16 Temmuz 1934 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

16 Temmuz 1934 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Mutlu kavimlerin tarihi yoktur. derler. Galiba, Yahudilerin — o sözün aksine 0- larak — gayet uzun ve gayet heyecanlı bir tarihleri bulunduğudur, bu kavim ne tarihte, ne de zamanımızda mutlu bir ka- vim sayılamamıştır. “Daha Beni İsrail diye ayrıca bir kavim olarak yaşadıkları zamana sit olan, ve mukaddes . e Yahudi olmıyan bir Müsevi dini vakın Yahudiler arasmda çıkmıştır. Fakat sonradan başka birçok kavimler arasında da Musevi dinine gir- miş olanlar pek çok olmuştur. Şimdi Mu- hudi olmıyanları Museviliğe kabul et- mezler, Fakat tarihte her vakit öyle olmamış- 5 taci Yonu, bir aralık Şam pek familyalarile birlikte Musevi dinine gir- dikleri bilinmektedir. e Müslümanların peşinde İspanyaya giden ve oradan bü- tün Avrupaya ve Afrikaya yayılan Mu- seviler arasmda böyle Rumlar ve Araplar da vardı. Kendisi Yahudi olmamakla beraber ki Yahudilerden başka — herlessçe ma- Tümdur. Yahudiler kendi başlarma gelen felâ- ketlere sebep yalnız din ayrılığı olduğu- Du sanarak din propagandasını çoktan beri kesmişler, fakat bu tel dünyadaki Masevilerin hepsini İsrail oğullarından- gü günüme bağ ra a, MEn hakikatte bugün dünyada İs- rail oğulları denilebilecek bir kavim yok- | tur. Her kavmin arasında Musevi dinin- de bulunan adamlar vardır. Fakat bua- damlar, arasmda bulundukları kavmin Kaplan Reis mırıldandı: — Ben onlara ne istiyorlarsa ge tirdim. Yarın gelsinler. Ben vere- ceğimi bilirim, Osman, köşesinde krvranıp du- ruyordu: Babam şu sarıasma vura- cak floberi çıkarsa da bir görsem, diye! Böyle düşüne düşüne yorgunlu- ğu bastırdı. Uyuklamıya başlayın. ca babası kucakladı, öteki odaya götürüp yatağına yatırdı. Kadınım gözleri parlıyordu. Yal nız kalmışlardı. Erkeğin (gözleri parlıyordu. Çocuk uyumuştu. Kap- lan Reis birden bire irkildi. Bir ih- tiyar asker doktoru ona şunları söy- lemişti: — Kadın veremin en büyük iste- diği erkektir; erkek veremin de ka- dın... Verem'n en büyük düşmanı ne açıktır ne de sert poyraz. Sade- ce karılık kocalıktır. Bundan sakın reis! Ama nasıl sakınsm? Iste bu saz gibi kadınin ve demir parçası gibi Milli et'in romanı: 23 A akamete ksilen edi ve meri Yİ Öz dilimizle | SANA Güneş... Kayıkta dolaşıyorduk. Sıcağa yüzü olmıyan bir arkadaş, kafasını mendille sarmağa çalışırken: — Güneş, ne de yakıyor.. diye- cek oldu. Yıldızlar üzerinde epeyce uğra. şan bir arkadaş içimizde idi, ö- ze 5 — Çocuklar, sakın güneşten yük- sünmeyin ( 1)... biz, bütün yaşayan- lar, güneşin çocuklarayız. Ne varsa, üneş duk? Olduk diyelim, sonsuz bir ka- vanlık içinde nasıl yaşardık? Akı, karayı nasıl seçerdik? Soğuk kış günlerinde güçsüz « şığını bin istekle aradığınız güneş- ten, yaz gelince neden kaçarsınız? Bırakınız, deriniz, bir parça karar- sın, bırakınız gövdenizin şurası bu- rası azıcık yansın... Bu bol ışıktan o kemiklerinizin e ar dayanıklı girersiniz. ye mmekleendlarii b Bu delay, önlere yl ona Tanrı diye tapınanlar old sıkıp ta “kimmiş benim bu öz ışt- ğem altında açık başla dolaşanlar?, Diyecek olursa ne yaparız? M. SALAHATTIN Bugünkü program 223 Kh. VARŞOVA, 1345 m * TAS: Oda musiki. © 1945: Marahabe, 581 Güzel sanatlar. 20) Mekiel Toe ri, — Musnhabe. 21,12; Hafif orkesire musikisi, 21,50: Haberler ve zirai neşriyat. 22.12: Po- puler senfonik orkestra konseri, 23: Edebiyat 23,15: Dama musikled, 24: Musahabe, 323 Khs, BÜKREŞ,M3 - 15 Gündüz ». yakı, 19,06: Karışık orkesira konseri. 20: Ünü- verslle radyosu, 20,15: Radyo orkestrası. 21 Konferans». 21,15: Oda musikisi 21,45: 4 sahabe. 22: Tagannili konaör. konseri, 23: Haberler. 23,30:fKı seri, 230 Kız. LÜKSEMBURG, 1304 m. Polonya neşriyatı. 20: Piyana konseri. 20, 20 Musahaba 2025: Radyo orkestrası. 2040: rası. b Haberler. 2d: aDas 401 Ki, MOSKOVA, 48 m 3889; Manababe, — Tapeesili konser. 204 Dana mi 2 Khz MOSKOVA (tin) 361 m. 16 Hafif masikisi — 1720: Mesahabe: 20 grkesira ve kore komeorlerl 22: Dans mask. 545 Khr BUDAPEŞTE, 580 m. 1945: Plâk. 20,30: Musahabe. 21.30: Konser- yatavar salonlarından © naklen org konseri. 23,15: Cazbant, 24; Almanca 240: Sigen musikisi, | 191 Khz. Dentachlandasnder 1571 m. 21-15: MÜM meyriyat. 21.45: Munababa, 22, e riya, 24 İmren Tal e 23, Avusturya, 2320 Haberler, 23.45: Dans musikisi, 592 Khx, VİYANA 567 ii heyeti, 2130: Son- hal Yazan: AKA GÜNDÜZ kendisinin gözleri parpar yanıyor. Karısı bekliyordu. Kaptan karısına seslendi: — Gülbeniz! dedi. Ben ayrı yata cağım. Çok yorgunum. Sen de has- tasın. Kadmın titriyen dudakları ko - casına cevap verdi: — Tek sen yanımda yat ta ben ö- leyim. Ne çıkar? Ben başka bir şey istemiyorum ki. Yattılar. Sansarosun anası yedi kuşak a- nadan veremdi. Bu verem soyları- na ne sevdadan, ne kederden gel memişti. İnsanlardan, başka in- sanlardan geçmişti. En son Gül - beniz'e miras kalmıştı. Kaplan reisin karısının miraslı verem olduğunu ilk önce belediye doktoru meydana çıkarmıştı. Ça. lışkan, namuslu bir aile olan Kap- lan reis bu toy doktora sormuştu: men biz hastalık “de — Öyleyse ne yapayım doktor | bey? — Çok ko'ay. Verem yizmiile| ! Bizde heykeltraşlık pe ynymemmi en genç bir sanat üç heykletraş ismi veremezler, En büyük, en şerefli, en masraflı âbide- lerimiz üzerlerinde bir ecnebi imza la- sırlar. Taksim, Sarayburnu, Ankara, İz- | mir, Samsun heykelleri macarca ve ital- | yanca © konuştular, © “Bizde hey- | yoktur, — olsaydı bünları | yabancılar y: ünü ne yapmak i di dedikoduları buraya nakletmekten ne fay da memul ki.. Taksim âbidesinin . rek- zine sebep olanlardan biri olan İsmail Hakkı Bey evvelce Milliyette açtığım bir ankete verdiği cevapta itirafı zenup | etmiş ve “vicdan azabı duyuyorum,, de- işindir ki mevsaum bu yabancı mahsul- kre | rücideği. o Halbuki O Ru. ieelinin © ve Anadolunun O uzak kö- şelerinde o mülevaziyane o rekzedil. miş o Kenanm O öbideleri bunların yanında bize, bizim hissimize en yakın olanlardır, Kenan, Türk olduğu için o- nun bütün eserlerini beğeniyorum,, de- miyorum. Kenanın ilk eserlerile son eser- leri arasmda kendi lehine mühim bir olduğunu işaret etmek İstiyorum. Elâziz ve bilhassa Silifke heykelleri Kenanın en olgun mahsulleridir. Zühtünün heykellerini bep bir pides- tal üzerinde gördük. Onun böyle parkla. rın ortasında, bahçelerde meydanlarda rekzedilmiş kocaman | eserleri yok. Her biri birer bible gibi küçük, birer avuç ça murdan yapılmış şeylerdir. Fakat Zühtü gerek 932 Alayköçkünde açlığı sergisin- de, gerekse D sergilerindeki bizde heykaltraşlığın meycdiyetine bü. tün dünyayı inandıracak kadar İni hai Mfieede heykeltraşın büyük ve güzel işler“ya, pabileceğine en büyük bir delil oldu. başlı yenilerden Nusrât gibi kuvvetli bir heykeltraşçımız daha var; İhsan beyden sonra Güzel Sanatlar a- kademisi heykel kısmı muallimliğine ta- yin edilen Mahir, ( Gazi büstleri yapan | Münür Hayrı, Burma o beykelini yapan Nejat, Kublay / âbidesini yapan Ratip | Hemme; asi vü irin Hek hanımlarla Hadi hepsi birer heykel ame- yorum. Çünkü eserler meydandadır. Ha- lep orada ise arşm burada. Bununla beraber bizde heykeltraşlık denip bunker silis SlkÜelizi ve hattâ saydıklarımın içinde ismini ilk çen işittiğiniz o sanatkârlar © bi- vardır sanırım. o Fakat bu irle bir yeriniz beykeltra - #m mahsulünü atelyesinden dışarı çıka” rabilmesi için büyük ve şişkin bir port- Föye sahip olınası veya yardım görmesi lâzımdır. Bunlar ne zengindirler ne de yardım görüyorlar. Bizde heykeltraş var mı? sualine “yok- tur,, cevabımı verenlere de hak vermeli- Iki yılda, hattâ bir yılda | bile geçer. — Peki ama ne yapalım? — Hanıma iyi bakarsın. İsviçre- ye götür. Sanatoryomlardan birisi- ne yatır, Biraz kendini topladıktan sonra kışı Nis'te ( geçir. Gelecek yaz Adadan, hiç olmazsa yakacık- tan ayrılma. Güneşli havada sırtüs- tü yatsm. Taze yumurta, et suyu, bol sulu pirzola. İki yıla kalmadan demir gibi olur gelir. Yoksa bu ru- tubetli memleketlerde | hanımı kaybedersin. * Kaplan reisi sordu: — Sen'bu yerlere ne vakit gel- din? Çok oldu mu? 5 Balkan barbinin başlangıcın- — Ha.. Ben o vakit i dim. Demek iki yıldır rm burada- sın. Ee — Iki yıldır buraları ö, İdin ba? Sn — Ne demek istiyorsun? — Bu milletin sana harcadığı paraya acırım demek istiyorum. Bunun üzerine öteki doktora git- ti. lerim ona: — Yapılacak bir ur, Elinden geldiği ğa ak doyur. Yalnız karılık kocalık isini ölesiye bir yana bırak. Unut. De- Sabihe | Ahmet | olları m Deniz ya erer 42362 — Sirkeci ili Mike Han. Tel 22740 Trabzon yolu ÇUMHURİYET vapuru 17 Temmuz SALİ 20de Galata sun, Fatsa, Gireson, Vakfıkebir, Trabzon, Rizeye. Dönüşte bun- lara ilâveten Sürmene, Ordu'ya uğrayacaktır, (3876) oo 4201 Bartın yolu BURSA vapuru 16 Temmuz PAZARTESİ 19 da Sirkeci rıhtımından kalkacaktır. (3899) İzmir sür'at Iskenderiye yolu ”” İskenderiyeye cek ve e (3949) DİKKAT: İzmir Vapuru yal. nız bu haftaya mahsus olmak ü- zere Pire'den sonra (o Portsait'e uğrayıp İskenderiye'ye gidecek- tir, Fatih sulh ikinci hukük © hâkimli. inden; Feyzi Efendinin Yedikule Karicin- de Fatih Sultan Mehmet mahallesin de Silivrikapr caddesinde 1 - 1 No. lu bostanda mukim Avni © efendi Mali Ağa aleyhlerine ikame eylediği tahliye ve bedeli icardan alacak dava» sından dolayı müddesaleyhlerden Avni Efendiye ikametgâhının meçbuliyetin- den dolayı tebligat icra edilemediği teb. liyat varakası zahrındaki meşruhat » tan anlaşılması hasebile bittalep on beş gün müddetle ilânen tebligat icrasına karar verildiğinden yevmi muhakeme olan 17 eylöl 934 saat 15 te mahkeme- de bizzat hazır bulunmadığınız veya bir vekil göndermediğiniz takdirde hak - kınızda gıyaben muamele icra edilece- Gi ilân olunur. (1150) ZAYİ — Fatih Malmüdürlüğünden heykeli de bizde | almakta olduğum 2567 numaralı man #rmm senedi resmisini kaybettim, Yeni- sini alacağımdan diğerinin o hükmü yoktur. Merhum kaymakam Celâl Be- Yin zevcesi Cevahir banım . © (1183) ZAYI: Beyoğlu Malmüdürlüğün - 0157) Asrın umdesi “ MİLLİYET * tir. ABONE ÜCRETLERİ : Türkiye içim Hariç için LK. LK. yiz. Zira bunlar ber biri kaplı Meşe Ebi yi NACI mişti, Bununla beraber, | işte bu gece a m Gülbeniz, ancak sabaha karşı uyuyabildiler. Gülbenizin babası bıçakçı Ziver usta idi. Ziyerusta bir bi- çakçı ve demirci idi. Fil dişi saplı bıçaklar, karadeniz işi saldırmalar, kakmalı çatal bıçak takımları ya- pardı. Karısı veremden öldükten sonra on iki yaşında kızı Gülbeniz- le yapayalnız kalmıştı. Akraba, makraba.... hiç kimsesi eN Dö9- babası balıkçı Hasan. Balıkçı Hasan Yemende kaldık- tan sonra Ziver usta Kaplanı ev - lâtlık edinmişti. İki kimsesiz aile bir ev halkı gibi yaşıyordu. Zi- ver ustanın tek kızı cılız, hastalıklı, sıska, aşağı yukarı epeyce çirkin bir şeydi. Onu evlendirebileceğini ummuyordu. Derken bir kulpunu buldu: — Kaplanm anasını ben alırım. Gülbenizi de bir gün Kaplana veri- rim. Dedi ve bu işi yaptı. Kasabalı Ziver ustayı çok zen - gin bilirdi. İkinin üstüne beş ka- tar, yukarıdan bir o zeytin verirse. aşağıya bir boş tulum tutar cimri- lerden tanınmıştı. Dükkânda ken- Istanbul Deniz Kumandanlığından Irak ilk mektepte Derleme Müdürlüğüne. Kasımpaşada Divanhane Sarayında bulunan Deniz Ge“ dikli Küçük Zabit Hazırlama Askeri Orta Mektebine bu sen€ : z talebe alınacaktır. I — Mektebe girmek için ilk mektep şahadetnamesini ha“ iz olan 14 ilâ 16 yaşında bulunan her Türk vatandaşı matlüp' evsafı haiz ise girebilir. II — Mektepten bu sene çıkıp donanmaya gönderilecek mezunların noksan kadrolarını doldurmak üzere 18 yaşını ik* mal etmiş ve ilk mektep şahadetnamesini haiz denizciliğe me raklı genç ve gürbüz talebeler de alınacaktır. “Orta Mektep müdavimleri tercihan kabul olunur.,, ITI — Kayıt ve kabul ve sıhhi muayenelerinin ikmali için 1 Temmuzdan 15 Ağustosa kadar müracaat etmek lâzımdır. IV — Müracaat edilecek mahaller: Istanbul Kasımpaşt” da Deniz Gedikli mektebi müdürlüğü, Ankarada Deniz Müs- teşarlığı, İzmitte Ussübahri Kumandanlığı, İzmirde Deniz Ku mandanlığı, Vilâyetlerde Askerlik Şubelerile o mahallin en bü yük askeri makamıdır. (3748) o 4086 DEVLET DEMİRYOLLARI İDARESİ İLANLARI Lokomatif Duman ve Alev borulariyle bağalık çelik bo rularm kapalı zarfla münakasası 27 Ağustos 934 pazartesi günü saat 15 te Ankarada İdare Merkezinde yapılacaktır. Tafsilât Ankara ve Haydarpaşa - Veznelerinde Onar liraya | satılan şartnamelerde yazılıdır. (3850) 4171 1 — Irmak - Çankırı üzerinde Tüney Istasyonu civa” b rmdaki taş ocağından 3000 M3 balast. 11 — Kayseri - Sivas üzerinde Gemerek İstasyonu ci- taş ocağından 9000 M3 balast, IN — Fevzipaşa « Malatya üzerinde (OKöprüağzı İs | tasyonu civarındaki taş ocağından 15000 M3 balast. IV — Kayseri - Sivas üzerinde oSaroğlan İstasyonu civarındaki taş ocağından 5000 M3 balast. Samsun - Sivas üzerinde Samsun İstasyonu icvarın daki taş ocağından 5000 M3 blok. Ş Yukarda mahalli teslimi ve miktarı yazılı blok ve ba- ! lastlarm kapalı zarfla münakasaları 4 Ağustos 934 cumar- tesi günü saat 15 de Ankara'da Idare Merkezinde yapılacak tır. Tafsilât, Tüney Sarıoğlan ve Gemerek için Ankara ve” Kayseri Sam için Samsun ve Ankara; Köprüağzı | için Malatya ve Ankara Veznelerimizde beşer liraya satılan şart“ namelerde yazılıdır. (3805) 4200 Matbaa Sahiplerine rem 2 5 kii . - . Vaz Maarif Vekâletinden: (5 1 —21-6-934 tarihli ve 2527 numaralı basma yazı fs ve resimleri derleme kanunu mucibince Türkiyede 2-7-934 İm“ tarihinden itibaren her türlü baskı usullerile basılıp neşredi- Del len basma yazı ve resimlerin beş nüshasının basanlar tar | b fından Maarif Vekâleti emri ne verilmesi mecburidir. İİ hem 2 — Verilmesi mecburi olan eserler şunlardır : Gazeteler, ajans tebliğleri, mecmualar, kitaplar, risale İer, tahsil tezleri, haritalar, atlaslar, tablolar, oyma baskı lar Çetik); bek çöğite vel esiratieymekini hali tel var ilânları, kılavuzlar, plânlar, krokiler, destan ve şarkı mecmuaları, musiki notaları, dans notaları ve e pi- yesleri, cemiyet ve şirketlerce ( neşredilen raporlar, Si sit kataloğlar, takvimler yıllıklar, yıllaçlar ve le ğ — Bu eserler neşirleri tarihinde n itibaren en çok beş içinde aşağıda yazılan makamlara makbuz linde teslim edilecektir; a) Ankara'da Maarif Vekâletinde Derleme memurluğu na, b) İstanbul'da Ebussuut caddesi civarında 48 numa ii ©) Diğer vilâyet merkezlerinde Maarif Müdürlüklerine d) Kazalarda Maarif memurluklarma. 4 — Forma forma, cüz cüz veya cilt cilt çıkarılan tap ve sair asma yazı ve resimlerin her forma, cüz veya çıktıkça verilmesi mecburidir. 5 — Verilmesi mecburi olan basma yazı ve resimleri müddeti içinde vermeyenler elli liradan aşağı olmamak ü- zere hafif para cezasile cezalan dırılır ve vermediği basma yâ zı ve resimleri aynen vermesine de hükmolunur. — (3810) 4164 Kaza kaymakamı kalan zavallf | lar tarafına geçti. Bu yağmayı ii » tırmamak istedi. Fakat kadı ve kâ8 yası İstanbula yazdılar: Bu gen$ kaş makama zındık herifin birisidir” Şer'i şerifin tatbik edilmesine mü” “| maneat ediyor. Halk telgi a galeyan halindedir. Habuki ayl bir şeyden baba ri yoktu. Şer'i şerif © yerine gelsi8 diye Dahiliye Nazırı Dadat Şerif genç kaymakamı hemenaz“ ği letti, hem de Şürayi Devlet mah * kemesine verdi. Kadı çalacağını çaldı. Kassam lar paylarını aldılar. Mahkemei ş€f iye kâtipleri harci masrafı üleşti * Ziver usta damadına bi: taka aldı. Tayfa düzdü ve iş kurdu. Kap lan o günden sonra Kaplan reis ol- muştu. Neye yarar ki Balkan harbi / çattı. Kaplan reis Kırkkilisede bozu- lan orduda yaralanarak geriye ge- tirilip bir hastahaneye yatırılmış- tı. İşte o günlerde idi ki parasına göz koyan bilinmez adamlar Zi- ver ustanın evine girm'şler ve ge- ce yarısı ihtiyar adamı boğazlamış- lardı. Yaygaralar çabucak duyul- | duğu isin bir şey alamadan savuş- | muşlardı. Evin içinde bir ihtiyar ana ile © ler. Herşey mezat edildi. Tellâkiy& bir taze gelin, bir de bebe kalmış- | mellâliye derken Ziver ustanın Öğ w hiçbir şeyi kalmadı. Üstüne üste” b. Herkes Ziver ustanın katille « l lik te mesele iki yıldanberi bitme rini arayacağma, Ziver ustanın ilmem ne harcı verilmemif | terkasine üşüştü. | teh iz konm Başta kağ efendi olduğu hâlde | Mustafa Kemalin camli çeri Kassamlar, şer'i mahkeme kâtiple- | resmini bunun için satmışlar. Bek ri, imamlar eve, dükkâna doldülar. * ki yarm da gelip başka ne kaldı” Ziver ustanm nesi var nesi yok, | sa, Batımdan ne getirdiyse haci hepsini haraç mezat | satmak ! edip satacaklar, yorlardı. Karısı ile kızı sızlandıla; Kadı efendinin mübaşiri Gülbe* — Bizden başka mirasçihr yok, nize bir iki de tokat atmıştı. Re | dediler. Bunları ne diye satıyorsu- | mi.vermiyor diye.. fakat kadın bi — nu kocasına söylememişti, K, — Şeriat böyledir. Belki baska | varisi meşruu zuhur eder! reis ertesi günü — hepsini öğrendi" — Bitmedi —

Bu sayıdan diğer sayfalar: