6 Temmuz 1933 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 8

6 Temmuz 1933 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

> Kon feransta Gümrük tarifelerinin tadili ve Türkiye Noktai nazarımız yerinde bir alâka uyandırdı ve tebrikler oldu —owe.—— Sami Beyin konferansta kıymetli bir izah ve beyanatı LONDRA (Konferans salonun- dan) — Memleketimiz için hayati bir ehemmiyeti haiz olan gümrük te rifelerinin tenzili o meselesinde Tü heyeti murahhasa- sn. noktai na zar bugün kıy metli o mütehassıs. larımızdan Sami B. tarafından misyond. dilmiştir. Sami Bey'in bü tün konferans a- zaları o tarafından büyük bir alâka ile © Sami Be dinlenen nutku aynen şudur: — Türk heyeti murahhasası ta- tarzı hakkında tâli iktisat komis- yonunda izah edilen noktai nazar- lar: büyük bir dikkat © ve alâka ii takip etmiştir. Her memleket mi messillerini bu mühim mevzu hak kındaki kanaatlerini açıkça ve sami- miyetle ifadeye mükerreren davet et- miş olan reisin müsaadesile Türk he- yeti murahhasası da . bu sahadaki görüş tarzını teyit etmeği vazife ad- deder. Gerek kontenjan tedbirleri- nin kaldırılması, gerek © kontrol ve takyidatmın tedricen il yeni mevzularda olduğu gibi hattâ belki daha ziyade tarife tonzilâtı mesele- sinde de ancak mütekabiliyet ösası- na dayanan karşılıklı itilâflarla müs- bet ve yaşayabilir neticeler istihsal olunabileceğine kanidir. İktisadi si- yasetimizin muhtelif © kısımlarında daima mütekabiliyet ve karşılıklı If esaslarına bağlı bulunuşumuzun sebebi bugünkü iktısadi hayatın ha- | kikatlerinden aldığımız derslerdir. Mal satın almadan münhasıran mal satmak gibi bir teşebbüs ve dianın iktısadi hayatta kabili tai kuk olmıyan bir mahal olduğunu bil- diğimizden konferanam toplanışma saik olan an tekrar bellür etmeden evvel dahi müteka- biliyet esasına müstenit karşılıklı iti- Iflar usulile ve daima müsbet bir cari inkişafı arayan zihniyetle müş- terimiz olan memleketlerle içtimas ve te- aramız” daki münasebetleri genişletmeye ça- lışmakta bulunuyoruz. Kanaatimiz- ce bugün en büyük müşkülât dan gelmektedir: Tabii zamanlarda ihzar ve tan- zim olunmuş ticaret © munhedeleri- nin gene tabii zamanlara ait ahkâ- minin bazı mutlak kayıtlarının çem- beri içinde bu: ri tabii olan şartlarma intibak ede- bilmek için çırpmılıyor. Muhterem Avusturya murahhası- ibi, kontenjan şura» palmekielir Görülüyor ki bir taraf- tan tabii zamanlara ait ahkâm mut- lak bir tarzda muhafaza ediliyor ve diğer taraftan da bu rilmak endirekt yor. İktmat konferansına düşen va- zife en ziyade mazharı müsaade mil- İet kaidesini halin icabatna uygun bir tefsire tâbi tutarak bu tezadı or- ile diyeceğiz ki bize ve bizim gibi olan memleketlerde daha fazla mal satın almak imkânlarını verecek €- lâstiki bir formül lâzımdır. Biz ve iktisadi bünyesi bize benzeyen mem- etler iştira kabiliyetlerini ve is- tihlâk kudretlerini kendi mallarını alan memleketlere tercihan tahsis etmek mecburiyetinde © oldukları prensip olarak kabul etmelidir. Mallarımızı satabilmek için di- ğer memleketlerin mallarını almak mecburiyeti mutlakasındayız. Eğer ibtiyaçlarımızı bizim mallarımızı al- muyan memleketlerde tedarik eder- sek vaziyetimiz ne olacaktır? Bu mühim noktayi ihmal ederek klâsik ve mücerret mütalealar yü- rütmek bizim ve bize benziyen mem- leketlerin derdine deva olamaz. Bu itibarla samimiyetle iddia e- diyoruz ki manialarla dolu olan bey- pelmilel ticaret sabasını ancak mü- tekabiliyet esasından mülhem olan karşılıklı itiâflarla kısmen temizle- mek mümkündür. Ve ileride umumi yaziyetin salâhile bu itilâflara da- İktısadi” siya set münakaşasının başlangıcından be- 'ri mütekabiliyet ve karşılıklı itilâf- lar usülüne bir çok heyeti murahba- saların iltihak ettiklerini görmekle bahtiyarız. Hattâ bu usulü tenkit e- denler bile müessirliğini inkâr etme- mişler ve ancak uzun zaman istiyece- ğinden bahsetmişlerdir. Gene bu usulün iktisadi ve ticari siyasette temel olduğu muhtelif mem- undal anlaşmalarla fların olsa olsa, bun- m ve tetviç edebile- Uşi ve Oslo itilâflarmı imzalayan devletler murahhasları da en ziyade mazhar müsaade millet | kaydının tadile muhtaç olduğunu O müdafaa G etmişlerdir. | betin iktısadi siyaset | bir müzakere mevzuuna İ pek çetinleşir. Konferansın rife hâkimiyet ve istiklâli siyasi istik- lâlin en lüzumlu ve en gayri kabili temyizi bir unsuru halindedir. Mı lâmunuz olduğu üzere tarife bir mil. ve nın bir sistem dahilinde ifadesidir. Bu itibarla milletlerin | istikbal ve hayatıma bu derece yakından taallük eden bir mevzua beynelmilel umumi kararlari müdahale (doğru değil dir, Tarifelerin yalnız milli v bir mesele olmadığımı in'ikâsları iti- barile beynelmilel bir vasfı haiz ol- duklarmı kabul ederiz. Fakat bu nok- tai nazar her hangi bir müdahale- yi haklı. gösteremez. milletin tarife mevzuuna mü ancak karşılıklı itilâflar mütekabil müsaadekârlıklar şeklin- de tecelli edebilir. Ba da tabiatile taallğk €- der. En doğru ve pratik hattr hare- ket bu sahada da yukarıda arzeyle- diğimiz veçhile mütekabiliyet ve kar- şalıklı ötilâf usulüdür. Tarife tenzilitmin muayyen ve berkese aynen şamil bir nispet dahi- linde ve bir beynelmilel taahhütle icrası teklifine gelince; bunun tat- bikini aşağıdaki esbabı mucibe dola- yısile çok müşkül görürüz: 1 — Bir memleketin milli ve bey- nelmilel bütün ihtiyaçlarına intibak €debilecek bir tarifenin yapılmasın. daki müşkülât tamamen takdir bu- yurursunuz. Eşya hizalarma konu lan resim hadleri basit bir Wsadü- fün ve gelişi güzel bir mülâhazanın mahsulü de; Binacnaleyh bu tarıda tesbit edilmeğe çalışılmış Spe- sifik bir tarifeyi umumi ve yekne- sak bir tenzile tâbi tutmak tarifele- re ve tarife maddaleri arasmda bü- yük bir ahenkaizlik ve nispetsizlik vücuda getirecek bir teşebbüs olur. Tarife tekniğine uymayan böyle bir tedbirin neticelerini tamir etmek te başlan- gıcında münhasıran gümrük mütare- kesini takviye etmek ve sırf müsait bir psikolojik hava vücuda getir mek maksadile yapılacak ehemmi- yetsiz tenzilâtı tetkik edebileceğimi- zi söylemiştik. 2 — Memleketlerin iktisadi ve mali bünyelerinin hususiyetlerini celer (verecektir. Gerek himaye cep- hesinden, gerek varidat cephesinden tarifenin her memleket için ayrı ay- rı mevki ve ehemmiyeti vardır. Bi farz varidatınta kısmı mühimmini gümrüklerinde» bekliyen memleket- ler ile mütenevvi menabi varidata sahip memleketler tarifelerini ayni zaviyaden muhakeme ederek tenzi- lit teklif etmek doğru bir hareket olamaz. 3 — Uşi fından ilham alan ve her sene yapılması teklif olunan tedrici tenzilâta gelince; içinde bu- İanduğumuz şartlara nazaran hattâ pek yakın âti hakkında teşhis koy- mak imkânı yokken, istikbale şamil bu mahiyette bir taahhüt altına na- sıl girilebilir? 4 — Görülüyor ki tarife mesele- sini konferansın ruznamesine girmiş olan diğer mühim mevzulardan tec rit etmeğe maddi imkân yoktur, bey- nelmilel müstakar bir mübadele çüsü yokken beynelmilel mali ve nak- di sahalara istikrar şeraiti henüz 4- hakkuk etmemişken, tarife tenzil tını hakikatte ne kıymet ve mana- sı kalır? Para farklarım takvi matuf munzam gümrük resimlerinin aktuvalite bir mahiyet iktisap etme ğe başladığı şu hengâmede tarifele- re maküs tenzilât nasıl kabili tasav- vurdur? Türk heyeti murahhasası millet- ler arasındı mübadelenin iktisadi sartları tesbit edilirken bu mübade- lenin ölçüsünü teşkil eden vasıta” lara müteallik şartların da tesbitini faydah telâkki eder. Bilmünasebe şurasını da ilâve e- delim ki Türkiye hükümeti memle- ketin umumi vaziyet ve bünyesinin ve bilhasan iktisadi inkişaf | seyrini nazarı itibara alan Spesifik tarife- sini ancak 1929 dan itibaren tatbi- ka kaşlamıştır. Binaenaleyh Türk t rifesi tekâmül etmiş ve memleketin hakiki ibtiyaçlarma intibak edebile- cek bir elâstikiyeti iktisap eti tarife olarak telâkki olunamaz. Va- ziyet böyle iken im'ikâsları malüm olmıyan umumi bir tenzilât taahhü- dünü kabul etmek Türkiye için çok müşküldür. İzahatımızm başlangıcındanberi noktai nazarımızı büyük bir sami- miyet ve vuzuhla ifadeye | çalıştık. Tarife münakaşasnı — açtığı sırada tâli komisyonun reisi tarifelerin aşa- ephelerden tetkikini bilhas- (a) Ziraati himaye eden tarife- ler, (b) Sanayii himaye eden tarife- ler, (e) Varidat tarifeler, (d) Borçların ödrmesini k ak maksadını iatihdaf eden istihdaf eden mali kiye etm ti yukarıda MILLİYET PERSEMBE 6 Kansere karşı Yılan zehiri Tedavide zehir kullanmak müsbet netice veriyor mu? | Operatör Cemil Pş., kanserlilerin 12- tırahımı azaltmak hususunda Kobra ye | lanının zehirinden istifade edildi dair gazetelere beyanatta bulunmuştu Rahim kanserinin röntken ve ültra ile tedavisinde ihtisası olan Dr. Hâdi “İhsan Bey, bize bu meseleye dair şu iza- | hatı vermiştir: — Kanser tedavisinde muvaffakiyet mutlâk surette iyileşebilir. Bazan ölü- me terkedilmiş olanlardan bile iyi teda- vi sayesinde kurtulanlar vardır. Hasta. lığı çok İlerliyen kanserlilerin ıztarabını tadil için rahme giden asabı kesmek su retile yeni bazı usuller tatbik edilmekte dir. Bunlar arasında Kobra yılanınn ze birinden de istifade edildiğini ben bil- miyorum. Böyle bir çare bulunmuş olsaydı her halde haberimiz olurdu. Kanser, müspet olarak röntken ve rad yumin kabili tedavidir. Kanser teşhisi halinde yerine göre bıcakla da tedavi edilebilir. Ancak bıçağın müda. halesinden sonra da gene röntken ve rad yonun yardımcı tedavisine ihtiyaç var. ır Bakteriolor Dr. Osman Bey de şunları söylemiştir: — Kanser tedavisinde veya kanserli- hin ıztırabını azaltmak hususunda Kob- ra yılanmın zehirinden istifade edildiği. ni bilmiyorum. Cemil Pe. san bu hast. der. Şerafeddin me ei bem, de kandaki “kü. reyvatı hamra” ya teşir eder. Tedricen zerkedildiği takdirde vücut bu zehire alışarak muafiyet kazan. Hindistanda sık sık tesadüf edilen yı lancılar koparılmış yılan dişlerini eme- rek bu muafiyeti istihsal eder ve küçü- #ünden başlayarak tedricen büyüklerine kendilerini muhtelif yılanlara isartırlar, Ve bu suretle de kanları yılan Zehirim den müteessir olmaz. Yılan zehirinin sinirleri hir nevi felce uğratarak iz irabı tadil etmek bassası olduğuna göre kanserlilerin de ıztırap- larını uyuşturmak için bu zehirden isti- fade imkânı bulunabilir. Maamafih ben yeni neşriyat arasında henüz böyle bir şeye raslamadım.” m sayılan esasların hemen hemen hep- sinden mülhem olmuş ve ileride de olacaktır. Memleketimizde — yetişen Zirai mahsulleri işliyecek sanayii tesis ve ya teessüşünü teşvik ve himaye st mek meeburiyetindeyiz. Zirai mah- #ullerimizi müşkülâtla ye yok pana- sına satarken ve diğer taraftan da bunları işliyebilecek © sanayii vücu- da getirecek bütün müsait"“şartlara sahip bulunurken (kömür ve #air e nerji membaları, Mendövr Ve saire) mütevekkilâne ve psif bir hattı hare ket talip edâmeyiz. Dünya buhranma yegâne çare o- lorak muhtelif memleketlerin tabi ve haklı inkişaflarını durdurmak fi- kir ve teklifinin bu konferans muhi- inde biran bile tasavvur olunduğu” nu zannetmeyiz. Esasen konferan: sm bidayetindenberi memleketlerin iktmadi. bünyesine uygun ve tabi? inkişafları içim hayatı olan sanayie kimse İtiraz etmemiştir. Kanaatimiz- ce şirazesizliğe sebebiyet veren ih- t sanayii olmuştur. Tanzim edil. mesi icap eden & saba da burasıdır. Gene kat'iyetle eminiz ki en iptidai ihtiyaçlarını karşılamağı istihda! den ve memlekette yetişen — iptidi maddeleri kullanan bir sanayiin hi- maye edilmesi her hangi bir memle- keti müfrit milliyetperverlikle it'am etmeğe imkân bırakmaz. Türkiye ve Türkiyeye olup iktısadi ve içtimai bir tekâmül takip eden o meml'ket- lerin hariçten tedarik © edecekleri çoktur. — İhtiyaçlarım 20 tekâmül seyrimizle değişebi” Fakat şar muhakkak ki ihtiyaç» larımiz daima (artacaktır. Binası aleyh her hangi bir otarşi fikir ve te- mayülü iktısat siyasetimizde ka! yen yer bulmamış & ve bulmıyacak- tır. Bilâkis bu vesile ile de piyasalar ve milletler arasmdaki talaı kail olduğumuzu ve iktisadi mesai- mizin başka milletler mesaisini mamlayan vaziyette olmasına ka bulunduğumuzu bir kere daha ifade ederiz. İzahatımızı bitirmeden evvel ka- naatlerimizi telbis etmekliğimiz. müsa- adenizi rica ederiz. (a) Konferans eşya fiyatlarını yükseltmek için takip olunacak yolu Bu hususta ak eder ve bu tedbir de hedefine ulaşırsa, yani fi- yatlar yükselirse Spesifik tarifeler. deki gayri tabii yükseklik te kendi- liğinden zail olur. (b) Fiyatların yükselmesini kol- layan mesaiye müvazi olarak tarife- lerin tenzilini de karşılıklı itilâflar. ümazil mütemadi TEMMUZ 1933 Bursa'da gazeteciler e d Dağ başımda hatıra gelebilecek bütün istirahat vasıtalarını, Uludağ Otelinde fazlasile bulduk. Bol ve s0- ğuk su. Üç dört kap yemek... Çeşit çeşit meyve... İznik körfezine, Apolyont gölüne ye hattâ biraz uzağı gören göz için İstanbulun fenerlerine kadar uzanan bir ufuk üzerindeyiz, Temmuz ayın- da kar görüyoruz ve karlar üze: dolaşıyoruz. Sanki hava ile temasta değiliz. O- şümiyoruz da... Bilâkis, güneş burada alt tabakalardan daha tesirli! Bir a- | fahk, su içerken, bardağı tutan avu- cumun bir yanar çıraya dokunmuş gibi ansızın acı acı yandığını duy- dam. Bir de ne göreyim, bizim bardak, âdeta perdavsız kesilmiş. Güneşin zi- yası, bir noktaya toplanarak âvucu- Uludağ eteklerinde mun İçini cayir cayir yakıyor. Bardağı elimden bırakırken arka- daşları — Bereket ve: ervah yok.. Dedim. Sordul — Ham ervah bulunsa, işimizde ham ne olur. — Bu güneşin alında çarçabuk pişerdi. Otomobiller karlı sahaya çıkar kıcısı, bir ecnebi analemiş. iki öç Türk hanımı daha var. Otomobil bir yere imdir geldi ve ve ileri geçemedi: Temmuz içinde kar görmek, karı elle tutmak, kar üstünde yü: gok zevkli bir şey dar kaypak ki manmak için, hiç olmazsa on kere yu varlanmağı göze almalı... Ben kendimde bu cesare- . İskarpinlerim, çorap- pantalonum dem sersıle- lam olmuştu. Yarı yoldan geri dön düm. Halil Lütfi ise, tek başına paçaları srvayıp ileriledi. — Rekor kıracağım, rekor... Arkadaşlardan biri atıldı: it maaş kıracak değil ya, bugün de bırakın rekor kırsmn... Halil Lütfi Beyin . tepeye tırman- alim hanım, kendisini takip ettiler, Biz arkalarından baka kaldı! gittiler, uz gittiler, dere tepe düz git tler. Nihayet dağın doruğunda görün- mez oldular. Aradan yarım saat, buçuk saat geçti. Bizim dağ seyyah- ndan 868 sa ok. la halledilmek üzere devletlere bi- karıda arzettiğimiz gibi mütekai yet esasından mülhem olmalıdır. (e) Nakti sahada istikrar şeraiti tahakkuk etmelidir. (d) Karşılıklı itilâfların müspet neticeler verebilmesi için en ziyade mazharı müsaade millet kaidesi hal lin icabatma uygun bir tefsire tâbi tutulmalıdır. Tekrar ederiz ki Türkiye cümhu- dan sonra da ayni yoldan yürümeğe karar vermiş bulunmaktadır. , Sami Bey nutkunu (söyledikten sonra bir çok azalar tarafından teb- rik edilmiştir. Komisyon azaları mü- dellel esaslara dayanan “noktai naza- rmızı tetkik etmek üzere ekspoze'- nin metnini istemişlerdir. İtalyan heyeti murahhasası Tes- mi beyanatında Türk heyetini tebrik ettikten sonra karşılıklı itilâflar hakkındaki Türk noktai | nazarile tamamile hem fikir | bulunduğumu karşılıklı itilâflarla a» termeğe ve bu mem- ımdaki maniaları ime desi nispetinde kaldır. zami tesbil İeketlerle ara kânın müsa hazı konferanstan kip etmiş ve bum ma ancak en ziyade mazharı müsaade millet kaydında bizden ayrıldığını günkü bunun yerine konacak bir for- mül henüz bulunamadığını — bildir. | miştir. Ahmet ŞÜKRU Az, | bir saat, bir | —— Uludağ oteli Birisi teklif etti: — Korna çalalım, duyar gelirler! Korna çalındı, yine ses yok. Git gide endişe etmeğe başladık: — Sakm bir kar kuyusuna düş müş olmasınlar? Bize yol arkadaşlığı eden Beledi- ye memuru, tabancasmı çıkardı: — Müsaade ederseniz bir iki el atacağım! Karlı tepelerde gümbürtülü akis: ler bırakan silâh sesleri be boşa gitti. Etrafımızda mini mini kuşlar çuşuyor. Ve biz bu uçan kuşlardan medet umup âkıbetleri meçhul sey» yalıların haberini almağa çalışıyor gibiyiz. Nihayet, işte.. Göründüler. Arada bir yuvarlanarak ağır ağır iniyorlar. Arkadaşlar, bizi beklettiğinin cezası | olarak Halil Lütfi Beyi, otomobilimi- zin arkasından bir kaç dakika yaya olarak koşturmaktan kendilerini nla- madılar, Döndüğümüz zaman, saat üçü ge- çiyordu. Otelin dondurma kutusu ka- dar soğuk salonunda içine okkalarla buz atılmış bardağı buğulandı- ran sudan kana kana içerek iştehalı bir yemek yedik. Yemekten sonra “Cümhuriyet” çi Musa Bey, otel önünde, çeşit çeşit pozlar seçerek hep bir arada foto; ! | İ “Uludağa çıkmak için iki kanada aden oğlunun çektiği ilk hasret.. Uludağın karlı ve buzlu tepelerinde insana hafiflik nerden geliyor? nünde öğle yemeği. . raflarımızı aldı. Rahibeler güç anlaşılır. Türkçele- rile ricada bulundular: Bu foto, biz de istiyoğ.. Siz ve- ğecak bize. Musa, nezaketle: — Kaç pağa? — ri bu, para ile satılır mı? z çok mersi! kacak çok iyi sizel.. Musann benzi uçtu: — Eksik olmaym amma, ben böy- le alış verişe gelemem. Ne hasta ola" yım, ne de siz bana bakım... Akşam ortalık kararırken, Ulu- dağdan ayrıldık. Yolda, Dolubaba mindeki mandıraya şöyle bir u dık. Kaşar peynirinin nasıl yapıldığı nı da bu vesile ile görmüş olduk. Dağdan ovaya iniş biraz düzelen sinirlerimizi yeniden bozdu. Uludağ- da ne kadar hafiflemiştik. Şehire gi- Terken başımızda hissolunur bir ağrı var: Acaba kuşlar, tepelerde dolaş” tıklarından mı bu kadar hafiftirler, diye düşünüyorum ve her istediğim zaman dağa çıkabilmek için bir çift kanadım . bulunmamasının. ilk defa hasretini çekiyorum. M. SALAHADDİN YAPILI FENNİ MÜKEMMEL Yegâne Diş Hacun gum Sıhhatınızı koruyunuz! KOCATAŞ MENBA SUYU VE GAZOZLARI Memleketimizin en saf, en hafif ve en leziz İçme Suyu ve Nefis Gazozudur Büyükdere'de fabrikasında mevcut asri tesisat yesinde el değmeksizin kendiliğinden şişelerin, galonların ve damacanaların yıkanı sı, doldurulması ve gazozların yapılı ası tarzları temizlik noktasından fennin bütün teminat ve şeraitini haizdir. Taklitlerinden sakınmak için kapsüller üze- rindeki Kocataş yazısına dikkat edilmelidir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: