5 Şubat 1942 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 8

5 Şubat 1942 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tedkik di! gisi FECR rl Yazan : İ| cahide BAŞOL a. Fecriâti'de nazım — Hâşim'in Şiirlerindeki âlem — Hâşim, Fransız sembolişt çair- lerini okudu, münekkitf Remy de Gourmont'un fikirlerini benimse- medi ve tabir caizse hazırlığını «Mercure de France» mecmuası neşriyatında yaptı. 1908 den dgonra senbolik şiirlerini muhtelif mec- mualarda neşre başlıyan Hâşim, derhal nazarı dikkati celbetti. O- nun Servetifünun'da çıkan Emile Verhaeren adlı makalesinden al- dığımız satırlar, sembolizmin tarifi hakkında R. de Gourmont'un fi- kirlerini nasıl kabul ettiğini ve Verhaeren'in şiiri nasıl gördüğünü anlatması itibariyle mühimdir. “Sembolizm efkâr mücerrede- niu temsil ile ifadesi demek ol- makla beraber aynı zamanda (ede- biyatta şahsiyet, san'atta serbesti, kavimdi gayri kâfiyenin terki, hüs- ne, teceddüte hatta garabete doğ- ru bir li (43) suretinde tarif olunabilir Yörküören'i in şii'ri bu tarife ta- mamile mntabı Onun şiirlerinde «Sema bildi. ğiniz sema değildir; etrafınızdaki Sular » aksi eham gurub ile titre- yerek mâhmur ve püç ahenk ce- reyan eder. Rüzgar sizinle konuşur. Süküt sizi dinler. Eşcar, feyzi hayatı, zev- ki gnrur ve uzleti size tekrar eder. Gümüş böcekler, ziya çiçekler, 8ize bir zarfı mehasinde gizlenmiş hs- yata raptolunmak için, taze bir ümit takdim ederler. Silsileyi me- rasim, şuh ve seraeri bahar, bay- gın ve sevdaperver yaz, mağmu- nun ve mütefekkir hazanı, sonra kış, vahşi ve çılgın kış» görülür. Bütün sembolistlerde görüldü. gü gibi Verhaleren'in de eâtı il- hamı gece ile iptidar eder. Akçam üstü geniş ovaların, yolların, tepe- lerin çecer ve haceri üzerinde te- kâsüf eden eflâtın sis Verhaceren'in rengi eş'arını teşkil eder. » M3) R. de Oourmont'ın târifi, 138 — Servetifünun — 2372 Son söz XXIII Haşim de bütün bunları benim- semiş görünür, Onun da “şuyubir uyku neşidesi okuyân gümüş bö- cekler» i, bizimkinden bambaşka mevsimleri vardır. Haşim'in ilk devrelerdeki şiir. lerinde lisan Edebiyatı Cedide li- sandır. İfade Fikret'in vardığı pu- russüz ve mükemmel şekilden u. zaktır. Yer yer vezin ve hafiye lâübalilikleri görülür. Mesela Ha- gim «mahfuzum» ile «ölüm, ü, ge- nig ile «toplamış, ı hefiye yap- makta beis görmez. Fakat teknik cihetlerinin zayıflığına mukabil sşlir» tarafı çok kuvvetlidir. «Haşim'in (1912-1908) arasında yazdığı ve bir kışmını 1921 de “göl saatları» nde topladığı şiirle- rinde bazı serbest nazim deneme- leri de görülür. «Serbest müstezat,, ismini verdiği (44) bu nevi'de faz- la israr etmemiştir. Haşim'in bizimkine benzemi- yen bir Âlemi vardır. Bu âlemde öğleyin : « Yeşil nurlarda büyük giçekler uçar, gümüş böcekler okur âlem bir ne- şidei köp » «Yollar, adlı şiirde onun bir hayal beldesine, bir ideal beldeye hasret çektiği görülür : «Bir lâmba hüznile Kısıldı altın ufuklarda akşamın gü- inciden Söndü göllerde aksi girye - veşi Gecenin avdeti sükünile . . . Yollar Ki gider kimsesiz, tehi, ebedi, Yollar Hep birer hattı pür * süküt oldu Akşamın sinei gubarında. | nlar Hangi bir beldei hayöle gider Böyle sessiz ve kimsesiz şimdi * Haşim kendine sorar: “O belde (44) Bu şiirleri > Saatlarır nde bu isim altında toplamıştı. Hangi bir kıt'ayı muhayyelede ? Hangi bir nehri olür ile mahdut ? Bir yolun yer midir ? veya mevcut, Fakat bulunmayacak bir o melâgı hülya mı? , Bonra buna cevap verir: “ Uzak Ve mavi gölgeli bir beldeden cüda kalarak, Bu nefyü hicre müebbet bu yerde mahkümuz. Haşim, ömrüm yalnızlığını bü- tün kuvvetiyle duymuş bir şairdir. ehi nisan , bunu ifade eden satırlarla doludur. Bu şiirde Haşim in ruhunun bütün bedbinliği görü. lâr: “ Hep gift idi karşımda: kamer, encümü eşcar Bendim yalnız ordaki bi hemşeri bidar ; Durgun suya baktım ve dedim : Ah! ölebilsem, Mâdöm ki yok ağlıyacok mevtime kimsem... » Bu devremin Ahmet Haşim'in aml “göl saatleri,, nin küçük tas- virlerinde aramak lâzımdır. Haşim ozamana kadar Türk Edebiyarında görülmemiş. Nadir ve müstesna bir ruh haletipin mahfazası olan bir peyzajı ne bir tabiat görüşünü şiirimize getirmiştir : “ Gurubu hun ile peyverde - ruh olan kuşlar Kızıl kamışlara, yakut âba konmuşlar; Utukta bir seri maktuu andıran güneşi Sükütu gamla yemişler ve şimdi doymuşlar. » Haşim sembolişttir. Hülyasını etrafa, günün, saatin, mevsimin değişikliklerine sirayet ettiren Ha- şim, içtimai bir mevzuda şiir yaz- msk istediği zaman bile aynı sem- bolist nesçi kullanır. Maamafih san' abtinde içtimai ilhamlar o kadar az ve kapalıdırki bazen Şiirinin — Devamı 143 ncü sahifede —

Bu sayıdan diğer sayfalar: