolu Otomobil birdenbire yavaşladı ve iler de yol kenarında duran üstü açık ve belli ki motörü bozulmuş bir başka oto- mobilin yanında durdu Şoför sordu: — Bir şey lâzem mı? Elinde İngilir anahtarı, genç bir ka: başı doğruldu. Hatları ince ve güzel vini e ne yapacağını şaşırmış insan- ların hali vardı. Kadın dedi ki: — Ab, evet.. Ne yapacağımı bilmiyo rum, Bana bir akıl öğretsenize,.. Delikanlı direksiyonu hemen bıraktı ve aşağıya atladı.. Sırtındaki paltoyu fırlattığı gibi, açık otomobilin motörü- Bü munyeneye başladı. Genç kadın da yanı başında eğilmiş, delikanlının hare- ketini takip ediyordu. Çok geçmeden bir doktordan sorar gibi sordu: — Nasıl? Çok mu fena? — Eb, zannederim. Şuraya yedek bir — Iki, üç saat sürer, — Eyvah, ben akşam yemeğine Bi- arrity'te bulunmağa »öz vermiştim. mi? U — Yana! Şimdi ailem kim bilir ne en Tenha yollardan yalnız gitmek ne tehi keli şey! Delikanlı bir kaç saniy: Sonra kararını vererek dedi ki: arabayı garaja bırakıramız. Ben de sizi elomobilime alır, Binrritr'e götürürüm. Yemeğe kadar muhakkak. yetişirsiniz. Önümüzde 150 kilometre yol var. . — Peki, sonra arabamı me yapayım. idi için yapa- Minsağim şey budur. Çünkü ben de ge basmadan evvel hududa varmış olma Mim Kadın tereddüt etti. Tanmadığı bu adama itimat edebilir miydi? Çocuk gençti, kibar tavırları vardı, iyi giyinmişti. Kır ortasında yapayal. miz kalmaktansa, bu adamla gitmeyi te — Pek âlâ, teşekkür ederim, dedi. — O halde ben su karşıdaki çiftliğe bir Mem gidip sağlamca bir urğan araya Ti köye kadar olan bir kaç kilomet- rehk yl hayli uzun ördü. Küçük oto mobil haşmetli Torpedomun arlensmda zizaklar çiziyordu. Delikanlı da hafif yükünü yolda ek- miş olmaktan korkarak arasıra arkaya bakıyordu. Hava güzeldi .Genc kadın o akşöm yemeğe yetiştelketiine de emin olduk m sonra, başma gelen bu hâdi ile alay ediyordu. Bir eli le ireietiyonu kullanarak, öteki eliyle aynasını çıkar t . A Pad rize dudağınm kormı. Köye varmca küçük arabayı bir ga- raja emanet ettiler ve genç kadın bu #fer torpedoya atladı. Şoför dedi ki: — Affedersiniz, bir az hızlı sürece- #im. Çünkü mühim bir mesele için İs- indeyim. — Mütaade ederseniz, kendimi 8920 tanıtayım, İsmim: Richard Barine, sal lin ismin Lilian OVerlaine an kahkaha bastı, Şoför: şa kulak kesilmişti. Teme biz'en taste sini ağzına dayıyarak bir kaç yudum içmek isteyince sabırsızlandı: — Sonra? Durma, anlat! — Sonraar. . Bir gün Yordanef ar- kadaşlarına dedi ki; “Eğer Selânikte- ki bankanın altına da bir lâğım açar- sak ve hem Selânikte, hem İstanbul- da lâğımlar ayni günde — patlarlarsa me daha gürültülü olur. Bana izin Selâniğe gideyim; orada da bie lâğım açtıralım. Kabul edilince derhal Selâniğe gitti; bir dükkân ki- raladı ve derhal işe başladı. O çalışa dursun İstanbuldakiler lâğımı bitirdi- ler. Fakat diramiti nereden bulmalı? Bereket versin Rus Nihilistlerine... Kazakof isminde bir Ermeni İsviçre. den yüz kilo dinamit getirmenin yo- lunu buldu. Bir vapurla çi az di dinamit sandığını... Rıhtıma çıkar- dılar, bir Kürt hamalın üstüne yükle- diler. Lâkin sandığın ağırlığı polisi şüphelendirdi. Muayene ettiler, dina- miti bulunca hemen müsadere ettiler. O sırada bir Anarşist | İtalya Krali Umberto'ya suikast yapmıştı. Abdül hamit, fena halde korktuğu için polis ler dörtnala çalışıyorlardı. o Nihayet İstanbuldaki iki arkadaşı ele geçirdi- İttihadı Milli Türk Sigorta Şirketi | Harik ve hayat üzerine siyorta muamelesi icra eyleriz Sigortaları halk için müsait şeraiti havidir Merkezi idaresi: Galatada Ünyon Hanında Acentası bulunmayan şehirlerde acenta aranmaktadır. Tel.: Beyoğlu : 4887 2362 «gg — Fransızcadan — — Ne alaylı bir gün değil mi? dedi. — Çok... Hem bu benim ilk defa ba- şıma geliyor. — Macera mı? — Evet. — E, bu yoldayalnız na yapıyordu nuz? — 'daki dostlarımı ziyare- te gitmiş. Bir kaç gün orada kaldım. Bugün de dönüyordum. — Çok büyük tedbirsizlik .. Tek ba şma bir kadın böyle yalnız yola çıkar mı? — Niçin çıkmasın? Hayduda falan ras gelir diye mi? Delikanlı 8 — Hayır, dedi, yarıyolda motör bo- zulur da. -— Evet amma, görüyorsunuz ki, ber şeyin bir çaresi bulunuyor. — Doğru, insanlar daima akla gel medik şeyleri de hesaba katmalı, Şoför akseleratöre bir kere bastı. A- rabanın hizi arttı, Lilian yan gözle şoförü tetkik ediyor du. Evet, bu yabaner adamın yanında bugün bir macera geçiriyordu, fakat içinden de bu maceranın tadını duymı- yor değildi. Otomobil yolun iki tarafın daki ağaçların arasından bir fiske gibi süzülerek, hızını hiç bozmayarak üçe- yordu. Bir dört yol ağzında iki © jandarma karşılarına dikildi. Vites kontörü 105. Jandarmalar kollarını gerdiler, düdük- lerini öttürdüler, fakat otomobil dur madı, O zaman kadın sordu: — Daima bu kadarhızlı gitmeğe lü- zum var mı? evet... i amma, jandarmalar yolumuzu — Ehemmiyeti yok. Onlar âdet edin- miş. Olur olmaz arabaları çevirirler. Genç kadın hu istihkarı ve bu soğuk kanlılığı beğendi. Mnamafih Bayon'a varınca, benzin almak için, durmak mecburiyetinde kaldılar. Kadın dedi ki: — Ben burada ineyim. Tren var, raba var, tramvay var. Nasıl olsa Blar- rit'e giderim. Delikanlı gülerek kadına baktı: — Hayır, dedi, ben sizi evinize ka- der, sötürmeği yadettim. Adresiniz. ne- ? — Emparatör oteli... . Otomobil tekrar hareket etti, Tam kasabadan çıkacakları sirada bajka bir otomobil peyda oldu. Tam sür'atle bun- ları geçmeğe çalışıyordu. Richard hiç istifini bozmadan bu otomobili geri de bıraktı. Kadın dedi ki: — Aman, ne deli şey bunlar? Az kal- sın başımıza bir kaza çıkaracaklardı. Elektrik içinde yüzen Emperatör ote- line varmışlardı. Otomobil şahane bir kavis çizdikten sonra, binanın önünde durdu. Lime indi, Başı açık, kendisini na kadar götüren ve hiç sesini ende: yan delikanlıya elini zattır — Teşekkür ederim, dedi, size çok minnettarım. İsmimi, adresimi biliyorsu nuz. Seyahatinizi nasil bitirdiğinizi bana yazımız. Merak ediyorum. Delikanlı eğildi ve avucundan ayrıl. ler. Bunu duyunca Yordanof ta Selâ- mikteki & işi yüzüstü bıraktı. ne yaptılar? — Z Eeee ciddiyetle işe sarıldılar. Hapsettiler. İşkence yaptılar. Fakat Sofya şiddetli tehditlere (o başlayınca Sultanın Sofyadaki Necip Melhame Paşa tavaasut etti. Hudut haricine çıkarıldılar. Selânikteki va- ka bu hâdiseden tam üç sene | sonra yapılabildi. Yordanof'un dükkânı e bir şeyden haberi olmıyan bir İtal. . 1902de bir başka dükkân kiralandı. Belçikadan 100 ki- lo dinamit satın alındı. Marsilya tari- kile bazı arkadaşlar bir kükürt fıçısı içinde bunu Dedeağaca — çıkardılar. Gümrük memurile dost olan bir Ulah fıçıyı kontrolsüz geçirip evinde sal dı. Meğer bu sırada Trakya komitesi de dinamit arıyormuş. Kokusunu alım- <a bir gece fıçıyı aşırdılar. Bunun ü- zerine Sofyadan 60 kilo dinamit gön- derdiler. Viyana ile İstanbul arasın- da işliyen yataklı vagonlarda bir Bul- gar garson vardı. O her gelişinde iki kiloluk, beş kiloluk küçük paketlerle bu altmış kiloyu İstanbula © getirdi. İstanbuldan da bir sardalya kutusu | iinde Selâniğe naklettirdik. Maama- | Yemek ek yerken Kavga öttler. biri ağır surette yaralandı Balatta Köprübaşında Salihin aşçı dükkânmda dün bir cinayet olmuş, İbrahim isminde bir şahıs Fikri ismin. de bir balıkçıyı ağır surette yarala mıştır. Vakadan nöbetçi müddeiumu- miliği haberdar edilmiş ve tahkikata başlanılmıştır. Cinayete sebep olan kavga yemek yenirken başlamıştır. Cinayetin sebebi henüz malüm değil- dir. İki yangın Alemdar caddesinde muhallebici Sait Efendinin dükkânından ve Tak- simde telgraf sokağında Sarandinin evinden yangın zuhur etmiş ve ikisi de büyümeden söndürülmüştür. Çiğnenen çocuklar Apolyon Jozef isminde bir şoför İ3- tinyeden geçetken £ Arşabet isminde 6 yaşında bir kız çocuğunu, Muhittin de Harbiyeden ge- Tramvaydan atlarken Sütlücede oturan İhsan Hanım Be- şiktaşta tramvaydan atlarken düş- müş, başından yaralanmıştır. Moskova sefarethane- mizde bir kabul resmi Moskovadan yazılıyor: 23 nisanda, şimdi Moskovada bulunan Türk sanayi heyeti şerefine Türkiye sefarethapesin- de bir kabul resmi yapılmıştır. Kabol resminde Hariciye komiseri M. Litvinof, muavinleri M. Karahan ve Mi resti: neski, Sovyet siyaset ve sanayi erbaban- dan birçok zevat, Sovyet edebiyat ve güzel sanatlar mümessilleri hazır bulun muşlardır. Postada yenilik İstanbul Posta ve Telgraf baş müdi- riyeti posta işlerinde bazı yenilikler yap mak üzeredir. Bugünkü dahili mersule, harici mersule, şehir ve mevrude servis- leri birleştirilecek, mersule ve mevrude namile iki servis tesis edilecaktir. Bundan başka yedi bin lira kadar har- canarak yeni masa, dolap, tefrik ve teah büt gözleri yaptırılmaktadır. Bütün mal: zemeler yerli fabrikalardan birine sipa- riş edilmiştir. Mektupların ayrılması için de otoma- tk aletler kullanılacaktır. ezin Süreyya Paşanın davasi davasmm rüyetine pazartesi günü #hat 11 de Üçüncü ceza mahkemesinde ba- kılacaktır. EE İyi iae Kısa haberler ———. * Tapu ve Kadastro fen memurların dan Celâl Bey İstanbulun mahalle ve sokaklarını ayrı ayrı gösteren bir albüm ne Albümda Kadastrosu yapı" lan yerler ayrıca göreni Beyoğlu- mun, kaza ve nahiye hudutlarını göste ren bir harita da albüme raptedilmiştir. mayan küçüle eli öptü ve sadece; — Peki, yazarım, dedi. Ve sonra bir hamlede arabasına atla- Fi ve torpedo ile beraber gözden kaybol» Bir kaç gün sonra genç kadına fil hakika İspanyadan bir mektup geldi. Hemen açtı, Tesadüf bagi günden be- ri Richard reydi. Acaba mektubunda neden bahse. diyordu? Tekrar dönecek miydi? Zarfın içinden gazeteden kesilmiş şu parça çıktı: pa Eritin bankamı verin yi alk 1ameLEş tr, 'n kn takip gillen İzi orada kaybolmaktadır. Har Ke yi ar e kd all e Namuskâr bir âile kızı olan Liliane bunu okuyunca düşünceye vardı. fih bu kâfi fi değildi. Hiç olmazsa 100. kilo da menelit tedarik etmek lâzım- iler almaya ei Çeteler luttan gizlice geçirerek Koçana - Köprülü tarikile lan bunu da Selâniğe getirdiler. Nihayet iş el du. 1S nisan 1903 günü Mesajeri kum panyasının bir vapuru saat dörtte li- mandan kalkacaktı. Bu geminin ma- kine dairesine iki üç bomba koydur. duk. Akşam üzeri Molozboyunda her- kes neşe ve eğlence içinde gezinirken gemi de hareket etti. Fakat daha Ka- raburuna varmadan bombalar patla- yıverdi. Tabii şehirde © bunun aksi müthiş oldu. Ertesi gün gece saat tam sekiz buçukta Vardar istasyonunun yanmdaki küçük köprüye & konulan bomba da Şehrin bütün lâm- balarına havagazı nakleden büyük boru bu köprüden geçiyordu. İnfilâk üzerine şehir zifiri bir karanlık için- de kaldı. Bu, ihi il emrini veren bir parola idi, Bankasının altımda! ğe memur olan komi vazifesini yaptı; fitili ateşledi. Fakat (Devam: var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: