31 Mart 1934 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6

31 Mart 1934 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

-Her gün bir yazi Kanalizasyon çukurunda.. Ellilik bir adam, avuçlarına tükürerek kazmanın sapına şunda bir kere — Hey... Musa!.. Ver şu kese- İğ — Keseri alma, ip ilen ölç!.. — Memet!.. Senin kazma, eli- me uygun geliyo... Onu bağa vir- | set — Ustabaşı nirde ki? — Yazahaneye gitti... Sultanahmet durak yerindeki kanahizasyon çukurunda müthiş bir faaliyet var. Amele, kazma el- lerinde durmadan çalışıyor. Çukurun ağzında, benim gibi bir kaç meraklı, bu toprak altı me #aisini tetkik ediyorlar. Elliliie ** S3xm, avuçlarıma tü- kürerek kazmanın sapma yapıştı. Sert toprağa her vuruşta, inler gi- bi bir kere: — Hik! Diyor! İbtimal ki, çalışmak için ihtiya cı olan kuvveti ona veren bu “hh” deyiştir. Onlar, böyle çalışırken, bizim eller cepte, siğara ağızda, duruşumuz da bir tuhaf.. Adeta kahve döğücünün “hınk” deyicisi vaziyetindeyiz. Çukurun bir ba- şından öteki başına ip çekmekle © meşgul, uzun boylu bir ameleye “lâf olsun diye sordum: — Burada kaç kiş Beni, şirketin amel gelmiş bi; landı: — Biz mi efendi? On bir yüz... Bir de ustabaşımız, on il — Günde ne kadar yer kazabi- Tiyorsunuz? ğ © Galiba sual biraz çetin gelmiş- ti. Birden kestirip atamadı: — Gününe bakar efendi... De- di, torpah, yumuşak olursa, işler de çabuh yürür... , — Kaç kuruş gündelik alısınız? — Dohusan kuruşluğu va... Yüz on kuruşluğu va... Yüz yirmi ku- ruşluğu var. Adamma göre... Biz biraz eski sayılırız. Gündeliğimiz, yüz yiğirmiyi bulur... zi taraftan da, işine devam €- — MON ERİ Küreğe sıkı saril © ki, $u kargaşalığı ortadan kaldır rak!.. > * Günde kaç saat çalışıyorsu. |, muz? Sualimi duymamış gibi E gibi gene — Vallaha bilmeni Zabakin “sekizinde iş başı ederiz. Ahşamı beşi oldu mu, paydor... a Arkadaşı, acele acele söze ka- Taştaz — Dorğuyu di... Sekinile mi İş- a Dokuzda değul mi? Bu çukurun içinde tamam do- 'kuz saat çalışıyorlar, diye hesap cen içlerinden birisi atıldı: — Efendi, bazılarımız gece de —Y — Çalışmak emme fazla para Sonra izahat verdi: — Malüm a.... Bura, büyük cad yapıştı, her vuru- “hıh!,, diyordu... | de... Işi, çabuh bitirmek istiyor. lar. — Geceleri, bu çukurların üstü nü kapalmıyor musunuz? Ya, birisi; Karanlıkta içine düşerse, — Düşmez! Şinciye kadar kim se düşmedi! İnsan hali bu... Ayağı kayar, yz Gece olanda, gorholuk goya rız... İki tarafına ba bele tahta perde çekeriz... İlâmba yaharız... Kör ola ki, adam içine düşe... — Bu ameliyat daha ne kadar sürecek acaba? i “Ameliyat” tan bir şey anlama a: — Ne dedin efendi? Ee Yani, kaç günlük işiniz kal- 1? İşi, böyle günlere sığdırışım ho zi Hangi gün efendi.. Ay de!.. y... Üç aydan evvel, bu çohurla- rın ağzı kapanmaz — Demek, üç a; tıkır tıkır işliyecek... Başını salladı: Allah, ecelden aman verir- se, aha şu Sultanahmet parkının önündeki ayak yolunun yerine ka- dar gazılacak!... » — Şimdiye kadar toprağm al- ida bir şeyler çıktı mı bari? — Çıhmaz olur mu? - Neler çıkıyor bakalım?.. sigp çıkıyı.... Çölmek çıkı « Eski paralar çıkıyı... — Başka? — Kırık dökük mermer çıkı - in gündelik — Bunları ne yapıyorsunuz? Muzehane'nin mamur'ü var, o- na teslim idiyiz... Çıkan paralar içinde da var mı? — Altın nirde? Hepsi bahır... Benimle fazlaca *lâfa daldığı nın farkma yararak, tekrar kazma altın ya yapıştı. Toprağın derinliklerin- den fışkıran çamurlu ve pis koku- lu suyu görmemek için başımı çe- virdim. M. SALAHATTİN © Ucuz! kibrit Kibrit fiatleri ad itibaren tenzil ediyor Kibritleri yarından itibaren deha Kn ami Yana seken itibaren tarafında gidi yüz paraya tl Küyük katan , şimdi iki kuruşa satılan kü - çük kutular 60 paraya satılacaktır. Bu Fiyatlar üç ay için muteberdir. ay sonra doların alacağı Fiyat va. ziyetine göre yemi fiyatlar tesbit edile- Kilrit ve çakmak inkirari tarafın. dan bütün tertibat alı Ellerin- fiyatlarla alınmış kibrit bulu- Gü üneşin Oğlu Yazan: İskender FAHREDDİN Bora, kralı sağ yakalayana bir | çok değerli hediyeler vadediyordu. Hitay bile bu hediyelere aldanarak kendisini ok yağmuru içine atmak istemişti. Fakat, Bora çoban kızı- nı eteğinden ekti. Siper aldığı a- ğacın arkasına götürdü. — Acele etme. Burada kal. Düşmandan öç almak istiyorsan, işte yay, işte o, ! Haydi, nişan al karşıki dıvar del inden bizi gö- A , reisin gördüğü ve par- Yüce ettiği Suriyeli muha- dini ta alnıma saplanmıştı. — Ben senin ne iyi bir nişancı “olduğunu bilirim, Hitay! Diye genç kızı teşci eden reis, bu iğ Se Peek gözlerini uğuş- heyecan vetelâş içinde Yaşım r- dayayarak: »klar ... N LL Reis; birden bire neden sende- lemiş ve ağaca dayanmıştı?! “Alçaklar. .. Dive kimlere ve niçin bağırıyor. Me sonra, reisin gördüğü man zara çoban kızmın da gözüne iliş- mişti, BR — Bırakın beni. . trcağımn ; Onu gidip kur erek ol dilan kistedi, > lie ine Reis tekrar yakaladı ve kolların, dan sım sıkı tuttu. — Merak etme, Hitay! Onu ben kurtaracağım. . . den w Baykut'u Ge soyarak, büyük kapının indeki duvara germişlerdi. Mo e) aka aları “ara- a çol i bir adı ve anlıyan Kral my Hamatlılar, Türkleri saray önün | zak, z BET ER ni ekimi 5 MİLLİYET CUMARTESİ 31 MART | 1934 POLİSTE Bir çocuk Mangala düştü Muhtelif yerlerinden yandı- ğından hastaneye kaldırıldı! Tophanede Ördekağzı mahallesinde oturan ameleden Hüseyin ağanın 3 şmdaki Zülfiye ismindeki çocuğu oda- yerlerinden yanmıştır. Çocuk hastaha- neye yatırılmıştır. Çarpmamak için Edirnekapı haricinde tuğla ocakla- rından Fatihs doğru gelmekte olan 40- för Ahmet efendinin idaresindeki 3773 numaralı tuğla yüklü kamyoneti Es- kialipaşa tramvay durak mahallinde ö- nüne çıkan tek beygirli arabaya çarp- mamak için freni sola çevirdiği sırada kamyonet evrilmiştir. o Nüfusça bir şey olmamıştır. Inekler de. Karagümrükte Dervişali mahallesinde Nadide hanmın 5 yaşındaki Sevim ismindeki | kez çocuğuna ayni mahalle de fırıncı Andiryanın ineği çarpmış ve şocuk yüzünden hafifçe yaralanmıştır. Salıncaktan düşen çocuk Küçükpazarda İcadiye sokağında 35 numarada oturan kunduracı Ahmet efendinin 8 yaşındaki oğlu Salih Ci- balide bayram yerinde salıncaktan dü- şerek başından yaralanmıştır. Arkadaşın parası Tozkoparanda oturan yıkıcı Mehmet Ali ve Tapo polise müracaat ederek ye- lek ceplerinde bulunan 12 liralarınm | ayni odada yatan Aziz, Hüseyin, Kan- ber, İsmail, İbrahim taraflarından ça- lındığını iddia etmişlerdir. Odada kavga Galatada Necati Bey caddesinde Ca- ferin kahve odalarında yatmakta olan kömür “amelesinden Abbas ile ayni 0- dada oturanG Mehmet arasında kav- ga çıkmış, Abbas bıçakla Mehmedi sol kalçası üzerinden hafifçe yaralamış - tar, Tramvaya asılan mektepli Arnavetköyünde tramvaya asılan Kuleli #:ektebi talebesinden 19 yaşla - rında Oşman oğlu Necdet ismindeki genç elektrik direğine çarparak başın- dan yaralanmıştır. ndevu evi kapatıldı inci şube zabitai ahlâkryesi ta- rafından yapılan araştırmada o madam Mari, Ankeliki, Evya isimlerinde üç ka- dın evlerinde gizli fuhuş yaptırdıkla- 11 tespit edilmiştir. Bu evlerde bulunan kadınların da muayene kaçağı oldukları görülerek hep muayeneye sevkolunmuş- | lardır. Evler kapatılmış, sahipleri hak- kında evrak tanzim olunarak adliyeye ve- rilmiştir. Satılacak Vapurlar Vapurculuk şirketinin son fevkalâ- de heyeti umumiye içtimamda şirke- tn elinde bulunan ve hiç bir işe ya- ramıyan küçük vapurların satılması için meclisi idareye salihiyet. verilmiş. Şirket —eclisi idaresi işe yaramıyan bu küçük tekneleri seçmiştir. Bunlar bey körfez vapurudur. Bu vapurlar Halice ir, Vapurlar bugünlerde astışa çıkarı - » Bunların bedeli şirketin yeni almak için ayırdığı tahsisata ilâve edi- savuşturacağını sanıyordu. Akıncılar birden bire şaşalıya- rak, biribirlerine bakmıya başla» mışlardı. Bora akıncılara bağırdı: — Baykut'u yaralamamıya dik- kat ediniz! Düşman aciz ve şaşkın- lık içinde bocalıyor. Ok yağmuru durmuyordu. Baykut, ayakları ve kollari bağ- Ir. . duvarın üstüne © yatırılMmıştı. Türkler oklarını çok büyük meha- retle atıyorlar, Baykut'un üzerin- den aşırtıyorlardı. Hamatlılar Baykut'u duvar üs- tüne bırakmaktan bir fayda hasıl olmadığını anlamışlardı. Fakat, ar- tık, iş işten geçmişti. Türkler ok yağmurunu o kadar arttırmışlardı ki, saray muhafızlarmdan bir fert, Baykut'un yanına şokulamıyordu. Bora yeni bir tedbir düşündü: Baykut'u duvardan aşağı düşür- mek, Bunu yapmak için, duvarın üs- tüne bir ip atmak lâzımdı. Baykut'u iple aşağıya çekecek- ler ve kendisinden sarayda olup bitenleri ve muhariplerin sayısını öğreneceklerdi. kolbaşları da Reisin bu fikrini muvafık görmüşlerdi. Serdençeçtilerden biri duvarm gibine kadar sokuldu. ve “elindeki Yaylı sazlar orkestrası Konservatuvar muallimleri bir orkestra vücude getirdiler Cemal Reşit, Muhittin Sadık, Konservatuvar mualiimleri arasında konser heyeti namr altnda bir (Yaylı sazlar orkestrası) teşkil etmişlerdir. Bu orkestra, iki üç ay evvel provalara baş- lamış ve fakat vereceği konserin gü - nünü, yerini ve programımı tesbit et - memiş Yaylı sazlar orkestrası, konservatu- varım yaylı sazlar muallimlerinin ve kon servatuvarm yüksek sımf talebelerinin vücuda getirdikleri bir teşekküldür. Orkestra şefi, Cemal Reşit beydir. Cemal Reşit Bey bize dedi ki: seri bir izkişaf temin edebilecek ve halka zevk ve bilhassa yetişecek nesle ders verebilecek ancak bir orkestranm Mimar Sinanın Hatırası (Başi 1 inci sahifede) önce talebe birliğinden bir genç üniver site talebesi namma bir nutuk söylü- yecektir. Bu gencin mutkundan sonra Türk mimar ve mühendisleri nama beledi- ye imar müdürü Ziya Bey bir hitabe de bulunacaktır. En'sonra halkevi nama balkevi i- dare heyeti ozasından avukat “İsmail Şevket “Bey bir hitabe irat edecektir. Mezar başındaki meresim bu suretle bitecek ve koca Sinanm türbesine halk- evi, Türk Talebe Birliği, mühendis rmek- tebi, güzel sanatlar akademisi Mir Birliği ve Mühendisler Bi: pa çelenkler konulacaktır. Sant 17 de halkevinde evin müze ve sergiler şubesi komitesi azasından Eftal Bey tarafından Sinanın san'at ve hayatı halkında bir konferans verile - cektir. Diğer taraftan da sast 16 da hale- vi güzel sanatlar şubesi azasından mü- zeler mimarı Kemal Bey radyoda bir konferans verecektir. Bugün bütün mekteplerde muallim- ler tarafndan bilhassa tarih, yurt bil- gisi ve resim derslerinde koca Sinan hakkında talebeye izahat verilecektir. Sinanın eserlerine yakım olan mek- tepler talebesi | buralara götürülerek mahallinde izabat verilecektir. Cemal Nadirin sergisi Karikatürist Cemal Nadirin Halkevi Güzel Sanatlar şubesi binmetmda bir baf- şam gisini le itibaren Beyoğlunda Saray sineması üzerinde Galatasaray - lar cemiyetine er e sig ver- miştir. Sergi bu yerinde mat Dürüm pl ve bir Baha in edecektir. İpin duvara atıldığını gören mu- hariplerden üç kişi Baykut'un ba- caklarından çekip içeriye düşür- mek istemişlerse de, Türklerin at- tığı oklar bu üç düşman muharibi- ni de olduğu yere düşürmüştü. Mubariplerin üçü de canevin- den vurulmuşlardı. Baykut sağ olarak elde edilecek olursa, Kral Oşaser hakkında da malümat almak mümkün olacaktı. Hitay ağacın arkasında sabırsız- lanıyor ve: — Tanrım, sen şu koç başlı yiğiti bana bağışla. . öldürme! Diye yalvarıyordu. Bora: — İpi yukarıya atın..! Diye haykırdı. İpi duvarın üstüne fırlattılar. Akıncılardan biri duvarın dibin- den seslendi: — Baykut, . Attığımız ipe sarıl.. Seni bu tarafa çekeceğiz... Baykut ipin ucunu ağzma aldı.. ve kollarına doladı. Fazla harsket etmeğe muktedir değildi. Delikanlının bacakları da kolla- rı gibi zincirlerle sarılmıştı. Memleketin musiki hayatımda | Al Sezai, Ferdi Beyler... yaylı sazlardan mürekkep bir teşekkül ile başlıyarak bunun üzerinde çalışmak ve bunda mu son- ra ağız sazlarile birleştirerek gayeye varmak en doğru yol olduğu kanaatinde yim, Bunun için en kıymetli arkadaşla - rımla birleşerek ve konservatuvarın yüle- sek sınıf talebelerinden de tefrik © derek bir yaylı sazlar orkestrası teşkil ettik. Orkestra şimdilik otuz kişidir. Bu kadronun tedricen büyümesi tabii olduğu gibi, memleketin kıymetli bir senfonik orkesirası kazanacağı da mu hakkaletır.,, Orkeztrada birinci komanların başın- da, konservatuvar nallimlerinden Ali Sezai, violensellerden Muhi Sadık Beyler ve violalarda M, Lâşinski bulun- duğu gibi Mesut Cemil ve İzzet Nezih Beylerle M. Yakubi ve M. Şirikel işti- yak etmektedirler. M. Yevtiç Yugoslavya hariciye nazırıtürkiyeye geliyor Belgrattan verilen malümata göre Yu- goslarya hariciye nazırı M. Yevtisch bir hafta sonra İstanbula ve oradan Ankaraya gidecektir. Yugoslavya harici- | ye nazırınm bu seya hati Balkan misakı nm icabatı hakkında hükümetimizle görüş mek ve fikir toati etmek içindir. M. Yevtitseh Ankarada bir kaç gün kalacak, bu emada Başvekil İsmet Paşa ve Hari- ciye Vekili Tevfik Rüştü Bey ile görüşecektir. Fransadaki Yugoslav sefirinin temasları PARİS, 30, A.A. — M. Spaliakoviç, M. Doumerg tarafından da kabul edi miştir. PÂRİS, 30. A.A. — M. Barthou dün öğleden sonra Yuğoslavya orta elçisi M. Spaliyakoviç Italya sefiri M. Pignot- ti Morumo Dicustozza v İngiltere .— firi lord Tyrrel'i kal Yeni deniz Zabitlerimiz Deniz harp mektebinin bu sene me riye, hükümet erkânı ve bazı zevat da- vet edilmiştir. Yapılacak merasimden sonra genç verilecektir. Akmcılar ipe ma likanlıyı birden yere dü kucaklıyarak duvardan indirdiler. Saray mazgallarının azgın ağız- ları mütemadiyen, etrafa ölüm sa- vururken, Baykut'u bir hamlede duvar dibinden kapıp reisin yanı- na getirmişlerdi. Hitay delikanlıyı sağ görünce se. vincinden: — Onu tanrı kurtardı... Diyerek bağırmıya başlamıştı. Bize er sinmdan” öp sl oç ok yağmurunun değ- mediği bir yere yatırdı, Reisin adamları delikanlınm a- yağında ve kollarında sarılı olan İİ zincirleri çözmeğe çalışırken, Bora sordu: — Oşaser sarayda mı? Delikanlı başını salladı? — Hayır.. kaçtı. Fakat, kaçtığı yeri biliyorum. Bora'nın canı sıkıldı: — Kaştığı yeri nerden biliyor- sun? — Konuşurlarken işittim: Güzel zevcesile beraber, sarayın altında- ki gizli yoldan şehir dışına çıktı. lar ve (Hibar) köyüne gittiler. — Bu köy ne tarafta acaba..? cenubunda. ' Türkofis Memurları yüksek meslek tahsili gör” müş olmek ve hayat ve mesaisine sit nımlar da memur olarak girmiş bulun- © maktadır. ! Kastamonu'da yangın KASTAMONU, 30 (A.A.) — Taş köprünün Tepedelik köyünde çıkan yangında altı ev, dört samanlık, bir mescit yanmış, Taşköprüden gi den arasöz sayesinde köy tamamen yanmak tehlikesinden kurtarılmıştır. Yangın çıkan evde hayvanlar bile yanmış, yanan diğer evlerden eşya kurtarılamamıştır. Balkan Haberleri Yunan teşrii meclisleri ATINA, 30 — Gece geç vakit meclisi vükelâ içtima ederek bazı meseleleri müzakere ettikten sonra Paskalye yurtuları" münasebetiyle Mebusan Meclisinin Pazartesi ve Â- yan Meclisinin de Balkan misakı her müzakeresini intaç ve kabul edebi' mesi için Çarşamba günü tatl yap. masına karar vermişi isler mesailerine paskalye- deni sonra Hazirana kadar devam e deceklerdir. Arnavutluk - Yugoslavya hudut işleri SOFYA, 30 (Milliyet) — guslavya hükümetleri dut munlakasına ait itilâ imzalanmıştır. Bununla 15 e genişliğindeki hudut o muntakasının Arnavutluğa ait kısmında, Arnavut- larm pazar kurmaları, tarla ve mer- alardan istifade etmeleri tanınmak- tadır. Ayni zamanda o buduttan geç- mek te kolaylaştırılmıştır. Tiranda Yugoslav bankası SOFYA, 30 (Milliyet) — Tiram- pin arruniyle kapatımızı.. Bu yepi Amal arasında yapılan Ticaret mare ilk eseri nazariyle ba- Rumen - Yugoslav hudu- — | dundaki emlâk BELGRAT, 30 (Milliyet) — Mart 1933 te Belgratta basili itilâfname nie hudut mntaka- maksadile 1 Nisanda Romen - akn muhte- > kemieyenei içtimalarmâ başlıya: go Macar ticaret muahedesi SOFYA, 30 (Milliyet) — Bulga- ristan ile Macaristan akte- Bulgaristan şimdiye kadar Maca- ristana yalnız tütün ihraç ediyordu. müzakerelerle mühim mik* tarda maden kömürü ihracı imkânla” araştırılacaktır. rıda Reis gözlerini açtı: — Kim kesti? — Cellâtlar... di Ya seni... 2! Nasıl biraktı- — Akmcılarm hücumuna mani olmak kastile.. Baykut geniş bir nefes aldıktan sonra: — Hiç korkmayınız, e md | yeli muhariplerin okları üzeredir. Şimdiye & kadar ei bir çenkte bu derece fazla ok atmamı 0ğ | — O halde akıncı aslanlarımı? hücum ve atışlarına dovarı etsin ler. . Baykut'un verdiği bu son habe reisin yüzünü güldürdü. — Peki ama, içeriye naml gire ceğiz, Baykut? Çok kolay. Büyük kapıya elli kişi birden yaşlanırsa, kapı duv#” yı derhal yıkılır. Fakat, biraz dabi bekliyelim. . Muhariplerin okları tamamile tükensin,

Bu sayıdan diğer sayfalar: