10 Eylül 1933 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

10 Eylül 1933 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Iktisadi MİLLİYET PAZAR 10 EYLOL 1933 bahisler Nasyonalist devir, Otarki ve sanayi Hiç şüphe yok ki, Londra cihan iktı- sat konferansının büğday | itilâfmdan başka bir netice vermemesi her memle- kette harpten beri uyanan milli iktisat hareketlerini büsbütün kuvvetlendirme- #siş olmasın. 1929 senesinde zuhur eden dünya buhranı ve onun şiddetli devamı, beynelmilel ticaret ve mübadeleyi gittik- çe daralttığı gibi, en nihayet 500 senelik serbest iktısat devrini yıktı. Yıkılan bu eski devirde memleketler- 'den bazıları kabiliyetlerine göre ziraatçi veyahut sana, dai maddeler ziraat memleketlerinde ye- tiştirilir ve, sanayi memleketlerine gön- derilirdi. Bunlar da, bu maddeleri san'at bilgisile kıymetlendirir ve tekrar kendile- ibarla her memleket yahut yetiştirir, ihtiyacı olan diğer eşya- yı da hariçten getirtirdi. Fakat bu hal öyle bir şekil aldı ki zirantçi memleket- ler git gide ham maddelerin bolluğunda mamül madde açlığı çekmiye başladılar. Nihayet tekniklerine güvenen sanayi memleketleri, eşyalarını zirmat | memle- | ketlerine çok faik şartlarla sattıklarından cesim sermaye terakümü vücuda getirdi- ler. Bu sermaye kazançlarını onlara zira- at memleketleri verdikleri gibi, üstelik bu yüzden fakirleşen bu milletler, sanayi memleketlerine borçlu bile düşmüşlerdi. Yeni açılan bugünkü milli iletrsat dev- rinde başlıca gaye her memleketin iktisa- di istiklâline sabip olabilmesi olduğun- dan, bu memleketler kendi ihtiyaçlarını mümkün olduğu kadar kendi ziraatleri e sanayileri vasıtasile temin etmiye çalı- şıyorlar. edemedikleri maddeleri hariçten getirtemi| aaa ye razı oluyorlar, Milli iktisatçılar meyanında biribirin- den çok farklı olmıyan iki istikamet taraf. tarlarına tesadüf edilmektedir. Bunlar- dan biri esas itibarile memleketler ara- #ndaki beynelmilel teşrikimesaiyi kabul etmekle beraber, icabında milli ve ikti- sadi lüzum karşısında ithalâtı tahdit et- miye taraftar olanlardır. Diğerleri ise, pe ni ota kistler, memleketlerinin ih olan her şeyi, istihsal masrafları yüke 5 olsa, mümkün mertebe lerinin. yetiştirmelerini ve ancak dahildeki istih- sal imkünlerınm yetmediği takdirde ha- rişle mübadele suretile münasebete giriş- meyi kabul edenlerdir. Ve bu üktesatçila-| wa söyleyişlerine göre: esasen bir dünya politikasr olmadığı gibi, dünya iktısadi- yatı da yoktur. — Zaten “cihan iktasadı,, yekpare olarak şimdiye kadar hiç bir şey istihsal etmemiştir. Ötedenberi memle- ketler arasında ticaret ve münakalâttan haşka bir şey yoktur. Bundan sonra da gene bu ticaret ve münakalât / faaliyeti Meleke biribirlerile istihsal fazla- mübadelesinin tanzimine yen veya yapılamıyan maddelerle tebdil ederek kurtuluşunu temin edebilecektir. Dünya iktısadiyatı bir “otomatik, esa- sa göre kurulmuştu: yani, ne ve ne kadar alınırsa alınsın, bu, bir zaman gelir ken- irdi. Bir vakitler in halin bulunurlar, ve, bu getirttik- ileride vukubulacak ihracata bırakırlardı. Böylece hiç kontrol altma alınmıyan itha- Bt yüzünden bu memleketlerde dahili istihsalât çok fozlalaştığı gibi ihracat yap ——— ——— lüğü biz de herkes tabi görmeğe baş Jayacağız. Mübalâğa etmiyorum efen dim! $ — Bıyıkların asaleti hakkındaki tasnifinizi pek beğendim. Hitler bıyı- ğı orta tabakaya has bir alâmet oldu- ğuna göre bıyıksızlık ta tabiatile yük sek tabakaya mensubiyeti ifade et- mek icap edecek. Siz bıyılısız mı idiniz Felek Bey? 6 — Beğenme hususunda kaidelere bağlanmayan kadın (isteme) bahsin- de mükemmel bir inhisarcıdır. Bazı istisnalardan sarfınazar kadınlar ek - iyetle istedikleri erkekte azçok bir bıyık ararlar. İnanmazsanız size bu meselede Freud'ü işhat edebiliriz. Sonsuz hürmetler efendim. Milliyet'in edebi romanı: mah mecburiyeti de çok arttı, ve bu su- retle, iç pazarlarile hiç alâkası olmıyan iheoeat sanayileri kuruldu. Sonraları ba- rici piyasalarda ihracatçı memleketlerin aranındaki rekabet çok şiddetlendi ve sa“ mayi mamulâtının fiatleri çok düştü. Bu bal “her fiste ihracatın,, tatbikine vesile oldu ve bilhassa harp esnasında memle- kot sanayiinin kıymetini anlıyan ziraat memleketlerinin sanayileşme hareketleri- ni ciddi surette sarstı. Diğer taraftan da sanayici memleketler ziraatçi olmamala- rının mahzurlarını anlıyarak kendilerine yelecek mikyasta yiyecek ve ham madde yetistirmeğe başladılar. Her iki tarafın, beynelmilel ticaret ve mübade- leyi gitgide azalttı ve, pek çok memle- keterin lerine karşı kontenjantman gibi yeni bir korunma usulünün tatbiki- ne sebep oldu. Bizde bu ithalât yasağınn — vaktinde tatbiki memleketimizi dünya buhranının aşmaları gene bu tediihin tazyikiledir ki devletler hülkümetimizle anlaşarak müba- dele osaslarma giriştiler. Bugün ihraca- tamuzın en mühim kısmını teşkil eden ve i kadar aranmıyan ömünü bu su- retle irin etmiz bulunuyoruz. o Yoksa emeğile yetiştirdiği mahsüllerin satımı Avrupa milletlerinin “mübayaa keyifleri- ne, bırakmış olsaydı, acaba mallarımız depolarda barap olup gitmez idi? Kumaş sanayici Dipi Kmf. çömez SÜREYYA BIRAKA ŞE ÖĞÜTLER Sağırlığın önüne geçmek için Çocuklar küçük. yaşta iken dikkat- sizlik yüzünden çok defa kulakların- dan rahatsız e Onun için bu- nun önüne geçilmesi ve çocukların ku- Zahiri rahatsızlığına meydan ve- rilmemesi için pek ziyade ükkat ve ulunulması hususunda ne de | rece israr etsek değer. Çocuk'arm sovuk havalarda başla" rı yıkanırsa bittahsis geceleri saçları- kurutulma. na etmelidir. Kulak rahatsızlıklarına ekseri i; kurutulmamış başlar s6- bep olur. Çocukların başlarını yıka- yice temizlemek içir başı yanlara doğ | ru çevirmelidir. Fena cins sabun kul- lanmak ve kulağın temizlenmesini noksan bırakmak ekseri müzmin bir sağırlığa sebebiyet verebilir. Ucuz ve di sabunlar kulağın sertleşmesine ve içinde kalırsa ağrı hâsıl etmesine se- bep olurlar. Sağırlık kulak yaş kalır ve cereya- na maruz bulunursa da olur. Kızamık» tan ileri gelen sağırlık boğaz ile ku- arasında iştirak ve ihtilât bulun- masındandır. Bu nevi sağırlık az rasmdaki bu nevi ihtilâtların mahiyet. leri er ile daha aşikâr bir bir halde devam ederse bir kulak dok toruna müracaat elzem olur. Kulağı ucu sivri bir takım şeylerle karıştırmak, temizlemek bahusus ço- cuk kulağı gibi yapılışı pek nazik ve ince onlarda çok tehlikelidir, İlkmekteplerle diğer bir çok umu. imi mekteplerde çocukların kulekları nı vakit vakit muayeneden geçirmek wsüldendir. Bu muayene pek güzel ve pek yerindedir. Bununla çocuğun ku. İsğında henüz daha ufak ve eheım: ir haldeyken rahatsızlığın ö- nüne geçilir ve ilerlemesine meydan verilmez. Bu pek mühim ve lüzumlu olan muayene yapılmaz ve ihmal o'u- rursa kulağm büsbütün sağır olması. pa ve yahut mübim bir ameliyat icrası- na sebebiyet verilir, Büyükada Dr. ŞUKRU 63 YAYLA KIZI. — YAZAN: Aka Gündüz. — Frenk bozuntusu, bar kazıntısı enstitüristlerin elinde büyüseydim.. Ne olurdu bilir misin? a —7 — Dünyanın en iyi kızı, en ki- bar sanatkârı, en bilmem (nesi Ama, dur! Gene olmazdım. Bu se- fer de başka türlü çatarlardı.” — Hiç bir şey anlayamıyorum yavrum, ayıplarsan ayıpla, anlaya» mıyorum ! — Ben Türküm köse dayı. — İnkâr eden yok. — Madem ki ben böyle olacak. — Gene anlamıyorum. — Bizde bir takım adamlar var dır. Benden biraz daha çokça Fran- sızca bilirler,hele iki de çatra pat- ra Almanca, İncilizce öğrendiler mi, meydana çıkarlar. Benim baya. Türküm, bu dil altından, Türkten bir şey çıkmı-| yacağını ispat etmek isterler. Şair, edip, mühendis, doktor, kemancı, piyanist, ressam. Kim çıkarsa çık- sın hücum ederler. Hücum ederler» ken de Avrupadan şahit getirirler. Pariste çıplak göbek atan Ameri- kalı Arap karısına dâhi derler, ba- na, bize ağıza alınmıyacak Şeyler söylerler. — Ama sen bir dâhisin Petek. Sen bunların hepsini “biliyorsun, Sana kim öğretti bunları? — Yayla! Samuel Bensusan gözlerini ka- padı. İ Yıllarca dolaştığı Anadolu göz- lerinin önüne geldi. Yağız yüzlü yar! tık pırtık köylüler. İçi dışına çıkarılmış mezarlara benziyen köyler., ithalâtını mümkün mertebe azaltnıya ça- | | Petek'lerin öz kabiliyetleri, “Hukuk tahsili Dört sene Fakültelere talebe kaydına başlandı, dün kayde- dilen genç hanımlarımız Maarif Vekili Dr. Refik Bey dün Üniversiteye gelerek ıslahat işlerile meşgul olmuştur. Kadroların bir an evvel ikmali için çalışılmaktadır. Öğ- rendiğimize göre Hukuk fakültesinin üç seneden dört seneye çıkarılması mukarrerdir. Bu hususta yakında bir karar verilecektir. Fakat bu karara Hukuk fakültesi iştirak etmemekte- dir. Hukuk fakültesinin dört seneye çıkarılması fakülte mahefilinde mem Buriyetle karşılanmamıştır. Bazı pro fesörler bu seklin fazla bir semere ve yeceği kanaatini izhar etmemektedir. ümüzdeki ılahat senesinin ilk içinde werilecek olursa bu sene 5 smıfa geçmiş olan talebe ge- lecek sene mezun olamıyacak, bir 88- ne daha okuyacaktır. Bu vaziyette Hu ül mezun çıkmayacaktır. Bu sene son 8i- nıfta olup ta eylül devresine imtihan muvaffak oldukları takdirde fakülteyi ileal etmiş adedi leceklerdir. Bu senelri masunlara Üni versite diploması verilecektir. Diğer taraftan eczacı mektebi Üni versite idare heyetine müracaat ede- rek ıslahatta kaldırılmış olan m dat tp, baktirileji, ispençari dersle- rinin tekrar ihdasını istemiştir. Yakm- da bu hususta da bir karar verilecek- tir, Talebe kaydına başlandı Fakültelere dünden itibâren yeni talebe kayt ve kabulüne başlanmıştır. Dün muhtelif fakültelere iki yüz kadar talebe kaydedilmiştir. Bu sene Trp've ye girenlerin yarısını ba nımlar teşkil etmektedir. Üniversitede profesör muavini ol- mak için yeniden bir çok gençler m racaat etmiştir. Bunların şahade'na- meleri ve maktadır. Doktora yapmış olan genç ler kadroya alınmaktadır. o Öğrendiği- mize göre kadroda mevcut profesör muavinlerinden doktorası o'muyanlara muayyen bir mühlet verilmişti Bu zevat bu müddet ( zarfında doktorala- rmı vereceklerdir.. Evvelce doktorası olduğu söylenen bazı | profetörlerin haiz bulundukları vesikaların pek; te tez mahiyette olmadığı söylenmekte- dir. Bu meyanda bazı kıdemli ve dme hur nrafasArlar An vardır. $por Balkan tenis maçları SOFYA, 9 (Milliyet) — Eylülün 12 sinden itibaren Sofyada Balkan tenis maçları yapılacaktır. İlk defa teşekkül eden bu Balkan tenis maç- Tarma Türkiye, Romanya, Yunanistan ve Bulgaristan iştirak etmektedirler. Yunan grupu, pazartesi günü tayyare ile Sofyaya gelecektir, Mıntaka merkezinde toplantı Iştanbal Mıntakası Riyazetindem: lan tamim mucibince klüplerin içtimada müttefile rin de 11 - 9 - 1933 pazartesi at 17 de mümessillerini salâhiyetname- lerile birlikte mntaka merk, landurmaları tebliğ olunur, »ı CLARK GABLE ve m . MADGE EVANS Önümürdeki perşenbe ekşamı Saray Sinemasında (Eski Glorya) SAF KAN Muazzam fransızca sözlü m'nde eörünece-klerdi fik 2031 Çıplak ayaklı, sümüklü petekler. | Kaburgaları deynek deynek ö- küzler.. Nuhtan daha eski sapanlar. Mültezim yağmasına © uğramış ârmanlar.. ' Cephelerden sakat dönmüş emmi | der. Yalçın yaylalar.. Kıraç yaylalar. Yesil yaylalar. Susuz yaylalar.. Sel basmış ovalar,. Yolsuz dağlar.. Köp üsüz ırmaklar.. Harkı patlak taşı dönmez değirmenler.. Sivrisinek bulutları. Sıtma gölleri. Bütün bir Anadolu.. Sonra bütün bu Anadoludan çı kan ordular. Ezilmiyen, ölmez or- dular, Sonra Yaylalı Mehmet'ler Yaylalı Mehmet'lerin Özügül'le- Özügüllerin Petek'leri. Sanra? Sonra beride bütün bu Anadoluya dudak büken sözde münevverler. pazar günü ve yayi müttefik - klüple- | Sonra Yayla kızına bayağı, içten şaire aşağı, yüksek musikişinasa RADYO PROGRAMI ISTANBUL 18 Gramoton. 10 Alaturkn saz (Müy H. fik B. ve arkadaşları. Zirai 22 anadolu Ağsası, Borsa habiri, Sant ayarı. MU3MUYA, 1401 m, İk honser. kast; Kenter, Zi: Konser. kestra konseri. 1. 28: Dame SAPEŞTE, 550 © karışım bar program, Zi: Gazete hava- YIYANA, 515 m. i Alman katelik güni slük, 2050: Bicet'nin operasından sahneler. 230 per DuKREŞ, 394 m. 14: Karışık konser. 20.25: Dans vard, Zi Yperetler. BKESLAU, Zi Kadyo orman. 2528; Günün haberle ri. Z380: Berimden naklen: anp muska, li kyıdı pazartesi ISTANBUL : 18 Gramolen. 1850 rransszca ders (İlerlemiş olanlar 13 etikmet Kıza ahmtin. B. ve arkadaşları, Borsa haberi, Sant ayarı, MUSKUVA, iv Talat Dana 20; Çocuk programı, 1izu: Komser, İli Akşam konseri, YARŞUYA, ME m Edebi mu la opera temali | 4331 Şarkılı son çıkan dune parçala" VİYANA, 518 m. yana büyük opus gekeelresi ve 3428 Eamebi Diana yeyriyat — 712: Plâklar. Zz5ü: Keman konseri haandolin komseri. PRAG, 485 m. yareciler ZÜRİH, 48 m 21: Neşeli Viyana şarkıları, be. 22.15: Klânik senionik kon ROMA, #4 BÜKREŞ, 304 19.2; Komser, 20.20: Plâk ile şarkılar. 21.06: Çul enli 3550: Tayan 2239: Çile yi “SAKUNTALA,, aparat. e ha “yaYrziG, 359 m. EZE “Dome ve. ünl tem Amsleya hitaben Nazi propagandası. 2.25: Taganaili konser (Richard Weltzin e VİYANA, 518 m. 21.10: “TÜR LERİN Viy. mit ve 250 baka ie karrlana müsikili tema LAN VİYANA” isimli TÜRK “MİLANO 21.05: Haberler. - Plâk, Müteakiben operet temali. PRAG, 488 m. 20:30: Askeri kanser. 21.25: “İ skeç. 22; Solist kon Plâklar, ZURİH, 459 21.20: “Kilise konseri. 23.20: Holanda Türanile me; ROMA, Halk santi. Arrtya tâbi konser. 2150: Askeri ÜKREŞ 394 m. 145 Komar. ibik Devami 2028; PİL, 2045 Der ül Örer tk30: Devamı Şarkılı konser. “presi AV 325 m. 21,05. “HARBEDEN ŞEHİR” isimli TÜRKLERİN Viyanayı muhavaraları (1863) samanma a't bir skeç. 22,15: Hitler gençliği. 24,53: Kabare numaraları. 13 kyllı çarşamta İSTANBUL : 18 Gramoion: 15 Cennet harim 19/45 Hazım bey tarafından karagür. 20,40 Üdi Selânattin Bey ve Kemani Nular efendi retakatile Hamiyet hanım. 21,40 Gramofon. 21 Anadolu Ajansı, Borsa haberi, Saat ayarı, MUSKOVA 1411 m. İçayı Sabah konmseri, 10,18: Konser, 11,20 Konrer. 71: Akşam könseri : VARŞOVA idi m. 2 32: Polonez musi- 21,50: Mus “ ikisi, 242 Avci YY ANA, S1 Zpö: Brucunarin eserlerinden mürekkep konser. 22,50 Vale ve Balet musikisi, 28564 Plük. 'MİLÂNO - TORİNO - FLORANSA 2145: Opera temsili. 1,35: Trio salon or 23,20 Eenabi KOMA #41 m. Zi; Haberler. > P) ZÜRİH 459 m. 314 Gustav Gamper 21,80: Hafif musiki, ati 22,151 Org kon- Romen musikisi. (piâk ile). Zi; 2150: Piyano ile şaniarı 00 Viyolanmı kanma Si Caz ba “LAYPZİG 380 m. 21; Eski ve yeni dans parçaları, 32,25 Mu eli yamalı 200 Sigen mas ÇEK ie). 14 Eyüi | perşembe İSTANBUL £ 18 Gramofon. 19 Kemal Miyazi Bey ve arkadaşları. 20 Nebil oğlu İsmsil Hakkı Bey Reşat bey ve arkadaşları refa Vedia Rıza H, ve Muzaffer B. i Ajansi, Borsa haberi, Saat öyarı, io (ür, 22.15, Plâk, 12 Eyidi salı İSTANBUL £ 18 Gramafon. 1830 Fransızca ders (İlerlemiş olanlara). 14 Mahmure Handan H. 19415 Fazilet Hanım, 2030 Eftalya H. Sadi B. ve arkadaşları. 21,30 Gramofon. 22 Anadolu Ajmı MOSKOVA, W 7201 Komse, 21.05: Akşam VARŞOVA, 11.08: Sekili sanatkürlar tarafndan benzer. 22.15, Hafif ve caz musikisi, 23.05: Car, BUDAPEŞTE, Bt m. 35 Tem '22.öö Opera orkestrası. 243 16.20: Komser. 11.205 Komi Sigortalarınızı Galstada Borun haberi, Sant ayarı azm eke önser. 74: Dans musikisi (Pik il VİYANA, 518 m: 19,30: Viyana opurasından naklen “WALKÜRE" operası, » FLORANSA ham: Dama musikisi, “SIR” isimli Sesetana'nın operas Salon orkestrası tarafından konser. LUK 459 m 20,15: Italyan musiksi, 2138 Mandolin konseri. 22.151 Klâsik parçalar. ROMA 441 m. 2d Opera temsili BÜKREŞ 308 if Kanter, ISığ0 Devamı, 20250, Hafif Kaza ve Otomobil Ünyon Hanında Kâin ÜNYON SİGORTASINA yaptırınız. Kumpanyasına bir kere uğramadan si Telefox Beyoğlu 4.4838 yaptırmıyınız. 5987 220: LAYPZİĞ 385 21: Dame sikisi, 21,30: Akşam konseri, BRESLAU 325 m. 3 3 ünyasiyasetine dair, 2130: e Gm Gr Bakal inme 16 Eylal cuma İSTANBUL : 1230 Alaturka Gram, 18 Gramofon. 19 Üstütyo Sar ig 20 Tanburacı Or 2030 Hanımlar beyan 21,30 Gramofon. 22 Anadolu Ajansi, Bos MOSKOVA 1481 m, Dünkü programın ayni, VARŞOVA İli m. 21: Senfonik ve piyano konseri, 22,15; De vamı, 23: Dans musikisi, BUDAPEITE 550 m. 20,50: Hubayı hatırlayıp konseri, 2. İmre Majary Sizan takımı tarafından ko: ser, 23,501 Piyano konseri, 24,10: Cazbant, pille haberi, Saat ayarı, TORİDO - FLORANSA 31,06: Haberler, - Komser, 21.35: Sent nik könser, Çmüsahabe) Zi Karışık konser, PRAG 488 m. 20,301 Mizah ve m MİM 459 m "e 2145; Komser, 2: Haberler. ROMA 441 m. 31061 Haberler. - 2, LÂYPZIĞ 380 20: MUMU eyriyat, 2201 Hakörler. - e SERALÂN 298 25 Zi: Yaylı öletler ile konar, 22: Haberler. 7125: Münahabe. - Haberler. 24: siki ve plâk ile bir popuri 17 Eylâi cumartesi ISTANBUL ı anarzen ders Müptedilere minhana, b: va arkadaşları 22 Anadoru Apansı, Borsa haberi, Sast ayarı, MOSKOVA 1481 m. Her günkü programın ayak VARŞOVA 1411 m. z. BUDAPEŞTE 850 m ce çocukları” YIYANA S8 m. 205: log. 21,35: Bellimi'nin iki pers isimli operası (Roma'dan mak- MİLANO - TİRONA - FLORANSA 21; Haberler, - Piâik 2150: Karışık meş riyat, PRAG 488 m. 20354 “Parmaklıktan dünyaya bir bakış” isimli musikili temsil, 2,20:3 Hande musikisi. ROMA 441 m. 21,50: “PİRAT” isimli Eellisi'nin operas. PARİS POSTASI 328 m. ini, ÇTagammili). 2215: i 2151 gJtilliyet Asrın umdesi “MİLLİYE T” tir. ABONE ÜCRETLERİ : Türkiye için Hariş için LK LK Haberler. Gelen evrak geri verilmez — Müddeti geçen nüshalar 10 kuruştur.— Gazete ve eoathanya ait işler için müdiriyete mi racaat edilir. lan iyetini kabul etmez. Şe BUGÜNKÜ HAVA Yeşilköy rasat merkesindem aldığımız malümata aasaran bugün hava açık ge gecektir. 9-9.533 tarihinde hava tazyiki 767 mi Jimetre ve en fazla sıcaklık 19, en az 13 — Ne düşünüyorsun köse dayı? Birdenbire doğruldu ve birden- bire cevap verdi: — Niçin Türk değilim diye düşü- nüyorum yavrum. — A! Sen Türk değil misin köse | dayıcığım!? — Ben bir Yahudiyim. — Ama bir Türksün. — Neden anladın? — Beni bir Türk gibi koruyor- sun da.. Bana bir Türk gibi köse dayılık ediyorsun da, ondan anla- dım. Benim sıcak maşa ile kıçımı dağlıyanlar asıl Türk değil. Bana kantocu şımarık diyenler asıl Türk değil. — Öyleyse ben bir yarım Tür- üm. — Neden yarım olasın? — Senin kendi emeğinle kazan- dığının yarısını ben alıyorum. — Hepsini al ne çıkar? Yayla kızlarının yüreklerini incitmiyenle- re, onları insanlığa çıkarmak - isti- yenlere kanım bile helâl olsun kö- | se dayıcığım. Hem sahiden sen Ya- hudi değilsin. — Sahiden mi? iyledir. Fakat Türkiye- nin havasını emmiş, suyunu içmiş, toprağına doğmuş Yahudi ağlar 1! Ağlamasını bilir, ah et- gözlerini! Düzelt boyunbağını! Hadi, film provaları- na gideceğiz. — Bugün provalar nerede? — Bentler varmış, ormanlı bir yermiş, orada. Hem bu seferki film gok güzel, Bir canlı karaca satın al- mışlar, orada bırakacaklar, . ben karacayı kovalıyacağım. Kovalıya kovalıya yorulacakmışım. Bir su ba şa gelecekmişim. Yüzümü yıkıya- cakmışım. Oraya bir atlı herif ge- lecekmiş. Benim yanağımı sıkacak- mış. Ben de bir yumrukta yere ata- cakmışım. Bunun âlâsını yaparım. Sonra herifin kılıcını alacakmışım, | e sırtına atlayınca yallah! Daj lara kaçacakmışım. Nerden bulmuşlar bu mevzuu? dim. Şey.. O sinema münekkidini de çağıralım mı? Ahlat kafalı he- rif gelsin de Yayla kızı ata nasıl binermiş, Sanat bilir mi imiş bilmez mi miş bir görsün. — Desene Parise de gideceğiz? — Yaylaya çok uzak. — Uzak olsun. — Olmaz, — Dünyada her şey olur — O tarafa rüzgârlar eser mi? — Esmez olur mu? — Öyleyse giderim. — Rüzgârla bunun ne münase- beti var? —Yeylanın kokusunu bana ge- tirir de. Snmuel Bensusan Efendi yutkun- du. Sonra kendini toplıyarak gü- lümsedi. — Ben sana söylemeği unuttum. Sana bir müjde vereceğim. — Ne müjde Hüdadât — Şaki Hanımefendi sana şan dersi vermek istiyor. Ba- na haber göndermiş, sana ders ver- — Paristeki film şirketi gönder- miş. Eğer beğenirlerse imiş.. Ne bi- mekle milli bir vazife eni çok memnun olacağını bildirmiş.

Bu sayıdan diğer sayfalar: