4 Mayıs 1934 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6

4 Mayıs 1934 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“AYA MİLLİYET CUMA 4 MAYİS 1934 Mecliste münakaşalar Divanı muhasebat lâyihasının bir mad desi görüşülürken münâkaşalar oldu. ANKARA, 3 (Telefonla) Büyük Millet Meclisi bugün Re- fet Beyin riyasetinde toplandı. As- keri, mülki tekaüt kanunile me- murin kanununun tefsiri bir de - fa daha divanı muhasebat encü - menince tetkik edilmek üzere mez kür encümene havale edildi. Bundan sonra devletler arasın- da çıkabilecek ihtilâfların mu: hane bir surette hal ve tesviyesi hakkındaki tahkimi umumi senedi- ne dair kanun lâyihasile Macaris- tanla aktedilen iadei mücrimin mu- kavelenamesinin, Sovyet bükü - metile aktedilen uzlaşma ve hakem muahedesinin ve ecnebi otomobil arabalarının tabi olacakları mali mükellefiyet hakkında Cenevre de imzalanan mukavelenin tasdi kine dair kanun lâyihalarının ikin- ci müzakereleri yapıldı ve kabul edildi. Bunu müteakip birinci müza - ik kanunların mü- resinde Hüsnü Bey (İzmir) söz a- larak dahiliye memurluğunda Baş- vekület ve şürayi devlette geçen hizmetlerin staj müddeti olarak kabul edilmesinin muvafık oldu - ğunu, ancak Büyük Millet Mec - İisinde de mülkiye ve hukuk mek- tebinden mezun memurlar bulun- duğunu ve Büyük Millet Mecli - sindeki hizmetlerinin de staj ka - bul edilerek maddeye ilâve edil - mesini istedi. Dahiliye encümeni namma Şük- rü Bey (Çanakkale) Hüsnü Be - ye cevap vererek heyeti umumiye ve Dahiliye vekâletince muvafık görüldüğü takdirde teklifin kabu - m mahzur olmadığını söyle - ki, Söz alan Dahiliye vekili Şükrü Kaya Bey Büyük Millet Meclisi - encümenlerinin mülkiye ve hukuk mezunları için staj görecekleri ve istifade edecekleri en büyük bir mektep olduğunu ve bu gençler - | den bir kısmmı encümenlere me - muvafık Müteakiben divanı muhasebat lâyihasımın müzakeresine devam e- dildi . 12 inci O madden 39 uncu maddeye kadar olan maddeler mü- zakere edilerek 39 uncu madde ü- zerinde oldukça münakaşalar ol - la söz alan Hüsnü Bey (İzmir) ahvali dey . letin meclisçe mürakabe edilmesi. nin şart olduğunu ve milleti hâl miyeti noktasından bunun esas bu- Tunduğunu ve bu esasın meclis ta- rafından divanı muhasebala tev - di edildiğini söyliyerek kabul edi. len bazı kanunlarla bu esastan ay-| rılmakta olduğu ve misal: olarak | ta Sümer Bank hakkında kabul e- dilen kanunu işaret ederek bu hu- susta bir karar ittihazı lâzım gel- | diğini söyledi. Maliye encümeni reisi Hasan Bey devlet sermayesile işliyen bu gibi müesseseleri bir tarafli mu - kayese etmek doğru olmadığını bunların ticari mahiyette bulun - duklarını ve bunlar (hakkındaki muamelelerin kendilerine ait ka - | rolünü muvaffakıyetle başarmış nunlar dahilinde yapıldığını söy - LE iğ Refik Şevket Bey (Manisa) , Refik Bey (Konya) gene bu me- sele üzerinde söz aldılar ve bu gi- bi müesseselerin kendilerine ait kanunlara halel gelmiyecek su - rette en son meclis namına hare - ket eden divanı muhasebatça hesap larınm mürakabe edilmesini iste - diler ve bu hususta birer takrir v T. Gümrük ve İnhisarlar vekili Ali Rana Bey de bu meselenin müzakeresinin mümkün olmadığı - nr ve bu gibi müesseselere ait nunların tetkikinden sonra mü - zakeresi icap ettiğini beyan etti. Nihayet mesele ehemmiyetine binaen hükümet O müvacehesinde müzakeresi muvafık © görülerek içtimaa nihayet verildi. Ana Banka (Başı 1 inci sahifede) ir la Merkez Bankası kanununun be- şinci maddesine göre devlet bütçe- sinden bu müesseseye faiz namı al- tında verilen tahsisatı tamamen milli müesseseyi, açığını için mutlaka kâr etmek endişesin- den kurtarmazsak, Ana Banka ro- ünü ve memleket iktısadiyatını canlandırıcı hâkim rolünü yapma- sı pek güç olur. Bize göre, Merkez Bankatınm faaliyet ve muvaffakıyetini ölçer- ken üzerinde durulacak ana mev- zular, şunlar olmalıdır: 1 — 1933 yılmda Merkez Ban - kası nakit sahasında ne gibi neti - celer almıştır? Bilhassa altın ve döviz ihtiyatı, geçen seneye nisbet- le ne kadar artmıştır? Türk para - sının istikrarını temin için kambi- yo piyasalarındaki alıcı ve satıcı mıdır? 1 — Bir âmme müessesesi ola - rak memleket iktısadiyatma ne gi- bi faydalı hizmetler görmüştür: üzerine aldığı clearing tatbikatın - da ne dereye kadar muvaffak Kısaca söyliyelim ki, bu mevzu- ların tetkikinden çıkacak netice- ler, bankanın tamamen lehindedir. Bununla beraber memleket ihti - yaçlarının, dileklerinin hududu ol- maz, Gönül ister ki, Merkez Ban- kamız, iktınadi hayatımızda daha mühim bir alâka ve tesir ile çalış. sm.. Ancak, bu alâka ve çalışma hududunun, banka kanunu ve esas nizamnamesi ahkâmmın hudutla- rını tecavüz etmemesi belli başlı bir şarttır. Merkez Bankamızın, nakit sahasında olduğu kadar, ik- tısadi sahada da sıkı bir faaliyet göstermesi; esasen gayesi icabıdır. Banka kanununun Büyük Millet Meclisinde müzakere'i esnasında o zamanki Maliye Vekili aynen şu sözleri söylemişti: “.. «Bugüne kadar bir çok boş- doldurmak için çalışan u Meclis ve onun ii bugün de iktisadi hayatımızda en büyük ve en modern bir cihazı ya- yatacak olan bu kanun lâyihasını ictkik edecektir.,, Bundan başka banka kanunun- da bu müessesenin: “Memleketin iktisadi inkişafına yardım gayesi- MÜTEFERRİK HABERLER | Nafia memur ve Müstahdemleri Kanun lâyihası meclis ruznamesine alındı ANKARA, 3 (Telefonla) — Hizmetten ayrılan nafia memur ve müstahdemlerinin 'yapamıya - cakları işler hakkındaki kanun lâ- yihası mecliş ruznamesine alınmış- tır. Lâyihanın aldığı son şekle gö- re Nafia vekâleti bu vekülete bağ- lı idareler kadrolarında istihdam edilen bilimum mühendis, mimar, ressam, fen memurları muhase - be ve levazım işlerinde çalışan bü- tün memur ve müstahdemler « ve diğer işlerde çalışan şube ve ka - lem âmirlerile bunlardan yukarı de recede bulunan memur ve müstah- demler her ne suretle olursa ol - sun hizmetten ayrıldıkları tarihten itibaren beş sene içinde: A — Gerek doğrudan doğruya ve gerekse bilvasrta şeriki mümes- sil, komisyonucu gibi her hangi nam ve hakla olursa olsun Nafia vekâleti veya bü vekâlete bağlı i- darelöre taallük eden ilerde müna- kasalara veya taahhütlere giren ve bu işlerin müteahhitlerinden iş a- lamazlar. Ve bu işlerde kullanıla- mazlar, B — Nafis vekâleti kontrolu al- tında bulunan imtiyazlı şirketler nezdinde hiç bir hizmet görmedik - leri gibi şirketlerde idare meclisi teli ve azası veya mürükiğ dabi ar. C — Yukarıda yazlı oiiceb- bitlerin ve imtiyazlı şirketlerin iş- lerini veâlet ve bu vekâlete bağlı idareler teşkilâtmda takip ede - mezler, ; Bu kanıma muhalif hareket- lerde bulunanlardan o memur ve müstahdemlere bu kabil memur ve müstahdemleri bilerek istihdam eden veya bunlarla ortak olan ve- ya bunlara iş havale edenler üç ay- dan üç seneye kadar hapiş ve 100 Hraya kâdar ağır para cezasile cezalandırılırlar. Bu kanun neşri tarihi; mu- teber ilkeler. > ipin Karadenizde sis Bir gemi karâya düştü baş tarafı parçalandı ZONGULDAK, 3. Poldan 5 ton Rus kö ile hare- ket eden ve yakacak kömürünü almak için buraya uğrıyan Barzilay kumpanya- sının Refah vapuru saat 22 de sis yüzün- den karaya düşmüş vebaş larafı parça- lanmıştır. Gemi ve yükü sigortalıdır. Ge- miyi kurtarmağa çalışılmaktadır. Ka radenizde kesif bir 8is vardır. mma mm miştir. Onun için Merkez Banka- sını yalnız altın ve altın döviz te- darikile hazine muamelâtınm ifa. sına memur bir ofis mahiyetinde telâkki etmek doğru “olmaz. Her halde, Merkez Bankamızın tutu - munda ve gidişinde tam bir isabet yardır. Gc “cek senelerin nakit sa- hasında olduğu gibi iktisadi saha- da da daha mes'ut ve verimli neti- celerini emniyetle bekliyebiliriz. Sürt Meb'asu le” tesis olunduğu da tasrih edil - Anlatan: Aka GÜNDÜZ 5 — Şey. Hani.. şoför kızı oldu- ğumu .... Bu sefer doktor, karısının boy- nuna sarıldı ve onu alnından öptü. Hemen belediyeye gittiler. Ar- zıhal verdiler. Benim gelini zorlu bir imtihandan geçirmişler ve bir i azdı çizdiden sonra ehliyet vesikası vermişler, Mutpak takımından tutun da diş çi bilmem nesine kadar herşey ha- zir. İki gün sonra yola çıkacağız. — Daha ne kaldı ki? — Millet borcu. Bakın herşeyi düşünüyorsunuz da o aklınıza gel- miyor. Seyyar dişçi olduğun için senden seyyar esnaf vergisi alacak lar. Bir arzıhal ile (tahsil şubesi. ne git. Ben seyyar dişçiyim de, bu yılın maktu vergisini ver. Yol ver- gisini de unulma. ; Makbuzlarını cebinde kalan paralardan daha dik katli sakla, Gün geldi. Sabahleyin erken- den kalktık. o Mudanyaya gitmek için Tophane o rıhtımında duran vapuruna bineceklerdi. Gelin hanım seyyar köşlerinin mo- torunu işletti. Bindik. Onlar önde ben harem dairesinde, Köprünün ortasma gelince pencereden ses- lendim. Sakın sağ tarafa bakma- yım. Haydarpaşa iskelesi gözünüze ilişmesin! Arabayı çizdirmeden, kırdırma- dan vapurun güvertesine çıkarta- bildik. Vapurun kalkmasma daha iki saat var. Vapurun baş tarafında ek e ni sermişler rıyorlar alaşıyor- lar. Bir tanesi memeli — Kaptan baba! Haftaya Mu- danyaya varır” mıyız? Kaptan baba homurdandı: — Zevzeklik etme! Söz misali canım. Hani ben iyi yüzerim Ke Rekorum var. İs- tersen Sarayburnundan yarışa kal. karız. Yirmi dört saat önce bine sam beş paranı almam! Kaptan gülmeğe mecbur oldu. Ben gelinle güveye bakıyorum. Gelin memnun. Gözü kapalı bir MAHMUT düşünüyor. Çünkü olan işlerin on- dan kalır yeri yok. Güvey mahzun. Mahzun olduğu besbelli. Hakkı var. Hakikat bazı defa hakikattir. Yıllarca İstanbul, Paris, Berlin, Kopenhag vesaire Sonra bir seyyar kamyonla kuru A- nadoluya... İnsan ne kadar vatan- perver olsa, ne derece milliyetci olsa gene bu hüznü duyar. Duymaz sa insanlık hislerini duymamış olur. Böyle bir hüzün duymak suç işle- mek değildir. Bu duygu tahteşşuur dan gelir, Yeter ki bu hüzün çabuk geçsin, Yeter ki insan hayat şartla- rına yeni bir hızla atılmağı bilsin. — Biraz mahzun durduğuma da- rılıyor musunuz? — Asla, Bu senin iradenin dışm- da olan bir duygudur. Daha Boz- buruna varmadan bu hüznün geçe- cektir. Çünkü sen okuyan, gören, bilen bir gençsin. Yalnız B ğüdüm: Kendini iyi besle de benzi ne kan, kollarına derman gelsin. Her yerde pastırmacı bakkalı bula- mazsm | Hepimiz gülüştük, Vapurda zincir takırtıları, tayfa gürültüleri başladı. Kalkış hazırlı- ğı var. — Ey çocuklar! dedim. Yazıp verdiğim reçeteyi bir kere de ağız- maceraya dll erek i- ye tekrar edeyim: Mudanyada, * lerini mutpağımı boş bırakmazlar. Acıklı bir Düğün dönüşü — Bir kişi ağır, üç kişi de hafif surette yaralandı | Evvelki gece Şehremininde U - | zunyusuf mahallesinde eski bir kin yüzünden dört ar kadaş biribirine girmişler ve neti- bede birisi ağır, diğerleri hafif su rette yaralanmış- tır. Vak'a şöyle olmuştur: Şehre- mininde Uzunyu- vaf mahallesinde Lâlezar sokağın - da oturan araba- cı Osman Efendi düğününe kasap Avnavut Salimi de davet etmiştir. İsmail, Mehmet, Ahmet, İbrahim i- simlerinde daha dört kişi de davet siz gelmişlerdir. Düğün sahibi Os- man Efendi bunları evinde izaz ve ikram etmiş, br de çilingir sofrası teftip etmiştir. Düğün evi sabaha karşı dağılmıştır. Evden çıkanlar - dan Ahmet, ve Mekmet isimlerin - deki iki kardeşi Silivrikapıdaki ev lerine gitmek üzere yollarına de - vam ederlerken, bunlardan evvel evden çıkan Salm ve İbrahim iki kardeşi önlemişler ve tecavüze geç mişlerdir. Bu hücum e'masında ka sap Salim bıçakla Ahmedi arka » sından ve sol böğüründen olmak ü- zere iki yerinden ağır surette ya - ralamıştır. Ve Mehmet te elinden, Salimin bıçağından yaralanmıştır. Yaralılar hastahaneye kaldırılmış lardır. Tahkikat yapılmaktadır. Vak'anın sebebi şudur: Ahmet bun dan bir ay evvel kadm meselesin- den İbrahim ile kavga etmiş, şim - diye kadar biribirlerine muğber i - mişler, Düğün dönüşü biribirle, girmişlerdir. Yangın başlangıcı Süleymaniyede İzzet Bey soka- ğında inhisar memurlarından Ha - lit Beyin evinin mutbak kısmından yangın çıkmış, o mutbağın bir kıs. mı yandıktan sonra söndürülmüş- tür, Mehmet Dayak iddiası Baltalimanında Balıkçılık mek tebinde müstahdem Hâşim poli iddia ederek şikâyette bulunmuş - tur. Dövenler yakalanmıtşır.. Yoklama ilmü haberleri Dünkü akşam gazetelerinden biri, üç aylık maaş yoklamaları i - çin, belediyelerin verdikleri ilmü - haberlerin malmüdürlükleri tara - fından kabul edilmediğini Yazıyor du. Yaptığımız W ta göre, malmüdürlükleri tarafından kabul edilmiyen ilmühaber yoktur. İlmü haberler belediyelerde iki şahit hu zurunda tanzim edilmekte ve şahit lerin müamel sahibi olan kimse ile ayni mahallede oturmuş olma- ları nazarı dikkate alınmaktadır. Yoklamalar bu ay sonunda ikmal edilecek ve haziran başında üç ay- lık maaşlar verilmeğe abşlanacak- tor. Bu hususta vilâyet muhasebe re tam beş ayda gideceksiniz. Tam eylöl ortasına rastgelecek. Reçete- ye yazdığım yerlerde birer ay ka- İacaksınız . Oralarda dişçi yoktur. Birer ayda çok iş yaparsmız. Gelinim sordu: Kırşehirde dişçi yok mu? Orası | vilâyet değil mi? — Valisi var ama dişçisi yok. — Kırşehir nasıl yerdir? — Anadolunun en güzel yerle- rinden biridi orada bir park içinde yaşadığını sanır. Ye- mişi, zarzavatı boldur. Para ver- mezsiniz. Çünkü verdirmezler. Hal kı çok iyi insanlardır. Dışardan ge- lenlefe garip derler. Ve garibin ki- Her şey ucuzdur. Ev kiraları ise be davadan ucuz. Çarşıya yakın bir ev tutarsınız. Bütün kış merkezde çalışırsınız. Yaz gelince kazalara, âyet kazalarına çıkarsınız. bir valisi vardır. Vali, fır. belediye reisi ve herkes size ellerinde: n gelen yardımı, ko- Oralarda dişçiye peşin para ve- yn Şayet bir köylü size gelir de erse: —Efendi, benim dişlerimi yap, Param yok. Harman sonu getiririm. Hiç tereddüt etmeyiniz. Hattâ otuz iki dişi de altından olsa yapı- Bilfüiz ki.harman sonunda © İ Bunun büyük bir Budapeşteye Giden heyetimiz Macar dostlarımız tarafın- dan hararetle karşılandı BUDAPEŞTE, 3. A.A. — Baş vekil M. Gömböş'un Ankarayı zi- yareti esnasında Macar parlâmen- tosundan bir heyet ile milli teşek- küller federasyonundan bir he- yet de Ankaraya gitmiş ve Gazi Hazretlerine tazimatını arzetmişti. Bu ziyareti iade etmek üzre dün başlarında B.M. M. reisi vekili Hasan Bey olduğu halde yüz aza- dan mürekkep bir Türk heyeti gel - miştir. Hududda kardeş Türk mil letinin murahhaslarını Macar par- lamentosu namına omebuslardan M. Teglassy o selâmlamıştır. Mü- maileyh Gazi Hazretlerinin Türki- yenin kalkınması için sarfetmiş ol- dukları muvaffakiyetli mesayi ve husule getirmiş oldukları muaz- zam eseri medhüsena ederek Ma- car mürahhaslarınn Ankara hatı. ralarma bahsetmiş ve Türk misa- firlerin de OMacaristandan ayni veçhile iyi ve hoş hatıralar götür- meleri temennisinde bulunmuştur. Türk heyeti, Büdapeşte istasyon- da başvekil ile hariciye nazırmın, Macar parlâmentosunun mümessil- leri ve milli teşekküller federasyo- mürahhas he- yeti, mebusan ve ayan azası tara- fından karşılanmıştır. İstasyonda başlarında sefir Behiç Bey olduğu halde Türkiye elçiliği erkân: da bulunuyordu. Mebuslardan M, Pe- karın hararetli sefa geldiniz söz- lerine cevap veren Hasan Bey bu dostane kabülden dolayi teşekkür etmiştir. Türk mürahhasları, müteakiben kahramanlar abidesine bir çelenk koymuşlardır. INHISARLARDA Afyon az Bu sene memleketimiz dahilin- de afyon zeriyatı mıntakalarında yüzde 45 derecesinde tahdit yapıl- mıştı. Havaların yağımursuz gitme sinin de bu seneki mahsulün mik - 'darmı biraz tenzil edeceği anlaşıl. maktadır. Bu itibarla gelecek sene afyon fiyatlarının yüksek olacağı şimdiden görülmektedir. Ham afyon talebi reddedildi Aldığımız malümata nazaran Avrupa uyuşturucu maddeler fab- vikaları karteli Türk - Yugoslav af- yon ihraç bürcsmma müracaatla bürodan ham afyon almak istedi - ğini bildirmiştir. Fakat büro hari- ce kendi damgasını havi olmayan ham afyon çıkarmamağa ve yal - ruz mamül afyon ihracına karar vermiş olduğundan bu talebi ved - detmiştir. —————— müdürü Vâhit Bey demiştir ki: — Bir noktai nazar farkı var - dır. İki şahidin imzasını taşıyan ilmühaberler belediyelerce tasdik edilmektedir. Halbuki bizce maaş sahibinin hayat ve memati hak - kında ve diğer hususlarda tahki- kat icrası lâzımdır. Bunu belediyeye bildirdiğimiz gibi Maliye veköletine de arzet - tik. Bununla beraber halka güç - lük olmamak için ge- ri çevirmiş değ köylü ne yapıp yapacak, paranızı tas tamam getirecektir. Köylü bu- dur. Onu seviniz. Ona hürmet edi- niz. Ve onunla, onun konuştuğu gi bi konuşunuz. Doktor gülerek sordu: — Peki, ya bizim satacak eşya- mız olmasaydı. Ya bu kamyonu a- lamasaydık ne olacaktı? (Herkes bizim gibi olmaz ya. — Ettiğin lâfa bak! Kamyonu olmazsa tabanları ile sırtı da yek değil ya. Giyer nalçalı papuçlarr. Yüklenir avadanlık çantasını. Da- yanır bastonuna o bu köy senin, o kasaba benim, yürür gider. Gitti ği yerde çarşının ortasında durur avazı çıktığı kadar (dişçi geldi! Dişçii! güzel diş yaparım! Ağrı- sız diş çekerim diş!) diye kendisi- ni tanıtır. Hayat bu yavrum, Eme- ği ile, namusu ile çalışanların böy- le rmaları ne suçtur, ne ayıp. bırakın da selâmetle Vapur düdüğünü son defa öttür- dü. indim. Vapur epey- ce açıldı. Son defa haykırdım: — Aman çocuklar! Sakın köprü tarafma bakmayınız! İskele mad- desi! Malüm ya... O sırada Akay müdürü arkamda değil mi imiş. Gülerek: — Yahu! dedi. Bizim iskeleye sına da caiıyorsun. £ SPOR Bisiklet yarışi Şişliden İstinyeye gid cek ve dönülecek Yeni Şişli spor klübü ta tertip edilen bisiklet yarışı Yis cuma günü sanat 7.de caktır. Mesafe Şişliden - İsti ayni tarikile avdet. j İştirak etmek istiyenler sam saat 6-8 e kulübe mür melidirler. Kaydedilmek içi gün perşembe 10-5-934 saat $İ dardır. Birinci, ikinci, üçü! lenlere madalyalar (veril Hakemler şunlardır : Tac ef. Süleyman ef. Aşot ef. D ef. Jüra ef. ve Hırant ef, Emirgâna gezinli I. 5. K. İstanbul Se . is iğind. : Klübü eri çi krine mahsus olmak üzere İİ 1934 cuma günü i Mısırlı İsrasil Paşa Parkında dan 18 e kadar ark yiyeceğini ve faal aa8 Senelik konğu dan Herkes kıyafetini de de Cümhuriyetin ilâ ye kadarki tiyatro hareketl tanbul Şehir tiyatrosunum, d şekküllerin ve Halkevleri belerinin faaliyetini gözden mektedir. Tiyatromuz. kitaba ilâve edilmiştir. Ta | Bir hekimin tababet kında düşünceleri Almanyanın meşhur op den Üniversite cerrahi kliniğiği sefi A. Bier, tarafndan 1926 * 1928 senelerinde makale #üpla Ankara Nümune sinir mütehassmı Dr, Şükrü tarafından dilimize çevrilmif tap halinde neşredilmiştir. — Azizim! dedim. Suç nesinden öncekilerde, Ne Bu iskele bize | tarihten kalmış. Eski eserleri mu hepimiz borçluyuz. Ayasof? yor muyuz? tte Haj iskelesini de olduğu gibi za edeceğiz. Ben (iski şekline bir şey demiyorum” yümünsüşlüğünü söyliyo — Sen iskele madd sir ; — Bir dişçinin ” — Öyle ise onu anlat. yapıyorlar? —Dün ankaradan” aldım. İkinci çocukları d* Bu seferki topaç gibi bir — Ankarada ne işleri zanıyorlar mı? — O kadar çok kazanı! Dört yol ağzında bir küŞÜĞ için gelmişler! Gene kal için gelmişler. 0) kurulup yola çıkacakları Aka 5 çi NN ” 1) Bu hikâyenin asit yodur. Yakında filmi 6 Biz hülâsa olarak livet kd seli

Bu sayıdan diğer sayfalar: