5 Kasım 1933 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 2

5 Kasım 1933 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

mızın n devletçilik adi (Başı 4 inci sahifede) 'dar yaraşıyor! Şurası muhakkak ki; Türkiye, iktısadi istiklâlini tamamen elde! edecektir. Türkiye, bu maksat ve gaye için — en kısa bir (o zaman- da — milli düzenini (o kuracaktır. Bu muhakkak. pabi ve vesait ile?... derhal tebellür eden bu çovabı da ayni zamanda, ayni kat'- iyetle canlanıyor: — Devlet bütçesile... vesgjti ile... B — Yaratıcı ve memleketçi bir Faaliyet göstermeğe teşvik oluna- cak milli tasarruflarla... Gayeye erişmek için, başka çare ve yol yoktur. Düşünmeli ki, yara- tıcı teşebbüslere girişmeyen, muat- tal bir halde kalmağa mahküm o- lan milli biriktirmenin ne mana ve ehemmiyeti kalır?.. Esasen iktısa- di, sınai teşebbüs imkânları kapan- dıkça milli tasarruf hareketinin de inkişafı duraklamağa mahkümdur. Hedef ve gayeleri Halk Fırkası programından #amamen aykırı o- lan bazı adamlar, istiyorlar ki Bir taraftan milli tasarrufu mü- temadiyen devlet teşvik etsin! Di- ğer taraftan da bu milli tasarrufun memlekette yaratıcı ve verimli te- şebbüsler kurmasma gene devlet Zihinlerde sorgunun ber vasıtaya başvurarak mâni ol| sun Mevzu Türk milletinin mukad- derat ve istikbali bakımından çok ehemmiyetlidir. Bu itibarla, üze rinde biraz daha durulmağa değer: Milletler arasındaki mübadele. | nin gerek hacim ve gerek kıymet itibarile her sene mütemadiyen ve muntazaman azaldığı bir tarihi buhran devresinde yaşıyoruz. 1932- 1933 dünya iktısadi vaziyeti hak- kında Milletler Meclisinin neşreti ği broşürün o mütaleasını ve i deki rakamların tahli rem okuyucularımıza bilhassa tav- siye ederiz: Her memlekette, dev- let bütçesini besleyecek melleri, buhranın tazyiki ile zayıf- lamakta ve vergi “verim, leri azal- maktadır. Bu umumi vaziyet için- de bizim de hususi bir vaziyet ve vazifemiz vardır: Buanda Türk © Devletinin bir an evvel sanayileşe- | rek, milli düzenini kurarak iktısadi istiklâlini tamamen elde etmesine çok müsait siyasi şartlar ve 'kânlar mevcuttur. Böyle bir fırsat © karşısında: Türk milletinin yüksek menfaatlerini düşünen milli şefle- rimizin kalkıp ta, bazılarınm dü © şündüğü gibi şöyle bir lisan kul İanmalarına imkân var mıdır: “Biz milli iktısat programımızı münhasıran bütçe menabii ile başa- racağız. İktisadi buhranın tazyiki neticesinde bütçe (o varidatımızın © kesmen azalmasına ve | yapacağı- > guz işlerin de azametine rağmen | bu işleri yalnız ve yalnız o bütçe- © © mizle, devlet menabi ve vesaiti ile yapacağız. — Her gün arttığını gördüğümüz ve her vesile ile teş- “vik ettiğimiz milli tasarrufları ise N m faaliyete iştirak ettirmiyeceğiz. — Onların her hangi verimli, kârlı bir istihsal teşebbüsünü kurmaları- na mâni olacağız. Mümtaz başvekilimizin kalemin. | den, bu münasebetle çıkan | haki- kat, ne kuvvetlidir! “Efradın yapabileceği bir şeyi | devletin bahusus bizim (devletin | yapmaması şayanı arzudan da faz. la lâzım bir şeydir.” Muhterem başvekilimiz bu ve: İs ile: Bir işin efrada veya devlete © Gif olması kararınm verilmesinde “yüksek milli menfaatlerin hâkim nası prensipini de ayni kat'iyetle Jiğinin ruhunda ve esasında mün- © demiçtir. Türk Devleti milli ikti ki #at hayatımın mürakabesini daima & daima elinde tutacaktır. Fakat İN ükok milli menfaatlerin, mere: olduğunu da her zaman devlet fhumuna yakışan tetkik ve tespit edecektir. Mevcut “bazı haletiruhiyelere bakarak hük. iyoruz ki, münhasıran hisleri. kapılanlara kalsa: Ferdin yapa- hemen hemen her mi ebbüs, milli menfaatlere mug: irdir. Ve bu itibarla filiyatta in istihsal faaliyet sahası devlete İmalıdır, şeklinde bir teze ist at ediyorlar. Şu da muhakkak ki ürk iktisat hayatın- i hususi faaliyetleri de, milli il t programının çerçevesi sokacaktır. Fakat, o milli ahilindeki teşebbüs ve faaliyet. iyecekir.. Devlet; lüzumsuz, i iktisada faydasız, geri, demo- Fa a Fakat hangi me- | Devletin | vergi te- | bitaraflıkla | &rden de himaye ve yardımı esir-! | de tesisata da meydan verecek de- İ ildir. Milli tasarrufların (o heder ! olmasına mâni olmak, devletin e- saslı bir vazifesidir. Bundan baş- ka, iç pazarlarımızın (tanzimi de devletçe ihmal edilemez. İhtikâr fiatlerile müstehliklerin ezilmesine meydan vermemek te devlete dü- şen bir vazifedir. İlâveye lüzum yok ki, devlet, bütün bu vazifeleri- Ml istihsal şubelerinin hakiki İ vaziyetlerini, yüksek ve şaşmaz bir bitaraflık ve dikkatle tetkik ede- cektir. Meselâ: maliyet fiatlerini, amortisman nispetlerini, zaruretle- rini, çok muhtemel istihsal tehli ve zararlarının karşılıklarını, milli tasarrufun uzun yıllar bağlanmış ve kalmış olması gibi amilleri de tetkikleri sırasında © gözönünden uzak tutmamak, gene devletin bir vazifesidir. İnkâr edilemez ki, mil- Ti iktısat plânı içinde, faaliyet gös- termek isteyen ve bu hususta yar- dım ve himaye bekleyen her Türk | müteşebbisinden “vazife ve mes'u- liyet,,, aramak devletin - tabii bir | hakkıdır. Hiç bir devlet; milli ik- | İ tasadı başı boş, mürakabesiz bıra- | kamaz. Her hangi sahada ve her hangi şekilde olursa olsun, spekü- | lâsyon kazançlarını kökünden sök- mek te devlete düşer. Bir kelime ile | diyebiliriz ki Türk devletçiliği va- | tandaşlar arasında bir (o tahrip ve | imha silâhı değildir. Her sınıf | Türk halkını mevcut imkânlar dai- | resinde mes'ut ve müreffeh kılma- ğa çalışan, içtimai tesanütten, mu- habbetten, milli birlik ve beraber- | likten ilham alan bir devletçiliktir. ... Memleketinüzin bir an evvel sa- nayileşmesi lüzumu hakkında baş- vekilimiz her vakit hatırlamamız icap eden çok değerli nasihatlerde bulunmuşlardır: “Memleketin muhtaç olduğu sa- nayi, teşkilâtı ve vesaiti devletin İ yardımı, nezareti ve hattâ doğru- dan doğruya teşebbüsü olmaksızın kurabilmeyi safdi! olanlar düşüne- İ bilir. Asır çok amansızdır. Ve se- neler geçtikçe zamanın insafsızlığı azalmıyor. Her hududu aşacak ka- dar azgınlaşıyor. Geri ve eksik ve- sait içinde bırakılmış olan kahra- man ve bü; bir milletin sanayii- | ni ve iktısadi düzenlerini devletin İ Bütün vasıtaları ve imkânları ile bir &n evvel vücuda getirmek taşıdı İ muz vazifelerin en ağırı ve en mü. | himmidir.,, Hükümet reisi hakikatin ta keni | Eski ve tekâmül etmiş o sanayi memleketlerinin ileri teknikli sana- İ yiini korumak için ne gibi tedbirle- re başvurduklarını, gümrük ve kontenjan himayeleri, vergi mua- fiyeti, prim subvention gibi endi rekt usüllere tevessül | ettiklerini görüp te Türk devletinin yardımcı nezareti olmadan milli sanayii bu tarihi devrede kurmayı düşünmek cidden safdilliktir. leri memleketler sanayiinin iç pazarları ve hariç (o pazarlar için ayrı ayrı satış fiatleri tatbik ettik- leri; gizli tahsisatlara dayanarak | kapalı Dumping yaptıkları bir srra- da bunlarla devletin yardımcı ne- | zarel ve himayesi olmadan rekabet edecek bir sanayi kurmağa kalkış- mak hattâ safdillikten daha ağır | bir vasıf ile tavsif olunmalıdır. Kanaatimizce, ferdi ve o hususi faaliyetler: Milli faaliyet istikamet ve çerçevesine girince Halk Fırka- sı devletçiliğini tatbik eden Türk devletinin himaye ve muavenetin- den biran şüphe etmemelidir. . Memleketimizde o kadar yapılacak | iş vardır ki daha uzun yıllar hem devletin ve hem de vatandaşların mütemadi ve mütekâsif faaliyetleri, | bu sehaları doldurmağa maattees- süf kâfi gelmiyecektir. Bu hususta yüksek başvekilimizin son tasarruf bayramı münasebetile verdikleri kıymetli teşvik ve nasihatleri bura- da hatırlatmak isteri “Bizim milli iktesat o sahasında yapacak çok işlerimi: ii söylemek her birimizi yoruluncıya | kadar bütün ömrümüzce çalıştıra- cak ve geçindirecek mevzular ol. duğunu söylemek demektir.,, ... Bu mevzu etrafındaki yazımızı bi- tirirken, bir noktayı yeniden teba- rüz ettirmek isi sının devletçiliği Halk Fırkası devletçi mış, ona bağlanmamış hüsnüniyet ve aklıselim sahibi hi daş yoktur. Serbest iktısadi haya- tın kendi kendine işleyer. ve düze- len bir makine olduğunu iddia e- den; fakat bu makinenin ölümle, izin bu sözleri ; iflâsla, ıstırapla, inkırazla işleyen İ bir makine olduğunu unutan; haya- MİLLİYET PAZAR 5 TEŞRİNİSANİ 1933 -HARICI HABERLER Yangın davasında Bir hadise Goering bir maznuha küfürler savurdu LONDRA, 4. AA— Royter Ajan Dimitrofu komünist propagandası yap- maktan menetmiştir. Dimitrof reis nerek M. Goering'in milliyetçi sosyalist propagandası yapmak suretile giriştiği harekciten farklı bir şey yapmadığı ceva- bıns vermiş ve M. Goering'e | sorduğu suali tekrar etmiştir. O zaman Nİ, Goe- ring büyük bir tehevvürle yerinden fır- layarak yumruklarını biddetle sıkıp sal- lamağa başlamıştır. Bu sera: M Goc- | ring 'in dudaklarından bir te; yolsuz | Dimitrof bu bal karşısında istihzalı bir tarzda gülümsemekle iktifa ctmişi M. Goering bunun üzerine daha şiddetli söze başlayarak “ Rusya be- io umurumda değil. ben ancak w meclisini — tutuşturan ecnebi komünistlere alikadar olurum, ” demiş. | tir. Dimitrof M. Goering'e başka bir sünl daha sormak istemiş, fakat M. Goering birden bire “ Bu komünist camiyi bura- dan alp götürünüz" diye haykırmıştır. Bunun üzerine polisler bir sürü protes- to sözleri yağdırmağa başlayan Dimitrof & tutup götürmişlerdir.. Ayni zamanda reis'de Dimitrof'un salondan çıkarılma- sını hemen emretmiştir. Dimitrof salondan çıkarken | M. Goe- ring'in kendisine doğru dönerek: “ Bu muhakemenin salâhiyet hududu dışma sıkıp elimize düşünüzde o vakit görürsü- müz " dediği işidilmiştir. Kara kitaplar neler var? BERLİN, 4.A.A, — Volf Ajansından: | davasma bugünde | iştir. Şahit sıfatile muha- | kemeye gelen Prusya başvekili M, Goe- | ing'i ği ifadenin ehemmiyetin. | den dolayi — dünkü muhakemede üç el sede hazır bulunmaktan men edile mazmun Dimitrof bagünki celseye istis- sai surette kabul edilmiştir. Elçilerden ve nazırlardan bir çoğu din leyiciler arasında idi. d M. Goering bilhassa demiştir ki * “ Kara kitap ” da yazılı isnatları red etmek için bazı teferrüatı açıkça anlat- manın Almanyanın menfaatlarına uygun olacağı şüphesizdir. Bununla beraber şah| suma at olan isnatlara gelince ben bunla- v1 çürütmeğe kalkışmağa lüzum bile gör- | mem. Zira bu hücumlar ve isnatlar o ka- dar gülünç ki onları delillerle red etmeğe uğraşmak heman heman bir-iş Şi: ten mütemetlerim vasrtasile pek rendiğime göre paraya ihtiyacı olan ber” Kızıl dilenci ” beni suçlu göstetecek her hangi bir idâyi yabancı memleketlerde | ortaya sürmek suretile para tedârik ede) ayak ta- kımı arasında — Daha sonraları Lond- yakmağı dostum Goebbels'ü tektf ettiğini, benim de meclis bina - sn: sevine sevine yaktığımı, hattâ o - muzlarıma ravi ipekten bir harmani- ye alarak yangını keyifli keyifli sey - rettiğimi bile iddia etmektedir. Kara kitapta yalnız bir eksiklik var: Ne - ronun Romayı. ateşe verdiği sırada yaptığı gibi meclis yangını esnasmda benim de biz rebap çaldığımı iddia et- meği unutmuş... Doğrusu aranırsa Rayiştag meclisi ynagmı beni hayretler içinde bıraktı. Gerçi biz parlamentarizme karşı mü- cadeleye geçtik, fakat bu mücadeleyi 1924 yılmdan beri kanuna tamamile ir biçimde yapıyordu. Ayni za etçi sosyalist devletin ğüt vermek ve tavsiyeler yapmak üzere millet tarafından seçil- bir meclise malik bulunmak iste - liğini de ehemmiyetle kaydediyorduk. Bizim mücadele mevzuumuz parla mentarizmin efratları ve müteaddit fırkaların zararlı büküm ve nüfuzu i- di. Esasen benim komünistlere hücum için Rayiştag meclisini yakmağa ihti- yacım da yoktu. Maltâ valisi sealahiyetini tevsi etti MALTA, 4 (A'A.) — Yeni çıkarılan bir beyanname ile birlikte neşredilen ka- nun şimdiye kadar mazirlarla parlamen- tonun haiz olduğu salâhiyetleri, umumi valiye Beyannamede bu tedbirin zaruri ve son derece lüzumlu olduğu da bildiril. MALTA, 4 (A-A.) — Maltada kuv- bir siyasi gerginlik vardır. tın acı hakikatlerinden bu kadar uzaklaşmış ve esasen tarihe karış- muş olan bir sistem ile, “İktısatta serbest meslek,, ile Türk milletinin alâkası olamaz. Çünkü, Büyük Ga- in büyük bayram gününde dedi- ği gibi Türk milletinin şaşmaz bir aklıselimi vardır, Türk milleti ze- kidir! Son söz: Türk milletinin istikba- line, mukadderatına hâkim © olan büyük fırkamızın devletçi muhterem başvekilimizin dediği gi- bi, halde de, istikbalde de pek ye- rinde olarak, iftihar edebiliriz. Süre Meb'usu MAHMUT Fransız kabinesi Beyannamesini okudu ve itimat reyi aldı PARİS, 4 (A.A.) — Havas Ajan - sından; Mebusan meclisinin bugünkü toplantısında yeni hükümet beyanna « mesini okumuştur. Reis M. Bowison celseyi açar açmaz geçenlerde ölen | eski Başvekil Painleve'nin meziyetle - rini anmak üzere bir nutuk söylemiştir. Bu nutuk mecliste bulunan mebuslar tarafından ayakta dinlenmi Başvekil M. Sarraut me veffa hakkında izhar etti; re hükümetin de iştirak ettiği miştir. Bundan konra celse matem alâ imeti olarak bir saat tatil edilmiştir. Bu cenada hükümet Painle: şının Panteon'a nakline me: rilmesi hakkındaki kanın lâyihasını meclise tevdi etmiştir. Celie toktar açılınca M. Sarraut kürsüye gelerek hükümet beyanna - mesini okumuştur. Bu beyannamede | billhasan deniyor “Cebir ve şiddetten alman ilham - rap çejpn milleti luşu temin edecek yerde bilâki keye düşürdüğü bir kargaşalık içinde çırpınan dünya karşısında içimizde u- yanan istek - harsi ve liberalliği umu- mun filrine genişlik ve ışık veren - Fransanın, şimdi bulunduğumuz bu çe tin merhaleyi aşmak kuvvet ve mzmi- ni kendi medeni cesaretinde ve cüm- buriyet serbest | faaliyetinde bulmak kudretini haiz olduğunu göstermektir. lenin ötesinde geniş ufuklara kavuş - mak ümidi belirmektedir. “Fransanın dayanıklı ve sarsslmaz bir maliyeye ihtiyacı vardır. Fransa - | nın mali itibarı gerçekten ve büsbütün mütevazin bir bütçeye, dahildeki te - reddüt ve endişelerle hariçteki karar- sızlıklar karşısında en sağlam ve dayanıklı olarak kalacak bir milli paraya lüzum göstermektedir. Fransa vaktile bu hususta geçirdiği endişeli ve sıkıntılı saatleri bir duha yaşam ık istemiyor. Bugün karşınıza çıkan hükümet bu noktada kendinden evvelki hükümetten başka türlü bir dü | yüncede bulunmıyor. Bütçede tevazün temini için ilk ön- ce sarfedilmesi lâzım gelen gayretle. re gelince, hükümet birkaç gün son - ra bu hususta taliini deneyecek ve bü- | tün azasr armesmea tam bir itilâf mev cut olduğu halde bütün mesuliyetini derute edecektir. Hükümet bu suretle hareket eder - ken kendini bekliyen akıbeti hiç dü - şünmiyecek, fakat projelerimi ve vazi- yetlerini iyice tesbit ettikten sonra umumi kurtuluşa karşı dikilecek bü - Yün engelleri yıkıp devirmek szmini elinden bırakmayacaktır.” PARİS, 4 (A.A.) — Mebusari mec Uisi geceleyin hararetli münakasaşa - lardan sonra 250 müstenikif ve 32 mu balife karşı 320 reyle Sarraut hüküme- tne itimat etmiştir. Küstenkif kalan - lar Biüm taraftarı sosyalistlerle Tar - dicu ve Paynaud'un arkadaşlarıdır. Hükümet lehinde rey verenler de Ra- | dikallar, Radikal sosyalistler, sol ce nah radikalleri , cümburiyetçi sosya - istler, halkçı demokratlar, müstakil - ler ve sol cenah cümhuriyetçileridir. M, Flandin de hükümet: lehinde rey vermiştir, İngiltere ve sulh Hariciye müsteşarı mühim bir nutuk söyledi LONDRA, 4 (A.A) — Hariciye müsteşarı M. Eden , Yorkshire'de Skip- tonda söyadiği bir nutukta demiştir ki: "İngiltere hükümeti bir ihtiâf vuku- unda müdahalede bulunup bulunmama» ğa karar vermekte tamamile serbesttir. İngiltere, Lokarno muahedeleri mu- cibince önceden hiç bir taahhütle bağlı bulunmamaktadır. İnfirat siyaseti çıl- gınen bir politikadan başka bir şey de ilâhları azaltma konfe- ransından çekilmesine teessüf etmekle beraber bidbinliği kapacak ve milletle. ri endişeye düşürecek bir dil kullanma- Şa da İüzem görmiyoruz . Lokarno misakı meselesine gelince, bir tek ihtimal hariç olmak üzere bütün kararların milletler cemiyeti mecl tarafmdan ittifakla alınması icap mektedir. Yani İngilterenin muvafaka- t mutlaka lâzımdır. Harp vasıtasına baş vurmamak hu- girişilen taahhüdün yahut vebin muntakasınm askerlikten tecrit edilmiş vaziyetinin bozulmaması ihti- maline gelince, böyle bir halde zarar gö- ten tarafın hemen yardımına koşmak mükellefiyetinin tatbik edilip edilmeme sine biz kendimiz karar vereceğiz. İşte bundan | dolayıdır ki İngiliz hükümeti körükörüne hiç bir taahhütle bağlan mış değildir. Ve alacağı kararı kendi vermek hususunda serbesttir. Tibetin garp kısmına giden ilmi heyet ROMA, 4 (A.A.) — Tibetin garp kısmına giden ilmi heyetin reisi İtalyan akademisi azasından M, Tvesin akade- mi reisine gönderdiği bir telgrafta Ti- bette yapılan keşif seyahatinde elde e dilen neticeleri bildirmi Akademi reisi Marköni'nin uzak şark memleketlerinden geçerek İtalyaya döneceği sırada Hindistanda bu heyete iştirak etmesi muhtemeldir. İstefani Balkan konferansı bu sabah onda açılıyor Selânik bir gelin gibi süslenmiştir. Bul gar heyeti fevkalâdelik arzetmektedir SELANİK, 4 (Telefonla - Hey etle giden arkadaşımızdan) — Bu sabah yedide Selâniğe vardık. İsta syonda başta M. Papanastasin ol - mak üzere konterans azalarından, konsoloshanenin mensuplarından ve haklan büyük bir kalabalık he yetimizi karşıladı. Türk heyeti Meti- | terane otelinde hazırlanan daireler de yerleşti. Selâ; dördüncü Bal - han konferansının sinesinde topla nması münasebetile her yer gelin gibi süslenmiştü, Her tarafta Türk - Yunan ve diğer Balkan devletleri bayrakları görülüyor. Meydanlar v e âbideler defne yaprakları ve Bal- kan renklerile donanmıştır. Selâni k matbuatı baş yazılarını ve başlıca ii sütunlarını konferansa tahsis etmiş |, M. Papanastasin konsey azaları şe refine bir heyeti murahhasası bu sene bir fev kalâdelik arzetmektedir. bir reis, bir reisi sani, bir hâti Öğleyin Metiterane otelinde le ziyafeti verdi. Bulgar Bulgarlar i umumi ve 22 azası olan bir heyetle konferansa iştirak ettiler. Bulgaris tanın bu hareket tarzı konferans ma hatilinde alâka ile karşılandı. Ve 6 irkaç nikbin tefsirlere vesile oldu. Görünüşe göre Bulgarlar bu sene k onferans mesaisi ve bilhassa Veko- lis cephesile pek yakından ve ehem miyetle meşgul olmak niyet ve kara- rındadırlar. Balkanlarda sulhün ka vvetlendirilmesi yolunda esaslı a- dımlar atılırken bilhassa son aylar zarfında Bulgaristanın bu kaynaş - ma haricinde kalmak tehlikesine m aruz bulunması komşümuz Bulgarla- rı endişeye sevketmişe benziyor. K onferansın devamı müddetince tat - bik edilecek program tesbit olunm uştur. Bu programa göre dördüncü Balkan konferansı 11 İkinci Teşrin de öğleden sonra son umumi içtima tnt aktedecektir. Ayni akşam Konf erans azaları vapurlarla Aynaroza gidecekler ve gece vapurda geçiril dikten sonra ertesi günü Aynaroz ziyaret edilecek ve 13 İkinci Teşri nde Selâniğe dönülmüş bulanala - caktır. Programa göre konferans y arın sabah saat onda Yunan Harici- ye nazırı M. Maximosun bir nutkil e Üniversite binasında “Eski idadi” açilacaktır. Bu maksatla Üniversit ede bir hafta müddetle derslere fast la verilmiş, bina dahilinde lâzem g elen tertibat alınmıştır. Yarın öğle - den sonra tarihi yerler gezilecek ve saat on sekizde komisyonlar teşek- de Sel sı, Selânik sergisi komitesi ve Selânik belediye: İ kül ederek çalışmağa başlayacakla rdır. Gece Elen Xükümeti konferans İ azaları şerefine bir ziyafet verecektir. Programa göre müteakıp günler- 'k Üniversitesi , Ticaret odası, Selânik serbest liman mıntaka- i konferans azaları şe- refine muhtelif ziyafet ve balolar vereceklerdir. Mecdi SADRETTİN SOFYA, 4 (Milliyet) — Bu ayın 5 inde Selânikte akted|'ecek Bal kan konferansı için Bulgarlar murahhaslarını ayırmışlardır. Bunlar, Yanko Sakızov, Dr. İvan Penakov Dr. Boris Petkov ve diğer zevattan mürekkeptir. Heyet on sekiz kişidir. Selâniğe hareket etmişlerdir. Konferansı takip için SELANİK, 4 (Telefonla - Heyetle giden arkadaşımızdan) — Bey- nelmilel sulh bürosu ve letler C emiyeti ile Karneci müessesesi mü - messilleri konferans mesaisini müşahit olarak takip etmek üzere Selâ - niğe gelmişlerdir. İktısat nazırının bugünlerde gelmesine intizar olu - nayor. Kaymakamlar arasında ANKARA, 4 (Telefonla) — Siirt mektupçaluğuna Muş mektup - çusu Hikmet; Kavaklı kaymakamlığına Elmalı kaymakamı Kâzım, Ilgaz kaymakamlığına Koçhisar kaymakamı Sıtkı, Emet kaymakamlığı na Lüleburgaz kaymakamı Tayyip Niyazi, Seydişehir Dürsmabej kaymakamı Kerim Beylerin tayini âli tasdika | iktiran et- miştir. Selânikte görülme miş bir gün (Başı 1 inci sahifede) İstiklâl) marşımız çaldıktan son- ra, yaşasın Türkiye, yaşasın Yunanis- tan sesleri arasmda merasime niha - yet verildi. Evin cephesine talik edilmiş olan ermer levhanın üzerinde siyah yazı ile türkçe, fransızca ve rumca olmak üzere şu cümleler mahküktur. “Türk milletinin büyük müceddidi ve Balkan dar Mustafa Kemal burada dünyaya gel- miştir. İşbu levha Türkiye cümhuriye- tinin onuncu yılı münasebetile Merasimden sonra M. Bakkalbaşi Tevhayi örten bayraklarda kordelaları Riyaseticümhur umumi kâtibi Ruşen Eşref Beye bir hâtra olarak takdim etmiştir. Öğrendiğire göre Selânik belediye meclisi bugünlerde Gazi Hazretlerinin doğdukları bu evi şehir namma satın almak kararını verecektir. Ev tamir &- dilerek bir müze haline konacak ve muhafaza olunacaktır. Bütün heyet - ler bu akşama kadar geldiklerinden M. Papanastasyonun reisliği altında konsey geç vakit toplanmıştır. Bulgar heyetine sabık nazırlardan M. Saka- zof riyaset etmektedir. Yunan Başve- Askeri müzede 30 Ağustos meydan h arbini tasvir eden Tahran sefaretimizde gardenparti Tahrandan gelen malümata göre, sefirimiz Hüsrev Beyin refikaları Han tarafından sefarethanede çocuklar için bir gardenparti tertip edilmiştir. Kari kadar çocuk gardenpartiye iştirak et miş, ve akşama kadar eğlenmişlerdir. reel Katar yerine BERLİN, 4 A.A. — Devlet demir olları müdürü, yüksek fen memurları" um önünde verdiği izahatta yolcu ka- tarlarının kaldırılarak, yerlerine ken diliklerinden müteharrik vagonlar ko- nulacağını bildirmiştir. Bu seretle trenlerin süratf artacak ve tevakkuf ve hareket için kaybolunan vakitlerden tasarruf edilmiş olacaktır. Bu değişiklik bir kaç sene içinde ta hakkuk ettirilebilecek ve iki milyar mar- ka mal olacaktir. M. Çaldariz müstacel hükümet iş- leri sebebile konferans mesaisine iş - trak edemiyeceğinden müteessir ol - duğunu bir telgrafla konferans reisi- ne bildirmiştir. Mecdi SADRETTİN Yunan hariciye nazırı SELANİK, 4 (Telefonla) — Hari- ciye nazırı M. Maximos yarın sabah burada bulunacaktır. tablo binlerce halk tarafından seyir ve tetkik edilivor.. ih lll

Bu sayıdan diğer sayfalar: