9 Kasım 1934 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5

9 Kasım 1934 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

isat Velilimiifa tetkik seyahati : 8 MİLLİYET CUMA 2. 'TEŞRINİSANI “| Zonguldakta| Uzun ark yoluna başlarken | Mehmet günü izel Alanyada bir saat - Mersinde iktisadi vaziyet er itibarla memnuniyet verici idi aa ll & Vekili Celâl Bey Mersiniskelesinden karaya çıkarken Antalyadan Mersine giderilen | yaya uğradık. üzere idi. Vapur, sa- yolunu kestiği sırada denize doğru ilerlemiş, yüksek p göründü. Dağın üstünde n teşekkülüne intibak ettirilmiş srlar, kuleler ve hayat alâmetle ig tek tük binler ve ağaçlar seçi- Surlar âdeta yeni yapılmış gi- ir bir manzara arzediyordu. ünce, akşam karanlığında Parlayan kasabayı gördük. Bura" va idi, iiçin bir Selçuk giirimder pa- bir şehri var; kışı bahar gibi ış. Fakih Rafı Bey bunun * #Alanyayı görmeden ölmemelim a sözü tekrar ettikleri zaman, >ade Hamdi Bey şu ilâveyi yap- “kat uzaktan görmeli! a gece karanlığında çıktık. bir meydan ve genişlik arayan nerdeyse biribirine değe- arasındaki daracık yolda Bu dar sokaklara, önde gi- it lânbasınım arkadaki büyük “balığa faydası dokunmadan, kar çinde uzum bir meydanın ferah kullanılabi- var. Dış ve iç aştıktan sonra tepede bir cami, İsük mabet, bir de çınar göreceksi til Akdeniz en iyi bu çınarın di- Buradan açılan manza- Fatih'in gözünü ve ruhunu doyu- in içinde Selçuk çarşısı henüz k üları sayılacak kadar ayaktadır. Sartuçlardan hâlâ surların içini a Kaleden sağa, sola ve arkaya ba & Vakit Akdenizin en iyi portakal Yetiştiren topraklarını ve belki si plâjlarını görürsünüz. Evler, İyünde olduğu gibi geniş bahçe İman yeşil bahçeler üstünde or- dağlara ba Zaman, Anadolu n arkasında mıdır, diye dü- . Sanki lâv bloldarından bir kaç yz.» li tetkik seynbatinin notları meden bu tabiat ve turizm tas- li karıştardığımız halı oğırak 60- ir. Bunun sebebi vardır: İlim ve zengin, bir kütle ve gü- Eger bet şey sizi aksilik fikir pek basitti Tetaliği gide koru yapmak için istilade olu- | sabırsırlandırıyor ve Hitizlendiriyorsa, zi ahtdst ediyorsa, eyer geceleri uyku tutmayors sinirlerinizin tenepbühiyeti ar eğe secle ediniz. # içim vadedilen tahsisatı beklemeldedir. Eğer bu kanal tamamlanırsa bahçeleri üç beş imirli artacaktır. Rejimin yaratıcı kudreti nasl yeryer vatim parçalarında yoktan bir dirilik ve refah yaratıyor, bunu en iyi böyle kasa- bacıklarda ol ile tutulacak kadar cenir bir şekilde görebilirsiniz. Alanya, bu- mun yüzlerce misalinden biridir. Mersinde 24 saat kaldık. iletisadi va siyet otrafmda öğrendiklerimiz bizi çok sevindirdi: Bu yl pamuk mahsulü bereketiidir: Geçen yılın 60,000 balyesine karşı 137,000 yetişmiştir. Pamuk fiatleri ise mâhsul çok olduğu içim düşmek şöyle rami farlamaştır. Arpalarımız, susamlarımız pamuk gibi hararetli alıcı bulmaktadır. Mersinde pi- yasa ve satış vaziyetlerinden meymu- niyet umumi idi. Şikâyetler ve temenni- ler, ancak şu noklalarda toplanıyordu: Mevcut depolar yetişmiyor. İhraç edil mek için gelen mallar açıkta kalıyor. Antrepo istiyoruz, Acaba gümrükler ye- ni antrepolar yaptıramazlar mı, Devlet- demiryolları anbarlarını çoğaltamaz mı? Liman, tesisatı ihtiyaca kifayet etmiyor, yeni ilâveler yapılamaz mr? Mersin limanının ihracat rakamları bu güzel şikâyetleri teyit ediyor: 1933 ün bütün bir aylık rakamları o- lan: 3,425,005 bira ve 46,570,755 kiloya Karşı; 1934 ün ilk 9 ayında i 3,166,077 ve 53,561,233 kilo. ihracatçılara: «bumu meye atfediyor. sunuz?» diye sorunuz, alacağınız cevap tek ve umumidir: — Kleringlere! Pamuklu dokuma fabrikatörleri, bu yıl fazla olan pamuğu işlemek için tabri- kalarında geceli gündüzlü iş başı yap- tırdıklarını söylüyorlar. Demek Wi fab- rikalar daha çok çalışarak daha çak do- kuyacıklardır. Amele o memnundur ve hepsinden ziyade çiftçinin yüzü gülmek- tedir, Petrol ve bakır gibi o büyük maden arama ve işletmelerinin ne vaziyette ol- duğunu görmeğe giderken, yolda, bun- dan daha inşirah verici haberler bekli- yebilir midik? Şark yolculuğuna başlamak için, Mer- İ sinden, büyük memnuniyet duyguları içinde trene bindik. M.S. YURTTAŞ... Ankara Milli Sanayi Sergisi 15.11.934 te kapanacaktır. Türkiyenin bu ilk sergi evinde yerli mallarının nasıl bir güzel- Tik ve sağlamlıkla sana varlığı- m gösterdiğini çabuk git ve gör de göğsün fahirlarla kabarsın. Unutma ki tenzilâtlı tarife de var. M.İ. veT.C. eger ulak Di teşhin ıştar. henüz vakıt vârken be * Bromural -Knoli- bir müsekkin olup kaybett aran yoktaç, © Kaoli A-G. kimyevi maddeler fabrikaları, Ludwigshafen s/Rhin 1 < Tesiri gayet serilir — Bromüka iniz rahatı, üykeym hiç bir v8 ve 23 kongreyi han füpe ere erramelere meçrir he salar, Türke bu milli serveti ilk defa kazandıran kahramanın adı anılıyor 8 Ikinci Teşrin, Zonguldağın “Uzum bayramıdır. Uzun o Mehmet, Türkiyede maden kömürün ilk defa meydana çıkaran milli bir lenhramandır. , Bu gün Türkiye iktisadiyatnda bi- hazin ve acıklı bir biliyer vardır. “ Uzum Mehinet,, bundan 106 yıl ön- ce Ereğiinin “Kestaneci,, köyünde taş kömürü bulmadan evvel Türk milleti, do- nanmanın, tophane, darphane ve tersane gibi fabrikaların mahrukatı için yabancı devletlere | milyonlarca lira ödeyordu. Memleketin ihtyaç'arını karşıladıktan sonra esaslı bir gelir kapısını da açacak maden kömürü olduğu gibi kömür yüzünden de mem serveti harice akıp giderdi. Zonguldak havzasındaki taş kömürü kdefa bulan “Uzun Mehmet, asker ini bahriye emrinde yapmıştı. Bahri- yenin her sene terhis ettiği askere, vak tin iyi düşünen bahriye zabitleri donan- man yaktığı İngiliz kömürlerini mü mune olarak gösteriyorlar ve memleket- lerine döndükleri zaman bu taş kömü- rün benzerini aramalarını, bulanların mükâfatlandırılacağını söyliyorlardı. Yi- ne bu deniz zabitlerinin fikir ve tevil leriyle de Padişah ikinci Mahmut bir irade çıkarmış, memleketin her tarafın da taş kömür aranmasını emretmiş. Bahriye neferi “Uzun Mehmet, kö- yüne döndükten sonra yılmaz bira Zmle nümunesini beraber getirdiği taş kömürü aramağa koyulmuş ve nihayet kör taliinin eseri olarak değil, bir araş- tırma aşkının hayırlı neticesi olarak hav- Zanın ilk maden damarını | bulmuştur. “Uzun Mehmet, mevsimin hasat 80- nu olması münasebely'e tarlasından kal dırdığı zahiresini üğütmek için Ereğlide “Köscağzı,, denilen bir mevkideki de- ğirmene gitmiş ve o gün değirmenin çarhlarını çeviren derenin ktnarında ge- zerken sil sularının sürüklediği moloz yığınları arasında taş kömür (parçaları bulmuştur. “ Uzun Mehmet, Değirmenin ocağın- da bulduğu bu taşları yakarak kömür olduğunu iyice anladıktan sonra dere bo- yunda gün'erce uzayan zahmetli bir a- raştırmadan sonra Zonguldak havzası- nın ilk taş kömürü damarını bulmuş. tur, “Uzun Mehmet, bu damardan aldığı Bümüneleri karadan yürüyerek | İstan bula götürmüş ve Bahriye idaresine ver- miştir, “Uzun o Mehmet, o memlekete, toprak altında gömülü bir servet hazine- sinin anahlarlarını bu keşfiyle | hediye ettikten sonra vaktin hükümetinden elli alım mükâfat ve küçük bir maaş yardı- pan görmüştür. Zonguldak havzasında ik kömürün “Uzun Mehmet,, tarafından bulunuşu 1848 senesinin son baharmda oluyordu. | Bu sıralarda Ereğlide Padişah nam na hüküm süren “Haci İsmail ağa, is- | minde bir derebeyi vardı. Bu derebeyi “Uzun Mehmed, in ille maden damarmı buluşunu kuduz bir öfke ile karşılamış- ti. Çünkü padişahım iradesi üzerine o da bir çok araştırıcı takımlariyle her ta- rafta kömür araştırıyordu. Ereğ'inin derebeyi, “Uzun Mehmet, gibi memleketine bir hizmet aşkiyle işe sarı'mamıştı. O, maden bulduktan sonra bu bulusunu padişaha bir çok yeni ve zengin imtiyazlar mu- kabilinde haber vermeyi | tasarlıyordu. Onun için “Uzun Mehmed,, in İkömürü eye haber vermeden Istanbula götü- Dorebeyinin büyük menfaatlerini baltalamıştı. Ereğli Derebeyi “Uzun Mehmed, € gayzi zavallı kömür kö“ te buldu ve sarayının cel'âtla, rma “Uzun Mehmed, i | rmdan birinde boğazlattırdı. « demek olan maden kömürünü bize ik bulan mili kahraman bu suretle keşfini kaniyle su: inu. Milli servetimizin baştca kaynak larından biri olan kömür hazinelerimizin küşifi “Uzun Mehmet, adlı Türk çocu- ğu milyarlar değerindeki buluşunu ha- yatiyle ödemiş oldu. Padişahlık idaresinin “Kömür hazine- lerinin kâşifi Uzun Mehmet, e şükran kersılığı onu boğazlatmak o'du. Zonguldak Halkevi, kurulduğu gün- den baş ayarak başardığı işler arasmda taş kömürünü bulan “Uzun Mehmet, i 4 düşündü. Türk tabiatini keşif ve yenmek b susunda kendisini cemiyete veren milk kahramanım aziz hatırasını mala dırmak ve onu hürmetle anmak için U- zun Mehmet'in kömürü bulduğu günü araştırdı; tesbit etti ve o günü “Uzun Mehmet, bayramı olarak kutlamağa baş- İndi. Ha'kevi Neşriyat komitemizin uzun araştırmalardan sonra durguladığı, 8 1- keşfinin 106 ncı yıl dönümü olarak coşkun tezahüratin kutlanacak» br. “ Uzun Mehmed ,, in keşfinin büyük- lüğü anlatılacak ve ilk bayramda kâşif namına Zonguldağa dikilen âbideye çe- lenkler konacaktır. | İş ve İşçi Milliyet ba sütunda iş ve işçi yenlere tavassut ediyor. Iş ve işçi istiyenler bir mektupla İş büro - muza müracaat etmelidirler. İş arayanlar Okur, yazar, biçki, dikiş bilir bir hanım her türlü iş arıyor. Şerait eh - vanilir. İnavat mazmirsila Mille iz hik. 1934 Fransada Yeniden buhran (Başı 1 inci sahifede) yade lâyik olan aşhsiyetin kim oldu - ğunu bilmeleten ibaret kalıyor. Excelsior diyor ki: Bizi gözetlemekte olan © yabancı memleketlerde, memleketimizde de - rin bir ihtilâfın hüküm sürmekte ol - duğu intibamn hâsl olmaması lâzım dır. Çünkü yabancılar bundan istif, de fırsatını kaçırmıyacaklardır. tün Fransızların on büyük vazifesi sükünu korumaktır. Matin gazetesi diyor ki: Bu itibaren bizim kusur larıpızı kollamakta olan yabancıla - 'Tansanın yoluna devam etmekte olduğunu ve onun zaafından istifade etmek zamanın gelmemiş bulundu- ğunu gösterecek yeni bir m ve ulusal bir birlik teşekkül etmelidir. Bu yola devam edecekler arasın - da M, Bowissonun ve arada sırada hat- tâ M. Flandinin isimleri geçmekte ise de en kuvvetli namzet M. Laveldir. Bazı kimseler, M. Lavalin bir liste ha- zorlamış olduğunu ve bu listeye göre kuracağı hükümetle buhranı açılır açılmaz halledeceğini söylemektedir. Echo de Paris ve Deuvre gazetele- ri, M. Tardiyö'ı yeni kabineye gir miyeceğini, Mareşal Potai'nin Harbi- ye bakanlığından çekileceğini ve ye: ne Miralay Fabryi'nin geleceğini san maktadırlar. M. Laval Hariciye bakunlığında ka» lacaktır, Kabinenin diğer azası değiş” Sosyalist Populaire gazetesi, şimdi ki vaziyette yeni hükümeti ancak M. Lavalin kurabileceğini söylüyor. M. Dumerg ne diyor? PARİS, 8 (A.A.) — M. Dumerg til il Kar milli birlik hüke diyle icabet ettiğini w memlekete faydalı neticeler elde etti- ğini hatırlattıktan sonra diyor İsi: “Fakat, kanımu esasi ıslahatımı ta- hakkuk ettirerek milletin büyük ok - seriyeti tarafından hararetle arzu edi- len esere teeşbbüs edildiği sırada hü- kümet azası arasında ihtilâf hâsıl ol. “ Ayni ihtilâf üç aylık muvakkat büt öhası vesilesiyle de baş gösterdi. Bu lâyihanın kabulü hükümete, ken: disini yarı yolda bırakabilecek ma » nevralara maruz kalmadan eserini ta kibe imkân verecekti. Radikal sosyalist grupu mütareke prensipini muhafazaya karar verdi. Fa kat Başvekilin lüzumu münakaşa gö- türmiyen lâyihaların kabulünden sar- fmazar etmesini şart koydu. Radikal sosyalist fırkası müzaheretini bu su - retle geri alınca, bütün azası ekalliye- te ait olan bir kabinenin teşkilini dü. şünemem., Buna binaen istifamı ve ar- kadaşlarının istifaan: tevdie kendimi mecbur görüyorum, PARIS, 8 A.A.) — Kabine toplan- tısından sonra boyanatta bulunan M. Doumergus, kanunu esasinin projesini müdafaa ed: miyetine taraflar © gözükenlerin buna mâni olmak istediklerini ve bunların tazyikr üzerine bir kısım nazırların gerek bu projeye gerek bu wlahatı ko laylaştıracak olan muvakkat bütço - nin kabulüne itiraz ettiklerini söyle - miştir. M. Doumergue, meclisin Feshi- ne müarız olanlarm çevirdi a ile kabine buhranman ortaya çıktı. ğsmi ilâve ederek demilşir ki: “Buhra- na sebep olanlar, şubat hüdiselerine müncer olan siyasetten mesul olanlar dır, Ve gene halkın hükimiyeti diye bağıran bunlardır ki hakim halkın ö nünde yukarıki siyasetlerinin hesa - bın: milmicün mertebe geç vermek is- temektedirler. PARIS, 8 (A. A.) — M. Dowmergue kabine teşkilini kabul eden M. Flan - den ile uzum uzadıya görüşmüş ve ken disine hükümeti teşkil etmesi tavsıye - sinde bulunmuştur. Son Dakika ——————— PARIS, S(A.A.) — M. Buison ik le M. Laval . reddettikten sonra M. Flanden yeni kabinenin teşkilini kabul etmiştir. Yeni kabine PARİS, SA) — M zaim mazırlar meclisinden sonra, M. Du mergle yapmağa lüzum ördeği lâkal esnasında, yeni kabinenin de M. Dumerg tarafından teşkilini urarla ri ca etmişse de mumaileyh tür. Bunun üzerine © M. Löbeön meclis eeisi M. Buison'dan rica etmiş ve fa » kat imumaileyh de meclis reisliğinde - ki hizmeti daha nafi olduğu kanaatiy le bu vazifeyi reddetmitşir. Reisicum hur bunun üzerine M, Laval müraca- at etmiş, M. Laval kendini münhası - ran harici vermek arzusuyla kabine teşkili vazifesini kabul etme - miştir. Bundan sonra Elize sarayına çağırılan M. Flânden yeni kabinenin teşkili vazifesini kabul etmiştir. M. Flanden, saraydan çıkarkon kendisine sorulan suallers cevaben der hal ziyaretlerine başlınycağını ve en kısa bir zaman zizfında muvaffak ol- mağa çalışacağını söylemiştir. M. Flanden evvelemirde mebusan ve â « yan rçislerini ve M. Dumergi göre - cektir. ———— rosuma müracaat , »*.. Güçlü kuvvetli her işi yapacak bir genç İş arıyor. Şerait çok mütevazidir. Adapazarlı Ahmet rumuzile Millyete müracaat, ... Ilik mektep tahsili tam Istanbulda yapar. Nâzum rumuzile Milliyete mü- Bü (Başı 1 inci sahifede) Teşkilâtı esasiye encümeni Yunus Nadi (Muğla), Hakkı Tarık (Giresun), Asım (Artivin) , dokto Mazhar (Aydm), Tahsin (Aydın), Ha- cim Muhittin (Balıkesir), Asaf (Bur - sa), Necip Ali (Denizli), Mahmut E - sat (İzmir), doktor Fuat (Kırklareli), Ali Fuat paşa (Konya), Yusuf Kemal (Sinöp), Celâl Nuri (Tekirdağ), Recai (Tokat), Mehmet Emin (Urfa), Bey » e. Adliye encümeni Münür (Çorum), Salâhattin (Koca- eli), Raif (Trabzon) , Haydar (Amtal- ya), Numan (Antalya), Vasfi Mehmet (Balıkesir), Osman Niyazi (anakkale), Hasan Hayri (Edirne), Şeref (Edirne) Abdülhak (Erzincan), Yusuf Ziya (Es- kişehir), Mehmet o Nazif (Kars), Sait Azmi (Kayseri), Tevfik . (Kayseri), Ragıp (Kocaeli), Sırrı (Konya), Re - — Şevket (Mani: » Nari (Muğla), : Nazım (Tokat), Recsi o (Tokat) Bey- ler. Bülçe encümeni Mustafa Şeref (Burdur), Müker - vem (İsparta), Ihsan (Beyazıt), Sürey- ya Tevfik (Tokat), Yahya Galip (An - kara), Enver (Balıkesir), doktor Galip (Bursa), Mustzfa (orum), Faik (E - dirne), Hasan Tahsin (Elâziz), Asm (Erzurum), Aziz (Erzurum), Nuri (Ga ziantep), Kâzmm (Giresun), | Sadettin Rıza (İstanbul), Közum paşa (İzmir), Ahmet Hilmi (Kayseri), Mehmet N hit (Kırklareli), Şevket (Kırkdar*li?, Turgut (Manisa), Ali Rıza (Mardin) Recep Zühtü (Sinop), Rasim (Siv Remzi (Sivas), Süleyman Sırrı (Yoz - gat) Beyler, Dahiliye encümeni Cemil (Tekirdağ), Vaik (Tekirdağ), Şükrü (Çanakkale), Hilmi o (Adana), Ali Münif (Adana), izzet Ulvi (A£ - yon K.), Esat (Amasya), İsmail hak kı (Amasya), Rasih (Antalya), Emin Fikri (Bursa), Ismail Kemal (Çorum), Münür (Giresun), Mehmet (Kütahya), | Abdülmuttalip (Malatya), Vasıf (Ma - latya), Hasan Reşit (Muş), Galip (Niğ. de), Ahmet Ihsan (Ordu), İsmail (Or- du), Esat (Rize), Zühtü (Samsun), Vasfi Raşit (Şibin K.), Fatin (Trab- zon), Halil (Zonguldak), Rifat (Zon - guldak) Beyler. Hariciye encümeni Saffet (Erzincan), Necmettin Sa- dik (Srvas), Zeki Mesut (Diyaribekir), Cevat Abbas (Bolu), Falih Rıfkı (Bo- hu), Hasan Cemil (Bolu), Fazıl Ah » met (Elâziz), Salâh Cimcoz (Istam- bul), Halil (İzmir), Ibrahim Süreyya (Kocaeli), Reşit Saffet (Kocaeli), Hik- met Manisa), Mahmut | (Sürt), Nebi zade Hamdi (Trabzon), Yahya Kemal (Yozgat) Beyler. Maliye encümeni Hasan Fehmi (Gümüşhane), Kemal Turan (Isparta), Adnan © (Aydın), Pertev (Balıkesir), Zülfü (Diyarıbe- kir), Hamdi Mustafa (Istanbul), Kâ- mil (izmir), Refik (Kastamonu), Na- git Hakkı krala), Küzem (Kava), Tahsin (Konya), Tahir (Manisa), Kâ ni (Manisa), Mitat (Maraş), o Behçet (Urfa) Beyler. İktisat encümeni Şakir (Edirne), İsmail (Şebink), A- kosmanzada İzzet (Afyon k.), Eşref | (Ankara), Şükrü (Bolu), Doktor Rasim Ferit (Bursa), Rüştü (Bursa), Emin (Eskişehir), Edip Servet (Gümüşhane), | Ahmet Hamdi (İstanbul), o Yusuf Ak- çura (Istanbul), Alaetün Cemil (lstan- bul), Hasan Vasıf (Istanbul), Yaşar (Istanbul), Memet Sadettin — (İzmir), Tahsin (Kastamonu), Hasan Cavit ( ze), Yusuf Kemal (Sinop), Hasan (Zon guldak), Ragıp (Zonguldak) beyler. Milli müdafaa encümeni Ihsan Paşa (Giresun), Köz Paşa (Diyaribekir), Ahmet Saffet (Elaziz), İbrahim (Bilecik), Salin (Bilecik), wa- ci (Cebelibereket), Fuat Ziya (Elâziz), Kılıç Ali (Gaziantep), Şevket (Gümü- sane), Ali (istanbul), Faik (Kars), Muhittin Paşa (Kars), Ali Rıza (Kas tamonu), Lutfi Müfit (Karşehir), Aki Fuat Paşa (Konya), Mahmut ON (Malatya), Naki (Muş), Ali Saip (Urfa), Fuat (Rize), Hüsnü (Tokat) beyler. Nafia encümeni Etem (Samsun), Aziz Samih (Er sincan), Osman (Manisa), Cemal (Af- yon k.), Rasih | (Antalya), Ali oğlu Ahmet (Eskişehir), Hakkı (İçel), hür seyin Hüsnü (| (Isparta), Baha Tali (Kars), Hakkı (içel), Hüseyin Hür (lsparta), Baha Tali (Kars), Hak- b (Kütahya), Ibrahim (Kütahya), Sü- yman Fikri (Mersin), Halit (Niğde), be Asım (Samsun), Mahmut Rar sim (Tekirdağ) Beyler. Sihhat ve içtimai muavenet encümeni Doktor Ahmet Fikri o (Erzurum), arıyolok Refik (Bursa), Vokcor Saim (Manisa), Ziya Nuri Paşa (Af- yon), Döktor Nazif Şerif (Antalya), Muzaffer (Balikesir), Doktor Emin Ce- Asım (Erzurum), Doktor monu), Reşit (Kayseri), Doktor Hilmi (Malatya) Doktor Hüseyin Avni (Muğ- la), Ahmet Pileri O Beyler. Ziraat encü, Mustafa Rakmi (İzmir), >. Yaşar (Ak saray), İsmail Hakkı (Bolu), Arikoğlu Damar (Adana), Ömer Resul (Adana), Muslihiddin (Ankara), Fuat (Aydın), Hasan Basri (Cebelibereket), Nabi Rıza (Çorum), Emin Arslan (Denizli), Yusuf (Denizli), Nafiz (Er- zurum), Cafer (Eskişehir), Mitat (istanbul), Halil | (Kastamonu), , Ali (Kocaeli), Ahmet Hamdi (Konya), Mus tafa Lutfi (Konya), Nuri (Maraş), Is- mail Mehmet (Sivas) Beyler. Gümrük ve inhisarlar encümeni İsmet (Çorum), iyi (Ordu), Vas- fi Mehmet (Balıkesir), Halit (Burdur), Emin Fikri (Bursa), Ibrahim (Cebeli- Karamehmet rekat) Bekir (Çorum), ük Millet meclisi Omer Kâmil (Karı), Ali (Kocaeli), Serdar Ahmet (Kırşehir) Hakkı (Kü. tahya), Sabri (Maniss), Mehwwet Hacı Yunus (Sanosun), Hulusi (Sinop), Da- niş (Trabzon) beyler. Maarif encümeni Nafi Atuf (Erzerum), Haydar (Af- yon K.), Ibrahim Alsettin (Sinop), A- ka Gündüz (Ankara), Ahmet Cevat (Çanakkale) Talat (Çankırı), Emin (İçel), Osman Zade Hamdi (İzmir), aim Hazım (Konya), Ku oğla Halkı (Muş), Hamdi (Ordu), Şemset- tin (Sivas),Sadri Maksudi (Şebin k.), Halil Nihat (Trabzon), Refet (Urfa) beyler. Divanı muhasebat encümeni Faik (Niğde), Hazım (Kırşehir), Sungur (Yozgat), Rıza Nisari (Aksa ray), Hasan Yakup (Ankara), Rifat, Çankırı), Şevket (Giresun), Hayrullah (Istanbul), Kitapçr Hüsmü O (İzmir), Coşkun Osman (Kayseri), Sırrı (Ko- kadir (Mara), Kamet (Me), Rap ir (Maraş), Ru mi (Samsun) Beyler. — Meclis hesaplarının tetkiki encümeni Hakkı (Van), Rifat (Ankara), Maz- bar, Müfit (Denizli), Rasim (Ankara), Şakir (Ankara), Ibrahim Yürük (Bat İikesir), Mehmet Cavit (Balıkesir), Zi- ya (Çanku, Mustafa (Konya), Esat (Zonguldak), Beyler. Kütüphane encümeni Halil Etem (Istanbu'), Besim Ata lay (Aksaray), Ismail Hakla (Balıke- sir), Velet (Kastamonu) Beyler, Arzuhal encümeni ASF (Rize), Ziyaettin (Istanbul), Nafiz (Amasya), Hayrettin (Bilecik), Mustafa Fohmi (Bursa), Reşit | (Gazi- antep), Şahin (Gazisntep), İbrahim (Hakkâri), Ibrahim (isparta), Kema- lettin (Kocaeli), Talat Haşim (Malat- ya), Abdülkadir (Maraş), o Abdürrez- ak (Mardin), İsmail (Ordu), Akif (Ri- ze), Habil Hulki (Siirt), Ziyaettin (Sis vas), Süleyman Sırrı (Trabzon), Mü. nip (Van), Ahmet Cevdet (Yozgat) beyler. Reisler ANKARA, 8 (Telefonla) — Bugün Metlis heyeti © umumiyesinden sonra Adliye, Sihiye, Maarif, Nafia, divanı muhasebat encümenleri toplanmış, re - mazbata muharrini ve kâtipleri seç- miştir, Adliye encümeni reieliğine, Müni Bey (Çorum), Mazbata muharrir! Salâhattin Bey (Kocaeli), | kötpliğe Raif Bey (Trabzon). Sıhhiye encümeni reisliğine doktor Ahmet Fikri (Erzurum), mazbata mus harrirliğine Refik (Bursa), kâtipliğe Saim (Manisa) Beyler. Nafia encümeni (Samsun), mazbata ziz Sami (Erzincan), kâtipliğe Osman (Manisa) Beyler. Maarif encümeni reisliğine Nafi A- tif (Erzincan), muharrirliğine Haydar (Afyon), kâtipliğe Ibrahim A- ilettin (Sinop) Beyler. Divanı muhasebat encümeni reirli - ğine Faik (Niğde), mazbata muhar - rirliğine Hazım (Karşehir), kâtipl de Sungur (Yozgat) Beyler seçilm lerdi » Diğer encümenler | seçimlerini cu- martesi günü yapacaklardır. Kari mektupları Yasaklarımızda fikri takip Bir okuyucumuz yazıyor: Belediye hakkında yazdıklarınızı bü- yük bir alâka ile okuyorum. Pek doğru, pek mantıki, pek haklı. Fakat bahsetme» diğiniz bir nokta da var. Müsaade büy- rulursa izah edeyim. Bir polis merkezine bir belediye şube» sine yüksek ve mesul bir makamdan e- mir veya talimat gelirse tatbik müddeti için mutlaka bir mühlet kaydı mu var? Müseli tramvayların'kapı arı kapali ka- lacak ve kimse © asılmayacak. Bir kaç gün ciddi bir faaliyet: emir tatbik edili yor, Bir hafta sonra bir memurunun gö- Zü önünde kapısı açık, basamak üstün-. de üç kişi asılı bir tramvay arabası ge- yor. Memur © aldırmıyor. Nerede o ilk günlerin faaliyeti? Şimdi açık, | salkımı salkım asılanların meyanında memurlar da görüyoruz. Yük arabaların az yi lenmesi hakkında bir emir var. Metinini bilmiyorum. Maksat hayvanların himaye. sidir, Manzara: bir beygir, epeycede dik yokuş; tek atlı ve haddinden fazla yüke lenmiş bir araba, Arabacı arahada. Bey. gir arabayı çekmiyor, kayıp duruyor. A» rabacı da boyuna hayvanı kamçının ö- bür ucu ile kırbaçlıyor. Bir memur kok tuğu altında bir çanta arabanın yanından geçiyor. Tecziye etmek şöyle dursun, »- rabacı olacak herifi arabadan bile indir medi, söz söylemeden geçti. İstildâl cad desinde, muhtelif yerlerde noktalar var der. (Otomobil kullandım biliyorum) şe ân son süratle (o yani 40 kilometre saatte, geçiyor. Aldıran yok. Sabah ye di. Beyoğlunun bir mahallesi. o Cevre galeta simit satan birisi malmı bağıra bağıra satmağa çalışıyor. Otuz kırk a“ 'dım ileride bir memur yürüyor. Netice biç. Düşündüm: belki vazife taksim edi- iyor, tramvaya bakanlar, arabaya ve simitçiye karışmazlar ve benim gördük” lerim de o nevidendi, o olurya tesadüf! Fakat &n fazla kızdığım nokta varst *a yere tükürenlerdir .Yok Itsanbul bele diyesi varidat arıyormuş. Beş Urayı bir yana bırakalım, elli kuruştan o ben size hergün asgari 200 lira (o temin ederim. Senede 60,000 lira. Az para mi? Hü tükülrenlekdesi ceza alındığını gördünüz itiniz mü? memurlarına, belediye memurlar ru ücum ediyorum zannetme) 1, Pi lisimiz dünyanın belki en pelisidir, vo bunu isbat etti; Fakat asıl canlı nokta bizin töferruata (kırtasiyecilik müstes- na) ehemmiyet vermeyişimizdir. B»- dem emir, kanun var, her memur, olsun ki run, ede olkun me- zun olsun, aykırı bir şey gördü mü onu tashih etmeli değil mi? reisliğine Etem rel

Bu sayıdan diğer sayfalar: