17 Kasım 1934 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6

17 Kasım 1934 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

© Milliyet'in Romanı: 35 Yazan: Marthe Richard Tercüme eden: M. F, Fransız kadınının tabağını başkasile karıştırmayın sonra felâket olur! Hülâsa IMarthe Richard Fransa casusluk | teşkilâtı tarafından (o İspanyaya Sen Sebastiyen'e gönderilmiştir. o Vazifesi orada Alman casus teşkilâtna girmek | ve iki cihetli casusluk yapmaktır. Ora- da kendisine kur yapan Walter ismin- | de şişman bir Almanla tanışmıştır. Bu- nunla bir parkta gezerken Stephan is- minde birisine rast gelmişlerdir. Ste- phan bir Alman casusudur. Onu Ak man casus teşkilâtı reisi Baron Fon Krohn'a tanıtmıştır. Kendisini ba teşkilâtın içine almış- lar ve casusluk yapmak üzere Fransa- ya göndermişlerdir. Marthe Richard Fransada casusluk teşkilâtı reisi M. ema e izahat almış ve tekrar İs- panyaya Sen Sebasi ve sonra Fon Krobn ile beraber Madrite gelmiştir. Genç adam (selim verdi ve “Gut! (pek iyi),, dedi. Hâlâ sü- künet bulmamıştım. Gene hırsla: | «— Niçin beni kabul etmek için | bu kadar tedbir alıyorsunuz?.. de- dim. Baron gülerek: Kapıcının yüzünden, dedi. — Kapıcının yüzünden mi? — Evet, Karım hâlâ Saint bastien'de. Derhal haberdar edil. anesini istemiyorum. Hayretler içinde kalmıştım: — Karmız mı?.. diye bağırdım. aran Baronun karısı ve yemek ziyafeti Baron fikrisi değiştirdi. Ve ka- rısı Saint Sebastien'den döner dön- mez beni ona takdim etti. Baronun karısı da gençti. He - | men hemen benim yaşımda idi. Ve. güzeldi. Hattâ çok güzeldi. Esmer- di. İri, mânâlı gözleri vardı. Ve tam bir Yahudi tipini oldukça iyi can- landırıyordu. Von Krohn'un şah - san çok zengin olmamasına rağ - men karısının hudutsuz bir serveti olduğunu işitmiştim. Acaba niçin bu çirkin ihtiyarla evlenmişti, Her halde Baron karısı olmak ve Al - manya sarayına girebilmek için olacaktı. Baron'la karısı Madritte diğer Almanların kıskançlıklarını tahrik başka bir otomobil ve şoför, sahibi olan kimse yoktu. Almanya'nın bü- yük ailelerinden birinin kızı ile ev- lenmiş olan ve bununla iftihar e den Von Krohn'un kayınpederi da- madından hiç bir şey esirgemiyor- du. Baron, tabii beni karısına tak - dim etmeden evvel, bu vaziyette o- lan bütün erkekler "gibi benden ö zür dilemeyi kendine bir vazife bil- mişti: — Bir kız çocuğumuz olduğu za- mandanberi, demişti, karımın sıh- | hati bozuktur ve yalnız ismi bana bağlıdır. Omuzlarımı silktim. Ben yalnız benimle Baron arasında ka- lan genç güzel ve her halde akıllı kadını düşünüyordum. Baronun karısı beni çok iyi ka - bul etti. Bana Paristen (bahset Sonra kocasına dönerek almanc; — Hans, dedi, Marthe'ım alman- ca bilmediğine emin misin? Eğer kendisini yarın öğle yemeğine da- | vet edersek almanca bilip bilmedi- ğini öğreniriz. İ Hiç kımıldamadım. Hiç bir | belli etmedim. Sonra bana geldi ve kolumdan tutarak: — Eğer yarın bize gelmek ister- seniz kocam da ben de çok mes'ut oluruz. Bazı dostlarla beraber ye- mek yiyeceğiz. Paristen getirtmek”, istediğim birçok elbiseler var. Si - rise gittiğiniz zaman bana gönd rirseniz öyle memnun olurum ki... Kabul ettim. Ertesi gün Calle Orfila'ya biraz geç geldim. Özür diledim. Davetli- ler sofrada idiler. Hepsi beni baş- tan aşağı kadar dikkatle süzdüler ve gülüm-ediler.Bu vaziyet,bu şe- kilde kabul edilişim birağigarip Baronun beni kimseye takdim et memesi de bu garabeti fazlala; yordu.Demek dost olarak samimi bir şekilde davet edilmemiştim. | Başımla hafifçe selâmladım. I- çimden hiddetten kuduruyordum. | Fakat bir şey belli etmedim. Her - kes beni inceden inceye tetkik edi- vetlileri içimden saydım. On üç ki- şi idik. Bu iyiye mi işaretti, fenaya mı? Etrafımda sivil giyinmiş Al - man zabitleri ve İspanyollar vardı. Hepsi de iyi bir mevkii içtimaiye sahipti. Sağımda saçsız başı banın altında pırıl pırıl yanan Alman vardı. Elleri kıldan gözük- müyordu. Ve çok fena fransızca ko nuşuyordu. o Solumdaki (o gençti. Dimdik oturuyor ve hiç fransızca konuşmuyordu. Yalnız arada sıra- da şüphe dolu nazarlarını üzerime dikiyordu. Sofrada üç kadındık. Bir Baronun karısı, bir mânâsız bir Alman kadını ve bir de ben. Fon Krohn, Metrdotele alman- ca olarak: — Johann, dedi, mutfakta Fran- sız kadını için hazırlanmış husu- si bir tabak vardır. Sakın biribi - rine karıştırmaym. Sonra büyük bir fe sebebiyet verirsiniz. Metrdötel: — Gut dedi ve dışarı çıktı. Biraz sonra geldi. Ve önüme için de yemek dolu bir tabak © koydu. Bu yemek te tıpkı öbür yemekle- re benziyordu berayı nezâket ö- bürkülerin önüne de tabakları ko- nuncaya kadar ( bekledim. Etra- fımda ne geçiyordu? Başıma ne İ gibi bir çorap örüyorlardı? Her - kes Alman usulü hapur hupur ye - mek yiyordu. Bazısı almanca, bazı- sı ispanyolca konuşuyordu. Bir tanesini anlamıyor, ötekini de an- lamıyor görünüyordum. Yemeğe başlamıştım. Çorbanın hiç bir gay- ri tabii tadı yoktu. Niçin Baron benim için Metrdotele böyle husu- si bir yemek ısmarlamıştı ? — Bilmedi - MAARIFTE Ankara t'caret lisesi Ankara ticaret lisesinin iktisat fakük- tesi haline gelmesi için tetkikat yapıl» maktadır. Ankara ticaret Jisesinin 300 den fazla talebesi yardır. Bü sene mekteplerde 2- çılan talebe kooperatifi dolayisile İzmir, Trabzou, Adana gibi vilâyetlerden de buraya talebe gelmesi temin edilmiştir. Bu suretle ticaret lisesi, yalnız nehari mahiyette değil, ayni zamanda uzak vi- liyetlerden gelen talebeye tahsil imkân larını veren bir müessese haline gelmiş- tir. Talebe tarafından idare edilen bu koo peratifte yemek ve yatmak gibi masraf- ları 20 liraya temin etmek kabildir, bu gibi talebe arasındaki teşebbüsler artar. sa, diğer ihtisas mekteplerine de vilâyet | lerden gelen talebe ucuzca hayatmı temin edebilecektir. Ticart lisesi talebe koope- ratifi buna bir misal teşkil etmektedir. VAPUR CULU:. TURK ANONİM ŞİRKETİ İSTANBUL ACENTALIĞI Liman Han, Telefon: 22925. Trabzon yo'u TARI i5 Terini PAZAR sürü saat 20 de Galata rıhtımından kalkacak. Gidişte Zon- guldak, İnebolu, Ayancık, Samsun, Ünye, Ordu, Gireson, Tirebolu, Gö- vele, Trabzon ve Rizeye. Dönüşte bunlara ilâveten Of, ve Sürmeneye uğrayacaktı Karabiga yolu CUMARTESİ ve ÇAR- ŞAMBA, günleri saat 20 de Top- hane rıhtımından bir vapur kalkar. Gidiş ve dönüşte | mulat iskelelere uğrar, İzmit yolu CUMA, PAZAR, SALI, ÇARŞAMBA. günleri bir vapar inat 9 dn Tophane rıhtrmından kalkar; Mudanya yolu Bir vapur CUMA, PAZAR, SALI günleri saat 9,30 da ve Perşembe gü- nü sant $da Tophane rıhtımndan kalkar. Perşembe postaları aynı gün- de Mudanyadan saat 14 de İstanbu ln döner, yordu. Sofraya oturur oturmaz da, | Mur erzommmmmanamzaaumıznnınzz ERASER AE (Başı 1 inci sahifede) Geçen cuma İstanbulspora karşı çok güzel ve tetnik bir oyun çıkarak 4 — 2 maçı kazanan Fenerbahçenin fazla s- | kenti çekmeden Vefa'yı da mağlüp ede- İ ceği tahmin olunuyordu. Fakat; Fener İ takımında hücum hattının fena bir şe- isilde, yapılmış olması ve Fenerbahçe- min geçen haftaki ile kıyas edilemiye- cek kadar bozuk ve ekseriyetle şuur- #uz oynaması, tahminleri altüst sarı lâcivertlileri de mağlüp etti. Kemal Halim Beyin idaresi altında oynanan maça Fenerbahçe takımı şu | sekilde çıkmıştı: Bedi; Yaşar — Fazıl; Sevat, Ali Rı- za, Esat, Niyazi, Muzaffer, Reşat, Fik- ret, Şaban. Uzun zamandır oynamaması dolayı- sile esasen idmansız olan Reşadm ma- lüm olan ağırlığı noktasından da takı- ma alınması ve bununla da iktifa o İ oDünkü maçtan bir enstantane miş oldu. Futbolde gol fırsatlarını mü- temadiyen kaçırmak karşı tarafa gali biyet fırsatı vermek demektir. Netekim dün Reşat ağırlığı ve idmansızlığı yü- zünden üç dört mükemmel fırsatı ka- çırmca Vefalılar, biraz da fazla gayret le galibiyeti temin etti Fenerbahçe oyuna iyi i başladı. iç Fikret sağ iç Niyazi Kameri « sas noktaları idi. Vefalılar bu hücum- ları ik devrenin sonlarma kadar karma» ğa muvaffak oldular. Devre bitmezden biraz evvel Fikret güzel bir şütle Fe- nerbahçenin yogânc sayısını yaptı. İkinci devrede, müdafannın da hü- cum hattındaki bazı oyuncular kadar likayt oynaması, merkez musvin Ali Rızanın gerek hücumları kesmekte ve gerek muhacimlere yardım etmekte Zâr kalması bir taraftan Vefalılara ümit verirken diğer taraftan Sarı lâciver lerin Vefanın havadan oyununa kapı masına sebep oldu. Pek teknik olmde makla beraber musallat oyun İarzı il Vefa hücum hattını sürükleyön vi F& nerbahçe südafsasını müşkül vağiyef- lere düşüren Gazi Vefanın ilk golünü yapmağa muvaffak oldu. Bir - bir vaziyete girdikten sönrü Vefalıların gayreti çok arttı. Biraz son- ça bir frikik esnasında güzel çekilmiş bir şütü Vefa sol açığı biraz tesadüfi ol- 'makla beraber çok güzel bir kafa vuru- şu ile Vefaya galibiyet golünü kazan- dardı. Bunda Fener kalecsinin hatası barizdir. Çünkü; eğer Vefa «ol açığı kala vurmamış olsaydı, top avula gidi- yordu. Avuta giden topu tutmak üzere kalecinin yerinden ayrılmaması ve kale- sini boş bırakmaması lâzmdi. Bu ikinci gölden sonra vakit Fene- «in beraberliği olsun temin edebilmesi- ne mani olacak kadar daralmıştı. Esa- sen Fenerbahçenin oyun tarzı g | karmasına da mani idi, Oun bu suretle Vefanın | — 2 galibiyeti ile bitti . Beşiktaş - Beykoz maçı Şerel stadında Beşiktaş Beykoz bi- rinci takımları karşılaştı. Beşiktaş ta- kımında, Hüsnü, Feyzi, Nazım, krşei eksikti, Beykozlulurda da bir iki oyun- cu yoktu. Oyun başladıktan üç dört dakika sonra Beşiktaşlıların sağdan gelen bir akını Beykoz müdafileri favulle durdar- duklarından Beykoz aleyhine penaltı veridi. Hakkı bunu gole tahvil etti. Bum- den sonra Beykozlular biraz canlandı lar ve yirmi beşinci dakikaya kadar ©- yun mütevazin denilebilecek şekilde devam etti. Bu müddet esnasında Bey- kozlular bir iki fırsat kaçırdılar. Yirmi beşinci dakikada yine Hakkı şahsi bir gayretle Beşiktaşım ikinci golünü yap- &. Üçüncü golü de yaptı Uçüncü gol devrenin bitmesine beş dakika kala Eşref üçuncü golü de yap- u. Ikinci devreye 3 — O mağlüp gi luların manevi kuvvetleri kırı mış olduğundan Beşiktaş tamamen ri kim bir vaziyet aldı, Bu devreni nyirmi beşinci dakikasında da Hakkı gol ya- parek Beşiktaş maçmı dört sıfır bitir- di. Galatasaray - Süleymaniye maçı Taksim sahasında oynayan Galata- saray — Süleymaniye maçı sarı kırmı- en (0 — 10) lık galibiyetile netice- Birinci devrede Süleymaniye takı- mı bülün gayretini sarfetmesine rağ” inen antrenemansız bir takım olduğu i- çin kendisinden daha iyi oynayan Ga- latasarayın üç gol yapmasına mani o lamadılar: Bu golleri, Nihat, Münevver ve Necdet yaptılar. İkinci devre başladığı zaman, ilk golü yine Necdet attı. Bunu Nihadin at- tığı bi rşütle takımına kazandırdığı gol takip eti. Bundan sonra Süleymaniyeki Bü- lendin yaptığı bir ent penaltıyı Danyal güzel bir şütle gol yaptı, Fazlı, yedinci, Lütfi sekizinci, Kadri EYE A EDA | den en çok iş umulan Blemi, | Necdet bile idmansız bi rvaziyette bulu- defa | diler, “Dünkü Lik maçları dokuzuncu, yine Fazıl onuncu golleri yaparak, Galatasarayın büyük bir sayı farkile galibiyetini temin etmiş oldular. Galatasarya takımı heyeti umumiye itibarile güzel oynadılar. Top kontrolle- ri, nefesleri ve sür'atleri iyi âdi. üçlerinde bek Lütfi, forvette, Fazıl ve Danyal bilhassa nazarı dikkati cek bedecek derecede iyi idiler. Buna mukabil Süleymaniye takımı antrenemansız bir halde idi. Kendilerim Al ve Buyorlardı. Galatasaray! tebrik ederken Süley- maniyelilere de gayret ve çalışma te- menni ederiz. Ateş Güneş - Istanbulspor Dün Fenerbahçe stadında Fener - bahçe Vefa maçmdan evvel Ateş Gü- meş İstanbulspor birinci takımları hu- sasi bir maç yaptılar. Aleş Güneş ta- kımı şöyle çıkmıştı: Hüsamettin, Faruk, Münip (A - sm), Rıza, Reşat, İsmail, Celâl Şe fik, Ref, Rasih, Necdet, Rebii, Oyunu anlatmadan evvel bir şeyi işaret etmek isterim. Perşembe gün- kü yazımda Ateş Güneş (takımında Resih, Refii, Danyal ve Kadrinin oy - nayacağımı işittiğim rivayetlere göre BE e azete beni tekzibe kalkmıştı. Hiç işünmedi ki benim © yazdığım (rivayetlerin) bile Yüzde ellisi tahak- kuk eder. Nitekim dün Aleş Güheş takımında Rasih ve Refii oynadıktan maada fazla olarak Celâl Şefik te oynadı. Danyalla Kadriye gelince; dün işittiğim ( latasarayın Süleyma zayıf pep futbol kaplanı bu iki oyuncuya geletek haftaya kadar mezuniyet ver- imiş, Refikimiz gelecek hafta bir te- kene lere) göre, Ga- ye karşısına pek çıkmamasını İsyen Ateş Gü- İ lefon muhaveresile beni tekzibe yel - tenmekte serbesttir. Gelelim maça; Ateş Güneş dün ilk Istanbulda © kuvvetli ve genç bir takıma karşı bir maç © yaptı ve bu maçı 3 — O kazandı. Ilk devrede biribirine © alışmamış ve bir kısmı anirenömansız bulunan Ateş Güneşliler devreyi O — O bitir- diler. Ikinci devrede daha iyi oyna- üzel kombinezonlardan son- ra Refii iki, Rasih te Rebiiden aldığı gayet güzel bir pastan vole bir şütle bir gol yaptılar. Ateş Güneşin dünkü oyununda en memnun olunacak cihet daima yer- den ve teknik bir şekilde oynama; çalışmalarıdır. Bu oyuncular form'la- rm bulunca takım hayli kuvvetli olacaktır. Esat HAMDUN o— İngiltere siyaseti (Başı 1 inci sahifede) vam etmektedir. Ve bundan büyük bir memnuniyet duyuyorum, Bü- yük Britanyanın ihracat Ucarelinin genişlemesinden bilhassa memnu- num, Buna birçok memleketlerle yapılan ticaret mukaveleleri yar- dım etmiştir. Dahili ticaretin mü- tekabil tercih esasma dayanarak inkişafından da memnunum. Kral, üç devletin deniz murah- haslarının muvaffakiyetli bir neti- ceye varacaklarını ciddi surette ümit etmektedir. Böylece dünya, son senelerde alâkadar devletler tarafından serbest bir surette ya- pılan milletler arası taahhütlerle faydalı bir surette önüne geçilmiş olan gayri mahdut bir silâh reka- betinden kurtarılmış olur. Kral bundan sonra oğullarının Dominyonlara ziyaretlerinden,Ter Növ'ün idaresine ait kanunun ka- bulünden, Hindistanın müstakbel idaresi için iki menlis tarafından yapılan tavsiyelerden bahsetmiş- | tir POLİSTE Kadına tecavüz Yetmeyormuş gibi koca- sını da bıçak'adı Topkapıda Beyazıt ağa mahallesin. de Karayalı çıkmazında (3) mumaralı evde oturan arabacı Ali Efendinin zev- &esi Hatice Hanım, evelki gün su almak üzere çeşmeye giderken amcasmın ço- cuğu Tatar Nuri ile karşılaşmış. Ta- tar Neri, Hatice Hanımın kolundan tut- muş ve sürüklemeğe başlamıştır. Bu- Runüzerine kadın feryadı basınca Nu- ri de oradan savuşup evine gitmiştir. Hatice Hanım, doğruca eve giderek hâdiseyi kocası Ali Efendiye anlatmış, Ali Efendi de saldırmasını. beline ko- yarak, Nürnin ine gili kavgada Nuri de bıçağını miş Ali Efendiyi Ha de > Hidizeyi müteskip Nuri karakola giderek teslim olmuştur. Ak Efendi, Gureba hattanesine yatırılmıştır. Tah- | kikata devam edilmektedir . Çarpan otomobil Fener caddesinde şoför Şükrü Ef. nin idaresindeki 1884 numaralı otomo- bil Cibalide oturan Hasan kızı 8 ye- şında Seher ismindeki çocuğa çarparak yaralanmasına sebep olmuştur. Hırsız Eminönünde Kundakçı hanında otu- ran Haydarın 10 lirasını çalan Şaban zabitaca yakalarmıştır. i Herkes soy adı (Başı 1 inci sahifede) di. Ba kanunla ertik hepimizin de birer soy adıma sahip olacağımızı biliyoruz. Fakat umumi arzuya bakılırsa, hattâ lâyihanm verilmesine geçikilmiş gözile de bakabiliriz Çünkü pek çok münev- yerlerimiz, yeni doğan çocuklarma öz Türk adları koydukları gibi, pek çokle- rmız da daha şimdiden soy mdları al. makta ve bunu müfas kütüklerine ge- Başlıyan cereyan bızım aldığı için kanun meclisten çıkar çıkmaz, çok ko- laylıla tatbik edileceğine şüphe yok- tur. Meselâ iktısat Vekili Celâl Bey “Bayar”, dergiye göre «Celil, Harici- ye Vekili Tevfik Rüştü Bey “Aras” dergiye göre «Pazar günü» isimlerini aldılar. Bir çok meb'uslarımız ve okur- larımız da ayni yoldan giderek daha şimdiden soy adlarmı seçiyorlar. Bundan başka «Bey> kelimesinin de “Bay” şeklinde «Efendi, Bey ve Ağan ya teşmili «Paşa» ya “Ceneral” denil- mesi halında bir cereyan vardr. Bu takdirde “Bay” kelimesinin isim sonu- na değil, bütün diğer milletlerde oldu- i gü başa geçirilmek suretile umu- düzene oyulması da düşünülüyor. “Şu akde pek yakında, berkesin, 0 yumu belirtecek bir adı olacak demek- dir. Soy adı seçmek için baş vurulacak en iyi kaynak dil tarama deri Soy adı almak, takmak hakkındaki ka- | —— almağa baş! adı nunun tayin ettiği müddet içind! nüz soy adını nüfus kütüğüne geçi” miş vatandaşlara, mahallin en ve mülkiye âmiri bir ad takacaktır. kesin kendi istediği ismi, eN seçmesi için, bu müddetin dolmsfi beklemiyeceği şüphesizdir , Soy adınm alınması, bir çok kaf bkların önüne geçecektir. Bü benzeyen isimleri birbirinden » istediğimiz bir e ifade Gi için çok defa zorluk Ye e ar ei m 3 Dış limanlara vapur işle mek için Türkiye deniz yolları işletme Triyeste, Hamburg, Londra, ve saire gibi limanlara işletmek için f ni vapurlar satın alacaktır. Bu üzerinde şimdiden tetkikata b tır. Bu maksatla İzmire, idarenin eski mir acentası Tevfik Bey göndet Tevfik Bey ecnebi limanları arasınd! Biyen ve İzmir limanma da uğruyan purların senelik işleri ve takip etti yollar hakkında telkikat yapacak ve tetkikatnı bir raporla idareye cektir. Selimiyede Askeri Satın alma Komisyonundan: 1 — 12000 kilo hoşaflık kuru üzümün 25-11-934 p günü saat 14 de açık eksiltme ğından taliplerin teminatlarile usulile münakasası yapılaf birlikte Selimiyede Askeri tınalma Komisyonuna müracaatları. 2 — Şartnameyi daha ev vel Komisyonda görebilirler. (7663) Jandarma Umum Kumandanlık Ar kara Satınalma Komisyonundan: Mevcut evsafma uygun ve teneke kutulara olarak kapalı zarf usuliyle on kon bin kilo vazelin yağı satın nacak ve münakasası 5-12-93 4 çarşamba günü saat on bird yapılacaktır. Sartnamenin bir sureti muayene hey'etine de gönderilmiştir. İstanbul Jand İsteklilerin te makbuz veya Banka mektubu ile gün ve saatinde komisyof muza gelmeleri. (7695) Devlet Balan Umum İstanbulda Sirkecide kâin ürlüğündeni iel nakliyatı unmurdi! anbarı tarafından Devlet De miryolları Umum Müdürlüş namına yapılmakta olan Mes ajeri Nakliyatı için arasında mevcut mukavele mü ddetinin hitamıma mebni m kür Şirketin badema Umumi müdürlük namma hiç bir mf mele yapmayacağı ilân olunur . (7820) i | İnhisarlar U. Müdürlüğünden: Umum Müdürlüğümüz inşaat Şubesi için yüz yirmi liraya kadar bir mimar almacaktır. Taliplerin güzel Vee lar Akademisi Mimari kısmından mezun ve Askerliğini etmiş olmaları şarttır. Bu evsafı haiz olanların 22-11-934 tarihine kadar inşaat Şubesi müdürlüğüne müracaatları. (7715) Selimiyede Askeri Satır” Alma Komisyonundan: 1 — 800 ton Lavemarin kömi pılan münakasada teklif edilen fiat pahalı saat 14 de pazarlıkla pazari” 22-11-934 Perşembe günü kapalı zarf usulüyle YE, görüldüğün satm almacağından isteklilerin teminatlariyle birlikte miyede Askeri leri ilân olunur. satınalma komisyonuna müracaat e; 2 — Şartnameyi daha evvel Komisyonda görebilirler. | (7182), Jandarma Umum Kumandanlığı Ar kara Satınalma Komisyonundan: Satın almacak olan (1250) adet altlı üstlü demir karyolanm kapalı zarf eksiltmesinde verilen fiatın görülmemesinden pazarlıkla satın alınması lözmgelen “* pazarlığınm 20-11-934 salı günü saat 11 de yapılması rarlaştırılmıştır. İsteklilerin o gün saatinde teminatlı Komisyona gelmeleri. (7766) Jandarm Umum Kumandanlığı Ar kara Satınalma Komisyonundan: Mevcut evsafına uygun (2841) adet arka çantası k zarf usulile satm almacak ve münakasası martesi günü saat (11) de yapılacaktır. her gün İstanbul'da Jandarfı şartnamesini görmek üzere 8-12.934 4 İstekliler nümun? muayene hey'etine've Ankara'da Komisyonumuza ve sab” almak için de münakasa gün ve saatında ilk teminat ma zu veya banka mektubu ile komisyona gelmeleri. (7593)

Bu sayıdan diğer sayfalar: