4 Mayıs 1939 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 15

4 Mayıs 1939 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

382 SERVETİFÜNUN No. 2298—543 Kuyu Başındakı Dağ Çiçeği Kezban iki senedir askerde 0- lan yavuklusundan aldığı son mek- tubu, çınar altında etrafını saran arkadaşlarına okudu. Köy kızları sevinçle gülüştüler. Hasan üç gü- ne kadar geleceğini ve hemen dü- güne başlıyacaklarını yazıyordu. Bu habere hepsi birden el çırp- dı ve neler yapacaklarını konuş&- rak evlerine dağıldılar. Kezban mektubunu koynuna sokarak evine girdi. Üç günün nasıl geçeceğini, uzun âylar gör- mediği hasanına nasıl kavuşaca- gını düşünüyordu. Üç gün büyük bir heyecanla geçdi. Kezbau koynunda bir mus- ka gibi sakladığı mektubunu ok- şıyarak yavuklusunu karşılamayi düşündü. Şafakla beraber yola çıkmışdı. Hasanı ilk defa gördüğü kuyu ba- şına gidicekdi. Çünkü bu iki temiz insan ilk sevgiyi orada duymuş- İar, yuvalarını kuracaklarına ora- da sözleşmişlerdi. Hasanın, Ahmed isminde bir ağabeysi vardı. Onun babası ve annesi Olan bu büyük kardeş iki gencin birbirini sevdiğini an- layınca, Kezbanı annesinden iste- miş ve hasan askere gitmeden nişanı yapmışlardı. Hasan askerde iken, düğün he- diyesi olarak, kendi evlerinin ya- nına üç gözlü birde yuva yapmışdı. Karısı Gül de, bu yeni yuvayi özenerek süslemiş hazırlamışdı. Ahmediu üç yaşındaki oğlu Ali de emmisini deli gibi bekliyordu. Çünkü ona şeker ve yeni urbalar getirecekdi. Kezban bunları düşüne düşüne kuyu buşına geldi.. Söğüd dalla- rile gölgelenen taşlara oturarak gözlerini Hasanın geleceği yola dikdi... Kalbi çarpıyor, başı ateş gibi yanıyordu, meğer Hasanını ne çok seviyormuş o... Kendisi de buna şaşıyordu. Kuyubaşından geçerek işlerine giden köy delikanlıları dalgın dal- gın yolu süzen Kezbana takılıyor- lardı : — «Kezban abla!. Düğününde ateşli ateşli oynamak için keşkek bol olmalı1..» Güneş karşıki lâciverd tepeler- den doğmağa başlamıştı.. Köyün sürüleri çobanın önünde koşarak meleşiyorlardı... Çoban da Kezbanı görmüş, temiz yüzünde beyaz bir gülüşle kavalıyla bir aşk şarkısı çalmağa başlamıştı 1. Kezban bütün bunların ördüğü bu manzaraya öyle dalmıştı ki, Ha- sanın geldiğini duymadı. Çok ya- kında Hasanın sevgi dolu sesini duyunca sıçradı!. Hasan: — Kezban bak ben geldim! Diye kollorını açmıştı... Kezban da: — Hasan|.. Diye bağırdı... Birbirlerinin el- lerini tutarak susuyorlardı... Kezban: — Çok yorgun musun Hasan, dedi. Hasan gülerek: — Nasıl yorgun olurum Kez- ban, diye cevab verdi. Köyüne, Kez- banına kavuşan, saadete ulaşan bir köy delikanlısı yorgun olur mu Yazan: Ayten Öztoprak hiç h. Kezban seni bu kuyu ba- şında.. sevdim.. - Benim kadınım bu olacak - diye düşündüğüm za- man kalbim çarptı... Genç kız saadetten kıpkırmızı olmuştu.. Elele verip köylerine dön- düler!,. Hasan geldikte bir hafta sonra baharla beraber düğün başlamış ve bütün köy tek bir insan gibi koşmuş çalışmış eğlenmiğdi !, Aradan iki yıl geçmişdi. şimdi kezbanın iki yavrusu vardır. İkiz doğan bu minimıniler Hasanın kalbini sevinçle doldurdu.. “Öyle mes'udlardıkı İ.. Hasanla Ahmed işlerine giderler, Kezbanla Gül evde çalışırlar, Kezbanın annesile Alide çocuklara bakarlardı. Fakat bu saadet çok sürmedi.. birgün birbuçuk yaşını dolduran mini mini musacık haata bir yap- rak gibi soldu... Musanın ölümü ailenin ilk açısı olmuşdu... şimdi bütün sevgilerini gülsüme vererek Musanın acısını unutmağa çelişi- yorlardı. Bir ay sonra ikinci bir felâket yuvayi sardı. Gülsümünü annesine birakarak kuyuya su almıya giden Kezban, kimbilir, nasıl kuyuya düşüb bogulmuşdu !.. Kezbanın gelmediğini gören annesi kuyuya doğru koşarken, yolda Hasana rastlamış ve ona Kezbanın uzun zamandanberi ku- yudan dönmediğini söylemişdi. Hasan onu eve göndererek kendi-

Bu sayıdan diğer sayfalar: