8 Ocak 1942 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 7

8 Ocak 1942 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| Amerikanın büyük mütefekkirleri | DANIEL WEBSTER | Yazan : M. Hulüsi DOSDOĞRU | Salisbury ye yakın bir eski çiftliğin konağında Amerikanın en büyük hatibi Webster 1782 de doğdu. Doğumundan 3 ay sonra Washington Ordusunda çalışan babası Kaptau Webster harpten döndü. Kaptan çalışkan bir çiftçi idi. Komşuları arasında hürmet ve itibarı vardı. Fakat hali vakti pek düzgün değildi. Çok nüfuslu ailesine kıt kanaat bakabiliyordu. Daniel silenin 9 uncu çocuğu olu- yordu. O çelimsiz ve hastalıklı bir çocuk olarak büyüdü. Çiftlikde çalışmak gücünü bir türlü kolla- rında bulamıyordu. Tarlada işliye- mediğinden değirmen için odun kesiyordu Daniel ailesinin kitab raflarında eline geçirdiği birkaç İsideli eseri tekrar tekrar okudu. İncil, Şekspir, Milon, Addison, en fazla okudukları idi. Ondaki ki- taba olan merakı sezen zeki Kap- tan ber ne pahasına olursa olsun oğluna iyi bir tahsil göstermeğe azmetti. 14 ünde iken babasi genç ve okumaya can atan Daniel'i giftliğin ihtiyar atına bindirdi ve Ezter'deki Phillipp Akademisine götürdü. Orada hususi bir tahsil- den sonra Darmouth Kolleje tam delikanlılık çağında girebildi (1797 son baharı) Derhal söz söyleme kabiliyeti ile etrafın dikkatini çek- ti ve sınıfının en iyi talebesi oldu. Bilâhare tedricen 1801 de Salisbu- ry'de bir dava vekili ile hukuk çalışmasına koyuldu, Fakat bira. deri Ezekiel Webster'i de babası yetiştirmek istediğinden her iki- sine birden para bulamadı. Dani- el plânını değiştirdi Freyburg ve Moine de muallimlik etti. Ve bü- tün kazancını Ezekiel'e gönderip onu olsun yetiştirmeğe çalıştı. Böylece kardeşinin mektebini bi- tirmesine yardım etti. Kardeşi tahsilini igmal edince Daniel tek- rar hukuk çalışmasına döndü. Ve Boston da bu işi de tamamladı. Sonbahar, ey munis çehre Sonbohar, sen misin gezinen bahçemde ? Yaslı bir gelin gibi hezin ağlayışlarla.. Bilsen, ne ümitlerle beklemiştim baharı Yazdan ne olmaz şeyler beklemiştim... Yalnız senmişsin, beni terketmiyen ömrümde, Ey vefakâr tanıdık, munis çehre; Uzan hâtralarımın enginine Ve beni teselli et bütün musikinle Sonbahar, affet beni, affet ki çocukluk yıllarında Senden daima uzaklaşmıştım şen olmak için.. Düşünmemiştim bir anne kadar eşsiz olacağını Ve başımın, bir gün düşeceğini dizlerine... Geçti o günler.. Neş'e ve kırlangıçlar Terketti beni fırtınalı bir iklime Ve bir tek sen kaldın başucumda Ey vefakâr tanıdık, munis çehre.. Şinasi ÖZDEN Onun ilk pratiği New Hampe- hire de Boscawen de oldu. o git- tikçe mali vasiyetini doğrultuyor ihtiyarlıyan babasına da yardım ediyordu, Babasının ölümünden birkaç sene sonra Porismouth'a heraket etti. Orada derhel bir ku- tup olarak göze çarptı ve 1813 de kongreye intihap edildi bu tarib- den ölümüne kadar Webster daimi olark hükümet işlerile uğraştı. Kongrenin hitamından sonra ikin- ci defa olarak seçildi. Bir aralık Bostona gelip svukstlık yaptı. Bu sırada meşhur Dartmouth kolleji- nin New Hampshıre hükümete karşı açtığı davayı kazandı. Bil&- here Massachusetts kongresine 8e- çildi. ve takriben 30 sene sonrada hükümete vakil, meclis 8zası oldu. Cümhur Reisi olmak için uğraştı. Daniel Webster, Amerikanın hatta mübalagasız bir söyleyişle dunyanın en büyük hâtiplerinden biri idi. ( Hacıların karaya çikms- sının İki yüzüncü senei devriyesi) 1820. ( Bunker Hill ) 1825 ( Adam ve İeffersan'a methiye) 1826. ( Hayne'ye cevap) 1830 da A- merika birleşik devletler senato- Bunda söylemiştir. Ye yaşlarında Webster de o küçüklük zafiyetin- den eser bile tl Bea iki metreye yakın, geniş vö muazzam bir göğse malik kitlevi bir alnı olan koyu ve derin bakışlı gözleri ve siyah saçları ile tam mânasile etrafa heybet ve kudret saçan bir şahıstı. O söz söylemeğe kalktığı zaman âdetâ karşımndakilere em- rederdi. Harikulâdı kelimeye göre Ayarlanmış ağır ve yüksek tonlu gesile Herkesi inandırır. Hiç kimse onun söylediklerine itiraz etmek cesaretini o konuştuğu müddetçe kendisinde bulamazdı. Zaten ko- nuşmaaa bile bakışlarile yüzlerce binlerce, yüzbinlerce insana bâkim olurdu. Meşhur İngiliz mütefekkiri Carlyle onun hakkında der ki; “O bir parlamento Herkülüdür. Ve tek başına bütün dünyayı peşinden şürülkiyebilir.,, 89 — Servetifünun — 236B

Bu sayıdan diğer sayfalar: