15 Temmuz 1933 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 3

15 Temmuz 1933 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hi Temeğe, eğlenmeğe dair göl | He ya tuzu yerinde iz diş Lina göre rakı içerken ince te bir zevktir. İE döğüştürmekten zevkalan lin , PİN) in rüyası dinlemek- Li da Adem evlâdıdır. insanlar bir kalıpta, bir bir kafada olsalardı kim an ne tatsız olurdu, Karr Ayni fikirde, ayni biste * mı didişecek vesile bula- biz “Hayatları tahammül edil- hal alır. İnsanlar o tabiat şi Mevsim bulranları; © fırt, leri neleri ve kış hare- rirler ve bu değişiklik- Salatı dümdüz olmaktan kurta. ÜN arasmda bu aykırılık- z si pinazallah kadın erkek, : m birbirine beee ele kadmlar... bizim, Zevkleri kadar âdetleri, görüş- > Bizde zevk ve Yakın smıflar değişik cemiyet te az yaşayışı bile yok- #aat onda Sirkeci lokan- l ve şupur yemek yiyen Ak #örürsünüz. se buçukta evine gidip a , Biyen efendilere tesadüf viyeni pıcağında Şam bakla- izi ortasında dondur- pek çoktur. , V veyahut talihi ile yüksek e, ei olan insanları görür- vlerinde mangal kömürü ht, “Azn testilerini o kuyuya > soğuturlar. bara ediler vardır ki her- dem buram terlerken tilki İni boyunlarma dolar, yü- eldivenlerinin üzerine ta i *ndiler görürsünüz ki va- - Marin içinde uzim bir: hı, P Yere tükürür ve sonra da Üy, * ezerler. v var ki radyoyu en kötü hi, Mrkılarmı en yayık kadın n dinlemek için açar- de var ki (alaturka indiği için her © gece N senfonik e lr biç de, bir semt- kn eği nda ve bir evin i- eği h m Ne erga istikrar â İk çaş eşimi sevke ved va m he e Ke derbederliğin ii ni, Pp gidiyor. Zevk ve 4 durulduğu, maişetimi. olak bulduğu gün içtimai #serini görmüş olacağız. — Burhan CAHİT / alaya ilâve seferleri a dünden itibaren Ana- V6 Yalova hattı için Cuma TAI “10 ..— ri m ağa 2. 10 e e 2750 di e ente 1276 z m İtikat dey | 2050 Mya ay İ Şark dey 100 ş as Balya 280 SEK Şark m. senn 26 FİATLARI yk ; 4 miz Ti 151,25 e e S4 ” dim $ rin AS ie yana 424 N ve Pepte mi3 1 Şili ar. 28— nala © AA im N m— 2 Lay m 20 Dinar &— 1 Çareveş : Altan, Mi MİLLİYET CUMARTESİ 15 TEMMUZ 1933 Yeni silolar Gelecek ay altı yerde yeni silolar yapılıyor siloları yerleri tespit elmiş ve inşası i- çin faaliyete girişilmiştir. Ağustos içinde Denizli, Çerildi, Yerköy, Hacı Şefaatli ve e bir gayi birer küçük buğday inşa ettirilecektir. Bu silolardan baker 1 16 bin liraya çıkacaktır. Avusturya ile üç buçuk mil- yonluk bir itilâf Hariciye Vekâleti umum kâtibi Me- nemenli zade Numan Rifat Bey ile A- vusturya Maslahatpüzarı M. Bischeff arasında dün üç buçuk milyon liralık bir ticari itilkfname imzalanmıştır. İtilâf Bame muvazene esası ve mötekabil liste lere müstenittir. İtilifiname on gün son- ra meriyete girecektir. Mısır-Yunau ticaretinde gerginlik Şu günlerde Mısırla Yunanistanın t- cari münasebeti gergin bir vaziyet almış tw. Bu sebep bazı Yunan eşyası üzerin. deki resmi Mısır bükümetinin arttırmak istemesidir. Bilhassa Yunan şaraplarıma mevzu resmin arttırılmak istenilmiş olması bu iki memleket arasındaki ikişsadi müna- sebatı gerginleştirmiştir. Meswr - Yunan tcaret mukavelename sinin ba günlerde feshine bile ihtimal verilmektedir. Şehrimiz alâkadar iktısadi mehafilin de bu mesafeye ehemmiyet verilerek ta- kip edilmektedir. İhracat mevsimi baş- langıcmda böyle bir şekil, Mısır piyasa- sında ihraç mallarımızı tamamen serbest bırakacak mahiyettedir. Dolar ve ihraç eşyamız Ticaret odası son zamanlarda Dola- rm sukutu üzerine İhraç eşyamızın Ame rikadaki rusüm vaziyetinde vukubulan #ahavvülü tetkike başlamıştır. Bu tetki- katın notöcesi İktısat Vekâletine bildiril- miştir. Sumer Bank merkez kadrosu Sümerbank umum müdürü Nurullah Esat Bey Ankarada bir gün kaldıktan sonra dün şehrimize gelmiştir. Verilen malümata göre Narullah E- sat Bey Ankaraya yeni hazırlanan ban- kanın merkez kadrosunu (götürmüş ve temaslarda bulunmuştur. Çay münakasası İümum üzerine bu müddeti 31 los sa kadar temdit etmiştir. Hariç piyasalarda mallarımızın isimleri Ticaret odasma Türk ihraç malları- nİzmir ya ,Giresun” ve Ordu denilmesinin alâ- | kadarları şaşırtabileceği ve mübayaadan alakoyacağı iddia edilmektedir. Almanya Türk Ticaret odasına da bu hususta bir çok müracatlar vaki ol- muş ve Oda yaptığı tetkikat neticesinde bu ciheti yerinde bularak İktisat Vekâ- teine bildirmiştir. Tavuk fiatları Bu sene tavuk fiatleri şayanı hayret derecede ucuzdur. Anadoluda tavuk ve piliçlerin hiç fiatine satılmakta oluşu , şehrimizde bile fiatler fevkalâ- E bir tavuk sebrimizde 60 kuruşa ve iyice bir tavuk la 50 kuruşa satılmaktadır. Piliçler de an iyisi 35 ku- rüş olmak üzere 15 kuruşa kadar sabi maktadır. Bu vaziyet daha fazla köylü- nün ihtiyaçlarımı tamin için hayvan sa- taşına fazla düşmesinden ileri gelmekte- dir. Bambu yetiştirilecek Ticaret odası tetkikat şubesi, memle ketimizde bambu yetiştirilmesi hakkında göre bambu ağacım Rizede yetiştirmek kabildir. Rizede ziraat işlerine meraklı bir kaç zat, bambu yetiştirmeğe muvaf- fak olmuştur. Memleketimizde bilhassa Rize ve ha- lm EML edecek Plâjlara gidecekler için kolaylık y, hem trende muteber birleşik biletler yapmışlardır. Pir biletle şehirin her bazızi bir sem | tindentramvayla Sirkeciye ve oradan trenle Küçükçekmeceye kadar gidilebi- Tecektir. umumi terife üzerinden yüzde | tabya emniyet memuru Mazlüm, Ankara pılacaktır. Hamal işleri Kaymakamlıklara devri münasip görüldü Şimdiye kadar belediye ktü müdürlüğü tarafından idare edilen hamallar işlerinin kaymakamlıklar devri münasip görülmüştür. Yakında bu devir muamelesi © yapılacaktır. Kaymakamlıklar kendi mıntakaları dahilindeki hamaların tayin, azil ve pakillerile meşgul olacak, sicillerini tanzim ve bunların muamelâtını ten- sik edecektir. Belediye bu işle met- gul olan teşkilât, bundan sonra yal nz hizmetçi ve snir müstahdemin ile meşgul olacaktır. Yolların temizliği Belediye, bu seneden itibaren yol- larm temiz tutulmasma bir kat da- ha dikkat etmeğe karar vermiytir. Her belediye şubesi kendi mmtaha- sındaki temizlikle (o meşgul olaca';, bir belediye şubesi diğerinden fazla temizlikte ne dereceye kadar dik- kat ettiği yapılan şıkı teftişler neti- cesinde anlaşılacağı için o şube, be- lediye riyaseti tarafından taltif edi- lecektir. Asfalt yollar Beş senelik proğram mucibince vilâyet dahilinde yapılacak vilâyet yollarının asfalt olarak yapılmasına karar verilmiştir. Bu karar üzerine heyeti fenniye plânlarını hazırlama- ğa başladığından yakında daimi en- cümen tarafından münakasaya çı karılacaktır. Zabıtada tekaüde sevkedilenler Otuz sene zabıta hizmetinde bulunan 32 memur yeniden tekaüt edilmiş ve kendilerine nakdi mükâfat — i cü Hakı, Kü. ewniyet umum müdürlüğü birinci şube memurlarından Cemal ve Mehmet Emin, İstanbul merkez memurlarından Nocip, üçüncü şube başkâtibi Mehmet Neşet, birinci komiser Osman, Telirdağı birin. di anime Zekeriye, İstanbul ta ari memurlarından Abdürrahman, i- kimi omber Abdullah, İzmirde ikimel komiser Ahmet Lütfi, Van ikinci komü- seri Yusuf Zeyt, İstanbul üçüncü ko- miserlerinden Hasan Sabit, komiser mu avini Mahmet, üçüncü komiser Ahmet Niyazi, komiser muavini Kâzem, Meh- met Hilmi, Mustafa, Bursa üçüncü ko- miserlerinden Osman, Balıkesir komiser #uavinlerinden İsmail Hakkı, İstanbul polis memurlarından 2323 numaralı Mehmet, 1162 numaralı Mehmet, 665 numaralı İsmail Rahmi, 463 mımaralı Ib rahim, 3149 numaralı Mehmet Ali, 607 numaralı Yusuf, 1350 numaralı Salih, 1174 mamaralı Şükrü, 2439 mumaralı Mehmet Sıtkı, 20 mumaralı Recep Bey- ler. Emniyet müdürlerine biner, merkez dokuz yüzer, komiterlere 720 şer, polis memurlarına 624 dör lira mükâfat: nakdi verilmiştir. yk Yazı geçirmek için Mısır- dan aileler geldi Dün İskenderiye - İstanbul seferini yapmakta olan Ankara vapuru, evvelki gün İzmirden geç barekel etiği için, dün akşam saat 18 den sonra limanımı- za gelmiştir. Ankara vapuru ile bir çok aileler ya- zi geşinmek için Msrdan şehrimize gek-| İ mişlerdir. Ruşen o Eşref Bey Türk Dik Tetkik Cemiyeti umumi kâtibi Ruşen Eşref Bey dün Ankaradan şehrimize gelmiştir. Tahlisiye vasıtaları eksik vapurlar Halkevinde Tetkik gezintileri Halkevi kurslar şubesi tarafmdan ter tp edilen İstanbulun tarihi binalarını tetkik gezintisinin ikincisi dün yapıl. muştır. Dün öğleden sonra Halkevinde topla nan kadın, erkek büyük bir grup beş- ta kurslar şubesi idare heyeti olduğu halde müzeleri gezmişlerdir. Önümüz- deki hafta yeni bir tetkik gezintisi ya- Yaz ayları. bol, Hye Çünkü zeytinyağı, hem sağı bol zeytin lık için çok faydalıdır, hem de | yurdumuzun korunmağa muh- Ayni biletle hat üzerindeki dört plâ- (fl ja irmek hakkı kazanılmakta, hem de | İSTANBULDA GEZİNTİLER Yeniköy sahillerinde... Boğaziçinin bu aristokrat köyünde şöyle bir bakışta neler görülür Bir vapur gezintisi - Avlananlar, avlayanlardan çok!- Kapalı gözle teşhis - Otelde bir Yahudi düğünü - Ah, Yeniköy, benim eski dertlerimi tazeledin... Geçen cuma Yeniköyde, ahbap- lardan birinin misafiri idim. Öğle yemeğini birlikte yiyecek, sonra da Tarabya ve Büyükdereye doğru bir gezinti yapacaktık. Köprüye geldiğim zaman, çok erkendi. Yapacak başka işim de yoktu. İlk vapurla Altınkuma kadar gidip dönünceye kadar, düşündüm ki yemek vakti de gelir. 'Ve bacasın- dan halka balka duman tüten va purlardan birine atladım. Atladım am- ma, içimde çüçük bir şüpbe ile... Altmkumdan vapur bulamayıp tişememek ihtimali vardı. İlk işim, vapurun hareket saatle- rini gösteren lâvhaya balımak oldu.. ferahladı. Meğerse, temmuzdan itibaren sa- bahları hemen her yarım satte va- pur varmış... Artık, doya doya etrafımı seyre- debilirim. Ne yazık ki hava, serin... Temmuz ayında olduğumuza güneşi bile şahit göstermeğe imkân yok. Fakat ne yaparsınız? Madem ki, bü- tün dünyada bir şaşkınlık var. Mev- simler, bu şaşkınlıktan neden hisse- lerini almasm?. Vapur, Beşiktaştan başlayarak Yeniköye kadar bütün Rumeli iske- lelerine uğradıktan sonra, Beykoza dümen kırdı ve oradan o Sütlüceye kırk elli yolcu bırakarak, Anadolu- kavağına uğra Ondan sonra da Altmkum... Açık boğazda bu kumlu sahilin sahiden altını andıran bir rengi var. Başına yeşilden taç giyen, ye lık tepeye bakıyorum. Gazinoda cin top oynuyor. İskeleye ancak öç yolcu indi. di, Onlar da rüzgârdan ko- Tunacak yer arayarak, neş'esiz ve dü- şünceli, yokuşa tırmandılar. Altınkum vapur iskelesinde, bilet toplamağa çıkan | şirket memurları, bana mukaddes bir mabedin bekçi- leri gibi göründü. Bu rüzgürl: ve soğuk günde, Al tndeelan. banyo yapmağa gelenlerin za birer kahramandan farkları yok- kimde konuşuyorlardı. Her hal- de yabancı bir millettendiler. Dün- yanın bu en temiz denizinde, yıkan- mak zevkini, her şeyden üstün bul dukları muhakkaktı. Bizi üşüten rüz- gâr, belli ki onlarm denizde çirpım- mak arzularma kuvvet ve hararet ve- riyordu. Doğrusu bu üç yolcuya deh- setli imrendim ve hiç bit zaman on- lar gibi soğuğu ve sıcağı hiçe saya- bilecek kabiliyeti kendimde bulama- dığım için üzüldüm. Altınkumdan dönüşte, Boğaz bir kat daha pürüzsüzleşti. Rüzgârr ar- kamıza aldık kıyının çok yalmın- dan geçiyoruz. Yalılardan vapura mendil sallayanlar var. Hava, git- tikçe ısınıyor, Yeniköy iskelesinde, beni ilk karşılayan alaturka bir şar- kı oldu: Bu yaz geçen günlerimiz hatırm- dan çıkmasın, Okşadığım © elleri başka bir el sıkmasın.. Henüz bir kaç adım yürü tüm. Beni davet eden cski arkadaşla karşılaş: 'emeğe daha vakit var, ister | misin ikale — Fena olmaz, dolaşırız.. Sahilde balık avlayan kızları gös- terdi: — İşte Yeriköyümüzün “başlıca m e Akşam olmaz mı, sahil baştan başa bü amatör balıkçıfarla dolar. Me İstanbuldan kalkıp balık avı için buraya gelenler var. — Epi balık çıkıyor mu bari? — Onu bilmem amma, avlanan- lar avlayanlardan çok... Güldüm: — Demek yemlemeleri kuvvet- — İnanmazsan bak... Sarışın bir kızın denize fırlattığı ipi gösterdi: .— İşte böyle atarlar! Dalgın ve hayran gözlerle kızı seyreden esmer bir delikanlıyı işaret ettiz — Ve işte böyle yakalarlar... Bizim ahbap, Yeniköyün kurdu. Hani | kuzuyu görse hemen ediyor: — Vay, fifi,.. Sen burada mısın? — Akşama motörle Kavağa çıka cağız. Gelirsin değil mi? — Ablana selâm söyle, Roza... Ve kimile şakalaşarak, bir randevu kopararak yollarda mo- la vere vere yürüyor. Avusturya sefaretinin önünde ge- ne durakladı. Denizden ii bir motöre İşaret veriyor: lânca beyin motörü... 400 de bir başka muşu gös Mısırlıların, purlayı gözü kapalı teşhis ediyor! — 66 Tarabyadan kalktı! — 72 Beykoza geçiyor! gn 11 postasını yapan 71 gürün- , — Anlaşıldı, dedim, sende kayi- bı keşfetmek hassası var. Yalnız bu dakikada bir şeyi keşfederiiyorsun? — Nedir o? — Benim kararım açıktığını... — Merak etme.. Onu da keşfet- tim. İşte dönüyoruz. Yeniköy, Boğazm oteli en bole lan yeri... Bizim arkadaşın hemen bütün o- tellerde hesabı carisi var. Rarst ge- le bir tanesine beni davet etö. Otelin müsteciri Levi Etendi; de- nize bakan salonun bir köşesinde bize güzel bir sofra hazırlamış. A- yak üstü üçer kadeh iştaha ilâcı a- İarak masaya oturduk: Salonda bir hazırlık var. Sor dum: — Düğün için. dediler, bugün zengin bir musevi evleniyor. — Düğünü biz de görecek mi- yiz? — Elbette! Şekerini bile yiyece- ğiz! Yemeği henüz bitirmiştik ki da- yetliler sökün ettiler. Duvara kırmı- 21 bir seccade germişlerdi. Secende- nin üstünde sırma ile işlenmiş yazı- lar var: Musanın “Avamiri aşiresi,, ... Nihayet gelin, beyazlar içinde göründü. Kocası ile yanyana masa- da yer aldılar. Haham, uzun bir dun okuduktan sonra, evlilerin başına beyaz bir ör- tü attı. Biraz sonra, tepsi içinde bir bardak şarap getirdiler. Gelin bu şaraptan bir yudum alarak kadehi kocasma uzattı. O da bir yudum içip bıraktı, Adet yerini bulmuştu. Tekrar du- alar okundu. Otelin taraçasında gu- rup halinde fotoğraflar çekildi. Kom- şuda pişer, bize de düşer kabilin- den birer paket şeker de bizim his- semize düştü. ünlü kısası onlar ermiş muradır- ”“Yeniköyde bir Yahüdi. dü göreceğim ( batırımdan pim doğrusü... - Oracıkta tanıştığımız bir zat: — Biz, diyor, hamen her cuma ü bü saatte oteldeyiz. Çünkü mut- İaka bir düğüne rastlarız. Ve her düğünde mutlaka şeker vardır. His- semizi alır, döneriz. di bu sene Mısırlılar epi-$” ce şenletmi; Otelde bir Biz Masalı anlattı: — Sicağın ne demek olduğunu çok iyi bilen biz Mısırlılar, Boğazın en serin yeri olarak Yeniköyü s0ç- tik. Aman yarabbi! Bu dakikada Mı Bir aralık ben, rm bâlâ düzelemediğinden © bahsedecek ol- dum: — Yok... dedi, sakm sıcağı iste- meyiniz! Bırakın havalar hep böyle gitsin... Taraçada Çubuklu. tepelerinden « karşı, geçtiğini fark edememişiz. Akşamın, zerre zerre ufka dağı lan gölgesi, Boğazı esmer bir kanat gibi sararken, . arkadaşa sordum: Bana ia vermiyecek misin? izin yede kalkarken: — Otur canım.. Acelen mel De- se, öyle sanırım ki hazır tarafıma ge- lip, son vapura kadar orada. kala- caktım. Ah, Yeniköy... Ab, sen benim bu- gün gene eski dertlerimi tazeledin.. M. Salâhaddin Maarifte Tarihi abideler Tamire muhtaç olanlar bu sene tamir edilecek Maarif Vekâleti tarihi âbidelerin ta- miri için 80 bin liralık bir tahsisat ayın. mıştı. Bu tahsisat münasebetiyle memle ketimiz atarı atika itibarile bir takım yomtakalara ayrılmıştı. Bu sene Ankara nun da dahil olduğu ilk asarı atika mun- takasındaki âbidelerin tamirine başlana- caktır. Bunun için yeni bir teşkilât yapıl mıştır. Bu teşkilât ili mimar ile kâfi miktarda memur alınmıştır. Bir de Av- rupadan eski eserler mütehassısı bir mi- yaar celbedilecektir. Asarı atika müzeleri mimarı Cemal Bey de bu işlere ayrılmış- tr. Mimarlara maşlarma göre gezdikleri günler için ayrıca ücret verilecektir. Teş kilât yakında faaliyete geçecektir. o Alşam refillerimden birinde gör- düğüm bir yazı bana bu mevzuu il ham etti Küfür, bir fizi ii dir? Bilmem irin Biyel ğu muhakaltır. Arkadaşlarımdan biri vardır. Kü- für üzerine uzun elütler. yapmış. . me oturduğumuz meclir nlar da bulunur. Küfü; ihtiyacı i zaman bir ha- nımın emeği dem bu ihtiyacı tatmin. den meneder . da bulunduğu meclislerde erkeklere mahsus bir (küfür odası) yapılması nı stemekte ve bunu içtimai terakki- nin İzem geçirmektedir. Bence küfür, adamın kökremesidir. Onun için küfür etmesini bilmek ve edebilecek tavırda yaratılmış olmak lâzımdır. Kadınların küfredememesi de odalarının bu erkek işine © uygun Küfrün bir terbiyesizlik iddia edecek değilim. Tekir e sizlik serisinde en ileri geleni küfür © Küfür bazan bir mad. değme erene sizi bir ei tecavüzün 'ümden koru- Herifin birisi çok küfredermiş Bu fena huydan kurtulmak için © man hüsnünhlâkile şöhret bulmuş bir şeyhe gitmiş, derdini anlatmış... Ve bir çare tavsiye etmesini rica etmiş. . Şeyh te hu küfür hastasına: — Dilinin altına bir bakla al! Küf. redeceğin zaman bakla diline takılır, küfrün fenalığını sai hatırlatır, sen etmiş... Yavaş yavaş küfür illetinden kurtulmıya da başlamış. Günün bi- rinde bu adam, şeyhi ile birlikte bir yere giderlerken gayet şedit bir yağ- mur başlamış... İlikerine kadar 18- lanmışlar. Fakat sığınacak © bir yer bulamamışlar. Böylece sırsıklam bir evin önünden geçerlerken © içeriden bir kadm: — Baksanıza efendim!.. diye ses Jenmiş. . Bunlar da durmuşlar.. Bir dakika, iki dakika, beş dakika bekle; işler. Neden sonra kadın: — Güle güle efendim!. demiş. Bey: hude yağmur altnda bekliyen şeyh kadma sormuş: — Bizi neden çağırdmız ve neden savuyorsunuz ?., Kadm cevap vermiş: — Efendim! Bizim ördek kuluçka oldu. Dediler ki: o Eğer kuluçka ya- tırırken sarıklıya bakılırsa yavrular tepeli çıkarmış. Onun için sizi biraz beklettim. Kusura bakmayın! İnşallah ördeklerim tepeli çıkar. . Şeyh hemen yanımdaki “küfürbaza: — Çıkar baklayı ağzmdan. de bizde: : — Baklayı ağzımdan çıkaracağım. Diye dönen söz bu hikâyeden kalma; izi m Ne çare ki küfür, küfredeni teskiri" eder de, küfredileni hiddetlendirir. - O zaman iş karşılıklı olur ve maalesef” o zaman kavga şekline girer.. Küfür kendi halinde bir enerji va- ; stası bir müsekkin gibi kalsaydı, ne iyi olurdu.. İnsanlar ber şeyi olduğu. gibi bunu da suüistimal — etmişler ve bozmuşlar. .. Yazık küfüre? FELEK Gene © Bilet :t parası Vermek istemiyen bir kadın ağırca yaralandı Dün Bebek yolunda feci bir tramvay kazası olmuştur. Bebekten Beşiktaşa gel mekte olan 221 numaralı tramvay araba sı Kılınçaliye geldiği sırada bilet para- Tasmı vermemek için bir kadın yere at- pese bal düşerek yaralanmıştır. Kadın ifade veremiyecek. bir halde i anlaşılamamıştır,——— Beşi bir yerde sahte mi? Dün zabıtaya bir altın sahtekârlığı işi Fenerde, Haydar İmarot 40 38 numaralı hanede oturan Hayriye ha- nm ayni mahallede oturan inşaat ustası İsmail Efendiye yaptıracağı ev mukabi- Hinde 60 lira vermiş ve rehin olarak ta Hayriye zabıtaya m) vağilam Mapl bu beşibirli- Şen in leş e e İsmail Efendiyi bulmuş ve tahkikata baş şlamaştır.. Altın darphaneye gönderilmek üzere Denizde bir ölüm Yeşilköyde misafir bulunan Oroz di Bak müesesesi Türkiye müdürü M. Se- langar dün deniz banyosu yapmak üze- re denize şiddetle atlamış ve başı deni- zin dibine vurarak bayılmıştır. M. Salangar Belediye hekimi tarafın dan derhal tedavi altma alınmışsa da biraz sorna ölmüştür. Otomobil kazası B elirken idare ii Eğ Damarlı Bambi e Gazi

Bu sayıdan diğer sayfalar: