11 Mayıs 1934 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6

11 Mayıs 1934 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MAHKEMELERDE Emanetçiyiöldürenadam idama mahküm edildi Katil evvelâ taammüdünü ısrarla itiraf etmiş, sonradan işi deliliğe vurmuştur bir ci- isminde bir Zairanbollu simitçi Zafranbollu e- manetçisi Mehmet Ali efendiyi bı- Geçen sene Tahtakalede nayet olmuş, Emin çakla vurarak öldürmüştü. O zaman erime uzun uza- dıya yazdığımız bu cinayeti kari- İerimize kısaca hatırlatalım: Zafranboluda katil Emin, mak- tül Mehmet Ali Efendinin evin - den hırsızlık yapmış, Mehmet Aki efendi de kendisi hapse mahküm ettirmiştir. Emin bundan muğber olmuş, Mehmet Aliyi öldürmeğe karar vermiş ve adım adım takip etmiş- tir. Burada biçak almış, lemiş ve vapurdan çıkan Mehmet Aliyi Tahtakal 'dar takip etmiş, adamcağız kah - vede fincanı eline alıp ğına götürürken üzerine hücum ede- yanıma koyup bütün işlerini müş bir adam huzurile: — Yap bana bir kahve: Diye kahveciye bir kahve ısmarlamış - tır. eden katil kendisinin ifadesini'a- lan müddelumumi muavinine ve sonra istintak hâkimine verdiği i- fadede : — Mehmet Aliyi öldürmeği o kadar aklrma yerleştirdim ki eğer ben öldürmeğe muvaffak olma - © saydım, çocuklarıma vasiyet ede- <ektim, demi; T la ifade eden katil mahkemede işi deliliğe dökmüş, yaptığı hırsızlığı anlatırken: - Bir gece rüyamda Allah ba- bayı gördüm. Bana evin temelin- de define olduğunu . söyledi. U - dum, “kazarken duvar delindi. AL lah babanın sö dum, demiştir. İşte bu cinayetin davası dün ağ miştir, İddia makamını işgal eden Küşif Bey cinayeti bütün çıplak - Jığı ile teşrih etmiş ve katilin ta- ammüdünü isbat ederek 450 inci “ Hâkimler heyeti uzun müza - tir. İ kereden sonra kı etmiştir. Zabıt kâtibi Feyzi Bey ” #srafından okunan bu kararda E, £ minin idamına hükmedilmişti, Asılma kararı tefhim edildiği © zaman katilin nutku tutulmuş, hiç 7 bir şey söylememiştir. Âğır ceza mübaşiri Kadri E - | fendi kendisini teselli etmiş, ka - Tarın kabili temyiz olduğunu söy- « emiş ve mahkümü dışarı çıkarmış- Bitir. b p Yangın davası İzmitte görülmekte olan adli - iü yakalatmış ve bilet- miş, Bartindan gelecek vapuru bek | rek öldürmüş, sonra da bıçağını yandığım zaman kazmaya başla - ylediği defineyi bul. ceza mahkemesinde neticelen madde ile ceza verilmesini istemiş- nı dün tefhim | ledeki kahveye ka- | | Bu kadar soğuk kanlı hareket | dinlenilmesi çme başka güne bırakılmıştır. MÜTEFERRİK hitleri dün birinci ceza mahke » mesinde dinlenilmiştir. Dünkü muhekemede dinlenen »şahitlerden ihtisas o mahkemesi müddeiumumisi Mitat Bey adliye dâiresinden geç vakit çıktığı za- man merdiven altında ateş gör - mediğini, berber Mehmet Rifat e | fendi evinin adliyenin arkasında olduğunu ve saat 8,30 da altıncı hukuk ye sinin bulundu - ğu yangın çıktığını gör- düğünü, alt katta ateş sö di ğini söylemiş; Odacı Halim efendi de üst kat- taki aşçınm geceleri yemek pişir. diğini ve fakat seden iki ay evvel menedildiğini söylemiştir. Muhakeme gelmiyen bazı şa - hitlerin celbi için başka güne bi - rakıldı. Mahküm edilen kaçakçılar Gümrük O muhafaza teşkilâtı bundan bir müddet evvel Galata yolcu salonundan lüks neviden tü- valet eşyası bulunduğu halde ge » çerken Vasil isminde bir Romen gemicisini yakalamışlar ve bunun | vasıtasile maruf kaçakçılardan Kiy gork ve çirağı Mıgırdıçı yakala - muşlardı. Dün gümrük ihtisas mahke - mesinde bu kaçakçıların davasınm son celsesi yapıldı. Dünkü muhakemede Kigork 8 ay hapse, Mıgırdıç 6 aya mah - küm edilmişlerdir. Vasil 9 ay hap-| se mahküm edilmiş fakat yaşının | ufak olması ve Kigorkla Mıgırdı - çın ele geçirilmesinde yardımı gö- rülmesinden cezası 3 ay 22 güne | tenzil edilmiştir. , Beraet kararı Yenibahçede « arabacı Sadullahı öldürmekten suçlu sürücü Neci - bin muhakemesin edün ağır ce - zadz devam edilmiştir. İddia makamı Necibin (448) inci madde ile cezalandırılması - dı istemiştir. Müdafaa vekili Sa - dullahın öldürülmediğini iddia et- miş, beraet talebinde O bulunmuş- | tar. Mal keme heyeti uzun tetki- kattan sonra Sadullahım © Necip | tarafından öldürüldüğüne dair de-| lil bulamadığından Necibin berae- | tine karar vermiştir. | Aiâsttin Beyin muhakemesi Klişeci Alâettin Beyin bir jan- darınamızın vefatına sebep olmak. | tan suçlu olduğu dayanın rüye - tine dün üçüncü ceza mahkeme - sinde devam edilmiş, bazı şahitler dinlenilmiş, diğer bir kısım şahit- İerin dinlenilmesi için m: Bir maaş davası İstarbul adliyesi aza namzetle- HABE inci ders devresine başlanacaktır. Kırklarelinde İbrahim Tali B. in Tetkikleri KIRKLARELİ, 10 (A.A.) — Üç günden beri şehrimizde bulunan İbra bim Tali Bey, devair, mektepler ve ü tetkiklerini o yapmış, temas etmiş ve asılbeyli kö. pılacak mektebin temel at - ma merasiminde bulunmuş, kudutta De | reköyü nahiyesi mmtakasındaki köy - İ leri gezmiş ve köylülerle temas etmiş iyetleriyle Babaeskiye hareket etmiş - tir, İsparta orta mektep talebesinin tetkikati İSPARTA. 1 OCA. A.) — ta mektep talebesinden 75 #rlup tarih muallimlerine bi İ re 15 kilometre uzakta sundaki Saligosos harabelerine giderek tari - hi eserleri tetkik etmişlerdir. Bu e ; serlerin Etilerle kuvvetli alâkası oldu ğu tetkikat neticesinde anlaşılmıtşır. Sultanahmet hukuk © mahkemesi maaş mutemedi Mehmet Ali Bey aleyhine bir dava açılmıştır. Dava maaş davasıdır. Adliye yangınında Mehmet Ali Bey Mu - azzez hanımın mâaşını masasının gözüne kilitlemi" ve paralar bu - rada kilitli olara. yanmıştır. Muazzez hanım, Mehmet Ali Beyden maaşını istemektedir. Mah rinden Muazzez hanım tarafından i çavuş efendi ile ilk defa olmak ü- l İÜ zere karşılaştım: o Geceleyin köy | topa tutulmuş olduğundan hepimiz © geceyi mağarada geçirmiştik sa- Ü bahleyin erkenden yağmur ve ça- © umur arasında yol alarak hastahane- ye geldim ve asistan (Evandan) Ü ile bir saat kadar çalışmış idim ki karı birden bire açıldı ve (Smit- ten) çavuş silâhı elinde eşik üzerin de arzı endam ederek Buraya gel emrini verdi; size 'deliğinizden çıkmaya kim müsaa- de etti? Ben bu emre e yermiyerek işime devam etti. © Tanıdığım Casuslar (Meli, Knokaeri'in hatıraları Tercüme eden: AHMET CEMALEDDİN | ha Paza bak dedi haydi baka- çık dişarıya 'e birliğinin ce- vabını beklemen kapıya doğru yü- rüyerek herifi dehlize sürükledi. Bir iki dakika hiddetli sesler işit tim sonra eses vaziyeti alan iki me kerin biribirine çarpan topuk dar. belerinden doktorun geldiğini ladım. Filvaki biraz sonra dokto- run sert ve ince sesi duyuldu ve a- | sistan efendi neşeli bir tavırla av- det ederek: — Doktor efendi bu azgın herife | haddini bildirdi, dedi, artık size ehemmiyet bile | Asistan iri yarı sakin bir adam. | 'dı. Elleri o zamana kadar hiç bir erkekte görmediğim bir güzellik- te idi. Hastaların yaralarmı o kâ- dar ser biri surette ve o meharetle bağlardr ki hayret ederdim. Çavu- | İ şun ihtarı karşısında hayretle başi- nı kaldırdı ve vaziyeti anlamış ol- mal: ki çavuşa: ) dokunmaya bir daha cesaret ede- | mez. Şerrinden siz de kurtuldunuz. Vakrâ (Şimitten) çavuş bu va- | kadan sonra beni rahat bıraktı ise de bizi bir cürümle yakalayıp ceza- landırmak için daima fırsat gözet- | tiğini ve bizleri mütemadiyen ta- rassut eylediğini hissediyordum. Çavuş (Şimitten) in haleti ruhi- yesi itibarile kalabalıktan çekindi. gini anlamıştım bu itibarla kendi- | | sile yalnız başıma kemede şahitler dinlenmiş, tet - İaşmamaya dikkat ediyor ve on dört kadın için de hiç birimizi hususile en genci- miz olan (Veronika Kolton)u yal. nız bulundurmamaya çalışıyordum. Çavuş efendi hernedense (Veroni- ka) ile fazla görünüyor. du. İlk bombardımanlar esnasında babasını ve annesini kaybetmiş 0- lan bu kız uzun boyu tatlı gözlerile cidden güzeldi yetimlik biçare kı- zı vakitsiz bir surette genç kızlık hayatında ferdayı düşünmek mec- buriyetinde bulunan tek başına bir İm mevkiine atıvermişti. Ken- disi mümkün olduğu kadar baba- yani giyinerek melâhatini sakla. mak istemesine rağmen çavuşun nazarı dikkatini celbetmişti. Halbu ki (Veronika) çavuş © efendin mevcudiyetine tahammül edemiye- cek derecede kendisinden müte- neffirdi. Kendisile en sıkı, fıkı gö- rüştüğüm ahbabıma gelince (Ma- rika Valter) isminde iri yarı; ce- sur ve fedakâr bir kadındı. Yalnız (Ajyı (B)den tefrik edemiyecek derecede cahildi. (Marika) mak- tul Alman ordusunu istihza ve nef- retle karşılıyor, vatanına hizmet i- İ çin elinden gelen fedakârlığı yap- maktan o çekinmiyordu. Ayni za- Polis mektebinin imtihanları nihayet bulmuş ve mektebin 46 ıncı devresinden 150 yi mütecaviz polis memuru mezun olmuştur. Bu efen- diler dün polis merkezlerine yerleştirilmişeirdir. Yakında mektebin 47 RLER ! Reşit Saffet B. Viyanada ! bir konferans verecek İD VİYANA, 10 (AA) — Türkiye | terine ilübü reisi ve Kocaeli mebusu | Reşit Saffet Bey, diğer bazı mebus - İ larla beraber Viyanaya gelmişler ve Avusturya turing İlübü reisi M. Sera - | İ fella ve nazır M. Tral tarafmdan östir | bal olunmuşlardar. j Reşit Saffet Bey cuma günü yeni Türkiye haldında burada bir keenfe - rans verecekiir. İki döçenbin ilmi tetkikleri BURSA, 10 (A.A.) — İstanbul Üniversitesi Fen fakültesi eczacı şu- besi doçentlerinden kimyager Naşit Rifat ve asistan Mithat beyler memle- ketimizde mevcut nebatatın tababete ve himyaya hizmeti noktasından tet - kik için bir haftadan beri tetkikatta bulundakları Gemlik mıntakasından bugün şehrimize gelmişlerdir. Yarın Uludağın cenup mınlakasında tetkik. lerine devam edeceklerdir. Beyler ayni zaman lemesine hizmet için halk arasında verilen isimleri de tesbit etmektedirler. Bir müddettenberi şehrimizde xi - | safir bulunan Amerikalı profesör Fred K. Nielsen dün hukuk fakültesinde “Devletler umumi hukukunun tatbi - leyicilere teledim edilmiştir. Bundan sonra kürsüye gelmiş ve konferansını vermiştir. Profesör konfe- ransında ezcümle demiştir ki : “Yeni ve eski dünyalarda bir çok şehirlerle bir çok hükümet merkezleri- ni ziyeret ettiğim halde Türkiyeye gel memiştim. İşte bu sebepten dolayı bo yaeşlrur, eski ve modern şehre gelmek- hiğimân, ayni zamanda kendi memleke- lâde alâka verici duma dönüp te dostlarımla T dair konuştuğum zaman üniversitede *öz söylemiş olduğumu anlalmaktar. ge- .i er 7 REM duğunu kabul etmelle beraber , an cak faydalı bir surette ibata edebile - cek kabiliyette olanlara, ve multedir ve salâhiyetli müderisler tarafmdan ya - pılması lâzım geldiği İkamaatindeyim. Binaenaleyh bu üniversitede faydal: tet- kik ve tedris için mevcut müsmit şerai tamamile takdir. etmekteyim. Hu ku ümme todrisatı bakımin - | dan birleşik Amerikanın £ adliyecileri bilhassa müderislerin eviafile, tale - benin tedrisi ihata kabiliyetini göz ö - nünde tutmaktadır. klik için dav başka güne bızalali mişlır, Hırsızlık ve rüşvet Ahmet reis isminde bir ada - mın mavnasından hırsızlık yap - maktan ve sonra kendisini yaka - layan memura serbest bırakması i- çin rüşvet teklif eden Muharrem oğlu Sıtkı dün birinci ceza mah. kemesinde bir sene iki ay müd - detle hapse mahkâm olmuştur. ve bizim harap ve perişan köy de de rin bir beyaz örtü altında kaldı. Şa- yet batıdan gelen topların hiddet- li gürleyişleri işitilmeseydi bu be- yaz kar tabakası altında sakin ve müsterih uyuyan köyde sulh hayatı avdet etmiş zannedilirdi. Kânunu- evvel ortalarına doğru top sesleri biraz hafifledi. Ben de bundan yıl- başı yortuları dolayısile muhasema tın hafiflemiş olduğu mânâsını çı- kardım. Bu tahminimde yanılmı. yormuşum; zira ertesi gününden itibaren köy siperlerinden gelen üzerleri çamurlu ve yorgun düş- man kıtaatı ile doldu. Harbin bu başlangıç devresinde hissetmeğe başladığım kablelvuku hisler tahminlerimde ekseriya ya- nılmadığımı gösteriyordu. Anlaşı- lan ben daha o zamanlardan ken- dimi bilâhare sülük edeceğim ca- | susluk mesleğine hazırlıyormuşum, Kıtaat köye gelmeğe başlar baş - lamaz bizim muhafız çavuşumuz (Şimitten) cenapları gelen asker- leri köye yerleştirmekle uğraşmaya başladı. İşte bu yerleştirme ameli- yesi esansındadır ki eski ahbapla- rından (4) numaralı manga kuman | danı zabit vekili (Orthfeld)e tesa- düf etmiş; iki ahbap çavuşlar he- manda pek neşeli idi de, Yılbaşına doğru bol kar yağdı men kucaklaşmışlar ve (Şimitten) de ahbabına ve mangasına köyün Hukuk tedrisatımın ıslahı için olan mesairrizde talebe adedinin. #ehdidimi artuya şayan görmekteyiz. Helroku düveli doğrudan doğvuya tatbik edecek başlıca âmil ye vasrtala. | riciye vekâletleri ve beynelmi - izemeler olduğunu söyliyebile - yorum. ilerin, kanunlara yahut teşki - lâtı esasiyeye müteallik mahalli hukuku değil ve fakat hukuku düvel, milet ler sesinin bütün azasınm yüksek ka- »anu olarak kabul etmek lâzımdır. Hu- kuku Güvele bütün ülkelerin hukuku. Bun bir cüz'ü mazarile bakmak icap et- tiği halde ben hukukun ili şubesi ara- smda bir tefrik yapıyorum. Demek istiyorum ki, milletler kanu- nu kendisine ait olan mevzularn kon. trolunda ber şeyden üstündür, bu ka. mun inünasebetlerini tan — zimde her şeyden üstündür. Şayet mil. etler beynelmilel vecibelere göre Ya - yarak milletler ailesinde şerefli mev ini muhapli çeke MN sunda ise, hükümetin sa! fanı talip etmiştir. Konferansı müten- kip son sözü Tahir Bey alarak demiş - tör Hukuk Fakültesinde Hukuku düvel tatbikatı Amerikalı Pr. Nielson dün Üniversite- İde alâka uyandıran bir konferans verd | göre ölçmelidir. Amerikalı Pr. Nielson dün Hukuk fakültesinde konferansını ver.rwen da bulumamıyan rektör Neşet Ömer Beyinkileri de ilâve etmek isterim. “Asri devlet, eski devlet değildir. Es- ki devldi sadece siyasi ve hukuki bir #müessese idi. Eski devlette Kberal de- #mokrasi, yeni bir taraftan sınsflar, di- ğer taraflar da müstemleike ve müs - pm devletler arasındaki tezat var İm e eller yesi ve ba reketile izah edilebilen ü kelerin tasfiyesi vardar. Türkiye cihan mikyasmda bu hare « İketi temsil eder. Binmemeleyi siyaseti anti imperyalist ve memleketin tanzim ve idaresinde sınsiları tasfiye mebdelme gikikte milli kurtuluş hareketi yapan Feyizli yağmurlar AFYON, 10 (AA) — Bir hafte- dır her tarafa devamlı ve bel yağ mmuriar düşmektedir. Çiftçiler çek mem- mudur. BOLU, 10 (A.A.) — Vilöyetin mer kez ve mülakatında yağan yağmurlar kuraklık tehlikesini izle ettiği gibi yağışm vaktinde ve mebzul olması elin ler içim çek faydalı olmuştur. * Dün Türk - Yunan mubtelit mahkemesinde ondan faz- la davanın mürafaaları yapılmış- tır. Bu davalara sit karar iki a- Ya kadar verilecektir. > Dün Halkevinde Türk Ka - dınlar Birliği tarafından tertip e- dilen konferans tehir öştir. Bu teehhürün sebebi konferans ve- recek olan profesör Şemsettin Be- ay mezuniyet almış - tır. Kendisine vilâyet maiyet me- murlarından Hasan Şükrü Bey ve- kâlet edecektir. mükemmel binası olan (Tinden- berg)lerin geniş rahat ve havadar evini tahsis etmiş. Bu bina mürtefi bir noktada ve bizim kıtaatm işgal etikleri mevkie nazır olmakla be- raber o zamana kadar top ateşin- den fazla bir zarar görmüş değildi. Böyle damdan düşercesine sor şaşırtmış olmalı ki hayretle yüzü- ime bakarak: İ — Evet matmazel, dedi, ve ce - binden bir resim çıkararak bana u- zattı. Fotoğraf etrafını dört se - vimli kızın sarmış i nı gösteriyordu. Yi şefkatli bir tebessümle: — Zevcem ve kızlarım, dedi. — Yavrularımız çok güzel. Al - lah bağışlasın. Demek ki siz bir a- ile babasısr evlât muhabbeti nedir bilirsiniz. Burada Belçikalı kadınlar arasında genç bir kız var: Belki hatırlarsımız (Veronika)... Asistan başımı eğerek hatırladı- ğın söyledi. — Mösyö Evandon bu yavrucak bundan iki ay evvel bir bombardı. man esnasında hem anasını hem de babasmı kaybetti... Ve o Çavuş Şmitten'in bu kıza göz koymuş ol- duğunu; on dört kadını biribirin- den ayırmak için sabahleyin ver - miş olduğu emri bertafsil anlat - tım ve bu emirnamede merkez ku- mandanının şahsi jmzası olmadığı. nı da ilâve ettim. Asistan Evandan büyük sürle anlattıklarımı dinle, büyük ecza kutularından birisin - den bir tabanca çıkarıp cebine yer. leştirerek: — Matmazel, dedi, şimdi gidip bu meseleden zabitlere bahsetmiş olsam tifo korkusu altında çavuşa belki de hak verirler. Binaenaleyh ben gelip sizinle beraber bulunaca- ğrm. Baska çaresi yok. Hastabakı- cı neferlere de nerede bulunduğu- mu r vereyim ki icabında ge - lip beni bulsunlar, Karşımdaki bu adam da bir Al mandı, bir düşmandı. Fakat üni - formasının altında bir baba kalbi çarpıyor ve beni tamamile anlıyor- du. Bu adamla düşman mevkinde bulunmaklığımıza kalben teessüf - ler ederek kendisinden ayrıldım ve tamamile müsterih oldum. Âsislan Evandan kendisine itimat edilebi - lir, mert bir adamdı — ve icabinda Veronika'yı, bu biçare © yetimeyi müdafaa edebilirdi. Biz mahzenimizde keridimize gö re hazırlamış olduğum yortu sofra» sı başına henüz oturmuştuk ki kalpli asistan da bize iltihak etti, — Bitmedi — bir tees-

Bu sayıdan diğer sayfalar: