15 Ekim 1936 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 11

15 Ekim 1936 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

No. 2096—410 «Onun ölümü» için.. - «Yürekler acısı» için.. - , - <Bitmemiş Senfoni» için.. - , - «Son gezintimiz> için.. - ve bu hafta da - «<Onnn ölümü» için.. - ; sırada hepsinden önceki - «Makiyaj» için.. -in yalnız son kışmında kısaca bahsi geçtiğine göre, bilmem, onu da hesaba katmalı mı; işte - ister dört diyiniz, ister beş - birkaç haftadır si- ısyla bu sütunlarda hep A. Sırrı Üzelliden bahsaçı- yorum. Gene ondan.. erhum, - belki yarım asırdan fazla bir zaman sonra böyle yadedilebilecek olanın, bir çeyrek asır- dan biraz fazla bir zaman içerisinde, bukadar erken bu kelimenin sırrına bürünüvermesi ne «<havsala, bayal almaz» şey.. kendisi için bu uhrevi tonlu kelimenin böyle pek erken dil ve kalem ucuna gelivermesini okadar çok yadırgıyorum ki..; bununla berâber, hakikaten mer- hum, benim «Kedi Pençesi» nde ferdi işlerime geniş öl- çüde yerverdiğimden, üstelik bir mevznu pençeye takıp uzunuzadıya sürükleyip didiklediğimden tutturarak, çakışır, fıkraların belli bir mevzuda serileştiril- mesinden ötürü, muniş bir tehevvürle siteme giriş- mesi, aramızda sık sık hararetli münakaşaların kaba- rıp, köpürüp taşmasına yolaçardı. ğer genc yaşında canveren özlü şairden, içli insandan, çalışkan sekre- terden, uslu aile adamından, sevimli sohbet arkada- şından, muahazeyi hakeden dosttan, hoşagiden mu- terizden ve hattâ kendisine düşman olunmıyan hasım- dan bahsi böyle teselsül ettirişim, sırf ferdi bir hu- sustan ibaretse bile, muhakkak, ki en uzunnzadıya bahse değeri olan ferdi bir husus! Fakat. öyle midir. Kaldı, ki ben, ferdi şeylerin - onun münakaşalardaki mülâhszası aksine - ötedenberi bilhassa ehemmiyetine kaniim, - onunla münakaşalarımızda. da dediğim gi- bi - böyle şeyleri son derecede kuvvetle mühimserim.. ve, bu kanaatim, hiç değişmedi! .Şu halde, işte bu hafta da gene ondan, A. Sırrı Üzelliden bahis ! Bununla beraber, büsbütün,.. yalnız ondan da değil; çünkü.... Bu bafta bu sütunlarda yer tutan fıkra yazısının üstten <bahis» kelimesine kadar olan kısmı yazılmıştı, ki başka birkaç ölüm vak'ası, düşüncemi bu ölenlere ve onlarla beraber de en feci, en müdhiş hakikatle alâkalı başka cihetlere çekti; düşünüyorum: Hangi ölenlere en çok acırız, hangi varlıkların yokoluşu ile en şiddetli ve en sürekli sarsıntıya uğrarız? Bunun sn kestirme ve en doğru cevabı, bana öyle geliyor, ki şudur: «Ayni muhit havasını kendisile beraber en sürekli teneffüs ederek benimaediklerimize..» UYANIŞ 317 Burada «en çok» ve «en ölililrilir diyişim şü: rinde duruyorum; altlarına birer çizgi çekmeden de, bu diyişim, böyle işaretlenmiş sayılsın. - Bvet, «en çok» ve <en şiddetlir..; yoksa, birçok ölen karşısında acı duyar, sarsıntıya uğrarız; «çok» ve «şiddetli. ole rak da, nihayet derecelenebilecek nisbette de! Ve bunda yaş, şu veya bu meziyet gibi şeyler de mutlak bir tesir denemez; sırasına göre, bir ihtiyarın ölümünden gelen teessür, bir gencin ölümünden ge- len tesirden ziyade olabilir; bir herkesi alâkalandıra- cak türlü meziyetlinin ölümünden gelen tesir, umu- mu alâkandıracak bir meziyetinden bahsedilemiye- cek olanın ölümünden gelen teessürden daha az ola bileceği gibi! Bn, yukarıda belirttiğim vaziyete göre, tamamile ferdi bir husustur! Benim için, «Ayni muhit havasını kendisile be- raber en sürekli teneffüs ederek benimeediklerimiz> tarifine giren A. Sırrı Uzelli, - işte gene ona geliyo: rum - yalnız bunun için de, şimdiki gibi, beni «en çok» acındırmış, «en şiddetli» sarsıntıya uğratmış olabilirdi.. ölümileş umumu da alâkalandırması gerek olan meziyetlerinin, onu benimseyişim için kendisinde mutlaka bulunması lâzımdeğildi; bunlar, onda üstelik mevcnt olan şeylerdir ve hiç değilse bunlardan bir kısmı, herkesi alâkalandırmağa yeter! Yaş mes'elesine gelince, bu da bu bahiste asıl bir taraf değil, fer'i cihettir; ferdi duyuş ve düşünüş be kımından.. Pek Yakında Bu yazdıklarımı, meselâ minimini sütün komşum Gavsi Halid Ozansoy, kendi tâbirile <mechule doğru uzayıp giden tedailerle..» yollu anlatışına misal gös- termeğe kalkışır belki; ve, ihtimal «hiç birşey anla- şılmıyan bir..» diye «gugurduyacak bir kimse» de ortaya çıkar! Öyle veya böyle! Burada,. Burada sadece şu ciheti belirtiyorum: Ölüm bah- si gibi bir mechulü araştırış &nlerinde kara- lanan bu satırlar, bu « Kedi Pençesi > nde sonunu bulmuyor; başka bazı haftalarda başka bazı fıkraların sıralanışında da, bu mevzua ve bu arad& şu isme raştlıyacak- sınız: A. Sırrı Uzelli! Gelecek Sayılarda : Dalgaların Kızı ve Çöllerin Oğlu! I Nesir İçimin Dünyası - Yağmur!.. U Şir Yazan: Muazzez KAPTANOĞLU

Bu sayıdan diğer sayfalar: