7 Temmuz 1938 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 10

7 Temmuz 1938 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SERVETİFÜNUN » No. 2185—500 D' Antonio Canova'nın eseri ; İlahi aşk! Eser mi yok, gören mi? Türk sahnesindeki bu eksiği tanıyalım! İşidiyoruz, filân milletin 150, filân milletin 40 ilâh... tiyatrosu var, Böyle haberler karşısında insan gayri ihtiyari ola- rak kendi etrafını arıyor. Fakat bu arama bizi açı bir hakikatle karşılaştırmakta gecikmez. Bu hakikat nasıl acı almaz ki; henüz, itimadın hazla F kaynaşmasından doğan zevki tatmin edeceğine inan- dığımız tek tiyatromuz var. Bizde tiyatronun böyle eşsiz bir şekilde devam edegelmesindeki sebebleri düşünürken, kendi kendimizi şöylece sorguya çekiyoruz, Acaba bizde tiyatro noksanı sanatkâr artist kıt- lığından mıdır. Yoksa? Sahnelerimizde oynıyacak eser mi mevcut değildir. Eğer eser mevcut değilse tiyatro müellifi yok veya yelişmiyor demektir. i SANAT Birinci sorgumuzun hemen hemen bir vehimden ibaret olduğu kanaatindeyim. Evet sanatkâr artistlerimiz mevcuttur. Ve bu mev- cut gün geçtikçe artmaktadır. , Lâkin, İkinci sorgumuz bir vehim değil, hakikate uzanan haklı bir şüphedir. Tiyatro müellifimiz yoktur. Veyahut pek azdır. Bugün tek tiyatrolu memleketimizde sahnemize koy- duğumuz kaç telif eserimiz vardır. Şüphesiz ki, sayarken utanç hissedeceğimiz kadar azdır. Bu mukayeseler ve düşünceler arasında şöyle bir kuruntu da kafalarımızı sarsabilir. Tiyatro müelliflerimiz vardır. Ve bu müelliflerin eserleri mevcuttur. Lâkin, genç veya eseri tecrübe edilmemiş tiyatro müellifine henüz itimat edilmiyor, ve bu kuruntunun isbatı olmak üzere kitab halinde yıllarca evvel basıl- mış ve basılmakta olan tiyatro eserinin kitabçı vitrin- lerinden, bodurumlara, işportelere döküldüğü söy- lenebilir, Ve bu da haklıdır. Şu halde? Evet şu halde memleketimizde tiyatro işi henüz cid- di bir şekilde düşünülmemekte, ve noksanları, mah- zurları, ıslahı çareleri aranmamaktadır. Mukayese ve düşüncelerle varılan bu netice, öyle geliyor ki, bir hakikattir. Bu hakikatten lâzım gelen şekle doğru yürümeliyiz. Çünkü bu da bir sanat davasıdır. Bu istidatları keşf ve tecrübe etmeyide Türk salı- nesini bugünkü şerefli mevkie ulaştıran, rejisör Ertuğrul Muhsinden bekliyoruz. Değerli Rejisör Muhsin Ertuğrul ği

Bu sayıdan diğer sayfalar: