7 Mayıs 1931 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 17

7 Mayıs 1931 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 17
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

UYANIŞ No. 1812—127 — 383 inci Sahifeden sanbat — Bekledim, bir akşam tizeri geldi, yanında gene bübam bulunuyordu. O gün annem, bilmem neden çok müteessir görünüyordu. Çıkıp giderken karşımı dikildi: — Sizin iyiliğinizi isterim. Çünkü namuslu, çalış kan bit çocuksunuz. Bir gün elbette evlenmeğe kal- kacaksınız. Kendinize münasip gödüğünüz kızı serbesçe intihap edebilmeniz için size yardım edeceğim. Ben bir kere orzum, ihtiyarım hilâfına evlenmiş, bunun en derili şey oldağunu görmüşümdür. Simdi zenginim, &yvlâdım yok, servete hâkimim, şi sizin çeyiz parsmızdır ! Dedi, bana kapalı büyük bir zart uzattı, Gözlerimi üzerine diktim, kendisine — Siz benim ânnemsiniz! Dedim, İki üç adım geriledi, benim yüzümü gör memek için elile yüzünü kapadı. Erkek, yani babam anneme sarıldı ve banu hitaben ! — Biz bir delisimiz! Dedi. Ben mukabele ettim : —Hiç te değilim! Sizin benim anam babam oldu- #unuzu biliyorum, Ben kolay kolay aldanncaklardan değilim. Bu müthiş hakikati itiraf ediniz. Sır bende » Bundan dolayı &ize hiçbir büsümetim olmayacak ve ben ne isem, göne 0, gene MAMLOZ. olarak kalacağım ! Dedim. Annem kolları arasında gerileye gerileye pıya doğru gidiyordu,Annem hıçkarıkla rin ağlıyordu. Firladım, kapıyı kapadım, analları cebime soktum, babama hitaben; — Şu kadının haline bakınız da hâlâ onun ienim annem olduğunu inkâr ediniz | Dedim, Seş veren, inliyen bedahetler karşımda köpürdü, sapsarı oldu. Yıllar ve yıllardanberi kül örtülü duran yezaletin şimdi nagilani slevler saçıp ortaya çıkması ihtimalinden fenu halde korkmuştu. Ne söylediğini bilmiyerek : — Biz bir alçaksımız! Para çekmek için masal tertip ediyorsunuz ! İşte kalkınız da böyle halk tabakasından birine iyilik ediniz. Böylelerine imdat ediniz! Gibi bir şeyler göyledi. Annem şaşırmış : — Aman gidelim! Aman gidelim! Diye. hiçkiryorün. Kapı kapalı olduğundan © zaman babam: — Kapıyı derhal açmaszdanız aleyhinize şantaj ve cebri şiddet istimali davalar açarım ! Dedi. Kendime hâkim bulnuyordum. Kapıyı açtım, onların karanlıkları daldığını gördün. O saman içime büyük bir gussa çöktü. Yeniden yetim, yeniden öksüz, yeniden kimsesiz kalmış, yeni- den terkolunmuş ve bu sefer nehre atılmış gibi idim, Hiddelet, kinle, nefretle memzuç müthiş bir gam bütün mevendiyetimi sardı, Bülün benliğim şaha kalkmış; huk, doğruluk, şeref, ayuklur altına ye alınmış olan #wshabbet, hep birden isyan bayrağın gekmişlerdi. «Senanehri boyunca arkularından seyiritim.«Şato» da istasyonü, bü yoldan gidebilirleridi. Az sonra yetişlim. Ortalık çök karanlıktı. Otlar e SONBAHAR — Charles Ronler'deti — Sonbahar, siati übriyerek kayıyor. Kornuksaız tepe- lerde son bir güneş kanını çekiyor. Tarlaları ağır ak tn rengi, bir çimen aleginden başka bir. şey değildir. Ve haçmi küçülmüş ağacın altında yakut rengindeki meta kayıyor. Kırlangıçlar gülecek hareketleri için çift kanatlı uçuşlarını keserek mari güğül 15913 bir halde hrakiyorlar. Va uzakta kanatlarının uzun titreyişi ile toplanarak çamın etrafında. gürültülü bir siyah kordan teşkil edi yerdi. Göğü öhla çiplak yapan bu matem son İepelere kadar ufkte kaplıyor. Sayılmış ağaçlar gözden kaybolu- yer ve hava bütün gürüllüsünü neşrediyor. üzerinden gidiyordum. Onlar farkında değillerdi. Annem hep ağlıyordu. Babam: — Kabahat sizin! Ne diye görmeğe kalktınız? Vaziyetimiz itibarile bü bir delilikti. Onu uzaktan, hiç görünmeden bir iyilik etmek pek kabildi. Madem- ki kendisini tamyamıyacağız, bit ziyaretlerin münası ne ii? O zaman kendilerini önledim, yalvardım : — İşle anam babam olduğunuzu kendi ağzınızdan duydum. Beni bir kete âftmışsinız, şimdi bu ikinci olücek |! Dedim, Reis efendi, o zaman ber şey ölvemiyormuş gibi bana hücum etti. Vurdu. Bunu size, şeref, kanan, ecümhuriyet namına yemin ile teyit ederim. Bani vurdu, yakasındadn tuttum, cebinden bir rövelver çekti, Gözlerim karardı, Cebimde bir perger vardı, Öle sini bilmem. Pergerle vurdum, vurdum, vurdum. Bir aralık annem: — İmdat! Katil var! Diye bağırdı. Anlaşılan ona da bir kere vurmu- şum, O dx ölmüş. Ben ona ne yaptığımı bilmiyorum. Sonra ikisini de yere uyanmış görünce «Sen» nehrine attım. İşte olan biten budur, Nasıl isterseniz hükmü: nüzü öylece veriniz ! Müttehem oturdu. Bu ifşant önünde işin intacı müteakip celseye bırakıldı, Yakında hüküm tefhim edilecektir. Siz jöre olaydınız, bu ana baba Katili hakkında ne karar verirdiniz ? İstanbul, 24/3/31 Tercüme eden £ Haydar Rifat

Bu sayıdan diğer sayfalar: