15 Nisan 1934 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5

15 Nisan 1934 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ödün MASAL: Kediler ve peynir İki kedi büyük bir peynir par- çası yakalamışlardı, bunu arala rında taksim etmek istiyorlardı. Fakat hangisi bu taksimi adalet üzerine “yapacaktı? Birbirlerine hiç te emniyetleri yoktu. Nihayet iş kavgaya kadar var- dı. Aralarında davayı halletmek için köylerindeki bir maymuna ğini işitmişlerdi. Peynir parçasını yüklenerek gittiler. © ||, |, Maymun davayı dinledikten sonra, terazinin karşısındaki yeri. ne oturdu. Öksürdü, aksırdı. Niha yet işe başlıyarak peyniri ikiye a- yırdı, Her parçayı terazinin bir kefes'ne koyarak: — Haydi, şimdi tartalım, kim- senin hakkı kimseye geçmesin, de di. Sonra terazinin bir göstererek: — Şu taraf bana b'raz ağır gö- rünüyor, dedi. Ve o taraftan bir parça kopar- dı ve yedi. Bu sefer öteki taraf a- | küfesini ğır gelmişti. O taraftan da biraz koparıp yedi. Bu defa öteki kefe ağır geldi. Kediler; Bu kadar farkın bizce ehem miyeti yok, hakkımıza razıyız, ve riniz, dediler, Maymun cevap verdi: Siz razısmız amma, adalet razı değil, Adalet kimsenin kimse Ye zerre kadar hakkı geçmesini is temez. Maymun bunu söylerken bir ta raftan tartmağa, bir taraftan da ağır gelen yerden fazla parçaları yemeğe devam ediyordu. Nihayet oca peynir parçasından kırıntı denecek kadar az bir şey kaldı. O zaman kediler: « — Aman efendim, biz taksim- den vazgeçtik, ne kaldıysa geri ve- r'niz, dediler. Maymun dedi ki: — Fakat benim zahmetime mu kabil bir şey yok mu? Mahkeme arcı nerede? Bari şu kısmi ona sayayım da siz de mahkemeye borçlu kalmaymız.. Ve maymun geri kalanı da ala: rak sersem kedileri kapı dışarı etti, Hesap oyunları Bir adamın yaşını öğrenmek is- terseniz, bu zata eline bir kâğıt kalem almasını söyleyiniz ve sıra ile aşağıdaki sualleri sorarak he- saplarını yaptırınız. 1 — Hangi ayda doğdu iseniz, onun iki mislini yazınız. 5 2 — Bu yekna 5 rakamı ilâve iz. - 3 — En sön yekünu 50 ile zar bediniz. ” 4 — Gene en son yeküna yaşı nızı ilâve edin'z. S5 — Heyeti 65 tarhediniz. Bütün bu işleri yaptıktan son- ra geriye ns kaldığını sorunuz. Sonra siz kendinizden bu adede 115 rakamını ilâve edeniz. Bu su- retle elinize üç haneli bir adet geç miş olacaktır. Bu rakamların son b ikisi © adamın yaşını ve başta bi- incisi veya birinci ve ikincisi o a- Kdamın doğduğu yaşı gösterir. Misal: Farzedelim ki, Şubatta eğ a 32 yaşında bulun un. Binaenal a lar yasaclllik;. Eü8im8 gire umumiyesinden et; x nı Demek ki, bu zat size 117 ra» liş ie söyl'yecektir, Siz de buna | “öve edeceksiniz: 17 115 -- 332 Sinemada çocuklar : Küçük Borelli ile Roncier “Başka i” filmin. de heycanlı bir sahnede soran En eski gazeteler Gazete nedir, en eski gazeteler hangi- leridir, evvelâhangimemlekette çıktılar Insanların iki türlü ihtiyacı var-| İ dır: Tabii ihtiyacı, medeni ihtiya. ci, Tabit ihtiyacı yemek, içmek, gi- yinmek gibi şeylerdir. Medeni ihti. yacı ise okumak, yazmak; musiki | tiyatro sinema vesairedir. Gazeteler de ikinci ihtiyaca da- a Mevsimlik çocuk elbisesi hildirler. Bugün gazetesi olmayan ahalisi gazete | okumayan hiç bir ogi erir hiç bir medeni | millet yoktur, Her, “ manm ilmi bir tm Şire li kü gazete öğreticidir. Medeni ihti yaçlar, medeniyetin derecesi ile mütenasiben ilerlemişse, orada diğerlerine nazaran daha çok ga: zete çıkmıştır. Maarifi geride olan ahalisi okumaktan mahrum bulu- nan memleketlerde gazeteler azdır. Gazete umumi efkârı hem terbi- ye, hem idare ettiği için bir kuv- vettir, fakat o nispette de ehemmi- yetli ve güç bir meslektir. Matbua- tın ehemmiyetini anlamak için bü. tün dünyada bir senede üç milyar. |! den fazla gazete basıldığını ve bu miktarın da gittikçe artmakta ol- duğunu düşünmek kâfidir. İki türlü gazete vardır : Muay- yen zamanlarda çıkan gazete ve mecmualar, her gün çıkan gazete- ler... Günlük gazeteler hemen ek- seriyetle' si iyattan bahsederler. Ötekiler edebi, ticari, fenni, sınai Zirai veyahut çeşit mecmualarıdır. teciliğin tarihi iki buçuk a- ydan evvel başlar. Eski Mıstrlr- arda ve Romalılarda gazeteye ben zer bazı evrak bulunmuş ise de, va gazete denemez. altıncı dikliler aramda eke Yene yordu. O zaman Venedikte, bu mu karebelerin neticeleri umumi ma, hallerde ahaliye oküttururuldu. Din leyenlerden de bir “Gazeta” ücreti alınırdı. Gazeta o zaman Venedik- te mütedavil bir akça idi. Bugün hemen her lisanda kullanılan “gaze lk diğ e A e A te,, ismi oradan kalmıtşır Gene bu sıralarda Almanyada bazı tüccar, sırf ticaret işlerinden bahseden kâğıtlar çıkarmışlardı. Gazete namı verilebilecek ilk ga- ste 1605 te Anverste neşredilmiş- “ir. Bu gazete küçük kıtada dörtten on altı sayfaya kadar çıkardı. 1615 it Almanyada Frankfurter Zeitung soşredilmeğe başlandı. İngilizler ilk İngiliz gazetesinin “522 de çıktığını oiddia ederler. Bu da Weaclily Nevös yani “haf- talık gazete,,dir. Bugün İngiliz ki. sanile belki on binden fazla gazete çıkıyor ki, yan yana dizilse dünya yollarım örtebilir. İlk Fransız gazetesi Gazette de France dir Bunu da o Teophraste Renodant isminde biri 1631 de çı- karmağa başlamıştır. Bir sene son ra iki misli büyümüştür, O zamar- dan bu zamana kadar bilâ fasıla neşredilmektedir. Fransanın resmi gazetesi olduğu için zamanımızda çıkan gazetelerin en eskisi sayıla- bilir. Ikinci derecede İngilterenin Yaramaz cezasını bular resmi gazetesi olan London Gazette gelir. Çinliler ise bu şerefi kimseye bı- rakmak istemiyorlar, İlk çin gaze- tesi olan ve Pekinde çıkan King- Çu gazetesinin 911 de neşredilme- ğe başlandığını söylerler. Bu gaze- te imparatorun irade ve fermanla- rmı ve hükümet emirlerini neşre- derdi. Kibar zevata mahsus nüs- haları ayrıca basılırdı. İngiliz gazetelerinin en eskisi London Gazette demiştik. Bundan sonar Morning ve Times gelir. Bu son gazetenin umumu yüz kır- kı bulmaktadır. Buharla mütehar- rik matbaa makinesi ile ilk basr- lan gazetedir. İngiliz akşam gaze- telerinin en eskisi 1803 te intişara başlayan Glob”! Küçük piyesler Apartımanın dördüncü katında otururlar, fakat sesleri alt kattan işitilir. Bu katta evin bir efendisi vardır. Bir de hanımı vardır, bir de çocuğu vardır. Çocuk, küçük Faruk mektepten dönmüştür. Ön yaşındadır. Kendi- sine okuduğu kitaptan bir şeyler sorarlar, Cevap lar, Evin efendisi (kırk sekiz yağın- da) gazetesini okuduğu halde kol- tuktan doğrulur. Evin hanımını (o tuz yaşında) o da başını kaldırır. Zavallı Faruğu böyle kıpkırmızı ve cevap veremediği için mahçup görünce, ayni hamle ile yerlerin « den fırlarlar. Evin efendisi — (kitabı yakalı- yarak) Dur yavrucuğum, şimdi ben anlatayım, hak nasıl zihnine girecek. Evin hanımı — (çocuğun defte- rini yakalıyarak) Söyle bakayım Faruk, anlamadığın yer neresi? Faruk — Şu zeytinyağı mesele- si... zeytinyağının kesafeti.. Evin efendisi — Gayet basit... Meselâ senin... Evin hanımı — Maşallah beyim | £ o kadar da basit değil.. on yaşın- | daki çocuklara bu kadar karışık ve zor meseleler verilir mi? Evin efendisi — (çocuğun kır. mızı ve sıhhatli yanaklarını okşiya- rak) Sen müsterih ol.. Ben sana meseleyi anlatacağım. Bak nasıl zihnine girecek. Evin hanımı — Bir şey anlamı. yacak ki.. Evin efendisi — (sabırsızlana- rak) Anlamaz olur mu? Sen bir defa meselenin ne olduğunu bilmi- yorsun. Pr “ İstanbula gelecekler ama, yolları ağaç kütükleri ile kapalı... Hangi yolu takip etsinler? her halde senden zekiyimdir. Evin sindi (tekrar gazete- ini s6 sen anlat. limen — Elbette anlataca- ğım. Dinle beni yavrum. gi Faruk — Dinliyorum anneciğim. Evin hanımı — (başını kaşıya- rak) Ne diyorduk? Zeytinyağınm kesafeti su ile mukayese edilirse. yani suyun içine zeytinyağı katı- hırsa. . Evin efendisi — (yerinden kal- karak) Ayol, bu mesele böyle ta- rif edilir mi? Gülünç şeysin vesse- lâm. Bir defa zeytinyağının kesafe tini tarif ederken. . Evinhanımı — (defteri elinden fırlatarak) Madem ki sen anlat « mak istiyorsun, anlat bakalım. . Evin efendisi — (sakinleşerek) Elbette ben anlatacağım. Gel yav- rum, şimdi suyun kesafeti.. Beni i- yi dinliyorsun değil mi? Faruk — Evet babacığım. Evin efendisi — Başlıyorum. Ev velâ annenin bütün söylediklerini unut. . çünkü bu mesele öyle de- ğildir. Evin hanımı (feveranla) — Ma- şallah, maşallah, çocuğumuza ne güzel hüsnü misal oluyorsun? Evin efendisi — (ehemmiyet ver miyerek) Ne diyordum, bir bardak alalım, içine su koyalım. Evinhanımı — Çocuğu huysuz yapacaksın, ben buna tahammül e- dı iemem. Evin efendisi — Diz beşik al dık, içi da koy. am 2 Hayr baba, ecem idi il, zeytinyağı... “|, ğe m e mi? Elbette su değil, zeytinyağı. (karısma dönerek) ben şimdi çıkı- yorum, sakın çocuğun zihnini boz- ii koca yerlerinden doğrulur- ma. . : elele 4 i Evin hanrmı — Ben de şimdi çi- — Sıfır mı aldın? Sıfır ha.. A meli Azize Hanımlara gide- | çocuk, o meseleyi ikimiz de bir sa- ceğim. at sana anlattık, zihnine İkisi de mi? pi m a a len im eğ ek eş a a Gİ Evin hanımı — Nasıl, nasıl? Ben Bu ayda yart Çikulata Hepiniz de çukulatayı seversi- niz. Fakat çukulatanın gıdai kıy meti uzun zaman münakaşayı mu- Addöâ!! <ip olmuştur. Son tecrübeler bunu da tayin etmiştir. Çukulata takriben üçte bir ka kao ve üçte iki şekerden mürek- | keptir. Şekerin gıdat kıymeti hak- kmda evvelce bu sütunlarda yazı- lar yazmıştık. Geriye kakao kalı yor. Kakao hemen et kadar mugad di yüzde 20 miktarında azotlu maddeleri ihtiva etmektedir. Yüz. || de 30 u zeyti; kadar harızı ko lay yağlı maddelerdir. Az miktar. da kafein vardır. Bu sebepten çu- kulata müsekkindir. Yorkun adam lar bir fincan çukulata içerlerse yorğunlukları mer. Çukulatada ayrıca ine denilen müd- rir kıymetli bir madde de vardır. En nihayet kakaoda uzviyeti- mizdeki kalsiyomları tutan vita- minler mevcuttur. Bu vitaminler vücudün tekemmül ve tenemmi- vine de yaradıklarndan çukulata yemek çocuklar için, hattâ büyük. ler için de iyidir. Yalnız her şeyde olduğu gibi, bunda da ifrata varmamalıdır. Gerçi nadir ise de bazı kimseler çukulatayı güç hazmederler. Çuku latayı umumiyetle sabahları veya gündüz almalıdır. Akşam alınm- ca, sinirli adamlarda az miktarda dahi olsa kahvenin yaptığı tesiri yapar. Uykuyu geriletir. Alman Başvekili Hitler'in ismi- ni çok işitmişsinizdir. Kolunda ga- malı haçla şimdi bütün Almanya'ya kumanda eden bu adamın çocuklu- ğu hiç hatırmıza geldi mi? Belki gelmiştir. Yukarıki resim Hitler'in Soluk resmidir. O zaman dahi i alnından sarkı TE ari kolunda o gamalı haç ———— rulduğu zaman, zavallı Faruk der- sinden sıfır aldığını kemali hicap- la itiraf eder . Çocuk Bayramı toprağı yağmurlarla beslenir Her taraf yeşillenir çiçeklerle süslenir Dağlar, taşlar, ovalar kımıldanır, şenlenir Gazinin çocukları bayram yapar, 23 Nisan bize taze bir hayat verdi Cumhuriyet perisi (Nisan eylinden geldi Çünkü bu gün kuruldu Büyük Millet Meclisi Türke bu gün denildi bu yurdun efendisi Onun için biz bu günü severiz, kutlularız Bu gün bayram yapmakla büyük sevinç duyarız. Gazi'yi selâmlarız, Meclisi selâml, Milleti selâmlarız, Türklükle bahtiyarız. ? de ancak on dört gemiye mali marş) 'Arakadaşlar, kardaslar, sevgili vatandaşlar Hayatın ilkbaharı Nisan ayında başlar eğleni arız Dr. HİLMİ Malatya Meb'usu Çeşit * Eşek, vasati yirmiden ot katır kırk yaşına kadar yaşar. * Bütün hayvanların der sırtlarında kalın, vücudün d bütün aksamında incedir. * Bugün en çok gemisi bulu İngiltere, sekizinci Henry dev * Hali tabiide Atlas denizi ki dalğaların uzunluğu on m fena havalarda 13 - 16 metr Kuvvetli fırnalarda bu dalş) rm iki yüz metreyi geçtiği gi müştür. * Yer yüzünde konuşulan d iki bin kadardır. * İlk banka milâttan 600: evvel Babilde kurulmuştur. * Örümcek hiç bir şey yeme bir sene yaşayabilir. * Bir yumurtanın gıdai kuv 50 gram ete bedeldir. * İlk mektup zarfları 17 ine sırda er a ları man erkek çocuklardan ağm hi Ağaçlar gece yarısından 4 ra büyü: * Bütün dünyada bir saat Havuzda yıkaran çocuklar fında üç bin küsur kişi ölüyor. ni vE gi dakikada bir : Venedik köprü ile rine birleştirilmiş 118 adadan rekkeptir. # Bilârde 1572 de bir Fran| tarafından icat edilmiştir. ilgi , Bir resim bin Söz Küçük Cemil hemen eline mavi Temini aldı. Beyaz sayıfayı mavi tirdi. Sıra kâğıtları toplamıya vepi ti. Hoca küçük Cemilin hiç bir ler yazmayıp maviye boyanmış kâğıt getirdiğini görünce sordu: — Bu ne? — Deniz efendim. — Peki ama, gemi nerede? — Gemi battı efendim? — Peki, tahlisiye sandalları? — Onlar da gittiler efendim. Eski ölçüler Şimdi biz eski vezinleri Aâşri dediğimiz sisteme metrii kabul ettik. Artrk bundan sonra lışverişlerimizde okka, çeki, man, kantar yerine kilo, | litre metre kullanacağız. Belki siz inleri nne olduğuna merak iz. yapabili Çeki — 176 okka — » Kantar — 44 okka -- 56,449 kil 400 dirhem — 1,282 ki Okka Dirhem — 3,207 gram.

Bu sayıdan diğer sayfalar: