5 Mart 1936 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 14

5 Mart 1936 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

No, 20463—37$8 235 kapıya doğru ilerledi. Korido- ra çıktığı zaman biraz sendele- di. Birbiri ardınca nihayete doğru sıralanan eski Eti hey- kelleri Osönmek üzere olan mumların titrek ziyasile bir kat daha korkunçtn. Alyat şüpheli gözlerle etrafına baka- rak ilerledi. Karısının kapısı önüne geldiği zaman birden kaşları çatıldı içine bir şüphe girdi. Kalbi heyecanla çarp- mağa başladı. Acaba niçin hâlâ kapı yayında kalkan ve miz- raklı iki er bekliyordu. Bu vakte kadar bunların da çeki- lip yatmıya gitmeleri lâzımdı. Bu hareketin sebebini soracak oldu. Erlerin ayakta yorgun- Tuktan uyumıya çalıştıklarını görünce eğilerek sormak istedi. Fakat birdenbire hayret etti, 3ira bu erlerin bir tanesi Gi- ges'in uşağı idi. Alyat alçak kamutanının içerde karısının yanında olduğunu anlamakta gecikmedi. Onu öldürmek hem kendi elile öldürmek istiyordu. Birden soldaki yarı uyuyan erin elindeki mızraği kavradı. Niye uğradığını şaşıran er Alyat'ı içeriye koymamak is- tedi. Buna arkadaşı da yardım edecekti. Fakat biraz dikkat edince içeri girmek istiyenin kralları Alyat olduğunu gö- rünce hemen ayaklarına ka- 'pandılar. Yaptıkları hareketin bağışlanması için yalvarıyor” Jardı. Alyat ayaklarını bu sefil entrika kurbanlarının ellerinden kurtardı ve elinde tuttuğu mız- rakla karısının odasınaa atıldı. Senelerce manevi bir yük al- tında ezilen bu zavallı kral artık ıstırabı yenmek istiyordu. Fakat yanılıyordu. Zira ıstırap ve ölüm onun yegâne tesellisi ve saadeti olacaktı. Odaya gi- rince karısını «Giges» in ku- cağında gördü. Bu «Âlyat> ın hayatı için en büyük bir darbe UYANIŞ idi. Mızrağı havaya kaldırdı. Olancaşiddetile onu <Giges» in kendisi kadar acı çekmemiş olan kalbine saplamak istiyor- du. Birden bütün benliğinin sarsıldığını hissederek durakla- dı. Vaziyetin fecaati altında ezilmişti. Giges soğuk kanlılık- la derhal karar verdi. Ya öle- cek veyahut yaşamak için öldürecekti. Alyat'ın bir mız- rakla içeriye girerek okendisi- ne doğru ilerlediğini görünce hemen ayağa kalktı. Kraliçe ise bir kenara çekilerek iki Lidye kahramanını karşı kar- şıya bıraktı. Giges çevik bir hareketle <Alyat» ın biran ol- sun duraklamasından istifade ederek çektiği ucu sivri kama- sını siddetle Alyat'ın göğsüne fırlattı. Zavallı «Ajyat» ın ha- vaya kalkan kolu yana sarktı, mizrak yere düştü. İntikamını alamamaktan dolayı büyük bir hiddet neticesi olarak gözleri dışarı fırlayacak gibiydi. Yal- nız gittikçe kısılan bir sesle alçak diyebildi. Çünkü <Gi- ges»> in kaması onun bütün bir ıstırabı olan kalbine sap- lanmıştı. O günden itibaren Lidye tarihinde Heraklitler sü- Tâlesi çökmüş, Şahin krallar Gigesle başlamıştı. Yeni eserler: DA pm EZ, HAYALET Halid Fahri Ozansoyun bu yeni manzum piyesi zarif bir cild halin: de intişar etti. Onbir tablonun içinde, hem acı bir şiir, hem kor- kunç birruh buhranı yaşatılınıştır. Şairin diğer manzum eserlerini bi- len okuyucuları, bu eserinde de yepyeni bir ruh ve mtırap âleminin ve ince, derin bir şiirin safhalarını göreceklerdir. Yakında bir tenkid makalesile tetkik edeseğimiz bu eseri bilhassa tavsiye ederiz, 50 kuruş fintla Kanaat Kitabevinde satılmaktadır. Uyanış Antoloji Münasebetile Birkaç Söz Daha — Başı 937 nci sayfada — Mürüvvet'in gazete okuyucuları ade- dini çoğaltmaktaki Ohizmeti inkâr edilmemek İâzım gelirdi ve yalnız bunun için zikri hakşinaslık olurdu. Burada netice olarak şunu da söy- liyelim ki 1890'da Ahmed Cevdet'in kurmuş olduğu İkdam ile, ayni se- neler zarfındı çıkmakta olan Sabah, *Varik, 'Tercümanı Hakikat ve Saa- det gazeteleri günlük olarak yaşıya- bilmişlerdir. Öbürlerinin hepsi kay- bolmuşlardır. 1908 inkılâbından ev- vel "Tarik de ortadan silinmişti. Meşrutiyete ancak Servetifünun, İk- dam, Sabah ve Tercümanı Hakikat girebilmişlerdi. O aralık Ebüzziya Tevfik 'Taevirelkâr'ı, Ali Efendi Basiret'i tekrar ihya etmek istemiş- lerse de muvaffak olamamışlardı. İşte yalnız bu noktayı hatırlat- mak İkdam ve Servetilünun gibi 'Türk matbuat tarihinde bem eserleri, hem devamları ile mühim varlık gör termiş olan gazete ve mecmuaların unutulmaması lâzınsgeldiğini ispata kifayet eder. Sayın Basın Direktör- lüğünün Dünya malbaatına bir bakış risalesindeki 'Türk matbuatı makalesi, - diğer unutulanlardan sar- fınazar - yalnız bunları unutmakla, bu işi ne kadar ciddiye aldığını gör termiş oluyor. Artık bu böyle iken bu defa da muasır Türk edebiyat. çılarını Avrupaya tanıtmak iddiasiyle ortaya sürdüğü antolojide en mühim edebiyat üstatların unutmasını tabii görmemek elden gelir mi? Sistema- tik bir tarzda daime istediklerini unutmasını bilen bu Direktörlüğün artık bundan sonraki neşriyatında daha ciddi ve esaslı surete çalışma smi ve yazdıracağı, tercüme ettire ceği, hasılı yaptıracağı her nevi eset leri mutlaka en salâhiyetli kalemleri arayıp onlara havle etmesisni sarmi- miyetle dileriz. Çünkü bu işin fay- dalı olup gülünç olmamak için başka yolu yoktur. Halid Fahri Ozansoy

Bu sayıdan diğer sayfalar: