7 Kasım 1934 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6

7 Kasım 1934 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

eş ŞAM MA ŞAN O AŞ A A, ap ÇK Yazan: Marthe Richard Tercüme eden: M. F. efe sordum: Fransaya dair ne gibi malümat istiyorsunuz? Hülâsa Ublarthe Richard Fransa casusluk teş- kilâtı tarafından lapanyaya Sen Sebas- tiyen'e gönderilmiştir. Vazifesi, oradaki Alman casus teşirilâtna girmek ve iki cihetli casusluk yapmaktır. Orada ken- disine kur yapan Walter isminde şişman Almanla tanışmıştır. Banunla bir an ta gezerken Stephan isminde. birisine râstgelmişlerdir. Stephan bir Alman casuzadur. Onu Alman casus teşkilâir şefine tanıtacaktır.) (Fümiculaire) in başmda iki pa- pas vardı. Onlar da bekliyorlardı. Acaba bunlar birer şahit miydi? Gayet garip garip yüzüme bakıyor lardı. Şüphesiz bir kadının bu ka- dar erken sokağa çıkması onları hayrete düşürmüştü. Onların orada bulunuşundan ca nım sıkılmağa başlamıştı. Her ha- reketime dikkat ediyorlar, gözleri- ni üzerimden ayırmıyorlardı. Acaba tecessüsten mi, yoksa baş ka sebepten mi? Derken bir adam belirdi. Zayıf, uzun boylu bir adam. o Hızlıhızlı yürüyordu. Başında bir kasket, göz- lerinde siyah gözlükler vardı. Ya- nımdan geçti ve: — Beni takip ediniz dedi... Üzerinde lâcivert bir yaz elbi- sesi vardı, Şef mi idi? Bir kaç adım ilerlemesi için bek- ledim. İki papas daima bana ba- kıyordu. Funiculaire'den dolayı asabileşmiş gibi bir hareket yap!- tım. Yürümeği tercih o etmiş gibi görünerek ilerledim... Yandaki sokakta şef (o veyahut bu beni çağıran adama yaklaşmış- tım. Mükellef bir otomobil bizi bek liyordu. Markasına Obaktımbir “Mercâdâs,, idi. Kasketli Alman bana uzun ellerile yer gösterdi ve Mi oturdu. Ve bir tek kelime e hareket etmişti. Hiç konuşmadan süratle ilerliyorduk. Endişe etmeğe başlamıştım. Yollar tenha ve karışıktı. Dar sokaklar- dan çakıllı yerlerden geçiyorduk. Bu Alman son süratle beni nere- ye götürüyordu? Siyah gözlüklerinin altından ses- sizce beni tetkik ediyordu. Yüzün- deki mânâyı çizgileri ise görmeme imkân yoktu. Bazan ağzını kapıyor, bazan a- gıyordu. Rahat durmıyordu. Uzun bacaklarımı uzatıyor tekrar geri çe- kiyordu. Parmaklarını biribirine geçiriyor sonra tekrar ayırıyor, eli- ni bir gizirtd€n öbür dizine koyu- yordu. Çok sinirli bir adamdı, ve onun bu asabiyeti beni de sinirlen- diriyordu. Ergeç bir lâkırdı k mi idi? Mütemadiyen gi dük Son süratle ilerliyorduk... Yollar, birer yılan gibi önümüz. de ve arkamızda kıvrılıyordu. Bir dağa tırmanıyorduk. Ağaçsız sarp b'r dağa doğru muttasıl ilerliyor- duk, Ne demeğe böyle bir maceranın içire girmiştim? Nihayet ... Zayıf Alman arkasını otomobi- in kapısma doğru vererek başını bana uzattı: Ve birdenbire: — Bizim için çalışmağı kabul e- diyor musunuz? diye sordu, — Evet, fakat bir şartla, bana gok, hem de pek çok para lâzım. Siyah gözlüklü adam cevap ver- d — Almanya kendisine hizmet edenleri mükâfatl ğı bilir... Temiz dözgün bir fransızca ko- nuşuyordu. Biraz daha bana yak- taştı. Bacaklarını bacaklarıma te - raas ettirecek vaziyette yaklaştı ve yapacağım vazifeden bahsetmeğe başladı. Alman olduğu her bal ve hare- ketinden belli idi. Çok hürmetkâ- rane Ka Fökat daima müb- bem cümleler sarfediyordu. Buna vağmen yaklaştıkça, yaklaşıyor ve ben de otomobilin bir köşesine bü- züldükçe üzülüyordum. Şef git- Gkçe cüretini arttırıyordu. Tayyarecimisiniz? Evet... Ona kısaca kocamın nasıl Isviç- vede bir tayyare kazasında ö günü anlattım. Ailemi sordu. Anne cihetinden Fransız olduğumu, ba- bamın Beten feld isminde aslen AK man olan biri olduğunu söyledim. | — Almanca konuşuyor musü- r — Maalesef hayır... İşinize gel- mez mi acaba? , — Hayır... Hayır... Şef gözlüklerini ( çıkardı. Onu şimdi daha iyi görüyordum. Cid- den çirkin bir adamdı. Suratı zayıf, yanakları çukur, burnu yassı idi. Bir gözün tamdı öbür gözünde ise hiç bir parlaklık yoktm. Suratı san- ki zaman zaman içinden bir iple oynıyormuş gibi seyiriyordu. Elli yaşlarında ya var, ya yoktu. Müte- madiyen konuşuyor budala budala lâflar ederek elimi tutmağa çalışı- yordu. İleri gidiyor, geri geliyor bir türlü rahat durmayordu. Ne yapacaktım ? Kendisine vaziyeti | anisimak, mülâkatımızın sebeplerini hatırlat- mak için: — Fransaya ait ne gibi | şeyler öğrenmek istiyorsunuz? diye sor. dum. Kafasına danketti, Irkildi. Fakat sonra, her türlü ihtiyatı elden bırakarak, en sonra yapacağı işi en önce yaptı. Ve bana bir zarf uzattı: — Açın şunu... Zarfın içinde 3000 peçeta vardı. Evvelâ bu parayı ne istihkar ettiği mi ne de sevindiğimi hissettirmek istemiyordum. Para ile beraber bir de sual J1s- tesi vardı. Bu Jistede gayri muha - riplerin vaziyetleri, Pariste tayyar hücumlarma Hayretle sordum: — Hepsi bu mu? Listeyi tekrar eline aldı. Bir kib rit çaktı ve yaktı. Alev korkun; çehresini meşum bir ışıkla aydın - latmıştı.... a Mütemadiyen gidiyorduk. Müte- en ilerliyorduk. Hangi isli - kamete doğru olduğunu bir türlü kestiremiyordum. Çirkin, kora: adam, Stephan'ın şef dediği çime gene hücuma girişmişti. Erkeklik taliini deniyordu. Mütemadiyen be- ni arabanın kenarma sıkıştırıyor, sık sık nefes alıyordu. Elleri daima hareketli idi. Biraz sonra cebinden bir paket çıkardı. Ve sonra tekrar aldığı yere koydu, taarruzlarma devam etme- ğe başladı. Birdenbire elimi yaka- ladı. — Hey! dedim... yerinizde du - run. Beni bu iş için mi aldınız? Benim hiddetlendiğimi görün - ce, beni zannettiği kadar kolay ko lay elde edemiyeceğini de anlamış tı. Derhal vaziyetini düzeltti ve: — Affedersiniz dedi. — Bitmedi — Yeniliman şirketi (Başı T inci sahifede) mo ve boşaltma a kuk, teftiş ve o mürakabe || ve işletme © müdürleri, o Maliye © ve ve bütün muamelât ticari esaslar dahi- olarak bu encümen © tarafmdan Ancak, devir işleri —o bitinceye kadar, rıhtım faaliyetinin ne şekilde görüle. ceği o hakkında ayrı bir talimataame hazırlanması mukarrerdir. Devir vazi- yeti nihayet bulunca, rıhtım işleri de filen Kman işleri idaresine geçmiş ola- Liman Şirheti kadrosunda da tasfiye İz | ülümüze uygun | gerçekten (Başı 1 inci sahifede) ikiyaşlarını maziye gömülmüş bir dil. latmin etmeğe imkân yoktur diyor- duk. (inkitâp) denilen kuvveti hesaba katmamaktan, (gün) ün alelide yürü- yüşile (inkilâp) ın yıkıcı ve yapıcı bam- lelerini bir tutmaktan ileri gelen ba yanlışlığı o hakikat her gün bir parça daha tasbih çiti, tereddüt ve tevahhuş- ları her gün bir parça daha yıktı, yolu- muzu ber gün bir parça daha aydrdat &. Osmanlıcanın kalemlerimize verdi- ği kolaylık ve karihalarımıza getirdiği zenginlik içinde müreffeh ve şöhretli bir sanat hayatı, yaşamakla olan bize ler, öz türkçede bu refahı bulamıya- cağımızı ve dünkü şöhretimizin sönüp gideceğini düşünerek eziyet çekmekte sün birinde Gazi'nin sesi işidir Ya *n'ilâbı hakımından: GAZININ | NUTKN her yazıyı Arap ve Acem çari geçirerek kolayca anlayabiliyorum di- ye benden sonra gelecek Türk çocuk- İarma benim ta sıralarından hoşlandığım her gün biraz daha fazla gösteriyor. Kendimizi hod- | gömliltan, kulaklarımızı iskolüstik iti- yadın pasından kurtararak yapacağımız her mukayese büyük davanm zaferi ho- m yeni bir delil teşkil eder. Mese- ön rekli «Geçen yl yurtta çok gerekli işler görülmüştür. Dış işlerindeki arasız ça- kışmalarımız da genel siyasamıza, ulusal olarak başarılmış- tr. Bundan ötürü Büyük Meclisin ulus işlerindeki özeni, ulusumuzun canlılığı inç ile anılmıya değer.,, Bunu Osmanlıca © konuşan bir ha tipi | “Senci sabılında vatanımızda çok müfit mesaji halledikmiştir.Umuru hariciyedeki | fasılasız mosaimiz siyaseti umumiye mize ve milli gayeye muvafık muvaf- fakıyetlerle tetevvüç etmiştir. Bu sebop- | le Büyük Millet Meclisinin Oo mesaili | milliyede gösterdiği dikkat ve ilıtimam ve millelimizin zindegisi cidden fahri le yadedilmeğe lâyrktir.» —ş—ş——— betile, memur kadrosunda da bazı mü- him değişiklikler yapılacağı hallımda ortaya bazı şayinlar o çıkmıştır. Liman şirketi tasfiye heyeti reisi Fikri Bey, dün bu hususta bir şun- ları söylemiştir: «— Yeni şekle göre, gerek esas i- dare, gerekse kadrosu bütçeye dahil bulunan işletme kısmı Vekiller Heye - e e e e YE | ine milletin 7 TESRİNİSANI miki çeşniye daha uygun ve hele ikin- ciye nisbetle birincisi daha intellizihle- dir. Ticaret muahedelerinin müsavat ve mütelabitiyet esaslarma o müstenit bir itilâf dairesinde halledilmekte olduğu- mu Türk camiasma nalatmık istiyen bir hatip, Gazi'nin temiz ve pürüzsüz #adesile söylediği gibi: «Ticaret bağlılıklarımız karşılıklı, denk anlaşınalar çevresi içindedir.,, Diyecek olursa, «mumieketin teşki- Biti iletişadiyesini tahiim ve tevsi et. ek akdemi mesaimizdir., gibi ancak mahdut bir zümrenin £ anlıyabileceği getetil bir cümle kullanacağına sülke- nin ökonemik kurumunu berkiterek genişeimek en e © tuttuğumuz iş- lerdendir,, ibaresini kullansa,““buhranı iltisedinin meydana çıkardığı vaziyeti tedides fikrini sökonomik o sıkıntınm ortaya çıkardığı yani gidişler» tabirile ifade yoluna gitse daha az anlaşılan ve daha eksik sevilen bir batip mi olur? Oz dilimizde dünyanm en eski me deniyet çağlarından kalmış eu güzel, <n canlı, zevke ve idrale en kolay hi - ip eden kelimeler mevcut iken, Türk Hügatinde (araat) a mukabil Çekim), (mahsul) yerine (ürün) , (ksymet) yerine (değer) gibi selis ve berrak söz- İer varkea millet vekillerini zirant işle rinde dikkat ve ihlimama (davei eden Baikan konseyinin! Türk milletinin Müzakeratı (Başı 1 inci sahifede) Patrik Efendinin elini öpmüşlerdir. Patrik Efehdi muhterem misafiri yere fine hususi bir öğle yemeği vermiş ve yemekte Sen Sinet meclisi azaları da bulunmuşlardır. Patrikhanenin eski an'anesine riayeten yenmekie Madem Maksimos ile diğer hanımlar bulun - mamışlardır. Patrik Efendi Madam Maksimosa Hazreti Meryemin bir resmini hediye emiş. Akşam üstü saat 17,30 da Patrik Efendi Perapalas oteline giderek M. Maksimos'un ziyaretini iade #tmiştir. Saat on yedide Yunan ceneral kon- solosu M. Kapsalis M. Maksimos şe- refine bir çay ziyafeti vermiştir. ekilen telgraflar ANKARA, 6.A.A. — Hariciye Vekili Tevfik Rüştü Beyle Belgrada dönmüş a hariciye nazır muavini aşağıdaki telgraflar Hariciye VAS Tevfik Rüştü Beyefendi EE Di iie kabulün unutulmaz tesiri altında asil mamleketinizin smarını geçerken em de- rin ve samimi kabu- lümü zatı devletinizden rica ederim. Gazi Mustafa Kemal Hazretlerinin, bu dost Türk rlletinin büyük ve dahi Şer Finin yüksek şahsiyetine karşı derin ve hür bie hayranlık duymaktayım. i mezdinde hür rica ederim, Başvekil İsmet Paşa Hazret lerine de zatı aliniz vasıtasiyle en hara- retli teşekkürlerimi ve derin şükranları» menin ne keyfi, ne faydam, ne Kizumu var? Her gün kullanıp durduğumuz &- dünç, Bölüm, güç kuvvet, güvenmek, övünmek kelimelerini hitabet ve kita bet Sleminde ne kadar sevimli bir mu - vaffakıyetle kullanmak mümkün oldu » «Ergani ödüncünün üçüncü bölümü de bu yıl beklenildiği gibi eee ter. Bu, ulusumuzun devletin maliyece olan gücüne göstermesi yü Zünden övünülecek bir erginliktir.» Hangi mantık ve hangi sevk ölçü - sile iddia edebiliriz ki bu mefhumu bir Türk cemaatine. «Ergani istkrazınn üçüncü tertibi bu sene de imtizarı umumi dairesinde tedavül muvaffakıyotini göslermiştir.Bu muvaffakıyet devletin kudreti maliye - itimadı derecesini ibraz et mek itibarile şayanr | ifhar bir eseri kemaldir.» — Cümlesile daha iyi, daha doğru, dalm özlü olarak ifade edebil. rai Sıhhat, kuvvet ve afiyet, tendürüstü tabirleri ruhumuzun Osmanlıca moto - da göre kırulmuş — tellerine ne kadar ahenktar bir tarzda çarpanın — çarpan içimizden her hangi birinin — kulağına «sağlamlık, sağldık, gürbüzlüe keli - melerini fısıldayacak olursak benliği - mizin içinde mert bir akis husule gel - diğini derhal duyarız. «Sulh» gibi talâffuzu bile dile ezi- yet vecen bir kelimenin — ebarış» gibi tatlı ve zevieli bir tabire yerini terket - #mesi zamanı (o gelmiştir. «Cumhuriyet Türkiyesinin münasebatı vedadiyesine gayri kabili inhilâl bir surette merbot olduğuz ibaresi genç nesil için lâtince yazılmış bir doktor reçetesinden fark - dı değildir, fakat Gazi'ırin söylediği gi- biz «Cumhuriyet Türkiyesinin dostluk » larma çözülmez bağlılığı” geçmiş yıl « larda türlü işlerde denenmiştir» denil. diği zaman Türk çocuğu bundan hem maksut olan mamayı / çıkarır, beri de Türklüğün ciranmetriğine intikal © «Oz türleçenin maziye gömülmüş bir maziden bu - Hazretlerine Türk topraklarından ayrılırken göndere diğiniz lulufkâr telgraftan dolayı hara- sut teşriki mesaimiz ve dest ve mütte- fik Yuğoslavyayı burada temsilde gös- şememg a earyism ye niz mazikâne kelimelerden dolayı çok rica ederim. Kendisine yi dostluk e m teminatmı teyit eylerim. en 2 Dekter TEVFİK RUŞTU Hariciye Vekilinin Telgrafına cevap ANKARA, 6 (A.A.) — Türkiye cumhuriyetinin on birinci (o yıldönümü > vekili Tevfik münasebetile Hariciye Rüştü Beyle Sovyet £ Rusya, Iran ve Çin Hariciye nazırları artamda aşağı daki telgraflar tenati olunmuştur: Kiraya yak Toy Rüştü Bey ANKARA , Dost Türk milletinin milli bayram ve Sovyet - Türk dostluğunun faal şam- piyonumu selimlamakla bahtiyarım. En hararetli tebriklerimin kabulünü rica e- der ve müsmir faaliyetinizde muvaffak.yetler elde etmenizi dilerim, Litvinof Hariciye komiseri M. Litvinof MOSKOVA Türk milli bayramı dolayısile ba- na gönderdiğiniz aa kullandığımız kebimelerden surette süte hassis oldum. Büyük Türk - Sovyet dostluğunun tersini ve sulh davasma yaptığımız müşterek hizmet en mesut neticeyi vermiştir. Yürekten gelen en samimi tebrillerimi arzederken bu sa- balarda feyizli Faaliyetinizi yadetmek yeni yeni candan isterim. Tevfik RUŞTU Türkiye Hariciye vekili Tevfik Rüştü Beyefendi ni il Fava lin YE ae Ve hakikat yürüyeceletir. Ismail MUŞTAK Sovyet inkılâbı (Başı 1 inci sahifede) Sovyet Rusyayı sık sık ziyaret edenle- bizim okuduldarımızdan ve bildiklerimiz- den daha kuvveti ifade ediyorlardı. Sovyet inkılâbı, sulh o dünyasının da temel direklerinden biri olmuştur. İşte olmuştur. Hariciye Vekil Tarik Rüşu BE iciye Vekili T: ğ ANKARA Türkiyenin milli bayram dolayısi- le en samimi tebriklerimin ve Türki- yenin saadet ve refahı hususundaki te kabulünü zatı devleti « nizden rica ederim. Vang Şii Hariciye nazırı Vang Şingvey Hz. NANKIN Cumhuriyet bayramı münasebetiy- le vâki lütufkâr temennilerden dolayı yı zatı devletlerinize hararetle teşek- kür ederim. Tevfik Rüştü zamn ve gelmez İstediği musiki (Başı i inci sahifede) allimleri birkaç senedenberi Anadol mun en ücra köşelerine kadar yaptık” ları seyahatlerde ulusal sözlerimiz ve ezgilerimizi, türkülerimizi topla | Viyanalı Profesör Marks muşlar ve bunları tesbit etmişlerdi Konservatuvar muallimlerile İse v8 orta metkeplerdeki musiki muallimle" ri bunlardan istifade etmek sureti! zere bütçeye tahsisat koyacaktır. Temsil akademisinin ne suretle çar lışacağı hakkında evveloo uzun tet * kikat yapılmış ve projeleri de hazır * lanmıştı. Kültür bakanlığı bu proj üzerinde yeniden tetkikat yapacak v8 bugünkü ihtiyaca cevap verebilecek şekilde temsil akademisini kuracak * miş olduğu raparu üzerinde kendisi den izahat almacaktır. Profesörün #8 Terki alsdamiiniz Öülro şekl sı de musiki şubesine ilâve edilecektir Dün bu işle alükadar musiki sanat * küârlarından bazıları ile görüştük, Bü sanatkârlar yeni çalışma hakkınd verilecek direktifleri beklediklerini söylemektedirler. Tütünlerimiz Kayi Muğlada hararetli alış ve- rişlere devam ediliyor MUĞLA,, 6.A.A. — Bütün vilayet d£ hilinde tütün alış verişi hararetle deva ediyor, Piyasa Fetiyede açılmıştır. ? yat azami 65 tir. Burada alış veriş har | raretlidir. Şimdiye kadar Muğlada balye" sı altmış kilodan 4000 glen, 3000 asperi, 4500 balya kadar da birinci sınıf tütün Filemenk Kumpanyaları tarafından sa“ tin alınmıştır. J Kilo fiyatları ee 75-28 asgari «3 dır, İnhisar â bu meyanda azam” lik vazifesini yörmekle beraber birinci sınıf olmak üzere en iyi e a sında bulunmuştur. Milâsta oda vaziyet | aiynıd Mülâsta birinci o smaf tütün kalma mış gibidir. Karaova tütünleri 70-72 ku ruşa kadar satılmıştı. Daha bir çokk tüc İngilizler Çindeki bir iha- leyi protosto ettiler LONDRA, 6 (A.A) — Hükümet kumpanyasına ihale etmesini protesto etmiştir. Hariciye nezareti umumi kâtipliği; bu hususu Avam kamarasma bildir < miş ve henüz yapılan protestoya cevaP alınmamış olduğunu

Bu sayıdan diğer sayfalar: