14 Temmuz 1934 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5

14 Temmuz 1934 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Alpine Di n Sex - AppeaPi: Clark Gable. Sinema dedikoduları çekiliyor mu? >— Ben hiçbir handa hiçbir Sevim sey kacağım, Önüme Bo rolleri ye cakir, en karısı Pat P, Arabistanın lavrensi Seçen film kumpane, iarfında yalnız bir Bu sene çevrilecek ee Lawrence'in alli a ikâye edecek © olan bir FiZRUD Ke Bunda kendi rolünü eli inin yapmasını temin içi z e dan bir direktör Lara v bülu eat Lawrence bu hususta. m'yi eklifleri ilmin ismi “Arabi e ai ved , Ki, dir. Ba filenin çer Yüz addedilmektedir. ydikodunun daniskası le rr gede ded kodular yapılır? Eddie eml mik d İ besi olduğumu öğrenebilmiş İ mız kim olduğunu değil Eddie'nin atacam oymıya. | i, ricaları reddet. gitmiş. Herkes yanında 19 yaşın- da güzel mi güzel bir kız görünce merak etmişler. £ “Kim? acaba kim?,, N hayet kızım hususi kâti al onu yanına almak için pansiyon - dan çıkarttığını da öğrenmişler. Ondan sonra alsın yürüsün dedi - kodu: “İşittiniz mi Eddie Cantor husu- dum. Hem de kızı geceyarısı mek- tebinden kaçırmış... , Ah şu Hollywood! Halbuki kâtibe kimmiş bilir mi- siniz? Eddie'nin şimdiye (Okadar mektepte bulunan kızı Marjorie i- mış. MariCilorywy Sinemaya nasıl girdi- gini anlatiyor Bu sevimli artistin sinemaya girmesine bir güzellik müsabakası sebep olmuştur Marie Glory çocukluğunu ve si- nemaya nasıl girdiğini anlatıyor: — Küşükken,diyor, çok yara - mazdım. Ele avuca sığmaz afacan- lardandım, Normandiyalıyım. He- men hemen bütün çocukluğum kır- larda geçti, Havayı güzel bulmaz mıydım? Beni evde aradımızsa bu- lun, .. Benim gibi birçok çocuklar bir araya gelirdik, koşar, oynar a- açlara tırmanırdık. Eve döndü - ğüm zaman kollarım ve bacakla. rım da esvabım gibi paramparça idiler. Oradaki ilkmektebe de gi- diyordum.. Ama çalışmak nerde, ben nerde... Budala değildim, ka- | fam alıyordu ama çalışmıyordum işte... Hep sınıfın sonuncusu idim. Böylelikle bu mektebi bitirip lise- ye gittim, Muhasebe ve Stenogra- phie - Datylographie dersleri al. dım. Kim derdi ki sonra beyaz per | dede daktilo rolü yapacağım. Bir gün annem, babam hep bir- | likte Parise gittik, İlk zamanlar orada burada dolaştım, şehri gez- dim. Nihayet aklıma “ben ne ola- cağım?,, geldi. Ben ne olacaktım? | Küçüklüğümde yere bir ip serer ü- —xinde muvazene bularak yürü - meğo çalışırım. Bü oyunu çok sev- diğimi hem de çok muvaffak oldu- ğumu hatırladım, Babammn bana ip cambazlığı yaptırmıyacağını bil diğim için daha yukarılara göz dik tim. “Ben, dedim, operada dansöz olacağım.,, Babam: “Sen bilirsin kızım, dedi, fakat bir daha bana görünme.,, Ne yapayım? ne yapayım?, Mo- dayı çok severdim.. Modayı ma - dem ki seviyorum ben de şapkacı | alurum.. Şapkacı olurum demek ko lay ama, olmak (o güç... Elimden bir iğne sokmak gelmez, değil di- kiş dikmek teyel bile yapamam. Ü- tü yapayım derken parmaklarımı ütülerim... Bu iş böyle yürümiye- cek... O sıralarda Havre'da bir gü- zellik müsabakası yapıldığı rendim.. Birinciye nakli mükâfat vardı. Ne olurdu sanki ben de bir kere şansrmı deneseydim... Herkes bir piyango bileti alır, ya çıkar ya çıkmaz. Çıkarsa ne âlâ, çıkmazsa ne olur? Ben de bir kere müsaba- kaya girerim, kazandım âlâ.. Ka- zanamazsam bir şey kaybedecek değilim ya... Nitekim kazanama - dım da... Fakat Mösyö de Waleffe “üzülme kızım dedi, bir de Paris- te umumi bir müsabaka olacak, se- ni ona yazalım. .,, O kadar rsrar et- ti ki bir kere muvaffak olamadığı. mı unuttum, razı oldum. Paristeki seçmelerde sona kalan beş kişinin arasında ben de var - dım. Suzy Vernon Nis Güzeli ola- rak iştirak etmişti... O birinci ben de ikinci olduk. Bu müsabakadan ben ne kazandım? Hiç; yok hayır Mösyö Lötrange'ı tanımama vesile oldu. Sonraları bir gün ona rast- geldim bana bir şapka mağazası. nm sinema ilânları için poze etme- mi söyledi. Peki, dedim. Böylelik- le stüdyoya girdim. o O sıralarda (Paris) ismindeki film çevrilecek- ti. Bana da bir rol verdiler, Be - nimle'beraber o gün ilk defa film çevirecek birçok kızlar vardı: Ar- lette Marchal, Marie Beli, - Dolly Davis bunların arasında idi. O za- manki filmlerde Marie Glory'yi a- rıyacak olursanız, boşuna zahmet etmiş olursunuz. O zaman ismim Arlette Genny idi, ve ilk filmleri hep bu isimle çevirdim. Beni bir gün Jagues Manuel'e takdim etti- ler. O da Marcel 'Herbier'ye tak- dim etti. O da bana Miss Helyett filmini çevirtti. Sonra baktı ki ça- lışmıya pek niyetliyim tuttu ismi- bile değiştirdi Marie Glory oldum. Beni çalıştırmıya başladı. Öncele- ri beceremiyordum. Yavaş ya- vaş öğrendim ve on beş gün sonra Marcel L'Herbier “Para,, filminde başrolü oynıyacağımı söyleyince şaşkınlıktan adeta dilim tutuldu. Filmi çevirmiye başladığımız za- man da tirtir titriyordum. İlk muvaffakıyetim bu filmdir. M. PHerbier bile beğenmişti.,, Jean Crawford'un en son. bir portesi. 35 Meslek Raymon Cordi evvelce neler yapmış? Bunun da aktör olmasına kızı sebep olmuş ve Daha küçükken sinemaya giren- ler müstesna, her artist, artist ol. madan evvel bir veya birkaç mes- lek tutmuştur. Bunların içinde en çok iş değiştiren kimdir bilir misi- niz?. Raymond Cordy! Şimdiye kadar kaç işe girip çıktığını kendi- si bile tam olarak sayamamakta - dır. Kendisi diyor ki: — Bir gün merak ettmi, saya - yım, dedim (35) e kadar çıktım. Unuttuklarım da caba! Bir sürü yere başvurduktan son- ra nihayet artistlikte karar kılan Raymond Cordy'nin hayatını ken- di ağzından dinliyelim: — 9 kânunuevvel 1898 de saba- hın altısma doğru Vitry - sur - Sei- ne'de büyük kardeşimden tam 25 dakika sonra doğmuşum. Annem aktristi. Babam mı?. Babam bizim mi değildi. Bana gelince 17 yaşımda sahneye çıktım, Ben - deki tiyatro merakımı irs i zannet- meyin, yaradılıştan (filân değil, Sahneye çıktım. Çünkü para ka - zanmıya mecburdum.. Niçin mi?... Çünkü baba olmuştum. Ya işe be- nim aktör olmama kızım Jeannine sebep oldu. Yoksa annem tiyatro | yapmama kat'iyyen razı değildi; “Sen ticaret yap,, derdi. Harbin başlangıcında turneye çıktık. Sekiz ay Mısır, Madağas- Sinema artistler'nin hayatı zannedildiği kadar kolay ve eğlenceli değildir. Hergün on binlerce mumluk projektörlerin saçtığı ateş al- tında sabahın saat yedisinden akş am geç vakite kadar stüdyolarda çalışmak mecburiyetinde kalan artistler, yazın ancak bir hafta on gün kadar bir tatil yapmaktadırlar. Yu kardak! resimde tatillerini Kalifornia sahillerinde geçiren ve stüdyoların sıkıntısını unutmağa çalışan ne- i şeli bir grup görüyorsunuz. kısa birzamanda kendisine şöhrettemin etmişti kar, Moris Adası, Hindistan dört döndük. Otuz kadar rol yaptım. Derken işin içine harp karışmca tiyatroculuğun yarım kalacağı bel- li idi. Mütarekede gene tiyatroya döndük. Bu sıralarda bir çocu - ğum daha oldu. Aktörlük adamı beslemiyor ki.. Hele insan dört ki- şi oldu mu.. Ne yapmalı? oElden düşme, kullanılmış otomobil sat mıya başladım. Ondan alıp öteki- ne satıyor gündeliğimi çıkarıyor. dum.. Araba satmak modası da geçin- ce kahvecilik ettim. Ondan sonra neler olmadım: Necilik etmedim: Seyyar satıcılık, komisyonculuk , makinistlik, postacılık, esnaflık.., Daha ne bileyim ben bir sürü işler. Kim parayı gösterdi “haydi şu iş var yap,, dedise o işin daha doğru- su o paranın peşinden koştum. Ne yaparsın parasızlık. o Arada işsiz kaldığım zamanlar da oldu. O za- man haydi tiyatroya. Kasabzlara, köylere gidip temsiller verir, ekme #imizi çıkarırdım. Sinemaya gir - mezden evvel de şoförlük yapıyor- dum. Eğer taksimi kullandığım si- ralarda birisi çıkıp ta bana “sen bir günartist olacaksın,, deseydi katıla katıla gülerdim. Rüyamda artist olacağımı görsem hayıra yor- mazdım, o kadar artistlik aklımda fikrimde yoktu.. Bir gün Rene Clair “Milyon pe- şinde,, filmini çevirmiye başlar.Bir şoför lâzım olur. Karşılama ben çıkarım. “Haydi derler, sana iki günlük iş var...,, ben işi değil ka- zanacağım 200 frangı düşündüm, peki, dedim. Sahneyi tarif ettiler: Müşteriyi polis merkezine götüre- Mİ an büz vakti fazla bekletecekmiş ben de buna hiddetlenip içeri girecek ve adama çatacakmışım. “Bundan kolay ne var?,, dedim. İşe başladık. Müşte- ri beni çok bekletince sahiden $0- förlük 'damarlarım kabardı. Sahi- den kızdım. İçeri bir giriş girdim, bir söyleniş söylendim. Karşımda- ki adamı sahici müşterimmiş gibi içimdekileri boşalttım. Söyledikle- rim oradakilerin pek hoşuna gitmiş pek eğlenmişler. Bunun üzerine be ni iki gün yerine 17 gün çalıştır. dılar. . “Milyon peşinde” den sonra Re nö Clair “Yaşasım hürriyet,, i ce- virmiye başladı. Ne dersi Bu filmde bana milyarder rolünü, ya- ni başrolü vermesin mi? 3 İşte bu rol beni figüranlıktan çi karıp artist sırasına soktu. Ondan sonra artık epeyi muvaffakıyet ka- zandım.

Bu sayıdan diğer sayfalar: