23 Nisan 1931 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 11

23 Nisan 1931 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

125 SERVETİFÜNUN 327 esli “ Pençesi <Üstatcık»lar için. — Bizim memlekette istidatlar var, — Ke,evet, Tabii değil mi, yaf Gençler yetis giyorlar ! — Üklatlar da var — Ha, evet, Yüksek mevkilerinde hürmetle -yer verdiğimiz. şahsiyetler. — Sonra, wÜstiaterk» nr da var | Nasil * Anlıyamadım ! — Üre tnt... cik.» lar ! — Ne gibi * Kimler, meselâ * — Masel, filan, falan sw. Şen Tsi saydım, ama bürida şimdilik böyle kapalı geçiyorum. Açıktan açığa dedikodu olmasın. Sara, İCAP ederse söylerim, Sindilik kimler üzerine alınırsa, onlar ! Karşımdaki zatle, konuşmamıza devam ediyoruz: — ama... ben, bunları da üstat biliyordum! Duha doğrusu, onlar du kedilerini üstat bildiriyorlar, değil mi ! Halbuki, bunlar aym bir sımi, İkisi arasında. 'Tabir caizse , * « Beynel üstat vel istidat 1» Ama, bu uzun, çapraşık, dil dolaştı. met bir tabir, Buna mukabil, dalın kolay, daha kıvrak; < Üslatcık *, demek! — « Böynel üstat vel istidat » tan, benim çıkar diğim mana, istidatiiktnn. kmış arın, üstni da olamamış daha, öyle mi | Tümü, Bet de İkisi arasnda, dedim ya! — İşi ama, buda, .. ve şu sÜstateik» tabirinde biraz, .. , nasıl söyliyeyim, östihfaf, ... hatta duha yiyade tezyif manasi yok mu 7 O mapa sezilmiyor mu ? — Tamamile! Bak, siz de tasdik ediyorsunuz. Halbuki, bun ların da bir kiymeti vat... Konuştuğum zat, mütereddit yüzüme baktı, bm sözünün elimi biraktığı intiba araştırdı ; vice, Değil mi, kıymetleri vay Ma Bibas olsun, iss. hiç değilse Onu müşkül mevkide birdkan tereddütten okur tavra 7 — Ben aksini iddia etmiyorum ki... Şuhalde.... içine. — Şuhalde niçin bu istihfaf ve tezyif ifade eden tabiri onları yakıştırıyorum. Şürün için ki... Benimle konuşan zate sebeplerini anlattım, din- ledi, başımı salladı ve sustu. Bilmem, « bana hak ye » diye aymen tasrih etmeğe lüzüm var mıdır? dili mi * Faka Eğer yazıyı burüdü gir idim, sizden bü itirâzi işilecektim. Kesmiyorum, Bu konuşmamızı yazdık- dan sonra, #ize o zate ne anlattığım du bildirmek izm, Zaten aksi takdirde yazım güdük kalacak ! Efendim, bu fulanlar, filânlar.., ve ya filânlar, ilanlar istihfaf ve tezyifi tamamile haketinişlerdir. Hiç bir İaymetleri olmadığı hulde üstalik insin dıkları icin değil, kıymetlerinin derewcsini tayin edemeyip, .. dalin doğrusu etmeyip te üstat geçin: mekten ahmüken hoşlündıkları için, n Meselâ, bir kitap yazar, neşrederler ve eğer biti... Olmadı, ax kaldı, kalem size inen bn filin ve flândan birisini ifa edecekti. Halbuki, ben bürndla şimdilik şöyle kapalı göçmek, açıktan açığa dediko- «4 yapırmamak, sonra icap ederse söylemek fikrinde olduğumu söylemiştim. Bu filân ve falan cit, «Sim: dilik, kimler üzerine alımrsa, onlar |» demiştim. Süzümde durmak isterim ! Bültalde, size nasil anlatayım ki bu falati ve filân, ... ve va bu filân ve faln kiymetlerinin de recesini tayin edemeyip, s. dalım doğrusu etmeyip te üstat, geçinmekteri ülimakca hoşlanırlar Bu ancnk bir misal gikretmekie olur, halbuki... Düşünüyorum, batma gelen misallerden han- «isini zikretsem, altından bunlardan biri çıkacak. Hemen, «Bu, şudur!» Yahut, «O, budur!» diye kes- tirip ativereçeksiniz. Halbuki... Ben, bir defa öyle dedim, bu yazımda isim #ikretmiyeceğim, Fakmt, «ize o konuştuğum. zatin hangi slâmetleri ileri sürmem üzerine beni Haklı çlkardığın anlatmak için, herhalde bir misal zikret» mek lâzım. Halbuki... Ah, bu sHalbukis ler! Kalemimin ucunu hep bünlür geliyor ve söyliyebileceğim her misali dilimin ucuna geldikleri halde oruda alıkoyuyor, Konuştuğum gate atılırken, biç Me... Mükemmel, İşte bü iyi, Konuştuğum © zaten bahsederken, bu hatırıma geldi, Ben, ona hepsini anlattım, Onu bülun, sorun, oda size anmlaisın. İlattr misülle imtikale hacet yok, ondan bütün isini leri öğrenebilirsiniz, Ozatin ağzı, hiç te sıkı değildir. Hele apaçık dedikoduyu bayılır. Onu nerede, masıl an, bülaciksıme 1 Merik elmeyin. Beni tarayan önü di tamir, Ion edebiyni aşinası değil misiniz * Belki de biriz dedikodu meraklissınız * Mutlaka, buler, . öğrenirsiniz. O zat, aranızdadır ! O ar! e— şir Gurbet akşamı Gölgelikler içinde Erir gurbet akeimış Sulara mor halkalar Verir gurbet akşamı, » Yamuaçta söndü yangin. & Gebeler, yarı dalgın, Anlatir yorgun argın Nedir gurbet akşamı... e #

Bu sayıdan diğer sayfalar: