3 Aralık 1930 Tarihli Serbes Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

3 Aralık 1930 tarihli Serbes Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bali Beyaz adam elinin bozmadığı bir cennettir Amerikanın meşhurReisicu, hurlarından Roosevelt'in bir ak- rabası olan Mr. Andree Roose- velt sıhhi sebepler dolayısile bü yük Okyanusun üzerinde uzun bir seyahat yapmış ve | burada tesadüfen Bali adasınada uğramı tır. ( Bali adası Cavanın yi dadır, ) Hasta genç burayı ha- yalinde yaşıyan dünya cennetine çok yakın bulduğu için uzun müddet burada kalmıştır. Mr. Roosevelt'in burada gör- dükleri hakkında yazdığı maka- leyi naklediyoruz : Felemenk şarki Hint adala- rından biri olan Bali dünyanın üzerinde o beyaz adam elinin bozmadığı yegâne cennettir. Bu adayı bu halile, beyaz a- damın yaşayış usullerinden, eyi- liklerinden, fenalıklarından, cü- rümlerinden, üzüntülerinden, fa- i den âzade olarak ilelebet etmek kabil olsa: sına ilk bakan adam buraya beyaz medeniyetin sokul- ması lâzım geldiğine karar ver- mekte tereddüt etmez. Bali'linin başında şapka, sırtında caket boynunda gravat, ayağında a- yakkabı, hatta ayağında panta- İon bile yoktur. Adada demir yo- lu, elektrikli tramvay görünmez, otomobil ve sinema gibi şeyler de azdır. Daha garibi bunlar çok ta çalışmazlar. Adada cürüm ve cinayet na- mına bir şey yoktur. Hiç fakir- lik ve işsizlik yoktur ve vergi- ler yok denecek kadâr” azdır. Yerliler çok az” çalişırlar, tem- bel oldukları için değil; 'az emek- le ihtiyaçlarını temin &debildik- leri içi Bütün dünyada hayat paha- lılığı “mütemadiyen arttığı halde Balide hiç bir iktisat profesörü olmadığı halde, hayat çok ucuz- dur, Acaba dünyanın en medeni köşesi pahalı geçimi, ağır ver- gileri, ekmek parasına yetmiyen tekaüt maaşları, w rülâcezeleri ile bundan daha eyi bir manzara mı arzeder? Beş sene evvel" Bali'ye ilk geldiğim zaman yerlileri kendi işlerile meşgul, ve * bizimkinden daha yüksek bir kültüre: malik buldum. Toprağın “yetiştirdiğile geçinen, zengin Veya müreffeh, memnun ve mesut yerliler; hey- keltraşlık; mimarlık, re luk ve musiki gibi sanâtlarda müte- rekki. Kâinatın üst tarafından tamaimile ayri, oOkendi başına kendi yağile kavrulan; setlenmiş yamaçların ihtiyacına kâfi bütün yiyeceği yetiştiren bir imemle- kettir, Bali Felemenklilerin idaresine cihetle de £ talilidir. Felemenkliler en eyi müstemlekeci © millettir, müs- temleke halkının işlerine karış- mazlar. Adada hiç bir ecnebi a- razi almak veya kiralamak hak- kına malik değil Hollanda yalnız Balinin ihra- cat mallarından istifade bittabi bir miktar mamul eşya da ithal eder. Fakat, işte bu mamul eşya ithalatıdır ki Bali- nin saadetini tehdit ediyor. Ba- lide galvanize saçtan damlar, 0- tomobiller, ucuz cicili bicili ku- maşlar, sarhoş edici içkiler keh dini göstermeğe başlamıştır. He- müz Balinin ahalisi temiz ve ti- caret muvazenesi kendi lehine- dir. Fakat yakında, ecnebi tica- reti. tesirile ahlâkın bozulmağa başlaması ve ticaret muvazene- sinin aleyhe dönmesi muhtemel dir. O zaman Balide hayat pa- Düny yüzünde Kalnış yegâne mes'ut me. leket eder,| adası alılığı baş gösterecek, ahali ok çalışmıya fazia kazanmak için hile yapmıya başlıyacak ve Balinin huzur ve saadeti kayb- olacaktır. Adada sanayiin | inkişafına imkân yoktur. Memleket tama- mile ziraidir. Zengin maden yok- tur. Adanın mahsulâtının da art- ması mümkün değildir, çünkü yerliler mükemmel çiftçidirler. Ve dağlardan akan bol suların sula- dığı münbit topraktan azami istifadeyi temin £ etmektedirler. Senede üç mahsul alırlar. Ada- nın ihracat mallarını teşkil eden mahsulleri sığır, domuz, kobra ve kahvedir. Balliler ziraatı mükemmelen bildikleri ve yaptıkları cihetle beyaz — insanların onlara | bu sahada öğretebilecekleri | bir şey yoktur, kültür . sahasında da beyazların yardımına ihtiyaç- ları yoktur. Bali'de güzel san'atlar diye bir meslek, san'atkâr diye bir mahlük yoktur. Orada herşey güzel, herkes tabii bir san'atkâr- dır. San'at bir fevkalâdelik teşkil etmez. Bir mabet yapılacağı za- man herkes birden çalışır, mi- mar yoktur, en mükemmel mi- marlık eserleri bütün cemiyetin emeği mahsulü olarak mey- dana gelir. Hiç bir san'at eseri bir o san'atkâr | imzası taşımaz; çünkü o cemiyetin ma- lıdır. Binaenaleyh Bali beyaz in- sanların temdin (1) yardımından tamamile' müstağnidir, Fakat'be yaz" tüccarlar - otomobil, “basma, galvanize * saç ve içki gibi me- dehiyek eşyasını onlara satmak- ta musır bulunuyorlar. Dünya yüzünde kalabilmiş yegâne tabii memleket olan Ba- linin yaklaştığı feci akibet bi- im içimize dokunduğu için yer- ilerin gözlerini tehlikeye karşı açmağa karar verdik. Bir cemi- yet teşkil ettik, Yerlilerin bütün ileri gelenlerini topladık ve on- lara fikrimizi şöyle anlattık: Biz de beyaz adamız. Sizin bizim: mallarımızı almanız bizim menfaatimizedir. Fakat biz gü- zel ve mes'ut memileketinize acı- yoruz. Bizim mallarımızı almayı- nız. Aldığınız otomobil iki, yet dört sene sonra bir eski te- neke yığıridır, dört sene zarfın- dâ verdiğiniz benzin parası da bununla beraber yanıp gitmiştir. Bundan ne kazandıniz! Damları- mıza kapladığınız galvanize saç ta bir kaç senede çürüyecektir, Evinize yağmur girmemesi için bu saçın yenisini alacaksınız; ö lünceye kadar yapacağınız mas- rafı oğlunuza da miras bıraka- caksınız, bu yüzden de paranız gidecek: Aldığınız. Avrupa basmaları göze hoş görünür, fakat iki günde parçalanır, içki ise içinizi para- lar, vaz geçiniz, Avrupanın bu İmedeniyeti sizden uzak olsun, kendi. yağınızla kendiniz kav- rulunuz. Rahat ve saadetinizi bir iki boş gösterişle | değiştirmeyi- niz. Memleketinizden çıkıp Av- rupanın cebine girecek her me- teliğiniz memleketinizi fakirle- tecek, hayat pahalılığı belâsın başınıza musallat edecek, © sizi Avrupalılara veya Amerikalılara esir kılacaktır. Zeki yerliler kendimiz de A- merikalı olduğumuz halde söyle- diğimiz bu samimi sözleri anla- makta güçlük çekmediler. Ce- miyet hemen teşkilatlandı. Der- hal iki mektep açtık. Birisinde C. H. Fırkasının teşkilât heye-| ki ti, İzmir meb'usu Vasıf beyin riyaseti altında faaliyetine devam etmektedir. Dikkate şayan Olan cihet bu heyetin şimdiye kadar hiç bir tarafta ciddi bir alâka oyandıramamış olmasıdır. Meb'us Vasıf, Celâl ve Halit beyler şim- di Ödemişte bulunuyorlar. Öde- miş halkı ve münevverleri bu ziyareti lâkaydi ile karşılamış- lardır. Keb'uslar, Halk fırkasının adetleri mahdut taraftarları ile memurlardan başka kimseden müzaheret görememektedirler. Ödemişten gelen bir telgra- fa nazaran, gece saat sekizde Vasıf bey Yatı mektebi bina-| sında bir konferans vermiştir. Bu içtima evelden ilân edilmiş ve halkın, münevverlerin iştira- ki riça olunmuştu. Halbuki kon feransta bulunanların yekünu 80 kişi kadardı. Bunların mühim bir kısmı memur ve muallimler, bir kısmı da Halk fırkası teş- kilâtna ötedenberi dahil kalan bir şey söylemiştir. delerini miştir, temas “etmiş, tarzı yalnız sözde İzmirde olduğu gibi de, halktan iltifat yüzü görmi- yen heyet, imuallimleri ve me- murları fırkaya “ilhak,, etmekle irmiş olacaktır. Taşarruf haftası Hükumete bir ders olabilecek mi? vazife Ödleiiite teşkilât Vasıf bey konferans verdi Memur ve ahaliden 80 kişi tarafından dinlendi derdi. öğretmemiştir. Vasif beyin konferansı yeni Meb'us bey, ber tarafta olduğu gibi, Ö- demişte de, geçmiş hataları raf yolunu tutmuş ve şimdiye kadar Halk fırkâsının gençlik ve münevverlerle alâkadar olmadı- Zını, onları ihmal ettiğini ve lar tarafından ihmal edildiğini Vasıf bey fırkanın yeni teşkilâtında halka ve mü- nevverlere istinat etmek istedi- ğini söylemiş ve İzmirdeki ifa- tekrar eylemiştir. Vasıf beyin sözlerine mual- imlerden Ekrem bey cevap ver- Netice itibarile, fırkasının temas heyeti, fırkanın eski ve miktarı kalil unsurlarile fırkanm hareket değişmişti demişte halk 5 kânunuevvelde sarruf haftasından çok şeyl başlıyacak ve iki hafta sürecek olan ta- umuluyor. Yerli mallarımız rek- lira kazanır ve sarfeder. Beledi- ler. Tasarruf haftasından hükü- metin ve belediyelerin istifade etmeleri çok istenen bir şeydir. er Kork ç İsmi de Kozalaklı kim idi: Hapishane hatıratı arasında, Kozalaklı Mehmede ait sergü- zeşten de bahsetmek isteriz. Kozalaklının hayatından ve hapishanede geçirdiği muhtelif safhalardan bahsetmek için, e- vel emirde; bu meşhur eşkiya" nın kim olduğunu ve dağlarda ne gibi ceraim ika eylediğini ve esnayı muhakemede kendisinin masum olduğunu ve mücahedei milliyede çok yardımları dokun- duğunu söyliye söyliye bitiremi- yen bu hunharın nasıl yakalanıp netice itibarile ne suretle idam Kozalaklı Mehmet denilen şaki, AydınınKarahayıt nahiyesinin ko- zalaklı karyesinden kasap Bah- inin oğlu idi. Daha küçük yaşta iken; silâhlarla oynamaya başla- mış ve on beş yaşında; dağlarda eşkıyalığa çıkmıştır. Bu şakinin en samimi arka- daşı, Aydının Şahin Ali karye- sinden İsmail oğlu Must: Kozalaklı Mehmet üç yüz otuz sekiz senesinde Sökenin kayık- lar mahallesini leylen ve müsel- lâhan basarak Kâmil, Nuri, Mu- rat ve Reşadiyeden Mehmedin hanelerinden cebrü şiddet icra ederek Mehmedi diz kapağından yaralayarak nukut ve eşyalarını ahzu gasp ve fidiyei necat ta- lep etmiş ve yine 339 senesi hşet veren bu şaki kimdi? fakatinde altı müsellâh şahıs ols duğu halde karyesinden Elif oğlu hanesini basarak kendisile bira- Bu tasarruf tavsiyelerini vatan- daşların mühim bir kısmı acı bir tebessümle karşılıyorlar. Ta- Sarrufun (kiymetini çoktanberi bilenler, fakat tasarruf imkâni- nı bulamıyanlar bu memlekette bir ekseriyet teşkil ederler. An- cak ekmeğini hatta ekme nin yarısını kazanan işçi neyi tasarruf etsin? Maaşının yarısını evinin kirâsına * veren ve diğer yarisile yarı aç, yarı tok geçi" nen memur tasarruf (o edilecek parayı nerede bulsun? ( Borcu boğazından aşan tüccar, taahhü- dünü ifa için vasıta bulamazketi tasarruf edilecek para mı bulur? Bittabi bu mülâhazalar, ta- sarruf haftasının kıymetini a- zaltmaz. Tasarruf edebilecek vaziyette olanlar bundan istifa-) de ederlerse yine bir kârdır. Sonra yerli mallarına rağbeti artırmak, milli bir tasarruf yap- mak demektir. Harice akan pa- ralar memlekette kalırsa, fakir- liğimiz o nisbette azalır. Tasarrufun asıl manasını tat- bik edebilecek olanlar, yani az sarfedip “kazancının bir mikta- rını kenara ayırabilenler maale- sef çok azdır. Çünkü kazançlar maişet teminine ancak kifayet ediyor. Asıl zenginler için tasar- ruf imkânı vardır. Türkiyenin en büyük zengini ise, hükümettir. Hükümet senede üç milyon yeler milyonları toplar ve eri diğerinde de yerli bezden bas- malar boyamağı öğretmeğe baş- ladık. Teşebbüsümüz ilk adımda büyük muvaffakıyet elde etti. Yerliler gayeyi kavradılar, hararetle çalışıyorlar. Kendile- rini Avrupa eşyasından müstaj ni kılacak basit sanayii teşl lâtlandırdıktan sonra hüküme- tinden gümrük tarifesinin yük- seltilmesini istiyecekler ve biç bir yabancı malı kullanmıya- caklar. , Dünya yüzünde beyaz adam ticaretinin tahrip etmediği bu 'yerli izençlere * kiremit *yapmağı! sayılır. Tasarruf haftasında belediye reisi beyin ve belediye , azaları- nın ne. yapacaklarını isterdik. Borç olarak alı milyon liranın hesabını toplıyabilecekler imi? Giden git- ir iş gör- meğe karar verebilirlese bu da miştir, elde kalanile bir tasarruf olacak! şan, kendilerine Mevki: Meydan: yegâne memleketi kurtarabilsek ne sündetl 14.10 lâm edilecek, halk. yerli | malı| Bu istikamette fuzuli masraflar, martının 27 nci gecesi Çakır- kullanmağa ve boş yere . para israflar azaltılırsa milletin kese-|beyli köyünü müsellâhan basa- sarfetmemeğe, yani . tasarrufa |sinde belki beş on kı fazla | ak Haşan ve; Alkar Bö sevkolunacaktır. ara kalacaktır, Bu büyük bir kâr bilmek n iki acaba Fakat hükümet ve belediye için tasarruf, vatandaşlara yakı- yakışmıyan bir şeydir. Onlar, büyük zenginler İgibi sarfederler. Büyük zengin- ler için paranın ne kıymeti var?.. Halk dostu Gündelik siyasi gazate Kuvvetli. bir tahrir heyeti tarafından İstanbulda pek yakında çıkacaktır bazı köylülerin hanelerinden para“ve eşya ahız ve gasbeyle- miş ve bu cürümlerin icrasını teshil etmek için Esmayı çok feci bir surette işkence ile katleylemişti. sörgüzeştleri Aydının Karabağ Hasanıni deri Mehmedi darp ve oğlu Hü- seyini dağa kaldırarak fidyei necat olarak yüzlerce altın lira almıştı, Kozalaklı Mehmet, yaptığı fecaatların serisine devam ede- rek 340senesi Ağustosunun??aci gecesi Aydının Kızılca köyünden çukur oğlu Mustafanın önüne çıkarak, altınları abzu gasp etmiş ve İnce oğlu İsmailin damını ba- sarak zinet altınlarını ahzu gasp eylemişti. Kozalaklı; ayni gecede Ke- rim oğlu küçük Mehmedin çadı- rını basmış ve validesini döverek eşyalarım almış ve Çinenin So- gancılar köyünden Muharem ka: rısı Ayşeye muamelei cebrü şid- det icra ederek nukut ve eşya- larını ahzu gaspetmiş ve yine ayni senenin Eylülün sekizinci ecesi Hisar köyü civarında ta- ip müfrezesile vukubulan mu- sademede katil kastile jandar- malara silâh atmış. ve jandar- malardan Ömer oğlu Abdurrah- man ile. deşteban İsmaili: katle teşebbüs: etmişti. Kozalaklı Mehmet, ayni se- nenin . Şubatının birinci gecesi Bozduğanın İnebolu köyünd. Mehmet oğlu Mehmedin han: arkadaşlarile - birlikte basarak Mehmedi dağa kaldırmış ve ay- ni sene Martının 25 inci gecesi Yeniköy karyesinden Mehmet oğlu Mustafa ve baldızı Hatice ve Derecik karyesinden Hüseyin oğlu İsmailin hanelerini basarak nukut ve müzeyyenatını :abız ve gasp ve 340 senesi Nisanın 21 inci gecesi Umurlu ; karyesin- Bu hunhar; aynı senenin temmuzunun — 27 nci cumartesi gecesi Çinenin Saraçlar karye- sinden Abdurrahman © zevcesi Gizban ve Elifin hanelerini ba- sarak para ve eşyalarını ahzu gesbetmiş ve yine Mayısın 24ncü günü Çinenin hacı bodur ma- hallesinden âşık Hüseyini takip ahzugasp eylemişti. hi Mehmedin: oğlu Eminin hanesi- RİYASETİNDE 100 25 Askerlerden ve heyeti talimiyelerile elen mektep talebelerinden duhuliye alınmıyacaktır. Isancaktan 12 13,5 ve 13, Vilâyet Hususi Muhasebesinin Sonbahar at koşusu 5 Kânunuevvel cuma günü saat on dörtte başlayacaktır Ikramiyesi : 2600 liradır Duhuliye : Erkek Hanım 50 kuruş 25 kuruş ni ihrak ve 25 nci geceside re-|fında ILAN VALİ KAZIM PAŞA HAZRETLERİNİN den hafız. Ali efendinin hâ- nesine müsellâhan girerek ce- bir ve şiddet icrasile, altın- larını az ve 30 uncu Pazar gecesiKozalaklı köyünden Habibe ve Fatmanın hanelerine girerek bu kadınları dipçik ile döy- müştü.. Kozalaklı Mehmet, 342 senesi müfrezesile arkalarından gezdi-Kânunusanisinin 31 inci günü ğinden münfeilen kurşunla cerh | Karacasuyun Fakiye oğlu dere- ve katl ve eşya ve nukudunu|sinde çete halinde Hatip Hacı Mahmut ve rüfekasının müsellâ- Bu meşhur şaki ayni senenin han yollarını keserek nukut ve iranın dokuzuncu gecesi Çi-|eşyalarını ehz ve gasbederek nenin Gökyaka köyünden hacı|fediyeyi necat istemişti. Ve ayni senenin martı zar- Şahin Ali karyesinden Kavaklı oğlu Ahmedin hanesini leylen ve müsellâhan basarak lunu dağa kaldırıp darp ve işkence ile parasını ahzu gasp ve Kurt dereli koca Ahmet oğlu Ahmedi taammüden (katl ve merkumun biraderi Mestanı ken- disinin cezasız kalmasını temi- nen katil ve yine 342 senesi teşrinievvelinin © onuncu gec Karacasuyun Yenice karyesin- den Royelsedinin hanesini ley- len ve müsellâhan basarak ceb- rü şiddet icrasile mumaileyhin misafiri Mehmet Tevfik efendi- nin nukudunu ve ayni | gecede AAbdurahmanın hanesini basarak zinet, nukut ve eşyalarını ahzu gasp eylemişti. —Devam edecek— IŞ YUVASI Birinci Noter dairesi üst kat No: 11 Her türlü iş, Ve pasaport muameles..i Takip Sür

Bu sayıdan diğer sayfalar: