19 Kasım 1930 Tarihli Serbes Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

19 Kasım 1930 tarihli Serbes Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Matbuat © Yedinci taslı hürriyeti Monteskıyö ile beraber: “ ka: naat cürmü olamaz ,, denildi. Bu- raya kadar peki. İşin doğrusu da budur. Manevi cürüm kana- attedir; Kanuni cürüm ancak harekette olabilir: “ Kanaat cür- mü yoktur. Yalınız kanaati ve kanaatin izharını bir hareket ta- kip ederse, onlarda bu hare- ketle -birleşir, bu hareketin şe- riki cürmü olur ve bu kanaati besleyip izhar eden şahıs onu faaliyete tahvil edenlerin şeri- ki cürmü olur, Meselâ ben is- yan teşvikatında bulunuyorum. Kanunen değil, manen'mes'ulüm. Bana bir şey söylenmez. Fakat benim beyannamem üzerine is- yan çıkıyor; Ben âsilerin şeriki cürmü olurum ve onlarla, bera- ber tevkif / edilirim, - tabii is yan akim kalırsa - . ,nazariye bun- dan ibarettir. Tekrar edıyorum: Mahirane olduğu kadar makul bir nazari- yedir ve doğruya benzer. Fakat ne kadar gayri kabili tatbik olduğu, tatbikatta ne de- rece müşkülât arzeylediği tasav- vur edilemez. Fiil, şümul, ehem- miyet ve cinayet itibarile fikri ve fikrin tezahürünü o kadar geçer ki arada müşterek bir mikyas yoktur. Meselâ ben komünistim, er- kekler tarafından yapılan kanu- nun erkek tarafından o kadının tazyiki demek olduğunu, kadı- nın çenber, mengene içinde oldu- ğunu bunun haksız olduğunu ve kadının kanundan ; 2det bula- maması hasabile cinayete, sevke- dildiğini, söyliyorum. Bunun üze- rine bir kadın kocasını öldürü- yor ve bunu, benim (makalem üzerinde düşündükten (sonra yaptığını söyliyor. e Yahut hiç söylemiyorda adliye buna kana- at getiriyor ve bunu ilân eyli- yor. İşte ben böylece cinayetle müttehem oluyorum. Aksi iddia edilemez; bü, yukarıda ilân edi- len nazariyenin icabıdır. Yahut, bir takım gazeteciler aylardan O veya senelerdenberi hükümeti “itham ediyorlar. Bir isyan çıkıyor. Bü farazi veya hayali değildir. Yarı yanlış, yarı doğ- yan, gazetelerde yapılan müca- delenin -bir neticesidir. Gazete- ciler şeriki cürüm müdürler? Ma- nen öyledir, Fakât kanunen mes'ele ne kadar 'meşküktür. Çök samimi olarak, yahut bir kısmı: sami yetsiz bile olsa, diğerleri'samimi cevap verir ve iddia irler ki: “ Biz hükümete slâh etmesi ve işte bu isyanın önünü alması için hucüm ediyorduk. Biz hükümetin haki- ki dosları ve mürşitleri idik. İsyan da böyle olduğunu ispat edivermiştir. — Fakat, isyanı siz tahrik 2. — Asla, Biz isyanın yakın olduğunu haber: verdik ve hü- kümete nasıl bir girdaba yuvar- lanmakta olduğunu gösterdik! — Fakat vatandaşlara : “Si lâhlanınız!, dediniz. — Hayır! “ Silâhlanacaklar!,, dedik. Tehlikeyi hükümete gös- teriyorduk. — Affedersiniz ama, hakika- > ten “Silâhlanınız!,, demiştiniz. İşte varılacak netice budur Acaba gazeteci “silâhlanacak- lar,mı demek istedi, “silâhlanı- nız,mı? Eğer “silâhlanınız,,, diye yazmışsa gazeteci idam edilir, ve eğer “silâhlanacaklar!,, (diye yazmışsa beraet eder. İdamdan in “silâhlanacaklar,, ğer bir arakadaşı “silâhlanıniz!,, demiş olduğu için idama' gidiyor. i de ayni suretle hükümeti itham etmiş ve isyan- dan bahseylemiş ve İsyana ayni derecede amil olmuşlardır. Bu, müthiş bir kelime oyunudur. Bunları; icat ediyorum, san- mayınız. 1820 de,Louvel suikas- tından sonra bir nâzır parla mento ortasında şunu söylemişti “ Dük'dö Berry'nin köğsünü delen bir bıçak değildi. Liberal bir fikirdi. ,, Hakkı da yok değildi. Libe- ral fikirlerin mevcudiyeti ve te- zahüratı olmasaydı. Dük dö Ber- ry mülkiyede öldürülmiyecekti. Bununla beraber Burbon hane- danının. siyasetinden nefret et- mekle Dük dö Berry ye bıçak saplamak arasında öyle muazzam bir mesafe vardır ki arada nis- bet bulunamaz ve münasebeti tesis ve tesbit çaresi elde edi- lemez. Bu münasebet manen mev- cuttur, bundan şüphe edilemez. Fakat kanuni hakikat bundan dolayı ne tezahür, ne taayyün ede- bii ne de ölçülebilir. “ Ben fena nazariyelerden, fena hare- ketlerden ziyade nefret ederim!,, diyen adam çok haklıdır. Fakat fena nazariyeleri fena hareket- ler gibi tecziye etmek, fena ha- reketler fena nazariyeleri takip etmiş olsa bile, bence imkânsız- dır. Niçin mi ? Zira fikirle fiil arasında uzak bir yol vardır. Cinayeti tasavvur eden ve işliyeceğini söyliyen adam bile, ekseriya onu işlemez. Şu halde, baziları tarafından tahrik edile- rek diğerleri tarafından işlenil- iş bir cinayet 'arasında nasıl bir münasebet tesis edilebilir? Ortada şu hakikat kalacak- tır ki manen en fazla mücrim olanların, yani cinayeti tahrik edenlerin cezasız kalmasi buna mukabil manen en az mücrim olanların, yani - tahrik edilenlerini ceza görmesi vicdanı tazip eder. Fakat asla şunu unutmamak lâzımdır ki, manevi kabahatları, günahları tecziye iddiasında bu- lunan cemiyetin keyf ve istip- dadına payan' olmaz. O herşeyi hareketleri, yazılmış sözleri, lenmiş sözleri, tavurları, işaret- leri, fikirleri tecziye | edebilir. Menfur bir rehbanve “kilise hü- kümeti teşkil eder. Paraguayda- ki yezüitler hükümetine doğru gider. Fransada söylenen en delice: irticalı söz, 24 Mayıs 1873 hü- kümeti tarafından söylenmişti. O, Fransada yalnız maddi niza- mı değil, ayni zamanda manevi hükümran kılmak iste: ini söylemişti. Bir hükümetin vazifesi hiç te bu değildir. Bu vazifeyi takındığı zaman, ( ve hepsi de'az çok bunu takınmağa ütemayildirler ) Rehban ve ki- lise hükümeti olur.Kurunuvustaya doğru gider. Fransada veya Al- manyada, İd üncü asır Kilise devletlerinin Rehban hükümet- lerini tesis iddiasında bulunur. Bu tecavüzlere karşı sarih ve emin tek bir hudut vardır: Dev- let maddi cürümleri tanır ve tecziye eder. Manevi" cürümleri tanımaz. Kanaat cürmü, söz cür- mü olamaz. Matbuat “ hürriyeti mutlak olmalıdır. Hiç bir matbu- at kanunu yapılmamalıdır. —Ya metbuat tarafından iş- lenilen hukuku umumiye ceraimi? Zem, iftira, şantaj? — Matbuat tarafından işle- ve demiş. olması kâfi: Nasıl «ki, di- nilen hukuku umumiye ceraimi ye meclisinde neler konuşuldu Menemen: 16 (S.C ) — Bele- diye meclisi toplandı, Cumhuri- yet bayramı münasebetile keşi- de edilen tebrik telgraflarına Reisicumhur hazretleri, büyük millet meclisi riyaseti: ve başve- kil paşa tarafından © gönderilen. cevaplar okunduktan sonra ruz- nameye geçildi. 1 — Maaşlı bir kaldırım us- tasının istihdamı için bütçeye tahsisat konulması hakkındaki talep, bütçenin müsaadesizliği yüzünden bir amele ile tamira- tın temini zaruri olduğu kabul ve tahsisat vazedilmek üzere bütçe encümeninz havale edildi. inci madde eczane ihtiyacına taallik ettiği için, müzakere münakaşalı ve hara- retli oldu. Mevcut bir eczane- nin ihtikâr yaptığında bütün aza müttehit idi.. Dispanser ta- bibi tarafınden memleketin sıhhi vaziyeti hakkında malümat ve- rildi. O Ve Menemenin sıhhi vaziyetinin vahim olduğu ve bir eczanenin ihtikâr yaptığını ve 30 kuruşluk sulfatonun 180 kuruşa satıldığını ve eczacıların reçete zahrına öcza bedelini kayde mecbur olduğunu ve Me- memenin 2-3 eczaneye ihtiyacı bulunduğunu söyledi. Bu hususta kanuni tetkikat ifa edilmek, ka- saba nüfusu tahkik olunmak ü- Zere riyasete havale edildi. 3 — Mezbaha etrafında da hararetli O müzakereler ceryan etti. Asri bir mezbaha 'inşasin- dan evvel mevcut mezbahanın halihazır vaziyetini tetkik ve tamiri halinde istifade kabil olup olmadığı tesbit edilmek üzere fen mâmürluğuna havale olundu. 4— Sıra ekmek meselesine geldi.. “Bu husüsta İzmir bele- diyesinden izahat istenildiği ve tevap “geldikten sonra ekmek- lerin kemiyet ve keyfiyetlerine dikkat edileceği riyaset tara- fından bildirildi. 5 — Bağ, bahçe, arazi ve sairenin hasardan vikayesi için bekçi | tayin: ötiek Belediye vezaifine © girdiğ içim bu hususta kaymakamlıkla yapılan muhabere “okundu. - Bekçilerin belediyece tayin ve istihdamlari hâkkinda riyasetin noktai'naza- ru terisip edildi de daha müzakere” “edildikten ve bazı takrirler ruznameye alın- dıktan'sonra; 22/11/930 tarihini de içtima edilmek üzere celseye nihayet verildi.. ULISTAŞIIRA hukuku * umumiye « kanunlarına tevfikan tecziye olunur. Ceza kanununda: iftiraya karşı, zem- me karşı; şantaja karşı madde” ler vardır. Matbuat tarikile iş” lenmiş zem, iftira, şantaj cürüm- leri matbuat tarikile mi, başka suretle mi yapıldığı araştırılmak- sızın tacziye edilecektir, Menemen beledi! bir iki mad-| Viyana mektubu Viyana, (13 (EM, türya intihabat deleleri ni hayetlendi. Neticeye göre burju- vazi sınıfının vaziyeti fırka te şekküllerindeki tahavvüllere rağ- men değişmemiştir. . Yalmız bu 'defw Avusturya parlâmentosunda ilk.defa olarak müfrit bir sağ cenah fırkası yer alıyor. Bu da son intihaptan: 8 meb'usluk ka zanan Heimatbloek (Haymotblok) fırkasıdır. Muhtelif yerlerde bir çok rey almalarına rağmen Hit lerfikirlerine hizmet eden nas yonalistler. hali hazırda meri olan intihap kanunu “yüzünden biçbir meb'üsluk kazanmamışlar. iğer gruplara gelince va- ziyet şöyledir: Hiristiyan © sosyalistler. 66 Sehoberblok 19 vo şimdiye kadar TL meb'asluk ile muhalefet edeli sosyal denhokrat fırkası birmeb'us fazla bu defa 7 kazanurak meb'us ile meclise Umumi netice tetkik ed takdirde © burjuvazi bundan evvel olduğu ekseriyette — oldukları . görülür. Yalnız vaziyet dahn radikaldi Çünki olan Heimotbloek, sağ firkasi olarak mebus ile meclise gi dan eyelki mecliste 7 bulunan hiristiyan &0 kası bu. defa oldukça 7 uğrayarak 66 meb'us ; çıkarabil miştir. Bu fırkanın kaybettiği reylerin çoğunu hiç şüphe yok tur ki Heimotblock © almıştır. Burjuyazi fırkalarının “Birleşme meleri sosyal demokratlara bir meb'us kazandırmıştır. Cöman 21 meb'usluk 12 Gros #üantsck “Ç büyük alman) ve 9 Datidbund “ile intihaba “iştirik pen Dr. Sehobet bunların ancik on dokuzunu muhafaza “edebil miştir. Diğer fırkalâr komünist Jer.de dahil olduğu halde hiç Hazin bir irtiha | Kasabada Doktor Hacı Muhsin bey uzun müddetten- borü rahatsız bulunmakta idi. Evelki gün vaziyeti ağırlaş- mış, vaki talep üzerine şehri- miz etibbasından Rifat Malil bey dorhal Kasabaya gitmiş; ti. Fakat teessürle haber aldi- gımıza göre aziz doktor ha. yata gözlerini ebediyen ka- Pamıştır. Bu elim haber Ka sabada ye şehrimizde ke: dini tanıyanlar Arasında bü yük teessiirle karşılanmıştır. Hacı Muhsin bey yirmi beş seneyi mütecaviz taba, bet hayatında” bulunduğu her meinlekette, | kendisini sevdirmiş bilhassa büyük şefi kat hislerile bütün muhtaçla; ra yardıma elini uzatmış, yiikeek kalpli ibit gatti: Dün heman “kâmilen bütün Kasa: ba halkının iştirakile cena26 merasimi icra edilmiştir. Aile si efradına. ve kendisini tam: yanlara on. samimi taziyetle: rimizi arzeyleriz. Heimwehr'in fırkası müfrit bir k dn sekiz « Bun meb usu — Bitmedi — 22 teşrinisani “akşam 9,30 da ŞEK sinemada Deniz Kızı EFTALYA H. VE Kemani muallim Sâdi B. park sella renk Sr ön VEDA. KONSERİ Sırf Hicezkâr, Hüseyni, Nehavend, Mahur fasılları ar mar amm aaa rma YENi PROGRAM 26 Intihaptan sonra Avusturya: bir. meb'usluk kazanıamışlardır. Bugünkü hükümeti teşkil eden fırkalar, huristiyam sosy: Heimvehir fırkaları, gene 74 meb” us ile ekseriyeti kazanmış olu yorlar. Siyasi mehatilde cereyan eden şayialara göre gene büyük bir burjuvazi köolisyonn. teşkil edildiği takdirde 93 burjuvazi meb'üsu 72 sosyal deitokrat möb usana karşı ekseriyeti elde etmiş olacaktır. Dr. Sehoberin basvekilliği zamani bu nisbet 94 ile 71 idi. O halde umumi vaziyette“ esas bir değişiklik olmamıs demekti Önümüzdeki hafta « zarfında bir şey olmıyacak, gruplar ara sındaki toninilara ancak gelecek haftadan itibaren başlanacaktır. Parlâmento. ise teşkilâtı e kanünu mucibince haplardan doksan inti ancak gün sonra toplanacaktır. Son hafta zarfında hariçte Avusturya intihabatı hakkında heyecanlı. haberler işaa edilmiş. tir. Halbuki “haki ki intihabat bütün Avusturya'da büyük bik sükünet“ ve intizam içinde cereyân * etmiştir. Netice. de de hiç bir şey değişmemiştir. Hristiyan sosyalistler de sosyal demokratların vaziyetini srrema mıştır. Viyana dahilinde de sosyal demokratların vaziyeti değişme- miş yani Viyana be'ediyesi gene sosyal demokratların elinde kal mıştır. Sehober blokun bir kulü- bü olacak ve Tandbund mob'us. ları bu kulüpte ayfı grup teşkil eüeceklerdir. Burjuvazi fırkaları arasında © önümüzdeki günlerde “iznketelere başlıya caktır. Bu'müzakerelerin pek te kolay olmiyacakı 'anlaşılıyor.Ne tiöo hakkinda şimdiden bir Şey söylemek mümkün değildir. Kari yetin anlaşılması için şimdi- lik beklemek Tâzim geliyor. Valı Kâzım Pş. gazetemize ce- vap veriyor Gazetenizin 16-11-930 tarih 19 numarâsina' cevaptır. — Bütün matbuat ve Hilâli- ahmer teşekkülleri ilân etti ki kat gösteriyor bir bir külfet yoktur. Arzu eden âliahmere müracaat ve hedi- yesini makbuz mukabilinde tevdi edebilir. Uygun görülmiyen bir talebe ret cevabı verilmemiş ve fakat süküt ile maksat anlatılmak teniliniş. ve. bundaki “dolayıdır. ki; gazeteniz vasıtasile halktan iane toplamak' ve' toplatmâk! gibi bir külfete yol açmak arzu edilme- miştir. 2 — Gündüz ve ya geceleri mahalle “aralarinda da © kapı- ları dolaşarak siz o reyi- İnizi kime verdiniz diye vesikasız ve salâhiyetsiz bazı - kimselerin halkı iz'aç etmesi usul ve mev- zua mugayir görülerek bunlar polisçe enedilmiş ve müddei- dikkati celbolunmuş alâkadarlarına cevap dahi veril- miştir, Görülüyor ki hükümet ve vilâyet valisi halkin huzurunu daima selbetmemek esasini gö- zetmiştir efendim. İzmir valisi Kâzım Seylâpzedeler yer buldukça gidiyorla Her yerde oturan seylâpze- deler 16 ıncı günün nihayetinden itibaren iaşe kâmilen kesilmiş tir, Yerleri olmayanların yatma- larına müsaade ediliyor. Onlar seylâpzedelere yardım için hiçli Olenler ve “yaşayanlar Fethi Üy mecliste çok doğru bir şey / söylemişti: “S.C.F, Sının kabahatı, az zamanda mil. let tarafından sevilen bir fırka olmasıdir.,, Bu doğru sözü, ken. di sözünü Fethi bey “anlamadan sarfetmiş olac#k ki milletin a; zamanda sevdiği fırkayı feda etti. Kendisi” yaratmıştı. Yine kendisinin öldürebileceğine za. hip: oldu; | Fethi bey böyle düşünerek fırkaya tesahüp etti ve onu “Feshetti,. Yalnız yanıldığı bir nokta var: Millet, S. F yı Sever. ken, onu temsil eden Fethi be. yi severken, Fethi beyin şahsını seviyor değildi. Millet, Fethi beyin: şahsında: fırkanin ilân «- dilen prensiplerini, hakiki halk hâkimiyeti ve i “ Cumhu. riyet prensiplerini sevinişti ve bunları daima sevecek, ' bunlar için daima'mücadele edecektir F. 5. ölmüş olabilir. Mühale- fet ölmemiştir. Samimi mühale- fet ruhu yaşıyor. Bu memleket- te işlerin kanun dairesinde cere- yan etme: Kânunut sami- miyetle tatbikini, idarenin yolsuz- luklardan © münezzeh olmasını, halkın tahammülü fevkinde yük altında kalmamasını istiyenler buna zit görecekleri şeylere, ha- feketlere © muhalefetten © geri kalmıyacaklardır. | Bu memlekette bizim -bildi- ğimiz, teşkilâtı esasiye kanunu- nun ve diğer kanunların temi- natı altında olan hürriyetler var- dır. Eğer bu bir hakikatse, bu hürriyetler namına ve © onların kadrosu dahilinde mücade de- vam edecektir. Velevki bu mü- cadele bir fırka teşkilâtı içinde töbellür © etmese bile... Tek fırkanın bütün mahzur- larını ilân ettikten sonra mem- leketi yine tek fırka' esasın, ca edenler, tarih nazarında a; bir mes'uliyet takabbül etmekte- dirler. Çünki çok basit bir mu- hakeme yürütülebilir. Ya, tek fırka ile işler iyi gi- diyordu ve daha eyi gidecekti. Şu halde, ne diye mücadele açıldı ve milleti kütle halinde etrafında toplayan Fethi bey, ne diye ortaya çıkmıştı? Fakat , Nasıl git- ini ise Fethi bey hem görmüş ve hem de göstermişti. Demek ki, tek fırka idaresi tasavvur edilebilecek en eyi, sui- istimallere, tazyiklere ve kanu suzluklara karşı en teminatlı are değildi. Hakikaten değildi. Yeni: bir fırka yaparken: bu te- minatı memlekete bahşedilmek istendi. Murakabeli bir hüki- met esası aranıldı, Fakat Şu hal- de bugün Fethi bey, Milleti arkasında sürükledikten son- bu halk kütlelerini: nasıl bırakıyor? Mücadelenin, | gaye- lerine serişmeden nihayet “buldu- ğunu nasıl. ilân “edebiliyor? O güzel istizah takririnderi; o ha- raretli müdafaalardan sonra na” sıl geri dönüyor? Fethi bey hakkında hükmü müzü vermek için bunu efkân umumiyeye ilân etmesini bekli- yoruz ve buna intizaren biz ilin ediyoruz: '— Fikir hareketleri ölmi; cektir ve muhalefet yaşayacak" tar. Serbes © Cumhuriyet fırkası ölmüştür. Yaşasın Serbes Cumliüriyet 1 B.A. Emrazı zührevi yekomisyonu Emrazi zühreviye komisyonu dün ikinci içtimamı Sıhhiye mü dütriyetinde Sıkihiye müdürü Düt da yer buldukça gidiyorlar. a fü beyin riyasetinde yapmıştır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: