13 Nisan 1935 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 3

13 Nisan 1935 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İnsanlar ve yemişler Sizde de öyle midir arz e sıl söyliyeyim, utanıyorum. > mim, en orijinal şeyler aklıma, şu İsmini söylemek — bilmem neden — ayıp olan yerde gelir. (Anlama. denız mı?.. 10 kere 10 canimi) Ne- den en iyi fikirler insana burada gelir? Bunu akıl hekimlerinin bir toplantısında sornvak isterim ve ge- ne sormak isterim ki; her iyi fikir böyle bir fizyolo.'ya zarureti mi Benim de aklıma gelen son oriji- nal şeylerden biri şu: İnsanlar yemişe iz : Bir kere yemişlerden ay Üzüm gi dat gbi, çilek gibi bi ikisi müstesna, ya de şı sert içi yumuşaktır, ya dışı ya - muşak içi sert. İnsanlarda da böyle değil mi?.. Yemişlerin hamı olur, olmuşu 0- lur, İnsanların da böyle değil mi? Hele manav zoru ile sıkıla sıkıla ol- muş olanların ne tadı vardır ne tu- zu. İnsanların da zoraki olmuşları bulunur. Yalnız bu gibilerinin, 20- raki olmuş yemişlerden farkı, sıkıl- mamış olmalarındadır. Dahası var. Yemişlerde çürük “ulunur. İnsanda da öyle, Bakarsı- niz kırmızı yanaklı bir elma. Ke- sersiniz ki; içi çürüktür. Bir güzel Manisa kavunu seçer- siniz. Birine hediye gönderirsiniz. Adamcağız keser ki; zehir gibi. Ağza alınmaz. Birini bir dosta tavsiye edersi - niz, Olgun ve tatlı sanırsınız... Bi- raz sonra acısı, çürüğü meydana sıkar. Yemişlerin de kabası, incesi, pa- halısı ve ucuzu vardır; insanların da, Güzel bir şeftalinin, bir ağaç çi- leğinin yanında mozalak bir ayva ne kadar aykırı düşer. Lâkin ne hikmettir bilinmez; en ince ruhlu adamlar içinde zalak 9 kokulu, ie e & ağaç gileğine tercih edenler bulunur, Bu bir “zevk, meselesi midir? Tesa - düf meselesi midir?. İnat meselesi mi . Kestirilemez. Yemişler nasıl, çiçekten çağlaya geçer, çağladan olmaya başlarsa insanlar da böyledir. Ve havalar sıcak gidince yemişler nasıl k pişerse insanlarda da eek havaya tesadüf edip çabucak olan- ları vardır. Ağzının tadını bilenler böyle yemişleri makbul saymazlar. Ve... yemişlerin konservesi olur. Çürümesin, ekşimesin diye kutula- ra bastırırlar, ağızlarını sıkıca ka- par, hava o aldırmazlar... Taze ve tabii yemiş olmayan yerde âleme bunları sunarlar. Tatları sonradan konmuş şekerdendir, suları da pı - nardan. Bilmiyenler ei avuç para verir, şupur ler. Lâkin canının İman bilenler bunları bab saymazlar. Çünkü tat- ları var gibidir ama vitaminleri yoktur. Vücuda fayda vermezler. Sade mide doldururlar . B. FELEK RSA — oum asır dan alınan cetvaldir) 11 NISAN 935 AKŞAM GIYATLARI TAHVİLAT İSTİKRAZLAR Astikraz dabili 98 1033 Ersan vE $ Rahim Kk 034 40 İ larını uzun mü 4s j lere girmekten menctmehtedir. NM BELirEDE Yeni binalarda Mahzenler Hava hücumlarına karşı bir hava hücumu karşısında, atıla - cak zehirli gazlara karşı yapılmak - tadır. Mahzenler, binanm boyunca in- #a edilmektedir. Mahzenler toprağın altnda gömülü bulunmakta ve zemin e. bunun Üzerine inşa edilmekle - ir Büyük apartmanlarda, zebirli gaz- mahzenleri epice pahalıya çıkmaktadır. Bahçekapı ramvay durağında kesilen biletler pda Beyoğlu tramvayla- rma binen yolculardan Sultanahmet istasyonu gibi ikinci mmtaka ücreti alınıyor. Bir çok yolcular bu ücreti fazla bularak Bahçekapı istasyonu - nun Eminönünden farklı tutulmama- 4x için teşebbüsatta bulunmuşlardı. Kumpanya nezdindeki bükümet başmüfettişliği meseleyi tetkik etmiş ve şikâyetleri haklı görmüştür. Tarifede Bahçekapmın yüksek üc- rete tabi tutulan mmtakaya dahil ol. duğuna dair bir kayıt yoktur, Başmü- fettişlik bu itibarla tarife haricinde olan bu istasyonun kaldırılması veya Eminğnü gibi ücrete tabi tutulması işin şirkete tebligat yapmıştır. Mühendis namzetleri tetkik seyahatine çıkacaklar Mühendis bir tetkik ceyahati yaplırmağa karar ver- miştir. Genç mühendis namzetleri bu su- retle Cümburiyet Türkiyesinin kısa bir zaman içinde yaplığı büyük imar hare - ketlerini yakından göreceklerdir . iş 8i reket ederek doğruca Eskişehire gide - cekler, Eskieşhirde tetkikatta bulumduk- tan sanra Ankara, Konya, Adana, Mer- sin, Antalya havalisinde — dolaşacaklar, Kayseriye de giderek şehrimize dönccek- lerdir. Bu seyahat on beş güm sürecektir. Hâlâ yeni öçü tedarik ili i i f e » — s - S 2. İÇ i i 1 p İz ii ri ih beş ; “Yumurta alış verişi Martın ilk günlerinde 115 - 120 kuruş- ta. 4ön hafta partiler halinde mal gelmesine hamledil. mektedir. ç Dış piyasalardan istenme - mektedir. Mart zarfında yumurta ihra - eatı olmamıştı. Piyasada yapılan tetiki kattan bugünkü fiatlar Yahudilerin ha- mursuz bayvamına kadar devam edeceği ve ondan sonra bir mikdar daha düşece- ği öğrenilmiştir. v Dış piyasa yumurta fiatları iç piyasa dan daha aşağı olduğu için ihracatçılar harice mal satmak istememektedirler. Di- ğer taraftan şubat zarfında Pireye ihraç edilen mal bedellerinin elin almamama- sı da zaten komisyon mukabilinde ufak işler yapan piyasamız tüccarlarını para- iddet munddal bırakan iğ- Türkiye - Çin ticareti Sefaret müsteşarı iki memleket arasındaki ticaretin inkişafı çarelerini izah ediyor | anl pall ei tanmağa killer yaparak memleketimizi Fim Ma Mülümandir Ve İz i Ma Müslümandır. Ve İstan- yin faret heyeti, Dün sefaret müsteşarı Bay Wanz'ı To- katliyan otelinde ziyaret ettik. Bay Vang bizi nezaketle kabul ederek Türkiye - Çin yakınlığı, iktisadi münasebatı ve İstanbul dakil müşahiedeleri hakkında şayanı dik- a Hayim MANİ EM AY ix —Türkiye ile Çin arasında siyasi mü- nasebat tesisi daha (evvelden İâzumdi. Türkiye ile Çin birbirlerine çok yakın » ra istinat ediyor. Tarihe bir göz atacak o- lursak görürüz ki Türkler ve Çinliler tâ kistandan Türkiyeye bir ticaret yolu var dı. Bu yol Avrupa ile Asya arasında mü- him bir ticaret rabıtası temin ediyordu. O zaman ticaretimiz çok vâsi idi. Fakat asırlar geçince, şark ile garp arasındaki ücarette deniz yolları tercih (o edilmeğe başlandığından bu yol yavaş yavaş terke» dildi. Böyle olduğu hölde Türkiye ile Çin arasındaki ticari münasebat baki kalmış- tır, Bu münasebat, biraz daha inkişaf ede- ilirdi, Fakat aramızda siyasi münasebat tecessüs etmemiş ve ticaret muahedesi ak- dedilmemiş olduğu için münasebat inki- edememiştir. —Türliye Çin iktisadi mümasebatı hak kında biraz malümat verebilir misiniz? — Elimizde buna dair (bir istatistik vardır. Fakat bu istatistik biraz noksan- dır, Mamafih Türkiyeden © Çine halı ve kilim ve tütün ithal ediliyor. Çinden de gönderiliyor. Ve (bugünkü münasebat buraya çay, ipek ve hazı pamuklu eşya aradaki vasıtalarla görülüyor. Fakat res- mi münasebat teessüs edince hem doğru- dan doğruya mallarımızı mübadele ede- ceğiz, hem de aramızdaki mübadeleyi art turahileceğiz. Memleketimiz hakkında tetkikler Bay Wang Türkiyede yaptığı tetkik. -| Tar abaşında -| Çöken ev Yanındaki binalar da boşrıa'ttıldı Tarlabaşımda, Papas | köprüsünde Mangasar caddesinde 59 — numaralı üç katlı binanın evvelki gün birden- bire çökerek, dört kişinin ölümüne, ve bir kaç kişinin yaralanmasına s6- bep olduğunu dün yazmıştık. Yaptığımız tahkikata göre, bu bi- na, Anadolukavağında oturan bahri- ye mütekadi Aliye aittir. Evin çölmesi © evvelki gün saat 10,30 da olmuştur. Ev çöktükten son - ra yaralı olarak kurtulanlardan biri- si de Haticedir. Sağ salim kurtulan Aleko isminde 6 yaşındaki çocuktur. Enkaz kaldırıldıktan sonra, ölü © larak bulunanlar şunlardır: 60 yaşmda Leondiya ismindeki ka- dın, 30 yaşında Vasil ismindeki ayhk Marika, 17 ya- ismindeki kız. Anjelikanın annesi Vasro da ağır surette yaralıdır. Fenni rapora göre, binanın harici vaziyetinde bir bozukluk yoktu. Evin öl yi binanın yangın tuğ- İalarından yapılmış olması ve küçük olan bir evde 19 kişinin oturması. dır, Evin sahibi Ali tevkif. edilmiştir. Müddeinmumi muavinlerinden Ekrem hâdiseye el koymuştur. Bu evin yanımdaki binalarda bazı garlaklıklar görüldüğü için tahliye & ime Yeni bir Talebe cemiyeti Yüksek tahsil gençleri bir cemiyet kuruyorlar Şehrimizde yüksek tahsilde bulu- nan gençler, aralarında bir cemiyet kurmak makiadile dün, öğleden son- ra, balkevinde toplammışlardır. , Evvelce hazmlanan 60 maddelik nizamname taslağı olunmuş ve tet - kik. edilmiştir. Toplantıya profesör doktor Tev - $k Remzi Kazancığil başkanlık etmiş- tir. Nizamname projesinin bazı mad. delerine itiraz edilmiş, nihayet bu İ- şin sekiz kişilik bi Bu heyet, şu zevattan mürekkep- iri, Mesa, Kağı Nevai; Make, Şahin, Fahri, Ziya, Halk ler ve müşahedeler hakkında dedi ki: — Henüz resmi vazifeye başlamadım. Bu farsattan istifade ederek İstanbulda gezintiler yapıyor, memleketin iktisadi hayatını ve yaşayış tarzını anlamağa ça- işayorum. Dün İstanbul tarafında dolaşıyordum. | Sullanahmetten geçerken büyük bir bina nazarı dikkatimi celbetti. Ticaret meki bi olduğunu söylediler. Ziyaret etmek is- | tedim, Fakat hiç kimseden resmi bir mü- dürü de orada değildi. Bununla beraber içeride bulunan rmuallim Bay Hâmit çok nazik davrandı. Bizi kabul ederek mekte- bi gezdirdi. Talebe hakikaten © yeni bir rah ile çalışıyor, eşya nümünelerini tet- kik ediyorlardı. rete çok ehemmiyet veriliyor. Çok beğen diğim bu müessesede de ticari zihniyetle hareket ediliyor. Bu zihniyet Türkiye için ileride geniş ve zengin bir memba ola - caktır. Bir kaç gün sona tekrar gidip bu müesseseyi ziyaret etmek isterim. daha küçük fakat üzerimde çok i- ir bırakan bir hâdiseden bahsede - mış, satıcı ile hesaplaşıp para verdikten sonra orada bulunan yabancı | birisi işe müdahale ederek meyvayı bahalı aldığı - nı, bozdurulan paranın © verildiğini söylemiş. B: bıcı biraz daha meyva verdiği gibi para min üstünü de tamamlamıştır. Türkiye hükümetinin ti seltmek istediğini biliyorum. Arkadaşı - mn alış veriş ettiği adam küçük bir sa- trcıdir. Belki de bir köylüdür. Bumu k ten yapmadığına da eminim. Fakat diğ lerinin işe müdahale etmesi de halkın dü rüstlüğünün ve namuskârlığının bir deli- lidir, Bütün bunlar Türkiyesin yükselmek yolunu tuttuğunu gösteriyor. Bir ecne - biye karşı gösterişten öri olan bu küçük hâdise üzerimizde çok iyi tesirler bırak- b, Balkan antantı Konsey 10 Mayısta Peştede toplanıyor ktısadi komisyon da bu ay Ankarada toplanıyor Roranya'nın Ankara sefirliğine tayin «dilen Bay Filotti bu aym 28 inde şebri- | tantı konseyi 10 mayısta Bükreşte Bay Titlesco'nun başkanlığı altında topla macaktır. Bu sebeple sefir, Dışişler Ba. kanı Bay Tevfik Rüştü Aras'la beraber Bükrez'e gidecektir. Balkan antantı iktisadi komisyonu da 16 nisanda Ankarada toplanıyor. Komiş, yona iştirik edecek Romen murahhaşla. rı da yarın Köstenceden şebrimize gele, ceklerdir. R. çekerdi. Roman murahhasları çu zevat Sefirlerden ve Romanya Dış, kanlığı iktisat şubesi müdürü a ri tu, Bay Tabacovici, sefaret müsteşarı B. Vülmrenc, ccneral konsül Bay Nico e 9 müdürü Bay Mihalopol.” zi Romen murahbasları i is ? pazartesi Genel nüfus Yazımına hazırlık günü POLİSTE: İpini koparan Azgın bir boğa Dün Defterdarı bir kaç kişiyi yaraladı Dün, öğle üzeri, Defterdarda koca bir <addelerde koşarak bir kaç kişinin yara da saatlerce takipten sonra, en nihayet tür. mandasmın ipinden tutmuş, Eyüpte Ka- kurtulmuştur. Manda sağa sola cadde üstündeki kasab Ökin ip Sal in üç yaşındaki o oğlu Ömere çarparak çorulıcağını başmdan yarala - mıştır, Sonra, Yeni ö Rami- e KE Aİ e halde koşan manda, Üç şehi Fa - toklu sokağmda oturan Hlehmede «sarsak kz onu da sağ kolundan yaralamıştır. , Mandanın bu azgmlığı, peşine bir çok insanlar düşürmüş, fakat hayvan bir tür- Mi yakalanamamıştır. İşe müdahale eden Mi meralar hayvanı Eski yeni cad- desinde Halisin bahçesinde sıkıştırmışlar dır. Boğayı | yakalamak & imkân olma- dığı anlaşılmış, bunun üzerine polisler a- teş etmeğe başlamışlardır. Atılan kur - şunlar boğayı ancak yaralamış nihayet $7 kurşun atılarak boğanın öldürülmesi kabil olabilmiştir. Yaralılar o civardaki eczahanelerde tedavi edilmişlerdir. Rakı sofrasına kadın girince Evvelki gece ,sabaha karşı, saat 3 rad- delerinde Çarşıkapıda bir hâdise olmuş, dört kişi muhtelif yerlerinden ağır suret- te yaralanmıştır, Çarşıkapıda Çorlu medresesinde otu - Tan terlikçi Kasım evvelki akşam bir eğ- lence tertip etmiş ve-medresedeki bekâr odasına arkadaşlarından o Ahmet oğlu Mustafa. Ömer oğlu Mustafa, Celâl oğlu Sırrı ve Rızayı davet etmiştir. Bir rakı sofrası hazırlanmış, eğlence « nin dört bşr mamur olması için, Aksa - raykı Leman isminde, 3 yaşındaki kadı- m: da meclise almıştır. Çorlu medresesinde toplanan bu arka- daşlar, akşam saat 9 dan itibaren kafala- rı tütsülemeğe başlamışlardır. — İçilmiş, yenmiş, şarkılar söylenmiş, gece yarısına kadar tatlı saatler geçirilmiştir. Fakat ge ce yarısından sonra, kafalar epeyce du - manlanınca, bu beş arkadaş arasında ya- vaş yavaş bir ağız dalaşı başlamış, sonra, | kavga şiddetlenmiş, bıçaklar çekilmiş ve | masalar, iskemleler, bardaklar, şişeler dev rilerek, odan içi altüst olmuştur. Hepsi sarhoş olan beş arkadaş, bıçaklarını çe - kerek birbirilerine girmişler, neticede Ö- mer oğlu Mustafa dört yerinden, Ahmet Oğlu Mustafa iki, Sırrı İki, Kasım bir ye- rinden ağır surette yaralanmışlardır. Aksaraylı Lemanın feryatlarını duyan zabıta devriyeleri vaka mahalline gelerek hâdiseye el koymuşlar, yaralılar derhal Gureba hastahanesine kaldırılmışlardır. Bu içki ve kadın âlemindeki hâdisenin neden çıktığı tahkik edilmektedir. Kahvede kumar İstiklâl caddesinde bir kahvede Rahmi, Panayot, Nobar, Hüsnü, Şaban, Zasarya, Fehmi kumar oynarlarken cürmü meşhut halinde yakalanmışlardır. Et biyarken Şişlide Nil dün kasaj Hazal ae kem mi Duvarda oynarken Mahmutpaşada Hamam sokağında otu ran 12 yaşmda Tevfik ve arkadaşı Musa Görülen noksanların ikmal olmak ü- zere bazı yerlerde yapılan tecrübe nü sayımlarda tam neticeler ii Içeri İşler bakanlığından viliyetlere bil. dirilmiş ve görülen noksanlar ve bu nok. sanların derhal Hemali için emir verilmiş. Ayni arasında şunlar görülmüş. Soyıma esas olan numaralama ki yesi noksan yapılmıştır, v— Numaralar tamamen binalara tali dikmediği için sayan memurları müş ile karşılaşmıştır. Mıntaka teşkilâı evvelce iyi tanzim edilmediğinden sayım © esnasında bazı muntakalar üzerinde tadilât ve tashihat yapmak zarureti hasıl olmuştur. Bazı vilâyet ve kazalar hâlâ numara. lama işine başlamamışlardır. İdare âmirlerinin bu işi benimsiyerek n bir memleket işi bilerek takip etmeleri Şişillerin tamamlanması ehemmiyetle bildirilmiştir, EE Mi dişi lidağen il Rus artistleri Ankarada ve İstanbulda temsiller ve- recek olan Sovyet artistleri ve şehrimize geleceğimi yazdığımız Rus tayyarecileri- nin bugün Odesadan llmanımıza gelecek Küçük Haberler: * Dün Sipahi ocağı yıllık kongresini Yapacaktı, Fekat ekseriyet olmadığından toplantı yarmki pazar gününe kalmıştır. ” Hikliakmer cemiyeti Üsküdar kaza kolu senelik kongresini yapmış ve yeni idare heyetini seçmiştir. manda ipinden kurtulmuş ve alabildiğine | onu ül | Kahvede sinek mi yo ? Kahvelerin asri bir hale konul - masına karar verildikten sönra şimdi de buralarda her türlü oya - hun yasak edilmesi tarafına gidili- yor. İlk evvelâ Ankara vilâyeti “de ma!,, dedi. Bakalım hududu ne 38- İtüst ett (man genişliyecek, ve ne zaman di- ğer yerlerde de böyle bir karar landığımı göreceğiz? Bu yasak urnumileşirse ne olur, lm: Artık bu gibi yerlerde nargile » Janmasına sebep olmuştur. Bu azılı man- | sini #utuştararak: — Ver başa olsun paşa! Pencüse zabla tarafmdan kurşunla öldürülmüş - | severler yârı genç ise?. Diye sabahtan akşama kadar Hâdise şöyle olmuştur: Kepekçi Ali, | tavla oynayanlar kalmayacak, sukların arkası kesilecek. Jenderhane caddesinden geçerken, hay - | Yüzlerce elden geçe göşe kayış ha” van birden bire ürkmüş ve Alinin elinden | Jine gelmiş, enfiye kokusu ile tüt » sülenmiş iskambiller ortadan kal * kacak. kapısını tutacak yerde başka kapi” yı tatmayı düşünecekler, ç Kararda her türlü oyun dendiği: ne nazaran, demek artık bilardo dâ kalkıyor. İstakayı doğra tattan. İ- İeri tuttan yok! Yanlış kapı tuttun yok. Zar tattn yok? Yalnız yezi ne meharet şu olacak: Tutup keesin kenarından tenavül' birle i 'hörpürdet Desinler bu acemi kahve içmekte ae mahir bâ' > Veyahut: Ehli keyfin keyfini kim tazeler? Taze elden taze kahve tazeler! Kahvelerde oyunun yasak dilmesi iyi mi olur, fena mi? Ba ciheti a etmiyelim. çu şüphesiz ki iyi olur. Bu sayede çok kimseler, oyuna alışmakta kurtulur Fakat alışanlar ne Yapar? İşte bu meseledir. Sırf bunun içini oyü- nun menedilmediği vilâyetlere hic- ret etmezler ya! Elbette bir çare - sini bulurlar. Çünkü oyun iptilâs, alkol iptilâsı gibi bir şeydir. Nasıl ki içkiye alışık olanlar vakti hera- het geldiği zaman yerlerinde dura- mazlarsa, oyuncular da oyun saati geldiği vakit kım kım ederler, içle- ri içlerini yer... Nerede olursâ'bir çaresini bulurlar... Bir hikâye anlatalım: Malüm ya hapishanelerde ku « mar oynamak memnudur. Hapis - hanede kâğut, zar, tavla vesaire yoktur. Gizlice getirenler olursa yakalandıkları zaman şiddetli ce- zaya uğrarlar. İşte böyle bir ha - pishaneye iki tane kumarbaz düş müş. Ne yapmışlar iskambil O bulmuşlar o ve oy” narken yakalanmışlar... Derken işi zara dökmüşler gene . lar... Bu sefer — hâşâ © yarış tertip etmişler. Bu oyun $öY“ le yapılıyormuş: Bir kâğıdın üze rine büyük bir daire çiziyorlar, or- tasına her birisi muhtelif ber yanmış birer bit koyuyor ve bu hay hangisi daha evvel dai: reden dışarı çıkarsa onun sahibi paraları kazanıyormuş. Fakat bu Bir gün hapis iyam ba iki kumarbazı karşı oturur ken görmüş. İkisi de snmyen, He ler: siler A an teni de bu sineği bekliyoruz. Uçtuktan sonra şu tarafa o kazanı « yor, bu tarafa konarsa ben kaza - iniyorum. Şimdi kahvelerden her türlü o « (Lütfen sahiteyi çevirin) Â

Bu sayıdan diğer sayfalar: