15 Haziran 1939 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 15

15 Haziran 1939 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 #eymete Bakalım as #neö Sahifeden Devam — Meydana konmasıua mani olurdu. Kurada, mukasşdiia her hangi Mis eseri terki olmadığı için bu İiarlikle iktifa #diyorum. (Trakya tesihininy serapa hatalarla dolu bir bie olduğunu başka bir i ârlikla, ügraştağı işin Türk. ei hoktasından, ufak bir tarihini Yözdırtahilir. Fakat bunda itibar dayarına alinaenk en mühim me- ğe, etikete değil, ilme hürmet » Bn etikete aldanmak inden, Şirleşti Hayriyenin halâ tarihini çıkaramadığını, e, » Deniz Bankdada tarihinin halâ uy- Ma görüyoruş. Ve bu “kkemisde tarihcilerin bulun- madığı gibi garib bir zihniyetin amal” sebebiyet varişor ; 7 şok büyük bir Hatadır. tarihel vardır. Hattâ bu teiikçiler, Ahnanyadan getirt- #iğhniz mütehassulardan çok yük- aleme beraber, onlardan faydalı, daha mükemmel estlerde meydana getirebilirler. Kağiğ. 'Yarih Hneümeninin büyük bir gwiğdfat ile be mütehassıslar- dan yasdırttiğr ve kongrede gk (edşmtoılığın ve matbas- ealiğa âârihi) hakkındaki serspa molüan ve natamam yazıyı taranim- dayabiledek, ouun şahih ve dağru şeklini meydana koyabilecek ka- Namık Örkon, Cafer oğlu Ahmed, Hazan Danişmend ve bir çokları gi hi cidden tedkike müğtenid “ekler heşretmektedirler. Türk ve Ik tarihinde İbrahim Konya- büyük hizmetini kim inkâr lir 9 Getirttiğimiz mütehassıs- gok üstün arkeologlarımızın Remzi Oğuz gibi bulunma ME m Fakat bu ta- rikeiiasin bütün kusurları bir eti- kete s#ağib olmamalarıdır. En.bü- , yük köbehetleri de, bu ülkede gi SERVETİFÜNUN No. 2934—549 Omirostan Parçalar — 57 inci Sayıfan Devam — £y anne! Sevginle beyhude beni yolumdan alıkoymağa çelış- ma, çünkü çeviremiyeceksin, dedi. Gümüş ayaklı İlâhe derhal cevab verdi ; : — Ah oğlum! Sözlerin çok doğru; hem arkadaşlarını üzerleri- ne saldıran korkunç ölüm #fetin- den korumak şerefli bir iştir. Fa- kat o pırıl, pırıl yanan muhteşem tune silâhların şimdi Trovalılerın elindedir. Parlak tolgalı Hektör onları omuzlarında taşımakla gu- rurlanıyor. Mamafih bu zevkinin çok devam edeceğini zan etmiyo- rum. Çünkü ölüm yanı başındadır. Fakat sen her halde benim bura- ya geri geldiğimi görmeden Ares”- in kanlı işlerine karışma ben ya- rın Helyus yükşelirken ana şanlı Hefestoaun elinden çıkma şahane silâhlarla geleceğim. Diyerek oğ- undan ayrıldı ve kardeğleri olan deniz İlâhelerine dönerek ; ji — Ummanın sonşuz derinlik- lerine, babamız ihtiyar Nerenin mekânına dönünüz ona, keyfiyeti anlatıp benim yüksek olimpe çık- tığımı ve kudretli sanatkâr Hefes- tostan oğlum için muhteşem silâh- lar isemeğe gittiğimi söyleyiniz dedi. : Bunun üzerine kızlar derhal denizin dalgalarına karıştılar gü- müş ayaklı İlâhe de oğluna o asil , Gımız» vardır diyetler, doğmeları, ülke halkının ismini taşımalarıdır. Pek tabii olaruk da Almanların sehher, aldatıcı ismi bunların üzerinde yoktur. Bizim mütehassısa değil, bir inanışa ihtiyacımız vardır. İlimde etiketi değil, hakiki ilmi arayasak olur isek, getirttiğimiz mütehasâısları talebe -münzilesine ittdirecek, bir çok kıymetli varlık- ların aramızda bulunduklarına şahit oluruz. Şunu bilmelidir ki tarih için «bir mütehassısa ihtiya. kendi ci- haletlerini mütehassısların perdesi ile saklamağa çalışanlardır. En bü- yük aczimiz iş için insan değil, inşan için iş atamamızdadır! Bun- dan kurtulduğumuz zaman büyük- iüğümüzü görür ve anlarız. Rıza Çavdarlı milli silahları getirmek üzere olimpe doğru yükseldi, O olimpe doğru yükselince Yunanlılar ölüm saçan Hektörün karşısından yorgun ve perişan sahillerdeki gemilerine, Ça- nakkalenin kıyılarına doğru yığın, yığın döküldüler. Bu belleri güzel kemerli Yunanlılar Patrofilin ce- sedini cenk meydanından kurtara- madılar. Aynı zamanda bütün Tro- valılar de atlarile, cehgâverlerile, hiddeti bir alev gibi parlayan Hektöriler hep onun üzerindey- diler. Şanlı Hektör onu götürmek hırsile üç defa ayaklarından ya- keladı ve Yunanlıları gayrete ge- tirmek için en yüksek sesile be- gırdı. Fakat üç defasında da Ajakşlar şiddetli bir müdafaa ile onu cesedden uzaklaştırdılar. Bu- nunla beraber büyük bir inancla kendisine güvenen kahraman kâh ceige karışıyor kâh korkunç nâ- relerle olduğu yerde karşı koyu- yor, fakat hiç bir zaman geri çe- kilmiyordu. Tıbkı dağlarda çoban- ların gözleri dönmüş aç bir arsla- nı avından uzaklaştıramadığı gibi iki müdhiş cengöver olan Ajaks- lar da Piriyamın oğlunu Patrofi- lin gövdesinden &yırıp atamıyor- lardı. ' Hektör onu sürüklemek ve gö- türmekle şerefin en yükseğe ere- cekti. Olimpden Jüpiterin ve diğer İlâhların haberi olmadan Jono'nuu gönderdiği ayakları kanadlı İris süratle Aşile yetişip onünde diki- lerek uçan bir eda ile ona; — Kalk, insanların en korkun- cu olan Peleoğlu! Koş, gemilerin önünde Kendisi için müdhiş bir çid- detle çarpışılan Patrofilin cesedini kurtar. İki taraf birbirlerini yiyor- lar. Yunanlılar kurtarmak, öteki- ler rüzgârların surlarını döktüğü İlyon şehrine götürmek için uğra- şıyorlar. Fakat hepsinden fazla şanlı Hektör onu sürüklemek ve başını narin boynundan ayırarak bir kazığa geçirmek için yanıyor. Kalk artik, çadırından çık. Patrok- lu İlyonun köpeklerine oyuncak etme. Aziz arkadaşın ölüsü zelil olursa genin için zillettir, dedi. Çevikayaklı İlâhi Aşil derhal ona : — Devamı gelecek sayıda —

Bu sayıdan diğer sayfalar: