16 Şubat 1935 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6

16 Şubat 1935 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İL LAYETin Delen 24 Kondon içeriki odaya gitmiş orddan sıvışmıştı, Dalda meydanda yoktu Hülâsa koma - Hırsız namile maruf © srten Dal hususi bir baloda gâ- bir bırsızlık vakasının içine de bir genç şudur: Çünkü bu yeşil e maş Cimi Barinjer isminde bir adamın katledildiği gece bunun üştünde idi. Ve elmasın bir parçası da cinayetin ol- nılunmuştu. Brina bu mü- elde ederek kendisini istiyordu. Halbuki mücev- her tekrar ortalıktan esrarengiz bir $€- kilde kaybolmuştur. Bunu acaba ev #a- hibi Koverlih aşırmasın? Fakat neden M adam böyle bir kırsızlığı yapacak” Ve Dal, şimdi genç kiza bir yar dm olmak tizere Koverlihin arkasını takip etmiş ve onun da bir gece Cimi B kâtledildiği daire de aynı şe- duğunu görmüştür. Dal şim- evine gitmiştir.) kilde imdat istiyecekmişim? fu indirmek ve araba- ya koymak için... İki adam onu pek alâ götürebilir. O zaman kelepçe- yi çıkarmağa da hacet kalmaz. Sumers kendisine şöyle biçim - siz bir nazar atfetti. Kondon'! un bu sözlerinde gizli bir âdi. — Mükemmel, dedi, mademki siz de buradasmız niçin gazeteci- toğrafcıları da davet etmi - dedi idi. O vaktile Fantoma - Hr- sızı yakalayacağına yemin etmiş- ti. Şimdi de bu işi tek başına ba - şarmağa muvaffak olmuştu. Uyuyan bir mevkufu zincirle ana sev - da bulunduğumuz da gözlüklerini çıkarıp hakiki hü - viyetini neden meydana çıkarmı - yorsunuz? — Bunu bilâhara yaparım. Bu- nu yaptığım zaman iki memurunun şahit olarak bulunma- sını arzu ederim. Öyle ise bana müsaade edin de gidip giyineyim. Sumersin cevabı homurtu halin- de çıktı ve hiçbir şey anlaşılmadı. Zaten Kondon da odadan çıkmış- tı bile... polis hafiyesi (o gözlerini Dal'ın üzerinden ayırmıyordu. Hep ayni yerde, ayni vaziyette Fantoma - Hırsızın uyan- masını beklemek hiç te hoş bir şey değildi. Sumers bir koltuk almak ve oturmak istedi serbest olan ko- unu uzattı fakat koltuğa yelişeme- di. Fantoma - Hırsız bu vaziyette saatlerce kalabilirdi. Utanılacak bir haldi bu... Sumers allah verede gazeteciler bir vee kuşkulanmış © masalar diye dua ediyordu. Dal'ın üzerinde derin bir uyku- ya daldığı koltuğa baktı. Bu çok sağlam yapılı bir şeydi. Fantoma- Hırsızın sol kolu aşağı Ergin ve lanmıştı, Sumers ihtimamla bu İu tuttu koltuğun arkasıma ön ! sonra cebinden çıkardığı küçük bir anahtarla kendi sol kolunu hırsızın | sağ koluna rapteden kelepçeyi aç- | dı. Öbür kolu da serbesleyince Dal ın sol elini tuttu, bu el nemli ve s0- ğuktu. Az sonra kendi bileğinden çözdüğü kelepçeyi Fantoma Hırsı. zn sol koluna takmıştı. Sumers ra- hat bir nefes aldı. Dal'ın iki eli ar. kasından bağlanmıştı. Bu vaziyette hiçbir hareket yapamazdı. Polis ha fiyesi de rahatsız vaziyetten kurtul muştu. Uyuyan adamım uyanması- nı bekliyecekti ve onu kendi elile elile YE : Hİ ii ? il uykuya daldığı Su- mers gözlerini, Fantoma - Hırsızın | üzerinde bulduğu küçük altın kutu- | ya dikti. Kutuyu açdı. Ve içinde bir yeşil elmas parçası görünce birden titre- di. Kendi ker kendine: — Yeşil elmas... yeşil elmas... diye mırıldanıyordu. Elirde Sere olduğu halde, biraz evvel un girdiği odaya doğru gil yı açtı ve: — Mösyö Kondon! diye Düğmüz Hiçbir cevab alamayınca Sumers bir kere Dal'ı iyice süzdü. Fanto- ma - Hırsız iki eli arkasında bağlı olduğu halde, saatlerce | süreceğe benzeyen bir uyuşukluk içinde idi. Polis hafivesi öbür odaya geçti. Kapı Burası bir yatak odası idi, Her şey darmadağındı fakat Kondon içer- de değildi: Sumers odanm diğer tarafımda bir kapı (o gördü. Oraya koştu. Burası bir banyo dairesi idi. Penceresi açıktı. Sumers pencereye koştu, Baktı. Bu pencere evin etra- fını dolaşan bir balkona bakıyor- du. Kondon gözükürlerde yoktu. Sumers'in iin bir küfür çık- tı, Sonra Dal'ı bıraktığı odaya dön- dü. Kapmın eşiğine (gelir gelmez, durakaldı, ağzından büyük bir çığ- İsk çıktı. Biraz evvel o Fantoma- Hırsız uyumakta olduğu koltuğa gözlerini dikti. Şimdi o bu koltuk bomboştu. Sumers ne yapacağını şaşırmıştı. Dört bir etrafı tetkik et- ti sonra gene koltuğa bakmağa baş İadı. Boğuk ve ahenksiz bir sesle: — Gitmiş... dedi... fakat nasıl? Kelimeler boğazında kaldı. Elindeki kutuya baktı. Bu yeşil elmas parçastn onca artık hiç e- hemmiyeti kalmamıştı. Onun için | en mühim mesele Fontoma-Hırsızı yakalamaktı. Birden kederli yüzünde bir se- vinç ışığı yandı. Hiç kimse, hattâ Fantoma - Hırsız bile, elleri arka- sında kelepçeli olduğu halde çok uzığa gidemezdi. Telefona hücum etti, Bağıra bağıra o bazı emirler verdi. Birkaç dakika sonra yüzler- ce göz elleri arkasmda kelepçeli olan bir adamı arayacaklardı. Bu çok basit bir şey olacaktı. Şapkasını aldı ve koşarak oda- dan çıktı.. Kapı arkasından gürül tü ile kapandı. Telâşı arasında te- lefon ederken masanın bu raktığı altın kutuyu almağı unut- muştu. Sumers gittikten sonra oda- nın kapisi yavaş yavaş açıldı. Fan- Hırsız içeri girdi ve doğru On ik'nci kısın Eldeki kelepçe' r En ak yi rm zaman Vi narlı e ve üzerinden o Fantoma - Hırsız Dört bir etrafına dikkatli dikkat Ki baktı, Görünürde hiçbir tehlike yoktu. Herhalde Sumers, Fantoma Hırsızın şimdi daha uzaklarda ol- duğunu zannediyordu. Hem, esa- sen, o, iki eli arkasında bağlı olan bir adamı arayacaktı. Dal sokağın ani kaldırımına Sin için ve bir mobile atlarken için gülü. yordu. Şehirde — bu işe en ziyade hayret edecek olan adam Sume-x olacaktı. Bu kelepçe hikâyesini bir gün hikâye etmek ne kadar hoş bir ,, Taksiyi bir, iki kilometre katet- tikten sonra saydı. Eski, alçak bir evin kapısını çaldı. Epey bekledik- ten sonra ziyaretçiyi tanıyarak git- ti, kapıyı açtı. Bu, çıplak başlı, ma- vi ve sert gözlü ihtiyar bir adamdı. Dal içeri daldı. Etrafını gözden ge- çirdi. Duvarlarda bir sürü ve çeşit çeşit anahtarlar kilitler asılı idi. Masamsı bir şeyin üzerinde bir te- lefon makinesi duruyordu. Dal te - Jefonu açtı. Küçük Trianon'un nu- marasını verdi. Cevap veren Metr- dotel'e: — Lütfen salona bakınız acaba birisini bekleyen bir genç kız var mı?. e man, uni gözleri var, ufacık kalkık bir de burnu var. Orada ise telefona gelsin, ona bir şey söyliye- <ceğim, Birkaç dakika sonra Brina'nın heyecanlı sesini işittiği zaman: — Brina, dedi. Ben, Marten Dal... Evet her şey yolunda. Fakat biraz geç kalacağım galiba... Beni biraz bekler misiniz?.. Sora telefonu kapadı. Elini hâ- İk oğbnman GEAMERMİE Bayar döndü ve: Müşkül bir vaziyete düştüm. itiraf etti. Bana yardım eder- misiniz?.. . — Eğer elimden birşey gelirse. (Bitmedi) MİLLİYET CUMARTESİ 16 ŞUBAT Yurdda hava vaziyeti Karsta bir metre Kar var! KARS, 15 (A.A.) — İki gün- *den beri şehir ve civarına şiddetli kar yağmaktadır. Birincikânundan şimdiye kadar yağan karın kalınlı- ğı bir metreyi geçmiştir. Bu yüzden gidip gelme hayli güçleşmiştir. TRABZON, 15 (A.A.) — Trab zon ilk karı dün gördü. Sabaha kar şı başlayan kar devam etmiştir. Fırtınadan telefon telleri bozul - muştur, Şiddetli kış birdenbire bas tırdığından bugünkü yeni yol alâ- kadar teşkilâtları yoksullara yardı ma çağırmıştır. ERZURUM, 15 (A.A.) — Dün akşamdan bei şiddeti bir yağmur ve kuvvetli lodos fırtması esmek - yağmur hemen hemen görülmediği için hayretle karşılanmaktadır. Ucuz ayakkabı Ayakkabıcılar bir koope- ratif teşkiline karar verdi Ayakkabıcılar cemiyeti dün sa- at 13 de, Çarşıkapıdaki cemiyet merkezinde yıllık kongresini yap - tı, Kngreyi cemiyet başkanı Bay Nuri açtı. Evvelâ idare heyeti, son- ra mürakıp heyeti raporu ol Raporlar | kabul edildikten sonra, ânço tetkik edildi ve iyi gö, Bunlardan sonra kooperatif şu- besi azaları tarafından bir teklif yapıldı. Bu teklifte deniliyordu ki: — Cemiyet perakende ayakkabı satmak için bir şube açmalıdır. Bu- rada hem ayakkabıcılar cemiyeti - nin reklâmı Yapılabilir, hemde halka ucuz ayakkabı satılır. Yapılan bu teklif alkışlar arasın da kabul edilmiştir. Verilen karara göre, idare heyeti tetkikat yapa - cak, şehrin en uygun yerinde bü - açılacaktır. idare heyeti dört kişiye tır. Bundan sonra, idare heyeti a- zalarının huzur haklarının kaldı - rılması yolunda bir teklif yapılmış, bu teklif te alkışlarla kabul edil - miştir, Cemiyet nizamnamesinin tadili gelecek kongreye bırakılmıştır. Ge lecek eti 15 gün sonra yapıla- Ziraat amelesi için lâyiha ANKARA, 14 — Ziraat Vekâle tinden ziraat amelesini himaye için bir lâyiha hazırlanıyor. Bir nevi zı- raj iş kanunu olacak olan bu proje hakkında ziraat enstitüsündeki pro evi de fikirleri alınmakta - Lâyiha Mart sonunda Meclise verilecektir. Antakyalılar dün toplandılar Şehrimizdeki Antakyalılar dün sabah saat 4 de Halkevinde toplan tıda, İstanbulda tahsilde bulunan yardım için ne gibi leceğini konuşmuşlardır. Antakyalılar kur- dukları cemiyette, yeni bir idare he yeti seçmişlerdir. Örnek köylerinde talebe IZMIR, 13 — Sömestr tatilinden is- €fade cösrük Eskişehir, Adana, Tar sas, Mersin ve Antalya ile İzmirde tat- kik seyahati yapmağı (o kararlaştıran Yüksek iktisat fakültesine mensup 37 talebe; başlarında maallimleri Boy To- g0 bulunduğu halde Antalyadan bura- ya gelmişlerdir. Gençler; © vilâyetin köy bürosunu ziyaret ederek örnek köyleri ve vilâyet köylerinin beş yılda imarını temin ede- cek olan proje hakkında malümat almış- lardır. #por meydanını okuma odasını ilk mek- tebini, Şehitler Andacı namile dikilen köy korusunu gezmişler ve buralarda tetkikler yapınışlardır. Yılda bir buçuk milyon kilo tuz, istihsal edilen © Çamaltı tuzlasını, Me- nemende Kubilây menkü taşını, büyük Gediz köprüsünü ve Bergamadaki hs- rabeleri de ziyaret etmişlerdir. Küçük haberler * Japonyanın Ankara büyük elçili- ğine tayin edilen M. İyemasa bu ay mi- gelecektir, bayetinde şehrimize Tıabzonda pi ve eşe 1935 MEMLEKETTE ile mücadele TRABZON, 15 (A.A.) — Şeh- rimiz gençlerinin teşebbüsü ile dün yapılan bir toplantıda, Türk kadı- nının saylav seçtiği ve seçildiği be- lediye ve umumi meclislere aza © Irak girdiği bu günlerde kadınla» rımızın hâlâ çarşaf ve peçe taşıma- larının doğru olmadığını kararlaş- turmış ve bu yolda hazırlanan di - lek kâğıdı hali içtimada olan bele- diye başkanma verilmiştir. başkanı bu dile almıştır. Dilek idare encümenine verilmiş olup belediye meclisinin ilk toplantısımda müzakere edil» rek bir karara bağlanacaktır. Adanada peçe ve çarşaf yasağı ADANA, 15 (A. A.) — Şar mec isi dün saat on beşte yubat devre- sinin son toplantısını yaparak da- İılmıştır. Bu toplantıda çarşaf ve peçe yasağı hakkında encümenin yeniden hazırladığı mazbata okun muş ve sözbirliğiyle kabul edilmiş- tr. Yasak 16 mart 1935 gününden başlıyacaktır. Trabzon tayyare cemiyetinde TRABZON, 15 (A.A.) — Tay- yare Cemiyeti kadınlar derneği fa- aliyetini genişletmiş, fırka teşkilâ- tı gibi mahalle ocak ve yuva leşki- lâtma başlamıştır. Kadınlarımız bu teşkilâta seve seve girmektedirler. Az zamanda pek çok aza kaydedil miştir. Fındık satışları 'TRRABZON, 15 (A.A.)— Dün borsada tombul fındık 24 kuruşa arzedilmiş ve 23 kuruşa talip bul- muştur. Fiyatar müstakar bir bal- dedir. Satıcılar rr mal arz-t Esasen mal mevcudu çok miyorlar. az olduğundan piyasanın yükselme si bekleniyor. Trabzonda büyük bir ilk mektep TRABZON, 15 (A.A.) — He susi idare beş bin liraya büyük bir ilk mektep binası satın almıştır. Ya kında yeni mektebin açılması ya - pılacaktır. Adanada grip salgını ADANA, 15 (ALA.) — Grip sal gını şehrimizde de genişlemiş ve 0- kullar bir hafta tatil edilmiştir. Sıvasta Behram Paşa suyu SIVAS, (Milliyet) — Sıvasın belli başlı ve yıllardanberi temiz ve sıhhi şeraiti haiz olarak içilen i- ki suyu vardır. 1 Kepenek 2 Behram paşa suları. Kepenek suyu, obütün halkın istifade edebilmesi için demir bo- rularla şehre, indirilmiş büyük geşmelerle mahalle aralarına tak- sim edilmiştir. Ukbaharda da bele- pile #u için çizdiği plânlar dai- inde yürünerek yani mahalleler dei bulunmayan Kepenek suyunun çeşmeleri de o zaman yaj İkinci suyumuz olan Behram pa ii kayak yazısını ağaçlama SIVAS, (Milliyet) o — Sıvasın üst kısımlarına düşen ve seyran te- inin eteklerinde uzanan bir düz ğü var. Buraya halk kayak yazı- “ e su düzlüğün çevresi kıymetli mü €sseselerimiz ve kenarlarında da mahalleler bir halde. dir. Belediye tarafından hazırlanan ve getirilen borularla burada da su taksimatı yapılacaktır. oEtrafaa- Zaç diktirmek suretile buraların da ha güzellik verilmesine ilkbaharda çalışılacaktır. Kayak yazısı da a» Sare, ve suya kavuşmuş ola- lar, Sivasta bir piyango çakildi SIVAS, (Milliyet) — Ziyagök Alp okulunun fakir ve kimsesiz ço- cuklarının ders İevazımına ve el- azma sarfedilmek üzere oku- ye heyeti tarafından 2500 e bir piyango hazırlanmıştı. Biletin bir tanesine her keseye el- ufak öz a e konmuştu. Beletler Sıvas ve havalisinde büyük bir is- tekle satılmıştır » Yalnız kazalar- dan 157 ye yakın bilet satılmaya- rak iade ( edilmiştir. Dün bu eşya Hayat uzun bir uyku, â4 da onun rüyası imişi Rüya görenler, rüyaya inananlar, met Haşimin bir sözü ve bütün rü Ben, pek rüya görmem. Görsem de çoğunu aklımda tutamam. Fa- kat gördüğüm rüyalar içinde öy - leleri de vardır ki unutamam. İlk gençlikte görülen rüyalar gibi. Bir takım kimseler, gözlerini kapar ka- pamaz, hattâ bazan, gözleri açık- ken rüya görürler. Hani herifin bi- ri, arkadaşıma: — Bugünlerde büyük bir para- ya kavuşuyorum.. Müjdesini ve - rince öteki sormuş: — Ne o? Yoksa mirasa mı ko- muyorsun? — Hayır, ama karımla benim görülmüş güzel rüyalarımız var.. Söel İçimizde, rüyalara bel bağlaya- rak, gaipten hazinelerden büyük servetler bekliyen keskin kurun - tulu kimseler eksik değildir. Meselâ rüyada yumurta görmek bizde muhakkak surette ele para geçeceğine delâlet eder. Halbuki, hıristiyanlara göre, yumurta yalan söz demektir. Rüyada bit görmek, bir bakıma para, bir bakıma da sı- kntı ile tabir edilir. Vaktile, osmanlı paşalarından biri rüyaya çok meraklı imiş, ken- disi için, iyi rüya görenlere bol bol ihsanlarda bulunurmuş. Bir gün herifin biri, rüyasında paşayı, cins bir arap atına binerken görmüş. Ertesi sabah, yemeyip içmeden ko- nağa koşmuş. Vekilharcı bularak anlatmış: — Paşa efendimizi, obu gece tanrı hayırlar versin, duru bır ata binerken gördüm. Hayvan, benim elimde idi. Paşayı buyurttum. O da, hızla gelip ayağını üzengiye.. Vekilharç birden bire haykır - maş — Orada kes!, Sakın hayvana bindirme! Biraz sonra, herif paşanın hu- zuruna çıkarılmış. Rüyasını ona da anlatmağa başlamış; fakat ven kilharcın tavsiyesini unutmıyarak: — Efendimiz, tamam ayağınızı üzengiye koyarken, uyandım, de - miş. Paşa, cebinden bir altın çıkara- — Al şunu... demiş, eğer bay - vana binmiş olsaydım, rüyanm yüz altın değeri vardı. Herif, bunu duyunca; dayana - — Kulunuz bindirecektim ama, vekilharç olacak teres bırakmadı, demiş. “Ralmetl Ahmet Haşim rüya i- mi rsi eremmiz Kipi ki e inek eşek (o höcresi, rüzgâr höcresile birleşir. Bir de bakarız, eşek kulaklarını dikmiş, havada u- çuyor. Yağmur höcresi, fara höcre- sina karışır, gökten fare yağdığını görürüz. Fakat öte yanda rüyaya inanan- lar da var. Uyku arasında görülen bir çok şeylerin ayni ayninie çık- tığını ileri sürerler. Ben, kendi hesabıma, yarıda noter önünde okul salon ları ile başladı. Ve ilk olarak dolap tan piyangonun büyük ikramiyesi bezli 55 lira kıymetindeki halı 1813 ya çıkmıştır. En i ii de debu geğiim mi? Büyük ikramiye nerede kaldı, çıktı, çıkmadı deyib heyecan sarsıntıları arasın. erimedense böylece başlar, Ya çakması daha iyi oldu. Diğer, numaraların #ıra ile okunmasına devam edildi. Ve 204 bilete bu suretle ei ga. kravat, çorab, tablo gibi he- iy ir Aydında iki idam kararı AYDIN, (Milliyet) — 932 yılı ile keman ayının 28 inci gecesi Çi nenin demirci dere köyünde otu- ran eski umumi meclis üyelerin- den karacasulu bakkal Mustafayı parası için boğub öldüren Ayni köyden Salih oğlu Ahmed ve kar- Osman ile suç arkadaşları hakkında Aydın ağır ceza Ahmede | İki silâh sesi ve rüyada &” kesilen bir takım, rüyalsfi görmek için gözlerimi kâP bilirim. ğ Altın tavanlı köşkler İSİ riye benzer kızlar... Yer Yl Jar kurulmuş. Çalgılar cayi kiler içiliyor. Derken uya kiri yok. Böyle rüyaların #üyi rince, içime âdeta mahzWfÜ ker, Fakat, rüyaların korkUfj ları da vardır: Deniz i yüksek bir kapa parçasi.» ol . baş döndürücü bir uçurun sizi bu uçurumdan aşağı ARR linke a — ZE yor. Yahut ta, bir dağ kurtların hücumuna uğru Dürt tarafınızı eşkiya kaçmak istiyorsunuz, ay8üi biribirine dolaşıyor, bep nuz yerde bocalıyorsunuğ. gi Çocuklar, rüyalarında Öğ mektebi görürler. Yangın mektep alev alev yanıyor? günü g-lip çatmış, çİde Bütün çocuklar hep bir ağ — Sınıfta kaldın, satte diye haykırıyorlar. Gençlerin rüyası hep hdır: Hayali sevgilerle, andıran bahçelerde, kol Köy laşılır. Mehtaba karşı, SSS rında sevda yeminleri edilEiği da bir, kıskançlık yahnell, gili, başka birinin kucağı şık, gözünü kan bürümüğ SP onları gözetliyor. Derken © m EN cinayet!.. Eski kadınlar, gece söyletmezlerdi. Mutlaka cekse, ışığa baktırır: — Gündüz niyetine Verdi. Onların itikadınca FT mekte değil, yormaktadır: p Hayat, uzun bir a rüyasıdır, derler. Gerçekt9? fp çi iğ yanın aşka benziyen tur, Kimi bu rüyayı, b nuna kadar tatlı tatlı mi de korkunç kâbuslar! kâbuslar? nün gecesini bitirir. Rüyada kazanılan şeylfigi nun elinde kalsa, hepimiz run) kesilirdik. ; Arkadaşlardan biri “Gi anlatsa ii. — Rüyamda, bir koca © su mücevher gördüğümün #ğ saatimi götürüp Emniyet na rehin ettim. Kuş olup havada 4 de, kolum kır! m, düştüm, Gayet güzel bir ie tiğimizi ölem gördüğü si günü, bizim hatun, lar.dı. Az kalsın, Dimy” a giderken evdeki bulgur“ yorduk. sn güzel rüyalar TE kei benden kadar, Rüyayı görmed | mesi hayırlı... Erbap 0189 rüyada görülebilecek en neleri, uyanıkken görür. / Züğürt ise, cerveti (| müjdeyi | . |. id | i . e ENİ URRELESRELOI m1 a Sn bele ken GU, ya iki kişi tarafından Ya nm a raporu By Aydın spor ko AYDIN, (Milliyet) Ty m B Bay Fevzi Tokerin b kinci reisliğe hakim ©

Bu sayıdan diğer sayfalar: