6 Temmuz 1933 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 12

6 Temmuz 1933 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Millet bahçesinde A kasyaların gölgesinde. . ANKARANIN AĞACI. Nebatlarda da hayvan gibi zekâ varsa muhakkak ki akasya ağacın en zekisidir ANKARA, 4 Temmuz Geveze bir dostumun ne zaman ba- bar desem, bana tasvirine giriştiği, bilmem hangi bir yerin baharı vardır: *Orada öyle yerler vardır ki; bahar geldiği zaman çiçekten duvarlarla ö- rülür. Dereler vardır ki, bütün mev- sim, üzerinde bir ipek şal gibi, rüzgü- rm döktüğü beyaz badem ve pembe şeftali çiçekleri taşır... .., diye o, ba- harmın basit tasvirine başladı mı, ben hayalimde, beyaz salkımlar açan akas- ya dallarını seyrederim ve burun hâfı- zamda akasya kokusunu tekrarkokla- rım. Zira, biz Ankaradakiler için ba- a gözelliği ve Akasya ko- | ktir. zelliği ve akasya koku- n bahçelerinde, dört kola falt yollarda ve park- biraz daha büyümüş, ülen akasyaların mayıs- $u? Evle aynılıp giden lardı kleri çabuk dökülür, fa- | inen kokusu o kadar ö- | her pencerede © çiçeği nyan bir kaç akasya saksısı var- akasya salkımları dalların- dökülmemiş te sadece gözle görül z gibi biz onu bütün bir yaz ha- a koklarız. Akasya ağacının ruhu bu kokuda yaşar. Akasya kokusunun sihirini anlamak için, mayıs gecelerin- Ankaranın havasını, tatlı bir bet içer gibi derin derin koklayış lâ- zımdır Ankaranın güzelliklerini anlatan bir kimse, akasya ve kokusunu en b. mıyorsa bilin ki; akasyalar o, mutlak nezle idi. emal “Ankaranın güzellik r altında bir kaç yazı yaz- 3. Nedense akasyayı hatırlamadı. Ben ise, akasyalara muhabbetimi ve tak- dirlerimi söylemek istiyorum. Fakat çimi nasıl dökeyim. Methetmek güç şti Küçüklüğümüzde, o “Ahmediye”, Muhammediye» gibi bir takım dini #6 mistik kitaplarda resmini gördü- ğümüz, tasvirini okuduğumz, kökleri yukarıda, dalları aşağıda, sütlü inek memeleri gibi sarkan © yemişlerile, cennetlik Tuba ağacı yanında, akas- | Gazi Hz. nin Takdirleri ANKARA, 5 (Milliyet) — Gazi Hazretleri Ankara Erkek Lisesinin son sınıf tarih imtihan- larında bulunduğu zaman mual- lim Abdurrahman O Beyin oğlu Aydın Efendinin verdiği imti- handan memnun kalmış ve Maa- rif Vekili Dr. Reşit Galip Beye bu talebenin tahsilini ikmal için Avrapaya gönderilmesini tavsi- ye etmiştir. ya, ne mübarek, ne asil, ne ince bir a- ğaçtır. Fakat onun Tubaya benzer bir tarafı vardır. Zannedilir ki; akasya da Tuba gibi her hangi bir toprakta ve alelâde azot gıdası ile beslenmek- te değildir; bir bereketli arazide, bir büyük mucizeden eme eme büyüyüp serpilmektedir. Uzun ömürlü aka:ya | ebedi hayatın remzidir. Nebatlarda da hayvanlardaki gibi biz nevi uhakkal iddia edi en zekilerinden biridir. nacak çapkınların şerrinden v riya, kibar, beyaz görünen ellerin şacağı yaralardan dallarını ve çiçek- lerini korusun diye vücudunu diken de için kendisini kadar mağrur ve bı cesi olan koku h kadar zariftir. Çiçeklerin en değer- lisi sayılan gül, bile onun yanında b- lak suratlı bir güzellik gösterir. hassanın en in ine hitap edecek Düşünüyorum: Uzun, beyaz, bol tüylerile keçi ırkının beyi olan ve mi- tolojiye, Kurlar Tanrısı Pass'r ilham eden tiftik, bir gün, Ankara ovasın- da öğle sıcakları bastı mı, güzel ba şınr akasya gövdesine dayayarak göl- gelenecek. .. Ankara © batısındaki renk, kedisindeki göz, arısındaki bal, armudundaki (lezzet gibi akasyanın le de ün almıya başlamıştır. a toprağında aşiftelik edes nında bu güveni; liyormuş gibi, üllcünün remizleri ha: ie Baobaplar kadar büyümek ini. adını ve azmini göstermiştir. Ahmet MUHİP Piyankolu tabldot! ANKARA, 4 (iMliyet) — An- kara tabidotlarından bahsetmiş ve binlerce kişinin tabidottan ye- mek yediğini yazmıştık. Mevcut tabldotlar arasında şimdi de bir rekabet başladı ve fiyatler indiri! di. Bu da yetmiyormuş gibi şimdi, bazı tabidotçular, abonelerine pi- yanko ile mükâfatlar da vermeğe başladılar. Bakalım bu rekabet nereye varacak? Bize kalsa tabldotçularn her İ şeyden evvel yapacakları iş, şehir dahilinde adamlarının gayet çir- kin tarzda sefer tası taşımala- rına bir nihayet vermektir. Beledi ye bunlara lâstik tekerlekli ve be- yaz boyalı hafif arabacıklar al- mak mecburiyetini ne zaman ko- yacak? Şehrin güzelliği noktasından bu işe ehemmiyet verilerek bu çir kin nakliyeciliğe bir nihayet ve- rilmesini bekliyoruz. Hükümet merkezinde Fatih pazarı ANKARA, 4 (Milliyet) - Emlâk | Bankası yanından Bentderesine doğru inen yokuşun tam mihaye- tinde küçük bir Fatih Pazarı var- dır. Buradaki seyyar sebze sergi- leri kooperatifin kapısının yanm- dan bakınca caddeden de görü- lür. Burası, oldukça çirkin manza ralı bir pazardır. Bu kabil sergileri Belediye baş ka yerlere kaldırdığı halde acaba burada neden müsaade ediyor. Bunlar biraz daha aşağıya, mese- lâ köprüyü geçince dere kenarı- na kaldıramazlar mı? e YAĞLI MÜŞTERİP. pis ANKARA, 4 (Milliyet) — Anafar. talar caddesinin işlek kaldırımında bu atın bir dükkân kapısına bağlamı. gına hayret etmeyiniz! Bu, zaman za“ man tesadüf edilen manzaralardan bir tanesidir. Belli ki, dan leblebi almıya girmiş. Ve hiç ol- mazsa, bu at, resimde göründüğü gi- bi munis ve usludur. Kimseye gararı sahibi dülekân- | | yoktur... Fakat bu sütunlardan defalarca imiz gibi, bisikletliler Anka» rada her nedense yaya kaldırımlarda gezinmekte hoşlanıyorlar ve | adeta garpacak adam arıyorlar... Yaya kaldırımları, bakalım ne za» man hakiki sahiplerine terkedilecek? Ankara doğumevi. Bir sene içinde 6 binden fazla kadın ve çocuğa baktı.. ANKARA, 4 (Milliyet) — Merdi- venleri çıkarken bile ağırbaşlılığı in- sana emniyet telkin eden bir mücese- 10... Her taraf tertemiz, belli ki bu- ran her işinde bile ince bir dikkat, İ iyi bir idare var, Ankara Doğumevinin içine girer- ken ilk intiba bu idi. e Müesseseyi baştan başa gezdikten sonra bu inti- bam daha müsait bir şekil aldı. Baştabip Zekâi Tahir Bey, müesse- seyi gezmek hususundaki ricamı mü- sait şekilde karşıladı. ... “Ankara Doğumevi, doğumdan ev- vel, doğum esnasında, doğumu müte- akıp ve süt çocuğu devresinde ana ve çocuk ölümlerine karşı mücadele et- mek maksadile memlekette tesis olu- nah müesseselerin ilk ikisinden bi dir, Ayni zamanda birisi de Kon; ın müesseselerden Ankaradaki de senesinde beşi kadın beşi de ço- cuklar için olmak üzere on yataklı çılmış ve İşe başlayışnın da- larında halkın rağbet ve iti- madmı kazanmıya muvaffak olmuş- tur. Her sene iş ve hizmet sahasını ge- nişleterek dokuz sene evvel sekiz oda lı bir eski Ankara evinde on yatakla çalışan Doğumevi bugün şehrin en iyi binalarından birinde yerleşerek otuz yataklı mükemmel bir müessese halini uştar. Bugünkü Doğumevi, yatak adedine nispeten e n çok hasta tedavi eden bir müessesedir, Son sene zarfında bura- da yedi yüz kadın doğurtulmuş ve a- meliyat edilmiş, altı bine yakın ka- İ dın ve çocuk ta ayakta polikliniklerin- de muayene ve tedavi görmüştür. Mücesesenin bugünkü hali tam te- kâmül vaziyeti addedilmemekte ve o, hayatiyeti ve inkişaf kabiliyeti | çok kuvvetli bir rüşeym halinde görülmek | tedir. Hülcümetimizin, halkın sıhhatine karşı gösterdiği çok yakm hayat ve İ ve derin alâkanm burayı ilk farsatta dünyada mevcut en mükemmellerile boy ölçüşecek bir müessese haline ge- tireceğine şüphemiz yoktur. rilmıştır. Bu iki kısmların ayrı ame liyathane ve doğum odaları vardır. Müessesenin başhekimi ve nisaiye Milan Zekli raki Mepa cuk hastalıklarına mütehassıs Osman Bey bakar ve asistan doktor” Handan Hanım da her gün hastalarına sıhhat vermeğe çalışır. s.. Yatakhaneler, Ameliyathaneler, lâ- boratuvar, banyolar, her taraf, her ta raf sıkı bir tekayyüdün temi rin bir ilim ve fen bilgisini tında mükemmel ve muntazam.. Kadın ve çocuk hastalar hazakat- ten, şefkatten, bakımdan emin bir şe- kilde yataklarında müsterih yatıyor. lar. Burada tedavi ve doğum fakir ve zengin için parasızdır. Tecssüsünden Ankara Doğumevinin iki kısmı var- | dır; Birisi doğumla, digeri de çocük- ln uğraşır. Doğum kısmı (septik) ve (aseptik) olmak üzere iki kısma ay- | MUHTEREM NAZARI Ankara Doğumevi beri itimat ve emniyet telkin eden mü- köylerden evvel gelip te burada doğurmak için haber veren ve kendine yer köylü kadınlar çoktur. Bu k İ kadar rağbet görmektedir ki c Halkımızın | âyetlerden bile gebeler ve hasi buraya akın etmektedir. Mücsseseye ilk açıldığı sene | yüz hasta kadın yatmış, bu nispet her se- ne artarak son sene yedi yüze çıkmış- | ter. | DİKKATİNE | Güzelim “ EMİR ,, markalı yerli tıraş bıçaklarımızın 10 TANESİ 20 KURUŞA satılırken artık tanesi 5 kuruşa ilân edilen ecnebi tıraş bı- çaklarına kat'iyyen yer kalmamıştır. Vatandaş; paranı beyhude y sarfetme. Büyük fedakârlıklarla meydana getirdiğimiz işbu “EMİR, markalı yeni tıraş bıçaklarımızı bir kerre tanesi 5 kuruşa ilân edilen ecnebi bıçaklarile yan yana koyarak mukayese ettikten sonra tec- rübe için dahi bir de tıraş olunuz. O vakit kanaat hasıl edeceksi- niz ki işbu emsalsiz ve şayani takdir “EMİR ,, markalı YERLİ TIRAŞ BIÇAKLARIMIZA rekabet edecek başka bir bıçak olmaz ve tanesi | 5 kuruşa ilân edilen tıraş bıçakilarına dahi hacet kalmaz. “ EMİR ,, markalı YENİ TIRAŞ BIÇAKLARIMIZI HER YERDEN SORUN ARAYIN ve alıp güle güle kullanın. RADİUM LAMBASI TİCARETHANESİ (5115) Maroken Birman İPEKİŞ'in en ziyade benimsediği bir kumaştır İPEKİŞ'in Maroken Birmanlar'ı ile enağır iri en hafif spor robuna kadar her ürlü ipekli elbise yapılabilir. “ Mafoken mila tam 178 muhtelif renci vardır! i ... Polikliniği de gezdim. Handan H. ve Hümit Osman Bey hastalarına İn- ce bir ihtimam gösteriyorlar. Polikli- niğin kadın ve çocuk kısmına her gün tahminen elli gelmekte ve b. kılmaktadır. Hastahaneye iyi bakıl- makta ve gerek mece hiç bir eksiği dar. İnsan bu müesseseyi gördükten son- a Türk doktorlarının kudret ve haza- katina bir daha inanmakta ve Türki- yede sıhhate verilen ehemmiyeti bir daha hatırlamaktadır. Biz memlekette böyle müsesesele- rin çoğalmasını, medeni memleketler- de olduğu biraz da zenginlerimi- zin teberrüatile hususi mücsseseler A- çılmasını ve mevcutların paraca tak- viye edilmesini temenni ei darüşşifal inlerimize bir örnek ii ri İnsan hayra sarfedeceği para için bundan daha mühim ve in- #ani bir saba bulabilir mi?... 8s. R.

Bu sayıdan diğer sayfalar: