16 Temmuz 1931 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 13

16 Temmuz 1931 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

106 SERVETİFÜNÜN No.1823 - 137 5 Mekteplilik hatıralarımdan O züman Pariste Evliya sokağında eşyaâile ola oda kiralanan bir evde oturuyordum. Hukuk tahsili için Parise gitmeme karar verilme: si üzerine hayatımın bir nizam ve intizam altında göreyan elmesi için kasıbada uzun uzadıya müzake- relore münakaşalara kapı açılmıştı, Bana senede ikibin bej yüz frank sarfedilebilecekti. Bir aralık zavallı anne- ciğimi bir körku aldi: - Ya purusını uslü akıllı idare ötmezde de yiyeceğinden kışarsı vücnitan düşerse... Hastalanınca ne yaparız Bir genç bu, ya yalnış bir yol tntursa... Nekaratını tutturdu. Bu ibümale karşı bir deva olârak bana kendileri tarafıdan mütevazi bir pan- siyon aranıp bulunması, ve parasının dn doğrudan doğruya kendileri tarafından verilmesi düşünüldü. O vakte kadar kasabamızdan hiç çakmamıştırı. Delikim hlk haddine yeni basan bir kimse ne arzular besler- ge içimden onlar taşıyordu; her manasile şen bir hür vat sütmek istiyordum... Dostlardan, bildiklerden fikir soruldu; nihayet Pa riste pansiyon idare eden bizim kasabadan ciddi bir kadın hatırlandı. Babam bu muhterem patronla imek- tuplağarak anlaştı ve ben bir akşam iizeri elimde bavulumin Parise düştüm. Mühterem patron kırk yaşlarında bir şeydi, Dinç, kuvvetli, pek sağlam, tabur mnallimi bir yüzbaşı gibi dik sesli, ve bütün meseleleri açık, kat'i tek bir sözle keser atardı, © N Pansiyonun sokağa bir kapısı vardı ve bir sefer tası halinde dar ve yüksek idi. Birinci katta, pansiyon sihibi ve hizmetçisi of. ruyordu. Yemek ikinci katta pişirilip yeniyordu. Ü. çüneü ve dördüncü katta ecman dört kişi vardı. Be şinei kattaki iki odada büna kalmıştı. Bü tavan arı- ön halâzuni, dar ve karanlık bir merdivenle çikile yordü, Patton durmaz, dinlenmez günde kim bilir kaç defa bu merdiyenleri urmanır ve bü sirada bor. daya çıkan bir kaptanı vaziyetini hiç terketmezdi. Her odaya birbiri arkasından on defa ginliği olur, ber an öviü her noktasinda hazır ve nüzir bulunur, ve gürültülü bir sesle her şeye hükimane ve mütehak- kitüane hezaret ederdi, Yataklar temiz midir? İyi yar pilmuş mıdır? Esvaplar iyi süpürülmüşmüdür! Hiç bir “eksile varmı dır? Arar, tarur, velhasıl kiracılarınaı bir atine, anneden fazla bir şey ihtimeamile bakardı. © Diğer dörü hemşerile wz yamanda dost oldum, İkisi bp, ikisi hukuk tahsil ediyor Her dördü de, cumhuriyet ölkesinde İm evin içinde en büyük bir istipdat, alanda yaşayorlardı, bir odun kaçakçısı bir orman bekçisinden uasıl titreme buular du pat- rondan, o ciddi kadından öylece ürküyorlardı. Ben yaradılış itibarile isyancı bir mahlük oldu- ğgumdan çok geçmeden içimde istiklâl ihtiyacı kay nümüu başladı. Geceleri dilediğim snatte gelebilmek istedim, pat ron son hat olarak gece yarısını koymuştu. Bu musir talebim karşısındıt bir kaç süniye gözlerini üzerime dikti ve: — Olamuüz, dedi, Hizmetçiyi bütün gece uykusuz bırakarmıam. Gece yarısından sonra dışarıda bir işiniz yoktur, Metanetle kargnadım: Hanım, kanunen bana her sanite kapıyı açtır. müğa mecbursunüuz. Açmazkntiz belediye inemürlürı- na zabıt tutturur, hesibınızu gider bir otelde yatarım. Bu hakkımdır. Demek ki bana ya kapıyı açtırırsınız, yalut yol verirsiniz ikiden biri, rey sizindir. Muküvemete alışmamış olan patron biraz durak- adı, işi müzüukereye dökmek istedi. Şart şurt kabul etmedim, teslim oldu. Bir maymuncuk taşımıamda, fakat bunu diğer kirmulardan hiç birinin bilmeme sinde ittifak edildi. Azim ve iradem kadınm üzerinde hakkımda selâ- met verisi bir tesir yapmıştı, ve bana artık az çok bir imtivaz ile nmiuamele ediyordu, Ayrien ihtimam ve tekuyyüt ediyor, nezaket ve hattâ aykim düşme- yen, İioşuma giden bir nevi haşin illâs ve muhabbet gösteriyor. NSoş'eli dukiknlarımdı bu ciddi kadına sarılır, ro- gihan öperdim. Şiddetli bir tokat sullar, birden iğ lir, tokatı boşa çıkarır ve kurşun gibi kaçardım, Ba ng onun ancuk sesi yelişirdi: — Ah, haylüz, alacağın olsun.. 'Teklifsiz bir aüne evlât gibi dost olmüuştük. O öradu bir mağazada calışan küçük bir kızla tanıştık. Parisin bu sokak muaşakalarını bileceksiniz, Bir gün mektebe giderken, kol kola girmiş işlerine gitmeden şöylece dulaşan iki kıza masllarsımız. Nüzar- lar teari oluüur, bunlardan bittercih birinin bakışı içinize bir saadme verir, mücerret bir tesadütün in- kişaf ettirdiği bu seri cismani temayiil; ruhumuzu tes hir ötmek, bizim tarafımızdan sevilmek için yuratal müş bir mablükün bize hattâ uzaklardan, valız gö #le. tömasından doğuveren bu incizap hayalın en tat İn tecellilerinden. biridir, Az sevilecek, çök sevilecek, bu ikinci bir meseledir TTabint, onun hüviyetinde

Bu sayıdan diğer sayfalar: