5 Şubat 1942 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 5

5 Şubat 1942 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Cahit Sik Öarancı HAKKINDA Yazan : Şahap Sıtkı « Ne doğan güne hükmüm geçer, Ne halden anliyan bulunur, Ah aklımdan ölümüm geçer.. » Henri de Rögnier Baudelaire in eseri «Les fleura du mal» in bir tabıua yazdığı mukaddimede: ©... Şüphesiz ki sana hayret veren bu kitabın teknik tahliline girişmeye- ceğim, Filhakika bu nevi etüdler zahiri katiyetlerine rağmen beyhu- dedir. Bir şairin procede'lerini tah- lil etmek, terkip yollarını anlatmak niye yarar. Bu araştırma ne kadar ileri götürülürse götürülsün, daima anlatılamaz, dehanın sırrına erişi- lemez. En iyisi sadece kitabı aç- mak ve şiir kaynaklarının en güzel en üstadane ve en derin bir şekil- de ifade edilen, canlı mıaraların ruhunu dinleme kür... b Ne tahlil ve ne tertip yoliyle bir sanat eserinin anlatılamıyaca- gına, sanatkârla kari arasına gir- menin beyhude bir gayret olacağı- na kaç defa işaret edilmiştir. Hu- gusiyle tülden ve köpükten örgüsü, kelimelerin ahenk ve imtizacıyle yazılan şiirin im ne dereceye kadar mümkün olur? Fakat en milk kari: şiiri kari- idir. Unutuldu zannettiğimiz mıs- ralar, bir gün belki bir tedai ile hatırımıza gelir de Ealbimizin kor- kunç bir sızıyle yırtılıp kanadığını ve oradan şaire tükenmez Bevgi meribaınin aktığını duyanz. Ben Cahit Sıtkı hakkında ne yazabilirim 9 Henüz çocuk denecek yaşta şiire giren, yine çocuk denecek a şiir ilahlarını bir bir tanıyan, ardan emsalsiz şiir lezzetini ta- Dm e Sıtkı hakkında ve ya- zabilir Cahit Sıtkı şiir için neler feda etmedi? Bir adamki hayatın sevinç- lerini o kadar yorgunluk ve zah- metler pahasına satın alır ve yap- tığı pazarlıktan memnun olacak Hâtıra - Tarık Özker'e - Bir yaz geçti gözlerde, Bir de sonbahar. Bir insan doğdu, büyüdü, Bir insan sevdi, konuştu, Bir insan ki, bikarar. | Bir yaz geçti gözlerde, & Bir de sonbahar. Gavsi OZANSOY derecede kendinde hayat zevki kuvvetlidir. Nasıl bu adamın en büyük mükâfatı edindiği bu zevk ise Cahit'in de en büyük mükâfatı feda ettiği şeyler namına, yazdık- larıdır Benim söyliyeceklerim bilhassa çok sevdiğim Cahit, yaşadığımız devrin şiirine ne getirdi. Yarının şiirine ne ilâve edecek. Bunun tahlilini yapmaktır. * LL Cahit Diyarbakır'da kalsaydı belki yine şair olurdu Cahit Diyarbakır'da kalsaydı belki de, yeknasak günlerin sikın- tısı içinde iplik bükmekle meşgul kadınları teselli eder, yahut sarı çizgili al donlu oğlanlarla Diyar- bakır surlârında dolaşırdı. Daima insan ve hayatı hareketle dolu Cahit İstanbul'a canlı ve taze in- tibalarla geldi. Sonra edebiyata samimi ve fakat zaif şiirlerini top- ladığı “ Ömrümde suküt, ile girdi. “ Ömrümde suküt,, da: hiç bir zevk ve inceliği ihtiva etmiyen parmak hesabıyle yazılmış, düzgün ye kafiyeli şiirler vardır. Bu şiirlerin çoğu vezin ve kafi- yelerin beyhude yükünü taşır. O vezin ve kafiyeler ki, san'at ve şiire vasıta olamayıuca, sadece ma- nis halinde kalırlar. Netekim : Söylemek istiyoruz çıkmıyorki sesimiz Benim mi, önlorın mı, aten kimin kabildir Birbirine karışıp gidiyor nefsimiz... Gibi doldurma, vezin ve kafi- yesinden başka hiç bir tarafı ol- mıyan mısraları, gençlik safvetiyle muhtevadan ziyade dışa ehemmi- yet verildiğini gösterir. Soura ; Kar yağıyor, yine kar, mahşer gibi ar... Mısraında, kelimeler ölü bir haj- de uzanıp yatmaktadır. Cahit henüz şiirin lafız san'atı, kelime san'atı olduğuna tamamen inanmamıştır. “ “# Memleket Garp anlayışında şi- ire ne kadar hasreti. Ne kadar yeni ruhta şiir istiyorduk, Cahit'in «Gece bir sebep değli, belki bir neticedir.» mıgraı ile biten Şiiri çıktığı zaman, Yahya Kemal'in, Nurullah Ataç'ın bütün «Ömrümde Suküt»dan da iki uzun makele Peya mi Safanın bahsettiğine şahit olduk. Halbuki, «Ömrümde suküt> da Çahit : Gençlik tahasşüslerini ya- zıyordu, Basit romantikti. Henüz taklit ediyordu. Asıl şairi şair ya- pan mısra güzelliği,nede kül gü- zelliği mevcuttu. San'at fikri da- gınık, mizacı geniş Tomântizme münhemikti. Şiirlerinin kuruluşu, yapılışı itibariyle de saifti. Lisan buruk, hattâ bazı yerlerde Türk- çenin zafına şahit oluyorduk. Ev ince ve zarif hayaller kötü anla- tılıyordu. Buna mukabil muhay- yile bütün enerjisi ile çalışmakta idi. Bu sıralarda: “Maziyi yada daldığım zaman,, başlıklı ve: Renkler renklere renkleri ekler Olurken içim renklere mahşer. Gibi basit şlirler vardır. «Uzak bir iklimde» ve «zaman bir kuşak gibi» şiirleri Ömrümde Suküt'un oldukça kuvvetli, iyi söylenmiş ye akiki şair, "arak şiir endişe- sini m başlıyan ibtiraslı ve ateşli şair, yalnız kemale kendini verir. Nasıl aşk insanın kuvvetin- den ziyadesini isterse, şiir de böy ledir, Mihnet çekmek mi lâzım çek» meli, Sevmek mi lâzım, niçin ol- masın. Artık Cahit Sıtkı da insan zatını keşfetmiştir, şiirlerinde fikir zenginliği, mısralarında saltanat başlamıştır. 135 — Servetifünun — 2372

Bu sayıdan diğer sayfalar: