27 Mayıs 1937 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 13

27 Mayıs 1937 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ie... —— TE Gi iel No. 2177—442 pi İnkisar -M. K.'ye- Bilir misin sana ben ne hisle bağlanmıştım Riyah bakışına kalbimle inanmıştım Ah, seni hasta gönlüm seviyordu ne kadar. . mermerden kalbin varmış... Meğer duyguların da kısa saçın kadarmış, Bugün benim beynimi yakıyor ıstıraplar., Mermer vücudün gibi, Duyulmamak,. duymaktan daha zor, daha act İnkisar, boş gönlüme sanki ölüm kırbacı Ölümden daha acı,. daha acı inkisar... Tacettin Koyutürk Ş Üç genç, birbirini ite kaka, küfür ederek kızağa yaklaşıyorlar.. Üçü de birden girmek istiyor.. Kim oturacak, kim ayakta duracak diye çekişiyorlar. Uzun bir ağız kavgasıudan, bir sürü çalım ve küfür- den sonra, kısa boylu olduğu için, kanburun ayakta durmasına karar veriliyor.. Kanbur yerine yerleşerek ve nefesini İyona'nın ensesine doğru üfürerek ; — Haydi bakalım, çek!, diyor, indir kırbacı!, Vay senin ne güzel şapkan varmış yavrum! Bütün Pe- tersburg'u arasan daha fenasını bulamazsın !. İyona gülüyor: — Bi, hi.. ne yapalım öyle!. — «Ne yapalım öyle» ise yürü bakalım.. böyle gideceksek dürtüşlemek lazım galibe!. Uzun boylulardan biri : — Başım çatlıyor, diye söyleniyor, düv akşam, Dukmasof'ların evinde Vaska ile tam dört şişe kon- yak içtik. Öbürü çıkışıyor : — Bu kadar da atılır mı be, Amme da uyduru- yor sersem.. — Allah cezamı versin ki doğru. — Evet doğru.. Fili yutmuş bir yılan!. İyona gülüyor: — Hi, hi., Neşeli çocuklar.. Kanbur, arabacıya birden haykırıyor. — Hay Allah!, Ne diyeyim sanal. Yürüyecek mişin be mundar bherif!. Böyle mi gidilir. İndir kırbacı beygirel. Haydi! Şöyle adam akıilı indir!. İyona, arkada kanburun kımıldanan vücudunu hissediyor, titriyen sesini duyuyor, kendisine savru- Jan küfürleri işidiyor, gelip geçenlere bakıyor ve yal- nızlığın verdiği üzüntü yavaş yavaş içinde sükünet buluyor.. Kanbur, yakası açılmamış uzun küfürlerden dili dolaşmadıkça, yahut bir öksürük tufanına tutulma- dıkça bağırıp çağırmaktan geri kalmıyor. Öbürleri bir kadın bahsine dalmışlar.. İyona boyuna onlara dönüyor. Herkesin sustuğu bir andan istifade ederek bir kere daha dönüyor ve mırıidanıyor : Hep UYANIŞ — Bu hafta.. oğlum sizlere ömitir.. Kanbur, yeni bir öksürük tufanından sonra du- daklarını şilerek içini çekiyor: — Hepimiz öleceğiz.. Haydi sen yiirütmene baki, Arkadaşlar, ben bu biçimde daha ileri gidememi. Ne zaman varacağız yahut. — Ensesini okşa da biraz canlanaın!, — İşidiyor musun, Allahın belâs19, Yoksa boynunu koparırım!. Sana teşrifatila lakırdı anlatacakank yayan gitmek daha iyi!. anladın mı?. Sözlerimizle alay mı ediyorsun yoksa?. İyona, sırtına inen tokatların acısını duymaktan ziyade gürültüsünü işidiyor.. — Bi,hi.. diye gülüyor, Allab keyfinizi bozmasın!. Uzun boylalardan biri soruyor ; — Arabacı, evli misin gen. — Ben mif, Benim şimdi artık evim barkım kara toprak.. Hi, hi.. Mezar, mezar.. İşte bak, oğlum öldü, ben yaşıyorum.. Gel de içinden çık!. Ecel yanlış kapı çaldı.. Beni bulacak yerde oğluma gitti., İyona, oğlunun nesıl öldüğünü anlatmak için ve şeviriyor, fakat kanbur, derin bir nefes alarak ırı — Oh hele şükür gelebildik!. İyona, yirmi kapiği alıyor ve bu neşeli insanların loş bir kapıdan içeri girişlerine uzun uzun bakıyor. İşte yine yapyalnız.. Yine lakırdı yok. Bir ân yatışmış olan acısı tekrar, daha kuvvetle, içini par. çalıyor.. Dertli gözleri, yolun kaldırımlarını dolduran adamların üstünde.. Bu binlerce insanın içinde onu dinliyecek kimse yok muf. Adamlar, ne ona, ne de derdine aldırmadan geçiyorlar., Büyük acı.. Sonsuz &cı.. İyona'nın derdi, göğsünü yarıp da fırlasa bütün dünyayı kaplıyacak gibi.. Fakat bunun kimse farkında değil.. Bu dert öyle küçücük bir yere saklanmış ki, gün ışığında bile aransa görünmiyecek.. neşeli adamlarsınız!, -— Şonu 16 ncı sayıfada — Fİ 3 Güzel Sözler Gölge; ei en iyi tahlil âletimizdir. Ne ya- parsak, onu Bir filozof: <Dünya ve hayatı dolduranlar, İsli aynasıdır» demiş. Gülersek, gülerler; ağlarsak, ağlarlar. İnsanlarda üç maske vardır: İyilik-fazilet, fenalık -kötüluk, | gurur-haysiyet. Bunlardan birincisi ve ikincisi olmıyan namuslu adam çoktur; fakat üçüncüsü asla. Bir san atkör düşünmiye başladığı ve yağsa adileşir. Çok kere yazarken duya e saatsiz bir mesafedir ki bütün yeleli hükmeder. ar aşk ve şehvet işlerinde, daha ziyade, geye tari ler. Kadın; nankörlükten aşi anır, en ince bir kadına, en kaba bir ak a En ince şiirleri, nasıl gür sesimizle okuyorsak Seyfettin ORHAN | il *

Bu sayıdan diğer sayfalar: