22 Ekim 1930 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

22 Ekim 1930 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA Sayfa 7 —a0 aa | KUMBARA Alınız ve taliinizi deneyiniz HARETA' FNŞ Türkiye İş bankası kumbara alanlar arasında senede iki de- fa kura çeker, Her defasında altı kişiye bin lira mükâfat verir, MÜSABAKAMIZA İŞTİRAK 22 Teşrinievvel İttihatçılar Divanı Âlide Hesap Veriyorlar... EDEN — KARİLERİMİZ.. || Perşembe Gününden Bulgaristanın İstanbuldaki Sefiri İtibaren " Kuponların Müfrit Bir Harp Aleyhtarı İdi.. NENİZ / SADA Şuhalde Sofyaya Bir Heyet Göndermek İcap Ediyor. ret ettiler ve sefire şu nokta- Kumbarası olan- dar senede iki defa talilerini deniyebi- takdirde, gayri muntazır ah- lirler ve 500 lira Sabık Maliye nazırının, har- ilâm — arifesindeki — işlere Sit Üşaatından bilhassa Rus bududuna bususi keyetler gön- esi ve Mısır cephesinde ker tahşidatına girişilmesi bayretimizi bir kat daha art- uştı. Bütün bu işler Vükelâ Meclisinden babersiz olarak arbiye nazırı Enverin emrile Yapılıyordu. Cavit B. bundan sonra bir- itini takip eden hadiseleri Aalatmıya başladı: — İngiltre sefiri on eylül ihinde Mısır hududunda ya- Pilan tedarikât hakkında muh- telif mahallerden aldığı rapor- Ya istinaden Sadraazam Pa- Hinın nazarı dikkatini celbetti. * buna dair — gönderdiği hotanın bir suretini de ayrıca ana gönderdi. Reis İngiltere sefirinin bu Botasının mahiyetini anlamak İstiyordu ve sordu. — Bu notanın münderica- dan bahsedermisiniz? - Gavit Bey saklamıya lüzum Rörmeden nota mündericatını Okudu: < C Bu notada deniliyor ki: Suriyede Mısıra karşı yapıl- Mmakta olan askeri tedarikât hakkındaki endişelerimi - şifa- ©N size arzetmiştim. Bu istih- Zatat, seferberlik nelayicinden Simak üzere memaliki Osma- f"y_"’în her tarafmda yapılan Rtihzarata hıyas edilseydi ses Sikarmıyacı Halbuki — İngilterenin düş- nlarının hükümeti Osmani- ğ:-“ ansızın yapılacak bir hü- _"' ile (Süveyş) kanalından ı..?.';" ve uburu gayri mümkün Mmecnunane bir teşeb- —?'f sevketmekte - olduklarıni )iııy'" ve bunlara asılsız şa- Yördi gibi ehemmiyet vermi- üm, Fakat son aldığım ra- Borlar işin ciddi olduğunu ba- dek_“lleı'mekledir. ( Kudüs » 'Mknhmlosumuı pek yakın- a karşı ciddi bir ha- !iııi“-ı askeriye vukua gelece- İstidlâl etmektedir. Mısıra N bir tecavüz ile Almar î_.':" teriki olmak gibi Tür- İ Menfaatlerine bu kadar haz © Muhalif bir meslek itti- . e_tmp!qen tevellüt edecek ıi:,*y.u zatı fehamet penahi- Kat bilhassa nazarı dik- Tni celbetmek isterim. , ei “:“' Bey notayı okumuş, "ı'"w Ben düşünüyordum : )..quMidıki şu kat'i ifade O ada — sadrazam, — nasıl Tn kıı.:::;?dl neticeye lâkayt _î::"k Dazır, hiçbir. suale z kalmadan devam etti: asını da arzedeyim ki 'enini bidayetinde İn- 'unmuştu ; Ümeti, muhare- hak bir biarli müddetince mut- muhafasa ettiği val ve şerait zuhur etmediği halde İngiltere hükümeti Mı- sırı ne ilhak etmek, ne de Mısırda bugün cari olan hal ve şekli tebdil eylemek niyetin- dedir.,, Bitaraf kaldığımız müddetçe rahatımızın bozulmıyacağı sabık nazırın ifşa ettiği şu nota ile de anlaşılmış oluyordu. Cavit B. bundan sonra Bulgaristan, Romanya ve Yu- nanistan ile olan münasebatı- mız hakkında tafsilât verece- ğgini söyliyerek devam etti: — O zaman burada bulu- nan Bulgar sefiri Mösyö “Tu- şef ,, harbin şiddetle aleyhtarı idi. Gerek — Türkiye, — gerek Bulgaristanım harbe girmeleri, her ikisi için de vahim neti- celer tevlit edeceğini söylüyor- du. Sonra ağustosun birinci günü Talât ve Halil beylerle Enver Pş. Alman sefirini ziya- Bir İntihar Reşitpaşa Vapurunda Bir Tacir Kendini Denize Attı Dün Karadenizden gelen Seyrisefain idaresinin Reşitpaşa vapurunda bir intihar olmuş, Erzurumlu tüccar Mahmut bey kendisini denize atmış ve ce- sedi bulunamamıştır. Muhmut bey Erzurumda ticaretle meş- guldü.. Fakat son zamanda işleri fena gittiğinden iflâs etmiş, İstanbula — yerleşerek çalışmıya karar vermişti. Fakat vapurda şiddetli bir sinir buh- ranına tutulmuş, iki defa ken- dini — öldürmiye — kalkmıştır. İkincici defasında silâhla haya- tına kastetmiştir. Her dîıfıqmııındı müdahale edilerek — kurtarılan — biçare adam nihayet gece saat ikiye doğru kendini kaldırıp denize atmış, cesedi bulunamamıştır. Vapurda bir çocuğu ile zev- cesi bulunmakta idi. Bu münasebetle hatıra gelen şudur: İki defa hayatına kasteden bu adam, muhafaza altına alınarak Üüçüncü bir defa ha- yatına kast etmesinin önüne geçilemez mi idi? Fatih üçüncü sulh hukuk bâ- kimliğinden: Aksarayda, Taşka- sapta Mollagürani mahallesinde ikinci sokakta 15 No. h hanede sakin iken hastalanarak berayi tedavi Bakırköy — hastanesinde tahtı tedavide bulunan Ahmet Şükrü bey zevcesi Üsküplü Hil. miye Hanımın hacrila valdesi Fe- hime Hanım vasi tayin edildiği alâkadaranın malümu olmak üze- re ilân olunur. Dr. MİMİDİAN Göz - burun - kulak - boğaz mütebassısı Avrupadan avdet eb miştir. Beyoğlu İmam sokak 2. 'Tek B. O. 2934 muayene saatleri 10 - V ve 1548 yı bildirdiler: ye için harbe girmek mümkün değildir: İş bu noktaya gelince he- pimiz dikkat kesilmiştik. Esa- sen reis bunun ehemmiyetini anlamış ve derhal sormuştu: — Bunu bir teklif üzerine mi söylediler? Cavit Bey tasdik etti: — Tabü, dedi, çünkü A manlar bizi her vakit sıkıştı- rıyorlar, “Harbe girinzi,, diye mütemadiyen — teklif yapıyor- lardı. Biz de o gün akşam üzeri Sadrazam Sait Halim paşanın yalısında toplandık. Arkadaşirdan bazıları Bulgar sefirinin, hükümetinin Efkârma terceman olmadıgını söylediler, Bunun üzerine Bulgar hükü- metini başka suretle düşün- dügünü zanettiklerinden Talât ve Halil beylerin ( Sofya ) ya izamlarına karar verildi. Pastırmalâr Mevsimle Beraber Fiatları artıyor... Son günlerde sucuk ve pas- tırma fiatlarında tedrici bir yükselme vardır. Fiatlarda ge- çen seneye nisbetle yüzde 30 kadar bir fazlalık ek- tedir. Bir sığırdan çıkan mub- telif 23 parçadan müteşekkil elli, altmış okkalık bir pastır - ma denkleri toptan okkası 110 ile 130 kuruş arasında satıl- maktadır. Erzurumdan getiri- rilen çemensiz kuru pastırma- nn okkası 70 ile seksen ara- sında muamele görmektedir. tah kuru sucukların okkası 70-75 kuruştur. Bu fiatların bir miktar daha artacağı tah- min edilmektedir. Rusya İle Ticarı Vaziyet Rusya ile aramızdaki ticaret mukavelesi yeni safhalar arz etmektedir. Ruslar bizden mal alırken evelce kabul edile emtia lis- tesile mukayyet tutulmalarını ve —şayet liste — meselesi bertaraf edilirse maselâ on milyon yerine bir milyonluk alacaklarını ileri sürmüş- lerdir. Tarafımızdan Ruslara kabul ettirilen liste limon, portakal, zeytin, zeytinyağı , sovan gibi mallar ihtiva etmekte idi. Bu sene Rusların cihan piya- sasında zaten alıcısı çokm yün, pamuk, tiftik, susam gibi mallarımızı çekmek istediğine hükmedilmektedir. Halk Bilgisi şubeleri Halk bilgisi derneği tara- fından şimdiyo kadar (18) vila- yette şubeler açılmıştır. Bu sene bu teşkilât kazalara ve nabiyelere de teşmil edile- cektir. armu eden — karilerimizin — huzuruşda çekilecektir. TAŞRA KARİLERİMİZE GELİNCE.. herhangi bir mazeretlerine mebnl mat- baamıza gelemiyecek olan karilerimiz Upuştinlmiş. bir zarf koyacaklardır. ? — İdarehanemiz bu. barilertmizin vesika makamında sumarayı — kendilerine — gönderecek, kutuya atılacak bileti de Notere vere- rek kutuya attıracaktır. $ — Numarayı — gözdermekliğimiz için adresi yazlmış ve — pullanmış alelüâde bir zarf kâfidir. Pakat te- sadilfen — kaybolmaması — için — arfın taahbödlü mektuba göre pullanması- m ve içine de taahhüt — Ücretinin kendi xzarflarının Üzerine “iki - takım, İğaretini — koymalıdır. EKSİK — NÜSHALARI TAMAMLIYABİLİRLER İstanbul karilerimiz için eksik nüsbaları matbaamızdan tamam- lamak her an için mümkündür. Taşra karilerimizin ise her eksik kupon için matbaamıza gönde- recekleri mektubun — içine pul koymaları maksadı temine kâfidir. Eksik kupon — gönderen- ler ve adreslerine yazılmış pullu zarf koymayı unutanlar, üzerinde Son Posta damgas bulunan ku- ponlar da kabul edilmiyecektir. KUR'AMIZDA Piyankonun çekilmesini müte- akip ikramiyeler derhal verilecek, isimleri yazılacak ve müsaade | ederlerse resimleri de — basıla- caktır. MÜRACAAT SAATLERİ Sabah dokuzdan on bire, öğleyi müteakip dörtten sekize kadardır. Haymana'da Yangın Haymana, 17 (H. M.) — Haymana'da Medrese mahalle- sinde Emvali metrukeye ait olup Kürt Ömer isminde biri- nin oturduğu evden yangın çıkmış, ev yıkılarak muhakkak ve büyük bir tehlikenin önü alınmıştır. AA Pulatlı'da Bir İntihar.. Pulatlı, 18 (H. M.) — Pu- latlıda baytar Haşım B. aile geçimsizliğinden dolayı taban- casını beynine sıkarak intihar etmiştir. İhsan Dr. Horhoroni B_z.y:;ğf;. nbıhlm#ıhnfîı%r Bu kuralardan biri bu ayın ba- şında Ankara merkezimizde çe- kildi ve altı kişiye 1000 lira ve- “ildi. Bundan sonraki kura 1931 senesi nisanında çekilecektir. Fa- kat o kurada kazanabilmek için 1 kânünuücvvel tarihine kadar kumbara alınış bulunmanız lâzım- dır. Bu kuradan istifade etmek ve taliinizi denemek istiyorsanız kumbaranızı şimdiden alınız. Kum- baralarımız bedavadır. | kânunu- evvel gelmeden kumbara alınız. TÜRKİYE İŞ BANKASI HAKİKİ HAYAT HİKÂYELERİ: Mezarda Yirmi Dört Saat Beni Cin Mi, Peri Mi Zannettiler? — ğn Bereket versin mezarım çok derin kanlmamıştı. Başımda bir avuç toprakla beraber inezirdün “Tdiçani Arladım. Yer yüzüne çıktığım vakit etraf gündüzdü. Baktım, ortada, hiç kimse yok. (Çıkarken kefenim mezarda kalmış. Elimle tahta- ları iterek onu aldım, kefeni iki kat yaparak örtündüm ve koştum. Korku ve heyecandan ne tarafa doğru gideceğimi şaşır- mıştım. Esasen nerede oldu- ğumu da bilmiyordum. Oldu- ğum yerde yarım saat kadar eturdum, aklım başıma ge- dakika kadar ötede, şebrin minareleri görünüyordu, İlgaz givarında olduğumua "anladım? Köyüm iki saat kadar uzaktı. Bütün süratimle koştum. Ak- şama iki saat kala köye girdim. Çeşme başında elimi, yüzümü yıkadım. Dönerken, omzunda testile çeşmeye gelen komşu kadınlardan birile karşılaşmış- tım. Kadın yüzüme büyük bir şaşkınlıkla baktı ve kendi ken- dine birşeyler söylendi. Ben çıplak kıyafetimden utanarak koşup kaçtım. Eve geldim. Kimseler yoktu. Elbiselerimi giydim, Beni çeş- me başında gören kadın, koş- muş, köye benim sağ olduğumu haber vermiş. Bu habere çocuklardan baş- Kapımın önüne bir sürü ço- cuk doldu ve: — A.. Hurşit, Hurgit... Di- ye bağıra bağıra evlerine ko- şayorlardı. On dakika sonra odanın ka- kırk elli köylü dolmuş- tu. Bana bakarak: — Cadı, cadı.. Diye bir- birlerine gösteriyorlardı; hiçbi- ri içeri girmiye cesaret ede- miyordn. Hatta “vurun, öldürün,, di- yenler vardı. Bu sırada Keziban geldi. Ağlamaktan — gözleri yumruk gibi şişmişti. Birbirimize sarıldık ve hün- gür hüngür ağlamıya başladık, Keziban dedi ki: — Benim — içime doğ Ben senin öldüğüne bm inanmamıştım, mutlaka gelir, diyordum. Nihayet köyün hocası geldi, dualar okudu, köylüler yanıma yanaşabildiler. Sonradan öğrendim ki, jan- darmalar — beni — döverken, bayılmışım, beni merkebin üs- tünde İlgaza getirmişler ve hükümete yolda hastalanarak birdenbire öldüğümü bildirmiş- ler. Doktor beni muayene et- miş, fakat bir türlü öldüğüme dair rapor vermemiş, cesedim yirmi —dört saat kalmış. Ertesi gün, akrabalarım ha- ber alarak gelmişler, beni bir tabuta koydurarak köye götür- müşler, yıkamışlar, ve namazı- mı kılarak mezara gömmüşler. Yirmi dört saat mezarda kal- mışım. Öldüğümün ertesi günü asker- lik şubesine o yolda malümat verilmiş ve kaydım yapılmış. Artık bir daha beni ne aradılar, ne sordular. Şimdi biçbir yerde kaydım yok, Biraz eşya ile beraber, Kezibanı yanıma alıp İstanbula geldim, bir buçak senedir ra- hat yaşıyoruz. Mezara girip çıktığım için hiçbir. şeyden korkum yok. Ölümden bile, SON meydanda

Bu sayıdan diğer sayfalar: