8 Ekim 1930 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

8 Ekim 1930 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ye-- « Son İ Y .SON“POSTA Posta,, nın Tarihğ_Tefrikası: İZ HAREM DEHLİZLERİNDE ŞU KOSKOCA TOPKAPI SARAYI ACABA KAÇ YILDA YAPİIL-| Halledilen Bilmecemiz MIŞTIR? BU, BİR TARİH MESELESİDİR, FAKAT KIZLARAĞASI, GÖZ YUMUP AÇINCIYA KADAR, YAPILDIĞINI SÖYLÜYOR !... — Beşir, Bu Ne İştir?... O, Hafız Beşirin himayesine uğrıyarak hünkârın tasallutun- dan kurtulduğuna kani idi. Fakat haremağasının göster- diği mucizenin mahiyetini an- |- hıyamı u. Bu adam üçler- diıı gi?rd yedilerden mi, kırk- lardan midi? Gösterdiği ke- “yamete nazaran erenlerden ol duğuna şüphe — yoktu. Lâkin mertebesi ne idi?.. Gülnihal, işte burasını takdir edemi- yordu!. Kızlar, henüz o sabah pa- dişahın — çirkinliğini — haykıra haykıra söylediği halde ce yarısı gene o pak oy- nuna kabul olunan yoldaşla- rını — söyletemeyince h:dıht, başka bir plânla maksada vâ- ııla.ş olmak Ledilcr. Gülnihali sinirlendirecek sözler söylemiye ! koyuldular. Artık ona hitap etmiyorlar, aralarında konu- şuyorlardı. Kimi Hünkârın onu kovmuş olacağını ıâylüyu:i ıf'ı; mi padişahın — yanına deği mutfağa filân götürülmüş ol- ması ihtimalini ileri sürüyor, bir kısmı da “karamanın ko- yunu, yarın çıkar oyunul,, te- ü ile ertesi eğlenceli iddia Halbuki beri tarafta mühim münakaşalar cereyan ediyordu. Üçüncü Osman, başta kızlar ağası olduğu halde bütün söz sahibi kölelerini yanına topl- arak macerayı hikâye etmiş, ıendisini vuslat — sofrasından aç kalkmıya icbar eden meş'um sesler hıkkındıl:it fikir edin- İ ltenmiş idi. "ankâr, o müthiş gürültüle- rin dışardan işitilmeyişine bik hassa hayret ediğ:rdu. Hele oda kapısında bekliyen nö- betçi — kalfanın — uyuyakalışı, kendini son derece hiddetlen- dirmişti. Asmaktan, kesmek- ten, iğa vurup denize at maktan bahsediyordu. Bir çoğu henüzuykusersem- liğinden — kurtulamıyan köle_- ler, elleri göğüslerinde, padi- şahin atıp tutuşunu — dinliyor- lar ve iki türlü korku geçiri- yorlardı. Korkunun biri efemr dilerinin kendilerini — cezalan- dırması ihtimalinden doğuyor- du. İkincisi ve daha kuvvetlisi, odada duyulan “ses,, ten ileri geliyordu. Sasi işitmiyen köleler, sesi işitmiş olan adamdan fazla korkuyorlardı. jıünkü onlar, adığına esa- sarayın tekin sen ü bir takım zavllı- lardı. Aı::ı. akıllarının erme- diği, eremediği bir nokta vardı. Saray tekinliğine tekin olmasa bile zatı şahanenin cinler tara- fından — rahatsız. edilmesine imkân yoktu. Zira hünkâr, onların itikadına göre, yalnız beni ademin değil cin taifesi- nin de padişahı idi. Halayıklar ondun —ayağını — uvuştururken ri lnıLrı da daha hususi Eımeıler ifa ederlerdi. Cin taifesinin sarayla müna- sebeti ve padişahlara merbu- tiyeti, zavallı kölelerin zumun- ca, sarayın yapıldığı tarihten başlardı. Onlar, nesilden nesile intikal eden rivayetler dolayı- sile, Topkapı sarayının cinler tarafından ve bir anda yapık dığına — inanıyorlardı. Meşhur Tursun beyin (1) yazdığı ta- Ti)Tursun Bey e ki aa lami Turasina- dir! - meşhur kalramanlarımızdan Cebe Sindenidi. YS DAİA ll mah, Barbetimnizg. (çihi 'mütaakle gehrin güzel tarih bırakmıştır. Bu tarih, yazma olarak Ayasolya kitapanetindedir. rihe, Kızlarağalığı yapmış kö- lelerden biri uzun bir şerh yazarak bu efsaneyi kendin- den sonra gelecek köle takı- mına bir hakikat olarak dev- retmişti. Tursun B. eserinde Topka- pt sarayının yapılmasından bah- sederken aynen şöyle diyor: (Arap ve Acem ve Rumdan mahir mimarlar ve mühendisler getirip kendi aklı kâmili mimarının irçadile ax müddet içinde bir sarayı Ali vücude geldi.) Kızlarağası, bu fıkrayı şu şekilde şerhediyor: : PJAHı kâmilden murat, cinler işahının yapıp getirdiği re- simdir. Saray, işte © resim üzerine yapılmıştır. “Az müddet içinde,,nin manası “ Lemhatül- basar ,, dır. Sarayı hümayun “Göz yumup açinca yapılmış- tır!,,) Şimdi üçüncü Osmana da bu tekerlemeler tekrar olunu- yordu. — Kızlarağası, — büyük bir âlim edasile anlatıyordu. — Şevketlim! Sana malüm- dur ki sarayı hümayun tekin ğildir. Ceddin Fatih, Istan- bulu gezerken bu sarayın bu- lunduğu yere geldi, kulağına ziri zeminden acıklı bir feryat çarptı. Ceddin dinledi, dinledi. Bu sesin beni Âdem sedasi ol- madığını anladı. Yedi evliya kuvvetini kullanıp sesin sahi- bini yetmiş yedi arşın toprak altından yer yüzüne çıkardı. Meğer o cin padii oğlu olup bir Rum papası tarafın- dan sihirle buraya gömülmüş imiş! İşte © şehzade, ceddi- nin İütfüne karşılık olmak Ü- zere bu sarayı yapti. Memul- dür ki senin de duyduğun ses, böyle bir seda ola, iyi saatte olsunlar, belki cülüsün şerefine donanma yaptılar, e- t:nndiıı hoş görünmek işte- ler. Üçüncü Osman, başını ladı | — Bana hoş görünmek |is- tiyen —teres, adımı hoyratça anıp “bre geri git, mi der, yatak odama hayvan sürüsü mü doldurur? Senin sözlerin masal. Bu işe makul bir sebep bul- mak gerek, ( Arkası var| Zeynel Besim B. rZ'asriİı Ediyöor Halk Fırkasına Dönme- dim, Diyor İzmirde Hizmet gazetesi sa- hibi Zeynel Besim Beyin Ser- best fırkadan çekildiği işae edildi. Dün bu hususta malü- mat vermiş, mektupları neşret- miştik. Zeynel Besim B. bu şayiayı ( Hizmet )te neşrettiği bir makalede şu suretle tas- sih ediyor: Bir Şayia “Cuma günü bir şayia çık- mış: Güya ben, Serbest fir- kadan — istifa — etmişim ve Cümhuriyet — Halk fırkasına geçmişim . Evvelâ — Serbest istifa... İstifa için iltihak lâzımdır. Şayiayı çıkaranlar benim Ser- best fırkaya resmen ve imza- mı vererek intisap ettiğimi nerden biliyorlar veya hangi neşriyatımdan anlıyorlar ki is- tifamdan bahse kalkışıyorlar? Saniyen iltihak... Cümhuriyet Halk fırkasına iltihakıma gelince: Bu iddia büsbütün gülünçtür. Sebebi: Benim Cümhuriyet Halk fırka- sından infikâkim esbabını bü- tün memleket biliyor. Ben pro- gramla mücadeleye girişmiş değilim. Sadece tatbikat saha- sındaki işlerle ve fırkanın teş- fırkadan kilâtile mücadeleye giriştim, Mutemetler saltanatına hücum ettim. İnhisarların — aleyhinde yürüdüm. Mali siyaseti tenkit ettim ve nihayet zamanla halli lâzımgelen kısımları ileriye b rakarak hiç olmazsa mutemet- ler saltanatına derhal nihayel verilmesini istedim. Cümhuriyet Halk fırkası bü- tün bu dediklerim hakkında fırka grupunda kat'i kararlar almış, hatta ilân etmiştir. Mu- temetlikleri yıkmış, teşkilâtı bizzat halka istinat ettirmek den elbet te çok memnunum, İstifamdan evvel istediğim bu mühimmeler bilfil tatbik sa- hasına intikal etmeden benim “mani zail olmuştur, memnu avdet eder,, diyerek Cüm- huriyet Halk fırkasına avdetim nasıl mevzubahsolabilir? Mesele bundan ibarettir ve Hizmet bildiğiniz gibi müstakil ve neşriyatında hür gazetedir. Dava bitsin ki alt tarafı kon şulabilsin...,, b Hizmetçi ve Süt Nineler Belediyenin İktısat müdürlüğü hizmetçi ve süt nineler gibi müstahdeminin — teçsiline ait talimatnameyi ikmal etmiştir. Yakında — belediye meclisine verilecektir. 1234567 891011 ©ON OU WW Yeni 12345678 91011 Bilmecemiz Soldan Sağa, Yukardan Aşağı: 1 — Meyva (5) sol elini kulla- man (5) 2 — Makbul (3) sopa (3) 3 — Rütbe (4) ummak (4) 4 — Güzellik (2) bir hece (2) $ — Doymuş 6) 6 — Zabıta memuru (5) 7 — Pislik (3) 8 — Rakam (2) nota 9 — Parlak kum: (ücğıht.(ü 10 — İsyan eden (3) işaret (3) 11 — Bir hayvan (5) eli sakat(5) delerinde Ağaoğlu Ahmet Beyin ( 1926 ) Da Başvekile Verdiği Rapor: 3 | Baş tarafı 1 nci sayfada| GÜL O halde kuvvetli hükümet yapmak istiyen bir muhit, yu- arda kaydettiğimiz hayırha- hane murakabe usulünü temin etmelidir. Bu esas alelhusus bizim gibi hakimiyeti milliye düsturunu kabul ederek ecüm- huriyet şekli idaresini filen tatbik etmekte bulunan bir millet için elzemdir. Fakat Bu Murakabe Nasıl Temin Edilebilir? Bunu temin edecek makam, fırkanın divanıdır. Fırka divanı, reislerin bilâkaydü şart itimat ettiği zevattan teşek- kül etmelidir. Bu suretle teşek- kül ettikten sonra, artık bu divan hükümete ve fırkaya ait bütün meseleleri bir hürriyet ve serbestii tam içinde müza- kere etmek, duyduğu ve müşahede ettiği hataları, idare- sizlikleri, yolsuzluklari bilâper- va divan içtimalarında tetkik eylemek ve bunlar hakkinda kararlar ittihaz etmek salâhi- yetleri ile mücehhez olmalıdır. Bu suretle idare eden fırka ayni zamanda murakabe va- zifesini de üzerine almış olur. Böyle bir mürakabenin mule- dil olıcıîı tabiidir. Samimi- yet ve hayırhahlığından da şüphe edilemez. Vereceği se- mereler ise muazzamdır. Bir kere murakabenin mevcudiye- ti Cümhuriyet esasını takviye eder. Sonra- halk böyle bir murakabenin — icra edildiğini hissederek — mutmain — olur ve daha sonra fırka aza- sı böyle bir — murakabe- nin mevcut olduğunu hisse- derek kendilerini daha ziyade ihtiyat ve teyakkuzla idare ederler. Yukarda arzettiğim sui hak — ELHAMRA| SİNEMASINDA Hasılat rekorunu kırarak gösterilmekte olan AŞK VALSİ şayanı hayret Viyana operetini teminen ancak birkaç gün daha devam edecektir. Yarınki çarşamba matinesinde ALKAZAR SİNEMASINDA İstanbulda ilk defa olarak BİR FAHİŞENİN HATIRATI Pek açık ve 18 yaşından dun gençler tarafından görü- mesi tehlikeli bir filim olduğundau bunların teşrif etme- meleri rica olunur. Çılgınlık - sefahat ve işünuş âlemleri - | çıplak kadınlar - umumhaneler. Bu filimde gösterilecek ga- H yet açık ve lâubali sahneleri görenler kendilerini kaybe- | deceklerdir. ea Yarın akşam MELEK sinemasındı İLK GALA MÜSAMERESİ EBEDİ SERSERİ | (Der Unsterblich Lump) Nam muzikalı, sözlü ve şarkılı şah- 4 eserle veriyor. JOE MAY'ın eseri İ olup GUSTAV FROLİCH ve LİA- | NE HAİD tarafından temsil edilen bu fevkalâde filmin mevzuu: VİYANA GRAND OPERASsında ve rilen bir opera müsameresidir. Bu / gala müsameresi için fiatlarda zam- miyat yoktur. Biletler evvelden tedarik edilebilir. Biğe Başlıyor w Sevda yaratan, Şen gözlerinin nuru, Kaderdenmi gibi çok sevimli eserleri büyük — bir — muvaffakiyetle — plâkta okumuş — olan — kıiymetli — muganniye ( Safiye ) Hanımı bu perşembe- den itibaren Mulen Rujda dinleye- bileceksiniz. Şimdiden tepşir ederim. Zade İbrahim Derviş |— Sinematar — herkesin görebilmesini | F - | * KALP İdare : İstanbul, Nurnosmaniye Şeref sokağı 35-37 Telefon: — İstanbul - 203 Posta kutusu: İstanbul - 741 Telgraf : İstanbul SÖON POSTA wei Herzenim 374 T4 .'! ' ABONE FİATI TÜRKİYE — ECNEBİ 1400 kr. — 1Sene — 2700 ka. 740 , 6Ay 1400 ,, w « Bi 800 , 150 » 300 , Gelen evrak geri verilmez. İlânlardan mesuliyet alınmaz. lere meydan vermezler ve ni- hayet meclis ve matbuat ta |Ş yavaş yavaş hakiki murakabe- || nin neden ibaret olduğuna alışır ve bizde de normal bir ' serbesti hayatı tekevvün eder, Ağa oğlu Ahmet SON BİRLEŞİNCE | GARĞBR Ş | P. yu — .7 -vURn'ı / p ü | | A — ç $ © ğ £ $ * L

Bu sayıdan diğer sayfalar: