22 Eylül 1938 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 8

22 Eylül 1938 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

278 SERVETİFÜNUN Bn FI A ETA mn U Bir kusur.. Bir meziyet / Genç yazılarda, bir meziyet var: Samimi oluş, Bu, eskilerde, azdı. Genç yazılarda, bir de kusur: Âşırı samimiyet. Daha az hoş bir tabirle: Lâwbalilik, Bazılarında, bu ikisi beraber. Bazılarında ise, tkin- cisi, galib. Fakat! Mademki, cemiyet içinde yaşıyoruz. Ayıb- larımızı bularak, suralımıza çarpmak için, frsal göz- liyenler var. Öyleyse, en açık ve sâde konuşmamızda bile, ölçülü olmıya meoburuz, Bu, birçoklarımız için, biraz azâb da olsa. Kendini, en çabuk anlatan, bülün kurnazlığına rağmen en çabuk ele veren, kadındır. Kadın gözlerin- deki parılıda, dudaklarındaki gülüşde, sokuluşlarında, kaçışlarında, daima ölçülüdür. Daha açık, belki banâl bir tabirle, söyliyoyim : He- sablı |. Pakat, küçük bir tehevvür, bir heyecan, anlık bir ruh değişmesi, kadının bütün dış görünüşündeki bu ri- yazi dhengi, bozabilir. O vakit, gözlerdeki parıllının ar- dında, ikinci bir parılh, dudaklardaki tebessümün iğin- de, ikinci bir tebessüm yakalarız, Kadının asıl hüviyeti, Na. 319g—311 Kadın, tuvalet masasının başında, yahut da mul- bağında kendi kendineyken, gene asıl hüviyetiyle bera- berdir. Böyle zamanlarında, bazan bir şarkı tutturur, Bü şarkıda, onun bülün neşelerini, üzüntülerini, hüs- ranlarını bulmak kabildir. Bir kadın şairin, odasında yapayalmzken, kâğıda geçireceği birkaç mısra; mutba- ğında, yavaş bir sesle söylediği şarkı kadar, kendinindir. Bundandır ki, ben san'atkâr kadınların eserlerinde çok kere, sâde ve samimi kaldıklarına, inanıyorum. MuazszezKapi anoğlu'nun geçen haftaki Uyanışı süsliyen bir şiirinde bulduğum alı mısra, bu samimiyetin en güzel bir âhenk içersinde şekillenişini, gösteriyor : Yıldızlı bir karanlık sarıldı maviliğe Seni anlatmak için dalgalar gelidi dile: Köpükler bıraktığın boşluğu sile sile Bir uzak sonsuzluğa doğru sürükleniyor... e in e e MR e e e Sİ e e ei Bak, kızın yokluğuna ömrünü sara KATA Başını hasretine dayayıp dinleniyor! Bu kadar sâde bir itirafı, bir kadının kendi ağzım- dan aslâ işitemezsiniz. Bu iliraf, o, herhangi bir kadın- sa mulbağında yavaş sesle söylediği şarkıdadır, bir Muazcez Kaptanoğlu ise, bir şiirinin alh mısrada... bu ikinci parılıda, bu tkinci tebessümdedir. Kendi Sök Londrada bir kitab cemiyeti var. Mukannen bir ücret mukabi- linde, azasına senede çıkan 12 en güzel, şöhret kazanmış, revaç bul- muş kitabı sunuyor. Ayrıca, içinde edebi kıritiklerin, kitab haberleri- nin bulunduğu aylık edebi bir mecmuayı yollıyor. Bilginin hudu- du olmadığını, daha çok şeyler öğ- renmem icab ettiğini, öğrendikçe de cahilliğimi daha iyi anladığım- dan, aralarında bugünkü İngiliz edebiyatının en yüksek simalarının bulunduğu bir heyetin seçtiği ve umumi bilginin artmasına yarıya- cak bu her çeşit kitablardan isti- fade etmek arzusile, ben de bu ce- miyete yazılmış bulunuyorum. İşte bu kitab cemiyetinin gön- derdiği küçücük bir risalede, yal- nız İngilterede senede 16 bin ki- tab neşredildiğini okudum. Acı acı gülümsedim. Baskı, kâğıt, harf ba- kımından daha böyle nefis cildli, her cihetçe mükemmel kitablara kavuşacağımız günler çok uzak gibi. Yazan: ibrahim Hoyi Kütübhanelerimize doldurduğumuz eserlerde rastladığımız baakı hata- larından kurtulduğumuz gün, ina- nınız ki, bir kurban keseceğim. En titiz bir itina ile, ve Türkiyenin en yüksek matbaalarından birinde baatırdığım Tagore'in Bahçıvanında bile, öyle yanlışlar oldu, manâyı de- ğiştiren cümleler öyle sırıttı ki, eseri Türkçeye çeviren kendim olduğum halde, ben bile anlamaktan âciz kaldım. Varınız, kıyas ediniz. Oku- yucu ne hale gelecek !.. Bir aktörün kızı, bir muharri- rin karısı olan Âmerikalı kadın mu- harrirlerinden Daphne du Maurler, nin Rebecca isimli bir eserini oku- yorum, Bu romanda yepyeni bir teknik kullanan muharrir, kahra- manının ismini bize eserin 8On s&- tırna kadar söylemiyor; ve esasen kahraman, hikânin başladığı tarih- ten bir sene evvel ölmüştür. Kita- bı basan tâbi, engin bir itimat ile, eserde öyle orijinal bir taktik kul- anılmış, ve insan ruhu okadar kuv- Gavsi Halid Ozansoy Kendimiz Dikelim! vetle canlandırılmış ki, ilk ağızda 100 bin nüsha satacağım diyor. Yanlış okumuyorsunuz, aziz oku- yucularım. Tâbi ilk ağızda, bu eser- den 100 bin nüsha satacağına emin.. Nitekim İngilterenin en büyük ga- zetelerinden biri de Rebecca'yı, günlerce reklâmıını yaptıktan sonra tefrikaya başladı. Holivud stüdyo- ları, senaryoyu kapmak için birbir- lerine girdiler, En çok para veren sinema kumpanyası da en kuvvötli artisti Carole Lombard'ı baş role seçti. Söyleyiniz bakalım bizde en çok satılan, okunan, kabadayı eser acaba kaç bin tane basılmıştır 9.. Bunu Babıali piyasasının en kurt, en eski kitabcısınıu ağzından ben size haber vereyim: Bu eser, 10 bini bile daha tu tamadı; ki matbuatımızda bir re- kor taşkil ediyormuş. Allahu âlem bissavab !.. Nice göz nuru dökül- müş romanların BİR tane bile sa. tılamadan kilo ile bakkallara, ke-

Bu sayıdan diğer sayfalar: