23 Haziran 1932 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 20

23 Haziran 1932 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 20
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

-— 64 SERVETİFÜNUN NELER DEDİLER — 55 inci sayfadan mabaat — Sonra bu güçlüğe mukabil kazanılacak şey nedir? Üstatlar, bize ne bıraktılar? 18—25 arasında akılla- rına ne esdiyse. Halbuki bugün bu eserlerden istifa- de edecek olan insanlarda aşığı yukarı aynı vaziyet- tedirler. Meşhur mubarrirle, şöbretsiz kari seviyesi aynıdır. Hatta okuyucu seviyesinin muharrir seviyesin- den yüksek olduğunu itiraf edeyim. Umumiyetle okumaktan bahsediyorsanız bunun iki şartı vardır. Biri muharririn hakikaten karie bir şey vermesi, vermek için çalışmasıdır. £ Mektep- teki karalamalar kitap haline girince mutlak okunur bir nesne olmaz. İkincisi tuttuğumuz işler bizi okumaya sevket- melidir. Kara, sapanla çalışan çiftçi okumak ihtiyacından uzaktır. Çünkü o kendi hayvanının baytarı, bozulan makinesinin tamircisidir. Dikkat ediniz arabacılara nazaran şoförler daha çok okurlar, Çünkü birinin elindeki makine basi arabacı göreneği ile ne idare edilir, ne de tamir olunur. Münevver içinde, memur için de aynı şey. İnsan ları tuttukları iş okumaya, tetebbua kulağından tutup götürür. — En genç nesil hakkındaki fikirleriniz? — En genç nesil hakkında takdir ve heyretimi söylemek isterim. İnsanlar doğar doğmaz analarının memelerine yapışacaklarına ellerini maymuncuğa uzatıyorlar, Açlığın bir günah gibi ayıp sayılıp, cehaletin bir şeref gibi itiraf edildiği salonlarda yaşıyoruz. Dünya gazeteleri geçen sene haydutlar kralı Al Capone'den tam bir buçuk milyon sütün yazı ile bahsettiler, Henüz bu şöhret biç bir san'at adamına nasip olmadı. Bu vaziyet içinde kendini san'ate veren genç adam şüphesiz ki hayrete ve takdire lâyıktır. Yalnız bir nokta. genç nesli ben yalnız nüfus kayıtlarile bir nesil addetmiyorum. Genç nesil çığır itibarile, edebiyatta telakki itibarile hakikaten genç bir nesil olmalıdır. Görüş ve duyuş itibarile genç nesil kendinden evvelkilere benzememelidir. Yeni mevsimin yeni meyveleri gibi yepyeni eserleri bekliyorum. Fakat bir noktadan korkuyorum, bu yeni nesli şarklı veya garplı eski üstatlar nesli bir yamyam gibi yiyip tüketivermesinler!. Genç kalemde gümrüğü alınmış söz, yahut eski- nin izinde yürüyen telakki bir faciadır sanıyorum. Ve.. ayrılıyoruz.. Sehap Nafiz Tercüme hakkı mahfuzdur. İNİ e ANA 1871—186 İstidatlar : Ânneme Bu akşam okadar andım ki seni Özledim o senin tatlı sesini. Ağladım, ağladım hep senin için. Niçin ah ayrıldın sen bizden.. Niçin... & Sen öldün sandım ah! annecik... yazık! Gözlerimin yaşı dinmiyor artık. Acıdır bana bu senden aynılık.. Anne gel, anne gel, anne gel artık! & Nasıl şefkatine muhtacım bilsen! Gözümün yaşını elinle silsen! Ruhuma akınca o billür sesin Kızın ebedi mes'ut edersin! Neclâ Mustafa İki Fransız 'Aktörünün vefatı — 56 inci sayfadan mabaat — bulvar tiyatrolarında verdiği temsillerle temin etti. 1890 dan 1914 tarihine kadar Varidtös tiyatrosunda çalıştı. Bu devre esnasında beraber çalıştığı arkadaş- ları bilâhare şöhretleri büsbütün çoğalan Baron, Guy, Prince, Max Deariy, Eve Lavalliğre, Germe ine Gallois gibi yüksek aktör ve ektrislerdi. İşte Al bert Brasseur, Offenbach ile Hervö'nin repertuvarını o tiyatroda oynadı, Henri Lavedan'ın «Yeni Oyun» ve <ihtiyar Çapkın» o komedilerile Maurice Donnay'nin «Prensin Takaili> gibi piyeslerini ve Alfred Capus'ün «İli mektep» ini ibda etti. Albert 1860 da Pariste doğmuştu ve Condorcet lisesinden parlak bir surette ikmali tahşii etmişti. «Nouveaut&s» nin direktörü olan babası onu Saint- Cyr askeri mektebine vermek arzusunda idi, fakat buna muvaffak olamayınca oğluna tecrübe kabilin- den, 'fakat teessüfle kendi tiyatrosunda bir rol verip oynatmağa mecbur kaldı. Müptedi aktör bu temsil de oderece harikulâde bir komik karakteri gösterdi- ki artık mesleği ve istiklali hakkında fazla tereddüde hacet kalmadı. Bunu müteakıp askerliği çıktı ve or- dudan avdetinde artık tiyatroyu hiç terketmedi. Harbi umumide «Varidtös tiyatroscundan tevak- kuf devri geçirdi, nihayet harpten sonra tekrar faw liyete geçti, Porte - Saint - Martin, Ambigu, Michel, Athdnde, Palais.—Royal, Paris, Nouveautda tiyatrolarında oynadı. Birkaç senedir Maisone-Laffitle'teki malikânesine çe- kilmişti ve işte en sonunda oreda, 13 Mayısta bir göğüs darlığından vefat etti. AHMET İHSAN Matbass Limited

Bu sayıdan diğer sayfalar: