21 Ekim 1934 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

21 Ekim 1934 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sovyetler Rusyasında Maarif savaşı | mi nasıl anlayorlar? Garp memleketlerinde ilim adamla. rınm en çok defa nazari olarak çalıştık- ları malümdur; İlim adamı tesadüf ese ri olarak önüne çikan bir hâdiceyi tetkik eder, tecrübeler yapar, bunların netice- sinde bir çok zaman nazari olarak kalan bir ilmi hükmü ortaya atar. Sonra, me- den sonra, başkaları gelirler o nazariye nin tatbikatını bulurlar, Elektrik cere- yanının keşfedilmesile o keşilften islifa- de edilmesinde olduğu gibi. Yahut, ilim nazariyelerinden kiş har berleri © olmayan © pratik O adam- İar , ortaya o mühim oObir icat çıkarıyorlar, o bu icat © ilim adam larının gözlerine çarpar, onun nazariye- sini, hesaplarını tetkik ederler. 'Garpta ilim mazariyatı ile tatbikatını ayrı ayrı olarak telâkki edildiğini, elek» &rik cereyanmın şimdi gördüğümüz h. rikalarını temin eden dinamo makinesi nin hikayesi ne kadar güzel göste Belçikada bir elektrik işçisi olen Gramm bu makineyi icat ederek 1879 da Paris sergisinde âleme gösterdiği va kit, Pariste büyük” bir fizik hocası bir gok meslek arkadaşlrını toplar, makine- nin karşısında bir konferans yaparak makinenin hançi ilmi düsturlara göre iş- lediğini anlatır. Bu sirada sırtında mavi- gömleğile, hocanın dersini dinleyen bir işçi, konferans bittikten sonra, kasketi elinde ilerler ve: — Hoca efendi, der, bu makineyi ben (cat ettim ama, sizin buyurduğunuz düs- turların ve hesapların hiç birinden ha berim yoktur! Bunun gibi, dümenli miş olan Santos Revue scientifigue | gazetesi bu icadın mazariyesine ve hesaplama tekmil bir sayısını tahsis ettiği vakit, o hesaplar. dan hiç bir şey anlamadığını gülerek i- tiraf etmiş balonu icat et- Dumont da, sonradan Vakıâ ilim nazariyeleri ile tatbikleri- nin garp memleketlerinde bu ay nın büyük istisnaları da vardır. Past ün hocasmdan aldığı emir üzerine ipek- böceği hastalığını dört yıl tetkik ederek nibayet ilâcm: bulması, bir çobanın kı duz hastalığından ne kadar ıstırap de öldüğünü görmesi üzerine uğraşarak bu hastalığın ilâcı « Bi mler komisyonunun hülcümet- ir üzerine Malta adasmda yedi yıl çalışıak Malta hümması hasta İığının mahiyetini ve ilâcinı bulması bi. Fakat bu istisnalar pak seyrek görü Tür. Garpte ilim © adamları, fransızcada denildi “fil dişinden bir kule i- Şinde,, âlemden ayrılmış gibi çalışı kendi keyiflerinin istediği mevzula; zerinde uğraşırlar, çalışmalarının pratik lerini düşünmezler ve böyle çalış- maya “halis ilim,, adını da verirler, Yeni Rusyada, ilmin nazariyeleri tatbikleri arasnda böyle ayrılık bul masma tahammül edilmem temel bir prensip olarak kabul edilmiştir. Bu prensibe göre, ilim adamları işçiler küt- lesi arasma © karışmalı ve fabrikalarda, iftliklerde hergünkü hayatın meydana çıkardığı ihtiyaçları ilim vastıalarile te- min etmeğe çalışmalıdır. adamlarının dedikleri gibi, tatbikatı dü. sürmeyen “halis ilim, modası geçmiş ve artık inkâr edilmesi lözemgelen bir nazariyedir. Yeni Rusyanın, en küçük snıfların- dan başlıyarak, en yüksek ilim araştır. Kaza U Türki maları enstitilerine © varıncaya kadar, bütün mektepleri bu prensip üzerine ku- uştur. - Orada, esk “tarz denilen dâsik dersler yoktur. Her mektep mut- laka ya bir fabrikaya yebir çiftliğe bağl, bulunmak lâzımdır. Fabrika y. lik ile mektep arasında âdeta bir kon- turat vardır. Mektebi fabrika kurar, Tikanın işçileri mektebin idare meclisine girerler” ve ber işine | yardım ederler. Mektebin talebesi işçi çırağı olmak yaşı" na gelince fabrikanın kısımlarında çalı- yırlar. Bu yardıma karşılık olarak mek- tebin hocaları ve talebesi de fabrikada, eski zamandan kalmış bilgisiz işçileri 0- kutular, her fabrikada, hergün duvar. lara yapıştırılan gazeteyi yazarlar, iş lerden biç birinin tenbellik etmemesine, devlet malına karşı hiyanet etmemesine nezaret ederler, Böyle, bir fabrikaya bağlı olarak © iş gören mektepleri en güzeli, Moskova" da elektrik malzemesi | yapan dinamo fabrikasının, örneklik | diye gösterilen mektebidir. Mektebin müdürü ayni za- manda fabrikanın ikinci müdürlüğünü de yapmaktadır. Mektebin nasıl ve ham- gi mevzular üzerinde — çalışması lâzım olduğunu fabrika idaresi tayin eder. Bu mektebin en küçük © sınıflarında 1500 - 2000 işçi çocuğu ilk bilgileri alır lar ve işçi çıraklığı öğrenirler. Bunun üstünde yedi yıllık bunlardaki © telebe bir taraftan umumi ilgileri ve elektrik fabrikasına lâzım lan bilgileri öğrenirler, Daha üstünde ri gece, biri gündüz — işliyen iki teknik mektep vardır ki bunlarda gençler “ruh- satlı işçi,, olmak için lâzrm olan bilgile- ri alırlar. Bir taraftan da elektrik maki- neleri ve elektrikle işliyen nakil vasr ları yapmak için bir fakülte vardır. Bu- suretle o ayni Oo mektep © içinde yeni (o okumağa © başlayan © bir çocuk © mektepten © hiç © ayrılma dan mühendis olmağa kadar varır. Na- iyice karıştır. mak için, fakülte talebesi on gün içinde beş günü fabrikada, üç günü de: geçirirler, iki gün de dinlenirler. benin ufku © yalnız bir de münhasır bırakılmamak üzere arada sırada gezintiler tertip ediler ve... büş- ka fabrikalar gösterilir. İyi çalışanların yabancı memleketlerde seyahate gönde- rilmesi programda vardır. Fakat progra- mn bu maddesi, ki bazş ili damarının çal i görmemiş ruli fabrika Böyle başlangıçmdan sonuna kadar ay- ni fabrikaya bağlı kalan ahsilin netice» lerini, yeni Rusya adamlarından sorarşa- Bız, tabii, banların pek parlak olduğı nu söylerler, Fakat bu wsülün kuru şundanberi, — neticelerinin iyi | olduğu kat'i olarak” anlatılacak © kadar zaman hen olduğundan daha bek- Bekleyince de, acaba bu usulün yomi yeni bir işikolâstik devrine, orta zaman» lardaki “üstat buyurmuş gibi “fabrika veya sistemine götürdü mıdır? Yeni “modası Gğimiz istediği » söstemi Jile buyurmuş dei anlaşıl Rusyanın, seçmiş, usulün © yerine tek mektep İn modası daha olan tek hoca usulündem pek uzak değil Sibi görünmektedir. diye — iddin et. koymak usulü, bütün GA. bileli ve Otomobil Sigortalarmızı Galatada Ünyon Handa Kâin NYON SİGORTA SINA yaptırmız. yede bilâfasıla icrayı muamele etmekte olân Kumpanyasına bir kere uğramadan sigorta yaptırmayınız. Telefon : 4.4888, 6649 Milliyet'in Edebi Romanı: 13 ——<—<< İZMİR ÇOCUĞU Yaza — Üzülmeyiniz! « dedi- Hakkım da gösterdiğiniz samimiyet beni teselli etmeğe kâfidir. Zaten se; niyordum. Böyle iktisadi muhitler. deki Türk gençlerinin vaziyeti da- ima şüphelidir. Bohor Efendi gibi hayırlı vatan - daşlardan! her zaman beklenilme- si tabii olan bir harekettir bu. O - Dun için tecrübeliyiz ve daima açık gözle etrafı kolluyoruz. — Daima tehlike içinde bulunul- duğunu hissetmek sıkıntılı bir va ziyet olsa gerek? —Çok müşküldür Feriha Hanı. mefendi. Fakat bu iktısadi delede de sabırlı, metin ve tedbirli olmamız lâzımdır. Muvaffak ol » | mak için mütemadiyen mücadele e- deceğiz. Avrupa ticaretine müme sillik edenlerin çoğu bunlardır. Bi. ze yerlerini ek için bütün gayretlerini sarfediyorlar. Ve şim. dilik muvaffak ta oluyorlar. Fakat bu mücadele de uzun sürmeyecek- tir. Galibiyet gene bizde kalacak - tir. b Nezihe MUHİDDİN — Yener Bey, dedikodu yaptı - ğım için beni mazur görüyor musu- nuz? — Mazur görmek değil: sizi teb- rik eder, kendi hesabıma da teşek- kürler ederim Feriha Hanımefen- | di... Siz müsterih olunuz!., Konuşa konuşa masaya doğru yürüyorlardı. Yaklaşınca Füruzan | Hanım, çatkın bir sabırstzlıkla — Feriha, nerede idin? diye â. deta çıkıştı. Yener teşekkür ettikten | sonra derhal uzaklaştı. Feriha müsterih ve memnundu. Oturunca Füruzan Hanım sordu: — Bu Yener Bey dostunuz hân- gi aileye mensuptuı , — Yener Bey İzmirin meşliur bir üzüm tüccarınm oğludur. Lâ - kaplarına (Zeybek zadeler) diyor. lar, : Füruzan Hanim bir kirdattı: — Zeybek zadeler mi?.. — Evet, Zeybek zadeler, .. “Gü. kahkahâ şa- ar vardır ki, | önceden geçmiş | zel lâkap değil mi ) Çocuklar için neler yazıyoruz? Çoçuklarımıza seslenen yazıla- rumızda gelişi güzel olmaktarı bir türlü kartulamıyoruz, Onların na- sıl. hangi yazılardan tat alabile - leceklerini kestirebilenlerimiz çok az... Geçen gün, elime geçen bir ga zetenin çocuklar için ayırdığı yer- de, şöyle bir düzgü (1) gözüme &- lişti: Bu çocuk bir çiçek bahçesindedir! | Altını okumağa başladım Bu çocuk bir çiçek bahçesindedir. Sema'ya bakıyor sessiz ve rahat Güneşin kaybolan gölgesindedir, Binbir kuş çarpıyor ruhunda kanat! Bu çocuk bir bahar? iklimindedir, uzanmış otlara sessiz ve rahat, Yıldızları saymak emelindedir, Güzel yıldızları, yıldız ve hayat?? Bu çocuk, menekşe kokan bahçede, dünyada başbaşa sessiz ve rahat, Hayatı bir ruha sokan bahçede Gözleri çiziyor semada bir hat Bu çocuk dolaşmak istemiyor ki.. Unutmak bu yeri, ne ezelidir Bir rüzgâr ruhuna fısıldıyor ki “Nisan makberlerin en sefilidir!,, Şimdi, elinizi yüreğinizin üstü - ne koyup söyleyin: Siz bundan ne anladınız? Dalgın dalgın yi | bakıyorsunuz. “Dam üstünde sak - sağan, beline vurdum kazmaylanı,, sözü dudaklarınızın ucuna kadar geliyor, değil mi? Öyleyse, hep birlikte acıyalım ve çocuklarımıza okusun diye sunduklarımızın bu sözde düzgüden daha düzgün nes- neler olduğuna kendimizi boş ye- re inandırmağa çalışmıyalım. Çocuk yazıları belki üç beş güzel parça seçebili - riz, Fakat on sekiz milyonluk bir Kamu (2) nun çocuklarına; ilk okuma isteğini verebilmek için Bunlar yetmez. Çocuk, yarının bü- im yaşi. zim çocukluğum. gülmemelidir. Çocuğun d. ini anlayalım ve ona aradığını vermeğe çalışalım. M. SALAHADDİN (1) Düzgü — Şir (2) Kamu — Halk, Genç bir sporcunun hazin ölümü iyat zabit mektebi hukuk ve ce 2a muallimi sabıkı Cemil Beyin 19 ya sındaki biricik oğlu, Kabate, besinden ve Beşiktaş ji genç şampiyon takımı sol tan buyüne kadar tedavi ve neticeşinde © kurtulamıyarak Cerrahpaşa hastanesinde vefat etmiş - ör. 21-10-934 pazar günü öğle namazı şi ii de aile kcabris- tanı olan Yahyaefendi dergihma def » olunacaktır. Allah silesine ve Leble » biyi sevenlere uzun ömürler versin. — İstanbul yedinci icra memurluğun- dan: Bir borçtan dolayı mahcuz olup pa raya çevrilmesine karar verilen kuy- ruklu piyano ve salon takımı 25-10.934 müsadif perşembe günü saat 9 dan 10 kadar Beyoğlunda Tepebaşın- da Meşrutiyet caddesinde 37, 39 numa” ral Turink Palas otelinin önünde 8- çık arttırma suretile satılacağı ilân olu- sur, (3858) Füruzan Hanımın kaşları çatıl- dı: — “Ridikül!,, - dedi - Zeybek zadeler lâkabı gayet ridikül! Baş- ka isim bulamamış mı Memlekete ait bir isim! Ec-- nebi isimlerini hiç te ridikül bul - muyoruz. Meselâ Almanlar iskem- le, ağaç dalı, böcek, taş gibi isim- ler koyuyorlar... Eğer bunlara gül mek lâzım gelse Almanların ömür- leri oldukça biribirine gülmeleri lâzım... — Fakat bu gencin bir ta olduğu her halinden belli. Servet Nâim Bey de Hanımı tamamlad şra toyu iruzan Tam esnaf tipi. .. Feriha ikisine birden cevap ver- — İtina elmesine © zâten hacet yok... O kadar mütenasip bir genç ki... Bohor Efendi de muhavereye ka» riştı? — Hem de müthiş açıkgöz! İste işimize gelmeyen en kötü bir nok- tasr: Bu delikanlı çök açıkgöz!.. Feriha gözlerile etrafı araştırı - yordu. Gözlerinin aradığını kalbi duyuyordu. Aradığı vulunca ar- tk özleri oraya takıldılar. Yener içinde arasak, | KULAK LL aI! Hafiflik, ağırlık bahsi Geçen akşam: radyoyu açtım. Karşıma Budapeşte çıktı. Tatlı bir | ses, odanın içindekilere söyler gi- | bi İ — Alo alo.., Radyo Budapest- Hongri... Diye başladı ve cavul cuvul bir seyler anlatmağa başladı. O anla yor ama, macarca bilmediğimiz i- çin biz anlamamakta inat ettik. Baktım olmayacak, düğmeyi sa- ğa çevirdim: Bizim İstanbul! Bir ağır Nıhavent faslı ki dinlemeyen canlara ne mutlu! Şarkının bittiğini haber veren, Mesut Cemil'in sesi; kulağıma o ka dar hazin geldi ki, Nihavent faslı- nın bir daha başlamasından kork- tum. Sebebi şu: Erkek okuyucular, hep birden o- kuyorlar. Hem de o kadar ağır gi, fıstiki makam okuyorlar ki in- sanın gayri ihtiyari uykusu gelip gözleri kapanıyor. Hele o ara nağ- melerinin, uzatılması yok mu? İn- sanın sinirlerini davul gibi geriyor. Radyo programlarını tanzim e - den İsmail İsâ Bey, her işte olduğu gibi bu işlerde de yüksek liyakatı- nı göstermiş bir zattır. İstanbul rad | yo neşriyatından birçok mânasız- lıkları kaldırdığı gibi şu sıkıcı na, melerden de bizi kurtarsa radyo dinleyicileriden pek çok hayır düa kazanırdı. Bu münasebetle, bi radyosuun aramızda geçmişti. Birisi dedi ki Azizim, erkek okuyucular, ar| tık çekilmiyor! Öteden birisi atıldı: — Acaba ağırlaştılar da ondan mı? Bir başkası lâfa karıştı: — Erkekler, daima ağırdır! Dede Efendiden hâfız ağzı okuyanların medetli, heyh aklıma gelince dayanamadım: Bana sorarsanı: m İstanbul me o bahsi | | İstanbul Tapu başmı Yeni Cami Çelebi hallesinin B a tti ma- desinde 7 No. ha ran Yorgi veledi Hacı Petro hissesi Hrisostomos efendi alacağından dolayi dersaadet bidayet mahkemesi mu- kavelat muharriliğinin 4 325 tarihli iş'arı üzerine mahcuz ise de ya- | pılan muhabere neticesinde mezkür hacze dair bir malümat ve evrakı müsbite mev. cut olmadığı anlaşılmakla şayet mezlür haciz ile alâkası olan varsa bir ay zarfm- | da idareye müracaat aksi taktirde mez- kür haczin fekkedileceği ilân olunur. (3308) Istanbul asliye mahkemesi üçüncü hu- | kuk dairesinden : Irfan hanım tarafından Tophanede ye- ni hayat kıraathanesi sahibi Sabit efen- dönezdinde mukim Ramazan efendi a- | leyhine açtığı boşanma davasına sit ar. zuhal sureti berai tebliğ Ramazan efen- diye gönderilmiş ise de mübaşirin meşru | batından ve zabıta U ikatına nazaran oradan çıktığı ve ikametgâhı meçhul bu: Tunduğu anlaş 'Imış ve ilinen tebliğat ic- rasına karar verilerek mezkür arzuhal sureti mahkeme divanhanesine tali lımmış olduğundan tarihi ba. ren 10 gün zarfında davaya karşı müd- daleyhin cevap vermesi olunur, (3806) Müzumu ilân tarafındaki bir masada gayet ya - vaş fakat çok samimi bir konuşma- ya dalmıştı. Ferihanın en küçük hareketleri- ni gözden kaçırmayan Servet Nâ - im Bey onun uzaktan bile Yener'le | meşgul olduğunu sezmişti. Ablak yüzünü kırıştıran bir kinle Mösyö Bohor'a iğilerek bir şeyler fısılda- dı. Yahudi komisyoncunun deniz tarafına kayan gözlerinin mânası- nı yakalayan Feriha, bu gizli fısıl- tının Yener'e ait olduğunu anla - makta gecikmedi. Füruzan Hanım | da süküt içinde oynanan pandomi- manm mevzuunu anlamıştı. Me diyetine hiç tahammül edemediği Yener hakkında gene bir dedikodu körüğü üflemek maksadile ağzını açtı: —“Eğer bir iki ridikül tip olma- saydı bu balo cidden çok câzip ve | nefisolacaktı! Birdenbire ortaya atılan bu dah- menin hedefini Servet Nâim Bey derhal anlamıştı. Füruzan Hanı- ma karşı pek minnettarane baka - rak: — Hangi ridikül tiplerden bah. sediyorsunuz Hanımefendi Hazret- leri? Sizin hicvinizin zarafeti ma. lümdur, Lütfen şunları karikatüri. Öz Türkçe ile Bilmece Bugün yeni bilmecemizin üçüncü günüdür. Osmanlıca karşılıklarını yazdığımız kelimelerin öz türkçe mukabillerini bularak şeklimizdeki boş hanelere yerleştirilmiş hal pu- Miliyet Bilmece Memur gönderiniz. Doğru halle- denler arasnda kur'a çekilecek ve kendilerine birer hediye verilecek- tir. Hâl varakaları nihayet pazar tesi günü öğleye kadar elimize g miş bulunmalıdır. 12345678 91011 sulalarını luğuna,, Soldan sağa 1 — Enin (6) Garp (4) 2 — İstifham (2), Devlet (4), İdam « (2) 3 — Valide (4) 4 — Derdest etimek (9). 5 — İdrak etmek (5), Beyaz (2) 6 — Kurmuzı, cephe (2), Emmektem emir (2) 7 — Duman, akıl (2), Fak(5) 8 — Arka, cesaret (3), Şarkta bir dev| letin adı (4) | 9 — Yama (2), Nota (2), Esmekten | emir (2) 10 — Ham üzüm (5) yet (2). 11 — Nota (2), Çok değil (2), Taar- ruz (4) Yukardan aşağı 1 — Felç (4), Emi 2 8 3 — Namu'şan (2), Nota (2) 4 — Küşkei (8). $ — Hapishane, Tüneyecek yer (5). Halka, kemerlerde bulunur (4). 6 — İrsal etmek, göndermek ( | 7 — Valide (4) ik (2). | 8 — Çocuk kukla (5), | Kir (3) 9 — Bir meyva (3), Yama ( si (2). Tüfekte kür- arzu. (5). İstifham (2), Nota (2), Ateş Bugünkü program ISTANBUL: ea Hanımlar). 21: Ateş - Güneş Radyo caz ve tan Kır. VARŞOVA, 1345 m 17.20: Piyane konseri (Sehumann) 17/85) Çocuk meşriyntı. 20: Popüler | konser. 20,45 habe. 71: Viyoleneel İngiliz ak 21: n verdiği konser, 22; koşu haberleri Karışık konser, 24,304 Dans musikisi. 1: Gece musikisi. eler. 23,30: Duman Khr, VIYANA, 8 “Rundun din Li 5: Haberler. spor 120: Plük. SARAY (Eski Glorya) Sinemasında 24 Teşrinevvel Çarşamba akşamı Raşit Rıza tiyatrosu ONLAR ERMİŞ Vodvil 3 perde Yazan: Bedia H. Vasfi Rıza Bey Fiyatler » 500-400-300-100-75-50-30. KADIKÖY HALE Sinemasında 22 Teşrinevvel pazartesi akşamı Kendisinin Gölgesi Komedi 3 Perde Nakleden Yusuf Süruri, 7449) TEPEBAŞI ŞEHİR TİYATROSUNDA Akşam Kasnbur BAAR saat 20 de ŞehirTiyatvosu ECEZR “ MİLLİYET ” tir. “ABONE ÜCRETLERİ : Türkiye için Harlg işin 25 L Asrın umdesi 3 aylığı evrak geri verilmez.— Miüddeti ihalar 10 kuruştur — Gnzete ve matbaaya ait işler için esat edilir. Gazetemiz. tini kabul etmez. Hakem JAK DEMPSEY” Dünya şampiyonluğu KADINLARI filminde çarpışacaktır. Ferihanın gözleri hiddetle parla- yarak ahnesine bakıyordu. Füru - zan Hanım âdeta bu gözlerin ate- şinden çekinir gibi oldu. / Servet Nâim Beye cevap vermiş olmak i- gi — Meselâ, dedi, demin dans sa- lonunda görüştüğümüz Sevinç Fer- di Hanımefendi... Servet Nâim Bey Füruzan Hanı- mın sözünü kesti: — Sevinç Ferdi Hanımefendinin göze görünür tuhaf nesi vardı Ha- nımefendi?.. Vallahi farkedeme - | dim! | —Atlas gibi parlak Bursa krep | sâten tuvaletinin ciyak ciyak bağı- | ran cırlaklığını da mı görmediniz | beyefendi? Ya. ., ! Pek yakınlarından nükteye başlarını çevirdiler. Şekip Bey başlayan meşhur bir tan- go için masalarına tamamile yak - laşmış, muhavereyi ince alâka- der olmuştu. Hafif bir rüzgârın ha- fifçe dağıttığı ince kumral saçları- nı itina ile düzeltirken dandi dandi gülüyordu: — Hanımefendiciğim, © Sevinç Hanımefendinin yerli verven par - fümü hepsinden müthişti... Füruzan Hanım bir kahkaha a- işitilen bir ze ediniz de biraz gülmek vesilesi rasından cevap verdi: EN Pek yakında İPEK Sine: öüN TL 20 Tablo , Yazan F. M. Dos. toyevsky. Tercüme eden Reşat Nuri. | **< AN Eski Fransız Tiyatrosunda Bu akşam saat 20'de YARAŞA OPERET 3 perde, Besteliyen Yohann Strau#f Tercüme eden: Ekrem Raşit, 6891 Dr. A. KUTIEL il Karaköy Topçular caddesi No. 38 6659 umum» Dünya boks şampiyonu: omuzun MAKS BEAR (BİR) n idaresinde olarak Eski şampiyon : insan azmanı : PRİMO KARNERA'ya karşı in, fakat güzeller güzeli MİRNA LOY'a karşı da aşk şampiyonluğu için N SEVDİĞİ AMEL masmda sediyordunuz... — Par galanteri... Fakat bunak dım hanımefendi. Servet Nâim Bey istihzayı başk* taraflara sürüklemek içi — Sevinç Hanrmefendi pek mik liyetperver bir muharrirdir... B4 ihmâllerinden dolayı mazur görü” lebilir. Fakat baloya tezgâhtar k* yafetile gelenlere ne diyelim? Ferihadan başka masanın etraf” ni çevreleyenler o kadar sesli sesli gülüyorlardı ki Servet Nâim Be; müdafaası ve atmak istediği tf kahkaha gürültüleri arasında boğ” Tup kaldı. Şekip biraz evvel yapmış olduğ” hatâyı tamir etmek isteyerek ç&j” tango için Ferihanın önünü, akat genç kız bu teklifi FeÜ — Yorgunum Şekip Bey, dedi" bir kaç oyunu © oynamıyacağı8” Matmazel İzabel benim tarafım” dan size refakat ederler... öyle İ© il mi Matmazel? 4 Şekip kıpkırmızı oldu. Ferihas" kendisinden intikam almak iste i zannetmekle beraber, — gen” mahçup olmuştu. Feriha son der€ ce lâkayttı. Hisleri intikam alnı? tan çok uzaktı. O, hakkında müt€ İma din iznileisn Senin. skileri YİNE

Bu sayıdan diğer sayfalar: