11 Eylül 1934 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5

11 Eylül 1934 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Faldeli Malümat lürkuaz yüzükleri Hanımefendinin bir Turgucise yüzüğü var.. Bu yüzüğünü sever mi sever, Fakat taka taka turguo- ise'in © canım mavi rengi günden güne yeşillenmeğe başladı, der - ken bir gün hanımefendi bir de dikkat etti ki renk siyahımsı bir ye şil olmuş.. Artık öldü dı ha takılmaz. ra da konsolun bir gözi Derken bir gün hanım İ Ne sşmanın çaresi ei moda simsiyah renkmi$.. Miçe kararmak için gününün on hali açık havada plâjda kayrul »& geçiriyormuş. Neme gerel efendim... Zevk meselesi , en, beyaz, bembeyaz, SD Ny İnsanlardan hoşlanırım. Zor güzel ik olur mu? Şu esmerleş- “e oda da olsa esmerleşmeğe İşl razı olamam... Hattâ be- Nlişmağa çalışırım. Ne mi ya - İNÇ ET. Bakın söyliyeyim, bir a - -ePeği bi- tülbende koyar, ya lite İz ,,'€ ılık suya sokarım. Su be Şa görüklü oluncaya kadar * Sonra kepeği çıkarırım, bir bu uya sıkarım. Sonra da yada kaşığı iyi kolonya suyu hir Bu mahlülü vi kapa- İşeye doldururum. Gece gün Z he Mk a yüzüme sürerim.. Be “a mbeyaz pamuk gibi beyaz R y sin bundan âlâ çare yoktur. aşık yıkayan hanı- | mın elleri İiştün hanımefendinin derdi çi ki kı t w J lizmetçi kızmış, çıkıp gi Mbarmelendinin beşinde, görülüyor amma şu bulaşık Su Mutbakta tabak çanak tr maz yağı. Hepsi hanımefen Şe iyor. - Iki günlük bulaşık Bir türlü iki gündür de Çi bulunamadı.. Ne yapar- 77 di hanımefendi önüne gelene tav- siye ediyor. Eğer turguoise'den yüzüğünüz varsa öldü ise he» eczahaneye koşun, biraz eau de javelle alm yüzüğü ii au, e kaç gün dursun.. Günden güne bağ ladığı siyahımsı yeşil rengin bolmakta ve eski parlak mavili ni bulmakta olduğunu görürs iz. Eğer Tutguoise'nizi yeni aldı ise- niz ölmemesi için yüzüğü parmağı nızdan çıkardığınız zaman bir bar dak suyun içine koyun. Su sik sık değişmelidir. Eğer bö yaparsa- yağlı.. Gene yağlı rı kapkara. © 8 Bakın ben temizlemenin bir ca resini biliyorum.. r Vazelinin içine biraz petrol bi. raz da artık nereden bulursunuz bilmem ben marangozlardan aldı rırım, hani tahtayı rendeleyince bir toz çıkar, işte biraz da o toz - * istemez hanımefendi kol Na giadı,. prostelâyı taktı mut- | dari karıştırın ellerinize güzelce sü yle Dibi simsiyah tence - | rün. Sonra da sabunun ılık suda yı tiki Da z canım pembe | kayın... Görecksiniz elleriniz bu - laşığı yıkamadan evvelkinden bin kat daha yumuşak, daha beyaz, da * pe lü tırnaklar ne hale girer? aa olur?. Hanımefendi hep ha güzel olacak. 1 ollu.. Yıla yeka elleri tiği turgucise dirilmesin mi?. Şim- Tırnaklar oda Modada irtica! Geçen asrın sonlarındaki elbiseler moda oluyor Elbiselerin üst kısımlarında garnitürler fazla- dır, yaka kapalıdır; şapkalar küçük ve açık renklidr. Siyah, kırmızı çok modadır Artık yavaş yavaş havalar se - rinlemğe başladı. Sayfiyeye giden ler teker teker şehre meğe baş ladılar, İlk yağmurları gören mo - da kralları da mevsim modelleri i- cat etmeğe koyuldular. oYazın 1895 - 1900 modalarına yüz çevi - ren moda sonbahar kış elbiselerin de büsbütün bu eski tarihleri kop- ye etmiştir. 1895 . 1900 modasına dönmenin en büyük sebeplerinden biri de kadın vücutlarında artık şişmanlığın moda olarak kabul e- dilmiş olmi ır. Eskisi gibi düz göğüslere, düz kalçalara hiç itibar olunmamaktadır. Parisin en büyük en meşhur terzileri mankenlerine #işmanlamalarını söylemiş ve $i$ - manlamayanları göndererek yer - lerine başkalarını almışlardır. bassa göğsün eski yuvarlaklığını bulması şarttır. Zayıflık iflâs edip $işmanirk moda olunca tabiatile vü cudü saran ve ince gösteren elbi- selerin de modası geçmiş vücudü yuvarlak gösterecek elbiseler hü - küm sürmeğe başlamıştır. Düz sade elbiselere bu kış ar - tık hiç rastlanmıyacaktır. Büyük terzilerin son meydana getirdikle- ri modellerde elbiselerin hattâ mantoların bilhassa üst kısımların da çok iş vardır. Büyük, pelili, ve ya şeytan minaresi kabuğu gibi kıv rım kıvrımlı, yakalar, kabarık kol- lar çok görünecektir. Elbiselerin yakları çok kapalı- dır. Elbise boyuna kadar çıkmak- ta ve yaka olsa da olmasa da bü - yük bir kordela konmaktadır. Ku- maşlarda jersey ve kadife çok re- vaçtadır. Ekseriya elbise jersey - den ve meselâ yakanm kordelâsını kadifeden yapılmaktadır. Renkle- re gelince: Bu mevsim hemen he- men sade siyah görülecektir. Fa - şen göstermek için ekseriya beyaz karıştırılmaktadır. Şimdi bütün ha nımlarımız yazın güneşte kavrul - duklarından ve simsiyah kesildik- lerinden büyük beyaz yakalı, be - yaz kolluklu, beyaz kuşaklı bir yah elbise kadar bu kararmış cil. de hiç bir elbise yakışmaz. Maa - mafih mavi renkleri de yakışır am ma siyah kadar değil. Siyah jersey den bir elbisenin üzeri pembe ve kırmızı kadifeden büyük kordela konarsa çok güzel olur. Siyah el - biselerin kapalı yakalrına bir par mak genişliğinde sarı lama da kon maktadır. Bundan başka bu sene göze bü- yük bir yenilik daha çarpacaktır. Yakalarında kürkten süsü bulu - nan elhiseler... Amma bu elbise - ler “ne zaman giyilecek bilmem., Sıcaklarda kürk insana sıkıntı ve- rir, soğuklarda da insan sırtına manto giyer. Belki teşrinievvelde öğleden sonraları kürklü elbisele- re rastgeliriz. Mevsim şapkaları ekseriya kü- gücük ve kenarsızdır. Fakat kısa - cık kenarları olanları da vardır. Renkleri çok açıktır. Meselâ uçuk kırmızı elbiselerde siyahın moda olduğuna bakılırsa, siyah elbise i- le açık kırmızı, açık mavi bir şap- ka çok güzel uyacaktır. Şapkalar çok öne ve hafif yana giyilecektir. Bir kaş tamamile kapandıktan ma ada buruna kadar da inmektedir. Kumaşları ya kadife, yahutta (daim) dendir. Daimden olursa ü zerinde ufak bir deve kuşu tüyün- den bir süs veyahut yapma ufa - cık bir kuş konmaktadır, ©0060 Kürkler Size bu sene sinema artistle- rinin giydiği kürk modellerin- den birkaç nümune veriyoruz. Bu seneki kürkler kısa ve kü- çüktür. İhtimal bu modayı da iktısadi buhran o doğurmuştar, Kürkler kısa tüylüdür. Ve ek- seriya beneklidir. Bunun için kaplan derisi kürkler çek mo- | dadır, san a Krm e mem vi İlin ümmi een mms ilin anbamalim 5 önü Korsaların Temizleimesi Efendim küçük hanım vücudü « vüân biçimine me.” “, Sabah « leyin ayağımı yere vusür basmaz korseyi geçirir... Tâl; gece yatınca ya kadar. Dimdik sopa yutmuş gi bi yürür, zorla oturur, hiç eğile - mez.. Ne ise bu meraktan onu biz vazgeçirecek değiliz a... Amma i- şin fena tarafı.. Masrafta., Peder bey her gün sabahtan akşama ka dar söylenir... Adamcağız küçük hanıma mevsimden mevs bir elbise yapmaktan âciz! He .yye ni bir korse almaya kese mi daya- nır?, Ne imiş korsesi kirlenmiş - miş te.. Yıkayınca biçimi kaçıyor- muş ta.. Bunu takamazmış ta.. Vel hâsıl yeni bir korse lâzımmış, Pe- der bey almaz. Para yok. Küçük hanım isler, ağlar... B tün bu üzür..mlerin önüne yim de peder bey de küçük hanım da bana dua etsinler bari. Bak küçük hanım biraz kepek alıver, İki avuç kepek yeni bir kor seden çok daha ucuzdur. Bir avuç kepeği bir bezin içine koy, bir lit- re su ısıtıp bu bezi içine sok, su be yaz olunca korseyi bunun içine sok ileri geri biraz uğuştur, o suyu dö küp bir daha yap, sonra korseyi çıkar, bırak kurusun.. Bak yeniden hiç farkı olur mu?, Tertemiz, yep- yeni, pırıl pırıl bir korse sahibi 9- lursunuz.

Bu sayıdan diğer sayfalar: