31 Mayıs 1931 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

31 Mayıs 1931 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

. .. Sözü, Ortada artık ne disiplin Ne ne de askerin sevk İdaresinde başlıca rolü ifa itaatten eser vardı. kendini bilmez, cahil, olduğu nisbette küstah atkı kadar da ablâk- sürünün indinde yalnız ken- ni meydana getirdikleri he: birini biçti. Hatta Mrsuz kuvvet vardı. ie HİEIZ bade- teselsül (edecek (kanlı M'aları ve. neticelerinden, ici Muradın zâfı ve dev- e dalarak elindeki i idare etmesini bilmi- Mecnunane siyaseti mes'ul- e TfEEeTİE Padişah yasağı üç gün sürer inde ve avam arasında zamanlara kadar gelmiş ve idaresiz düstur cü Murat devrinin meş'um ndan biridir. Tarihin daima devletin siya- tında ciddi bir pürüz | kabul ve telâkki ettiği i ve Sipahi isyanları ilk olarak Üçüncü Murat başlamıştır. Ündan evvelki” isyanlar bir mahiyetinde değil, sade- Marazi birer haraket şek- idiler. > İsterdin! - İstemezdin!, - Yurun!, Politika ve düs- bu devrin mahsulleridir, Sonraki“ devirler ise bü (sefahati idare ) dâtın tedavülü Yahudi- elinde olduğunu evvelce niş ve nüfuzun Nurbanâ tarafından “yapıldığını #tmiştik. Bir okka gümüşün piyasada i beş yüz akçe idi. dakerin sık sık bahşiş iste- ve ( ulufe ) lerin dağıtıl- icabı dolayısile paraya ihtiyaç vardı. albuki milletin o serveti Ma ga sualarındaki ihtiyaçlara cek yerde, saray zev- le Hazine tam ÜÇ KADIN SALTANATI || Padişah Yasağı | Üç > Gün Sürer, Bu devirde Çıkmıştı para daha meydana gelir ve askerin (ulufeleri) de bu para ile tesviye olunur. Defterdar Mahmut Efendiye, eğer bu teklifi kabul edecek olursa iki yüz bin akçe rüşvet vereceğini de söyledi. Hem de bu rüşvet eski ayar üzerinden, yani bir okka gümüş akçe hesabı ile veri- lecekti. Fakat defterdar çok namus- la bir adamdı. Yahudinin tek- lifini derhal reddetti ve mü- varrih (Âli)nin ifadesine göre (bir badem yaprağı kadar in- ce ve bir şebnem katresi ka- dar hafif olan bu meseleyi) kabul etmeyi devletin menfa- atine muzır buldu. Yahudiler bu sefer Padişa- hin nezdinde pek fazla nufuz sahibi olan Rumeli Beylerbeği Doğancı Mehmet Paşaya mü- racaat ettiler. Mehmet Paşa, Yahudilerin Uz İLÂNLAR Bahar geldi Oo Şehirlerden köylere, sayfiyelere gıkılacaktır. Kiraya verilecek eviniz, dalrenlz, odalarınız SON rüşvetini hiç tereddüt etmeden derhal kabul etti ve Defter- dara şöyle bir emir verdi. — Bir okka gümüşten beş- yüz yerine bin akçe kes ve bu (para ile askerin maaşını ver, Yeniçeriler, kendilerine ait olan bir paranın böyle ayarı eksik akçe ile verileceğini ha- ber alır almaz hemen isyan bayrağını açtılar. İşte ilk vahim ve kanlı ne- tce veren isyanın sebebi bu yüzden, bu meseleden çıktı. Asker, saraya yürüdü. Sarayda, divan odasında vezirler içtima halinde idiler. an odasının etrafını ku- şattılar. Doğancı Mehmet Pş. ile Defterdarın kellesini iste- diler. Padişah korktu. Para ile isyanın önüne geçmek istedi. Hazineden torbalarla altın çı- karttı. Askere dağıttırdı. (Arkası var) varsa ve yahut kiralanacak ev, daire ve oda istiyorsanız: Aramak ve sormakla vakit geçirmeyiniz. (20) kuruş size bu işi yapabiliriz. (16) kelimelik bir ilm küfidir.. Her kelime fazlam için bir kuruş ilâve ediniz. y müceddet köşk ulunda 3 odalı küçük | sinde kiralik vcuz di bir ev ile birlikte satılıktır. İçinde Hacı Mehmet Beye müracaat -—5s SATILIK — Şerefi mevkide dört beş odalı hanesi olanların Galatada | Heebeliadada (o Rovayyal Mehmet Ali Paşa hanımda 4i Nomaraya müracaatleri. —5 Mütenevvi : Mevsimi geliyor: ELİ ÇABUK SÜNNETÇİ — Köpetlü | dilir. xade MEHMET RİFAT. Sundiye İsmailağa sokak No. 8 Şehit, muhacir, | yetim çocukları parasız, — TI 22735 © MUHTEREM TÜCCARLAR — İer Kiralık evler: caddesi Na, 50 de Gözlükşü Dean Arl Beye mleeai ği KİRALIK DAİRELER — oteli yanındaki 8 odalı sabık Bige diller oteli binası daire daire veya tamamı kiralıktır. Arzu edenlere mebelle de temin e Anadolu. Ajansı İli mat şubesinde Bürhan Beye. ZAYİ — Süleymaniye şubesinden sk İşlerinizde istifade sürat tamlnat İeerteni bahgalpa YAR | aldığım vesikamı sayi ettim hükmü yan hanında İlhami Ahmet fırmasın | yoktur. VEHAP ZAYI — ZAYİ — Eski mühürümü zayi ettim. borcum olmayıp hükmü yok- tur, Eski Ali paşa caddesi No. 66-7 LÂLE 1914 TENBERİ — Frausızca - İngilizce öğretmekteki muvaffakiyetimizin dere- 19-5-931 ve 2945 Sultamalı | cesini, (usulü tedrisimizin) kuvvetini met askarlik şubesi ve K 8 37604 Baş- | anlamak için kurlarımızı iki ders dinle” heklmliği ve 2910 Muayene yiniz. Divanyolu Firlizağa camli yanında mumaralı evraklarımla birlikte terhiz | Kız. Erkek gündüz ve gece Ziya lisan teskeresi sureti ve aalı ve mektep tas- diknamesi süreti ve sah ve merbutat | —— evrakımı zayi ettiğimden bulanlara sirdeki mdrese tedrisanesi, —3 Zayi — Nüfus kâğıdı, ev tapusu, takdirde | vergi kâğıtlarını zayi ettim. Yenisini memnun edilecektir. Akel takdirde hök- | alacağımdan eskisinin hükmü yoktur. mü yoktur. Saltanahmet parkı karşısın” Ramiste Cuma mahallesinde Bağlar da 17-14 numarada ihtiyat Mülâzimi | caddesinde 39 numarah hanede Pra- evveli MUSTAFA KUCAKTAN KUCAĞA SERVE RVER Bi BEDİ kendine: “Adam sen de,, dedi. | yükdere... sonra Tarabya otel- ye B. Nermini kucakladı. arasından — sıyrılmıya Nermini güç zaptedi- öpüyordu. Telkinini zle değil, uzvi tesir- 1 bü Nin kendini bırakmıştı. ve Beye verdi. içinde, kendi Yaşamak güzeldir. Bugünkü metres Nerminle dünkü ök- süz ve yanaşma Nermin ara- sında bile nekadar farklar vardı. Bununla iktifa vadı muhacirlerinden Osman bin Ömer İstanbul balkını çeken her cazip yere se Bütün plâjlar, Flurya, Pendik sahil- leri, Ada, Altınkum... sonra uzun (Ootomobil (o gezintileri: Bentler, Maslak yolları, Bü- lerinde, Adalarda kısa âşıkane ikametler... Nermin, birkaç ay içinde zel | bir İstanbulun en lüks giyinen, nadir güzel ve zarif kadınla” edemez midi? Hususile Atıf | rından'biri oldu. Tanınmaz bir B. “Evlenmiyeceğiz,, dimiyordu. | hale gelmişti. Yaz balolarma Zinde ve kıvrak vücüdile Bötün yazı neşe içinde ge- nh işimi imei POSTA Son Posfa'nın Bilmecesi Bilmecemiz Yeni 1234567891011 Soldan sağa, yukardan aşağı: horos ötüşleri, ne tüten bir 1 — Varidat ve masraf (5), | ocak, ne bir kör kandil bir Acem filozofu (4) 2 — Polis evi (7) 3 — Araba bacağı (8), bir | bidir. Her yer biraz aydınlık- hece (2) 4 — Törpü (3), bir uzuv (5) | halinde öteki toprak parçaları 5 — İsim (5) efsanevi bir bağ (4) 6 — Kırmızı (2), Yunanis- tanda bir şehir (6) 7 — On sekiz yaşını biti- | du. Bekir) ve Hüseyin isminde ider (6), nefi edatı (2) 8 —Uydurma şeker (7), de- miryolu (3) 9 — Beyaz (2), kıyı (6), a () 10 — Bir hastalık (6), asıl mış (4) ECNEBİ Şu tepede bir bina enkazı var, görüyor musunuz? Oraya bir kere çıktım ve on dakika- dan fazla duramıyarak hemen kaçtım. Orada karanlık ve ıssızlık, şairane değil, hailevidir. Ne sizi karşılıyan bir köpek sesi, ne sabahları enginlere uzanan Hattâ, geceleri ay bile hafi ışığını bu tepeden esirzer gi- ken bu tepe kara bir tümsek arasında göze batar. * Fakat, bu enkazını gördüğün küçük çiftlik evvelce meskün- iki kardeşindi. O zaman ko- yunların (o çıngrakları, (yahut ineklerin böğürmeleri etraftan duyulurdu. En güzel südü ve en halis yağı bulmak için bu tepeye tırmanmaktan yorulmı- yanlar sayısızdı. Bunlar ara- sında, Marmara sabillerini ge- 11 — Kemiğin içindeki ©. My e giden bacak (4) HİKÂYE Bu Sütunda Hergün Türkleştiren : Server Sedi İİ KADIN yendi. Ona çiftliğinizde Iki oda ayırır mısın? — Hayır, dedi Bekir, fakat bu kelimeyi ne güçlükle söy- ledi; çünkü evvelâ çiftlikte oda kiralamak âdet değildi; sonra da kardeşi Hüseyinin rızasını almak lâzımdi. Fakat, bir ân, gözleri ka- dının gözlerine tesadüf etti, sersemledi: — Peki... dedi. * İspanyol kadını çiftliğe yer- leşti. Hergün, Bekirle Hüseyinin arasında yaşıyordu. Sıcaklarda yarı çıplaktı. Ağaçlara tırma- nıyor ve gayet iyi silâh atı- yordu. Bir gece, Bekirle Hüseyinin yanında ve onlarla beraber rakı içti, gramofonü kurda, İspanyolca bir oyun havası çaldı, çırılçıplak soyundu ve oynadı. Sonra ne kahkahalar! Okadar. * Bir gün, Bekir başını avuç- larının içine almıştı. Hüseyin onun yanına geldi: — Hayır ola? Dedi. l * Yeni Neşriyat birgün, çiftlikte yal- y raf başını kaldırdı ve i nız oturuyordu. i 3 Olimpiyat Mecmuası Türkçe bilen bir Genebi | g7” Benimle evlenir mi der sbBu o cumartesi o Olimpiyat | kadını geldi. İki okka tereyağı wpcmuasının beşinci sayısı çok | aldı. Bekir, ancak, yağ pake- s€ngin mündericat ve resim- | tini kadının eline verirken onu lerle (o çıkacaktır. £ Bilhassa | iyice görebilmişti: Bu kadın, Hamdi Emin Beyin tayyare gergin ve esmer tenli, saçları ile Berlinden gönderdiği Avuş- | ve gözleri kuzguni siyah, ağzı turya - Almanya maçına alt | büyük, dudakları çatlak, fakat i resimlerle o makale fevkalâde | gözel, herşeyi güzel, çirkinlik- dikkattir, Sporculara | leri bile güzel ve Hindistan iye ederiz. cevizi gibi kokan, İnsanın er- it kekliğini başına vurduran ga- Türkspor rip ve güzel bir kadındı. Türkeporun dün çıkan son Bekire arzu ile bakıyordu. sayısında birçok güzel makale Bekire, sebepsiz, gülümsü- ve yazılardan başka Galatasa- | yordu. rayın son zaferine alt şayanı Paketi alırken eli, Bekirin dikkat tafsilâtı vardır. eline deydi ve bu temasın uzaması için, galiba vesileler Allo Allo Ke Allo Allo mecmuasının 2inci Sonra uzaklaştı. sayısı birçok meraklı yanlar Vücudünde ne kıvrılışlar! ve çok güzel renkli resimlerle Gözden kaybolduktan sonra çıktı. Tavsiye ederiz. bile, Bekirin gözleri sahile Toros doğru uzandı ve hayalen onu takip etti. Mersin gençlerinin bu mec * müasının 10 uncu sayısı çıktı. Ertesi gün, kadın, yanında Mecmua üzerinde (gençlerin | bir yahudi hizmetçi kadınile çalıştıkları görülmektedir. İlmi | geldi. Bu hizmetçi, tercüman- ve fenni yazılarında tenevvü | lık yaptı ve İspanyolcadan şu ve Mersine sit iktisadi ve | sözleri tercüme elti: istatistiki malümatta yenilikler — Madam otellerde kalma- vardır. yı istemiyor. Burasını İs be- “1 rn iy içinde, mektep- ten ve aileden alman mü cerret ahlâki derslerle hayat mantığı arasındaki büyük farkı anladı. Yarım “monden bazı ailelerle ve kadınlarla tanıştı. Hepsinin yaşamak için yalnız yaşamak için yaşadıklarına ve başka hiç birşeye zerre kadar ehemmiyet vermediklerine şahit oldu. Bir baloda tanıştığı zen- gin Türk kokotlarından biri, ona üç dört viski içirdikten sonra şu nasihati vermişti: — Sakın evleneyim deme ha.. Deli misin? Bak burada gördüğü evli kadınlardan hiç» biri hakikatte evli değildir; yani evlerinden başka herşeyi | “düşünürler; beğendikleri ada- mın koynuna girerler; güzel genç ve zengin ibtiyar ararlar v ve zevkten başka istedik- yoktur. Kocaları da öyle- dir. Bu erkeklerin çoğu bile bile boynuz takarlar. Bak şu baloda her kadın kocasından başka erkeklerle eğleniyor; ber erkek, karısından başka kadınlarla o zevkediyor. Boşan- mak birdenbire çok kolay olsa bunların hepsi biribirlerinden ayrılırlar. Sakın çocukluk ede- yim deme. Ağırlığınca altın, batta elmas değer bir vü- Hüseyin öyle bir kahkaha attı ki Bekir kendisini müdafaa edemedi, sesini çıkarmadı ve başını tekrar avuçlarının içine aldı. » Bir gün de Hüseyin Bekire dedi ki: — Ben ona sevdalıyım. * Birgece, Bekir ( yatağında aşktan ves uykusuzluktan dört yana dönerken, dişarıki sofada, çıplak ve kuvvetli tabanların yere bastığını duydu. Yataktan kalktı, O evvelâ Hüseyinin odasına gitti, yataği boş buldu, sonra aşağı kata indi, baltayı aldı ve İspanyol kadınının odasına girdi. * Ertesi sabah, hizmetçi kadın, Madamın odasında ikisinin de parçalanmış vücutlerini buldu, haykırarak sahile koştu. Bekiri bulamadılar. * Bu sahilden her geçişimde, gece karanlıklarında, iki kar- o vahşi boğuşmalarını gö- rür gibi oluyor ve kadının kahkahalarını duyar gibi olu- yorum. cudun var. Sen dünyanın en zengin kadını olabilirsin, el östünde taşınırsın, o yanında- ki şişmanca Beyle mi evlene- ceksin? Haydi efendim! Zengin parasını çek... Vesileler uydur, pe kopar, bir kenara at... uralara sık sık gelirsen baş- ka zenginler de bulursun. Da- ba çok gençsin, güzelsin de... Biraz hüner bilsen bu erkek- leri çıldırtırsın... Boş bir gü- nünde bana uğra da konuşa- lum. Ben Adada İspilânditte oturüyorum. İsmim (Nadire. Gel bana mutlaka. Unutma ha... Gel, olmaz mı? g ini vadetti, (Arkasi var |

Bu sayıdan diğer sayfalar: