12 Aralık 1929 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 9

12 Aralık 1929 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

1739—54 Org Zebaniler çalıyor mermer salonda orgu. Kırmızı kandillerin altında deli gibi Zebaniler çalıyor mermer salonda orgu. Ve simsiyah bir nehir akıyor borulardan: Sükütün duvarlardan yıkılacak galibi, Seller nasıl atarsa kayaları bir yardan. Bü orgun boruları, bu sıkılmış yumruklar, Sinirli bir hamleyle tavamı fırlatacak. Zebaniler çalıyor orgu, susun çocuklar! Susun ki kemiklerin seslerini duyalım. Varsın kırmızı bir dil gibi yalansın ocak; Gözlerimiz tavana dikili, uyuyalım. Mermer salonda yanan bu kan rengi ışıklar Perdelere vurunca sanalım gün doğmada; Dağılsın yüzümüzden bu girift kırışıklar. Paravana tüneyen kuşları dinlyelim. Varsın bir lâhit gibi ses versin mermer oda, Varsın. orgun. taşları doğransın dilim, dilim. Alnımızda bir çizgi gibi yereden korku, Bir gözyaşı olarak yanağımıza akacak Eğer bilseydik neden böyle çaldılar orgu. 21 ESKI MABET Ölüm kokan mabedin Küflü penceresinden Gün, zuimete banıyor Gece uyuyan bir din, ışıkların sesinden Uyanmeş, canlanıyor. Bir uğultu var yerde; Bastığım siyah, nemli Toprak niye yanıyor ? Galiba derihlerde Dilleri cehnnemli ilâhlar saklanıyor. 1928 Fahri Kâmil ZİNCİRBENT Boynumda kâfir gibi tunç lâlelerin izi, Ayağımda zincirler asılı dizi dizi... Gülmeden kırıldılar, “deli, deli!» dediler.. * * * Mesih bile varmadı buradan ötesine: Kinine ufkolmıyan bir aslan kafesine Beni kilitlediler, beni kilitlediler.. Hüseyin Mecmelttin Mezarımın taşı Gün battı ay doğarken selvilerin koynundan. Şimdi minare oldu koskocaman bir şamdan.. Aleme takılan ay büyük bir taştan iri.. Mescide düşen gölge tıpkı soba zifiri... İçimdeki korkunun asılarak koluna, Girdim beni bekliyen mezarlığın yoluna... Yasla yaktı ruhumu taşların yeşil pası.. Başbaşa veren üç taş sanki ölüm sehpası... Ey mezarım üstünde yan gelip yaslanan taş, Eritmedi mi seni başında döktüğüm yaşı!, Bilirsin ki çıkmadı sağlığında umduğum, Yanmadı baş ucumda hatta ufacık bir mum.. Ben hayattan beklerken binbir zevk, binbir höves, Ömrümü gömmek için mezara koştu herkes... Fakat yalnız sen kaldın burda o gündenberi, Yalnız dinliyen sensin gönlümdeki kederi, Ö gündenberi kendim, kendim için ağladım.. Genç gömülmüştüm ama burda ihtiyarladım... Ey mezarım üstünde yan gelip yaslanan taş, Eritmedi mi geni başında döktüğüm yaşt!.. Melih Rakım Neden pes sedalardan korkuyor bu faniler? Orada bir ölü var, derisi heniz sıcak; Mermer salonda orgu çalıyor zebaniler ? “Dijon : Sabri Esat |

Bu sayıdan diğer sayfalar: