27 Nisan 1939 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 3

27 Nisan 1939 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tacağı tabiidir, naslki öyle oldu. Biz arkadaşımızın bu mrada söylediği bir söz bana çok mühim göründü. Arkadaşımız diyordu ki; — Endişe ile ve barb tehlike- sile dumanlanan bugünlerde, Allah verse de bizdeki lüks ve süz meyli duran İ İşte Avrupada çıkan mu- harebe korkusundan © saman en bilyük mükâfatı görmüş oluruz. Buna gülüyorduk; fakat bu, gülünecek göz değil, gok yerinde bir eiitalen ve görüş idi. Süsün ve lökâün en büyük israf kapısı oldağuyiş aslâ şübhe yokdar. Bi- #İsh ata Bözlerimizde sise ve İsra fa meylin ne fena şey olduğunu gösterir çek bariz hakikatler var- dır. O hakikatlerden baba yeğit köylülerimiz hiç ayrılmaz, ve oğ- Aşama kepsinin ruhları ve kafalar) tdanrrufle, sâdelikle ve ölgüile im. Bn öğeyi Tailkat o kadar be Wzdiş ki dah ziyade anlatmağa “Bseçt yoklar; şehirlilerin israfına ve billkasin devlöi ve millet kese den fazla çönlerilik yapanları lar, örgeç kendileri dö istafa dü- şerler, mkıptışm uğrerler. Ötebüs yolunda devam eyli- , birli Na 2237542 Süs ve Lüks! yordu; lodoş rüzgârile yağmur şid- detle yağıyordu; son istasyona geldik. Köylüler, oradaki otobüs bekleme barakasında (sığındılar; ihtiyar cebinden bir dilim ekmek çıkardı; üzerine birkaç kuru üzüm koydu, yaşına göre çok sağlam olan dişlerile çıtır çıtır iarıyor ve yiyordu, Bu aralık, köyden çehre inmek tizere oraya gelen iki kadı- na bakıyorlardı. Bu iki kadın çok süslü idi, Tırnaklar kırmısı, saçlar ondületi, çorablar ipek ve baştaki şapkalar, saçların bir tarafına da- yanarak otuz santimetreden ziyade havalanıtıştı. Gelenler yağmurdan çok üztülmüşlerdi, ve birbirlerine, «gehe ondüle yapmalı !» diye söy- leniyorlardı. Şimdi işin köylü sâdeliğini, şe: dülaayon meylini bir alım ve soğuk kanlı- lıkla NG 5 konuşalım, Şanlı ve şerefli memleketimizin &on onbeş yılda kalkınma hareketi ferkalâğa mühim ve büyüktür. Fakat ben o kanaâttayım ki eğer bu hereketleri yaparketı köylü kar- . deşlerimisin görgü ve dtişlincele- rinden nümuneler alıp her yaptı- işde, bil- hassa bunların resmiyete giren israfdan kaçmağı, süs ve lüksü wümkün mertebe bir ta- rafa bırakmağı prensib ' yaparsak elimizde çok fazla maddi kuvvet toplanır ve bu toplanan fazla pa- ra ile kalkınma ve öanlanma he. reketini daha sür'atle ve daha bü- şük yaparız. Hem çok zaman ka- zağırız, Beyim kanaatim böyledir; babamdan böyle gördüm ve iyit- tim, Babapi İana şöyle derdi ; — Oğlum, senin damarlarında iki türlü kan vardır; biri benim büyük babamdan gelme halis Ana- dolnlu, Taşköprüden Sarac Tokgöz eğin Abdurahman ağa kanıdır. Diğeri ds Kadımşker kanıdır. Ka- nın kaynaştığı zaman birinciyi dinle, ikinciye kulak asma! Ahmed İhsan TOKGÖZ

Bu sayıdan diğer sayfalar: