27 Temmuz 1933 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5

27 Temmuz 1933 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Her şeyden evvel sporcula rın sıhhatinidüşünmeliyiz Geçen Cuma günü nihayet mev. | simin ilk teşvik müsabakası her şeye rağmen lidoda yapıldı. O gün de yaz dığım gibi, bunlara müsabaka demek çok yanlış bir hareket olur. Benim bil diğim bir müsabaka yapmak için, evvelâ onun sahasını hazırlamak lâ- zımdır. Yüzme müsabakalarında da saha yüzme havuzudur. Havuz: şe raiti fenniyeyi ve sıhiyeyi olduk tan sonra ancak o zaman orada mü- sabaka yapılır. Halbuki lido denilen yer bu sene yarışların orada yapılma sı için tamamiyle gayri müsaittir. Ge- çen hafta havazun her tarafı kapan mış idi. Buna inzimam bozuk hava orada değil yarışmak, rahatça yüz mek imkânını bile ortadan kaldırmış tı. Bundan başka bütün yerlilerin de söyledikleri gibi , donun bulunduğu yere ve civarına Büyükdere ve etrafı mecraları dökülmektedir. Yağan y. mur dolayısile Cuma günü oradaki ko ku gayri kabili inkârdır. Böyle olun- en resmi bir teşekkül nasıl oluyor da hâlâ müsabakalarını orada yapmakta #rar ediyor şaşıyoruz. Yarışların Büyükdere Hdosunda Yapılması için deniz heyeti, en mühim. sebep olarak Şirketi Hayriye ile ara- larında mevcut kunturatı ortaya ko tasdik etmiyor, Bu iddiamızın en kuvvet li misaleri şunlardır: 1 — Mevsim gelip geçmekte oldu ğu halde henüz lido tam bir şekilde hazırlanmış ve kapatılmış değildi. Bunun kabahatini yalnız Sirkte yük- letmek insafsızlık olur. Her sene de- riz yarışları programı ilân edilir ve ondan bir müddet sonra müsabal yapılmağa başlanırdı. Halbuki bu »e ne bu, böyle olmamıştır. Deniz heye- t deruhte ettiği w tamamen i- fa etmemiştir. Çok iyi hatırlıyorum, bütün bir kış esnasında heyet azaları nın - hepsinin değil - üç tanesinin bi- le yanyana geldikleri ender hâdise- “erdendi. İçtima yapmadan, ve yahut içtima günleri unutan zevattan teşekkül e- den bir Deniz inden de bundan fazlasını beklemek ( insafsızlık olur. Yumurta kapıya gelince, heyet azası bir Kaç içtima #apıb müsabaka pro- gramını teşvik müsabakâlafından iki gün evvel ilân ettiler. Çarmaçar Şirket yine centilmenlik göstererek 48 saatte orâsını mehmacm- ken kapamağa çalıştı. O Binaena leyh bu noktada Şirketin büyün bir | kabahati yoktu. Kabahatin en mü- him kısmı Deniz heyetine terettüp et- mektedir. . 2 — Şirket mükâfatları vermeği kabul etiği halde hâlâ geçen sene ya pılan müsabakaların mükâfatları sa- hiplerine verilmemiştir. 3 — Yüzücülerin beş kuruşa Bü- yükdereye kadar gitmesi lâzım gelir ken bu maddeye de riayet edilmeyip kendilerinden 38 kuruş alınmakta- dır. Binaenaleyh; her iki taraf ta mev cut kunturata / tebaiyet etmemekte dir. Bunun için yapılacak tek çare bu kunturatın münfesih olduğunu İ- lân etmek ve yarışları daha müsait © lan bir tarafa nakletmektir. Su sporlarile en yakından alika- dar olanlar ile yaptığım temaş netice sinde elde etiğim netice şudur: i dahil olmak üzere yu dır. Bunun ne gibi menfatleri olduğu nu aşağıya yazıyorum: Modada yapılacak bir yüzme yarı 4 - şeraitii sıhhiyye itibariyle - Bü- yükderede yapılacak yarışla kıyas kabul etmez. Çünkü elyevm mevcut ve nizami bir şekilde olan Moda havuzu- nun altından ve ne de yanından mec- ra geçmez. Oraya gidecek ve yüze“ sek olan bir yüz dibini gördü temiz bir suda müsabaka yapar. tün bunları bir kenara bıraksak hiç olmzasa rüzgârdan çene ke: ri birbirine vurmaz. Bütün yüzücüler bilâ istisma hepsi benim fikrimdeler- hemfikir olamadığımız bir teşekkül var, o da; Deniz heye! Cuma günü ilk teşvik müsabakalarını seyredip te mütecasir olmıyacak hiç bir sporcu değil, bir fert bile tasav- vur edemem. 5 Düşünün, üstünüzden toz halin yağmur o yağıyor, müthiş bir rüz- karşınızda yalnız ayakların- da des ve sırtlarında havluları bu lunan bir takım çıplak gençler, hepsi titreşiyorlar. Hattâ ısınmak için dur- dukları yerde sıçrıyo! İşte gözü- Düzü kapayarak, kafanızın içinde gö rebileceğiniz bu tablo Cuma günü li- 'doda yapılan birinci yüzme teşvik müsabakasıdır. Bö- le Şimdi soruyorum; böyle hareket etmeğe kimin bakkı ve salâhiyeti var. dır? Kim ve nereden aldığı bir kuv- vetle'memleket çocuklarımı spor yap- Uracağız diye bu kadar feci bir halo sokar ve sıhhatlerile bu kadar oynı- yabilir? . Bu spor. yaptırmak değil, âdeta çocukları ölüme sürüklemektir, iyi kadın yüzücüsü Helen Madison'nan bir dere Yüzme havuzun | da İstanbul yüzme seçme müsabaka- ları yapılacak. Evvelki Cuma iki Tür kiye rekoru kırılan ilk teşvik müsa- bakalarında yüzücülerimizin aldığı neticeler fena değildi. Yalnız 1500 metrede kıymetli i ve rekorcu- muz Salim yoktu. Galatasaraylı Talâ bn 1500 de aldığı derece leğildi. m Salim müsabakalara girer müsabaka yaparsa, bu iki kıymetli yüzücümüzün rekabet hissi- le alacakları derecenin bir Türkiye rekoru olması ihtimali fazladır. Yine haber aldığımıza göre Salim 400 metrede yeni bir Türkiye rekoru yapmak için çalışıyormuş. Biz burada bu gencimize yalnız et temenni ederiz. İdığımıza göre, İstanbul Deniz heyeti geçen sene ilk olarak daha yaparsak bütün yüzücülerimiz pnömeni'den yataklara serileceklerdir. O zaman ne kâr edeceğiz bilmem. Sıhhi tarafı böyle olan lido'nun bir de mali tarafı vardır. O da şudur: Yüzücülerin ekserisi Kadıköy, Mo da ve İstanbula otururlar | Kadıköy ve Modada oturan bir müsabık sabahleyin evinden çıkacak İstanbula inmek için 11 kuruş vapur parası verecek ve şehre gelecek, bun dan sonra bir de 38 kuruş verecek Boğaza gidecek. 38 “- 11 — 49 kuruş verdikten sonra bir onbir kuruş daha | vererek evine dönecek ve bu suretle | 60 kuruş sarfetmiş olacak. Sorarım Deniz heyeti azası beylere, yüzücüle rin kaç tanesi bu masrafı ihtiyar ede bilecek haldedir? Zaman meselesi de ————— —— — Orada bu şerait altında iki müsabaka İ ğunun verdiği can sıkıntısr.... Bu ka- İ Modaya nakletmektir. Kadıköyünde oturan yüzütü, "Yelken yarışları- Federasyon programı depar. | Yapılan deniz topu müsabakasını bu sene programdan ihraç etmiş.. Sebe- bini bilmediğimiz bu ihraç hakkında hiç bir fikir yapamıyacağız, yalnız İtsanbul gibi her tarafı su ile çevril- miş bir şehirde #u isporlarıma verilen ehemmiyetin azlığı karşısında, pro- grama yeni yeni ilâvelerle verile cek müsabaka fazlalığı lâzımken, ak sini yapmak, her halde aklın kabul edeceği bir hakikat olmaktan çok u- zaktır. Temas ettiğimiz Fenerbahçe yü- zücüleri bu karardan çok müteessir olduklarını söyliyor! Zararm neresinden dönülürse, kâr dır, derler. Binaenaleyh Denizcilik heyetine tavsiye ederiz, onlar da za- rarm hiç değilse, ötesinden geri dön- sünler, kârı bulmuş olurl m nn günün dört buçuk saatini yolda geçi- recek. İstanbulda oturanlar ise üç bu çuk saat kaybedeceklerdir. Buna mu kabil kazanacakları da şudur: Mü- kemmel bir soğuk almak, pis bir su- da yüzdüklerinden dolayı kirlenmek, masraf etmek ve uzun vapur yolculu zançlara diyecek yok doğrusu. Onun için yapılacak en doğru ha- reket, daha makul olmak ve müsaba- kaları şehrin merkezine daha yakm olan ve her cihetçe müsait bulunan Ancak o za- mandır ki, iyi ve kazançlı müsabaka- lar yapılabilir, Aksi halde, yukarda söylediğim klar — birer hakikat olması için çok vakit geçmiyecektir. | nizcilik Federasyonu Yelken komitesi Muhteşem ÖZDEMİR Reşit Galip Beyin savuşturduğu kaza (Basi 1 inci sahifede) tünde çırpmarak: — Baba, baba boğuluyoruz, diye bağırmağa başladılar. Sandal durmu- ordi arayıp, ma- nevra yapmak için uzun zaman ister- di Soyunmağa bile vakit kalmadan, suya atladım. Çocukları tuttum. Bu sırada yaklaşan bir kayığın yardımile sandalımıza bindik. Bu birinci kaza. Elbiselerimi kurutmak için biraz da- ha dolaşmağı düşündüm. Rüzgâr çok kuvvetli idi, Fenerden dönerken âni bir kasırga gibi rüzgâr esti. Birden a- labora olduk. Derhal tekneyi yakal dım. Bir elimle de çocukları toplama- ğa başladım. Çocuklardan beşi yanım ul ğumızda kalmıştı. Boğulma- mak için çırpmiyordu. Ne yapacak- tım? Onu da kurtarmağa mecburdum Fakat yanımdakileri de bırakamaz- dım. Bu sırada zaten ancak tırnakla rımla tutabildiğim sandal da elim- den kaçtı, Bu suretle sırtımda beş ç0- cukla denizde kalmıştım. Dört beş da kika suya batmamağa çalıtşım, Fakat batıyorduk. Çocukların feryadma bir sandalın yetiştiğini gördüm. Yanımı- sırtımı koyar koy- 7 i dime geldiğim vakit sahilde idim. Hemen çocukları sordum. Onları eve götürdüklerini söylediler.” Vekil B. nasıl kurtarıldı Reşit Galip Beyin, bindiği sandal Moda iskelesine ait Salih Efendinin Selâm İsmindeki kayığıdır. Reşit Ga- lip B., çocukları ve baldızı Hf. bu san dala binmiş, kayığa Salih Efendi bin- memiştir. Reşit Galip Beyin geçirdiği kazayı ilk önce sahilde ağlı k- le meşgul olan Rumelikavaklı Şükrü Reis görmüştür. Bunun üzerine Şük- rü Reis derhal sandalını denize indi- riyor ve kaza yerine koşuyor. Şükrü reis anlatıyor Şükrü Reis dün bu kazayı bir mu- harririmize şöyle anlatmıştır. “ — Kaza Fenerbahçe önünde 48- hilden iki yüz metre ileride olmuş” tur, Saat 11,5 raddelerinde idi, Çocuklar feryat ediyor ve çırpını- yorlardı. Büyük bir süratle yanlarına gelirken çocukların Reşit Galip Be- yin boynuna sarılarak ölümden kur- tulmak için üzerine çıkmağa çalış tıklarını gördüm. Reşit Galip Bey de onlar için çalışıyordu. Sandal bunla rın aralarma sürdüm. Ve ilk defa beş çocuğu kurtardım. . Hepsi ağlıyorlar- dı. Bu esnada Reşit Galip Beyin başı- nın yatmakta olduğunu gördüm. Başı aşağıya doğru suyun içine gidiyor, a- rı gözüküyordu. Büyük bir müş. sudan çıkarmağa çalıştım. Başmı su- dan çıkardığım zaman burnundan sa fışkırıyordu. Bu hareketinden ken. disinin hayatta olduğunu anladım ve sandala çekmeğe teşebbüs ettim; fa- kat vücut ağırdı. Muvaffak olama- dım. Diğer sandallar yetişiyor Bu esnada diğer İngene kotrasmın kaptamı Petro ve M. Yeofredi ye ait Si- volf kotrasının gemicisi Eyip ve bir hususi sandal da gelmiş bulunuyor- du. Müştereken Reşit Galip Beyi Pet- ronun sandalma aldık. Denizde çaba: lamakta olan baldızı hanımefendi de Eyipin sandalına aldık ve kendile- rini sahile çıkardık. Kazadan en 3i- yade müteessir Reşit Galip Beydi ve baygın vaziyette idi. Fehime Hanım- la beraber kendisine masaj ve sun'i teneffüs yapmak suretile ayıltabildik. Fehime Hanım bu osnada © civarda tedarik ettiği bir çuval getirerek üze- rine örttü. Biraz sonra kendisinin ve doktor olduğunu söy isine gelmiş- ti. Biraz sonra bir araba ile köşk” lerine götürdük. Reşit Galip Beyefen- di bizi köşklerine davet ettiler ve te- şekkür ettiler. Biz de vazifemizi yap- Ayni sandal geçen cuma da üç müş- terisile devrildiği haber alınmıştır. Ankaranın hediyesi ANKARA, (Hususi muhabirimiz- den) — Maarif Vekili Reşit Galip Beyin, kendisini ve çocuklarını geçir- iği kahramanca kurtarılma- sı burada umumi bir sevinç uyandır- mıştır, Maarif vekâleti mensupları genç vekile bu kurtuluşuna yardım eden fener bakçizine bir hediye göz: dermişlerdi Amerika sefiri (Başı 1 inci sahifede) nun Massillon şehrinde doğmuştur. Bir müddet gazetecilik ettikten sonra 1890 da Marsilya konsolosluğuna ve bilâhara jeneral konsolosluğuna ta yin edilmiştir. 1903 te Amerika ile Habeşistan arasında siyasi münaseba- tm tesisine ve ticaret muahedesinin müzakeresine memur edilmiş, 1908 de Hamburg Jeneral konsolosluğuna tayin edilmiştir. M. Skinner 1913 te Berlin, 1915 te Londra jeneral konso- losluklarma tayin edilmiş ve 1919 da Atlantic City'de bir beynelmilel tica- ——— — —— Şehir plânı Nasıl olacak? (Baz. 1 irci sahifede) lerle birlikte çalışmak. Burada efk ri umumiyeyi, şehrin terakkisi için kendileri ile çalışmak kabil olduğu- nu anladığım matbuatı tetkik etmek | istedim. Bu sebeple memleketin ateş- li ve çalışkan gençliğinden büyük bir nüfuza malik olan Darülfünun muhi- tinden bir ışık almek istedim. Bun- dan maada vazifeleri ağır olan tek- nisyenlerimizin £ eserlerini tetkik et- mek istedim. İstanbula evvelden edin- miş bir fikrim olmadığı halde gelmiş tim, bugün gösterilen gayreti takdir etmekle beraber Ankarada vücude ge tirilen eserler bakarak İstanbulun â- tisine emniyetle bakıyorum.,, İG Seri Leningradda maç Nasıl oldu? (Başt 1 inci sahifede) dermiştir. Maamafih altı dakika sonra LenningradIılar da gol yapmışlar ve bi- tinci haftayım bu suretle 1—1 beraber bitmiştir. ikinci haftayımda en iyi Sovyet futbol çularından Dementiev, ikinci, dakikada Türk kalesine ikinci golü yapmaya mu- vaffak oldu. Maç büyük bir azim ile de- vam etmiş bilhassa Leningradlılar çok tehlikeli dakikalar geçirmişler An et kalecisi Shoretz'ın parlak © yunu vaziyeti kurtarmış ve maç bire kar $r iki sayı ile Leningrat takımının lehi-. ne neticelenmiştir. Mağlüp olmalarma rağmen Türk ta- kımı Leningrad takımma faik hir oyun oynamıştır. N Ziyaretler MOSKOVA, 26 A.A. — Türk spor cuları Cevdet Kerim Bey ol. duğu halde Reterhofu ziyaret etmişler- dir. Diğer taraftan profesör Selim Hüs- nü Bey beraberinde Akademi azasından Samoiloviteh bulunduğu halde Ulum A- kademisini ve kütüphanesini gezmiş ve şarka ait pek nadir bir çok el yazılarını tetkik etmiştir. ret odası tesisine memur edilen he- yet meyanında bulunmuştur. 1: Atina orta elçiliğine 1931 de Esi ya, Letonya ve Lituanya orta elçi lerine tayin edilmiştir. ie Memlekette Hacim B. değiştirilmiyor ANKARA, 26 A.A. — İzmir fırka rei- i Hacım Beyin değiştirileceği hakkında bir İzmir gazetesinin yazdığı havadis doğru değildi. Anasını ve çocuğunu boğdular NEZİP 22 — Nezibin Mağaracık kö- yünde bir cinayet olmuştur, Bu köyden Kahraman isminde biri altı sene evvel vurulmuş, karısı Fatma dal kalmıştır. Bundan hir müddet evvel Fatma bir kız gocuk doğurmuştur. Bunu haber alan akrabasından on kişi geceleyin hücum ederek evvelâ çocuğu, sonra kadını boğmuşlar ve bunları haricinde bir çukura gömmüşlerdir. Fı kat kadınım bir ayağı dışarıda kaldığın. dan bir yolcu görmüş, polise haber ver- miştir. Katiller yakalanmışlardır. Bomba patladı ve iki çocuk parçalandı NEZİP 22 — Nezibin Gürap köyün- de iki çocuk tarlada oynarken yuvarlak bir demir bulmuşlar ve bununla oynama- ğn başlamışlardır. Demiri biribirlerine atarken bir aralık yuvarlak patiamış ve iki çocuğu parçalamıştır. Yavrular feci bir surette ölmüşlerdir. Yapılan tahkikatta yuvarlak demirin Antep harbinden kalma bir bomba uldu- ğu anlaşılmıştır. Sürt'e su getiriliyor SİİRT, (Milliyet) — Şehrimizin en büyük bir derdine çare bulunu- yor. Yakın bir mesafede bulunan Botan ve Kevkis suların şehre isalesi için Ankarada bulunan Ma «ar mütehassıs M, Kovaç Albert'in Siirde gelmesi için İâzrm gelen pa- ra belediye tarafmdan gönderil- miş ve projeleri yapacak olan mü- tehassısn gelmek üzere olduğu baber alınmıştır. Sebze ucuzluğu AKŞEHİR, (Milliyet) — Za- man ve mevsiminde yağan yağ- murlar burada sebze, meyva ve hü bubatm geçen senelere © nispetle çok fazla yetişmesini temin etmiş- tir. Bundan bir ay evvelinden itiba- ren karpuz, kabak, hiyar, fasulya, ve emsali meyva ve sebzeler Ada- nadan gelmeğe başlamış, yüksek fiatlerler satılmıştı. Şimdi buranm sebzeleri kema- le gelmeğe başladı, fakat fiatler gok düşük bir şekil aldı. Kabağın b «s4 ANBUL, 20 A.A, — Türkiye De- Reisliğinden: Bu sene yapılacak yelken yarışları programı şudur: Yarışların nev'i: Umum amatörlere açık yelken yarışları tertip eden: T. 1. C. 1. İstanbul mıntakası denizcilik heye- ti günü ve saati: 1. Cuma 4 ağı zar 20 ağustor 993 15,00, 3. Cuma 22 ağustos 933 10,00. Yarış mahali: Moda, Yarış rotası ve tulü: Moda - Haydarpaşa orasında veya Moda koyunda, takriben 10 veya 8 de- | niz mili, Sınıfları A) Beynelmilel ve T. D. F. sınıfları: 12 kademlik dingi, 12 m şârpi, | 15 m yole, 20 m yole, 25 m şarpi - yat, B) Hendikâp ile yarışacak kotra grup ları: 1) büyük yatlar, 2) küçük yatlar, 3) yoleler. Dümende: Yalnız klüplere mensup a- matörler, Mükâfatlar: Her sınıfın veya grupun yarışı için B.Y.Y.N. ve T.D;F; talimatnamesine göre; İ Hususi mükifatlar: Bu üç yarışın w- nifine resmi sayı sistemi, cetve- line göre aşağıda yazılı lara birinci gelenlere birrer kupa: 1) 12 kademlik dingi, 2) 12 m - şarpi. (stanbul kupası). 3) bütün salma omur gal: (yole) teknelerin en seri teknesi. 4) büyük yatlar (Marmara kupası), 5) küçük yatlar,. Yarış kayıt ücretleri: Beher yarış için: dingi ve yoleler: 1.. Türk lirası, yatlar 2- Türk lirası, Kayıt mahalli İstanbul mtakası de- den 48 saat evvel ve tabriren. Kayıt mabali İstanbul mıntakası de nizcilik heyeti (Cağaloğlu Cümhüriyet Halk fırkası merkezinde) veya: D. F. Yelken Komitesi Reisi Dr. Turgut Bey, Moda, Devriye 5. 32. Tefrik numaraları: Resmi #muflar i- gin: Ölçü şartname ve şahadetnameleri- ne göre, Hendikaplı kotralar için: yarış tertip heyeti tarafından 1. - T.L, depo mukabi- linde yarıştan evvel verilecektir Programım almacağı mahal ve zama- nı: yarış gününde tertip heyetinden ve- ya denizcilik heyetinden, : Yarışlar T.Y.R.U; ve T; D;F; miza- malına göre yapılacaktır. Yarışa giren“ her kotrann T.D.F. yelken komitesi rafından verilen bir ölçü şahadetnnmesi olması mecburidir. Bu hususu T. D.F, yelken komitesine bir an evvel müracaat etmeleri ehemmiyetle rica olunur artık her şeyin fevkal âdesini yaptıkları gibi sporun fe0- Avrapalılar klüikm, yapıyorlar. Resmimiz bir yüzme havuzunun kenarında bulu- nari çay sofrasının üstünden balıklama atlayan bir yüzücüyü gösteriyor Şehrimizde bulunmakta olan osbak Amerika Rei M. Roosevdi'in klin Roosevelt'ın halâzadesi M. dore Roosevelt, Cümbhuriyet parti mensup olduğu için Filipin adaları w mumi valiliğinden çekilmiş ve Amerika'. ya avdet ederken dünyayı Şarktan Gar- ba doğru kateden bir seyahata çıkmış- tar. M. Thâodore Roosevelt 1857 de doğ- muştur, Amerika Bahriye nezareti müş- teşarlığında bulunmuş, bahri tahdidi tes- libat konferansımda mütehassıslar beye ti reisliğini ifa etmiş, bundan bir kaç s6 ne evvel Orla Asya'da tetkikatta bulu- nan bir heyete riyaset etmiş ve Portori- go umumi valiliğide bulunmuştur. A, Roosevelt bir > Tisanlara o vakıftir; fransızca ve İspanyolca'ya vakıf ol. duğu gibi uzun müddet Hindistan'da bu- lunduğu için ordu isanını öğrenmiştir 'M. Roosvelt, dün Amerika sefaretanesin okkası bir, hiyarın beş, fasulyanın 4-5, vişnenin 5 -6, elma 5 - 6 ku- ruştan satılmaktadır. Daha yeni çıkmıya başlıyan bu yerli meyva ve sebzelerin fiatleri şimdi böyle oluşu bir iki hafta sonra bunların bu fiatten dörtte bir derecesine i- veceğini tabi göstermektedir. Burada hayvan fiatleri de çok ucuzdur. Bir at yirmi beş otuz bir merkep dört beş bir koyun üç dört, bir ke- çi iki üç kuzu bir bir buçuk liraya satılmaktadır. Akşehirde buğday mübayaatı AKŞEHİR, (Milliyet) — Ge- çen sene şehrimiz Ziraat Bankası tarafından 1,839,307 kilo buğday mübayaa edilmiş ve İstanbula sev. kedilmişti. Bu hayırlı işe bura Ziraat Ban- kası bu sene de başlamış ve şimdi- ye kadar 574,830 kilo buğday mü- bayaa edilmiştir. Buğdaymı ban- kanın memurumahsusuna teslim ederek parasını kolayca alan müis- tahsillerimiz bu işten çok mem- Rooseveltin oğlu anlatıyor Laboratuarlardaki tahlil raporları raf- larda kalırsa ne faydası olur? de bizi kabul ederek seyahati ve mem- leketimiz hakkındı ibalarıma dair şu malümatı vermiş — Filipinden hareketimden sonra Ca- vaya, Malezya adalarma giderek umumi valilerini ziyaret ettim; Hindistanda u- mumi valinin misafiri idim. Hindistan sonra Afganistan ve İrana uğrıyarak hü- kümetler tarafından misafir edildim. İ- rak, Suriye ve Filistine uğrıyarak İstan bul'a geldim. Ziyaret ettiğim memleket- lerde hükümet ricali ile görüşerek umu- mi vaziyet hakkında malümat edinmekte yim, İdari işlerle alâkadar olduğum içi herkesin nazarı dikkatini celbetmiyon hususat sabık bir idarecinin gözünden kaçmaz; nitekim Türkiye'ye gelirken yolda gördüğüm bazı çiftçilerin hali, sü- rülmüş ve ekilmiş erazinin vaziyeti na- zarı dikkatimi celbetti. Bundan Türkiyo- nin iyi bir vaziyette bulunduğunu, zira- atin fenni bir şekilde yapıldığını ve fen- ni ziraatın köylülere kadar tamim edil. miş olduğum anladım. Çiftçilikte bütün dünyaya arız olup ta izalesi icap eden müşküllerinden biri de merkezlerde lâboratuarlarda yapılan fenni tetkikatın yerinde kalması ve çift. ginin bunlardan bilfül istifade etmemesi dir. Ötedenberi mühim raporlar, bunları yapan heyetlerin elinden çıktıktan son- ra raflarda ve dosyalarda kaliyor; fay- dalı kararlar ve raporlar bu şekilde kal- dıkca hiç bir netiçe temin etmez; ben al- | e seneden beri bu gibi tetkikattan, bil. hassa ziraat hususunda, çiftçinin tama. men istifade etmesini temine çalıştım. Türkiye ve Amerika gibi ziyri memleket lerde bu kabil tetkikatın çiftçiye kadar gidebilmesi, çiftçinin saadet ve refahı için gayet mühim bir naktadır ve o mem eken atisi ve refahı için bir teminat Güzel nazariyeleri serdetmek İkolay- dir; fakat bunları müspet bir şekilde tate bik etmek müsküldür. Ben bir idareci gözü Genç ihtinas ak istemiyor, dün kendisine | Reisicüm- hur M. Roosövelt'in siyaseti ve Londra konferansı ve tahdidi teslihata meselele- ri hakkında ne düşündüğünü sorduk; bu suallerimize altı seneden beri Ame- rikadan uzak bulunduğu için siyasi me- #elelerle meşgul olamadığını söyledi.

Bu sayıdan diğer sayfalar: