18 Ocak 1931 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

18 Ocak 1931 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Komite, İstanbulda Büyük Bir Facia SON POSTA Oynamıya Karar Veriyor... Hakkı Mahjuzdur Bu hakikate — vâkıf acı olmak üç kalbi bir noktada | irleştirmişti. Bu — hadiseden Sonra Hristofor, Babik ve hacı Nişan, gene bu küçük Odada başbaşa vererek konu- Şurlarken, akıllarına gelen en kanlı cinayetleri bile çok hafif uluyorlardı. Vahakın ortadan kaybolması Üzerine komite riyaseti hacı Nişana tevdi - edilmişti. adam da ötekiler kadar Sa- binle alâkadardı. Esasen uzak- 'an akraba oluyorlardı. Sivasta doğan ve büyüyen Nişan aslen Kafkasyalı idi. Bir aralık akrabalarını gör- Mek için “Nahcıvan, a gittiği Zaman Nişan, Sabine Vaftiz. babası oldu. Sonra da, dinsiz Hris- toforun dindar karısını küçük Sabinle Kudüse götürerek Hacı Oldu. Buna binaen, Sabinin ö- lümü, hacı Nişan için de bir Z derun olmuştu. Şimdi, bu üç şahıs kendi- “ine ait kıymetli bir hayatın *önmesinden —mütevellit kini, Milli bir intikam ile karıştırı- Yor ve bütün İstabulu bir kan Ve ateş dalgası içinde boğmak *stiyorlardı. Âyni zamanda, komite de Yeni yeni emirler veriyordu.. U emirlerin tertip ve ihzarına 'acı Nişan memurdu. Komite, *Peyce zaman onu Sivastan İtanbula naklettirmiş ve Artin Vahakla teşriki mesai etmesi tmrini vermişti. Sivas ve havalisinde gös- terdiği — faaliyetle komitenin Mazharı takdiri olan Hacı Ni- #an, İstanbula geldikten sonra Artin Vahakın çok kıymetli bir muavini olmuştu. Her İşte kendini çok — güzel Vahak, Hacı Nişanı bir maske Bibi kullanıyordu. Daimt temas | Ve ziyaretlerin nazarı dikkati telbetmemesi için Hacı Nişana bir lokanta açıldı. Lokantaya herkes gelebilirdi. Binaenaleyh | Zabitanın nazarı dikkatini cel- tmezdi. _Bu suretle işe girişen Hacı işan, az zamanda ( Hınçak ) | 9mitesinin nâzımı oldu. Ko- Mitenin &maline hizmet ede- ll"erek şahıslar buldu, Faa- “Yete koyuldu ve Artin Va- akın — ortadin kaybolması ©rine de onun boş bıraktığı Mevki doldurdu. Şimdiye kadar komite; yal- "'ıı efradımı çoğaltmak, onlara lm'i"wkl ve (Troşak) gazete- K îkutmılı, fikirlerini hazır- & nakla meşguldü. Fakat şimdi, “ülâl) emirleri de veriliyordu. r'—ı'nbulv!:ı çıkarılacak bir. ka- -_ımlıklı ecnebilerin — nazarı ş skatini celbetmek, Osmanlı ? Tatorluğunun nekadar <> ve kudretsiz olduğunu ::;:;.-'mı; lâzım — geliyordu. oluda, Ermenilerle meskün el __Rıuîıillcrd:. Ermeni çe- ü Tinin yaptığı ufak tefek çotnlar buna kâfi gelmiyordu. Snkü feyan çıkan mahallerde, Bu | Sabin yeni doğmuştu. | saklıyan | HSAĞ halk hükümet- ten daha evvel (| davranıyor — ve bütün bu fedai çetelerini, ayak altında — ezilen ehemmiyetsiz bir kıvılcım gibi bir anda sön- dürüveriyorlar- dı. Halbuki Av- rupa ve bilhassa Londra — daha büyük bir ha- reket bekliyor- du. Bunu na- zarı — dikkate alan — komite, Anadoluda par- layıp sönen bu | kıyılcımların müsmir — olamı- * yacağımı düşün- dü ve — bim- lerce ecnebinin görebileceği İs- tanbul sahnesin- de, büyük bir haile — tertibine karar verdi. (Arkası var) Yazan: Ziya Şakir Ozamanki Ermeni tı hrikâtını yapanlardan Partogomyos Efendi e. eV y . . * stifade ediniz 1 — İlin 3 satırı geçmiyecektir. ? — Her matır 4 kelime hesap edi- kecektir. 3 — Her lâm 5 adet Üüm kuponu mukabilindedir. 4 — Her 3 sıtırdan fazlasına 2 kupan ilâve edilmelidir. $ -- Her kupon Üzerledekl tarihten İ bir bafta müddetle muteberdir. ş SÖON POSTA yı okuduktan sonra ilân kuponunu - saklayı- nız. Bundan 5 adedini — ilânınız ile birlilde bir zarfa koyarak posta ile idarehanemize gön- deriniz. İlânımızın gazeteye gir- mesi için bu kadarı kâüfidir. — SON POSTA < BEDAVA İLÂN KUPONU 18- Kânunusani -1931 BİÇKİ ı)mg DERSANESİ — Pan- galtı, Cedidiye Besten apart. No 30 - 3 Fanteri, tayör, mezunelere maariften gehadetname. ESk OKUYUCUL Bugünden itibaren menfaatlairi nüyersanız — ve gazetelerinizin evii dükkâmürza, dalrenize kadar muntazam bir şekilde gelmesini isliyorsanız Horuz oğlm tcaretanesine müracaat edinie. ZAYİ — Tatbik mührümü zayettim. Yenisini alacağımdan eskisinin bükmü Sofular caddesi Kİ n Börek, peksimet, bi Gzmesi, sössa helvası, aşure genç- Ka çe ihtiyarlar için çok İezvetle ve zevkle yenir. işll. oNti istasyonu - İzzet Ka ae aa $ Mahile T Dünkü î.ik Maçlarının Neticeleri Hasan Feci Surettç Yatalandı Müsabakala;îğeşiktaş, Ğ;latasaray Ve Fenerbahçe Takımları Kazandı Dün Taksim stadyomunda birinci küme maçlarının ilk oyununu Beşiktaş- Süleymaniye oynadı. Beşiktaşın 1- 5 gale- besile biten bu oyunda Süley- maniyeliler iyi oynıyamadılar. Buna mukabil Beşiktaşlılar da tehlikeli rakipler karşısındaki gibi bir kudret gösteremediler, Geçen hafta Fenerlilere karşı oymyan Beşiktaşla dün Süleye maniye ile çarpışan Beşiktaş arasında sınıf farkı vardı. Vakıa hasmın derecesi oyunun işti- hasız oynanmasına sebep ola- bilir, fakat oyunun cinsine tesir etmemesi İâzımdır. Esasen dün galip bir vazi- | yette olan üç takım da oyun- larının cinsi itibarile düşük- tüler. Beşiktaş muhacimleri olduk- ça — muvaffak olmuşlardır. Fakat geri hatları iyi işlemedi. Galatasaray-Anadolu Maçı Galatasaraylılar müsabakayı (9-0) kazandılar. Yukarda yaz- dığımız. gibi bu oyunda da galip takım, kendinden bek- lenen oyunu oynıyamadı. Mü- nasip bir şekilde ve gayretli oynasaydılar, gollerin adedi hiç olmazsa on ikiyi geçecekti. Kemal Faruki istisna edi- mek şartile Galatasaray hücum hattı, fırsat kollamakta, hücum açmakta çok beceriksiz gö- rTündü. Çekilen — şütlerin — ekserisi körlemedendi. Topu ayağına alan muhacimler, sanki sıkış mak için yer kolluyorlardı. Maçın dokuza karşı - sifir gibi büyük farklı neticesi hücum hattının çok güzel bir oyun oynadığımı yalnız kâğıt Üstünde gösteren bir ifadedir. Sahadaki hakiki oyunn gören- ler Galatasaray muhacimlerinin dünkü oyununu vasattan yük- sek görmemekte haklıdırlar. Fenerbahçe-İstanbulspor Dün İstanbulspor bilhassa müsabakanın ilk on dakikasinda Fenerlileri — şaşırtacak — kadar düzgün ve güzel “ oynadılar. Seyirciler bile, şampiyon ta- kım müdafaası içinden 'ayan İstanbulsporluların oyununa hay- ret ediyorlardı. Bü iyi oyaadıkları - müddet zarfında iki tane de mühim fırsat kaçırdılar. İlk golü Fe- ner kalecisi kurtardı, ikinciyi de çeldiler. Bu kaçırılan fır- satlardan sonra İstanbulsporun oyununa bir ümitsizlik geldi. Tecrübeli ve daha usta ©- yuncuların — derece — farkları, hakimiyeti Fener tarafına ge- çirdi. İlk on dakikadan sonra Fenerliler cılız. bir kombine- zonla ilerledikleri halde ok ve dukça muvaffak - oluyorlardı. İstanbulapor — oyuncularımın yorgunluk farkı da her dakika daha büyüyordu. Çünkü Fener oyuncusu herhangi bir vaziyet- te on metrelik kuvvet sarfe- diyorsa, buna mukabil karşı taraf yirmi metrelik sarfetmek mecburiyetile daha fazla yo- rulmuş oluyordu. Bu fertlerin ayrı ayrı tefev- vuk farkının tevlit ettiği fazla yorgunluk takımın heyeti umu- miyesinde de görülemiye başladı. Fener de tabit surette hakimi- yeti elde etmiş oldu. Birinci devre (0- 1)le ni- hayetlendi. Maamafih bu golü tanbulspor, kalecinin hatası yüzünden nahak yere yedi. Topu uzaklaştırdıktan sonra arkası rakiplerine dönük ka- lesine koşan kalecinin kaleye yarmasına — vakit bırakmadan Fener hafbeki Sadi bir vuruş- la topu boş kaleye soktu. Kazalı Devre İkinci devreye gayretli baş- hyat İstanbulspor, oyunun mü- Vazenesini temin etmiş bir şekilde devam ediyor, Fener hücüm hattını azim ve gayret- le durdürüuyor. Fakat — bir gol daha yapılmasına mani olamıyor. Oyun sonuna yak- laşıyor, iki gölle iktifa etmek istemiyen Fener muhacimleri gayretlerini artırdılar ve oyunu sertleştirdiler. Bir topu kesmek için çıkış yapan İstanbulsporun merkez muavini Hasan B., ayniza- manda topa çıkan — Fenerli Muzafferle çatıştı. Dehşetli bir tekme ile karışık bu çatışma neticesinda Hasanı yerde bay- gn gördük. Oyunun son dakikalarında olan bu müecssifj kaza fena bir tesadüfle gene Muzafferin di- Bu Sütunda Hergün Nakleden: Server Bedi — İKİ ÇOCUK Bir bahçe. İki çocuk. Biri kıx, yedi yaşında; öbürü oğlan, sekiz yaşında ve baş başa vermiş, resimli bir kitaba | bakıyorlar: Altın elbiseli prens- | ler, paçavralar içinde dilenci- | ler, askerler... Ne güzel! Resim- | lerin altında yazılı masalların geçtiği tarih, ne uzak! Fakirlere içecek su veren bir güzel kadın resminin altın- | da şu yazılı: * Daima mükâfat beklemeyiniz, iyilik | yapmanın sevincinden büyük | mükâfat olamas!,, | Çocüklar gıdıklayıcı renklere | bakıyor, yazıları oküyor arada bir esniyorlar. Hiç gülmüyorlar. Etraflarında hiç kimse yok. - | Tenha bahçe. Yaz günü. Yap- | rak kımıldamıyor. Kız çocuğu sarışin, zayif, boğazında iki yara izi var. Parlak gözleri, berrak ve tor- tusuz iki kadeh su, dudakları- | nn kenarında, çok balıkyağ içmiş çocukların hazin tebes- sümü, Erkek çocuk esmer, daha sağlam yapılı, bahriye elbisesi giymiş. Biraz canlari da sıkılıyor. Hergün, hayat, bu. * Uzakta, bahçenin parmak- lığı önünde bir gürültü oldu. Birkaç adam koşuştu, bir ikisi öfke ile bağırdı. Sonra... süküt. Parmaklığın kapısı görün- mez bir elle açıldı. Küçük kız sordu: — Kim girdi içeriye? — Kimse girmedi. — Girdi, girdi, bak, bir zinden çıktı. Dört ay evvel de Suphiyi | ayni oyuncu böyle bir çarpış- madan sonra iskarta etmişti. Suphi hâlâ oyun oynıyamıyor. Gayri kasti ve ihtiyarında olmıyarak arkadaşlarını sakat- hyan Muzaffer, eminiz bizim kadar mütcessirdir. Bu kazadan, Hasan gibi genç bir oyuncunun ucuz kur- tulmasını temenni ediyoruz. Zavallı çocuk, hastaneye yatı- rıldı. Muayene eden doktor sol baldırı ile midesinin sol tara- fının tamamen ezildiğini söyle- miştir. Böyle bir kazadan son- ra da üç dört ay oyun oyna- mak güçtür. Değerli bir genç oyuncumu- zu daha kaybettik. Buna istemiyerek sebebiyet weren Muzaffer nekadar şans- sızmış. Bu — mücssif kazayı müteakip oyun beş dakika devam etti ve neticede Fener 2-0 kazandı. iyilik — yapınız, | ve | köpek! Kenarlardan — yüzüyen yaklaşan büyük bir k gördüler. Kulakları ve kuyru- gu kısa, dili sarkmış; arka a- yağı topallıyor. Tüyleri pas renginde. Kız çocuğu dedi ki: — Zavallı köpek, onu döv- müşler ! — Bak, etinden hyor. kan dam- Köpeğin arka bacağından kan akıyordu. Tüyleri çamura ve kana bulanmış. — Zavallı kuçu di kız. — Zavallı kuçu kuçu, diye kuçu, de« | tekrar etti oğlan. İkisi de merhametle, merhametle köpeğe lardı. çok bakı he Hayvanın — gözlerinde garip bir hümmanın parıltısı vardı; Bazan çok vahşi, tatlı bakıyordu. Küçük kız: — Belki de susamış, dedi Oğlan: — Ben su getireyim, dedi ve uzaklaştı . bazan çok Suyu getirdiği vakit köpek ortada yoktu. Erkek ço & kız kardeşine sordu: — Nerede ? — Okşamak istedim, par- mağımın ucunu isırdı, kaçlı. Fakat kimseye söylemiyelim e mi? Sonra onu bir daha döverler. — Söylemiyelim. Dur ben senin parmağını üfliyeyim. Oğlan kızın serçe parmağı- n Üfledi. Köpeğin kuduz bilmiyorlardı. Tesçil Edilmiyen Müesseseler İstanbulda 25-30 bin mües- sese vardır. Bunlardan 10 bini gerleri değildir. cili ticaret, müd- delumumiliğe müracanta karar vermiştir. Sicile kaydedilmiyen müesseselere ceza tarhı iste- necektir. Ekler Tiyatrosu , Yuuna — Opereti Kontes Maritsa Yarın matine 16,80 da (Sokak Kadını) Atina öpereli 3 perde, Akşam aat 21,15 te Viyano epereti ( ORLOF ) olduğunu Yeni Neşriyat Türkspor Türkspor dün çıkan 16 1ncı sayısile beraber okuyucularına yfalık resimli bir de sine- ma ilâvesi takdim etmektedir. Yani her haftaki mütenevvi ve cazip yazılarla Darülfünu- numuz hakkında kuvvetli bir tenkit makalesile mektepler- deki spor faaliyetlerile yapıla- cak Türkspor ıuplıı maçları- nin — tafsilâtile ve resimlerle dolu 20 ııylidan ibarettir. Büyük Ve îyı Meyva İsterseniz Ağaçlarının — böceklerin tahribatından — kurtarınız. için kış mevsiminde Bunun ağaçlarınızı NİVOZİN Hle yıkayınız" Ea münasip zaman şimdidir. Bir püskürgeç le yapraksız ağaçlar kâmilen — yıkanır. Kutusu 1 liradır. Yegüne deposu Sirkecide Horasancıyan hanınde Drogeri santıral doriyandır. Rivezin / Etkim Lid. Ş İSTANBUL

Bu sayıdan diğer sayfalar: