20 Ocak 1935 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5

20 Ocak 1935 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MİLLİYET PAZAR 20 İKİNCİKANUN 1935 Kaçakçılığı Kırk bin rn kadar oldu- ğu tahmin ediliyor Beyoğlunda bir pastahanede eroin kaçakcılığı araştırılırken, bir vergi ka Istanbulda saat 19 in Muhtelif büyük Avrupa şehirlerinde saat kaçtır. b yazmıştık. Kaçakcılık tahkikatı vam etmektedir. Suçlulardan biri cü- ilir misiniz? — rüm delili olan hususi bir defteri yırt- ç beden ciheti yalnız ismi ve güzelli- ği değildir. Burası yaklaşıldığı za- cemiyetinin tertip balo akalanmıştır. Kaçı verginin miktarı kırk bin lira kadar tahmin edilmektedir. bir dansör kıyafetinde taze otları yerleşti nı başında İspanyanm Treroları kıyafetinden bir adam kendisine Bi yardım İskoçyalı ortalığı süpürmektedir. Bir Hindli racası ise (kuyudan su çekmekle meşguldür. Bir kazak koyunların başında ık Oo yapmaktadır. Bahçede bir Çinli mandarin toma: tes, tarlasını sulamaktadır... İlh.. Burada bir karnaval var zannet- meyiniz. Adamlar kadar yaptıkla- rr işler de ciddidir. Yalnız gülünç olan ve kendilerini gülünç yapan şey Rufus Barlow binin vasiyetnamesidir. | ufus Barlow aslen Amerikalıdır. Babası meçhül! çeşit çeşit işlerden sonra Fransada yerleşmiş nihayet bu çiftliğin sahibi olmuştur.Bir çok memleketlerde geçirdiği hayat ha- tırası olarak, çeşit çeşit elbiselere malik ve çalışırken yarı deli, yarı lâtfeci bunlar kimin itiyadında i- di. Evli olmayan bu adamın berabe rinden uzun müddet çalışmış 18 ki- gi vardı. Öldüğü zaman, daima ken- dileri için bir şey saklayacağı vado- lunmuş olan vasiyetnamesinin başı. da toplanıldı. Rufus Barlow bun- lardan her birine onar bin Fransız Muhafaza teşkilâtı kundura tamir- cisi Bursalı Sabri isminde birinin es- rar sattığını haber almış ve bu ada - mı cürmü meşhut halinde yakalamış» tur. Satıcı ve alıcılar yoklanınca üzer- lerinde boş bucuk gram esrar bulun- Sami isminde diğer bir kunduracı da perakende olarak eroin sattığı ha- ber alındığı için takip edilmekte idi. Bu adam da Arap Osman ile Hıristo- ya eroin satarken yakalanmıştır. Suçlular emniyet müdüriyetine tes- lim edilmişlerdir. Çarpan kamyon Sebzeci Kenan merkeple Tarlabaşı caddesinden geçerken Taksim istika - metinden gelen şoför Hayığın kullan- dığı kamyon merkebe çarpmış ve ya- Tranvaydan atlarken Feriköyünde oturan Lutfiye, Şehit Muhtar Bey caddesinde arka sahanlığından yere düşmüş, ba- şından yaralanarak Hasekinisa has « tahanesine kaldırılmıştır. Kol saati nerede? Pangaltıda oturan Madam Nuvar- tın kuyumcu İstepana bıraktığı 15 li- ra kıymetindeki kol saatini geri iste - imiş ve İstepan da Mu rine verdiğini söylemiştir. Türkiye Cümhu riyeti dahilinde P başka ve emlâk bırakmakta olduğu hak- i satırlar hazırunca dindara- me sükütla dinlendi. Fakat noter satırları okumaya başla- zaman ne kendisi ne de bitaraf Seyyar boyacı Behçet bir kömür meselesinden dolayı araları açık olan tanzifat arabacılarından Muhittin ile kavgaya tutuşmuş, Behçet başından Lüks telefon Makineleri Şirket fazla kirayı abone- lere geri verecek Telefon şirketinin abönelerine ver - diği lüks telefon makinelerinden almak- | ta olduğu senede dört lira kira hakkın- olan şikâyetler üzerine mesele iirketi komiserliğince tetkik ©- ve filhakika şirketin lüks nami- bonelerine bazı makineler ver - diği ve bunlardan senede dört lira kira aldığı tahakkuk etmiştir. Halbuki bu tarzda makine tevzi ve abonelerden kira alınması mukavelena- meye muhalif olduğundan şirkete aldı ğı ücretleri abonelere geri vermesi lü zamu tebliğ edilmiştir. Diğer taraftan hariçten Bir çok lüks telefon makineleri elyevm zümrükte bulunmaktadır. Şirketin bun- ları abonelere dağıtması yasak edildi - ğinden, şirket te bu makineleri geldiği yere iadeye mecbur olmuştur. İar için gülmemek £ kabil değildi. Rufus Barlow, adamlarının her ri için kostümlerinden birini ayır- mış her birine kendileri için en ko- v7 olanı tayin edilerek fırsattan is Zihni rakam oyunları - Arkadaşlarınızdan birine “deyi- — Herhangi bir rakamı na kaç olduğunu Fakat arkadaşınızın eline bir kâ- ğıt bir kalem alması lâzımdır. Çün- kü ufak bir hesap muamelesi ola- caktır. Gene kendisine şunları söy- şart vallı 18 köylü bir müddet dudakla- rını bükmüşler fakat vasiyetn nin sonunda ayrı bir fıkrada müç- temian bu şartı yerine getirdik- ileri takdirde bir sene sonra açıla- Şak diğer bir mektuptan da bahso- — Bulduğunuz rakamın bir misli ni alınız ve cemediniz, Ettiniz mi, âlâ! 4 rakamını ilâve edini: zel! hepsini 5 ile darbediniz. Bü- tün bunlara 12 rakamını da katış- tırmız. En son 15 ile darbediniz. Bütün bu hesap işi bittikten son- ra arkadaşınızın aldığı yekündan 320 rakamını tarhetmesini isteyi- niz. Bundan sonra ortaya hangi ra- kam çıkmışsa arkadaşmızdan soru- nuz... Bu rakamın son iki adedini zihnen kaldırırsanız, geriye kalan arkadaşmızın tuttuğu rakamdır. Meri.ta insanlar — Babam söylüyordu, Merih yıl. dızında yaşayanlar varmış. — Acaba öteki yıldızlarda da bi- zim gibi insanlar var mı? — Elbette var, İştklarını görmü- ir. ler şartı kabul ettikl, vermişler ve bu gülünç hayat lamıştır, Oyunculı Gözleri bir mendil ile bağlanır. Or- tadaki masanın üzerine yakılmış bir mum konur ebeye ebelikten | kurtulması için bu mumu söndür- mesi teklif olunur. Pek kolay görü- nen bu iş çok güçtür. Gözleri bağla- nan ebeye üç adım geri bulunduğu yerde üç def: v sonra da üç adım ileri gelmesi nihayet mumu söndürmesi emrolu- nur. Mantıkan bu iş kolay görünür Ebe kendisini noktai azimete gel- zanneder fakat tatbikatla bu | gi tasızca yapmak gayri mümkündür. Gidip © gelişte mutlaka az çok bir inhiraf yapılır ve biçare ebe mumu üflüyorum di- ye havayı şiddetle üfler durur. Burası neresi Bir A man muhabrin vesikası alındı Alman gazetelerinden © bazılarına muhbirlik yapan M. Dapping'in Türk - Alan dostluğunu ihlâl sejriyatla bulunduğu ve matbuat U, müdürlüğünce kendisine yapılan tavsi- yeleri de nazarı dikkate © almamış ol- duğu görüldüğünden ecnebi muhabirle. i ş SESE - Burası neresi? Muazzam bina | lar... sıra sıra otomobiller, Bunu sormak kadar gülünç ne ar. Bunu kim bilmez değil mi?, men hepiniz derhal cevap verir- karaya döndü Bir haftadanberi şehrimizde bulu. nan Ökonomi bakanlığı müsteşarı Bay Sadullah Güney, davet üzerine Anka- raya dönmüştür. Bay Sadullah Güne- ze gelmesi beklenmektedir. Temsil akademisi > Amerika... Ya Nevyork, o de- ise bile Şikago. yahut Vaşirgton. , Hayır küçükler... Bu gördüğü - resim ne Amerika, ne de Av- is burası Japon- olan Tokyoda ufak Bunu söylediğim zaman belki O Sİ 73 eş 0 7 a Us Ki 21 Sİ > kurulacak olan temsil 2.2 müfettişlerin: Roşat Nurinin tayin edileceği söylen- mektedir. Bay Reşat Nuri akademi leri hakkında alâkadar müt İ la temaslar yapmaktadır. İet ile gezen adamlar, hani Fujiya- ma yanardağı diyeceksiniz. Hakkınız var.. .ama... lar çalışmış, o kadar çalış- mış ki tanınmıyacak vır hale gele .Vapurcuların Aksu vapuru bugün geliyor |İnsan mı tramvaya ezilir, tramvay mı insanı ezer? ——. Kapış kapışa satılacak bir kitap! Herkesin nasıl bir yoğurt yeyi- şi varsa, bizde herkesin kendine göre bir yol yürüyüşü vardır. Bir çokları, yaya kaldırımına sığmaz, yolun ortasından giderler. Sağa sola yalpa edenler, şunun bu- nun ayağına basanlar, hızlı hızlı giderken yüz geri edenler, karın - ca ayağile, ağır ağır yürüyerek, ar- kadan gelenlere yol vermiyenler, karşısındakini tiksindireceğini dü- şünmeden, ağız dolusu tükürenler, düşen çorabını kaldırmak için; i- kide bir yere kapaklanır gibi eği- lerek gelip geçişi durduranlar. Rastgeldiği ahbabile ayak üstü ko- nuşmağa dalarak herkesi kendine baktıranlar da caba... Bunun sebebini uzun uzadıya a- ramak istemez. Bizde halk, yaya kaldırımı kendi evinin sahanlığı zanneder de ondan... Yol denilen yerden başkaları - nın da gelip (geçeceğini hesaba katmaz. Geçen gün Beyoğlu caddesin - de dolaşanların arasına, ben de ka- rışayım, dedim. Aman, baylar.. ba- yanlar !. Sen misin kalabalığın içi- ne giren.. Yürümek değil, buna sü- rüklenmek derler. Bir aralık, ayak- larımın yerden kesildiğini bile duy dum: — Ne yapıyorsunuz, müsaade edin de kendi ayağımla yürüyeyim, diyeceğim ama, kimseye dinlete - medikten sonra, neye yarar? Bakıyorum, herkes, yolun 80 - lundan gidiyor ve sağından geli - yor. Hani bir zamanlar “yolun da- ima sağını takip ederek ilerleyi- niz!,, diye şehrin dört bir yanına koca koca levhalar asmışlardı. Bunları okuyan, mutlaka tersin - den okumuş olacak ki o zamandan beri, gidenler yolun solunu, gelen- ler de sağmı takip ediyor. Yaya kaldırımı üzerinde yapi- lan uzun sohbetlere de diyecek yok tur doğrusu... Bu sohbetler, eski kadınlarımı- zın kapı arasındaki bitip tükenmi- ze veda sahnesi gibi uzayıp gi- Konuşanlar, iki iken dört, dört iken sekiz, oldu mu, yolun ağzı ka- pandı gitti, Biz yalnız yürümesini — değil, müsaadenizle, binip (inmesini de bilmiyoruz. Şu tramvayların arakasında $1- kışık taneli üzüm salkımları gibi sallananlara şöyle bir bakın.. Bu- na tramvaya binmek değil, tram- vayda sallanmak derler. Söz gelişi Eminönünde tramvay durdu, değil mi? Kıtlıktan çıkı insanların ekmek Sefer bö.ümu Son konu;malarda bir aksaklık çıktı Denizyolları ile Vapurculuk şirketi arasında sefer lümü için başlıyan müzakereler #ksaklığa uğramıştır. Bunun sebebi, 935 yılı içinde sefer yapılacık hatların bölüşülmesine ait e- saslarda çıkan anlaşamamazlıktır. iel Neticenin bir iki gü- ne kadar belli olacağı umuluyor. Küçük haberler : İnme eli / Tayyare balosu komitesi dün #a- at 12 de Çinili hanında toplanmış ba» lo için yapılacak işleri görüşmüştür. * Çocuk Esirgeme kurumu vilâyet merkezi tarafımdan 21 şubatta verile- cek olan kostümlü balo komitesi dün Cağaloğlundaki o merkez binasında toplanmış ve balonun güzel olması i - çin yapılacak işleri görüşmüştür. * Bir müddettenberi Avrupada tel kikatta bulunan Sıhhiye bakanlığı hı zıssıha umum müdürü Bay Asım şeh- Temsilden evvel | mrallim bayan Hasene saylav seçimi ve Türk kadını hakında bir hitabede bulunmuşt . H. F. Fatih kazası hil gençler birliği senelik kongresini dün yapmız ve yeni idare heyetini seçmiştir. Bu yıl na ilâve edilerek bir de musiki nu andıran bir saldırış.. “Sen bine ceksin”, “Hayır ben bineceğim!,, Bu arada, yumruğuna güvenenler, öndekileri çiğneyerek basamakta kendilerine bir yer bulurlar. Küçük bir nezaket göstermek isteği, gafletten ileri gelen, ufacık bir şerileme başkalarını tramvayı alip Üsküdara, yekut Karaköyo geçirtir. — Ne var, ne oldu? diye sor- duk. Elile önden giden bir hamalı edi) iz — Nah... İşte şu herifin yüzün « den.. Hâlâ da yolun üstünden gidi- yor. Bunu söylerken, bir taraftan da çan çalıyordu. Birisi vatmana te - kıldı: — Sen yine şükret ki herif, ba. gını çevirip: “E..h, uzun etme, iş - te... Çekilmiyeceğim, sen başka yol dan git!,, demiyor. Vatman güldü: — Biz böyle diyenleri de gör. müşüz!, Bir otomobile atlarsınız. Acele işiniz var, Şoföre: — Aman, çabuk... dersiniz. O da ilk elden; gaza basıp, vi- tesi dörde takar. Kuş gibi uçarsı - nız. Fakat bir yere gelirsiniz ki ©- tomobil zınk diye durur. Telâşla sorarsınız: — Aman, neden durduk? Şoför homurdanır: — Tramvaylar arka arkaya di» zilmiş. Yine bir kaza var, galiba.. Bu keşif doğrudur, yine serse- min biri, iki tramvayın altında ka- İp çiğnenmiş, koca şehri biribiri - ne bağlayan münakale vasıtaları ol duğu yerde durmuştur. Çiğnenene sersem dediğime, kimse kızmasın. Tramvay, yoldan çıkıp adamı çiğnemez. Siz onün yolundan yürüyeceksiniz ki çiğne- nesiniz. Kazaya karşı durma insanın e ir. Fakat tramvay yo- emek her zaman için elimizdedir. Diyeceğim, a binmesini, bir türlü öğrenemedik. yürümesini, inip Açık gözün bi “Yolda nasıl yürümeli? Tram - rabaya, vapura nasıl inip ? diye bir kitap çıkarsa sa- nırım, kapış kapışa giderdi. Salâhaddin GÜNGÖR Ay tutuldu Ve şehrimizde tutu muş olarak doğdu Dün akşam ay tutulmuştur. Ay sa» at 15,53 te tutulmağa © başlamış ve 17,47 de en koyu şeklini alarak, 18,31 de açılmağa başlamıştır. 19,1 de tu tulma tamamen bitmiştir. Ayın tutulması memleketin ber ta- rafından görülmüştür. Ay şehrimizde tutulmuş olarak doğmuştur. MAARİIFTE Talebe Birliği intirap puslaları Talebe birliğinin intihabat punula- larının tasnifine dün de geç vakte ka- dar Halkevinde devam edilmiştir. Rey pusulalarının tasnifine bugün de de- vam edilecektir. Sömesir tatili seyahatı kaldı Fakültelerin sömestr tatilinde muh: telif talebe gurupları Balkan memle- ketlerine seyahate çıkacaklardı. Bazı sebeplerden dolayı bu seyahatlerden vazgeçilmiştir. Ilk tedrisat müfettişleri kadrosu Istanbul ilk tedrisat o müfettişleri kadrosunda bu sene epeyce değişiklik yapılmıştır. Şimdiye kadar 6 kadar müfettiş başka vazifelere tayin edil - miş, bir kısmı muallimliklere indiril « miştir. Bunların yerine yeni müfettiş - ler gelmiştir. ——— ——— üzere Zonguldağa giden ( Deniz tica- ret müdürü Bay Müfit Necdet Deniz, şehrimize dönmüştür. * Havuzlar ve fabrikalar müdürlü: #ünde yıllık pilânçoyu tetkik eden he yet dün de çalışmalarına devam et - Havuzlar ve fabrikalar idare- sonra Akayın ve Deniz yol Bin pilânçoları da yözden geçirilecek

Bu sayıdan diğer sayfalar: